4 Nisan 2007 Çarşamba

Alkol BaGimliGi

haha1 haha1 haha1
Bu yazida alkol-madde bagimliligi sorununun icinde ele alinmasi onerilen tibbi model tanimlanacak ve madde bagimliligi bir surec olarak tanimlanmaya calisilacaktir.
Alkol-Madde Bagimlisi icin rastlanabilen (ortuk/acik) yargilar �Madde kullananlar kontrol edilmesi gereken tehlikeli kisilerdir.�, �Madde bagimlilari iradesizdir.�, �Madde bagimliliginda tedavi sonuc vermez.� ifadeleriyle orneklenebilir. Bu yargilar, iyi-kotu, olumlu-olumsuz, gibi bir cirpida yapilabilen ayrimlarin hastalik-saglikli olma biciminde yansimasidir. Tipta ontolojik hastalik modeline gore hastalik-saglik bu tek boyutlu tanim icinde alinir ve hastalik baglamindan ayri olarak kendi icinde tanimlanir. Ontolojik hastalik modeline gore nedensellik (yani etiyoloji-hastalik iliskisi) dogrusal bir iliskidir. Buna gore hastalik, hastanin/olgunun disinda ve ondan bagimsiz gercekligi olan durumdur. Tum olgular aynidir. Tuberkuloz bir hastaliksa bunun nedeni bir mikroorganizmadir, tuberkulozun ilaci da bellidir. (Tip ogrencisine kalan bu iliskiyi ezberlemektir! Bu kadar bilgiye ragmen tuberkuloz toplumun onemli bir kesimini yakalamaya devam etmektedir.) Fizyolojik hastalik modeline gore ise hastalik kisinin eylemleri, yasam bicimi ve cevreyle iliskileri baglaminda aciklanir. Hastalik sistemde bir seylerin yanlis gitmesidir; hasta olan insan, yani �olgu� bu sistemin icinde merkezdedir. Alkol-madde bagimliligi icin bir adim daha ileri gidilmesi bagimliligin tanimlanmasina katkida bulunacaktir.

Bagimliligin Gelisme Sureci-Degisimin Evreleri Modeline gore bagimliligin gelisme �evreleri� tanimlanmistir. Birinci evre �baslama ve bagimliligin ortaya cikmasi� evresidir. Bu evrede madde ile karsilasilir ve kullanim baslar. Ikinci evrede maddenin kullanimi hosa giden ve olumlu yasantilari getirir. Dogrudan (bunaltinin giderilmesi gibi) ya da dolayli olarak (toplumsal odullenme gibi) yasanan olumlu sonuclardir bunlar. Bagimliligin erken evrelerinde ve maddenin ilk etkileri yasandiginda maddeyle baglantilandirilan durumlar/sonuclar maddeyi kullanma lehine motivasyonel yondedir. Davranisin yinelenmesiyle madde/davranis-sonuc iliskisi pekisir. Ileriki bir zamanda maddeyi cagristiran durumlarla karsilasildiginda bu motivasyonel surecle basa cikma ayri bir cabayi gerektirecektir.

Ucuncu evre istenmeyen sonuclarin ortaya ciktigi evredir. Bu evrede pek cok kisi davranisini sinirlayabilir ya da degistirebilir, ancak bagimlilik gelismisse bu olmayabilir; cogu zaman da boyle degildir. Bu olumsuz sonuclarla birlikte maddeyi kullanmanin olumlu sonuclari da yasaniyordur. Bu evrede kisi olumsuz sonuclarin maddeden kaynaklandiginin hala farkinda degildir; bagimlilik davranisiyla yasamindaki sorunlar arasinda bir nedensellik kurmaktan uzak durarak ayni davranis oruntulerini yineleyen bir bicimde sergilemeye devam eder. Bu baglamda alkol/madde bagimliliginda belki de temel olarak uzerinde calisilmasi gereken bir bilissel-duygulanimsal surec �bagimlica dusunme�dir. Bu dusunce bicimi, gercekligin carpik bir algilamasi olarak degerlendirilmistir: bagimli birey -bagimliliktan kaynaklanan- sorunlarinin kaynagi olarak baskalarini gormektedir. Zamani algilayisinda da sorunlar vardir: Yakin gelecekle ilgili beklenenler, daha uzak gelecekle ilgili algilama zayifligiyla ilgili olarak, onceliklidir. Bu sorunlarla ilgili rahatsizligini en aza indirmek icin de daha once istedigi sonuclari gordugu madde kullanma davranisini surdurur.

Dorduncu evrede (donum noktasi ve birakmanin baslamasi evresi) maddeyi birakma dusuncesi belirir. Bu dusunce bagimliligin aslini olusturan �ambivalansi� da beraberinde getirir. Bagimlilik davranisi bir taraftan zarar verirken bir taraftan da kisiye hizmet eder. Bu ambivalansin temelini olusturur. Artik bu evrede kisisel sorumlulugun kabulu soz konusudur. Bagimli kisi bir donum noktasindadir.

Degisimdavranisla ilgili farkindaligin artisiyla birlikte gorulebilecegi gibi bir sonraki asamadan bir onceki asamaya donusle de gerceklesebilir (relaps-madde kullanma davranisinin yeniden yapilanmasi. Tum bu evreler boyunca dogrusal bir ilerleyis soz konusu degildir; model durumsal, bilissel, kisilerarasi iliskiler, kisisel ve biyolojik etkenlerin rollerini de dislamamaktadir.
Bugunun toplumunda sikca bulunan can sikintisi, caresizlik, yalnizlik gibi yasantilardan ya pasif yasanti bicimlerine siginarak (televizyon seyretmek gibi) ya da kompulsif, cabuk ve kisa sureli doyumlara yonelerek kurtulmaya calisilmaktadir. Bu gorus, uzak sonuclari gormeksizin o ani yasamaya vurgu yapan, plan yapmadaki guclukler, gercekci olmayan cozum yollari uretme, kliselere takilmis kisitli bir dil gibi islevlerdeki eksikliklerle belirgin bir kisilik profili cizmistir. Madde kullanimi da cizilen bu kisiligin tercih edebilecegi cok hazir bir secenek olarak, diger sayilan ornekler gibi cabuk bir cozum olarak alinabilir. Dogan (1996) zamanla ilgili yasanan bu algilama sorununu cagin hastaligi olarak adlandirmistir. Bugunun modern toplumlarinda, ozellikle Bati icin tanimlanmis bir ozellik insanlarin �toplum� olma duygusunun manipulatif ve yalnizlastirici guclerin etkisiyle gelisemedigi, bireylerin birbiriyle doyurucu iliskiler gelistiremedigi, dolayisiyla yalnizlastigi, birbiriyle aktif iliskiler gelistirmis bir toplumdan cok bir �yigin� olusturdugu, bireyin merkezi bir otoritenin etkisi altinda otonomi kaybini yasadigi ve her bireyin bos �kendiligini� tuketim maddeleri, yemek, bagimlilik yapabilen maddelerle� doldurmaya calistigi ileri surulmustur.

Alkol-madde bagimliliginin hem bireysel hem de toplumsal duzeyde tanimlanmasi cozumun de her iki duzeyde gerceklestirilmesi gerektigini dusundurmektedir. Kaldi ki son gunlerde, basinin da manipulasyonuyla, bagimlilik sorunu tum toplumun sahiplendigi bir sorun halinde halen konusulmaktadir

Hiç yorum yok: