ROMA - Mehmet Ali Ağca'nın 13 Mayıs 1981'de Vatikan'daki Aziz Petrus Meydanı'nda dönemin papası 2. Jean Paul'e yönelik suikast girişimi sırasında, önemli bir rol oynamış olan Rahibe Lucia Giudici, olaydan yaklaşık 27 yıl sonra ilk kez konuştu.Suikast girişimi sonrasında Ağcanın kaçışını engelleyen kişi olarak tanınan Rahibe Lucia, İtalyan gazetelerinden Il Tempoya demeç verdi.
Rahibe Lucia, olay gününde Aziz Petrus Meydanındaki genel kabul merasimine katılma nedenini, Burundiden gelen Natalina adlı bir rahibe arkadaşına refakat diye açıkladı. Merasim için rezervasyonları olmadığı için, barikatların ötesine geçememekle birlikte Papayı görme arzusuyla meydanda olduklarını anlatan Rahibe Lucia, şöyle konuştu:
Papayı göremeyebiliriz diye endişeliydik. Çünkü, bariyerlerin dışında kalanlar için şansa bel bağlamaktan başka çare yok. 16.55te bir çan sesi duyduk. Uzakta, Papanın aracıyla dolaşmaya çıktığını farkettik. Ben meydanın doğusunda, Vatikan Postanesi tarafındaydım. Papa geçti ama, bize sırtı dönüktü. Sen bu kadar uğraş, ta Burundiden Papayı görmeye gel diye söyleniyordum. Adamın biri, Amma da geveze bir rahibesiniz! Bakın, Papa nasıl olsa geri gelecek dedi.
FOTOĞRAF ÇEKMEK İSTEDİĞİNİ SANMIŞTIM
Rahibe Lucia, Ağcayı ilk gördüğü anın da, aracıyla meydandaki insanları selamlamakta olan Papa 2. Jean Paulün geri dönüşünde olduğunu belirtti.
Başlangıçta Ağcanın fotoğraf çekmek istediğini zannettiğini anlatan Rahibe Lucia, o anı ise şu sözlerle özetledi:
Papa geri döndüğünde tam karşımdaydı. Birkaç saniye önce bir kız çocuğunu öpmüştü. Sara adlı bu kız, bilahare meşhur oldu. Tam ıstavroz çıkarıyordum ki, uzun boylu bir bey Papayı görmemi engelledi. Ellerini kaldırmıştı. Tüh, şimdi fotoğraf çekmenin sırası mıydı şimdi diyordum kendi kendime. Fotoğraf çekmek istediğini sanmıştım. Ama tam tersine, iki el silah sesi duydum. Usta bir nişancı gibi iki eliyle tuttuğu tabancanın ucundan dumanlar çıktığını gördüm. Saat 17.24 idi.
O an itibarıyla, bunun koreografi gereği bir fişek gösterisi olabileceğini düşündüğünü de ifade eden Rahibe Lucia, Genel kabul merasimine hiç katılmamıştım. Papa çok yaşa diye bağırmaya hazırlanıyordum tam. Merasim koreografisi gereği, fişek atıldığını sanmıştım. Birkaç saniye üstünde sersemliğim geçiverdi. İnsanların bağırıştıklarını duydum. Karşımdaki Papa görüntüsü kayboluvermişti diye konuştu.
CEKETİNDEN YAKALADIM, AYAĞA KALDIRDIM
Rahibe Lucia, yaşananın ne olduğunu idrak edince ağlamaya başladığını belirterek, Ağlamaya başladım: Silah sesiyle yapılan şey ve ilgili kişi arasındaki bağlantıyı kurabilmiştim. Elinde silahla yüzünü bana doğru dönmüştü. İlerliyordu. Tam karşısındaydım. İnsanlar Papaya neler olduğuna bakmakla meşguldü dedi.
Rahibe Lucia, Ağcayı kaçmaya çalışırken nasıl yakaladığını ise şöyle anlattı:
Yarı daire çizerekten kaçmak için yürümekteydi. Ayağı, meydandaki Arnavut kaldırımının taşlarından birine takıldı. Sırtüstü yere düştü. Silahı o andan itibaren göremedim. Onu yere düşmüş vaziyette görünce üzerine atladım. Ceketinden yakaladım, ayağa kaldırdım.
Lucia, o sırada Ağca ile aralarında geçen kısa konuşmayı ise şu cümlelerle aktardı:
O sırada başka insanlar da gelmişti. Ona iki kez, Neden yaptın bunu, neden yaptın bunu diye sordum. O ise İtalyanca olmayan bir dille, Değil ben, değil ben diyordu. Zira biz İtalyanlar, Ben değilim, ben değilim deriz normalde. Nasıl sen değilsin? Seni Papaya ateş ederken gördüm dedim. Ona söylediğim son söz bu oldu.
POLİSLERDEN ÖZÜR DİLEMEK DURUMUNDA KALDIM
Rahibe Lucia, o sırada olaya müdahale eden sivil polislerin varlığını dahi farkedemediğini belirterek, O an bazı sesler duyuyordum. Rahibe kardeş, burda polis var. Bırak onu, biz hallederiz bu işi diyorlardı. Yemin ederim o an bir polis falan görmedim ben. Ama daha sonra mahkemedeki duruşmalarda, orada sivil olarak bulundukları için kendilerini farkedememiş olduğum polislerden özür dilemek durumunda kaldım dedi.
Rahibe Lucia, o an orada olmasını ilahi bir hikmet olarak görüp görmediğine ilişkin soruyu ise, Kendimi buna ikna etmeliyim. Papayla birlikte benim hayatım da tehlike altına girmişti. Zira henüz dumanları tüten silahını yok etme uğraşında olan bir adamın karşısında bulmuştum kendimi diye yanıtladı.
Lucia, eve dönüş sırasında yaşadığı bir başka heyecanla ilgili olarak da, Metroda elektrikler kesildi. Suikastçiyi aradıkları için herşeyi bloke etmişlerdi. Bir an için kendimi kaybedip, Nasıl olur, ellerinden kaçırdılar mı diye düşündüm. Meğer işbirlikçisini arıyorlarmış diye konuştu.
Rahibe Lucia, suikast girişimini müteakip süreçte, dönemin Papası 2. Jean Paul tarafından kabul edilmiş olduğunu da belirtti. Görüşmede Papa 2. Jean Paulün kendisini tanıdığını söyleyen Rahibe Lucia, Beni öptü ve kutsadı. Sonra da tek kelime etmeden giderek, içime derin bir merhamet ve şefkat kazıdı benim diye konuştu.
Rahibe, o gün yaşananları anlatırken, Ağcayı yakalayarak, Türklere ilk Hristiyanlığa giriş dersini vermiş oldum dedi.
Rahibe Lucia, olay gününde Aziz Petrus Meydanındaki genel kabul merasimine katılma nedenini, Burundiden gelen Natalina adlı bir rahibe arkadaşına refakat diye açıkladı. Merasim için rezervasyonları olmadığı için, barikatların ötesine geçememekle birlikte Papayı görme arzusuyla meydanda olduklarını anlatan Rahibe Lucia, şöyle konuştu:
Papayı göremeyebiliriz diye endişeliydik. Çünkü, bariyerlerin dışında kalanlar için şansa bel bağlamaktan başka çare yok. 16.55te bir çan sesi duyduk. Uzakta, Papanın aracıyla dolaşmaya çıktığını farkettik. Ben meydanın doğusunda, Vatikan Postanesi tarafındaydım. Papa geçti ama, bize sırtı dönüktü. Sen bu kadar uğraş, ta Burundiden Papayı görmeye gel diye söyleniyordum. Adamın biri, Amma da geveze bir rahibesiniz! Bakın, Papa nasıl olsa geri gelecek dedi.
FOTOĞRAF ÇEKMEK İSTEDİĞİNİ SANMIŞTIM
Rahibe Lucia, Ağcayı ilk gördüğü anın da, aracıyla meydandaki insanları selamlamakta olan Papa 2. Jean Paulün geri dönüşünde olduğunu belirtti.
Başlangıçta Ağcanın fotoğraf çekmek istediğini zannettiğini anlatan Rahibe Lucia, o anı ise şu sözlerle özetledi:
Papa geri döndüğünde tam karşımdaydı. Birkaç saniye önce bir kız çocuğunu öpmüştü. Sara adlı bu kız, bilahare meşhur oldu. Tam ıstavroz çıkarıyordum ki, uzun boylu bir bey Papayı görmemi engelledi. Ellerini kaldırmıştı. Tüh, şimdi fotoğraf çekmenin sırası mıydı şimdi diyordum kendi kendime. Fotoğraf çekmek istediğini sanmıştım. Ama tam tersine, iki el silah sesi duydum. Usta bir nişancı gibi iki eliyle tuttuğu tabancanın ucundan dumanlar çıktığını gördüm. Saat 17.24 idi.
O an itibarıyla, bunun koreografi gereği bir fişek gösterisi olabileceğini düşündüğünü de ifade eden Rahibe Lucia, Genel kabul merasimine hiç katılmamıştım. Papa çok yaşa diye bağırmaya hazırlanıyordum tam. Merasim koreografisi gereği, fişek atıldığını sanmıştım. Birkaç saniye üstünde sersemliğim geçiverdi. İnsanların bağırıştıklarını duydum. Karşımdaki Papa görüntüsü kayboluvermişti diye konuştu.
CEKETİNDEN YAKALADIM, AYAĞA KALDIRDIM
Rahibe Lucia, yaşananın ne olduğunu idrak edince ağlamaya başladığını belirterek, Ağlamaya başladım: Silah sesiyle yapılan şey ve ilgili kişi arasındaki bağlantıyı kurabilmiştim. Elinde silahla yüzünü bana doğru dönmüştü. İlerliyordu. Tam karşısındaydım. İnsanlar Papaya neler olduğuna bakmakla meşguldü dedi.
Rahibe Lucia, Ağcayı kaçmaya çalışırken nasıl yakaladığını ise şöyle anlattı:
Yarı daire çizerekten kaçmak için yürümekteydi. Ayağı, meydandaki Arnavut kaldırımının taşlarından birine takıldı. Sırtüstü yere düştü. Silahı o andan itibaren göremedim. Onu yere düşmüş vaziyette görünce üzerine atladım. Ceketinden yakaladım, ayağa kaldırdım.
Lucia, o sırada Ağca ile aralarında geçen kısa konuşmayı ise şu cümlelerle aktardı:
O sırada başka insanlar da gelmişti. Ona iki kez, Neden yaptın bunu, neden yaptın bunu diye sordum. O ise İtalyanca olmayan bir dille, Değil ben, değil ben diyordu. Zira biz İtalyanlar, Ben değilim, ben değilim deriz normalde. Nasıl sen değilsin? Seni Papaya ateş ederken gördüm dedim. Ona söylediğim son söz bu oldu.
POLİSLERDEN ÖZÜR DİLEMEK DURUMUNDA KALDIM
Rahibe Lucia, o sırada olaya müdahale eden sivil polislerin varlığını dahi farkedemediğini belirterek, O an bazı sesler duyuyordum. Rahibe kardeş, burda polis var. Bırak onu, biz hallederiz bu işi diyorlardı. Yemin ederim o an bir polis falan görmedim ben. Ama daha sonra mahkemedeki duruşmalarda, orada sivil olarak bulundukları için kendilerini farkedememiş olduğum polislerden özür dilemek durumunda kaldım dedi.
Rahibe Lucia, o an orada olmasını ilahi bir hikmet olarak görüp görmediğine ilişkin soruyu ise, Kendimi buna ikna etmeliyim. Papayla birlikte benim hayatım da tehlike altına girmişti. Zira henüz dumanları tüten silahını yok etme uğraşında olan bir adamın karşısında bulmuştum kendimi diye yanıtladı.
Lucia, eve dönüş sırasında yaşadığı bir başka heyecanla ilgili olarak da, Metroda elektrikler kesildi. Suikastçiyi aradıkları için herşeyi bloke etmişlerdi. Bir an için kendimi kaybedip, Nasıl olur, ellerinden kaçırdılar mı diye düşündüm. Meğer işbirlikçisini arıyorlarmış diye konuştu.
Rahibe Lucia, suikast girişimini müteakip süreçte, dönemin Papası 2. Jean Paul tarafından kabul edilmiş olduğunu da belirtti. Görüşmede Papa 2. Jean Paulün kendisini tanıdığını söyleyen Rahibe Lucia, Beni öptü ve kutsadı. Sonra da tek kelime etmeden giderek, içime derin bir merhamet ve şefkat kazıdı benim diye konuştu.
Rahibe, o gün yaşananları anlatırken, Ağcayı yakalayarak, Türklere ilk Hristiyanlığa giriş dersini vermiş oldum dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder