3 Ağustos 2009 Pazartesi

İstanbul'da elektrik kesintisi

stanbulda-elektrik-kesintisi.jpg

Esenler, Bahçelievler ve Beşiktaş'ta 30 ile 31 Temmuz tarihlerinde elektrik ( canlılık, cazibe, çarpıcılık ) kesintisi yapılacak.

Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş'den (BEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, bakım ve onarım çalışmaları kapsamında 30 Temmuz Perşembe günü 07.00-16.00 saatleri arasında Esenler'in Yeni Gün Mahallesi 1/1A, 1, 2, 4, 5, 1/1-3, 3/1, 3/1A sokakları, Bakırköy Caddesi ve çevresine, 09.00-17.00 saatleri arasında Menderes Mahallesi 306, 308, 309, 310, 311, 312, 313, 314, 316, 319, 351 sokakları, Necip Fazıl Caddesi ile Hayat Hastanesi ve civarlarına, 09.00-18.00 saatlerinde Bahçelievler Zafer Mahallesi, Şelale, Köyüm, Damla, Kumrulu sokaklar ile Ahmet Yesevi Caddesi'nin bir kısmına, 07.00-19.00 saatleri arasında Beşiktaş'ın Ortaköy Mahallesi, Yalıçıkmazı, Katmer, Çarşı Ağası, Yelkovan ile Kaymakçı sokakları, Muallim Naci, Ambarlıdere caddeleri, İstanbul Trafik Vakfı otoparkı ve çevresine elektrik verilemeyecek.

Ayrıca, 31 Temmuz Cuma günü de 09.00-18.00 saatlerinde Bahçelievler Zafer Mahallesi, Kuleli köprüsü altı büfeler, Yeterler Tekstil ile Çınar Sokak ve çevresinde elektrik kesintisi uygulanacak.

AA


Haczedilen eşek satıldı

haczedilen-eek-satld.jpg
Burdur'un Ağlasun ilçesinde, banka kredisi borcunu ödemeyen çiftçinin haczedilen eşeğini kefili satın aldı.
Ağlasun'da yaşayan çiftçi İlhan Taştekin'in 25 bin TL'lik banka kredisi borcunu ödememesi üzerine borcu ödemek zorunda kalan ve Taştekin'i icraya veren kefili esnaf Muammer Taşan, haczedilen ve ikinci kez hükümet konağının önünde satışa çıkarılan eşeği 260 TL'ye aldı.

Ağlasun'da yaşayan çiftçi İlhan Taştekin'in banka kredisi borcunu ödememesi üzerine borcu ödemek zorunda kalan kefili Taşan, Taştekin'i icraya vermiş, Ağlasun İcra Müdürlüğünce uygulanan işlemde İlhan Taştekin'in evine haciz gelmiş, evde eşya bulunamaması üzerine ahırındaki eşeğine el ( mülkiyet, namahrem, yurt ) konulmuştu. Hacizle alınarak çoban Kadir Top'a yediemin olarak bırakılan yaklaşık 10 yaşlarındaki eşek geçen hafta satışa çıkarılmış, eşeğe alıcı bulunamamıştı.

Petrol yükselişini sürdürüyor

petrol-ykseliini-srdryor.jpg

Batı teksas tipi ham petrolün Eylül teslimi fiyatı 3 sent yükselerek varili 68,41 dolardan işlem görürken, Londra'da Brent tipi ham ( kaba, incelmemiş, idmansız ) petrol ( yer yağı ) de ( bile, dahi ) varili 71,04 dolardan satılıyor.

AA

Sakın eski telefonlarınızı atmayın

sakn-eski-telefonlarnz-atmayn.jpg
'Cepten' görüntülü konuşmaya 2 gün kala, Ulaştırma Bakanlığı'nın mevcut telefonları çöpe gitmekten kurtaracak proje üzerinde çalıştığı ortaya çıktı. İlk etapta görüntülü konuşturamayan 8 milyondan fazla cep telefonu, firmaların toplama merkezlerinde bakımdan geçirilip garanti belgesi düzenlenecek. Ardından düşük vergiyle Uganda, Mısır ve Irak'a ihraç edilecek. Böylece görüntülü konuşturamayan telefonlar çöp yerine ekonomiye 250 milyon dolar olarak dönecek.

Turkcell, Vodafone ve Avea aboneleri 30 Temmuz 2009'dan itibaren cepten maç izleme, hızlı internet ve uzaktan sağlık hizmeti gibi pek çok yenilikle tanışacak. Ancak bu uygulamaları kullanmak için, dünyada 3. Generation olarak (3G) adlandırılan üçüncü nesil uyumlu telefon şart. Türkiye'de bir süredir, yeni ( gıcır, henüz, cedit ) teknolojiye uygun telefonlar satılıyor. Ancak pahalı olduğu için satış rakamı 4 milyona ulaşabildi. Türk halkının, cep ( çökertme ) telefonunu ortalama 1,5 yılda bir değiştirdiğini belirten ( tamlayan ) uzmanlar vatandaşın görüntülü konuşma başladığı andan itibaren kısa süre içinde 3N uyumlu telefonlar alacağı görüşünde. Bu yıl sonuna kadar 10 milyondan fazla telefonun atıl duruma düşeceği kaydediliyor.

Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği Başkanı Murat Dursun,
3G hayata geçtiğinde ikinci nesilde kullanılan cihazların teknik olarak bu sistemi desteklemediği için bu sistemden yararlanmaları mümkün olmadığını belirtti. "Mevcut telefonları şu anki gibi kullanabiliriz. Ancak 3G'den yararlanamayız." diyen Dursun, görüntülü konuşma başladığında 3G uyumlu telefonların piyasaya gireceğini aktardı. Atıl duruma düşecek cihazları nasıl kullanılabileceğine yönelik proje ürettiklerini belirten Dursun, projeye Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun da olumlu baktığını kaydetti. Dursun'un verdiği bilgiye göre kayıtsız halde yapılan 2. el ticaret kayıtlı hale getirilecek. Bu telefonlarda KDV yüzde 18'den yüzde 1'e indirilecek. Firmalar toplama merkezi gibi organize edilerek bu cihazları toplayıp bakımlarını yaparak garantilendirerek tekrar piyasaya arz edecek. Ardından bu telefonlar Uganda, Mısır ve Irak gibi ülkelere ihraç edilecek.

250 MİLYON DOLAR KAYNAK

Konuyla ilgili Mısır, Uganda ve Irak ile görüşmelerde bulunduklarını kaydeden Dursun, "Oradaki sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yaptığımız görüşmelerde ikinci el cihazları toplayarak ihracatını yapmamızın mümkün olduğunu gördük." diye konuştu. İngiltere ve İspanya'nın ikinci el cihazları toplayarak bu ülkelere sattığını belirten Dursun, "Bizde bunu yapabiliriz. Ticari ilişkilerimizde son yıllarda önemli adımlar attığımız ülkeler bunlar. Afrika ülkeleri ticaretimizin her geçen gün geliştiği ülkeler. Hem ülkemiz kazansın hem ticaretimiz gelişsin. Önemli istifadeyi o ülkelere sunmalıyız." dedi.
"Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu projeye olumlu yaklaşıyor." diyen Dursun, atılması gerekli adımın KDV'nin yüzde 18'den yüzde 1'e çekilmesi olduğunu vurguladı. Şu anda 0 vergiyle satılan ikinci el telefonların yüzde 1'le bile satılmasıyla devletin 250-300 milyon dolar kazanacağına dikkat çekti.

3G UYUMLU TELEFON ALIRKEN DİKKAT

- Görüntülü konuşma hizmeti için telefonun her iki yönünde de kamera bulunmalı.
- Tek taraflı, ancak öne çevrilebilen cihazlar da kullanılabilir.
- Telefonda dahili modem cihazı olmalı. Bilgisayar bağlantısı bununla yapılıyor.
- Televizyon yayınlarını alabilmek için ekran çözünürlüğü yüksek ve geniş ekranlı cihazlar tercih edilmeli.
- Tuşlu yerine dokunmatik ekranlı telefonlar daha geniş görüntü sunabiliyor.
- Şehirde telefonla adres bulmak için GPS özelliği olan telefon gerekiyor.
- Fatura ve garanti belgesi sorulmalı. IMEI numarası kontrol edilmeli.
- Telefon almadan önce detaylı model ( biçim, benzer, mostra ) ve pazar araştırması yapmayı ihmal etmeyin CEP HAYATIMIZIN

HER ANINA GİRECEK

Cep telefonuyla görüntülü konuşulacak
Herhangi bir televizyon kanalı izlenebilecek.
Kaydedilen bir görüntü anında başka bir tarafa aktarılabilecek.
Sağlıkta kritik hastalığı olan hastalar uzaktan izlenebilecek.
Uçak, otobüs, tren biletleri cep telefonuyla alınabilecek.
Elektrik, su, telefon, doğalgaz fatura ödemeleri cep'ten yapılacak.

"Abuk sabuk ve düzmece"

abuk-sabuk-ve-dzmece.jpgABD Başkanı Barack Obama'nın ABD toprakları dışında doğduğu için başkanlığının geçersiz olduğu iddialarının tekrar gündeme gelmesiyle ilgili olarak Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, iddiaların "abuk sabuk ve düzmece" olduğu belirtildi.

Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, günlük olağan basın toplantısında, başkanın vatandaşlığı konusundaki komplo teorilerini bir ( yalnız, aynı, yeksan ) kez daha yalanladı.

Gibbs, Obama'nın doğum yeriyle ilgili belgenin internet ortamında yer aldığını ve Obama'nın vatandaşlığının "defalarca" kanıtlandığını söyledi, ancak bu iddiaların sona ermeyeceğini de ( dahi, bile ) ekledi. Gibbs, "Bu abuk sabuk düzmeceye Beyaz Saray'ın basın toplantısı odasında değinmekten nefret ediyorum. Elimde DNA kanıtı bile olsa bazıları buna inanmayacak" diyerek ( diye ) tepkisini gösterdi.

Gibbs, "Bu ülkede çok daha önemli birçok konu var" dedi.

AA

Shop and Miles'da 2. jenerasyon

shop-and-milesda-2-jenerasyon.jpg

Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Temel Kotil, THY'nin Avrupa'da yolcu sayısında dördüncü çıkmasında hem Shop&Miles hem de Miles&Smiles kartlarının büyük etkisi olduğunu belirtti.

Garanti Bankası ve THY ortaklığı ile 9 yıl önce çıkartılan ve kısa bir süre önce yenilenen Shop&Miles kredi kartı hakkında bilgi vermek amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Kotil, THY'nin Avrupa'da yolcu sayısında dördüncü olduğunu, sektördeki en önemli dergilerden biri tarafından da dünyadaki hava yolları içinde performansta dördüncü sırada gösterildiğini söyledi.

Shop&Miles'ın yolculara ödül bilet vermesinden dolayı oldukça geniş bir yelpazeye bilet satmalarına imkan verdiğini ve kendileri için ticari açıdan çok değerli bir kart olduğunu ifade eden Kotil, ''Amerika'da çocuklarını okutan kişiler bile Shop&Miles kartı buradan gönderip Amerika'daki harcamasını ona yaptırıp üzerinden mil alıyor. Dolayısıyla Shop&Miles Amerika'ya kadar buradan gidiyor. İnşallah orada da ayrı bir program gibi bir düzenleme yaparsınız. Shop&Miles yolcularımızın ayrılmaz bir parçası'' dedi.

Olmazsa olmayacak tek şeyin rekabet olduğuna, rekabetten dolayı dünyada dördüncü olduklarına işaret eden Kotil, ''İyi ki rekabet var. İyi ki diğer kartlar var. Çünkü Shop&Miles hepsinden daha etkin ve geniş yelpazede hizmet veriyor. Bu iki dördüncülüğümüzde Shop&Miles'ın katkısı yüksektir'' diye konuştu.

''MİLLER YÜZDE 85 ORANINDA KULLANILIYOR'' 

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kotil, millerin yüzde 85 oranında kullanıldığını belirtti.

Başka bir soruya karşılık da Kotil, rekabete teşekkür ettiklerini, rekabetin kendilerini genç ve canlı tuttuğunu ifade ederek, ''THY şu anda 76 yaşında ama dünya çapında kendinden en çok söz ettiren şirket. Çünkü biz ( tığ ) kendimizi çok genç hissediyoruz'' dedi.

Temel Kotil, yurt dışından Türkiye'ye uçan yabancı hava yollarının getirdiği yolcu sayısında yüzde 30 azalma olmasına karşın THY'nin yurt dışı yolcu ( geçici ) sayısında yıl başından bu yana yüzde 17 artış yaşandığına işaret ederek, Shop&Miles'ın rekabetten de pozitif etkilendiğini, THY'nin uçuş ağı ile entegre olduğunu ve 150'den fazla noktada haftada 4 bin 500 seferde kullanılabildiğini kaydetti.

Kotil, bu yılın ilk 6 ayında THY'nin yurt dışı yolcu sayısında yüzde 17, yurt ( dar, mekân, habitat ) içi yolcu sayısında da yüzde 5 büyüdüğünü, THY'nin 2008'deki performansını pratik olarak sürdürdüğünü belirtti. Kotil, ''Yurt dışı yolcu başına gelirimiz yurt içine göre neredeyse 3 kat fazladır'' şeklinde konuştu.

MILES&SMILES'DA 1,6 MİLYON ÜYEMİZ VAR'' 

Kotil, Shop&Miles'den elde edilen millerin yalnızca THY'de değil Star Alliance'ın bütün uçtuğu noktalarda da kullanılabildiğini belirtti.

Miles&Smiles'da şu anda 1.6 milyon üyeleri bulunduğunu söyleyen Kotil, ''İnşallah Shop&Miles de oraya çıkar. Avrupa'da dördüncü çıkmamızda hem Shop&Miles'ın hem de Miles'Smiles'ın büyük etkisi olmuştur'' dedi.

Türkiye'de 5 milyon aktif uçan yolcu bulunduğunu ve Miles&Smiles'a her ay 40 bin ilave üye yaptıklarını söyleyen Kotil, THY ile uçmayı tercih eden Alman, Fransız olan kişileri de Miles&Smiles üyesi yapmayı istediklerini kaydetti.

Bir başka soruya karşılık da Kotil, geçen yıl 4,7 milyar dolar ciro yaptıklarını hatırlatarak, Shop&Miles'da önümüzdeki 3 yılda bilete dönüşeceğini tahmin ettikleri cironun 250 milyon dolar olduğunu belirtti.

''ÖĞRENCİLERDEN CİN GİBİ FİKİR...'' 

Temel Kotil, başka bir soru üzerine de, yaz aylarında yoğunluk olduğunu, uçakları zamanında kaldırabilmek için sıkı program ( yetişek, izlence ) uyguladıklarını belirtti.

Bir başka soruya karşılık da Kotil ''ABD'de öğrenci olayına denk geldim. Yurt dışında okuyan öğrenciler cin gibi fikirler bulmak zorundalar. Çok muazzam harcama yapıyorlar, onu biliyorum. Kendi oğlum da, çocuklarım da Amerika'da. Öğrenciler kirasını, şunu, bunu ödüyor ve sonunda bilet alıp geliyor buraya. Cin gibi fikir'' dedi.

Kotil, THY'nin First Class uçuşlarında da yüzde 30-50 doluluk bulunduğunu ve burada bir aksaklık yaşamadıklarını söyledi.

SHOP&MILES'TA 2. JENERASYON... 

Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin ise Shop&Miles ile 9 yılda iyi bir noktaya geldiklerini, Shop&Miles'ın gerçek bir ''mil'' programlı kredi kartı olduğunu anlattı.

Garanti Bankası ile Türk Hava Yolları'nın bilgi birikimi ve tecrübesi sayesinde kart sahiplerinin değişen seyahat alışkanlıklarını ve beklentilerini analiz ederek Shop&Miles'ı yenilediklerini bildiren Sezgin, 500 bin yeni kartın kullanıcılara teslim edildiğini, Ağustos sonunda bütün kartların teslim edilmesiyle toplam 650 bin kartın dağıtılmış olacağını kaydetti.

Tüketicilerin sürekli yanında olup onlara somut avantajlar sağlamaya çalıştıklarını ifade ( rapor, anlatım, söylem ) eden Sezgin, anlaşmaları bulunan American Express kartlarının da Shop&Miles'a dahil edildiğini, 2 kartın tek bir programda birleştirildiğini, kazanılan millerin tek havuzda toplandığını anlattı.

Sezgin, MasterCard logolu Shop&Miles kartlarıyla dünyanın her yerinden yapılan alışverişlerde 1 liralık harcama karşılığında 1,5'a varan mil kazanıldığını, American Express logolu Shop&Miles'ın ise alışverişlerde yüzde 25 daha fazla mil kazandırdığını, yeni uygulamalarıyla Shop&Miles müşterilerine iki ( dü ) kartın da bir arada gönderildiğini anlattı.

Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Sezgin, bugüne kadar 120 bin civarında American Express kartı verdiklerini bildirdi.

Mil programlarında rekabetin yoğunluğuna işaret eden Sezgin, ''Ancak Shop&Miles'tan kaçış görmüyoruz. Belki büyüme hızını etkileyebilir. Uçuş kültürü son yıllarda artıyor. Amaç pazarın büyümesi. Rekabetin bizleri daha zinde tuttuğu ve uçuşa olan dikkati artırdığına inanıyorum'' diye konuştu.

9 YILDA 30 MİLYAR MİL... 

Mehmet Sezgin, Shop&Miles'ın 9 yılda 30 milyar mil kazandırdığını, bunun yüzde 85'inin bedava uçuş olarak kullanıldığını bildirdi.

Bir gazetecinin, Shop&Miles kullanıcı sayısının yıl sonunda 1 milyon adedi bulup bulmayacağı yönündeki sorusu üzerine, ''Bu yıl sonunda hayır. Amacımız programı sürekli büyütmek. 3 yıl içerisinde 1 milyon sayısını göreceğimize inanıyorum'' dedi.

Başka ülkelerde kart çıkarma konusunda ( dair ) gelen bir soru üzerine de Sezgin, diğer ülkelerde bankacılık lisansı almadan bu işi yapmanın zor olduğunu, ancak lisans anlaşmalarıyla işbirlikleri yapılarak bunun gerçekleştirilebileceğini anlattı. Sezgin, ''Romanya'da belki Shop&Miles çıkarmayı düşünebiliriz'' dedi.

Kredi kartı harcamaları ortalamasına bakıldığında harcamaların yüzde 2'sini yurt dışı harcamalarının oluşturduğunu ancak, Shop&Miles harcamalarında bu oranın yüzde 30'a çıktığını anlatan Sezgin, kart kullanımında Shop&Miles ile diğer kredi kartları arasında büyük farklar olduğunu anlattı.

Sezgin, mil hedefleri konusunda ise bunun kredi kartı harcamalarına bağlı olduğunu, belli miktar harcama sözü veren müşterilerine de avans ( öndelik ) mil uygulaması başlatacaklarını kaydetti.

Kazanılan millerin, ne kadar bilete karşılık geldiğinin sorulması üzerine Sezgin, her ay alınan biletlerin üçte birinin bedavaya geldiğini söyledi.

Kart sahiplerinin ödeyecekleri kart ( kartvizit, sütsüz, kartpostal ) bedeli konusunda ise Sezgin, ''Kart ücreti bu segmente konu olmayan bir konu'' dedi. Kart ücretlerinin değişebildiğini belirten Sezgin, kartlar arasında seçimin müşteriler tarafından yapılacağını anlattı.

Yeni başlatacakları kampanyaları hakkında da bilgi veren Sezgin, tek ( uslu, nazar boncuğu, tenha ) yönlü mil kullanımına olanak sağlanmasıyla ''dönüş bizden'' şeklinde bir kampanya gerçekleştireceklerini bildirdi.

BEDAVALARLA LONDRA VE PARİS'E UÇULDU 

Toplantıda verilen bilgiye göre, bedava mil kullanılarak bugüne kadar iç hatlarda en çok İstanbul-İzmir, İstanbul-Ankara, İstanbul-Antalya destinasyonları tercih edilirken, dış hatlarda ise ez fazla İstanbul-Londra, İstanbul-Paris, İstanbul-New York ve İstanbul-Milano arası uçuldu.

Shop&Miles sahiplerinin en çok turizm ve seyahat, market ve süper market, giyim, restoran ve benzin harcaması yaptıkları belirtildi.

AA

Mey içki Burgaz rakı ile ilgileniyor

mey-iki-burgaz-rak-ile-ilgileniyor.jpg

Mey İçki, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından satışa çıkarılan Burgaz Alkollü İçkiler A.Ş. için açılan ihale ile ilgilendiğini açıkladı.

Mey İçki'den yapılan yazılı açıklamada, şunlar kaydedildi:

''Şirketimiz, TMSF tarafından satışa çıkarılan Burgaz Alkollü İçkiler A.Ş. için açılan ihale ( tefviz, eksiltme ) ile ilgilenmektedir. Bu nedenle TMSF tarafından 24 Temmuz itibariyle adayların bilgisine sunulan şartname alınmış ve bu bağlamda danışman şirket tarafından yasaların verdiği hak ( kazı, adalet, kazanç ) çerçevesinde inceleme süreci başlatılmıştır.

Mey İçki'nin ihaleye katılıp katılmama kararı bu incelemenin sonunda şekillenecektir.''

AA

Adalet Bakanlığı: "Şikayetler incelenecek"

adalet-bakanl-ikayetler-incelenecek.jpgAdalet Bakanlığı, ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcıları ve bu soruşturmada işlemleri bulunan hakimlerle ilgili olarak 38 şikayet dosyası açıldığını bildirdi. Bunlardan 28'i hakkında soruşturma başlatılmasına gerek görülmediği, 10 dosya kapsamındaki şikayetlere ilişkin incelemelerin ise sürdüğü belirtildi.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, bazı basın yayın organlarında, ''bir soruşturmayla ilgili olarak Cumhuriyet savcıları hakkında yapılan şikayet başvurularının Adalet Bakanlığınca işleme konulmadığı'' yönünde gerçeği yansıtmayan haberlere yer verildiği ifade edildi.

Anayasa'nın 144. maddesi ile Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 82. maddesi uyarınca hakimler ve savcılar hakkında inceleme ve soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığının iznine bağlı olduğu hatırlatılan açıklamada, Adalet Bakanının bu inceleme ( tetkik ) ve soruşturmaları, adalet müfettişleri veya ( yahut ) hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli veya savcılar aracılığıyla yaptırdığı ifade edildi.

Bu kapsamda, genel olarak hakim ve cumhuriyet savcıları hakkında bakanlığa yılda ortalama 5 bin kadar ihbar ve şikayet geldiği kaydedilen açıklamada, tüm bu ihbar ve şikayetlerin titizlikle incelendiği, yeterli delil bulunanlar hakkında soruşturma başlatıldığı bildirildi.

Bu işlemlerin, Hakimler ve Savcılar Kanunu'ndaki düzenlemeler ile Anayasa'nın 138. maddesinde yer alan yargı bağımsızlığı ilkeleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirildiği vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:

''Bakanlığımızın 2007 ve 2008 yılı istatistikleri değerlendirildiğinde, hakim ve savcılar hakkında yılda ortalama 5 bin şikayetten 4 bin kadarının sonuçlandırıldığı görülmektedir. Bu dosyalardan sadece yüzde 3 veya 4 gibi az bir bölümü disiplin işlemleri için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na sevk ( gönderme, itme, sürükleme ) edilmiştir.

Haberlerde sözü geçen soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları ve bu soruşturmada işlemleri bulunan hakimlerle ilgili olarak da aynı mahiyette olan ihbar ve şikayetlerin birleştirilmesi suretiyle toplam 38 şikayet dosyası açılmıştır.

Bunlardan 28 dosya kapsamındaki şikayetler hakkında inceleme yapılmış ve yeterli delil ( emare, kanıt, beyyine ) bulunmaması nedeniyle soruşturma başlatılmasına gerek görülmemiştir. Şikayetlerin büyük bir bölümünün öncekilerin tekrarı ve benzeri mahiyette olması nedeniyle bunlar hakkında aynı işlem uygulanmıştır.

10 dosya kapsamındaki şikayetlere ilişkin incelemeler ise devam etmektedir.

Görüldüğü gibi 'Cumhuriyet savcıları ve hakimler hakkındaki ihbar ve şikayetlerin işleme konulmadığı' iddiası kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Bakanlığımız tarafından bu güne kadar bütün ihbar ve şikayetlerle ilgili olarak yasal işlem yapıldığı gibi bundan sonra da gerekli işlemler, mevzuat çerçevesinde, yargı bağımsızlığı ilkeleri göz önünde bulundurularak sürdürülecektir.''

AA

BBVA'nın kârı yüzde 34 arttı

bbvann-kr-yzde-34-artt.jpg

İspanya'nın en ( işaret, arz, genişlik ) büyük ikinci bankası Banco Bilbao Vizcaya Argentaria'nın (BBVA) ikinci çeyrek net karı yüzde 34 arttı.

Banka, sonuçları beklentilerin üzerinde olarak ( namına ) açıkladı.

Batık kredilerin toplam kredilere oranı ise geçen yıla kıyaslandığında yüzde 1,3'den yüzde 3,2'ye yükseldi.

AA

Atatürk Anıtı'ndaki yazıları söktüler

atatrk-antndaki-yazlar-sktler.jpg

Mersin'in Silifke ilçesinde, Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Atatürk Anıtı'nın kaidesindeki yazılar, kimliği henüz belirlenemeyen kişilerce yerinden söküldü.

Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel, yazılı açıklamada, belediye ( şehremaneti, uray ) tarafından yaptırılan tören alanındaki Atatürk Anıtı'nın kaidesindeki, Ulu Önder Atatürk'ün ''Yurttaşlarım az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir'' ifadesinin yazıldığı kabartma harflerin yerinden söküldüğünü bildirdi.

Anıtın bulunduğu meydandaki aydınlatma ve elektrik panoları ile koltuklar ve kapılara da ( bile, dahi ) zarar ( pert, muhatara, dokunca ) verildiğini belirten Öngel, ''kendini bilmez bazı kişiler tarafından yazıların sökülmesi ve kırılmasına veya zarar verilmesine bir anlam veremediğini''kaydetti.

Hizmetlerin korunması konusunda vatandaştan duyarlılık beklediklerini vurgulayan Öngel, açıklamasında, ''olayı yapanları kınıyoruz. Halkımızdan, hizmetlere zarar verenleri güvenlik güçlerine haber vermelerini istiyoruz'' ifadelerine yer verdi.

AA


Başkent'te su kesintisi

bakentte-su-kesintisi.jpg

Şebeke suyu bağlantı çalışması nedeniyle Altındağ'ın bazı semtlerine 30 Temmuz Perşembe günü 8 saat süreyle su verilemeyecek.

Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Esenboğa Saray çıkışı Çubuk Çayı köprüsünde 500 milimetrelik içme suyu şebeke bağlantı çalışması yapılacağından su kesintisi uygulanacak.

Altındağ'daki Man Motor Fabrikası, Saray Spor Kompleksi, Altınova Mahallesi, Saracalar Mahallesi, Balıkhisar Mahallesi ve Çocuk Esirgeme Kurumu, 30 Temmuz Perşembe günü 08.00-16.00 saatleri arasında su alamayacak.

AA


"Turizmi Anadolu içlerine yaymaya çalışıyoruz"

turizmi-anadolu-ilerine-yaymaya-alyoruz.jpg

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'de turizmi deniz kenarlarından Anadolu içlerine yaymaya çalıştıklarını söyledi.
Tokat'a karayolu ile gelerek geceyi Grand Ballıca Oteli'nde geçiren Bakan Günay, sabah saatlerinde yoğun programına Tokat Valiliği'ni ziyaret ederek başladı. Tokat Vali Vekili Şükrü Çakır tarafından karşılanan Bakan Günay, polis mangasını selamladıktan sonra şeref defterini imzaladı. Bakan Günay, Tokat'ın Kelkit Vadisi'nin özel şehirlerinden bir tanesi olduğunu kaydetti. Tokat'ın Roma'ya ve daha eskilere kadar uzanan yerleşim merkezlerine ev sahipliği yaptığını, aynı zamanda Selçuklu, Osmanlı beylikler
döneminden de önemli tarih mirasları olduğunu ifade eden Bakan Günay, bu eserlerin bir kısmına Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, bir kısmını da Vakıflar tarafından sahip çıkıldığını söyledi. Tokat'ta bir turizm bölgesi oluşturulması yönünde çalışmaları olduğunu ifade eden Bakan Günay, Türkiye'de turizmi Anadolu içlerine yaymaya çalıştıklarını belirterek, "Anadolu içlerine yaymanın yollarından birisi kültür turizmini hareketlendirmek, Türkiye'nin tarihsel mirasına sivil ( çırçıplak, sivil polis, çıplak ) mimar örneklerine sahip çıkmak hem
halkımızın bunların değerini bilmesini hem de bunu dünyanın öğrenmesini sağlamaya çalışmaktır. Turizm Türkiye için önemli bir gelir, geçim, bereket ve barış kapısı haline geldi. Turizm sayesinde insanlar birbirlerini tanıyor, gençlerimiz iş kuruyor, Türkiye ciddi ( ağır, resmî, sağlam ) bir şekilde gelir elde ediyor. Geçen yıl itibariyle ülkemize 25 milyonun üzerinde ziyaretçi gelişmişti. Bunun büyük bir kısmı deniz kıyılarında. Bunu Anadolu içlerine sivil mimari örneklerimiz, kış spor merkezleri, yayla ve termal turizmle geliştirmeye çalışıyoruz. Tokat, Amasya, Sivas güzergahında turizm potansiyeli olduğunu biliyorum" dedi.

IHA


Teröre karşı 3'lü zirve sona erdi

terre-kar-3l-zirve-sona-erdi.jpgTürkiye-Irak ve ABD arasında İçişleri Bakanlıklarının koordinasyonunda oluşturulan üçlü terör mekanizması bugün Ankara'da toplandı. PKK Abdullah Öcalan'ın 15 Ağustos'ta yapması beklenen açıklama ve Kuzey Irak seçimlerinin ardından önem kazanan toplantıya Dışişleri Bakanlığı ev sahipliği yaptı.

Toplantı çıkışında Bakan Atalay açıklama yaptı.


İçişleri Bakanı Beşir Atalay Türkiye'nin terör konusunda daha somut sonuçlar beklediğini söyleyerek şöyle konuştu: "3'lü mekanizmanın oluşturulma sebebi terörün önlenmesidir. Kuzey Irak'taki terörün kampları, lojisytik destek boyutu değerlendirilmiştir. 3 ayda bir toplanıyoruz. Alt komite haftada bir ( ancak, vahit, eş ) toplanıyor. Bu komite Bağdat'ta toplanıyor. 3 ülkenin de temsilcisi var. Bizim temsilimiz de güçlü seviyede. Erbil ofisimiz var. Orada da 3 ülkenin temsilcisi var. Alt komite ve bakanımın sorumlu kıldığı mekanizmanın sekreteri faaliyetleri, alınan sonuçları anlattı. Düşüncelerimiz oldu ( başüstüne, evet ) neler olabilir diye. Biz daha somut sonuçlar içindeyiz. Güvenlik alanındaki işbirliğimizdeki somut alanlarda görüştük. Eğitim amaçlı işbirliği var. Bundan sonraki toplantımızı da Ekim ayında yapacağız."

Kürt açılımıyla ilgili olarak sorulan soruya Bakan Atalay'dan yanıt şöyle oldu: "Yarın ya da öbür gün açıklama yapacağım"

Irak heyetine Ulusal Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Şirvan El Vaili katıldı. Vaili de toplantıdan sonra açıklama yaptı:


"Üçlü toplantının esas amacı PKK'nın Irak topraklarından ve sınırdan temizlenmesi. Bu üçüncü toplantımızı Ankara'da yapmaktan son derece memnunuz. Üçlü mekanizma çalışmaya başladığından bugüne kadar bir hayli mesafe kaydedildi. Bu konuda azimliyiz"

Ayrıntılar geliyor

'Sahnede çok seksisiniz'

sahnede-ok-seksisiniz.jpg

Türk Müziği’nin iki dev ismi Nükhet Duru ve Timur Selçuk, paylaştıkları sahnede birbirlerine iltifatlar yağdırdı. Duru, Selçuk’u özellikle orkestrasını yönetirken çok çekici bulduğunu itiraf etti.

GAZETE HABERTÜRK-HT MAGAZİN-UĞUR SOYSAL

Ünlü besteci Timur Selçuk ve Nükhet Duru, önceki akşam Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda birlikte konser verdi. Uzun bir aradan sonra dinleyicilerinin karşısına çıkan ikili, 70’li yıllardan günümüze gelen en güzel şarkılarını seslendirerek müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattı.

Nükhet Duru, üç kıyafet değiştirdiği konserinde ustamüzik adamı Timur Selçuk’a sık sık iltifatlarda bulunurken, Selçuk da aynı şekilde karşılık verdi. Özellikle Duru’nun, “Timur Bey, orkestrayı yönetirken sizi çok
seksi buluyorum” sözleri konseri izleyenler tarafından alkışlandı. Güzel sanatçının bu sözleri üzerine espriyi devamettiren Selçuk, eşinin kendisine, “Seni neden seksi buluyorlar, anlamıyorum”
dediğini anlatınca konser alanında kahkahalar yükseldi. Selçuk, Duru’nun iltifatı üzerine konserin sonunda piyanosunun başından ayrıldı ve orkestrayı ayakta yönetti.

Konser alanına sabah ( sabahleyin ) saatlerinde gelerek sahneyi kendi isteğine göre dekore ettiren Duru, Paris sokakları temalı bir sahne kurdu. Üç saat içerisinde 36 şarkı seslendiren Duru, beş bin kişilik konser ( dinleti ) alanında 2 bin kişiye
seslense demoralini bozmadı.


Erken müdahale önemli

erken-mdahale-nemli.jpg

 Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferda Çiftçi, göz yaralanmalarının en çok kimyasal madde nedeniyle oluştuğunu belirterek, bu tür yaralanmalara erken müdahale edilmemesinin kalıcı göz sorunlarına neden olabileceğini bildirdi.

Çiftçi, yaptığı yazılı açıklamada, göz yaralanmalarında doğru erken müdahalenin önemine değinerek, yapılan bir yanlışın körlüğe kadar giden olumsuz sonuçlara neden olabileceği uyarısında bulundu.

Genellikle en çok göz yaralanmasının yetişkinlerde iş kazaları, çocuklarda ise evde veya okuldaki oyun sırasında oluştuğuna işaret eden ( fail ) Çiftçi, iş kazalarında göz hasarının genellikle kimyasal maddeler nedeniyle oluştuğunu kaydetti.

Kimyasal maddelerle çalışılan iş yerlerinde koruyucu gözlük takılmadığı zaman kazaların meydana gelebildiğini, korumasız çalışan kaynakçılarda da ( bile, dahi ) yanıklar oluşabildiğini dile getiren Çiftçi, evlerde de yine alkali deterjanların göze sıçramasının kimyasal yanıklara neden olduğuna işaret etti.

Çiftçi, ''Bu tür yaralanmalara erken müdahale edilmezse kalıcı göz sorunlarına yol açabilir'' ifadesini kullandı.

Kimyasal bir madde gözle temas ettiğinde, gözün hem içinin hem de dışının yanmaya başladığını, bu durumda en ( arz, işaret, genişlik ) az yarım saat gözün temiz suyla yıkanması gerektiğini ifade eden Çiftçi, gerekirse kişinin bir kaptaki suyun içine gözlerini sokarak sürekli açıp kapaması ve böylece kimyasal maddenin gözden uzaklaşmasının sağlanabileceğini, aksi takdirde özellikle alkali Prof. Dr. Ferda Çiftçi, göz hasarlarından korunmak için kimyasal maddelerin ve kızartma yağlarının göze sıçramasından kaçınacak önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerek, şu uyarılarda bulundu:

''Göze yabancı bir cisim kaçmışsa, elle bastırılırsa ya da ovuşturulursa gözün daha derin tabakalarına ilerleyebilir ve göze zarar ( ziyan, mazarrat, beis ) verebilir. O nedenle böyle durumlarda ve göz kapağı kesilerinde de kesinlikle göze baskı yapmadan temiz bir bandajla gözü kapatıp hemen göz doktoruna gidilmelidir. Güneş lambası kullanılan iş yerlerinde ve solaryum merkezlerinde koruyucu gözlük takmak önem taşıyor. Çocuklar için boncuk atan, iğne atan tabancalar çok tehlikeli. O nedenle bu gibi oyuncaklardan çocuğu uzak tutmak gerekir. İş yerlerinde metal parçacıkların göze girme riski varsa iş gözlüğü takılmalıdır. Havai fişekler de göz yaralanmasına neden olabilir. Çocukların da havai fişeklerden uzak ( ırak, münezzeh ) durması gerekir. Göze bir şey kaçtığında üst göz kapağını kirpiklerden tutarak alt göz kapağına doğru hareket ettirmek, gözün derinliklerine kaçan cismin dışarı çıkmasını sağlayacaktır. Göz kapaklarına dıştan bir darbe gelmişse ilk anda buz konulması o bölgedeki şişliği ve ödemi engelleyecektir.''

AA


Faizler tarihi seviyeye geriledi: % 11.34

faizler-tarihi-seviyeye-geriledi-1134.jpg
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Tahvil ve Bono Piyasası Kesin Alım Satım Pazarında, 11 Mayıs 2011 vadeli, bugün valörlü tahvilin saat 12.30 itibariyle basit getirisi yüzde 11,84, bileşik getirisi yüzde 11,34 ile tarihi en düşük seviyelerinde bulunuyor.

DOLAR KOTASYONLARI
Bankalararası piyasada dolar kotasyonlarında fiyat, alışta en düşük 1,4670 lira, en ( genişlik, işaret, arz ) yüksek 1,4730 lira, satışta en düşük 1,4740 lira, en yüksek 1,4800 lira olarak belirlendi.

REPO
İMKB Tahvil ve Bono Piyasası Repo-Ters Repo Pazarında gecelik işlemler en düşük yüzde 8,25, en yüksek yüzde 8,30 ve ortalama yüzde 8,26'dan gerçekleşiyor.

PARİTE
Uluslararası piyasalarda avro-dolar paritesi 1,4280, sterlin-dolar paritesi 1,6536, yen-dolar paritesi ise 94,57 düzeyinde seyrediyor.

300 liralık alışverişe 53 liralık altın hediye

300-liralk-alverie-53-liralk-altn-hediye.jpg
Real Hipermarketleri Genel Müdürü Kubilay Özerkan, 6 Ağustos'ta Merter'de açacakları Real Hipermarket'ten 300 liralık alışveriş yapacak olan müşterilerine, şu andaki piyasa değeri yaklaşık 53 lira olan 1 gram külçe altın hediye edeceklerini bildirdi.

Merter'de 6 Ağustos'ta açılacak olan Real Hipermarketin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Özerkan, krizi bir fırsat olarak ( namına ) değerlendirdiklerini, müşteri ihtiyaçlarına paralel olarak yürüttükleri stratejileriyle mağaza sayılarını artırdıklarını belirtti.

İstanbul'da açılan ve açılacak olan 3 Real mağazasının cirolarına büyük katkı sağlayacağını dile getiren Özerkan, ''Real olarak, global ekonomideki yavaşlamanın, sektör açısından bir kayıp olarak değil bir fırsat olarak değerlendirmesi gerektiğine inanıyoruz ve stratejilerimizi de ( dahi, bile ) bu yeni durum ve değişen tüketici ihtiyaçlarına göre hızlı bir şekilde adapte ediyoruz. Bu sürecin, dünyada organize perakende sektörünün bir dönem yaşamış olduğu yoğun ve hızlı büyümeyi özümsemesi için bir fırsat olacağını düşünüyoruz'' şeklinde konuştu.

Özerkan, açacakları yeni Real ile beraber ( bu arada ) mağaza sayısını, İstanbul'da 5, Türkiye'de ise 13'e çıkaracaklarını ve bu sayının yıl sonuna kadar İstanbul'da açacakları yeni bir mağaza ile 14'e ulaşacağını bildirdi.

Unlu mamul ve taze üretimin de olacağı Merter'deki Real mağazasının ekipman ve donanımına 9 milyon avro yatırım yaptıklarını ve toplamda yatırım tutarının 28 milyon avroya ulaşacağını ifade eden Özerkan, mağazaya ilişkin şu bilgileri verdi:

''Mağazamız 250 kişiye iş olanağı sağlayacak. Büyük promosyonlarla açacağımız mağazamızdan her 300 veya her biri minimum 100'er liralık 3 kez alışveriş yapan tüm müşterilerimize piyasa değeri yaklaşık 53 lira olan ''Chipgold 1 gram külçe altın'' hediye edeceğiz. Bu da yaklaşık yüzde 20'lik bir indirime denk geliyor. Altın bir yatırım aracı olduğundan bizim ve müşterilerimiz açısından çok önemli. Bu kampanya sadece 6-20 Ağustos tarihleri arasında Merter mağazası için geçerli olacak.

Mağazamız, 9 bin 300 metrekare satış alanı ve yaklaşık 2 bin 500 metrekare taze ( dinç, yaş, taravetli ) üretim alanı ile beraber toplamda 14 bin metrekare alana sahip. Toplamda bin 200 araçlık kapalı ve açık otoparkımız var.''


''TAHMİNİMİZ, RAMAZAN AYINDA, İNSANLAR DAHA UCUZ ÜRÜNLERE YÖNELECEKLER''

Özerkan, amaçlarının, geleneksel pazarın sıcaklığını modern bir atmosferde müşterilere uygun fiyatlarla sunmak olduğunu belirterek, fiyatlarını mevcut piyasadaki en iyi fiyatlara getirmek için bölgedeki diğer mağazalardan 50 bin ürünün fiyatlarını araştırdıkları vurguladı.

Kubilay Özerkan, gazetecilerin ''Ramazan ayında, tüketici harcamalarında ve ürün fiyatlarında bir farklılık yaşanacak mı?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı:

''Ramazan önemli bir dönem. Ancak okulların açılmasıyla çok üst üste geldiği için '1 1' geçen sene '2' etmedi. '1,5' oldu. Bu konudaki öngörülerimiz de doğru çıktı. Ekonomik krizin etkilerini de hissetmeye başladık. Bu sene hazırlıklarımızı yapıyoruz. Ama bizim tahminimiz insanlar biraz daha ucuz ürünlere yönelecekler. Ramazan ayında birtakım fiyat değişiklikleri olabiliyor. Örneğin, geçen sene pirinç fiyatları değişti. Bizim stratejimiz, pahalısından ucuzuna, herkesin alabileceği düzeyde fiyatlarda pirinci satmak. Yılbaşından beri gıda fiyatları aşağıya gidiyor zaten. Biz de kar marjımızdan fedakarlık ederek, fiyatları geri çektik. Fiyatlarımızı ürünlere göre değişmesine rağmen, ortalama yüzde 5 aşağıya çekmişiz. Meyve, sebzede dönemsel olarak bir fiyat artışı var. Ama bunu da 4-5 çeşit domates satarak aşıyoruz. Yine de Türkiye'de Avrupa'ya göre meyve sebze fiyatları daha ucuz. Bizim problemimiz, 60 milyonluk meyve sebze kapasitemizin 20 milyonunu çöpe atmamızdır.''

Özerkan, kozmetikten, ev eşyasına, elektronikten, balığa kadar 34 ürün grubunun bulunacağı mağazada, yaklaşık 50 bin ürün çeşidinin satılacağını sözlerine ekledi.

Software AG kârını yüzde 9 arttırdı

software-ag-krn-yzde-9-arttrd.jpg

Software AG, 2009 yılının ikinci çeyreğinde grup gelirlerini 176,4 milyon avroya yükseltti.

Kurumsal altyapı yazılımı alanında faaliyet gösteren Software AG tarafından yapılan yazılı açıklamada, firmanın grup gelirlerini geçen yılın ikinci çeyreğine göre yüzde 5 artırdığı belirtildi.

Firmanın ikinci çeyrekte yüksek karlı ürün gelirlerini (lisanslar ve bakım) yüzde 9 artırarak 133,7 milyon avro gelir sağladığı dile getirilen açıklamada, şirketin faaliyet karının (EBIT) ise yüzde 8 artarak 44.2 milyon avroya ulaştığı kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen ( maruz ) Sofware AG Üst Yöneticisi (CEO) Karl-Heinz Streibich, ''Software AG karlı büyümesini sürdürüyor. Resesyon koşullarında yüzde 5'lik büyüme iyi değerlendirilir'' dedi.

IDS Scher AG alım teklifine de değinen Streibich, ''Planlanan IDS Scheer satın alması şirketimizi çok daha güçlendirecek. Ortak stratejimiz ise kesinlikle büyümeye odaklanacak'' ifadesini kullandı.

Şirketler yeni iş modellerine yöneliyor

irketler-yeni-i-modellerine-yneliyor.jpg
Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık firması KPMG'nin araştırmasına göre, küresel krizin sonucu olarak ( namına ) gelecek yıllarda iş stratejilerini değiştirecek işletme oranı yüzde 50 oldu.
KPMG, 29 ülkede 850'nin üzerinde üst düzey iş adamıyla görüşerek, küresel krizin dünya çapındaki işletmeler ve bu işletmelerin gelecek planlarına etkileri üzerine araştırma yaptı.
Araştırmaya göre, özellikle Japonya, Çin, Singapur ve Hindistan'daki işletmelerde, iş stratejisini değiştirmeyi planlama oranı daha yüksek iken, şirketlerin stratejilerini değiştirmelerindeki en temel faktör, değişen müşteri satın alma ( kabız, ittihaz, ahiz ) alışkanlıkları ve nakit akışında görülen sıkıntılar oldu.
Strateji değişikliği planlayan işletmeler, kısa vadede, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, satın alma ve tedarik zinciri masraflarının kısılması ve çalışan sayısının azaltılmasının birleşimiyle masraflarını kısmaya odaklanırken, uzun vadede iş modelleri, ürünler, fiyatlandırma, coğrafi pazarlar, tedarikçiler ve müşteriler bazında değişiklikler planlıyor.
Sektörel bazda, otomotiv, bilgi, iletişim ve eğlence, mali hizmetler, ulaşım ve perakende sektörlerinde kısa sürede yeni stratejiler aranırken, enerji ve doğal kaynaklar, kimya ve ilaç sektörlerinde böyle bir eğilimin olmadığı gözlendi.

İŞLETMELERİN YARISINDAN FAZLASI 2010'DA EKONOMİK İYİLEŞME BEKLİYOR

Araştırmaya katılan işletmelerin yüzde 72'si, önümüzdeki yıl karlarının ve vergilerinin geçmiş yılın aynısı veya daha düşük olmasını beklerken, iyileşme sürecine yardımcı olması açısından ''en uygun'' devlet müdahalesinin, vergi ( algı, mevhibe ) indirimleri olduğunu savunuyor.
İşletmelerin yarısından fazlası 2010 yılında, yüzde 22'si 2011 yılında, yüzde 7'si 2012 yılında ekonomik iyileşme bekliyor. Yüzde 1'lik kötümser grup 2014 yılında dahi krizde olunacağını düşünüyor.
KPMG Türkiye Vergi Bölüm Başkanı Fikret Çetinkaya, KPMG müşterilerinin de genel ( umumi ) olarak piyasalarda 12-24 aylık süre içinde iyileşme olacağına dair öngörüleri bulunduğunu kaydederek, kriz ( akse, bunalım, çöküntü ) döneminde maliyet ve nakit ( akçe, para, hazır para ) akışı yönüyle işletmelerin vergi uygulamalarının daha fazla önem kazandığını, kamu kesiminde azalan işlem hacmi ve karlara bağlı olarak düşen vergi gelirlerinin telafi edilmesi gereğinin ortaya çıktığını belirtti.
Çetinkaya, işletmelerin maliyetleri kısmak ve piyasaların düzelmesini beklemekten öte temel iş stratejilerini gözden geçirmeleri, kamunun da yatırımları ve istihdamı gözeterek kaynak ihtiyacını gidermesinin, ekonomik iyileşmeyi hızlandıran temel unsurlar olacağını vurguladı.

İkinci kez anne olmak istiyor

kinci-kez-anne-olmak-istiyor.jpg

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün
Dolmabahçe Sarayı'nda verdiği resepsiyona katılan şarkıcı Yeşim Salkım, Mega Magazin mikrofonlarına çok özel bir ( vahit, bir kez, yeksan ) itirafta bulundu. Salkım, çocuk yapmaya karar verdiğini açıkladı. Ev hayatının iyi ( uz, hayır, yavuz ) gittiğini belirten 39 yaşındaki Yeşim Salkım, "Sapasağlamım, gelecek yıl çocuk doğuracağım inşallah" dedi. Yeşim Salkım'ın eski evliliğinden 19 yaşında Gizem adında bir kızı var.


İmparatordan Alişan'a büyük jest!

mparatordan-aliana-byk-jest.jpg

Bugüne kadar yaptığı besteleri kendi albümünde okuyan İbrahim Tatlıses, ilk kez yeni yaptığı şarkıyı Alişan'a verdi.

Birçok sanatçıdan şarkı almasına rağmen kendi ( öz, zat ) yaptığı şarkıları sadece kendi albümünde okumayı tercih eden İbrahim Tatlıses, bir ilke imza attı. Günaydın'ın haberine göre, İmparator, yazdığı 'Ağlatma' adlı şarkısını veliahtı ilan etmesine karşın bir dönem gerginlik yaşadığı Alişan'a hediye etti.

Eylül ayında çıkaracağı yeni albümü için hazırlıklarını bitirmek ( sonuçlamak, bağlamak, tüketmek ) üzere olan Alişan, İbrahim Tatlıses'ten bir şarkı aldığı için çok mutlu olduğunu ve onurlandığını dile getirdi. Bir süredir yakın arkadaşlarıyla Bodrum'da tatil yapan genç sanatçı, bir hafta sonra albüm çalışmaları için yeniden stüdyoya kapanacak. 'Herşey Dahil' adlı sabah programı sezonu kapadıktan sonra dinlenmeden 'İlle de ( bile, dahi ) Roman Olsun' yarışma programına başlayan Alişan, Hadise için yaptığı şarkı ile popülerliği iyice ( hoşça, büsbütün, pekçe ) artan ünlü besteci Sinan Akçıl'dan da bir şarkı aldı.

NEDEN GERGİNLİK YAŞANDI?

İki yıl önce İbrahim Tatlıses, şov programında Alişan'ı veliahtı seçtiğini ilan etmişti. Ama bu duyuru daha akıllara yeni kazınmışken İmparator bu kez de, o dönem yakın dostu Seda Sayan'la birlikte ( omuz omuza, beraberinde, bile ) olan türkücü Nihat Doğan'ı da veliahtı ilan etti. İşte bu seçim, gerginlik yarattı. Alişan ekranlarda süren tartışmaları İbrahim Tatlıses'i çok sevdiğini ancak ( bir, yalnızca, sade ) kimsenin veliahtı olmak istemediğini söyleyerek noktalamıştı.


Eşini öldüren astsubaya müebbet hapis cezası

eini-ldren-astsubaya-mebbet-hapis-cezas.jpgEşi A.Ö'i öğrenim gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde kurşunlayarak öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Astsubay H.Ö ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanık H.Ö. hazır bulundu. Kararını açıklayan mahkeme ( mahkeme kapısı, yargıevi, yargı yeri ) heyeti sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis ( mahpus, cezaevi, hapishane ) cezasına çarptırılmasına karar verdi

İHA

Midesine arı saplandı!

midesine-ar-sapland.jpgUğur USLUBAŞ / BURSA (AHT)

Bursa'da bir ( vahit, yek, yeksan ) hastanın midesine yapışan arı, operasyonla çıkarıldı. Arının yaklaşık 2 ay midede nasıl kaldığı anlaşılamazken, vakanın tıp tarihne geçtiği ve dünya literatüründe 4. vaka olduğu belirtildi.




İki aydır kusma ve ağrı şikâyetleriyle yaşayan C.H. adlı hastanın Özel Bursa Doruk Hastanesi'ne başvurması, örneğine çok az rastlanan bir vakayı ortaya çıkardı. Hastaya endoskopi uygulayan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nejat Gülgör, hastasının midesinden arı olduğunu görünce gözlerine inanamadı. Doktor Gülgör, mideye yapışılı arıyı çıkardı.

Mide rahatsızlığı ve kusma şikâyetleri nedeniyle kendilerine başvuran C.H. isimli hastanın, midesine endoskopik inceleme yaptıklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nejat Gülgör, hastasının midesinde, midenin çıkış kısmına yakın bir bölümde, sabit bir şekilde gördükleri arı karşısında çok şaşırdıklarını ve endoskopik yolla çıkardıklarını ifade etti. Meslek yaşamında böyle bir olayla daha ( elan, henüz ) önce hiç karşılaşmadığını belirten ( tamlayan ) Gülgör, tıp literatür sitesi "pubmed"den yaptıkları araştırma sonrasında, daha önce dünyada bildirilmiş toplam 4 vakaya rastladıklarını açıkladı.

KUSMA ŞİKAYETLERİ ANINDA KESİLDİ
Arıyı çıkardıktan sonra hatanın kusma şikâyetlerinin tamamen düzeldiğini söyleyen Op. Dr. Nejat Gülgör, "İşin ilginç yönü arının gerçekten 2 ay süre ile orada kalması pek mümkün değil. Kuvvetli mide ( işkembe, karın, yürek ) asidi karşısında, protein yapısında olan arının sindirilmesi gerekirdi. Veteriner arkadaşlara da danıştık. onlar da çok şaşırdı" dedi.

Gülgör, arı iğnelerinin, çentikli olması nedeniyle, arı soktuktan sonra, iğnenin kolay çıkmadığını, muhtemelen arının mideyi sokması sonucu, iğnesi saplandığı için burada hareketsiz biçimde kalıp vücuttan atılamadığını söyledi. Arı sokmalarına normalde sık olarak rastlanıldığını ve alerjisi olmayan kişilerde bir tehlike ( korku, ateş, muhatara ) oluşturmadığını, fakat alerjisi olan kişilerde ölüme dahi sebebiyet verebileceğini belirten Gülgör, "Eğer arı hastanın boğazına saplansaydı, gelişen ödeme bağlı, nefes alamama sonucu ölüm olabilirdi" şeklinde konuştu.

Arının cildi sokması durumunda da, arının tutup çekilmesi şeklinde değil, kredi kartı gibi künt bir cisimle kazınmasının önerildiğini belirten Gülgör, "Suyla ve tahriş edici olmayan sabunlarla yıkanarak, buz tedavisi uygulamalıdır. Yara yerine karbonat veya amonyak sürülerek alerji ve steroid kremleri faydalı olacaktır. Boğazın içinden arı sokulması durumunda, doktora gidene kadar sirke ile sık sık gargara yapılmadır" dedi.

Porsche Panarema'yı satışta

porsche-panaremay-satta.jpg

90 bin ile 160 bin dolar arasında fiyatı olan ve 4 farklı seçeneği olan Panarema'nın önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Porsche'nin Almanya'daki Leipzig kentinde bulunan fabrikası otomobilin üretimine başlarken ilk ( ön, evvel ) siparişler Amerika'daki Pebble Beach'den geldi. Promosyon amacıyla Los Angeles'a 31 adet Panarema yollandı.

İHA

Kredi kartıyla 98 milyar lira harcandı

kredi-kartyla-98-milyar-lira-harcand.jpg
Türkiye'de 2009 yılının ilk 6 aylık döneminde, yerli ve yabancı kredi kartlarıyla yurt içinde yapılan işlemlerin cirosu 98 milyar lira oldu.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM), yılın ilk altı aylık dönemine ilişkin kredi kartı ve banka kartı kullanım verilerini açıkladı.

2009 yılının ilk altı ayındaki veriler, geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, kredi kartıyla yapılan işlemlerin cirosunda yüzde 12 artış yaşandığı gözlendi.

1 Ocak-30 Haziran 2009 tarihlerini kapsayan dönemde, yerli ve yabancı banka kartlarının yurt içi kullanımı cirosu, 89 milyar lira olurken, geçen yılın aynı dönemine göre işlem adedinde yüzde 15, ciroda yüzde 21 artış kaydedildi.

Yılın ilk altı aylık döneminde banka ve kredi kartlarıyla yapılan işlemlerin tutarı 187 milyar lira oldu. Daha çok nakit çekim aracı olarak kullanılan banka kartının alışverişlerde kullanım adedi, yılın ilk altı ayında, bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında arttı. Banka kartıyla yapılan alışveriş cirosundaki artış yüzde 34'ü buldu.

İlk altı ayda kredi kartıyla yapılan harcamalarda cirodan en büyük pay yüzde 16,1 ile marketler ve alışveriş merkezlerinin oldu. İkinci sırayı yüzde 13 ile benzin ve yakıt istasyonları, üçüncü sırayı, yüzde 9 ile giyim ve aksesuar sektörüyle başa baş giden telekomünikasyon sektörü aldı.

Aynı dönemde, yabancılara ait kredi ve banka kartlarıyla yaptığı harcamalarla Türkiye'ye toplam ( yekûn, mecmu ) 2 milyar 22 milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Bunun, 1 milyar 260 milyon dolarını yabancıların yaptığı alışverişler, 762 milyon dolarını nakit avans çekimi oluşturdu.

2009 haziran sonu itibariyle, kredi kartı sayısı 44 milyon 24 bin 68 adet, banka kartı sayısı 61 milyon 169 bin 356 adet, otomatik vezne makinesi (ATM) sayısı 22 bin 714 adet, satış noktası terminali (POS) sayısı 1 milyon 707 bin 974 adet olarak kaydedildi.

Oramın buramın kırışması hiç umrumda değil

oramn-buramn-krmas-hi-umrumda-deil.jpg

Sezen Aksu ile Ajda Pekkan'ın konserlerinde bacaklarını ön plana çıkaran elbise giymesinin ardından Nilüfer de ( bile, dahi ) mini elbisesiyle sahneye çıktı.

Edremit'teki 11. Zeytinli Şenlikleri'nde sahneye çıkan Nilüfer, 8 bin kişiye unutulmaz bir gece yaşattı. Akşam'ın haberine göre, sahnede 3 kostüm değiştiren Nilüfer, eski ve yeni ( tanınmayan, acar, sıfır ) şarkılarını binlerce hayranıyla birlikte söyledi. Son şarkısını seslendirmeden önce, tuvaletini değiştirerek sahneye mini elbiseyle çıktı.

Ajda Pekkan ve Sezen Aksu'nun konserlerinde bacaklarını ön plana çıkaran elbise giymesinin ardından Nilüfer de fiziğinin hala çok güzel olduğunu ispatladı. 3 saat süren konser boyunca hayranlarıyla sohbet eden 54 yaşındaki şarkıcının 'Yaşımı hiç saklamıyorum. Oramın buramın yani vücudumun kırışması hiç umrumda değil' sözleri, seyircilerden büyük alkış aldı.

SON zamanlarda çok fazla albüm dinleyemediğini söyleyen Nilüfer 'Çok albüm dinlemiyorum. Fakat dinlediğimde beğendiğim şarkılar var. Sezen Aksu'nun albümünü aldım ve çok sevdim. Sıla'yı çok beğendim.  Ajda'nın single'ı çıktı. Ben, Sezen ve  Ajda her ( değme ) zaman varız. Bunca yıl sonra Sezen ile ilk defa aynı dönemle  "albüm çıkardık' diye konuştu


Polisin eşine tecavüz ettiler

Neşet KARADAĞ / ADANA (AHT)

Adana'da bir ( yalnız, eş, yeksan ) polis memurunun eşine tecavüz edip, çıplak fotoğraflarını çektikleri iddia edilen 3 kişiden 2'sinin 37'şer yıl, birinin de 22 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmasna başlandı.

Eşi Adana Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görevli olan 32 yaşındaki Z.E., iddiaya göre, daha önce tanıştığı mobilya imalatçısı Murat Deniz (26) ile 9 Mayıs'ta Asri Mezarlık yakınlarında buluştu. İddiaya göre otomobille giderken Deniz, kendisini bekleyen arkadaşları restoran işletmecisi Müslüm Demirer (23) ile oto yıkamacı Serdar İzollu'yu (27) aldı. Kozan yolunda ( uğrunda ) Deniz, tabancasını Z.E.'nin kafasına dayayarak çantasını alıp otomobilin arkasında oturan arkadaşlarına verdi. Zanlılar, çanta içindeki 3 cep telefonu ile 200 TL'yi gasp ettiler. Daha sonra tavuk çiftliğinde bir kulubeye giderek Z.E.'ye tevcavüz etmek istediler. Genç kadın yanındaki gaz spreyini sıkarak kaçmak istedi. Ancak 3 kişiden Deniz ve Demirer'in Z.E.'yi yakalayıp tecavüz ettiği öne sürüldü. Deniz, iddiaya göre cep telefonu kamerasıyla Z.E.'nin çıplak fotoğraflarını çekip, "Bu görüntüler karşılığında 5 bin lira vereceksin. Yoksa polis kocana ve internete vereceğim" tehdidinde bulundu. Ardından Z.E.'yi kaldığı Polis Lojmanları'nın yakınlarında otomobilden indirdi. Z.E.'nin durumu polis ( kollukçu, aynasız, zabıta ) memuru eşine anlatması üzerine 3 kişi yakalanarak tutuklandı.

Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ?Nitelikli yağma, cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, şantaj' suçlamasıyla yargılanmaya başlayan 3 kişi suçlamaları kabul etmedi. Hakkında 37 yıla kadar hapis cezası istenen Murat Deniz, Z.E. ile 3 yıldır gönül ilişkisi bulunduğunu iddia ederek, "Arkadaşım Sedat'ın eşi hamileydi. Tanıdığım hayat kadını olup olmadığın sordu. Ben de sık sık birlikte olduğum Z.E.'yi aradım. Yanımıza geldi. Üçümüzle birlikte ilişkiye girebileceğini söyledi. Sedat, Z.E.'yi beğenmeyip eve gitti. Sevişirken telefonu çaldı. Ekranda ?aşkım' diye ( diyerek, sanarak, niteleyerek ) yazan biriyle görüştüğünü fark ettim. Kendisine ?Hani senin tek ( bir numara, yek, hareketsiz ) aşkın bendim' diye bağırarak kızdım. Sonra, polis lojmanlarındaki evinin yakınına bıraktım. Zorla tecavüz etmedim, yağma yapmadım. Fotoğrafları da daha önce kendi rızasıyla çekmiştim" dedi. 37 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Demirer ile 22 yıl hapisi istenen İzollu da, arkadaşlarının anlattıklarını doğruladı. Duruşma, Z.E.'nin ifadesinin, polis memuru eşinin tayinin çıktığı ildeki ağır ceza mahkemesi'nce talimatla alınıp mahkemeye gönderilmesi için ertelendi.

Çapkın, günde 18 saat mesai yapıyor

apkn-gnde-18-saat-mesai-yapyor.jpgİstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın günde 18 saat mesai yapıyor. Gün boyu Vatan Caddesi'ndeki merkez yerleşkesinde bulunan Çapkın, saat 02.00'den sonra da ilçe ilçe dolaşıyor.

Çapkın böylece polisin asayiş uygulamalarını yerinde ( isabetli, yeterli, mesabesinde ) denetlerken diğer yandan da polisin sorunlarıyla ilgileniyor.

Nihat ULUDAĞ / AHT (ÖZEL HABER)


İstanbul'un yeni Emniyet Müdürü Çapkın, her gece ( geceleyin, akşam, tün ) saat 02.00'den sonra ( ahir, bilahare, ileri ) bir ilçeyi
ziyaret edip hem polisin asayiş uygulamalarını yerinde ( durumunda, münasip, şık ) denetliyor hem de ( dahi, bile ) polislerin sorunlarıyla ilgileniyor.

Mesaisini saat 04.00 sıralarında tamamlayan Çapkın, evine gidiyor. Çapkın, saat ( zaman, vakit, sayaç ) 09.00'da da yeniden ( gene, yeni baştan, yine ) Vatan Caddesi'nde bulunan ( kâin, mevcut ) merkez yerleşkesinde iş başı yapıyor. Çapkın "Polisin görevi asayiş. Bütün polisler enerjisini sokakta suç ve suçlulara karşı kullansın" talimatı veriyor.

Eşekten düştü, beyin kanaması geçirdi

eekten-dt-beyin-kanamas-geirdi.jpgHasan KÜTÜK/ KARAMAN (AHT)


Karaman merkeze bağlı Sarıveliler ilçesinde meydana gelen ( mevrut ) olayda, çiftçi Ramazan Coşkuner (28), tarladan evine dönerken bindiği eşeğin huysuzlanıp kendini üzerinden atması sonucu yere düştü. Kafa üstü yere düşen ve yaralanan Coşkuner, olay ( vaka, fenomen, hadise ) yerine çağrılan 112 sağlık ekiplerince Karaman Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. İlk müdahalesinin ardından Konya Numune Hastanesi'ne sevk ( itme, sürükleme, gönderme ) edilen Coşkuner'in beyin kanaması geçirdiği ve kafatasında çatlaklar ve kırıklar olduğu tespit edildi.

Güneş enerjili Notebook

gne-enerjili-notebook.jpg

HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ

Bu güneş enerjisi ile çalışan konsept ( görüş, kavram, düzen ) notebook gerekli tüm enerji techizatı ve donanımını üzerinde taşıyor. Üst yüzeyindeki geniş enerji panelleri ile güneş enerjisini kullanarak pillerini şarj eden cihaz size sınırsız kullanım süresi vaad ediyor.

Standart donanımında uydu bağlantısı ile GPS, internet, ve telefon (tümü ududan) bulunan notebook sadece ( hemen, bir, safi ) güç kaynağından bağımsızlık değil aynı zamanda dünya üzerindeki herhangi bir noktada ve her zaman iletişim olanağı sağlıyor.

İstendiği taktirde güneş enerjisi panelleri notebooktan yarılarak harici bir  şekilde şarj edilmeye bırakılırken, siz cihazınızı içindeki mini pille kullanmaya devam edebiliyorsunuz.. Bu dahili mini pil de bağlantı sağlandığı zaman güneş enerjisi ile tekrar şarj oluyor.

Nikola Knezevic tarafından tasarlanan bu notebooka bilim adamları, araştırmacılar, sürekli seyahat etmek zorunda olanlar, şehirdışına çıkmayı sevenler, doğa aşıkları hayran olacaklar.


Sigara paketlerinde bu görseller kullanılacak

sigara-paketlerinde-bu-grseller-kullanlacak.jpgTürkiye'de Ocak 2010'dan itibaren sigara paketlerinin üzerine konulacak fotoğraf ve mesajların gençler üzerindeki etkisini kapsayan araştırmada, gençlerin en çok sigaranın ''cinsel iktidarsızlığa neden ( münasebet, illet, niçin ) olur'' ve ''Hamileyken sigara/tütün içmek bebeğe zararlıdır'' uyarılarını içeren mesajları önemsedikleri ortaya çıktı.



Tütün kullanımını azaltmaya yönelik yasakların ardından sigara paketlerinin üzerine konulacak fotoğrafların, tütün kullanım oranlarını ciddi oranda azaltması öngörülüyor.

İngiltere, Belçika ve Romanya gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra Brezilya, Tayland ve Singapur gibi ülkelerde de uygulanan yöntem, Ocak 2010'dan itibaren Türkiye'de de hayata geçirilecek.

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun (TAPDK) kararı çerçevesinde sigara paketlerinde yazılı uyarıların yanı sıra, AB uygulamaları dikkate alınarak belirlenen 14 fotoğraf da yer alacak.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı tarafından, sigara paketlerinin üzerine konulacak fotoğraflarla ilgili gençler arasında yapılan araştırmada ilginç sonuçlara ulaşıldı.

HÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Bilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ankara'da 14-18 yaş aralığındaki 494 lise öğrencisi arasında yaptıkları araştırmada, gençlerin en çok sigaranın ''cinsel iktidarsızlığa neden olur'' ve ''Hamileyken sigara/tütün içmek bebeğe zararlıdır'' uyarılarını içeren mesajları önemsediklerinin ortaya çıktığını söyledi.

Öğrencilerden yüzde 70'inden fazlasının, bu iki mesajı ''en etkili mesaj'' olarak nitelendirdiklerini ifade eden Bilir, şunları kaydetti:

''Gençler tarafından 'en az etkili' olarak değerlendirilen mesajlar ise sigarayı bırakma konusunda en yakın sağlık kuruluşundan yardım alınabileceğine işaret eden mesajlar oldu.

Fotoğraflar arasında da gençlerin yüzde 90'ı boynunda tümöral bir kitle olan genç bir kişinin resmi ile ağzında yaralar ve çürük dişler olan kişinin fotoğrafını etkili buldu.''

-UYARILAR, DÖNÜŞÜMLÜ OLARAK DEĞİŞTİRİLECEK-

TAPDK tarafından yapılan yeni düzenleme ile sigara ve tütün mamullerinde yazılı uyarıdan sonra fotoğraflı uyarı da ( dahi, bile ) yer alacak. Fotoğraf ve yazılardan oluşacak uyarılar, piyasaya arzına izin verilen dumansız tütün mamulleri dışında kalan tüm tütün mamulü paketlerinin geniş ön yüzeyinde, yüzeyin üst seviyesinden kapak açım ya da bandrol bitim noktasından başlamak üzere yerleştirilecek.

Uyarılar, içerdiği metinsel veya görsel bileşenlere hiçbir şekilde müdahale etmeyecek biçimde genişliği 3 milimetreden az ve 4 milimetreden daha ( elan, henüz ) büyük olmayacak siyah sınır çizgisi ile çerçevelenecek. Uyarılar, sınır çizgisi ile birlikte toplam yüzeyin en az yüzde 65'ini kaplayacak. En çok görülebilen geniş ön yüzey, önden açılan sert paketlerde paketin açıldığı yüzeyi, yumuşak paketlerde ise en çok görülebilen yüzeylerden herhangi birini ifade edecek.

Uyarılarda mavi, kırmızı, sarı ve siyah renkler kullanılacak. Uyarıların metinsel veya görsel bileşenlerinin görünürlüğü, bandrol, pul, fiyat etiketi veya diğer unsurlarca engellenemeyecek. Uyarılar, yer aldığı yüzeyde paketin açılması ile zarar görmeyecek şekilde yerleştirilecek, metinler Türkçe yazılacak.

-14 FOTOĞRAF BELİRLENDİ-

TAPDK'nın belirlediği uyarılarda şu metin ve buna ilişkin fotoğraflar yer alacak:

-Sigara/tütün içenler genç yaşta ölür. (Morgda bir ölünün fotoğrafı)

-Sigara/tütün içmek damarları tıkar, kalp krizine ve felçlere neden olur. (Kalp krizi geçirirken müdahale edilen hasta konulu fotoğraf)

-Sigara/tütün içmek ölümcül akciğer kanserine neden olur. (Sağlıklı ve kanserli bir akciğer fotoğrafı)

-Hamileyken sigara/tütün içmek bebeğe zararlıdır. (Bebek fotoğrafı)

-Çocukları koruyun: Dumanınızı onlara solutmayın. (Maskeli bir çocuk fotoğrafı)

-Sağlık kuruluşları sigarayı/tütünü bırakmada size yardımcı olabilir. (Doktor ve hastasının bulunduğu bir kare fotoğraf)

-Sigara/tütün içmek yüksek derecede bağımlılık yapar, başlamayın. (Sigara bağımlısı)

-Sigarayı/tütünü bırakmak ölümcül kalp ve akciğer hastalıkları riskini azaltır. (efor testinde bir hasta görüntüsü)

-Sigara/tütün içmek ağrılı ve yavaş bir ölüme neden olabilir. (Ölüm döşeğindeki bir hasta)

-Sigarayı/tütünü bırakmak için doktorunuzdan ve size en yakın sağlık ocağından yardım isteyin. (Yardım eli)

-Sigara/tütün içmek kan akışını yavaşlatır ve cinsel iktidarsızlığa neden olur. (Yatakta birbirine küsmüş 2 genç)

-Sigara/tütün içmek cildin erken yaşlanmasına neden ( münasebet, sebep, niye ) olur. (Kırışmış 2 el)

-Sigara/tütün içmek spermlere zarar vererek doğurganlığı azaltır.(Puseti boş kalmış bir kadın)

-Sigara/tütün dumanında benzen, nitrozamin, formaldehit ve hidrojensiyanit gibi kanser yapıcı maddeler bulunur. (Solunum cihazına bağlanmış bir genç)

AA

Baba Ocağı'ndan sevgili kucağına

baba-ocandan-sevgili-kucana.jpgGenç oyuncu Burak Özçivit, başrol oynadığı 'Baba Ocağı' dizisinin final yapmasından sonra ( ileri, ahir, bilahare ) soluğu tatilde aldı. Günaydın'da yer alan habere göre, önce ailesiyle birlikte Ayvalık'ın Sarımsaklı İlçesi'ne giden yakışıklı oyuncu, hafta sonu da sevgilisi Zeynep Dörtkardeşler'le Çeşme'ye geldi. Ayvalık'ta ailesi ile hasret giderdiğini söyleyen Burak, tatilde kilo ( kilogram ) aldığını ve bol ( dolgunca, gani, bereketli ) bol denize girip güneşlendiğini belirterek, "Yeni sezonda yine ekranda olacağım. Şu sıralar oynayacağım dizinin senaryosunu okuyorum" dedi. Özçivit, ağustosta tatile son verip, İstanbul'a döneceğini de ( bile, dahi ) sözlerine ekledi.

Kara çarşaf giydirip kaçırmışlar

kara-araf-giydirip-karmlar.jpgBatman ve Adana'da 1993-2001 yıllarında 32 kişinin öldürülmesi ve çok sayıda kişinin yaralanması eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle yargılanan terör örgütü Hizbullah üyesi 3'ü tutuklu 8 sanıkla ilgili gerekçeli karar tamamlandı.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince hazırlanan 765 sayfalık kararda, terör örgütü Hizbullah'ın bölgede işkenceyle sorgulayıp öldürdüğü çok sayıda kişinin nereye gömüldüğünün tespit edilemediği belirtildi.

-PKK-HİZBULLAH ÇATIŞMASI-

Kararda, 1990-1995 yıllarında bölgede terör örgütleri PKK ile Hizbullah mensupları arasında yoğun çatışmalar yaşandığı, bu çatışmalarda, aralarında gazeteci, öğretmen, doktor, parti yöneticisi, milletvekili, sendikacı, cami imamı ve esnafın da bulunduğu yüzlerce kişinin öldürüldüğü veya kaçırıldığı için akıbetinin tespit edilemediği kaydedildi.

-''SORGULAYIP ÖLDÜRDÜLER''-

Terör örgütü Hizbullah'ın eylemlerinin profesyonelce gerçekleştirildiğinin belirtildiği kararda, ''Şahıslara yönelik bireysel silahlı saldırılarda son derece ustaca çalışan tetikçiler kullanıldığı ve hedef şahsın ensesine ateş etme şeklinde gerçekleştiği görülmektedir'' denildi.

Kaçırılan kişilerin kara çarşaf giydirilerek başka şehre götürüldüğü belirtilen kararda, sorgulanıp öldürülen şahısların cesetlerinin buzdolabının içinde hücre evlerine taşınıp gömüldüğü bildirildi.

Bu kişilerin terör örgütü Hizbullah'ın ''sorgu timi'' tarafından sorgulandığı belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

''Hizbullah terör örgütü mensupları hakkında açılan dava dosyaları incelendiğinde, çok sayıda örgüt mensubu hakkında, onlarca kişiyi PKK terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle kaçırdıkları ve işkenceyle sorgulayıp öldürdükleri iddiasıyla dava açılmıştır. Kaçırılan kişilerin örgüt sığınaklarında sorgulandıktan sonra öldürüldüğü yönünde bilgiler olmasına rağmen, örgütün hücre yapılanması şeklinde çalışmış olması sebebiyle, açık kimlikleri tespit edilemeyen bu kişilerin nerelere gömüldüğü tespit edilememiştir.''

-İRAN'DA EĞİTİM GÖRDÜLER-

Terör örgütü Hizbullah'ın kuruluşu ve yurt dışındaki eğitim faaliyetlerine de yer verilen kararda, örgütün kurucularından Hüseyin Velioğlu, Abdulaziz Tunç, Edip Gümüş, Ahmet Seyitoğlu, İhsan Yeşilırmak, Osman Uslu, İsa Ay, Hamit Yazgan ve Nusrettin Güzel'in yasa dışı yollardan İran'a geçtiği, burada İranlı yetkililer tarafından Tahran'da bir villaya yerleştirildiği kaydedildi.

İran'da bir süre siyasi ve askeri eğitim alan örgüt yöneticilerinin Türkiye'ye gelip terör örgütü Hizbullah'ın temel yapısını oluşturmaya başladığı ifade edildi.

-''TOPLUMU, 'BİZ VE ONLAR' DİYE AYIRDILAR''-

Kararın ''örgütün stratejisi'' bölümünde ise terör örgütü Hizbullah'ın amacına ulaşmak için tebliğ, cemaat ve cihat olmak üzere 3 aşamalı strateji benimsediği belirtildi.

Kararda şöyle denildi:

''Toplumu inananlar (Müslümanlar) ve geri kalanlar (kafirler) diye kesin bir çizgi çizerek, biz ve onlar olarak ayırmıştır. Demokratik laik devlet, din düşmanı olarak görülmüştür. Örgüt yöneticileri, örgüt üyelerine, laik düşüncede olanları, sol görüşlü olanları ve PKK terör örgütü mensubu ve sempatizanlarını hedef olarak göstermiş, Atatürkçü Düşünce Derneği, Lions ve Rotary kulübünü izlemeye alıp haklarında bilgi toplamaları talimatını vermiştir.''

-''CAMİLER KIŞLA GİBİ KULLANILMIŞTIR''-


Terör örgütü Hizbullah'ın örgütsel yapılanmasında, cami örgütlenmesinin en önemli yapıyı oluşturduğu belirtildi.

Örgüt mensuplarının camileri askeri ve siyasi eğitim yeri olarak kullandığı kaydedilen kararda, şöyle denildi:

''Eylem öncesi örgüt mensupları camide toplanıp eylem talimatları camide alınmış ve eylemlerin planları camilerde hazırlanmıştır. Camiler eylemlerden önce buluşma ve hareket noktası, eylemlerde kullanılacak silahların saklanıp teslim alındığı yer olarak kullanılmıştır. Örgüt militanları camilerdeki hücrelerde yaşayıp dikkati çekmeden uzun süre çeşitli eylemler yaparak burada saklanabilmiştir. Bazı örgüt mensupları camilerde silah kullanma eğitim aldıklarını anlatmıştır. Bu anlamda Hizbullah terör örgütü yapılanmasında ve eylemlerinde camiler örgüt mensuplarınca örgüt evi, sığınak, silah saklama yeri, kışla gibi kullanılmıştır. İslam dininin değerlerini koruma adı altında o değerleri acımasızca tahrip eden Hizbullah terör örgütü, camileri de korkunç ve acımasızca eylemlerinde kullanmaktan çekinmemiştir.''

-KARAR-

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında, sanıklardan Mithat Yılmaz 765 sayılı TCK'nın ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını tağyir, tebdil ( değiştirme ) ve ilgaya teşebbüs etme'' suçunu kapsayan 146/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet, sanıklar Mehmet Salih Şimşek ve Mehmet Ali Çelik de aynı suçtan müebbet hapis ( mahpus, cezaevi, hapishane ) cezasına çarptırılmıştı.

Tutuksuz yargılanan sanıklar Aydın Akgün ve Murat Demir de aynı suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmış, ceza, sanıkların dosyanın aydınlatılmasına yardımcı oldukları gerekçesiyle 14 yıl hapis cezasına çevrilmişti. Sanık Demir, tutuklulukta geçirdiği süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmişti.

''Terör örgütü üyesi olma'' suçundan yargılanan diğer sanıklardan Bayram İnançlı ve Adnan Salman 7'şer yıl 6'şar ay, Resul Güngör de 6 yıl 3 ay ( kamer ) hapis cezasına çarptırılmıştı.

AA

Leyla Zana'ya hapis cezası

leyla-zanaya-hapis-cezas.jpgİngiltere'nin Londra Suas Üniversitesinde yaptığı konuşma nedeniyle hakkında ''terör örgütünün propagandasını yapma'' suçundan dava ( sevgili, sav, ülkü ) açılan kapatılan DEP'in eski milletvekili ( saylav, vekil, parlamenter ) Leyla Zana, 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık Leyla Zana katılmadı, avukatları Cebbar Leygara, Meral Danış Beştaş ve Hayrettin Güzel hazır bulundu.

Sanık avukatları, Zana'nın yaptığı konuşmanın propaganda olmadığını, durum ( hâl, kondisyon, tavır ) tespiti olduğunu savunarak, Zana hakkında beraat kararı verilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti, kısa aranın ardından, sanık Zana'ya Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesi uyarınca ''terör örgütünün propagandasını yapma'' suçundan 1 yıl 6 ay hapis ( hapishane, cezaevi, mahpus ) cezası verdi. Heyet, daha sonra, sanığın duruşmadaki davranışlarını göz önünde bulundurarak cezayı 1 yıl 3 ay hapse indirdi.

İddianamede, sanık Leyla Zana'nın Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesi uyarınca ''terör örgütünün propagandasını yapma'' suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyordu.

AA

Görmeden, yemeden ölmeyin!

grmeden-yemeden-lmeyin.jpgAnadolu'nun verimli topraklarında yetişen çeşitli ürünlerden yapılan yemeklerin yer aldığı ve bölgelere göre farklılık gösteren sofralarımız, her damak zevkine hitap edecek tatları da cömertçe sunmakta.



Kimi bölgelerimizde baharat ve acı, kimi bölgelerimizde meyve ve sebze, kimilerinde ise bakliyat ağırlıklı yemekler, yöreye özgü kültürle harmanlanarak ikram edilmekte. Günümüzde hazır yiyecekler ağırlıklı olarak tüketilmeye başlansa da yörelerimize özgü yemekler hala sofralarımızın baş köşesinde misafirlere sunulmakta.

-EŞSİZ GÜZELLİKLERİYLE AKDENİZ-

Yeşili ve maviyi buluşturan, tatili, ''deniz, kum ve güneş'' olarak tarif edenlerin ilgi odağı Akdeniz Bölgesi, tarihi ve kültürel mirasıyla da farklı alternatifler sunuyor.

Bölge, ''doğa harikası'' olarak olarak tarif edilen güzelliklerinin yanı sıra, yayla ( plato ) turizmi, inanç turizmi ve av turizmine ilgi duyanları da bekliyor. Bölgenin zengin mutfağını da unutmamak gerekir.

''Kebabın başkenti'' olarak bilinen Adana'da kebap çeşitleri ve buzlu ''bici bici'', Antalya'da, bol cevizli Arap kadayıfı ve tirmis, Mersin'de tantuni ve kerebiç, Isparta'da kabune, Hatay'da ise humus ve künefe, bölgenin tadılması gereken lezzetlerinden sadece birkaçı.

Side'de gün batımını, antik tiyatroyu, Manavgat'ın Akdeniz ile buluştuğu noktayı, Alanya Kalesi'ni, Kızıl Tersane'yi görmek, tarihi mekanlarda geçmişin hayalini kurmak isteyenler kadar, Kaleiçi'ndeki bir butik otelde konaklayıp şehrin en eski plajı olan Mermerli'den denize girmekle yetinenlerin tercihi Antalya.

Yaklaşık 9 bin yıllık geçmişe tanıklık eden Mersin, 321 kilometrelik sahil şeridinin yanı sıra adıyla özdeşlesen tantunisi, tatlı olarak da cezerye ve kerebici ile kente gelenlere çeşitli alternatifler sunuyor.

-''KOKUSU ÇEKİYOR''-

Adana'yı ziyarete gelenler, hemen kokusunu aldıkları, birbirinden güzel mekanlarda ünlü ustaların ellerinden çıkan kebabın tadına bakmadan kentten ayrılamıyor. Kentte onlarca kebap lokantası bulunsa da, Adana kebabının ''Tarihi Kazancılar Çarşısı''nda, bol yeşillik, pişmiş yeşil biber ve domates, ezme ve çoban salata ile birlikte çarşının nostaljik havasında yenilmesi öneriliyor. Kebabın yanında ise tercihe göre acılı ya da acısız şalgam içilebilir.

Adana'nın sıcağından bunalanlar ve kebaptan sonra tatlı yemek isteyenler için farklı bir alternatif ise ''bici bici'' tatlısı. Genellikle sokak tezgahlarında satılan, nişastadan yapılan ve rendelenmiş buz, gül suyu, pudra şekeri katılarak sunulan bu soğuk tatlı, ferahlatıcı tadıyla güzel bir lezzet.

Kentin hemen hemen her köşesinde bulunan şırdancılar ile mumbarcılar ise bilinenlerden farklı bir lezzeti sunuyor. Şırdan, koyunun kalın bağırsağının bir kısmı biber salçalı ve pirinçle doldurularak, mumbar ise ince bağırsaktan yine içine pirinç doldurularak hazırlanıyor, bol kimyon ve pul biberle sunuluyor.

Şehir turuna çıkıldığında ise adeta deniz kenarında olduğunuz hissi uyandıran ve huzur veren, Seyhan Baraj Gölü kıyısındaki Adnan Menderes Bulvarı'na ve çevredeki piknik alanlarına gidilebilir.

Şehir turunun devamında, kent merkezinden geçen Seyhan Nehri'nin en dar yerinde bulunan ve Evliya Çelebi'nin yazdığına göre, Abbasi halifesi Memnun döneminde üzerinden geçenlerden haraç alınan 1500 yıllık Taşköprü, görülmesi gereken mekanlar arasında. Taş Köprü üzerinden ise bölgenin en büyük camisi konumundaki Sabancı Merkez Camisi'nin siluetinin Seyhan Nehri'ne yansıdığı manzara görülmeye değer.

Köprünün yanındaki, tarihi Adana evlerinin yoğun olarak bulunduğu Tepebağ Mahallesi, kültür merkezi haline dönüştürülen tarihi Kız Lisesi ve Merkez Sabancı Camisi'nin bitişiğindeki, görsel şölen sunan bahçe düzenlemesine sahip büyük Merkez Park da görülmesi gereken yerler arasında. Ayrıca, Merkez Park'ın bitişiğindeki Arkeoloji Müzesi ile Kuruköprü civarındaki Etnografya Müzesi'nde ise bölgeden çıkan arkeolojik eserler görülebilir.

Adana'yı geride bırakıp, Ceyhan'ı doğru 20 kilometre gidildiğinde, Misis beldesinde yol boyu sıralanmış sıkmacılar ve gözlemeciler hemen fark ediliyor. ''Ömrü uzattığı'' belirtilen ve hatta ''Lokman Hekim'in iksiri'' olduğu ileri sürülen bol köpüklü Misis ayranıyla yenilen sıkmalar, ziyaretçilerin damağında güzel bir lezzet bırakıyor.

Bu arada, beldedeki Hititler'den kalma antik kent Misis ile Misis Köprüsü de mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Yaygın efsaneye göre Lokman Hekim, ölümsüzlüğün ilacını bulmuş, bu amaçla kullanacağı otları ve tarifi köprüden Seyhan Nehri'ne düşürmüştür.

Misis'ten sonra Ceyhan yönüne gidildiğinde, 12. kilometrede ise Yılan Kalesi'ne ayrılan 3 kilometrelik yola ulaşılıyor. Haçlı ordularının 11-12. yüzyılda yaptığı tahmin edilen kalenin, ''yılanların kralı'' anlamına gelen ''Şahmaran Efsanesi''nin de kaynağı olduğu öne sürülüyor.

-DOĞA, TARİH VE EŞSİZ LEZZETLERİN ADRESİ-


Dört mevsim güneşin yüzünü gösterdiği Antalya, sunduğu alternatiflerle, sayıları milyonlarla ifade ( rapor, tabir, söylem ) edilen yerli ve yabancı turiste gönlünce tatil olanağı sunuyor.

Sadece Akdeniz'in değil, dünyanın incisi olan kent, 5 yıldızlı otelde her şey dahil sistemi ile sorunsuz bir tatil yapmak isteyenden, Olimpos'taki konaklama yerlerinin birine sırt çantası ile gelip aylarca ayrılamayanlara kadar farklı arayıştaki tatilcilere her türlü olanağı sağlıyor.

Lüks yatlarıyla yeşil koyları gezen ünlü ve zenginler ile Likya Yolu'nu bir uçtan diğerine yürüyerek kat etmeyi aklına koymuş gezginler, bölgede doğanın tadını aynı keyifle çıkarıyor.

İlk parlamentonun kurulduğu Patara'yı, kartal yuvası Kalkan'ı, sualtı zenginlikleriyle Kaş'ı, Kekova'yı, Demre'deki Noel Baba Müzesi ve Myra Antik Kenti'ni görme imkanı bulan tatilciler, yeşilin maviyle uyumunu ortaya koyan Adrasan, Olimpos, Çıralı, Phaselis'te de denizin keyfini çıkarıyor.

Eski uygarlıklara ilgi duyanlar için hazine değeri taşıyan Antalya, Termessos ve Perge antik kentleri, Aspendos Antik Tiyatrosu ve Side Aspendos Tapınağı ile uygarlıkların beşiği olduğunu ziyaret eden binlerce yerli ve yabancı turiste yeniden gösteriyor

Side'de gün batımını, antik tiyatroyu, Manavgat'ın Akdeniz ile buluştuğu noktayı, Alanya Kalesi'ni, Kızıl Tersane'yi görmek, tarihi mekanlarda geçmişin hayalini kurmak isteyenler kadar, Kaleiçi'ndeki bir butik otelde konaklayıp şehrin en eski plajı olan Mermerli'den denize girmekle yetinenlerin tercihi de yine Antalya.

Sadece golf oynamak için Belek'i seçenler ile Akdeniz'in en yeni ve konforlu olanaklarını sunan otellerde profesyonel ekiplerin düzenlediği kongrelere katılanlar da, aynı lüksü paylaşıyor.

Antalya'ya av turizmi, yayla turizmi için gelenlerin tercihi ise Toroslar'a sırtını dayamış Akseki, İbradı, Korkuteli ve Elmalı oluyor. Bir kere gelmenin, bir kere görmenin bu yeryüzü cennetini keşfetmeye yetmediğini fark edenler için Antalya, yıllarca her tatil fırsatında koşup gelinen ikinci adres olma özelliğini koruyor.

-BOL CEVİZLİ ARAP KADAYIFI VE TİRMİS-

Antalya, tarihi ve turistik güzelliklerinin yanı sıra her beğeniye ve keseye uygun yiyeceklerin de bulunduğu ve lezzetlerin yarıştığı kentler arasında yer alıyor.

Her şey dahil konaklanan otellerde Akdeniz'in taze sebze ve meyvesi, deniz ürünleri önce gözleri doyururken, kentin sokaklarındaki restoranlar, kafeler de farklı alternatifler sunuyor.

Antalya'ya has, başka yerde lezzetine rastlanmayan şiş köfte ile bol tahinli, sirkeli, üzeri yumurta, domates ve soğan dilimleri ile donatılmış, en üstüne de maydanoz serpilmiş Antalya piyazı, kentte hemen her köşe başındaki bir lokantada yeniliyor.

Antalya'ya özgü lezzetler arasında bulunan ve bir kere tadıldı mı yıllarca unutulmayan hamur tatlısı Arap kadayıfı da tarçınla harmanlanan, bol cevizi ve şerbetiyle Türkiye'de bilinen yassı kadayıftan başka bir lezzet olanağı sunuyor. Hamuru ay şeklinde parmak uçlarıyla basılarak kapatılan ve usulünce kızartıldıktan sonra ılık şerbete atılan Arap kadayıfı, meşhur şiş köfte ve piyazın ardından Antalya sofrasının lezzetini tamamlıyor.

Antalya lezzetlerinin vazgeçilmezi ''serpme börek'' de kentin ara sokaklarındaki eski pasajların içinde, küçük dükkanlarda sade, peynirli ve kıymalı yapılarak sabahın ilk saatlerinde tükeniyor.

Antalya'ya has yanık dondurma da keçi sütünün hafif yanmasına neden olacak kadar uzun kaynatılması zorunluluğu nedeniyle ortaya çıkan lezzetlerden biri. Eskiden yanık sütle yapılan dondurma günümüzde Antalya'nın kendine özgü, vazgeçilmez, tadılması mutlaka tavsiye edilen en önemli lezzetleri arasında yer alıyor.

Antalyalı'nın belki yarım asırdan fazladır, tok tuttuğu için özellikle Ramazan aylarında yediği üzeri susam ( süsen ) ve yarım badem içleri ile süslenmiş tahinli, hafif şekerli kurabiyesi Bağaça da bilinen önemli lezzetlerden biri.

Önünden belki defalarca geçilen, vitrini rengarenk cam kavanozlarla dolu dükkan belki çok da göz önündedir ama kavanozlara dikkatle bakmayan biri, içlerinde bergamot, turunç, patlıcan, limon çiçeği, nar, bal kabağı, hurma, yeşil ceviz reçeli olduğunu fark etmeyebilir. Antalya'ya gelen ve bu tadı bilenler bir iki kavanoz reçel almadan dönmüyor.

Antalya'da sokakta tezgahlarda satılan, sarı renkte, çerez gibi tüketilen baklagil ''tirmis''i, çok az insan tanıyor. İnce kabuğu ağza alındığında kolayca sıyrılan, sarı renkte ve çerez gibi yedikçe insanın bırakamadığı tirmis, Antalya'da pazarlarda veya sokak tezgahlarında satılıyor.

Antalyalıların çocukluklarından bu yana çerez olarak tükettikleri tirmisin, Antalya dışından gelenler tarafından bilinmediğini belirten satıcılar, zaman zaman mısırla karıştırıldığını ve tirmisin ne olduğuna ilişkin kendilerine çeşitli sorular yöneltildiğini söylüyor.

-''HOŞGÖRÜ KENTİ''-

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Mersin, zengin tarihi ve kültürel mirası ile doğal güzelliklerinin yanı sıra yöresel yemekleriyle turistlerin damak zevkine hitap ediyor.

Yaklaşık 9 bin yıllık geçmişe tanıklık eden Mersin, 321 kilometrelik sahil şeridinin yanı sıra adıyla özdeşlesen tantunisi, tatlı olarak da cezerye ve kerebici ile kente gelenlere çeşitli alternatifler sunuyor.

Cami ve kiliselerin bir arada bulunduğu, farklı dinlerden insanların cenazelerinin yan yana defnedildiği Şehir Mezarlığı ile Mersin ''hoşgörü kenti'' unvanını hak ediyor.

Bu arada Mersin Devlet Opera ve Balesi'nin temsillerini sahnelediği Mersin Kültür Merkezi bünyesindeki Mersin Müzesi kentin tarihine ışık tutuyor. Birçok eserin yer sıkıntısı dolayısıyla sergilenemediği müze ile Mezitli ilçesindeki çok sayıda sütunun yüzlerce yıl ayakta kaldığı Soloi Pompeiopolis Antik Kenti, ziyaretçilerin uğrak mekanları arasında yer alıyor.

Yazın sıcak aylarında yaylaların ilgi gördüğü kentte, merkeze 44 kilometre uzaklıktaki Çağlarca köyü, şelalesi ve alabalık tesisleriyle ilgi çekiyor. Özellikle Arap turistlerin tercih ettiği köye gelenler, bu arada yörede üretimi yaygınlaşan kiviyi de ağacından kopararak tatma imkanı buluyor.

Mersin'in doğusunda yer alan Tarsus ilçesi de ''inanç turizmi'' açısından önemli bir potansiyeli barındırıyor.

Papa 16. Benediktus tarafından geçen yılın ''Saint Paul Yılı'' ilan edilmesi dolayısıyla Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri St. Paul'un yaşadığı yer olan ve Vatikan'ın ''hac'' yeri kabul ettiği Tarsus, geçen ay yapılan etkinliklerle dikkatleri üzerine çekti. St. Paul'un evi ve kuyusu ile St. Paul Anıt Müzesi'nin bulunduğu Tarsus, Müslümanlar için de önemli merkezlerden biri olarak kabul ediliyor.

Danyal Peygamber'in makamının bulunduğu Makamı Şerif Camisi ve Danyal Peygamber Kabri, ilçede görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Rivayete göre, MS 2. yüzyıl başlarında dönemin hükümdarı Dakyanus'un zulmünden kaçan Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Dekarnuş, Sazenuş, Kafetaltayuş ve köpekleri Kıtmir'in sığındıkları ve 309 yıl uyudukları Eshab-ı Kehf Mağarası da Deler köyünde bulunuyor. Halk arasında ''Yedi Uyurlar'' olarak bilinen mağara, ziyaret edilecek önemli yerlerden.

Mersin'in batısında yer alan Erdemli ve Silifke ilçeleri ise günümüze kadar ayakta kalabilen görülmeye değer çok sayıda tarihi eserin yanı sıra denizi ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.

-TARİH VE DOĞA-

Sahil yolu boyunca ve iç kesimlerde görülmeye değer yerlerin başında, Erdemli'ye bağlı beldeye adını veren, deniz içindeki adacık üzerine kurulu Kızkalesi geliyor.

Toroslar'da sıkça rastlanan doğal çukurların en büyüklerinden biri olarak nitelenen obruğun yanında kurulan ve ilk çağlardan beri kutsal işlev gördüğü sanılan Kanlıdivane Antik Kenti de görülmesi gereken güzellikte.

Türk hakimiyetine girdikten sonra Türkmen aşiretlerinin kışlak olarak kullandığı ''Kanlıdivane''nin adının, Türkmen aşiretlerinde zaman zaman toplanıp kararlar aldıkları yerlere divan denildiği ve obruk içindeki kayalık ve harabelerin kan gibi kırmızı renkte olmasıyla ilgili olduğu ileri sürülüyor. Halk arasında ise suçluların obruk içine bırakılıp arslanlara parçalatılmasından dolayı bu adı aldığı söylentisi bulunmakta.

Erdemli ilçesine bağlı Limonlu beldesine 10 kilometrelik mesafede, sarp yoldan Toroslar'a doğru gidilerek ulaşılan Kayacık Vadisi, sık ağaç yapısı, buz gibi akan çayı ve kuş sesleriyle doğa ile baş başa kalmak isteyenler için adeta ''saklı cennet''... Merkeze yaklaşık 45 kilometre uzaklıktaki vadi, zorlu yol koşullarına karşın ayağını buz gibi suya uzatarak keyif yapmak isteyenlere, gürültüden uzak serin bir ortam sunuyor.

Erdemli'den Silifke'ye giderken sıcaktan bunalanlar ise çok sayıda halk plajından birinde denize girerek serinleyebilir. Özellikle Akyar denilen kesimde, kayalıklardan denize karışan soğuk su, yüzerken insanlara ayrı bir keyif sunuyor.

Silifke sınırlarındaki Cehennem ve Cennet de ziyaretçileri bekliyor. Sahile yakın mesafede bulunan ve kayalara oyulmuş yaklaşık 450 basamakla dibine ulaşılan Cennet çukuruna inip çıkmak bir saati buluyor. Burayı görmek için inip-çıkanlar yürüyüş sonunda çevrede bulanan restoranlardan köpüklü ayranını içerek hem susuzluklarını giderebilir hem de yorgunluklarını atabilir.

Bu obruklara yakın mesafede bulunan ve ''havasının astımlılara iyi geldiğine inanılan'' Astım-Dilek Mağarası, özellikle hastalar ve geleceğe yönelik beklenti için dilek dilemek isteyenler tercih ediliyor.

Silifke'den daha iç bölgelere doğru yolculuğu göze alanlar Uzunburç beldesindeki Uzuncaburç Antik Kenti'ni görebilir. Antalya'daki Side Antik Kenti kadar zengin tarihi dokuya sahip olmasına karşın, tanıtım eksikliği nedeniyle pek bilinmeyen ve Mersin'in ''Side''si olarak nitelendirilen bölge, sütunlu caddesi, tiyatrosu, Helenistik anıt mezarları, tören kapısı, tapınakları ve kulesi ile önemli tarihi mekanlardan biri.

Silifke'ye kadar gelenler, birçok tesisin yer aldığı Narlıkuyu'da balık yemek de farklı bir alternatif. Temiz suyu ile dikkati çeken koy etrafında denizle iç içe yer alan restoranlar günün her saati müşterilerine taze balık sunuyor.

Aydıncık ve Bozyazı ilçelerinden geçilerek ulaşılan Anamur'da, Ören beldesindeki birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Anemurium Antik Kenti, geniş bir alana yayılan tarihi kalıntıların yanı sıra denizi ile de ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Antik kent, dağlık alana yayılan nekropol, su kemerleri, tiyatro, odeon, hamam ve mozaiklerin bulunduğu tarihi kalıntıların yanı sıra tertemiz denizi ile de ilgi çekiyor.

-TANTUNİ, KEREBİÇ-

Tantuni, Mersin'e gelenlerin mutlaka tatması gereken bir lezzet. Geçmişi 19. yüzyılda kente çalışmaya gelen Arap işçilere kadar dayanan tantuninin, etinden ekmeğine kadar özenle hazırlanması gerekiyor. İlk zamanlarda yağsız et ile yapılan tantuni, zamanla farklı lezzet sunmak amacıyla normal yağlı etle de yapılmaya başlandı. Tantuniyi yağsız tercih edenler, biftek bölümünden yapılmasını isteyebilir.

Somun ve açık ekmek arasında servis edilen, özel saclarda kendine özgü yöntemle pişirilen, ete domates, yeşillik, soğan ve baharat da konularak yapılan tantuninin yanında şalgam veya ayran içmeyi de ihmal etmeyin. Tantuninin tadını alabilmek için ise mutlaka açık ekmeği tercih edin.

Damak tadına düşkünler için farklı bir tatlı alternatifi de, özellikle Ramazan ayında rağbet gören, yöreye özgü kerebiç tatlısı. İrmik, ceviz veya Antep fıstığı ile şeker karışımıyla yapılan tatlıya katılan çöven otundan elde edilen süt görünümlü köpük de bu tatlıya ayrı bir lezzet katıyor.

Kentteki gezinin ardından memleketlerine hediye götürmek isteyenlere cezerye öneriliyor. Cezerye, havuç, toz şeker, bisküvi, ceviz veya Antep fıstığının yanı sıra Hindistan cevizinin karışımıyla elde ediliyor.

-''BURADADUR, ÇÜNKÜ BURASI BURDUR''-

Burdur İl Özel İdaresinin çatısında, Atatürk Heykeli'ne bakan yüzündeki billboarddaki ''Buradadur, çünkü burası Burdur; Her şeyin en güzeli burada bulunur'' yazısını ilk kez görenler bir hayli iddialı bulsa da şehir tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle keşfedilmeyi bekliyor.

251 bin nüfuslu, halkının yüzde 70'i tarım ve hayvancılıkla geçinen Burdur'da yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular kentin tarihinin Neolotik Çağ'a kadar dayandığını ortaya koyuyor. Sınırları içinde Sagalassos, Kibyra, Kremna gibi tarihte büyük önemi olan kentlerin kalıntılarını barındıran Burdur'un müzesi de bu nedenle zengin tarihi eserlere sahip.

Geçen yıl Avrupa'da Yılın Müzesi Yarışması'nda Özel Ödül'e layık görülen Burdur Müzesi'nde 59 bin eser bulunuyor. Tarihe meraklı turistler için bulunmaz bir mekan olan Burdur, kentin merkezinde Dikkuyrukların yuvası Burdur Gölü, Yeşilova ilçesindeki Salda Gölü, başta Söbüce olmak üzere serin yaylaları, el değmemiş bir ( vahit, bir kez, yalnız ) doğanın ortasındaki Karanlık Kanyon ve Türkiye'nin turizme açılan ilk mağarası unvanını taşıyan İnsuyu ile de doğaseverlere hitap ediyor.

Burdur, gittiği yörenin lezzetlerini tatmadan dönmek istemeyenler için ise meşhur şiş köftesi, yaprak ( varak ) sarması, katmeri, et böreği, ceviz ezmesi, haşhaş ve kenevir helvası ile ayrı lezzet imkanları sunuyor.

Göller yöresinin belki de en farklı yapıya sahip gölü olan Salda, Burdur'un Yeşilova ilçesinin 4 kilometre batısında yer alıyor. Türkiye'nin en derin göllerinden biri olan Salda, denizden yüksekliği 1193 metre olan, ormanlarla kaplı Toroslar'ın arasında bir krater gölü olma özelliğini taşıyor.

Sodalı suya sahip, magnezyum yönünden zengin ve killi olan göl, birinci derecede sit alanı ve turizm merkezi statüsünde bulunuyor. İki yıl önce Antalyalı bir grup dalgıcın yaptığı çalışma sonucunda, göl dibinde tatlı sularda çok ender bulunan sünger yapısına rastlanan, çok iri sazanların yaşadığı gölün kumsalı, sudaki magnezyum nedeniyle beyaz renkte.

Beyaz kumsal, Mars'tan gelen fotoğraflardaki yeryüzü görüntüsüyle benzerlik gösterdiği için bilim adamlarının ilgisini çekmekte. İskoçya'nın Glasgow Üniversitesinden Prof. Dr. Mike Russel'ın 4 yıl süreyle yaptığı araştırma, 2000 yılında İngiliz yayın kuruluşu BBC'de belgesel olarak işlendi.

Gölün etrafındaki birçok plajdan en bilinenleri ise Yeşilova Belediyesi Halk Plajı ve Milli Parklara bağlı Orman Plajı. Halk plajına ücretsiz girilebilirken, orman plajına giriş ise ücretli. Her iki plajda da çadır kampına olanak sağlayan altyapı bulunuyor.

-DOĞA TUTKUNLARI İÇİN ALTERNATİF-

Isparta, Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin arasında geçiş yolu olması nedeniyle hemen herkesin bir şekilde yolunun düştüğü bir kent. Tarih boyunca yerleşim alanı olma özelliğini koruyan ve Pisidia olarak anılan bölgede yer alan Isparta'da ilk yerleşimin Üst Paleolitik ve Mezolitik dönemlerde olduğu biliniyor.

Pisidia bölgesinde özellikle İmparator Augustus döneminde Roma egemenliğinin simgesi olan, bugünkü Yalvaç'taki Antiokheia, Çamlık'taki Kremna, Ürkütlü'deki Komoma, Belenli'deki Olbasa, Barla'daki Parlais kalıntıları günümüze kadar gelen koloni kentler.

Şehrin her ilçesinde kalıntıları bulunan bu antik kentlerin yanı sıra Türkiye'nin dördüncü büyük tatlı su gölünün bulunduğu Eğirdir ilçesi, kış aylarında aynı anda kayak yapma olanağı sunan, son yılların gözde kayak merkezleri arasında yer alan Davraz Dağı da Isparta'yı keşfetme isteği uyandırıyor.

Şehir merkezinde sayıları az olan restore edilmiş Isparta evleri de meraklıların ilgisini çekmekte. İki katlı küçük bir binada karma müze olarak hizmet veren Isparta Müzesi'nde de tarihi evlerden, geçmiş zamanların yörük ve şehir yaşamından, geleneksel gül üreticiliğinden kesitler, bölgedeki Türk egemenliği öncesindeki dönemlerden tarihi eserler örnekler görülebilir.

Doğa tutkunları için Kızıldağ ve Kovada Gölü Milli Parkları, Gölcük ve Yazılı Kanyon Tabiat Parkları, Eğirdir'in Bayboğan köyü sınırları içerisinde göl manzaralı ve konaklama olanağı da sunan 26 dönümlük Bayboğan Ormaniçi mesire alanı, Köprüçayı ve Yazılı kanyonları ile kent merkezindeki kestane ağaçlarının gölgesindeki Ayazmana görülmeye değer.

Mutevazı pansiyonları, taze tatlı su ürünlerinin sunulduğu restoranları ile şehirde en çok turist çeken yer olan Eğirdir'i, Hazreti İsa'nın 12 havarisinden St. Paul'ün Hristiyanlığın ilk resmi vaazını verdiği kilise olarak kabul edilen Yalvaç izliyor.

-KABUNE'NİN HİKAYESİ-

Isparta, ağız tadına düşkünler için de eşsiz lezzetler sunuyor. Konya'nın geleneksel lezzeti olarak bilinen tandır kebabın Isparta'da da aynı oranda ünlü. Ancak Konya'nın tandır kebabının aksine, kuzu etinden ya da oğlak kaburgasından yapılan tandır, çok daha az yağlı. Serin ve tarçın kokulu üzüm hoşafı eşliğinde sunulan tandırı yedikten sonra artık bir lokma daha yiyemeyeceğini düşünenlerin kararlılığı, başka hiçbir yerde bulunamayacak içine tuzsuz peynir, üzerine toz şeker serpilmiş sıcacık pidelerle değişebilir.

Son yıllarda, asırlardır düğün yemeği olarak sunulan Kabune ile tereyağlı irmik helvası da restoran menülerinde yer alıyor. Nohut, et ve pirinçle yapılan Kabune'yi her gün yenebilecek bir yemeğe dönüştüren Bayram Ali Usta, öyküsünü de şöyle anlatıyor:

''Gelin ile kaynanası akşama kadar tarlada çalışmış. Yorgun argın eve döndüklerinde, erkekleri akşam yemeği beklerken bulmuşlar. Kaynanasının artık parmağını bile kıpırdatamayacak kadar yorgun olduğunu gören gelin, 'Ana, sen otur hele. Dinlen. Ben yemeği hazırlarım' demiş. Mutfakta, bir gün önceden kalmış biraz nohut, bir parça haşlanmış et bulan gelin, bunları da katıp pirinç pilavı pişirmiş. Gelininin getirdiği, içinden mis gibi kokular yükselen bakır tencerenin kapağını merakla açan kaynanana daha önce görmediği yemeğe bakıp 'Kı(z) bu ne' diye sormuş. Kı-bu-ne yıllar içinde Kabune'ye dönüşmüş.''

-FARKLI KÜLTÜRLER VE LEZZETLER-


Farklı dinden insanların hoşgörü ve kardeşlik içerisinde yaşadığı Hatay, kiliseleri ve müzeleri, doğal güzellikleri ve yöreye özgü yemekleriyle turistlere farklı seçenekler sunuyor.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan kent, ziyaretçilerin kağıt kebabı, künefesi, oruğu, humusu zengin ( ensesi kalın, gösterişli, gönç ) mutfağıyla farklı damak tatlarına hitap ediyor.

Dünyaca ünlü mozaiklerin bulunduğu ''Arkeoloji Müzesi''ndeki eserlerle ziyaretçilerinin adeta geçmişle yüzleşmesine olanak sağlayan kentte, Kurtuluş Caddesi de Müslüman, Hristiyan, Ermeni ve Yahudi vatandaşların barış ve kardeşlik içinde yaşadığının kanıtlarını sunuyor. Burada, bu birlikteliğin simgesi cami, kilise ve havrayı yan yana görmek mümkün.

Roma İmparatorluğu döneminde kilise olarak yapılan, daha sonra camiye dönüştürülen Habib-i Neccar, ilk Hristiyanların mezarlarını barındırması nedeniyle dinler arası hoşgörünün bir simgesi olarak kentte görülmeden geçilemeyecek eserler arasında.

Hristiyanlar tarafından hac yeri olarak ilan edilen ve Hz. İsa'ya inananlara ilk kez ''Hristiyan'' adının verildiği Habib-i Neccar Dağı'nın uzantısı olan Haç Dağı eteklerinde yer alan St. Pierre Mağara Kilisesi ise 13 metre uzunluğu, 9,5 metre genişliği ve 7 metre yüksekliğiyle ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Kent merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Samandağ ilçesinde bulunan ve MS 1. yüzyılda dağdan gelen suların yarattığı selleri önlemek amacıyla Roma İmparatoru Vespasianus ile Titus'un bin tutsağa 10 yılda yaptırdığı bilinen ''Titus Tüneli'' de 130 metre uzunluğu ve 7 metre yüksekliğindeki eşsiz mimari yapısıyla dikkatleri topluyor.

Amanos Dağları da alternatif tatil imkanları sunuyor. Dörtyol ilçesinden patikalarda yürüyüşü yapmak isteyen ve yaylalarda güzel bir gece geçirmek isteyenler, literatürde 'Lucanus Cervus' olarak geçen, Japonların büyük ilgi gösterdiği ve dünyada sadece Amanoslar'da bulunan 6 antenli geyik böceğini de görme şansını yakalayabilir.

Uzun ve yorucu gezinin ardından kentin önemli tarihi ve doğal güzelliklerini ziyaret edenler, Roma İmparatorluğu döneminde varlıklı ailelerin yaşadığı Harbiye beldesindeki şelalelerin bulunduğu alanda çay içerek dinlenebilir.

Tarihsel geçmişi, doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ile Fransız ve Arap mutfağını en iyi şekilde sergileyen ve ''Gastronomi Turizmi''nin öncülüğünü yapan Hatay, damak tadına düşkün yerli ve yabancı turistlere hitap edebilecek sayısız yemek seçeneği sunuyor.

Kentte yöresel yemeklerin başında gelen, Fransız Yemek Uzmanı Frank Marciano'nun bile ''Antakya izlenimleri'' kitabında övgüyle söz ettiği humus, Halepli İbrahim Ketremizgil'in Saray Caddesi'ndeki lokantasında yenilebilir.

Nohudun haşlanmasının ardından zarının alınması ve tahta dibek ile ezdikten sonra özel tahin, limon, nar ekşisi, çeşitli baharat ve yöreye özgü zeytinyağı döktükten sonra üzerine turşu koyularak servis edilen humus, en lezzetli mezeler arasında.

Kente gelen turistler, tarihi Uzun Çarşı içerisinde yer alan kasaplarda da yöresel yemekler arasında yer alan tepsi ve kağıt kebabını tatma imkanı bulabilir.

Dana etinin çok sayıda baharat, maydanoz ve sarımsak ile yoğrulmasıyla yapılan ve taş fırınlarda pişirilerek ikram edilen kebap, çatal kullanılmadan pide ekmeğiyle yeniliyor.

Yemeğinin ardından güzel bir tatlı yemek isteyenlere ise tescilli ''Antakya künefesi'' ikram ediliyor. Kadayıf ve tuzsuz peynir ile yapılan ve fırınlarda kızartılıp üzerine şerbet dökülerek ikram edilen künefe de mutlaka tadılmalı.

Tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra yöresel ürünleriyle de dikkat çeken Hatay'ı ziyaret edenler, dönüşte sevdiklerine Harbiye beldesindeki dokuma atölyelerinde 20-100 lira arasında satışa sunulan saf ipekten yapılmış kravat alarak hediye edebilir.

Defne yaprağının kaynatılması ve kalıba dökülmesiyle doğal olarak elde edilen, kokusuyla da farklı olan kilosu 5-10 TL arasında değişen ''defne gar sabunu'' da yöreye özgü hediyelik ürünler arasında yerini alıyor.

-DONDURMA KAHRAMANMARAŞ'TA YENİR

Dağlarda açılan çukurlara doldurularak yaza saklanan kar ve yöredeki yaylalarda yetişen meyvelerle hazırlanan ''karsambaç''ın, üç kuşak ehil ellerden geçerek adeta yeniden biçimlenmesi sonucu ortaya çıkan dövme dondurmayı anavatanı Kahramanmaraş'ta yenilmeli.

''Kendini Kurtaran Şehir'' Kahramanmaraş, yayla sevenlerin, doğa aşıklarının mutlaka gezi programlarına dahil etmeleri gereken bir il aynı zamanda. ''Başkonuş'', ''Tekir'' ve ''Yavşan'' yaylaları başta olmak üzere ilde onlarca yayla bulunuyor. Çeşit çeşit böceğe, ağaca ve çiçeğe ev sahipliği yapan oksijen deposu yaylalar görülmeye değer. Sarkıtlarıyla izleyenleri büyüleyen Döngel Mağaraları ise mutlaka görülmeli.

Türkiye'deki hemen her il gibi zengin bir yemek kültürüne sahip Kahramanmaraş'ta ''ekşili alaca çorba'' mutlaka tadılmalı. Hem lezzetli, hem sağlıklı hem de doyurucu olan bu çorbanın üzerine ''kuzu tandır'', ''saç kavurma'' ya da ''Külbastı'' yenilebilir. Kafes balıkçılığında gelişme yolunda olan Kahramanmaraş'ta, havuzdan seçebileceğiniz alabalığın tadına da bakabilirsiniz.

Kahramanmaraş'tan ayrılırken, dostlarınıza ve yakınlarınıza, ''Şoklanmış dondurma'', ''ceviz oyma mücevher sandığı'' ya da ''çerez tarhana'' satın almanız önerilebilir.

AA