4 Nisan 2007 Çarşamba

'Stres ve Insan'...........



Karadeniz Teknik Universitesi (KTU) Tip Fakultesi Fiziksel Tip ve Rehabilitasyon Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Mustafa Guler, ''Stres ve Insan'' konulu calisma yapti. Prof. Dr. Guler, calismayla ilgili olarak toplumlarda strese verilen tepkinin bireye gore degistigini ifade etti.


Stres duzeyini kismen toplumlarin belirledigini kaydeden Guler, ''Bireysellik ile rekabete en fazla deger veren kulturler en fazla stresi yasiyor. Stresin en dusuk duzeyde oldugu ve kanserin en az goruldugu kulturler ise insanlarin birbirleri ile siki baglari olan, destekleyici, sevecen iliskilerin en cok goruldugu ve yaslilarin aktifrollerini surdurdugu toplumlar'' dedi.

Hissedildigi anda dile getirildiginde, ofkenin kotu olmadigini vurgulayan Guler, ''Dile getirilmezse, kuskunluge ve hatta nefrete donusur ve bu da zarar verici olur. Ofke ve umutsuzluk duygularini ortaya cikar cikmaz gidermeye ugrasmaliyiz. Duygusal gereksinimlerimizle ilgilenmezsek, hastaliga zemin hazirlamis oluruz''diye konustu. Guler, kendileri ve yakin cevreleri ile barisik olan mutlu kisilerin, digerlerine kiyasla nadir olarak ciddi hastaliklara
yakalandigini kaydetti.

Sevgiyle ugurlanan esler

Guler'in arastirmasindan bazi onemli basliklar soyle: Leo Buscaglia, sabahlari, esi tarafindan sevgiyle ugurlanan erkeklerin (sigorta sirketlerinin yaptigi arastirmalara gore) daha az araba kazasi yaptigini soyluyor. Bu erkeklerin ortalama yasam sureleri digerlerine oranla daha fazla bulundu.L.F.Berkman ve S.L.Syme 4 bin 725 yetiskin uzerinde uzun sureli yaptiklari arastirmada kisilerin evliliklerinin durumunu, toplumsal etkinliklere katilimlarini, sigara aliskanliklarini, asiri kilolarini ve daha onceki saglik sorunlarini inceledi. Toplumsal iliskileri zayif
ya da kopuk olanlarin olum oranlarinin digerlerine kiyasla iki bucuk misli yuksek oldugunu saptadilar. Evcil hayvanlari olanlarin da kalp krizlerinden sonra daha uzun yasadigini belirlediler.

Stresli ve hiperaktif ozellikleri yogun olan kisilerde kalp hastaliklarinin fazla oldugu, kalp krizinden olumunun de 5 misli fazlaoldugu saptanmaktadir. Finlandiya'dan Dr. Thomas Kamarck zihinsel stresin kan damari lejyonlarini, damar sertligini ve kolesterol seviyesini artirdigini gosteren arastirmalar yayinladi. Ohio Universitesi'nden Dr Fred Cornhill ve Murina Levesque, sevgi ve ilgi goren farelerin asiri kolesterol iceren yiyeceklerle beslendiklerinde bile kalp krizi risklerinin yuzde elli az oldugunu buldular. Dr. Herbert Benson, saglikli bir kolesterol duzeyinin stresle basa cikabilme ile dogrudan iliskili oldugunu gosterdi. Meditasyon ve egzersiz yaparak; hirsli, basariya odakli kisilere bu davranislarindan vazgecmeden kalp krizini onlemeyi ogretebiliriz. Duzenli meditasyon yapan kisiler uzerinde yapilan arastirmalar, bu kisilerin fizyolojik yaslarinin kronolojik yaslarindan cok daha genc oldugunu gosterdi. Ilk kosul insanlarin bedenlerine ve zihinlerini bakacak kadar kendilerini sevmelerini saglamaktir. San Francisco'sun Mount Zion Hastanesi'nden Powell ve Thoresen, kalp ameliyati sonrasinda hastalarda ofkeli sabirsizligi ve baskalarina karsi dusmanlik duygularini sevgiye donusturerek enfarktus oranini yariya indirmeyi basardilar.

Kalp krizi ve beyin kanamasi geciren deneklerin, depresyonu yenemedikleri takdirde 6 ay icinde olme riskinin 3 kat fazla oldugu da ayni arastirmada vurgulandi. Bostonlu Dr. Bernard Fox, ornegin depresif insanlarin iki kati oranda kansere yakalandigini tespit etti. Birinde losemi olan tek yumurta ikizleri incelendiginde hasta olanlarin hastaliktan once agir
bir depresyon icinde olduklari veya agir bir kayip yasadiklari, saglikli ikiz kardeslerinde ise boyle bir durum olmadigi goruldu. Arnold Hutschnecker Yasama Azmi'nde soyle diyor: ''Depresyon olume kismen teslim olmaktir ve oyle anlasiliyor ki kanser umutsuzlugun hucre duzeyinde yasanmasidir. ''Kanser ile ice atilan duygular arasindaki iliskinin bilimsel temele dayandirilmasi, bundan otuz yil once Dr. M Kissen, sigara icen bir grup uzerinde inceleme yaparak akciger kanseri olanlarla baska hastaliklari bulunanlari kiyasladigi zaman mumkun oldu. Kissen, kisilik testlerine bakarak kanser hastalarinda, duygularini ifade edecek yerlerin daha az oldugunu ve bir insanin duygulari ne kadar cokbastirilmis ise, sigaradan kansere yakalanma riskinin o kadar cok oldugunu gordu.

Ev kadinlari daha cok kansere yakalaniyor

Ev kadinlari genel nufusa kiyasla yuzde 54 ve calisan kadinlara kiyasla da yuzde 57 daha fazla kansere yakalaniyorlar. Neden rolun kendisi degil, kendini kapana kisilmis hissetme duygusudur. Ev kadinligi rolunden duyulan hosnutsuzluk gibi basit bir neden de olabilir. (Eger bu rol o kadina doyurucu gelmiyorsa) Oregon Universitesi'nden Dr. William Morton bu sonuclari yayimlayinca, pekcok arastirmaci mutfakta kanserojen bir madde var sanarak arastirmalar yapti. Pekcok Amerikan mutfaginda kanserojen maddeler bulanabilir ama ucretli hizmetcilerin, iki mutfakta calistiklari halde, ev kadinlarindan daha az kansere yakalandiklari goruluyor. Ev kadinindakiyuksek kanser riskinin onun kendini kapana kisilmis hissetmesi ve arzuladigi hayati degil, bir rolu yasiyor olmasindan kaynaklanabilecegi pek dusunulmuyor.

Bir iliskinin sona erdigini kabul etmek zor. Bu yuzden gercektende bosanmis kisilerde kanser, kalp hastaliklari, zaturree, yuksek tansiyon ve kaza olumleri orani evli, bekar ya da esi olenlere kiyasla daha yuksek. Ayni zamanda evli erkeklerde bekar erkeklerde goruldugunun ucte biri oraninda kanser vakasi goruluyor ve evli erkekler bekarlarin uc kati, fazla sigara icseler bile kanser orani bekarlarla ayni oluyor. Meslek hayatinda yasanan dususler de yaygin olarak kotu huylu kanserlere yol aciyor. Napolyon Bonapart, Ulysses S Grant, William Howard Taft ve Hubert Humphrey'm olumcul kanserlerinde yasamlarindaki yenilgilerin etkileri gozleniyor.

Selye, iyilesme orani son derece dusuk bir kanser turu olan bag dokusu kanserine yakalandi ve buna son derece sira disi bir tepki gosterdi: ''Olecegimden kesinlikle emindim, bu yuzden kendi kendime, soyle dedim: 'Bak, bu senin basina gelebilecek en kotu sey ve bu konuda izleyebilecegin iki yol var, ya ortalikta sirasini bekleyen zavalli bir olum mahkumu gibi dolasip bir yil icinde eriyip gidersin ya da kalan yas����� elinden geldigi kadar cok sey sigdirmaya calisirsin. Ikincisini sectim, cunku ben mucadeleciydim, kanser de benim hayatimdaki en buyuk kavgayi simgeliyordu ve basardim.'

Gozyaslari birbirinden farkli

Minnesotali biyokimyaci Dr. W. Frey, uzuntu gozyaslari ile mutluluk gozyaslari birbirleriyle iliskilerini ayirt etti. Aglamak: Gozyaslarinin Sirri isimli kitabinda ilginc ornekler veriyor. 'Sogan soyarken olusan gozyasi ile duygusal gozyaslarinin protein yapilari farkli... Duygusal gozyaslari yuksek protein iceriyor. Stres sonucu olusan zararli maddeler gozyasi ile disari atiliyor. Gozyaslari bastirildiginda veya aglamaya karsi negatif bir tutum varsa asil sorunorda basliyor. Boyle kisilerde mide, bagirsak hastaliklari daha yuksekoranda bulunuyor.' Sevebilmek icin korkulari, istirabi ve umutsuzlugu yenmek gerekir. Pek cok insanin kafasinin icinde bir yasam boyu birikmis ofkeler dolanip durur ve her animsandiklarinda yeni streslere neden olur. Bu ofkelerle durustce yuzlesmek sarttir. Onlardan kurtulmak icinhem kendinizi hem de korktugunuz, kizdiginiz kisileri affetmeniz gerekir. Affetmezseniz, kendi kendinizin dusmani haline gelirsiniz.

Hiç yorum yok: