9 Ocak 2008 Çarşamba

How I Met Your Mother baþlýyor

İSTANBUL - Bir sitcom yaratmak isterseniz, mükemmele giden yolların çoktan tutulduğunu kısa bir süre içinde siz de fark edebilirsiniz. Arkadaşlar kendi aralarında muhabbet etsinler dediğinizde karşınıza hemen Friends çıkar. Yeni bir şeyler deneyip üzerine güzel bir sitcom yerleştireyim dediğinizde The Office dikiliver yanı başınızda. Popüler kültürden faydalanayım demeye hiç kalkmayın; Gilmore Girls’den Family Guy’a kadar o kadar çok örneği var ki son günlerde, size sıra bile gelmez. Esprilerin biri gitsin biri gelsin ama hiçbiri birbirini takmasın diye de heveslenmeyin; Arrested Development’ı hâlâ unutmayan o kadar çok seveni var ki... Seinfeld ve The Simpsons’ın yer aldığı sayfalarda ise bir nokta bile ekleyebileceğiniz boş alan bulmanız imkansızdır. İşin içine biraz gizem biraz merak katayım derseniz; Heroes’un kahramanları semâlarda uçmayı hâlâ sürdürüyorlar, bu yüzden oraları da pek tekin değil artık. Uzun lafın kısası: Siz bütün bu kuralları geçersiz kılın ve sadece “güzel” bir şeyler yapmayı deneyin. How I Met Your Mother’ın yaratanlarının yaptığı gibi...
SENİN ANNEN BİR MELEKTİ YAVRUM
Dizinin izleyicileri çok iyi bilir; How I Met Your Mother’ın en başında kahramanımız Ted Mosby çocuklarını karşısına oturtur ve anneleriyle nasıl tanıştıklarını anlatmaya başlar. Hikayenin nereye varacağını baştan öğreniriz. Sonu başından belli bir hikayenin bu kadar ilgi göreceğini kestirmek çok da kolay olmasa gerek. How I Met Your Mother ekibi bunu kestirmemiş olsalar bile çoktan başarmış durumdalar. Yolculuğun nerede noktalacağı bilinse de aslolan yolculuğun kendisi değil midir zaten. How I Met Your Mother’ın ilk iki sezonunda Ted’le evlenerek, çocuklarının annesi olacak şanslı kadınla henüz tanışmış bile değiliz. Üçüncü sezonun ilk bölümünde işte o “Ted’in rüyalarının kadını” diziye dahil oluyor. Gerçi ilk olarak arka cepheden ve sadece şemsiyesini görebileceğiz ama şimdilik o bile yetecek bizlere. Dizinin yaratıcılarından Carter Bays aslında hikayenin daha yeni başlıyor olduğuna dikkat çekiyor. Hatta üçüncü sezonun ilk bölümü ona kalırsa yepyeni bir şovun pilot bölümü niteliğinde.

ARKADAŞLARIN BİRAZ YARDIMIYLA
İkinci sezonun son bölümünde Ted’in o güne kadar hayatının kadını olacağını düşündüğü Robin’den ayrıldığına şahit olmuştuk. Üçüncü sezon başlarken Ted’i “ayrılık sakalı” uzatmış bir vaziyette göreceğiz. Ted’le aynı evi paylaşan Marshall’la kız arkadaşı Lily geçen sezonun son bölümünde evlenmişlerdi hatırlarsanız. Ama bu evlilik Ted’in onlarla birlikte aynı evi paylaşmasına engel teşkil etmiyor. Onlar yine cümbür cemaat birlikte sürdürecekler hayatlarını. How I Met Your Mother’ın çıkış noktası, Ted’in çocuklarına hayatının kadınıyla (dolayısıyla anneleriyle) nasıl tanışıp evlendiklerini anlattığı hikaye olsa da, dizi ilerledikçe öykünün Ted ve arkadaş grubunun tamamını kapsar hale gelmesi kaçınılmazdı. Biz de dizinin ilerleyen bölümlerinde doğal olarak sadece Ted’in değil tüm arkadaş grubunun başına gelenlere şahit olacağız. Örneğin Marshall ve Lilly’nin ergenlikten yetişkinliğe geçme problemleri olacak. Oldukça kötü sonuçlanacak yeni bir ev satın alma hadisesi onları bekliyor. Ayrıca Barney’yi daha yakından tanıma fırsatı bulacağız. Geçmişindeki utanç dolu hippi günlerine döneceğiz, onun kızlara olan düşkünlüğünün nedenleri yavaş yavaş açığa çıkacak ve belki bir kıza bağlanıp kalmasına bile tanıklık edeceğiz. Laf açılmışken Barney, daha doğrusu Barney rolünde izlediğimiz aktör Neil Patrick Harris’in son günlerde ufaktan ufaktan bir fenomene dönüşmek üzere olduğunu belirtelim. Dizinin ilk sezonu sonunda yardımcı aktör dalında Emmy’ye aday gösterilmesi, ödülü kapıp evine götürememiş olsa bile arkadaşları arasındaki ismini Neil ‘Emmy’ Harris’e çevirmiş. Dizide kızlara olan düşkünlüğüyle dikkat çeken oyuncunun bundan bir yıl önce eşcinsel olduğunu açıklaması bazı hayranlarını hayal kırıklığına uğratmış olsa da onun yükselişine sekte vurmaktan çok ivme kazandırdı diyebiliriz.

ROBIN’İN POP IDOL OLARAK PORTRESİ
Ted’le sonunda ayrılacak olmalarını birçok izleyicinin içine sindiremediği Robin’e gelirsek... Biliyorsunuz ileriki zamanlardan bugüne dönerek hikayeyi bizlere anlatan Ted (yaşlanmış Ted’i dizide Bob Saget seslendiriyor) Robin’den söz ederken “Robin yengeniz” şeklinde bir ifade kullanıyor. Bu da demek oluyor ki Robin de diğer arkadaşları gibi Ted’in hayatında hep var olacak. Ama bir farkla; hayallerindeki kadın olarak değil (büyük olasılıkla) arkadaşlarından birinin eşi olarak... Robin’in 90’lı yıllarda Kanadalı bir teenage pop yıldızı olduğunu, bu durumdan utandığı için arkadaşlarından sakladığını önceki sezonun son bölümlerinde öğrenmiştik. Robin’in geçmişinde karanlıkta kalan o yıllara yeni sezonda da zaman zaman döneceğiz. Britney Spears’ın Baby One More Time klibindeki gibi bir dans şarkısının klibinde hoplayıp zıplarken gördüğümüz Robin’e bu sefer kumsalda evrile çevrile yuvarlanırken çekilen siyah-beyaz görüntüler eşliğinde “dayanılmaz” bir ayrılık şarkısını söylerken rastlarsanız sakın şaşırmayın deriz.


KONUK OYUNCULAR IGLESIAS VE MOORE
How I Met Your Mother’ın üçüncü sezonu Wait For It adını taşıyan bölümle başlıyor. İlk bölümün çok özel iki konuğu var. Her ikisi de ünlü birer şarkıcı olan konuklarımızdan ilki, Robin’in Arjantinli yeni erkek arkadaşı olarak karşımıza çıkacak olan Enrique Iglesias. Diğer misafirimiz Mandy Moore’unsa Ted’le tek gecelik bir ilişkisi olacak. İlginçtir, geçtiğimiz yıl Mandy Moore’a dizide konuk oyuncu olması teklif edildiğinde kabul etmemiş. Ancak bu yıl dizinin istikrarlı bir şekilde ivmesini arttırıyor oluşu onun fikrini değiştirmiş. İşin doğrusu; How I Met Your Mother’ın Amerikan televizyonlarında reyting rekorları kırdığını söylemek oldukça zor. Ancak dizinin yayından kalkması şimdilik düşünülmüyor. Yapım şirketi, How I Met Your Mother’ın kendilerine “prestij” kazandırdığından emin. “Sitcom’lar öldü mü yoksa?” sorusunun cevabı olarak da kendi dizilerini gösteriyorlar: “Evet sitcomlar çoktan tarihe karıştılar. Ama sadece berbat olanları...”




Hiç yorum yok: