28 Kasım 2007 Çarşamba

Bebek isteyenler dikkat!

Tiroid bezinin az çalışması kadının hamile kalmasını zorlaştırırken, çok çalışması da erken doğum ve düşüklere neden oluyor.

Tiroid bezinin fonksiyonel hastalıkları hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı çalışması) ve hipotiroidi ( tiroid bezinin yavaş çalışması) olarak ikiye ayrılıyor. Tiroid bezinin yapısal kusurları da var.
 
Eğer tiroid bezinin boyutları artmışsa bu duruma guatr deniliyor.  Tiroid bezinin yapısı bozulmadan genel olarak hacmi atmış ise düffüz guatr, nodüller oluşturarak yapısı değişmiş ise nodüler guatr olarak isimlendiriliyor.
 
Acıbadem Sağlık Grubu'nda görev yapan Doç. Dr. Ender Arıkan, bezin az çalışması durumunda ilk üç ayda sorunun giderilmesi gerektiğini söyledi.
 
Kadınlarda tiroid bezinin az çalışması, hamile kalamamanın dışında önemli sorunlara neden oluyor. Eğer kadın hamile kalmasına rağmen, tiroid bezinin az çalıştığını bilmiyorsa ve sorun ilk üç ayda giderilmemişse, bebekte zeka ve gelişme sorunları ortaya çıkıyor.
 
İlk üç ayda bebeğin tiroid bezleri gelişmediği için anne karnında büyümesini sağlayan ve annesinden alacağını tiroid hormonlarına ihtiyaç duyuyor. Buna rağmen bebeğe ihtiyacından daha az tiroid hormonu geçebiliyor. Anne tiroid bezinin az çalışmadığını bilmeyince de bebekte sorunlar ortaya çıkabiliyor.
 
Bu nedenle, bebek yapmayı planlayan kadınlara mutlaka tiroid bezinin durumunu gösteren testler yapılmasını öneren Doç. Dr. Ender Arıkan, "Durumun önceden bilinmesi önlem alınmasını sağlar. Üç aydan sonra bunu öğrendiğimizde bebek için geç kalmış olabiliriz" dedi.
 
Tiroid bezinin çok çalışması (Hipertiroidi) halinde kadının  hamile kalmasında problem çıkmıyor. Ama erken doğum ve düşükler görülüyor. Burada sorun iyot eksikliğinden ve oto immün tiroid hastalıklarından (tiroid fonksiyonlarını bozmamış ama bozmaya aday hastalıklar) kaynaklanıyor.
 
Doç. Arıkan, annelerde oto immün hastalıklardan biri olan Haşimoto'nun bulunması halinde hamileliğin mümkün olduğuna değindi:
 
"Haşimotoda hafif doz tiroid hormonu verilerek düşük yapması sağlanıyor ancak hamileliğin sürmesinde genel anlamda sakınca bulunmuyor. Eğer hasta iyot eksikliği olan bir yerde yaşıyorsa,  iyot eksikliğinde hem annenin tiroid bezi fonksiyonları bozuluyor, hem de bebeğin gelişiminde aksamalar oluyor. İleri derecede zeka geriliği oluyor.
 
Günlük iyot ihtiyacı da normalde 150 mikrogram ise annede 200 mikrograma kadar yükseliyor, bu açıdan destek olunması gerekiyor. Annenin mutlaka iyot alması gerekiyor." 
 
Tiroid bezinin az veya çok çalışmasının dışında bir de, nodüler guatr sorunu var. Bu nodüller hamilelikte kalabiliyor, hamile kalınmasında da bir sakınca yok. Biraz büyüse de tedavi gerekmeyebiliyor. Ancak kişide tiroid kanseri varsa ve hamilelikte anlaşıldıysa, ameliyat hamilelik sonuna kadar bekletiliyor.
 
Doğumdan sonra anne ameliyat olabilir. Hamilelikte tiroid bezinin çok çalışması halinde üç üyda bir bulantı ve kusmalar meydana geliyor. Kandaki TSH değeri düşüyor, T3 ve T4 hormonlarının oranı yükseliyor. Bu durumda hastaya ilaç verilmesi gerekiyor. Eğer sorun hamileliğin ilk 3 ayında düzelmezse, ikinci 3 aylık dönemde ameliyat olabiliyorlar.
 
Doğumdan sonra sorunun artacağına değinen Doç. Arıkan, "Hamilelikte bağışıklık sistemi baskılanır. Doğumla birlikte bu baskı ortadan kalkınca, doğum olur olmaz bağışıklık sisteminin cevabı başlar. Hamilelik ve hamilelik sonrasındaki ilaç dozları bu nedenle önemli bir konu. Bu dozları doktor gözetiminde ayarlamak gerekiyor" dedi.
 
Doğum olunca ilaca ihtiyaç azalıyor, ama bu dozlarda devam edilirse gereksiz ilaç kullanımına bağlı olarak tiroid bezi çok çalışıyor. Bu nedenle dozların doktor tarafından gelişmelere göre ayarlanması hayati önem taşıyor.

Ýngiltere grip salgýnýna hazýrlanýyor

İngiltere son yılların en büyük olası grip salgınına hazırlanıyor. İngiltere'de ilaç stoklarının iki katına çıkarılması için gerekli hazırlık tamamlandı.

Hiçbir önlem alınmaması halinde grip salgınının nüfusun yarısını etkisi altına alabileceği ve en kötü tahminle 750 bin kişinin, en iyi tahminle 55 bin kişinin ölümüne yol açabileceği yolundaki tahminleri temel alan Sağlık Bakanlığı, böyle bir salgının ne zaman ortaya çıkabileceği konusunda tahminde bulunmanın güçlüğünü dikkate alarak tedbirli olma kararına vardı.
 
Sağlık Bakanlığı'ndaki hazırlıklar, en az nüfusun yarısının virüsten korunmasını sağlayacak şekilde yapıldı.
 
Hükümetin olası bir salgın sırasında virüsten etkilenen kişilerin ailesine koruyucu olarak ilaç dağıtılması tedbirini benimsediği, ancak var olan 14.6 milyon dozun ancak hastalara yeteceğini düşünerek 15 milyon ilave doz stok etmeye karar verdiği belirtildi.
 
Olası bir salgın halinde gribe yakalanan kişiler, acil telefon hatlarından görevli doktorlara ulaşabilecek ve onlardan Tamiflu isteyebilecek.
 
Doktorun yapacağı değerlendirmenin ardından hastaya hızla Tamiflu ulaştırılması sağlanacak.
 
Uzmanlar, böyle bir salgının en son 1968 yılında yaşandığına, bu tür salgınların 10-40 yıl arasında değişen aralıklarla yeniden yaşanabildiğine dikkati çekiyor.