9 Ocak 2008 Çarşamba
Suriye: Ýsraille müzakereye hazýrýz
How I Met Your Mother baþlýyor
SENİN ANNEN BİR MELEKTİ YAVRUM
Dizinin izleyicileri çok iyi bilir; How I Met Your Motherın en başında kahramanımız Ted Mosby çocuklarını karşısına oturtur ve anneleriyle nasıl tanıştıklarını anlatmaya başlar. Hikayenin nereye varacağını baştan öğreniriz. Sonu başından belli bir hikayenin bu kadar ilgi göreceğini kestirmek çok da kolay olmasa gerek. How I Met Your Mother ekibi bunu kestirmemiş olsalar bile çoktan başarmış durumdalar. Yolculuğun nerede noktalacağı bilinse de aslolan yolculuğun kendisi değil midir zaten. How I Met Your Motherın ilk iki sezonunda Tedle evlenerek, çocuklarının annesi olacak şanslı kadınla henüz tanışmış bile değiliz. Üçüncü sezonun ilk bölümünde işte o Tedin rüyalarının kadını diziye dahil oluyor. Gerçi ilk olarak arka cepheden ve sadece şemsiyesini görebileceğiz ama şimdilik o bile yetecek bizlere. Dizinin yaratıcılarından Carter Bays aslında hikayenin daha yeni başlıyor olduğuna dikkat çekiyor. Hatta üçüncü sezonun ilk bölümü ona kalırsa yepyeni bir şovun pilot bölümü niteliğinde.
ARKADAŞLARIN BİRAZ YARDIMIYLA
İkinci sezonun son bölümünde Tedin o güne kadar hayatının kadını olacağını düşündüğü Robinden ayrıldığına şahit olmuştuk. Üçüncü sezon başlarken Tedi ayrılık sakalı uzatmış bir vaziyette göreceğiz. Tedle aynı evi paylaşan Marshallla kız arkadaşı Lily geçen sezonun son bölümünde evlenmişlerdi hatırlarsanız. Ama bu evlilik Tedin onlarla birlikte aynı evi paylaşmasına engel teşkil etmiyor. Onlar yine cümbür cemaat birlikte sürdürecekler hayatlarını. How I Met Your Motherın çıkış noktası, Tedin çocuklarına hayatının kadınıyla (dolayısıyla anneleriyle) nasıl tanışıp evlendiklerini anlattığı hikaye olsa da, dizi ilerledikçe öykünün Ted ve arkadaş grubunun tamamını kapsar hale gelmesi kaçınılmazdı. Biz de dizinin ilerleyen bölümlerinde doğal olarak sadece Tedin değil tüm arkadaş grubunun başına gelenlere şahit olacağız. Örneğin Marshall ve Lillynin ergenlikten yetişkinliğe geçme problemleri olacak. Oldukça kötü sonuçlanacak yeni bir ev satın alma hadisesi onları bekliyor. Ayrıca Barneyyi daha yakından tanıma fırsatı bulacağız. Geçmişindeki utanç dolu hippi günlerine döneceğiz, onun kızlara olan düşkünlüğünün nedenleri yavaş yavaş açığa çıkacak ve belki bir kıza bağlanıp kalmasına bile tanıklık edeceğiz. Laf açılmışken Barney, daha doğrusu Barney rolünde izlediğimiz aktör Neil Patrick Harrisin son günlerde ufaktan ufaktan bir fenomene dönüşmek üzere olduğunu belirtelim. Dizinin ilk sezonu sonunda yardımcı aktör dalında Emmyye aday gösterilmesi, ödülü kapıp evine götürememiş olsa bile arkadaşları arasındaki ismini Neil Emmy Harrise çevirmiş. Dizide kızlara olan düşkünlüğüyle dikkat çeken oyuncunun bundan bir yıl önce eşcinsel olduğunu açıklaması bazı hayranlarını hayal kırıklığına uğratmış olsa da onun yükselişine sekte vurmaktan çok ivme kazandırdı diyebiliriz.
ROBINİN POP IDOL OLARAK PORTRESİ
Tedle sonunda ayrılacak olmalarını birçok izleyicinin içine sindiremediği Robine gelirsek... Biliyorsunuz ileriki zamanlardan bugüne dönerek hikayeyi bizlere anlatan Ted (yaşlanmış Tedi dizide Bob Saget seslendiriyor) Robinden söz ederken Robin yengeniz şeklinde bir ifade kullanıyor. Bu da demek oluyor ki Robin de diğer arkadaşları gibi Tedin hayatında hep var olacak. Ama bir farkla; hayallerindeki kadın olarak değil (büyük olasılıkla) arkadaşlarından birinin eşi olarak... Robinin 90lı yıllarda Kanadalı bir teenage pop yıldızı olduğunu, bu durumdan utandığı için arkadaşlarından sakladığını önceki sezonun son bölümlerinde öğrenmiştik. Robinin geçmişinde karanlıkta kalan o yıllara yeni sezonda da zaman zaman döneceğiz. Britney Spearsın Baby One More Time klibindeki gibi bir dans şarkısının klibinde hoplayıp zıplarken gördüğümüz Robine bu sefer kumsalda evrile çevrile yuvarlanırken çekilen siyah-beyaz görüntüler eşliğinde dayanılmaz bir ayrılık şarkısını söylerken rastlarsanız sakın şaşırmayın deriz.
KONUK OYUNCULAR IGLESIAS VE MOORE
How I Met Your Motherın üçüncü sezonu Wait For It adını taşıyan bölümle başlıyor. İlk bölümün çok özel iki konuğu var. Her ikisi de ünlü birer şarkıcı olan konuklarımızdan ilki, Robinin Arjantinli yeni erkek arkadaşı olarak karşımıza çıkacak olan Enrique Iglesias. Diğer misafirimiz Mandy Mooreunsa Tedle tek gecelik bir ilişkisi olacak. İlginçtir, geçtiğimiz yıl Mandy Moorea dizide konuk oyuncu olması teklif edildiğinde kabul etmemiş. Ancak bu yıl dizinin istikrarlı bir şekilde ivmesini arttırıyor oluşu onun fikrini değiştirmiş. İşin doğrusu; How I Met Your Motherın Amerikan televizyonlarında reyting rekorları kırdığını söylemek oldukça zor. Ancak dizinin yayından kalkması şimdilik düşünülmüyor. Yapım şirketi, How I Met Your Motherın kendilerine prestij kazandırdığından emin. Sitcomlar öldü mü yoksa? sorusunun cevabı olarak da kendi dizilerini gösteriyorlar: Evet sitcomlar çoktan tarihe karıştılar. Ama sadece berbat olanları...
Tuhaf doktorlar yeniden CNBC-ede
SCRUBSTA MAHŞERİ CÜMBÜŞ
Yedinci sezonun son sezon olmasını şimdilik unutmak daha iyisi. Çünkü önümüzde yine absürtlük sınırlarının zorlanacağı, ironinin yine kendi kuyruğunu ısıracağı, birbirinde eğlenceli 18 bölüm var. Üstelik bu 18 bölümden biri, son sezonda olduğu gibi bir müzikal tadında olacak. Ayrıca Kaçak Gelin filmine gönderme olsun diye peri masalı tadında gelişecek başka bir bölüm daha bizi bekliyor... Eski tanıdıkların bazıları da bu son sezonda aramıza dönecekler. Mesela Tom Cavanaghın canlandırdığı J.D.nin erkek kardeşi gelecek ve final bölümüne kadar dizide kalacak. Ayrıca Scott Foley, yani Elliottın eski erkek arkadaşı Sean Kelly de aramıza dönüyor. Temizlik elemanımız The Janitor bu sezon nihayet bir kız arkadaş edinecek. Başhekim Dr. Kelso ise zorunlu olarak emekliye ayrılacak.
Ama asıl sürpriz altıncı sezonda öldüğüne şahit olduğumuz başhemşire Lavernenin geri dönüşü olacak. Scrubsın devam etmesine karar verilince dizinin sevilen karakterini canlandıran Aloma Wrightsız bir Scrubsın olamayacağını düşünmüş dizinin yaratıcısı Bill Lawrence. Aloma Wrightın diziye Laverne olarak değil de onun ikiz kız kardeşi olarak döneceğine dair çeşitli söylentilerse çoktan ayyuka çıktı bile.
Dizinin sona ermesini isteyenlerin başında J.D. geliyor aslında. Daha doğrusu dizide John Michael J.D. Dorian olarak izlediğimiz Zach Braff... Aktörlüğünün yanı sıra yönetmenlik koltuğuna da oldukça aşina olan Braff, yeni bir film yönetmek için hazırlıklarını çoktan tamamlamış bile. Ayrıca yeni bir televizyon dizisinin prodüksiyon çalışmalarına da başlamış durumda.
AYRILSAK DA BİRLİKTEYİZ
Yedinci ve son sezonun hemen başında ayrılık rüzgarları esecek. Altıncı sezonun sonunda yeniden bir araya gelen J.D. ve Elliottın birliktelikleri tahmin edilenden de erken sona erecek. Scrubs nihayetinde birliktelikler üzerine bir komedi ve böylesine mutlu bir son ancak Friends tarzı dizilere yakışır diye düşünüyor dizinin yapımcıları. Bu arada iki sezon arasında bizim doktor Perry olarak tanıdığımız aktör John C. McGinley yeniden dünyaevine girdi. Bu ay hasret gidereceklerimiz sadece hastane personeliyle sınırlı kalmayacak. Yeni sezonun ikinci bölümünde konuk oyuncu olarak göreceğimiz isimlerden birisi de Colin Hay. 80li yılların başında Avustralyadan çıkıp Amerika sahnelerini fetheden Men At Workün hayranları Scrubs sayesinde en azından grubun solistiyle hasret giderme imkanı elde edecekler.
Ankaranýn gazýna devler talip
Yetkili, potansiyel yatırımcıların şirket hakkında bilgi almak için 7 Ocaktan beri bilgi odasına girmeye başladıklarını bildirdi. Şirketin tamamının satılması için 25 Aralıkta ihale açılmış ve son teklif verme tarihi de 26 Şubat olarak belirlenmişti.
Başkent Doğalgazın yaklaşık 1.1 milyon aboneyle Türkiyenin ilk gaz dağıtıcı şirketlerinden biri olduğunu ifade eden yetkili, Dünyanın önde gelen enerji şirketlerinin temsilcileri Ankaraya gelerek detaylı bilgiler alıyorlar. Katılımcılara bakıldığında son derece önemli bir ihale olacak ve önemli bir
fiyata ulaşılacak. Şu anda aklımızda bir rakam var, ancak telaffuz etmeyeceğiz. Eğer altında kalırsa kesinlikle satış olmayacak dedi.
Yetkili, şirketlerin ihale için ödeyecekleri parayı iki sene içinde elde edilecek kardan fazlasıyla elde edebileceğini vurguladı. Daha önce şirketin en az 3 milyar dolar satılabileceği belirtilmişti.
ANKARADA TÜKETİM 7.5 MİLYAR METREKÜBE ÇIKACAK
Ankarada yıllık gaz tüketimi 3 milyar metreküp düzeyinde bulunurken, 10 yıl içinde bu rakam yıllık 7.5 milyar metreküp olarak öngörülüyor.
Başkent Doğalgaz Dağıtım, Ankaranın gaz dağıtım şebekesini işleten ve bir belediye kuruluşu olan EGOdaki gaz dağıtım hizmetlerinin geçen yıl özel bir kanunla ayrılmasıyla oluşturulmuştu.
Enerji özelleþtirmesine ABD ilgisi
Türk yetkililerin, ABDli yatırımcıları, Türkiyedeki yatırımları hızlandırmak için enerji sektörüne verilecek teşvikler konusunda bilgilendirdiği de ifade ediliyor. Görüşmelerde, Türkiyede yatırım yapan ABD firmalarının karşılaştığı problemler ile Türk firmalarının ABDye ihracatta karşılaştığı spesifik sıkıntıların da ele alınması bekleniyor.
Amerikan iş adamlarının, enerji güvenliğinin sağlanması açısından da, Türkiyenin enerji piyasasını daha liberal hale getirecek ve ithal enerji kaynakları ile alternatif enerji kaynaklarını çeşitlendirecek politikalar üzerinde odaklanması gerektiğine de dikkat çekiyorlar.
35 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM POTANSİYELİ
Amerikan iş adamlarının, Türkiyedeki, elektrik özelleştirmeleri ve yeni yapılacak santral yatırımlarıyla ilgilendikleri ve Türkiyede bu alanda, 35 milyar dolarlık bir yatırım potansiyeli olduğu görüşünde oldukları belirtiliyor.
Türk yetkililerden ayrıntılı bilgi alacak olan Amerikan iş adamlarının, önümüzdeki aylarda, Hükümet tarafından enerji piyasasına yönelik özelleştirme çalışmalarını da yakından takip edecekleri kaydediliyor.
Türkiyenin, enerji özelleştirmeleri konusunda geç kaldığını ifade eden ABD enerji kaynakları, bu özelleştirmenin yapılmaması nedeniyle, bu özelleştirmelerle, Türk tüketicisinin, özellikle elektrik alanında yüzde 30-40 arasında daha ucuz elektrik kullanabileceğine dikkat çekiyorlar.
DB: Cari açýkta risk sürecek
Dünya Bankası, yüksek cari açığın devam edeceğini tahmin ederken, 2007de yüzde 7.5 olacağı tahmin edilen cari açığın milli gelire oranının, bu yıl yüzde 7.7ye yükseleceğini, 2009da ise yüzde 7.6 olacağını öngördü.
Bushun ilk duraðý Ýsrail
İsrail Cumhurbaşkanı Peres ise Busha, İran, Hizbullah ve Hamasın çılgınlığını durdurun çağrısını yaptı.
Ziyaret nedeniyle Kudüste yoğun güvenlik önlemleri alındı. Bu çerçevede 250 ABDli güvenlik görevlisi ve 10 bin 500 İsrail polisi görev yapıyor.
Bush, yarın Filistin lideri Mahmud Abbasla görüşmek üzere Batı Şerianın Ramallah kentine gececek. ABD Başkanı, 2001de göreve gelmesinden bu yana ilk kez İsrail ve Filistin topraklarını ziyaret edecek.
A. ATWAN / Savaş suçlusu olarak karşılansın
Bush, Ortadoğu turunda, İsrail ve Filistinin yanı sıra, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısırı da ziyaret edecek.
Bush, temaslarında İsrail-Filistin barış sürecini canlandırmayı ve bölge ülkelerine İranın kendileri için bir tehdit oluşturduğu mesajını vermeyi hedefliyor. ABD Başkanı 16 Ocakta Washingtona dönecek.
İSRAİL, BUSHA İRAN DOSYASI SUNACAK
Bu arada Bushun ilk durağı Kudüste, İsrail İranla ilgili bir dosya sunacak. İsrailin Yedioth Ahranot gazetesi, Savunma Bakanı Ehud Barakın, Busha, İranın nükleer programıyla ilgili İsrailin değerlendirmelerini aktaracağını belirtirken, İsrailin elinde, İranın nükleer silah geliştirme çalışmalarını durdurduğuna ilişkin son ABD istihbaratından daha farklı bilgiler bulunmadığını yazdı.
VİDEO: İsrail ve Filistinde Bush protestosu
ABD istihbarat birimlerinin hazırladığı raporda, Tahranın nükleer bomba yapımına ilişkin çalışmalarını 2003 yılında durdurduğu belirtilmiş, ancak uranyum zenginleştirme çalışmalarını sürdürdüğü aktarılmıştı.
OLMERTTEN BUSHA YASADIŞI YERLEŞİMLER TEMİNATI
İsrail basını, Başbakan Olmertin, ABD Başkanı George Bushu, Batı Şeriadaki yasa dışı Yahudi yerleşimlerini dağıtacağı konusunda ikna etmeyi planladığını da belirtiyor.
Ancak yine de hükümetin, Batı Şeriadaki Yahudi yerleşimleri ve yasadışı küçük birimlerin tüm detaylarının açıklanmasına sıcak bakmadığı ifade ediliyor.
Bush, İsraile gelmeden önce yaptığı açıklamalarda, yasadışı yerleşimler sorununun, barışın önünde bir engel olduğunu belirterek, İsrailin bu konuda verdiği, yasa dışı yerleşimlerin boşaltılacağı sözüne bağlı kalmasını istemişti.
İSRAİL SAĞI, POLLARDIN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEYECEK
İsrail sağı ise Bushtan, İsrail lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle ABDde tutuklu bulunan Jonathan Pollardın serbest bırakılmasını isteyecek.
Konuyla ilgili ordu radyosuna konuşan bir yetkili, İsrailin Pollardın serbest bırakılması karşılığında, Filistinli tutukluların salıverilmesindeki kriterler konusunda daha esnek politika benimseyebileceğini belirtti.
İSRAİL OPERASYONUNDA 1 FİLİSTİNLİ ÖLDÜ
Öte yandan Bush Ortadoğu turuna başlarken, İsrailin Gazzeye yönelik operasyonları da hız kazandı. İsrail ordusunun, Gazze Şeridinin kuzeyinde, İsrail topraklarına roket fırlatan İslami Cihad militanlarını hedef aldığı belirtiliyor. İsrail topraklarına 4 roketin düşmesinin ardından füze saldırısı geldi. Saldırıda, 1 Filistinli militan öldü, 6 militan da yaralandı.
Çalýnan Picasso ve Portinari tablolarý bulundu
Sao Paulo Sanat Müzesi Müdürü Julio Neves de tabloların kesinlikle mükemmel durumda olduklarını ve cuma günü çalındıkları yerde sergileneceklerini açıkladı.
Sürücüsüz otomobil 10 yýl içinde satýþta
GMnin sürücüsüz teknoloji donanımlı araçlarda pahalı olmayan bir bilgisayar çipi ve anten kullanmayı planladığını belirten Burns, bu teknolojinin en önemli kullanım alanınınsa otoyollar olacağını, ancak istendiğinde şehir içinde de sürücüsüz kullanıma geçme seçeneği olması gerektiğini kaydetti.
Burns, sürücüsüz otomobil teknolojisini 2015e kadar test etmeyi amaçladıklarını, ilk araçlarınsa 2018de yollara çıkabileceğini belirtti.
GM İcra Kurulu Başkanı Rick Wagoner da ABDnin Las Vegas kentinde ün akşam başlayan Tüketici Elektroniği Fuarında yarın bu konuda bir konuşma yapacak.
Sürücüsüz otomobil teknolojisinin önünde teknik sorunlardan çok, yasalar, mahremiyet endişeleri, insanların otomobil tutkusu ve kontrolün ellerinden alınması gibi insani engeller bulunuyor.
Teknoloji uzmanları, sürücüsüz aracın hayata geçirilebilmesi için radar donanımlı hız kontrol sistemi, hareket sensörleri, şerit değiştirme uyarı cihazları, elektronik kontrol ve uydu donanımlı dijital harita gibi teknolojilerin uzun süre önce geliştirildiğine işaret ediyorlar.
ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) geçen Kasımda düzenlediği 100 km.lik sürücüsüz otomobil rallisini, altı ekip arasından kazanan ekibin başkan yardımcısı Stanford Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri ve Elektrik Mühendisliği Profesörü Sebastian Thrun de, GMnin hedefine teknik açıdan ulaşabileceğini, ancak birçok ülkedeki temel yasalardan ötürü sürücüsüz otomobili hayata geçirmenin daha uzun süre alacağını düşündüğünü belirtti.
El Kaide operasyonuna 6 tutuklama
Bu arada, İbrahim Şenin ABDnin 2001 yılında Afganistana gerçekleştirdiği operasyonlarda yakalanarak Guantanamo Üssünde sorgulandığı ve ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Van Emniyet Müdürlüğünün, terör örgütü El Kaidenin Türkiye yapılandırılmasına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığı ile koordineli Van, Adana ve İstanbulda düzenlediği operasyonda 38 kişi gözaltına alınmıştı.
Ýran, gaz akýþýný kademeli artýracak
YUNANİSTANA GAZ İHRACI DURDURULDU
Öte yandan, Enerji Bakanlığından üst düzey bir yetkili, İrandan gelen doğalgazın iki gün önce tamamen kesilmesinin ardından, Yunanistana verilen Azeri gazı akışının durdurulduğunu söyledi.
Reutersa bilgi veren yetkili, Yunanistan ile yapılan görüşme çerçevesinde gaz kesintisinin yapıldığını ve günlük 1.5 milyon metreküplük ihracın önümüzdeki günlerde telafi edilmesi konusunda mutabakat sağlandığını bildirdi.
ELEKTRİK ÜRETİMİNDE SORUN YOK
Doğalgazda tedbirlerin hayata geçirildiğini 142 milyon metreküp olan gaz tüketiminin 124 milyon metreküpe çekildiğini belirten, Dün itibarıyla doğalgazla elektrik üretenlerden yakıtı olanlar alternatif yakıta geçtiler, diğerlerinde de belli bir kısıntıya gidildi. Bu çerçevede elektrik üretiminde herhangi bir sorun bulunmuyor dedi.
Spot piyasadan ilk LNGnin alındığını ve 14 Ocakta ilk kargonun Aliağaya geleceğini ifade eden yetkili, Yeni LNG alımı için spot piyasada görüşmeler sürüyor. Ancak LNGde kara dolumları da durduruldu şeklinde konuştu.
Bush Ortadoðuda destek arýyor
Bush, yarın Filistin lideri Mahmud Abbasla görüşmek üzere Batı Şerianın Ramallah kentine gececek. ABD Başkanı, 2001de göreve gelmesinden bu yana ilk kez İsrail ve Filistin topraklarını ziyaret edecek.
A. ATWAN / Savaş suçlusu olarak karşılansın
Bush, Ortadoğu turunda, İsrail ve Filistinin yanı sıra, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısırı da ziyaret edecek.
Bush, temaslarında İsrail-Filistin barış sürecini canlandırmayı ve bölge ülkelerine İranın kendileri için bir tehdit oluşturduğu mesajını vermeyi hedefliyor. ABD Başkanı 16 Ocakta Washingtona dönecek.
İSRAİL, BUSHA İRAN DOSYASI SUNACAK
Bu arada Bushun ilk durağı Kudüste, İsrail İranla ilgili bir dosya sunacak. İsrailin Yedioth Ahranot gazetesi, Savunma Bakanı Ehud Barakın, Busha, İranın nükleer programıyla ilgili İsrailin değerlendirmelerini aktaracağını belirtirken, İsrailin elinde, İranın nükleer silah geliştirme çalışmalarını durdurduğuna ilişkin son ABD istihbaratından daha farklı bilgiler bulunmadığını yazdı.
VİDEO: İsrail ve Filistinde Bush protestosu
ABD istihbarat birimlerinin hazırladığı raporda, Tahranın nükleer bomba yapımına ilişkin çalışmalarını 2003 yılında durdurduğu belirtilmiş, ancak uranyum zenginleştirme çalışmalarını sürdürdüğü aktarılmıştı.
OLMERTTEN BUSHA YASADIŞI YERLEŞİMLER TEMİNATI
İsrail basını, Başbakan Olmertin, ABD Başkanı George Bushu, Batı Şeriadaki yasa dışı Yahudi yerleşimlerini dağıtacağı konusunda ikna etmeyi planladığını da belirtiyor.
Ancak yine de hükümetin, Batı Şeriadaki Yahudi yerleşimleri ve yasadışı küçük birimlerin tüm detaylarının açıklanmasına sıcak bakmadığı ifade ediliyor.
Bush, İsraile gelmeden önce yaptığı açıklamalarda, yasadışı yerleşimler sorununun, barışın önünde bir engel olduğunu belirterek, İsrailin bu konuda verdiği, yasa dışı yerleşimlerin boşaltılacağı sözüne bağlı kalmasını istemişti.
İSRAİL SAĞI, POLLARDIN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEYECEK
İsrail sağı ise Bushtan, İsrail lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle ABDde tutuklu bulunan Jonathan Pollardın serbest bırakılmasını isteyecek.
Konuyla ilgili ordu radyosuna konuşan bir yetkili, İsrailin Pollardın serbest bırakılması karşılığında, Filistinli tutukluların salıverilmesindeki kriterler konusunda daha esnek politika benimseyebileceğini belirtti.
İSRAİL OPERASYONUNDA 1 FİLİSTİNLİ ÖLDÜ
Öte yandan Bush Ortadoğu turuna başlarken, İsrailin Gazzeye yönelik operasyonları da hız kazandı. İsrail ordusunun, Gazze Şeridinin kuzeyinde, İsrail topraklarına roket fırlatan İslami Cihad militanlarını hedef aldığı belirtiliyor. İsrail topraklarına 4 roketin düşmesinin ardından füze saldırısı geldi. Saldırıda, 1 Filistinli militan öldü, 6 militan da yaralandı.
Nâzým memleketine eþyalarýyla dönüyor
BAHTİYAR OL NÂZIM
Nâzım Hikmetle Vera Tulyakovanın bilinen bazı fotoğraflarına yansıyan kıyafetlerinden örnekleri de içeren ve Nâzım Hikmetin Moskovadaki dünyasını, ilk kez sergilenen özel eşyalarıyla İstanbula taşıyan sergi, büyük şairin yaşadığı mekâna dair ilginç ayrıntıları izleyicilerle buluşturacak. İzleyiciler, bu eşyaların/giysilerin çiftin yaşamında nereye denk geldiğini ve günlük hayatlarının neresinde durduğunu, YKYnin bu ay yayımlayacağı Vera Tulyakova imzalı Bahtiyar Ol Nâzım adlı kitaptan alıntılanan metinlerden takip edebilecekler. M. Melih Güneşin küratörlüğünde hazırlanan ve Sadık Karamustafa tarafından tasarlanan sergi, Vera Tulyakovaya ait bazı kişisel eşyaları da kapsıyor.
PESÇANNAYA SOKAĞINDAKİ EVİNDEN İSTANBULA NAZIM...
Sergi, Nâzım Hikmeti sabahlığından pijamasına, yeleklerinden takım elbiselerine, cüzdanından telefon defterine, oyuncaklarından plaklarına, çoğu ilk kez sergilenen fotoğraflarından evlilik cüzdanına, üzerinde özel notları da bulunan 1963 yılı masa takviminden mektuplarına, daktilosundan kalem kutusuna, elyazmalarından bavuluna, imzalı kitaplarından banka hesap cüzdanına uzanan eşyalarıyla, Pesçannaya Sokağındaki evinden İstanbuluna getiriyor. Bu eşyalara, Vera Tulyakovanın elbiseleri, şapkaları, ayakkabısı, seyahat çantası ve şairin ölümünden çok sonra gerçekleştirebildiği İstanbul gezisinin fotoğrafları ile yatak odalarının perdesi eşlik ediyor.
MOSKOVADAKİ SON YILLAR
Nazım'ın cüzdanında para değil, şiir ve sevdiği kadının fotoğrafı görünüyor. |
Küratör M. Melih Güneş, sergiyle ilgili düşüncelerini şu sözlerle açıklıyor:
Bu sergiyle olanaklar elverdiğince, Nâzım Hikmetin Moskovadaki son yıllarının dünyasını, büyük ustanın hasret gittiği İstanbulda, İstanbullularla buluşturmaya çalıştık. Nâzım Hikmet ve Veranın birlikte yaşadığı evde bulunan eşya ve belgelerin sergilenmesi genel ilke olarak kabul edildi. Sergide Veranın kullandığı, Nâzımın etkisini taşıyan bazı giysiler ve eşyalar da yer alıyor. O eşyalar ki, ak yakalı kara paltodaki kocaman sedef düğmeler gibi Nâzım Hikmetin sanatının da içine girmişti.
NÂZIM HİKMETİN GİYSİLERİNİ, NÂZIMSIZ GÖRMEK...
Vera Tulyakovanın kızı Anna Stepanova da, Veranın Nâzım Hikmet arşiviyle ilgili şu bilgileri veriyor:
Nâzımı seven ve onun nasıl yaşadığını öğrenmek isteyen insanlar, ölümünün ardından annemi ziyaret ettiler. Nâzımla ve Nâzım hakkında konuşmak annem için önemliydi. (
) Evde Nâzım Hikmetin ayak seslerini işitip, bir şekilde onun evde yaşamayı sürdürdüğüne inandığı için çalışma odasıyla, konuk odasını hemen hemen hiç değiştirmemişti. Vera, sadece evi değil Nâzım Hikmetin arşivini de korudu. Sadece, mezarına anıt taşını koydurabilmek için bazı evrakları Edebiyat ve Sanat Devlet Arşivine bedel karşılığı vermek zorunda kaldı. (
) Nâzım Hikmetin arşiviyse eskisi gibi korunmakta. (
) Vera, Nâzım Hikmetin kişisel eşyalarını da sakladı. Onların durduğu bavulu çok ender açardı. Yıllar geçse de annemin özlemi hiç azalmadı, Nâzım Hikmetin giysilerini, Nâzımsız görmek hep acı verdi ona.
Nazım Hikmetin son sürprizi
Yeþil ýþýk saçan domuz yavrularý doðdu
Bu yöntemin, gelecekte insanlara organ nakli operasyonlarında kullanmak için özel domuzlar üretme umudu verdiğini belirten Liu, araştırmalarında daha önce Amerikalı, Japon ve Güney Koreli bilim adamlarının kullandığı bir teknolojiden faydalandıklarını kaydetti.
Çekirdek transferinde bir hücrenin çekirdeği, daha önce boşaltılan bir diğerine aktarılıyor. Benzer yöntem klonlama tekniğinde de kullanılıyor.
Tayvanlı araştırmacıların çalışmalarında da Ocak 2006da karanlıkta yeşil ışık saçan 3 domuz yavrusu dünyaya gelmişti.
Biraz içmek, hiç içmemekten daha saðlýklý
Uzmanlar bu durumu, alkolün kandaki kötü kolesterolü azaltma özelliğine bağlıyor.
Fazla antibiyotik vücudu zayýf düþürüyor
Diyarbakýrda gözaltý sayýsý 8e yükseldi
Sorguları süren zanlıları ek süre talep edilmediği takdirde yarın adliyeye çıkarılmaları bekleniyor.
Gözaltına alınan 6 kişinin, patlamanın faili olduğu iddia edilen E.Pyle aynı aileden olduğu belirtiliyor. Zanlıların Diyarbakır Emniyet Müdürlüğündeki sorguları sürüyor.
Diyarbakırın Yenişehir Semtinde 3 Ocak 2008 günü, askeri servis aracının geçişi sırasında meydana gelen patlamada 6 kişi ölmüş, 67 kişi de yaralanmıştı.
Altýn fiyatlarý rekora doymuyor
FİYATLAR 9 GÜNDE YÜZDE 7 ARTTI
Altın fiyatları geçen yıl yüzde 30 yükselerek 1979dan bu yana en büyük yıllık artışı kaydetti. Fiyatlarda bu yıl sadece 9 günlük değer artışı ise yüzde 7yi buldu. Hisselerdeki artış altının yanında düşük kaldı. Avrupa hisselerinin yer aldığı FTSEurofirst 300 Endeksi yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 3 yükseldi.
Uluslararası yatırım bankası Barclays Capital yayınladığı raporda, altında yükseliş trendinin sürdüğünü belirterek, bu yıl 1000 doların hatta daha yukarısının görülebileceğini kaydetti.
Altındaki yükseliş diğer değerli madenlerde de etkisini gösterdi. Gümüşün ons fiyatı 15.94 dolara, platin fiyatı da 1.5 dolara yükseldi.
Hazineden 1 milyar dolarlýk tahvil ihracý
Tahvile 16 farklı ülkeden iki katına yakın talep geldi. Tahvilin yüzde 48i Türkiye, yüzde 33ü ABD ve yüzde 19u Avrupadaki yatırımcılara satıldı. İhraca ilişkin tutar 15 Ocak 2008 günü Hazine hesaplarına girecek.
Bu yıl uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ihracı yoluyla 5.5 milyar dolar borçlanma yapılması öngörülüyor.
Fatih Tekke: Ayrýlmayý düþünmüyorum
Haberin devamı www.ntvspor.net
Jazz evinde güldü
Haberin devamı www.ntvspor.net
Kenyada yaðmacýlar kara büyüden korktu
Mombasada, hırsızlık yapanların hastalandığı ve hatta öldüğü yolunda kara büyü söylentilerinin çıkmasının ardından, çalıntı malların bir kısmının gizemli bir şekilde geri döndüğü belirtiliyor.
Öte yandan Kenya lideri Mwai Kibaki, hükümet kapısının muhalefete açık olduğunu bildirdi. Kibaki adına yapılan yazılı açıklamada, hükümet üyelerinin bir kısmının belli olduğu hatırlatılarak, Hükümet diyalog sonucu tamamlandığında, geniş bir tabana oturacak ve Kenya halkının iradesini yansıtacak ifadesi kullanıldı.
Aðcayý yakalayan rahibe konuþtu
Rahibe Lucia, olay gününde Aziz Petrus Meydanındaki genel kabul merasimine katılma nedenini, Burundiden gelen Natalina adlı bir rahibe arkadaşına refakat diye açıkladı. Merasim için rezervasyonları olmadığı için, barikatların ötesine geçememekle birlikte Papayı görme arzusuyla meydanda olduklarını anlatan Rahibe Lucia, şöyle konuştu:
Papayı göremeyebiliriz diye endişeliydik. Çünkü, bariyerlerin dışında kalanlar için şansa bel bağlamaktan başka çare yok. 16.55te bir çan sesi duyduk. Uzakta, Papanın aracıyla dolaşmaya çıktığını farkettik. Ben meydanın doğusunda, Vatikan Postanesi tarafındaydım. Papa geçti ama, bize sırtı dönüktü. Sen bu kadar uğraş, ta Burundiden Papayı görmeye gel diye söyleniyordum. Adamın biri, Amma da geveze bir rahibesiniz! Bakın, Papa nasıl olsa geri gelecek dedi.
FOTOĞRAF ÇEKMEK İSTEDİĞİNİ SANMIŞTIM
Rahibe Lucia, Ağcayı ilk gördüğü anın da, aracıyla meydandaki insanları selamlamakta olan Papa 2. Jean Paulün geri dönüşünde olduğunu belirtti.
Başlangıçta Ağcanın fotoğraf çekmek istediğini zannettiğini anlatan Rahibe Lucia, o anı ise şu sözlerle özetledi:
Papa geri döndüğünde tam karşımdaydı. Birkaç saniye önce bir kız çocuğunu öpmüştü. Sara adlı bu kız, bilahare meşhur oldu. Tam ıstavroz çıkarıyordum ki, uzun boylu bir bey Papayı görmemi engelledi. Ellerini kaldırmıştı. Tüh, şimdi fotoğraf çekmenin sırası mıydı şimdi diyordum kendi kendime. Fotoğraf çekmek istediğini sanmıştım. Ama tam tersine, iki el silah sesi duydum. Usta bir nişancı gibi iki eliyle tuttuğu tabancanın ucundan dumanlar çıktığını gördüm. Saat 17.24 idi.
O an itibarıyla, bunun koreografi gereği bir fişek gösterisi olabileceğini düşündüğünü de ifade eden Rahibe Lucia, Genel kabul merasimine hiç katılmamıştım. Papa çok yaşa diye bağırmaya hazırlanıyordum tam. Merasim koreografisi gereği, fişek atıldığını sanmıştım. Birkaç saniye üstünde sersemliğim geçiverdi. İnsanların bağırıştıklarını duydum. Karşımdaki Papa görüntüsü kayboluvermişti diye konuştu.
CEKETİNDEN YAKALADIM, AYAĞA KALDIRDIM
Rahibe Lucia, yaşananın ne olduğunu idrak edince ağlamaya başladığını belirterek, Ağlamaya başladım: Silah sesiyle yapılan şey ve ilgili kişi arasındaki bağlantıyı kurabilmiştim. Elinde silahla yüzünü bana doğru dönmüştü. İlerliyordu. Tam karşısındaydım. İnsanlar Papaya neler olduğuna bakmakla meşguldü dedi.
Rahibe Lucia, Ağcayı kaçmaya çalışırken nasıl yakaladığını ise şöyle anlattı:
Yarı daire çizerekten kaçmak için yürümekteydi. Ayağı, meydandaki Arnavut kaldırımının taşlarından birine takıldı. Sırtüstü yere düştü. Silahı o andan itibaren göremedim. Onu yere düşmüş vaziyette görünce üzerine atladım. Ceketinden yakaladım, ayağa kaldırdım.
Lucia, o sırada Ağca ile aralarında geçen kısa konuşmayı ise şu cümlelerle aktardı:
O sırada başka insanlar da gelmişti. Ona iki kez, Neden yaptın bunu, neden yaptın bunu diye sordum. O ise İtalyanca olmayan bir dille, Değil ben, değil ben diyordu. Zira biz İtalyanlar, Ben değilim, ben değilim deriz normalde. Nasıl sen değilsin? Seni Papaya ateş ederken gördüm dedim. Ona söylediğim son söz bu oldu.
POLİSLERDEN ÖZÜR DİLEMEK DURUMUNDA KALDIM
Rahibe Lucia, o sırada olaya müdahale eden sivil polislerin varlığını dahi farkedemediğini belirterek, O an bazı sesler duyuyordum. Rahibe kardeş, burda polis var. Bırak onu, biz hallederiz bu işi diyorlardı. Yemin ederim o an bir polis falan görmedim ben. Ama daha sonra mahkemedeki duruşmalarda, orada sivil olarak bulundukları için kendilerini farkedememiş olduğum polislerden özür dilemek durumunda kaldım dedi.
Rahibe Lucia, o an orada olmasını ilahi bir hikmet olarak görüp görmediğine ilişkin soruyu ise, Kendimi buna ikna etmeliyim. Papayla birlikte benim hayatım da tehlike altına girmişti. Zira henüz dumanları tüten silahını yok etme uğraşında olan bir adamın karşısında bulmuştum kendimi diye yanıtladı.
Lucia, eve dönüş sırasında yaşadığı bir başka heyecanla ilgili olarak da, Metroda elektrikler kesildi. Suikastçiyi aradıkları için herşeyi bloke etmişlerdi. Bir an için kendimi kaybedip, Nasıl olur, ellerinden kaçırdılar mı diye düşündüm. Meğer işbirlikçisini arıyorlarmış diye konuştu.
Rahibe Lucia, suikast girişimini müteakip süreçte, dönemin Papası 2. Jean Paul tarafından kabul edilmiş olduğunu da belirtti. Görüşmede Papa 2. Jean Paulün kendisini tanıdığını söyleyen Rahibe Lucia, Beni öptü ve kutsadı. Sonra da tek kelime etmeden giderek, içime derin bir merhamet ve şefkat kazıdı benim diye konuştu.
Rahibe, o gün yaşananları anlatırken, Ağcayı yakalayarak, Türklere ilk Hristiyanlığa giriş dersini vermiş oldum dedi.
Gül: PKK konusunda siyasi çözüm olmaz
Yetkili, kapsamlı çözüm veya bir af konusunda ayrıntı görüşülmediğini söyledi.
ABD yetkili, Askeri yöntem, terörle mücadelenin sadece bir parçası. PKKnın militan tabanın oluşturan gayrı memnun bir azınlığın olmaması için siyasi yönden çalışma ve Türkiyedeki Kürtlerin yaşam düzeyinin ilerletilmesi, uzun vadeli bir çözümün parçası diye konuştu.
GÜLDEN EL KAİDE ÖRNEĞİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise, Woodrow Wilson adlı Düşünce kuruluşundaki konuşmasında Irakı kastederek, başka bir ülkeden Türkiyeye terörist saldırıların meydana geldiği bir ortamda politik bir çözümün söz konusu olmayacağını söyledi.
Gül, Nasıl El Kaidenin dışarıdan saldırılarına karşı Burada politik çözüm bulalım denilemezse, burada da böyle bir şey söz konusu olamaz. Dolayısıyla bunu, ne bugün burada ne de önceki görüşmelerde başka ortamlarda konuşmadık, konuşmayız dedi.
Nâzým nihayet memleketine dönüyor
BAHTİYAR OL NÂZIM
Nâzım Hikmetle Vera Tulyakovanın bilinen bazı fotoğraflarına yansıyan kıyafetlerinden örnekleri de içeren ve Nâzım Hikmetin Moskovadaki dünyasını, ilk kez sergilenen özel eşyalarıyla İstanbula taşıyan sergi, büyük şairin yaşadığı mekâna dair ilginç ayrıntıları izleyicilerle buluşturacak. İzleyiciler, bu eşyaların/giysilerin çiftin yaşamında nereye denk geldiğini ve günlük hayatlarının neresinde durduğunu, YKYnin bu ay yayımlayacağı Vera Tulyakova imzalı Bahtiyar Ol Nâzım adlı kitaptan alıntılanan metinlerden takip edebilecekler. M. Melih Güneşin küratörlüğünde hazırlanan ve Sadık Karamustafa tarafından tasarlanan sergi, Vera Tulyakovaya ait bazı kişisel eşyaları da kapsıyor.
PESÇANNAYA SOKAĞINDAKİ EVİNDEN İSTANBULA NAZIM...
Sergi, Nâzım Hikmeti sabahlığından pijamasına, yeleklerinden takım elbiselerine, cüzdanından telefon defterine, oyuncaklarından plaklarına, çoğu ilk kez sergilenen fotoğraflarından evlilik cüzdanına, üzerinde özel notları da bulunan 1963 yılı masa takviminden mektuplarına, daktilosundan kalem kutusuna, elyazmalarından bavuluna, imzalı kitaplarından banka hesap cüzdanına uzanan eşyalarıyla, Pesçannaya Sokağındaki evinden İstanbuluna getiriyor. Bu eşyalara, Vera Tulyakovanın elbiseleri, şapkaları, ayakkabısı, seyahat çantası ve şairin ölümünden çok sonra gerçekleştirebildiği İstanbul gezisinin fotoğrafları ile yatak odalarının perdesi eşlik ediyor.
MOSKOVADAKİ SON YILLAR
Nazım'ın cüzdanında para değil, şiir ve sevdiği kadının fotoğrafı görünüyor. |
Küratör M. Melih Güneş, sergiyle ilgili düşüncelerini şu sözlerle açıklıyor:
Bu sergiyle olanaklar elverdiğince, Nâzım Hikmetin Moskovadaki son yıllarının dünyasını, büyük ustanın hasret gittiği İstanbulda, İstanbullularla buluşturmaya çalıştık. Nâzım Hikmet ve Veranın birlikte yaşadığı evde bulunan eşya ve belgelerin sergilenmesi genel ilke olarak kabul edildi. Sergide Veranın kullandığı, Nâzımın etkisini taşıyan bazı giysiler ve eşyalar da yer alıyor. O eşyalar ki, ak yakalı kara paltodaki kocaman sedef düğmeler gibi Nâzım Hikmetin sanatının da içine girmişti.
NÂZIM HİKMETİN GİYSİLERİNİ, NÂZIMSIZ GÖRMEK...
Vera Tulyakovanın kızı Anna Stepanova da, Veranın Nâzım Hikmet arşiviyle ilgili şu bilgileri veriyor:
Nâzımı seven ve onun nasıl yaşadığını öğrenmek isteyen insanlar, ölümünün ardından annemi ziyaret ettiler. Nâzımla ve Nâzım hakkında konuşmak annem için önemliydi. (
) Evde Nâzım Hikmetin ayak seslerini işitip, bir şekilde onun evde yaşamayı sürdürdüğüne inandığı için çalışma odasıyla, konuk odasını hemen hemen hiç değiştirmemişti. Vera, sadece evi değil Nâzım Hikmetin arşivini de korudu. Sadece, mezarına anıt taşını koydurabilmek için bazı evrakları Edebiyat ve Sanat Devlet Arşivine bedel karşılığı vermek zorunda kaldı. (
) Nâzım Hikmetin arşiviyse eskisi gibi korunmakta. (
) Vera, Nâzım Hikmetin kişisel eşyalarını da sakladı. Onların durduğu bavulu çok ender açardı. Yıllar geçse de annemin özlemi hiç azalmadı, Nâzım Hikmetin giysilerini, Nâzımsız görmek hep acı verdi ona.
Nazım Hikmetin son sürprizi
Hubble, Atlantisi bekliyor
Her şey mekiklerin şimdi ile Hubblea düzenlenecek sefer arasında yapacakları uçuş sayısına bağlı diyen NASA yetkilisi, kendileri için güvenliğin öncelikli olduğunu kaydetti.
MEKİKTEKİ ARIZA
NASA yöneticileri, daha önce Atlantis uzay mekiğinin sorunlu yakıt sensör sistemindeki arızayı gidermeye çalıştıklarını, 24 Ocakta Uluslararası Uzay İstasyonuna (UUİ) gönderilmesi planlanan mekiği fırlatma işleminin Şubata sarkabileceğini bildirmişti.
Mekiğin dev dış tankının dibinde bulunan sensörler, uzay aracı yörüngeye ulaşmadan önce hidrojen yakıtının bitmesi halinde mekiğin üç ana motorunun kapatılmasını sağlayan bir acil destek sisteminin parçası olarak görev yapıyor. Motorları yakıtsız çalıştırmak ise, korkunç bir patlamaya neden olabilir.
Sorunlu yakıt sensörleri, iki yıldan uzun bir süredir mekik uçuşlarında sorun yaratıyor.
Sorunun nedenini bildiklerini belirten NASA teknisyenleri, ancak yıllarca normal çalıştıktan sonra neden bir tasarım hatasının ortaya çıktığını anlayamadıklarını kaydediyor.
Atlantis uzay mekiğinin fırlatılışı, sensör sistemindeki arızalardan ötürü daha önce 6 ve 9 Aralıkta ertelenmiş, NASA, daha sonra Atlantisi 10 Ocakta tekrar fırlatmayı denemeyi planlamış, ancak geçen ay sonunda arızayı gidermek için daha fazla zamana ihtiyaç bulunduğuna karar vermişti.
Atlantis uzay mekiği 5 Amerikalı, bir Alman ve bir Fransız mürettebatıyla, UUİye Avrupa Uzay Kurumunun (ESA) Columbus adlı laboratuvar modülünü götürecek.
UUİye 1998den bu yana 14 belli başlı ek monte edildi. İstasyonun ilk modülü olan 13 telefon kabini büyüklüğündeki Destinyde bilimsel deneyler için mekanlar ve robot kolun kontrol merkezi bulunuyor.
Ay ve ötesine gitme planları çerçevesinde UUİyi astronotların uzun süreli kalışları için kullanmayı amaçlayan NASA ve ortakları, istasyonun inşasını 2010a dek tamamlamayı planlıyor.
UUİyi bitirmek için 11 uçuş daha yapmayı planlayan NASA, Hubbleın onarım ve modernizasyonu için tek bir sefer öngörüyor. Daha önce Hubble için 4 mekik seferi yapılmıştı.
HUBBLE UZAY TELESKOBU
1990da hizmete giren ve astronomide devrim yaratan Hubble, jiroskoplarındaki sorunlar ve gözlem araçlarından ikisinin çalışmasının durmasından ötürü sınırlı şekilde kullanılabiliyor. Milyarlarca dolarlık yörünge teleskobunun, onarılmaz veya modernize edilmezse 2010 veya 2011de tamamen kullanım dışı kalacağı sanılıyor.
NASA, bu onarımlar dışında teleskoba yeni bataryalar, yeni bir kamera ve evrenin yeni görüntülerini elde etme olanağı sağlayacak çok hassas bir mor ötesi tayfölçer yerleştirmeyi planlıyor.
Atlantisle yapılacak onarım ve modernizasyon işlemiyle orijinal halinden 90 kez daha güçlü kılınacak uzay teleskobunun ömrü 5 ila 10 yıl uzatılacak ve teleskop, en geç 2013te yörüngeye yerleştirilecek ardılı James Webb uzay teleskobu gönderilinceye dek hizmet vermeye devam etmiş olacak.
Robot aktiviteli yarý yýl tatili
Öğrencilerin ayrıca uzay kampında bulunan simülatörleri kullanacakları, uzay mekiğine binecekleri, yıldızları ve güneş sistemini daha yakından tanıyacakları farklı aktivitelere katılacaklarını bildiren Güner, şu bilgiyi verdi:
Yarı yıl tatilinde 9-15 yaş arasındaki öğrencilere de yine 5 günlük bir program hazırladık. Gençler NASA tarafından hazırlanan eğitim simülatörlerini kullanacak, astronomi derslerinde gözlem evindeki teleskop ile ayı, yıldızları, gezegenleri ve güneşi gözlemleyecek, fen laboratuvarında çeşitli deneyler yaparak, Uzay Kampının ilginç bilimsel gösterilerini izleyecek. Öğrenciler ayrıca ışıkla yapay olarak gökyüzünün istenilen saat dilimindeki görüntüsünün yaratıldığı planetaryumda, kuzey yarım küreden görülebilen takım yıldızları ve güneş sistemimizde çıplak gözle görülebilen gezegenler hakkında da bilgiler alacak.
İKİŞER GÜNLÜK PROGRAMLAR
Melda Güner, bunların dışında kampta çeşitli programlar da hazırlandığını ifade ederek, 2 günlük Yıldızlar/Gezegenler Macerası Programının, insanlı uzay uçuşlarının tarihçesi ve geleceği hakkında eğitim verilen bir hafta sonu programı olduğunu kaydetti. Güner, 9-15 yaş arası çocukların, programda uzay mekiği görevi, astronot eğitim simülatörlerinin denenmesi ve sıcak hava balonu yapımı gibi aktiviteler ile kendi yeteneklerini geliştirme fırsatı yakaladığını kaydetti.
Güner, Aile/Çocuk Programının, biri ebeveyn diğeri 7-11 yaş arası çocuk olmak üzere iki kişiye uygulandığını, uzay simülasyonları deneyimi kazandırmanın yanı sıra uzay çalışmaları hakkında bilgi vermek ve takım çalışması yeteneklerini geliştirmek üzere hazırlanmış hafta sonu programı olduğunu dile getirdi.
Bu programda ebeveyn ve çocuğun, uzay mekiği uçuş simülasyonu da dahil olmak üzere bütün aktivitelerde yan yana çalışıp birlikteliklerini geliştirirken, keyifli bir hafta sonu geçirme fırsatını yakaladıklarını ifade eden Güner, sözlerini şöyle sürdürdü:
Uzay Kampı Türkiyede, toplam 325 yatak kapasiteli yatakhaneler, dershaneler, eğitim simülatörleri, bilgisayar/fen bilimleri/hidroponik laboratuvarları, Mars kontrol odası, uzay mekiği, yer kontrol merkezi, kafeterya, kantin, 8 yataklı revir, gözlem evi, sinema salonu, planetaryum (yıldız evi), değişik sergi alanları gibi tüm hizmetler bina içindedir. Ayrıca bina dışında açık hava oyun parkı ve roket fırlatma alanı bulunmaktadır.
7 yılda 40ın üzerinde ülkeden gelen 65 bin katılımcıya eğitim ve hizmet verdiklerini belirten Güner, daha detaylı bilginin 0 232 252 35 00 telefon veya www.spacecampturkey.com internet adresinden alınabileceğini söyledi.
Portekizde kaybolan kýzýn hikayesi film olacak
Çiftin sözcüsü Clarence Mitchell ise McCannlerin geçen aydan bu yana aracılar vasıtasıyla IMG ile görüşmeler yaptığını doğruladı ve ailenin, ancak olaya ciddi ve hassas yaklaşıldığına ikna olursa teklifi kabul edeceğini söyledi. McCann çifti ise kendi internet sayfalarında kızlarının kaybolması ile ilgili bir belgesele sıcak bakabileceğini, ancak bir gişe filmi için görüşmeler yaptıklarının doğru olmadığını açıkladı.
Chavezden Naomiye: Kaslarýma dokunsana!
Latin Amerikayı birleştirme umuduyla bir sosyalist devrime öncülük ettiğini belirten Chavez, güçlülere karşı zayıfları savunan Hz. İsanın da tarihteki en büyük devrimci olduğunu söyledi.
Campbellin, Küba Lideri Fidel Castroyla da görüşmek istediğini belirtmesi üzerine Chavez, Castronun giyim tarzının onu dünyanın en şık lideri yaptığını kaydetti. Chavez, Castronun kusursuz bir üniforması, cilalı botları olduğunu belirterek, Küba liderinin sakalını da zarif bulduğunu söyledi.
Chavez, geçen yıl da aktör Sean Penn ve film yönetmeni Oliver Stonela görüşme yapmıştı.
Kayak merkezlerinde kar bereketi
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, hava durumu tahminlerinin turizm faaliyetlerini geliştirme anlamında da önemli olduğunu vurguladılar.
Meteorolojik verilerin, günlük hayatın her noktasında kullanılmaya başladığını ifade eden yetkililer, kar kalınlıklarının ulaştığı seviye itibariyle kış tatiline çıkmanın tam zamanı olduğunu belirttiler.
Diğer illerdeki kar kalınlıkları hakkında da bilgi veren yetkililer, özellikle doğu illerinin önemli miktarlarda kar yağışı aldığını anımsattılar.
Son yağışların ardından kar kalınlığı, Bitliste 34, Tuncelide 32, Ağrıda 30, Muş ve Karsta 21, Bingölde 18, Ardahanda 18, Erzurumda 13, Hakkaride 12 ve Sivasta 10 santimetreye kadar yükseldi.
Ankarada ise 4 santimetre düzeyinde bulunan kar kalınlığı son yağışların ardından 8 santimetreye ulaştı.
Çin, maðazalarda bedava poþeti yasaklýyor
Hükümetin internet sitesinde yayınlanan genelgede, Çinde her sene önemli miktarda plastik torba kullanıldığı, bunun da çevre kirliliğine yol açtığı ve enerji kaynaklarının savurganca tüketilmesi anlamına geldiğine işaret edildi.
Genelgede, Çinde ne kadar poşet üretilip dağıtıldığı belirtilmedi. Çinde en küçük alış verişte bile müşterilere bedava poşet veriliyor.
Kýþ mevsiminde ev kazalarý artýyor
Ev kazalarında, en sık yanıkların, darbelere bağlı yaralanmaların, kapı arasına parmakların sıkışmasının ve televizyon gibi ağır eşyaların çocukların üzerine düşmesi sonucu ciddi sağlık problemleri ile karşılaştıklarını anlatan Koçer, Çoğu zaman parmak, kol, bilek, ayak gibi uzuv kayıpları olabiliyor dedi.
Koçer, özellikle kış mevsiminde bu tür yaralanmaların fazla olduğunu ifade ederek, Kışın, çocukların evde kalma sürelerinin uzamasına, normal ve elektrikli soba gibi ısıtıcıların yoğun olarak kullanımına bağlı olarak artıyor diye konuştu.
Kış mevsiminde özellikle soba, tüp ve sıcak su yanıkları ile karşılaştıklarını belirten Koçer, bu tür durumlarda yanan bölgeye soğuk suyun dışında hiçbir temasın olmaması gerektiğini söyledi. Koçer, halk arasında sıkça yapılan, yanan bölgeye diş macunu, salça, sigara tütünü sürmek gibi uygulamaların yanlış olduğunu belirterek, Bunlar, sadece o yarayı enfekte ediyor, iltihaplanmasını sağlıyor. Yaralı bölgeye sargı bezi de konulmamalı, hastanın üstündeki kıyafetler soyulmamalı ki bizim için önemli olan dokulara zarar gelmesin dedi.
UZVUN KOPTUĞU YERE HAFİF BASKI UYGULANMALI
Koçer, uzuv kayıplarında ailelerin paniğe kapılmaması ve vakit kaybetmeden en yakın hastaneye ulaşmaları gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
Kopan uzuv yıpranmadan sağlıklı bir şekilde hastaneye getirilmeli. Kopan uzuv, özellikle ilk 6 saat içinde hasta ile birlikte hastaneye getirilmeli. Kopan uzuv, temiz ve nemli bir beze sarıldıktan sonra boş bir poşete konulmalı. Ayrı bir poşete de 1e 3 oranında tuzlu su karışımı yapılarak ve içine buz taneleri konularak, kopan uzvun konduğu poşet, hazırlanan buzlu poşetin içine konularak hastaneye getirilmeli. Kopan parçadaki dokuların donarak ölmesine neden olduğu ve tekrar yerine dikilmesini imkansız hale getirdiği için asla doğrudan buz içine konulmamalı.
Koçer, kanamayı durdurmak için uzvun koptuğu yere hafif baskı uygulanması gerektiğini söyledi.
Kapı sıkışmasına bağlı olarak özellikle 0-7 yaş arasındaki çocuklarda el parmaklarının kopabildiğini anlatan Koçer, şu an serviste yatan 2 çocuk hastadan birinin kapı sıkışmasına bağlı 2 parmağın tamamen koptuğunu, diğer çocuğun ise üstüne televizyon düşmesi sonucu elinin ve parmaklarının parçalandığını kaydetti.
AİLELERE ÖNERİLER
Prof. Dr. Uğur Koçer, çocukların, yanıklar açısından, özellikle en hareketli oldukları ve söylenenleri tam kavrayamadıkları 1-7 yaş arasındaki dönemlerde risk altında olduklarını söyledi.
Sıcak su yanıklarının çok sık görüldüğünü ifade eden Koçer, Sıcak su çocuğun erişemeyeceği yerde bulunmalı, içi sıcak su dolu yağ, yemek dolu mutfak eşyaları ocağın arka tarafında ve dengeli durmalı uyarısında bulundu.
Koçer, piriz kapaklarının mutlaka kapaklı ve kolay açılabilir olmaması gerektiğini belirterek, çocukların parmaklarını ya da kalem ve benzeri araçları prizlere sokması sonucu ciddi yaralanmaların olabildiğini kaydetti.
Televizyon, müzik seti gibi ağır ev eşyalarının düşmemesi için mutlaka dengeli durması, çocuğun oynayabileceği yükseklikte olmaması, çocukların odada tek başına bırakılmaması, gün içerisinde daha çok bebek odasında vakit geçirilmesi gerektiğini ifade eden Koçer, Evde çocuk olduğu asla unutulmamalı ve evde ona zarar verebilecek şeylerin kontrolü her gün yapılmalı. Kontroller, çocuğun boy hizasına kadar eğilerek, onun bakış açısı yakalanarak yapılmalı. Çünkü, böyle yapıldığında ev onun gözünden görüleceği için, tehlikeli olan eşyalar daha çabuk dikkatinizi çeker diye konuştu.
Nikotin baðýmlýlýðý ile intihar riski baðlantýlý
Tütün ürünlerini hiç kullanmayanlar arasında yaklaşık yüzde 15lik bir kesimin ihtiharla ilgili düşünceler kurduğu, bu düşüncelerin kendini öldürme planı yapmak veya iki hafta veya daha fazla bir süre boyunca ölmek isteği şeklinde olduğu belirtildi.
Bu çeşit düşüncelere sahip olanların sayısının, ara sıra içenlerle, tiryaki olmayanlarda yüzde 20ye, tiryaki olanlarda ise yüzde 30a yükseldiği ortaya çıktı.
Tütün ürünlerini hiç kullanmayanlar arasında sadece yüzde 0.6lık bir kesim intihar etme girişiminde bulunduğunu söylerken, tiryaki olmayan içicilerde bu oranın yüzde 1.6, tiryaki olanlarda ise yüzde 6.4 olduğu belirtildi.
Alman araştırmacılar, söz konusu araştırma süresi içinde hiçbir intihar vakasının kaydedilmediğini, araştırmanın intihar fikri ve intihara teşebbüse dayandığını ifade ettiler.
Araştırmada, nikotin bağımlılığına karşı düzenlenen kampanyalarda, düzenli içicilerle arada bir içenlerde intihar düşüncesinin var olduğunun da vurgulanması gerektiği kaydedildi.
Ön savunma için DTPye 1 ay ek süre
DAVA SÜRECİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, bir siyasi partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan davalarda, ceza davası prosedürü izleniyor.
Buna göre, ön savunmanın ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, esas hakkındaki görüşünü sunacak. Bu görüş, DTPye gönderilecek. Daha sonra belirlenecek bir tarihte Yalçınkaya sözlü açıklama, DTP yetkilileri de sözlü savunma yapacaklar. Bütün bu sürecin ardından, davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken, gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı DTP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç bir toplantı günü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacaklar.
DTP hakkındaki kapatma davasını, 11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Asıl üyelerden herhangi birinin bulunmaması veya emekliye ayrılması halinde 4 yedek üyeden en kıdemlileri heyete katılacak.
Anayasaya göre bir siyasi partinin kapatılmasına karar verilebilmesi için nitelikli çoğunluğun oyu aranacak. Buna göre, kapatma kararı için Anayasa Mahkemesinin 11 asıl üyesinin en az 7sinin oyu gerekecek.
Çeteden serbest kaldýlar, þimdi aranýyorlar
İstanbulda büyük çete operasyonu
Çeteyle bağlantısı olduğu iddia edilen eski MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül polis tarafından halen aranıyor.
Bush Ortadoðuda destek arayacak
Bush, yarın Filistin lideri Mahmud Abbasla görüşmek üzere Batı Şerianın Ramallah kentine gececek. ABD Başkanı, 2001de göreve gelmesinden bu yana ilk kez İsrail ve Filistin topraklarını ziyaret edecek.
Bush, Ortadoğu turunda, İsrail ve Filistinin yanı sıra, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısırı da ziyaret edecek.
Bush, temaslarında İsrail-Filistin barış sürecini canlandırmayı ve bölge ülkelerine İranın kendileri için bir tehdit oluşturduğu mesajını vermeyi hedefliyor. ABD Başkanı 16 Ocakta Washingtona dönecek.
İSRAİL, BUSHA İRAN DOSYASI SUNACAK
Bu arada Bushun ilk durağı Kudüste, İsrail İranla ilgili bir dosya sunacak. İsrailin Yedioth Ahranot gazetesi, Savunma Bakanı Ehud Barakın, Busha, İranın nükleer programıyla ilgili İsrailin değerlendirmelerini aktaracağını belirtirken, İsrailin elinde, İranın nükleer silah geliştirme çalışmalarını durdurduğuna ilişkin son ABD istihbaratından daha farklı bilgiler bulunmadığını yazdı.
ABD istihbarat birimlerinin hazırladığı raporda, Tahranın nükleer bomba yapımına ilişkin çalışmalarını 2003 yılında durdurduğu belirtilmiş, ancak uranyum zenginleştirme çalışmalarını sürdürdüğü aktarılmıştı.
OLMERTTEN BUSHA YASADIŞI YERLEŞİMLER TEMİNATI
İsrail basını, Başbakan Olmertin, ABD Başkanı George Bushu, Batı Şeriadaki yasa dışı Yahudi yerleşimlerini dağıtacağı konusunda ikna etmeyi planladığını da belirtiyor.
Ancak yine de hükümetin, Batı Şeriadaki Yahudi yerleşimleri ve yasadışı küçük birimlerin tüm detaylarının açıklanmasına sıcak bakmadığı ifade ediliyor.
Bush, İsraile gelmeden önce yaptığı açıklamalarda, yasadışı yerleşimler sorununun, barışın önünde bir engel olduğunu belirterek, İsrailin bu konuda verdiği, yasa dışı yerleşimlerin boşaltılacağı sözüne bağlı kalmasını istemişti.
İSRAİL SAĞI, POLLARDIN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEYECEK
İsrail sağı ise Bushtan, İsrail lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle ABDde tutuklu bulunan Jonathan Pollardın serbest bırakılmasını isteyecek.
Konuyla ilgili ordu radyosuna konuşan bir yetkili, İsrailin Pollardın serbest bırakılması karşılığında, Filistinli tutukluların salıverilmesindeki kriterler konusunda daha esnek politika benimseyebileceğini belirtti.
İSRAİL OPERASYONUNDA 1 FİLİSTİNLİ ÖLDÜ
Öte yandan Bush Ortadoğu turuna başlarken, İsrailin Gazzeye yönelik operasyonları da hız kazandı. İsrail ordusunun, Gazze Şeridinin kuzeyinde, İsrail topraklarına roket fırlatan İslami Cihad militanlarını hedef aldığı belirtiliyor. İsrail topraklarına 4 roketin düşmesinin ardından füze saldırısı geldi. Saldırıda, 1 Filistinli militan öldü, 6 militan da yaralandı.
Benim Aþk Pastam, 11 Ocakta vizyona girecek
Kalbi kırılan Elizabeth (Norah Jones), yaşadıklarının ardından hayatındaki her şeyi, rüyasını ve duygusal olarak yakınlaşmaya başladığı arkadaşı Jeremyi (Jude Law) geride bırakarak kırık kalbini düzeltebilecek bir şeyler bulmak amacıyla Amerika boyunca bir yolculuğa çıkmaya karar veriyor. Seyahati boyunca garsonluk yapıyor ve Memphiste kendisinden çok daha fazla üzüntülü ve sorun yaşayan bir polis olan Arnie (David Strathain), eşi Sue Lynne (Rachel Weisz) ve babasıyla sorunları olan kumarbaz Leslie (Natalie Portman) ile tanışıyor. Elizabeth, bu kişileri tanıdıkça yalnızlığın ve yoksunluğun gerçek derinliğine tanık oluyor ve aslında bu yolculuğun, aradığının bir parçası olduğunu anlamaya başlıyor.
Sihirli Oyuncakçý, 1 Þubatta vizyona girecek
Kramer Kramere Karşı ve Yağmur Adam filmleriyle 2 kez Oscar alan Dustin Hoffman, Oscar adayı ve Altın Küre Ödülü sahibi oyuncu Natalie Portman, Altın Küre Ödüllü Jason Bateman ve 10 yaşındaki oyuncu Zach Milleri bir araya getiren filmin müziklerini, ünlü besteciler Alexandre Desplat ile Aaron Zigman yaptı.
Tuhaf ve sihirli bir oyuncakçı dükkanında geçen filmin konusu özetle şöyle:
İlginç kişilikli oyuncak dükkanı sahibi 243 yaşındaki Bay Edward Magorium (Dustin Hoffman), mağazasının yönetimini asistanı Molly Mahoneye (Natalie Portman) devreder. Artık Molly Mahoney, dünyanın en tuhaf, en fantastik, en harika oyuncak dükkanı olarak bilinen Mr. Magoriums Wonder Emporiumun beceriksiz ve biraz da kendine güvensiz müdiresidir. Mollynin bu işin büyüleyici tarafına inanmaması nedeniyle Bay Edward Magoriumun o güne kadar yarattığı sihir, kısa zamanda söner ve işler kötüye gitmeye başlar. Mr. Magoriumun dükkanı devretmesiyle birlikte bazı tuhaf ve tekinsiz değişimler de meydana gelmeye başlar. Sanki birtakım karanlık güçler, görkemli Emporiumu ele geçirmeye çalışmaktadır.
Türkçe seslendirmeli olarak 1 Şubatta vizyona girecek filmde, tuhaf ve sihirli oyuncakçı dükkanının sahibi 243 yaşındaki Bay Edward Magoriumu Haluk Bilginer, dükkanı devrettiği asistanı Molly Mahoneyi ise Özgü Namal seslendirecek.
Yaðmacýlarýn kara büyü korkusu
Mombasada, hırsızlık yapanların hastalandığı ve hatta öldüğü yolunda kara büyü söylentilerinin çıkmasının ardından, çalıntı malların bir kısmının gizemli bir şekilde geri döndüğü belirtiliyor.
Clinton, Obamayý geride býraktý
Böylece New Hampshiredaki ön seçimi az bir farkla kazanan Clinton, başkan adaylığı kampanyasını canlandırmış oldu.
New Hampshiredaki zaferi sonrası yaptığı konuşmada, kendisini destekleyenlere teşekkür eden Clinton, New Hampshirelıları dinlediğini ve bu süreçte kendi sesini de bulduğunu söyledi.
Barack Obama ise New Hampshireda yenilgiyi kabul etti ancak Amerikan halkına değişim getirme misyonunu sürdürme sözü verdi.
New Hampshireda Cumhuriyetçi Partinin ön seçimini ise eski Vietnam gazisi John McCain kazandı. 71 yaşındaki McCain seçimi, kampanyasında kendisinden çok daha fazla para harcayan eski Massachusetts valisi Mitt Romneynin önünde tamamladı.
New Hampshire eyaletindeki ön seçimlerde rekor sayıda kişinin oy kullandığı açıklandı. Eyalet yetkilileri ön seçimlerde en az 500 bin kişinin oy kullanmış olabileceğini söyledi.
Hillary Clinton'ı ilk kutlayan, eski başkan olan eşi Bill Clinton ile kızı oldu. |
New Hampshire, sadece partilerin kayıtlı üyelerinin değil, bağımsız seçmenlerin de Cumhuriyetçi ve Demokrat Partinin ön seçimlerine katılabildiği bir eyalet.
Eyalette bağımsız seçmenlerin oranının yüzde 45 civarında olduğu sanılıyor.
Iowa ön seçiminde Huckabee yüzde 34 ile birinci, Romney yüzde 25 ile ikinci olmuş, McCain üçüncü sırada kalmıştı.
En rüküþ: Viktoria Beckham
Mr. Blackwell, Beckhamın dahil olduğu Spice Girls grubunu da, 1998de hazırladığı listenin bir numarası seçmişti. Blackwell, Baharat Kızlarla ilgili eleştirisinde, tadı olmayan tek baharat bunlar ifadesini kullanmıştı.
2008 listesinin ikinci sırasında Amy Winehouse, üçüncü sırada Mary Kate Olsen, dördüncü sırada bir başka şarkıcı Fergie, beşinci sırada da Kelly Clarkson yer alıyor. Eva Greenin altı, Avril Lavignein yedi, Jessicca Simpsonın sekiz, Lindsay Lohanın dokuzuncu sırayı aldığı listede Alison Arngrim de on numaraya yerleşti.
Pentagon: Hürmüz olayýyla ilgili kayýt var
Komutan, İran teknelerinin, Amerikan gemilerinden ateş açılmaya hazırlanıldığında ortadan kaybolduğunu belirtirken, İran Dışişleri Bakanlığı ise, olayı normal olarak nitelendirmiş ve sorunun çözüldüğünü duyurmuştu.
ABD Başkanı George Bush da, bugünkü açıklamasında, İran teknelerinin, Hürmüz boğazında Amerikan deniz kuvvetleri gemileriyle karşı karşıya kalmasının kışkırtıcı bir hareket olduğunu söylemişti.
Beyaz Saraydan kapsamlý çözüm vurgusu
Yetkili, PKKya uzun dönemli bir çözümün kapsamlı olması gerektiğini belirtirken, sadece askeri değil, siyasi çözümün de devreye sokulması gerektiğini kaydetti ve buna Türkiyenin güneydoğusundaki koşullar da dahil dedi.
Bu bölgede koşulların iyileştirilmesi yönünde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın da, Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün de sözleri bulunduğunu belirten yetkili, terörizme açık bölgelerde koşulların iyileştirilmesi ve halka alternatif sunulmasının, terörizme katılımı azalttığı değerlendirmesini yaptı.
Gül ile Bushun, Erdoğan ve Bushun 5 Kasımda Beyaz Sarayda ele aldığı istihbarat paylaşımı konusundaki temaslarının devamı niteliğinde de görüştüklerini belirten yetkili, Gülün, Türk tarafının, istihbarat paylaşımından duyduğu memnuniyeti dile getirdiğini ve işbirliğinin devamı üzerinde mutabık kalındığını söyledi.
Amerikalı yetkili, af meselesinin gündeme gelip gelmediği sorusuna karşılık, kapsamlı çözüm konusunda genel bir çerçevede konuşulduğunu ve bu tür ayrıntılara girilmediğini belirtti. ABDnin, uzun dönemli bir çözüm için Türkiyeyi, Iraklı Kürtlerle de diyaloğa girmeye teşvik ettiğini belirten yetkili, uzun dönemli çözüm için askeri yöntem, bu tehditle başa çıkmanın sadece bir parçasıdır dedi.
Amerikalı yetkili, güneydoğuda yaşam standardının yükseltilmesinin de çözümün diğer bir parçası olacağını söyledi.
ABDnin, güneydoğuda koşulların iyileştirilmesi için ekonomik yardım önerip önermediği yönündeki soru üzerine yetkili, iki liderin görüşmesinin daha çok, Bushun, Başbakan Erdoğan ile görüşmesinde ele aldıklarının devamı niteliğinde olduğunu ve istihbarat paylaşımı konularını konuştuklarını ifade etti.
Amerikalı yetkili, Bu ziyaret, Türkiye Cumhurbaşkanının ilk ziyareti. İyi ilişkilerin bir teyidi anlamına geliyor. Şu sırada Türk-Amerikan ilişkileri çok kuvvetli. İki lider, düzenli olarak temastalar. Bu çok iyi bir ziyaret oldu. Türkiye stratejik ortağımız diye konuştu.
İki liderin konuştukları konular ise PKK ile mücadele, Bushun Ortadoğu ziyareti, Afganistan, Pakistan, Irak, Türkiyenin Irakta oynadığı önemli rol, nükleerden arınmış bir İran, Türkiyenin ABDnin desteklediği ABye üyelik süreci, enerji meseleleri ve Kıbrıs olarak sayıldı.
Enerji konusunda, Türkiyenin, Orta Asya ülkeleriyle Avrupa arasında, enerjide önemli bir geçiş yolu olduğunun tekrarlandığı ve Gülün Orta Asyaya ziyaretinin ele alındığı belirtildi. Amerikalı üst düzey yetkili, Kerkük konusunun da konuşulduğunu, bu konuyu Gülün gündeme getirdiğini söyledi, ancak ayrıntı vermedi.
Kıbrıs meselesinde ise iki liderin, bu soruna kapsamlı bir çözüm bulunması gereğini vurguladığı ve Bushun, ilerlemek için BM sürecini desteklediği belirtildi.
Yetkili, görüşmede, Türk-Yunan ilişkilerininse gündeme gelmediğini, Kosovada çözüm ihtiyacının da kısaca ele alındığını anlattı.
Türkiyenin İran ile doğal gaz anlaşmasının gündeme gelmediğini ifade eden yetkili, Bush bu konuyu Erdoğan ile görüşmüştü. Bu sefer konuşulmadı dedi.
Türkiye-AB ilişkileri konusundaki bir soruya yanıt veren yetkili, Türkiyenin yapması gereken bazı reformlar bulunduğunu, bunların AB tarafından talep edildiğini belirterek, Türkiye bazı reformlar yaptı. Daha fazlasını yapmalarını bekliyoruz dedi.
McCormacktan Ýran doðalgazý yorumu
Sözcü, İranın Türkiyeye doğal gazı keserken, teknik aksaklıklara işaret ettiğini belirtmekle birlikte sözlerini şöyle sürdürdü:
İranın eylemleri, daha çok İran ve Türkiyeyi ilgilendirir. Ancak bu tür şeylerin siyasi araç olarak kullanılması, bu rejimin yapısına ilişkin gerçek bir uyarı işareti. Şimdi İranlılar bunun bazı teknik zorluklardan olduğunu söylüyor. Bilmiyorum. Ancak bunu, daha önce İran rejiminden gördüğümüz türdeki davranışlara ekleyince rejimin ortaya çıkan resmi; güvenilmez, karar verme sürecinde kesinlikle kapalı ve bölgede ya da küresel alanda olumlu bir rol oynamakla ilgili olmadığıdır dedi.
Ortaya çıkan bu resmin, bölgede daha fazla boru hattı için bir gerekçe olabileceğine ilişkin soruya ise McCormack, İranın doğal gazı kesmesinin doğrudan bu tartışmayı getirdiğinden emin olmadığını belirterek, Ancak genel olarak konuşursak, Asyadaki enerji varlığının Avrupa veya başka yere taşınması, Türkiyenin de içinde olduğu şekilde, kaynakların ve yolların çeşitlendirilmesi çok önemli bir mesele diye konuştu.
Yýlýn rüküþü Victoria Beckham
Mr. Blackwell, Beckhamın dahil olduğu Spice Girls grubunu da, 1998de hazırladığı listenin bir numarası seçmişti. Blackwell, Baharat Kızlarla ilgili eleştirisinde, Tadı olmayan tek baharat bunlar ifadesini kullanmıştı.