1 Ağustos 2009 Cumartesi

Otoda yeni modeller zamsız

otoda-yeni-modeller-zamsz.jpg

Otomotiv piyasasında yüzde 18 ÖTV’nin uygulandığı 16 Mart ile 16 Haziran arasındaki üç aylık dönemde yaşanan canlılığın ardından, haziran ayının ikinci yarısıyla birlikte ikinci ÖTV dönemi başladı. Star gazetesinin haberine göre,x hükümetin, ÖTV indiriminin 9 puan artırılarak yüzde 27 olarak devam ettirilmesi kararı sonrası piyasada satışlar yavaşladı. Geleneksel yaz durgunluğunun da buna eklenmesi otomotiv firmalarının üç ay mola verdikleri kampanyalarını hızlandırmalarına neden oldu. Stok sorununu ÖTV indirimiyle çözen piyasada 2010 modellerin satışına başlandı. Birçok firma da 2010 modellerine fiyat farkı uygulamadan 2009 model fiyatlarıyla satışa sundu.

ÖDEMELER ÖTELENİYOR

Motor hacmi 1600 cc’ye kadar olan ( vaki, hasıl, kâin ) araçlarda peşin alım indirimleri 7 bin liraya kadar ulaşırken, daha büyük motorlu ve lüks araçlarda ise 15 bin liraya kadar çıkıyor. Ayrıca ‘şimdi al sonra öde’ kampanyaları, uygun kredi faizleri ve uzayan vadelerle satışların yeniden canlandırılması hedefleniyor. Kampanyaların en fazla yoğunlaştığı sınıf ise hafif ticari araçlar oldu. ÖTV indiriminde istenen canlılığı yakalayamayan hafif ticari araç satışlarında bazı firmalar ÖTV’yi sıfırlarken, KDV oranlarında da indirim ( iskonto, tenzilat ) yapılması dikkat çekiyor. Yetkililer, düzenlenen kampanyaların araç satın almak isteyenler için büyük fırsatlar içerdiğini, bu fırsatların değerlendirilmesi tavsiyesinde bulunuyorlar.

Hyundai’den yakIt desteĞİ

Hyundai, haziran ayının ikinci yarısında başladığı ‘HYD Hyundai Yakıt Desteği’ indirimini temmuz ayında da sürdürüyor. Hyundai’nin i10, Getz ve Accent Era (1.5 CRDi ve 1.6 lt benzinli için) modellerinde bin TL, Sonata ve Tucson’da 3 bin TL ve Santa Fe’de 5 bin TL yakıt destek indirimi sunuluyor. Ayrıca hafif ticari araçlarda Matrix Space’de 2 bin TL ve H-1’de de 2 bin 500 TL yakıt destek indirimi veriliyor.

Citroen’de indirimler 7 bin lirayı buldu

Citroen hem binek modellerinde hem de hafif ticari araçlarında avantajlı fiyatlar sunuyor. Kampanya çerçevesinde, ÖTV indirimi ile birlikte C4 Picasso’ya 6 bin 780 TL’ye varan avantajlarla sahip olmak mümkün. C5’te indirim 5 bin 800 TL’ye ulaşırken, C1’de 2 bin 768, C3’te 3 bin 259 TL indirim uygulanıyor. Hafif ticari modeli Nemo Combi’deki fiyat avantajı 4 bin 470 TL’yi buluyor. C1 modeli 24 bin 908, C3 modeli 28 bin 882, C4 modeli 43 bin 312, C4 Picasso 50 bin 79, C5 modeli ise 56 bin 654 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.

Dizel Alfa 159, 34 bin 900 Euro

Alfa Romeo Türkiye, sınırlı sayıda araç için geçerli olan yeni kampanyası kapsamında 1.9 litre 150 HP JTD motorlu ve otomatik şanzımanlı Alfa Romeo 159 model versiyonlarını, 34 bin 900 Euro’luk fiyat avantajıyla müşterilerinin ilgisine sunuyor. Alfa Romeo 159 1.9 JTD Q-Tronic’in Distinctive Plus donanım seviyesinde EBD destekli ABS, Elektronik Denge Kontrol Sistemi-VDC (ESP), Patinaj Önleyici Sistem-ASR, sürücü ve ön yolcu havayastığı, yan havayastıkları, pencere havayastıkları, sürücü diz havayastığı, hız sabitleyici, Bi-xenon farlar, deri döşeme, ön far yıkama sistemi, deri direksiyon simidi üzerinden kontrol edilebilen CD çalarlı müzik sistemi, çift bölgeli otomatik klima, arka park sensörü, yağmur sensörü, hillholder, ısıtmalı dış dikiz aynaları ve 17 inçlik alaşım jant gibi donanımlara standart olarak yer veriliyor.

ALFA ALAN UÇUŞ MİLİ KAZANIYOR

Öte yandan Tofaş ile THY’nin, Miles&Smiles üyeleri için geliştirdiği özel program kapsamında Alfa 159 satın alacak müşterilerilere ayrıcalıklar sağlanıyor. Kampanya, Türkiye’de otomobil ve havayolunu buluşturan ilk ortak çalışma olması bakımından da dikkat çekiyor. Anahtar teslim satış fiyatı üzerinden 500 TL ekstra indirim avantajı sağlayan kampanya süresince Alfa Romeo satın alan Classic kart sahipleri 10 bin mil; Classic Plus kart sahipleri 15 bin mil, Elite kart sahipleri 20 bin mil ve Elite Plus kart sahipleri ise 25 bin mil kazanabiliyor.

ÖTV farkı Ford Otosan’dan


Benzinli Ford Focus modellerinde, 15 Haziran öncesi ÖTV oranları uygulanıyor ve ÖTV’den kaynaklanan fiyat artışı Ford Otosan tarafından karşılanıyor. FordFinans’a özel 10 bin TL 10 ay ( kamer ) yüzde 0.99 kredi desteği de sürüyor. Kombi ve Kombi Van tüm Transit modellerinde ise ÖTV’den kaynaklanan fiyat artışını yine Ford karşılıyor. Ayrıca, tüm Transit’lerde KDV oranında indirim ve klima bedelinin yarısı fırsatı da devam ediyor. Kısa Şasi Kombi-Kombi Van dışındaki Transit’lerde 15 bin TL’ye 15 ay yüzde 0 faiz fırsatı sunuluyor. Ford Cargo Çekici ve 6x4 ise 24 ay vade ve yüzde 0.99 faizle 70 bin TL’ye kadar kredi desteği var.

Renault ödemeleri erteliyor


Renault yeni alımda ‘şimdi al ekimde öde’ imkanı sunuyor. Servis kampanyasında yetkili satıcılarda kredi kartına 6 taksit uygulanıyor.

Renault, eski otomobilini yeni bir Renault ile değiştirmek isteyenler için, 2010 model tüm binek otolarda 2009 model fiyatları ile ‘Şimdi al, Ekim 2009’da ödemeye başla’ avantajı sunuyor. Renault ayrıca servis kampanyası da uyguluyor. Renault Yetkili Servisleri’nde kredi kartına 6 taksit imkanı sunuluyor. Yaz aylarında tatile çıkmadan önce yetkili servislere uğrayan müşterilerin yoğun olarak rağbet ettiği kampanyada, nakit yerine taksitle ödeme seçeneği sunuluyor. Bu avantajdan faydalanmayı seçen Renault müşterileri, servis ücretlerini Bonus Kart, Maximumum Kart ve Worldcard’a 6 taksitte ödeyebiliyor.

Ford C-MAX, Trend ile zenginleşti

Ford Otosan, MAX ailesinin en atak üyesi olan C-MAX Titanium’dan sonra aynı serideki C-MAX Trend’i satışa sundu. Dizel tek motor ve yüksek donanım seçeneği ile gelen C-MAX Titanium’dan farklı benzinli motor ile sunulan C-MAX Trend, 36 bin 410 TL’den başlıyor. Otomobil 115 PS benzinli motor, hız kontrol sistemi, akıllı aktif ve pasif güvenlik özelliklerine sahip.

Audi A5 Sportback Kasım'da piyasada

Yıl içinde pazara sunulan yeni S4, A5 Cabriolet, A4 allroad quattro modelleri ve A6 modelinin yenilenmiş versiyonu ile pazardaki gücünü artıran Audi, şimdi de Coupe ve Cabriolet’den sonra üçüncü üyesi olarak A5 model ailesine katılan Sportback ile yeni bir segment yaratıyor. Audi A5 Sportback, kasım ayından itibaren showroomlar’da yerini alacak. İlk etapta 6 motor seçeneğiyle ithal edilecek Audi A5 Sportback, 59 bin Euro’dan başlayan anahtar teslim fiyatlarla satışa sunulacak.

Yeni Terios 43 bin TL’den başlıyor

Daihatsu’nun Terios modeli yenilendi. Yeni Daihatsu Terios, 1.5 Düz Vites Silver modeli 43 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulurken, düz vites Star modeli 50 bin TL, Otomatik vitesli Galaxy modeli ise 51 bin TL’den satılıyor. Yeni Terios’un standart donanımı da artırılarak zenginleştirildi.

Polis sekse limit koydu!

polis-sekse-limit-koydu.jpg700 polis, “sabit fiyata limitsiz seks” sunan dört flatrate geneleve baskın düzenledi. Stuttgart‘ta “bir öde, istediğin kadar yap” sloganıyla genelev işleten iki kişinin tutuklanması istendi.

Almanya’da polis, kadın hakları tartışmalarını alevlendiren “limitsiz seks” ( cinsiyet ) sloganlı genelevlere baskın düzenledi. 10 savcı denetimindeki 700 polisin yaptığı baskında, iki genelev kapatıldı

GÜNLÜĞÜ 70 ya ( evet ) da 100 euro’ya sınırsız seks sunan genelevler, son günlerde yoğun eleştiri bombardımanına tutulmuştu. Flatrate genelevlerinin sayısı, önemli ölçüde artınca, kadın hakları savunucuları arasında infial yaratmış, ancak mevzuat gereği kulüplere ciddi bir müdahale yapılamamıştı. Sabit tarifeyle limitsiz anlamına gelen “flatrate” yöntemiyle çalışan genelevler, “Bütün  kadınlarla, istediğin kadar seks” sloganıyla reklam yapıyor. Dün 700 polisin Stuttgart, Heidelberg, Berlin, Wuppertal kentlerindeki genelevlere düzenlediği baskınlarda, Stuttgart ve Heidelberg’deki genelevler kapatılırken, Berlin ve Wuppertal’daki genelevlerin faaliyetlerinin devamına izin verildi.
POLİSİN vergi ve sosyal primleri kaçırma ve izinsiz yabancı fahişe çalıştırma şüphesiyle yaptığı baskında Stuttgart-Fellbach’daki genelevde 176 müşteri ve 89 fahişe bulundu. Kapatılan genelevlerin bazı bölümlerinin hijyen ( sağlık bilgisi, temiz, sağlıklı ) olmadığı ve bir vakada zorla fuhuş şüphesi bulunduğu bildirildi. Politikacıların eleştirileri üzerine ilanlarla meydan okuyan Pussy Club’ın yöneticisi Patricia F. (25) ve kulübün diğer bir yöneticisi tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. “Normal genelevlere karşı değilim” diyen Baden Württemberg Eyaleti Adalet Bakanı Ulrich Goll, sınırsız biçimde çalıştırılan fahişelerin insan onurunun çiğnendiğini belirtti.

Yeni doğan bebeğini öldürüp yedi!

yeni-doan-bebeini-ldrp-yedi.jpgABD'de 33 yaşındaki bir annenin yeni ( henüz, tanınmayan, acar ) doğmuş bebeğini öldürüp cesedinin parçalarını yediği ortaya çıktı. Teksas polisinden yapılan açıklamada, kadının San Antonio'daki evinde polis tarafından üstü başı kan içinde, ''çocuğumu öldürdüm, ölmek istiyorum'' diye bağırırken bulunduğu belirtildi.

Açıklamada, kadının, ''bazı sesler duyduğunu ve bütün bunları yapmasını birinin ya da bir ( vahit, sadece, ancak ) şeyin kendisine emrettiğini'' söylediği, bunun da ( dahi, bile ) cinayeti bir cinnet anında işlediğini düşündürdüğü kaydedildi.

Otty Sanchez adlı kadının, 30 Haziranda dünyaya getirdiği bebeğinin babasından bir hafta kadar ( derecesinde, dek, derece ) önce ayrıldığı ve bebeğin bakımında kendisine yardım eden annesi ve kız kardeşiyle birlikte yaşadığı ifade edildi.

Hastanede bulunan Sanchez'in cinayetten yargılanacağı belirtiliyor.

3. havalimanı nereye yapılacak?

3-havaliman-nereye-yaplacak.jpg
İstanbul’un mevcut sorunlarının çözümü ve gelişmesinin sürdürülebilir şekilde sağlanması için hazırlanan 1/100 binlik çevre düzeni planı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın onay ile askıya çıktı. 2023’te kentin nüfusunun 16 milyona çıkacağı tahminiyle hazırlanan plana göre İstanbul’a 3’üncü havalimanı Silivri Gazitepe’ye yapılacak. Bazıkararlar şöyle:
Harem Otogarı kaldırılacak. TEM Otoyolu üzerinde Silivri, Selimpaşa, Bahçeşehir, Arıcılar, Kavacık, Ataşehir ve Kurtköy’de cep otogarları yapılacak.
Haydarpaşa Limanı kaldırılacak. Ambarlı ve Pendik Limanları mevcut haliyle korunacak. Kentin gelecekteki liman ihtiyacı Tekirdağ-Marmara Ereğilisi’ndeki 4 limandan sağlanacak.
Çorlu ve Sabiha Gökçen havalimanları genişletilecek. Silivri’de de yeni ( dünkü, cedit, sıfır ) bir havalimanı yapılacak.

Citigroup Türkiye için tavsiyesini düşürdü

citigroup-trkiye-iin-tavsiyesini-drd.jpg
 Türkiye için "nötr", İsrail için ise "endeks altında getiri" değerlendirmesi yapan kuruluş Rusya'yı "nötr"e; Güney Afrika, Mısır ve Polonya'yı "endeks üzeri getiri"ye yükseltti. Türkiye'nin değerlendirmesindeki inişin sebebi olarak piyasanın kısa vadedeki makul ( mantıklı, belirli, akla yatkın ) değerin üzerinde seyrediyor olması gösterildi. Citigroup borsa stratejisiyle ilgili ( ilişkin, alakadar, alakalı ) açıklamasında global kâr artışı hızına, teknik ( uran, uygulayım, fen ) gelişmelere ve piyasalara doğru nakit akışına bağlı olarak ( namına ) Orta ve Doğu Avrupa, OrtaDoğu ve Afrika'daki piyasalarda gelecek haftalarda yükselişin süreceği beklentisinde olduğunu ancak ( sade, dar, gücün ) yükselişin sınırlı kalmasını beklediğini de belirtti.

TOFAŞ 3-16 Ağustos'ta üretim yapmayacak

tofa-3-16-austosta-retim-yapmayacak.jpg
Türk Otomobil Fabrikası (TOFAŞ) fabrikada uygulanan yıllık izin ( cevaz, onay, icazet ) dolayısıyla 3-16 Ağustos tarihleri arasında üretim yapılmayacağı duyuruldu. Bu dönemde nöbetçi personel ile sadece bakım ve revizyon çalışmalarının gerçekleştirileceği bildirildi.

Maaşlı 22 bin kursiyer aranıyor

maal-22-bin-kursiyer-aranyor.jpg

Eğitim programlarıyla vasıflı eleman yetiştirmek için kolları sıvayan Tür-kiye İş Kurumu, maaşlı kursiyer arıyor. Kırk branşta eğitim verecek olan Kurum, meslekî beceri kazandıracağı 20 bin işsize kurs süresince ücret ödeyecek. Eğitimlere ayda 22 gün katılan bir kişinin eline 330 lira geçecek.
 
Eğitim programlarıyla vasıflı eleman yetiştirmek için kolları sıvayan Tür-kiye İş Kurumu, maaşlı kursiyer arıyor. Kırk branşta eğitim verecek olan Kurum, meslekî beceri kazandıracağı 20 bin işsize kurs süresince ücret ödeyecek. Eğitimlere ayda 22 gün katılan bir kişinin eline 330 lira geçecek.  
  
Hükümetin işsizliğin önüne geçmek için yaygınlaştırdığı meslekî eğitim kurslarına 20 bin kişi daha alınacak. Türkiye İş Kurumu'nun açacağı 857 kursta 19 bin 473 kişiye eğitim verilecek. Bayan kuaförü, bilgisayar operatörü, takı tasarımcısı, hasta ve yaşlı bakım elemanı, modelist ve fidan yetiştirici gibi branşların yer aldığı kurslara kayıt yaptıracak işsizlere günlük 15 lira ödenecek.

Ayda 22 gün kursa gelen bir kişinin eline 330 lira ( liralık, teklik ) geçecek. 40'a yakın branşta açılan kursların önemli bir kısmı istihdam garantili. En fazla kurs ( ağırşak, çörek ) açılan alanların başında ise güvenlik görevlisi, cilt bakım ve güzellik elemanı, bilgisayarlı işletmen ve operatörü ile dikiş makinesi operatörü geliyor. Kurslar arasında yalnızca özürlüler ile hükümlülere yönelik olanlar da yer alıyor.

 Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından haziran ayında açıklanan teşvik ve istihdam paketinde de ( dahi, bile ) meslekî eğitim kurslarına önemli bir bölüm ayrıldı. Buna göre daha önce 100 bin olarak planlanan meslekî eğitim verilecek kişi sayısı 200 bine çıkarıldı.

Krizle birlikte işsizlik, Türkiye'nin en ( işaret, arz, genişlik ) önemli gündem maddelerinden biri haline geldi. Yüzde 14'ler seviyesine çıkan işsizlikle birlikte yaklaşık 3 milyon kişi ekmek kapısı arıyor. İşsizlerin önemli bir bölümünü ise gençler oluşturuyor. TÜİK'in verilerine göre her dört gençten biri işsiz. İşsizliğin önüne geçilebilmesinde en önemli aşamalardan birisi ise yetişmiş eleman probleminin çözülmesi.

 Üç milyon kişi iş ararken, özel sektör kimi alanlarda yetişmiş kalifiye eleman bulamamaktan yakınıyor. Hükümet ise ara eleman sorununu çözmek için Türkiye İş Kurumu aracılığıyla yürütülen mesleki eğitim kurslarına hız verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından haziran ayında açıklanan teşvik ve istihdam paketinde de ( dahi, bile ) mesleki eğitim kurslarına önemli bir bölüm ayrıldı. Buna göre daha önce 100 bin olarak planlanan mesleki eğitim verilecek kişi sayısı 200 bine çıkarıldı.

Türkiye İş Kurumu tarafından il ve ilçelerde ihtiyaca göre kurslar açılıyor. Kurum, önümüzdeki günlerde de 857 kurs açacak. Bu kurslarda onlarca branşta eleman yetiştirilecek. Eğitim sayesinde işsizlerin, mesleki beceriler kazanıp meslek edinmeleri sağlanacak. Kursların önemli bir bölümü istihdam garantili olduğu için eğitim alanlar iş sahibi de olacak. Türkiye İş Kurumu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Özkan, kurum olarak halen Türkiye'nin her yanında devam eden kursları bulunduğunu belirtiyor. Yeni açılacak kurslar için eğitilecek kişiler alınacağını anlatan Özkan, bunun sürekli olarak devam eden bir süreç olduğunu ifade ediyor. Özkan, bir yandan kursların tamamlandığını, diğer yandan da yenilerinin açıldığını kaydediyor. Bu kurslarla vasıflı iş gücü ihtiyacını karşılamayı hedeflediklerine işaret eden Özkan, geçen yıl 32 bin kişinin mesleki eğitimden geçtiğini belirtiyor. Bu yıl ise şu an itibarıyla 70 bin kişiye mesleki eğitimin devam ettiğini söylüyor.

Türkiye İş Kurumu tarafından yürütülen mesleki eğitim kurslarının finansmanı İşsizlik Fonu'ndan karşılanıyor. Bu giderlerin yıllık miktarı, işsizlik sigortası primi olarak bir önceki yıl içinde Fon'a aktarılan devlet ( mevki, talih, büyüklük ) payının yüzde 30'u olarak öngörülmüştü. Ancak krizle birlikte mesleki eğitim verilecek kişi sayısının artması, ayrılacak kaynağı da artırdı. Bir önceki yıl içinde Fon'a aktarılan devlet payının yüzde 50'si mesleki ( mesleksel ) eğitime harcanacak. Kurslar, valiler başkanlığındaki il istihdam kurullarının piyasa analizlerine göre açılıyor. İş dünyasının ihtiyacı göz önüne alınarak 40 yakın branşta eleman yetiştiriliyor. Mesleki eğitim kursları, aynı zamanda geçici istihdam modeli olarak da görülüyor. Kurs alan kişiler, geçici süreyle de olsa bir gelire kavuşuyor.
 

Birileri Türkiye'ye '20 milyar dolar yatırmış'

birileri-trkiyeye-20-milyar-dolar-yatrm.jpg
Size net olarak şunu söyleyebilirim; milyar dolarım olsa ve "yeni dünya düzeni içinde" nereye koysam diye düşünsem; hiç düşünmeden Türkiye'ye yatırırım!
İlk bakışta "iddiam" çok ikna edici gelmeyebilir ama "yeni oluşan düzeni" ve olabilecekleri "tezler" eşliğinde sorgulayınca "hak verebilirsiniz"!
Nedenler ile başlayalım ve iddiamızı "ağ gibi örerek" geliştirelim...
Tez 1:11 Eylül saldırısı sonrası ortaya çıkan 'ABD ve karşısında Ortadoğu kaynaklı' terörün olduğu 'kutuplaşma kayıyor' ve yerini 'Rusya-Hindistan-Çin-İran' karşısında 'ABD-AB ve stratejik ortaklarının' daha doğrusu AB'nin ABD'nin "taşeronu olduğu" yeni yapı alıyor.
Tez başlıktan da iddialı, peki elde "kanıtlayacak" ne var?
Kanıtlara ulaşmak ve "haklı çıkmak" için konuya 1929 krizinden itibaren bakmak gerekli...
Dönemsel olarak ayıralım ve analiz edelim:
1- 1929-1932 arasında yaşanan 'ekonomik çöküş' ve 1932-1945 oluşan 'çift kutuplu' dünya düzeni... Bu zaman diliminde dünya düzeninin en önemli dört kurumu ortaya çıktı; IMF, NATO, BM ve Dünya Bankası... Bu oluşum kime yaradı ve nasıl şekillendi derseniz; size 1929-1932 arasında 400'den 40 seviyesine kadar düşen 1932-1945 döneminde toparlanan ve düşmeye başladığı noktaya 1945 sonrası gelebilen DOVV endeksinin grafiğine bakmanızı öneririm! Şunu göreceksiniz: "Dünya düzeni kuruluyor" ve yapı 'çöktüğü noktaya' dönüyor.
2- 1945-1980 sonrası dönem. Bu zaman diliminde 'dünya çift kutuplu' bir yapı içinde tez-antitez arasında kaldı ve bütün dinamikler 'bu vadide' şekillendi. Hatırlayın; biz bile ne ( neden, hangi, nasıl ) olduğunu asla sorgulamadık! "Kızıl Ordu" gelecek dediler, ellerinde ne kadar hurda varsa "silah diye" sattılar! Ne ekonomik, en ( genişlik, arz, işaret ) siyasi bağımsız "tek karar" alamadık!
3-1980'ler sonrası dönem. Duvarın yıkılması ile ortaya çıkan yapıda dünya 'tek kutuplu' kaldı ve ABD tek süper güç algılaması ile ekonomik anlamda ciddi genleşti. Örnek olarak DOVV endeksinin aşağıdaki grafiği dikkate alınabilir.
4-11 Eylül saldırısı ile 'yeniden çift kutuplu sisteme' geçilmesi ve 'ABD karşısında Ortadoğu kaynaklı terörün tanımlandığı' dönem. Bu yapı içinde artan petrol fiyatları ve ortaya çıkan fazla para gelişmekte olan piyasaları genleştirdi. Türkiye'de 2006 Mart başına kadar bu trend içinde gelişti. Dünya 2007 Kasım başına kadar böyle bir denklem içinde genleşti ve sonrasında "olgunlaşma çöküşü" başladı!
5- 2006'dan itibaren başlayan "bilinçli şekilde" gelen Putin'in açıklamaları ve 'çift kutuplu' sistemde yeni bir tanımın oluşumunun ilk adımları; ABD-AB-Strateji ortakları ve karşısından Rusya-Hindistan-Çin-iran... Bu noktada bir ekleme yapmam lazım; bu oluşan "diyalektik yapıyı" bir savaş olarak algılamayın! Bilinçli ve gönüllü "taraflar" söz konusu!
6- Türkiye "bu yapıyı" anlayamıyor ve NABUCCO gibi projeleri imzalamakta çok aceleci davranıyor! AB'nin imzadaki "ısrarı ve acelesi" yukarıdakileri bizden daha iyi
görmesi!
Değerli dostlarım, Türkiye'ye "neden 20 milyar dolar" girdi sorusuna cevap ( yanıt, karşılık ) ararken "bugünü değil" geleceği de görebilmeyi denemek gerekli! Yukarıda aktardığım kutuplaşma, "kriz" dediğimiz "büzüşme" süreci sonrası daha net olarak görülecek! Böyle bir denklem içinde oluşacak petrol arz dengesinde ve askeri stratejilerde Türkiye kilit ülke. Tam olarak iki kutup arasında yerleşik ve petrol-doğalgaz arz ( sunu, yeryüzü, en ) kanalları için 'en önemli' geçiş yolu. Türkiye bu önemi süratle kavrayarak bugünden itibaren 'AB' gibi kısır bir senaryodan süratle kurtulmalı ve İki kutup' arasında kartlarını doğru oynama yoluna girmeli... Türkiye için "kaybetmek" zor! Kazanmak "kolay"! Yeni her türlü senaryo hatta ABD ile "uzaklığa rağmen" tam ortaklık bile, Türkiye'ye 'büyük güç' olmayı getirebilir... iran ile işbirliğinden başlayıp Rusya-Çin-Hindistan bloklaşmasına katılım da...
Değerli dostlarım, hayal değil "gerçek"! Milyar dolarım olsa tek yatıracağım adres var: Türkiye!
Birde not düşeyim; yukarıdaki denklem içinde içerideki "dolar kurunu" nasıl sorgulamak gerekir! Bir yazıda da bunu ele alacağım!

Ankara'da kritik zirve

ankarada-kritik-zirve.jpgTürkiye-Irak ve ABD arasında İçişleri Bakanlıklarının koordinasyonunda oluşturulan üçlü terör mekanizması bugün Ankara'da toplanacak. PKK Abdullah Öcalan'ın 15 Ağustos'ta yapması beklenen açıklama ve Kuzey Irak seçimlerinin ardından önem kazanan toplantıya Dışişleri Bakanlığı ev ( ev bark, soy, ocak ) sahipliği yapacak. Toplantıda İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir mülteci kampı olan Mahmur ve çevresinde Bağdat ve Kuzey Irak yönetiminin etkin güvenlik önlemi almasını isteyecek.

DAHA FAZLA BASKI
ABD'den ABD Müfettik Kuvvetler Komutanı Hammer Steve'in katılacağı toplantının ardından üç ülkenin yetkilileri birlikte medyaya bilgi verecek. Türkiye'nin daha ( elan, henüz ) önce yaptığı kara operasyonunun ardından oluşturulan üçlü mekanizma iki defa Bağdat'ta toplanmıştı. Üçlü mekanizmaya ek olarak bir alt komite oluşturuldu ve bu komitenin toplantılarının Erbil'deki komuta merkezinde yapılması benimsendi. Ardından Irak Bölgesel Kürt Yönetimi şehirdeki PKK'lılara yönelik baskıları artırırken, Kandil ve çevresinde etkin lojistik önlemler almadı. Sınırda Türkiye'nin ibtediği güvenlik mekanizması oluşturulamadı. Üçlü mekanizma ( düzenek, işleyiş, oluş ) öncesinde dün Dışişleri'nde bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Zirvede Ankara, özellikle Kuzey Irak yönetimine PKK'ya uygulan baskıyı artırması konusundaki taleplerini yineleyecek.

Senem Kuyucuoğlu'ndan şaşırtan itiraf

senem-kuyucuolundan-artan-itiraf.jpgSigara yasağı sonrası ’kokpitte sigara içtiğini’ itiraf eden Niran Ünsal’ın ardından, ilginç bir ( vahit, sadece, aynı ) açıklama da Türkiye ikinci güzeli Senem Kuyucuoğlu’ndan geldi. Kanaltürk’de yayınlanan “Uçuş Keyfi” isimli programa katılan Kuyucuoğlu, KKTC’ye defile ( giyim gösterisi ) için gittiği seyahatte kendisini kokpite davet eden çapkın pilotun kendisini tavlamak için uçak yolcu ( geçici ) doluyken manevra yaptığını söyledi. Uçakta yaşadıklarının detaylarını ise VATAN’a şu sözlerle anlattı: “17 Kasım’da gerçekleşen modacı Abdullah Öztoprak’ın defilesi için İzmir’den Kıbrıs’a, Kıbrıs Türk Hava Yolları ile uçtum.

Uçak havalandıktan sonra hostes yanıma gelip ’Kokpitte uçmak ister ( gerek, icap, lüzum ) misiniz’diye sordu. Pilotun çapkınlık yapmak istediğini anladım. Çapkın insanlardan nefret ettiğimden ona ders ( öğüt, ibret ) vermek için kokpite gittim. Pilota ’Uçak sallandığında çok hoşlanıyorum’dedim. O da bunun üzerine benim için uçağın burnunu aşağı indirip yukarı kaldırdı. Uçak resmen sallandı. Gerçekten çok eğlendim. Bayağı komikti.”




"20 bin TL verin, Cem'in videosunu getirelim"

20-bin-tl-verin-cemin-videosunu-getirelim.jpgBaşı kesilerek öldürülen Münevver Karabulut’un katil zanlısı Cem G. yaklaşık 5 aydır bulunamazken, Karabulut ailesinin avukatı Altan Altınyurt bir ay önce kimliği belirsiz ( uçuk, gayrimuayyen, belgisiz ) kişilerden ilginç teklifler aldıklarını söyledi.

Star Gazetesi'nde Erdinç Akkoyunlu imzası ile yeralan habere göre, cinayet sonrası kendilerine ulaşan vatandaşların ihbarlarını değerledirdiklerini söyleyen Avukat Altınyurt, ‘Olayın başlangıcından beri çok sayıda ihbar geliyor. Bazıları gerçekten bilgi kırıntıları içeriyor, bazıları yalan oluyor. Geçtiğimiz ay da bazı kişiler bana ve aileye ulaşarak, Cem’in Türkiye’den yurt dışına 1.5 milyon dolar karşılığında kaçırıldığını söylediler. Cem’in Türkiye’ye yakın bir ülkedeki tutulan rezidansta kaldığını, hatta ( ayrıca ) o şehirde sadece iki rezidans ( saray konut ) bulunduğunu anlattılar. Bize 15 - 20 bin lira tutarındaki masraflarını karşılarsak Cem’in videosunu getireceklerini iddia ettiler. Aileye yüzde bir ihtimal de olsa deneyelim teklifinde bulundum. Ancak ailede bu parayı ödeyecek güç yok’ dedi.

HEDEF ŞAŞIRTILIYOR Zanlı Cem G’nin Rusya’da görüldüğü ve polis tarafından arandığı yönündeki haberlerin basına maksatlı olarak sızdırıldığı görüşünü savunan Avukat Altan Altınyurt, ‘Hedef şaşırtılıyor. Cem Rusya’da denilirken başka bir yerde yaşıyor diye ( diyerek, niteleyerek, sanarak ) düşünüyorum. l Türkiye’nin güneyinden de yurt dışına çıkmış olabilir’ dedi. Avukat Altınyurt, Cem’in iş adamı amcası Hayyam G’ninde yeğenin kaçmasına yardımcı olduğunu iddia etti.

Zanlı Türkiye’de olsa bulunurdu Cem G’nin Türkiye’de yapılan tüm operasyonlara karşın bulunamamasını değerlendiren İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Cem G’nin yurt dışında olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. CHP’nin İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Malik Özdemir görüşen Çapkın ‘Büyük bir ihtimalle yurtdışında olabilir. Yurt içinde olsa şu veya bu gerekçeyle polis daha rahat bulur. Günde yüzlerce ihbar geliyor. Bunları doğru ya da yanlış demeden hepsini değerlendirmeye alıyoruz. Birinci gündemimiz en önemli dosyamız şu anda. En kısa sürede katili yakalayacağız’ dedi..

Meteoroloji'den sağanak yağış uyarısı

meteorolojiden-saanak-ya-uyars.jpgYapılan son değerlendirmelere göre; Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek olan ( hasıl, kâin, vaki ) yağışların; Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Hopa, Kars, Ardahan ile Erzurum'un kuzey ve doğu ilçelerinde kuvvetli ( keskin, nüfuzlu, üstelik ) olması bekleniyor.

HAVA SICAKLIĞI :İç ve kuzeydoğu bölgelerde 4 ila 6 derece azalacak, diğer bölgelerde önemli bir değişiklik olmayacak.

RÜZGAR :Genellikle kuzey ve kuzeydoğu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında batı ve kuzeybatı, öğle saatlerinden sonra Akdeniz kıyı kesimlerinde güneybatı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, batı kesimler ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek.

UYARILAR

KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI: Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinde sağanak ve gökgürültülü sağanak şeklinde görülecek olan ( hasıl, kâin, vaki ) yağışların; Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Hopa, Kars, Ardahan ile Erzurum'un kuzey ve doğu ilçelerinde kuvvetli olması beklendiğinden, yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (yerel dolu yağışı, kuvvetli rüzgar, yıldırım, ani sel, su baskını ve heyelan vb.) ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir.

YÜKSEK SICAKLIK UYARISI: Hava sıcaklığının Güney Ege, Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde Temmuz ayı ortalama değerlerinin 3 ila 5 derece üzerinde seyredeceği tahmin edildiğinden, yaşanabilecek olumsuz ( menfi, zararlı, aksi ) şartlara karşı tedbirli olunması

Yiğit Bulut yazdı..

yiit-bulut-yazd.jpg

ÇOK iddialı bir cümle... Başlık "iddialı" ama okuyunca göreceksiniz "içerik" acı!
Tarif ederek başlayalım; nedir "Anadolu sermayesi"?
Veya daha değişik soralım; nedir "Anadolu-Trakya" olarak adlandırabileceğimiz "küçük ve orta" ölçekli sermaye?
Hemen arz edeyim, "İstanbul surları içinde" yerleşik olmayan, surlar içinde temsil edilemeyen, haklarını çok net olarak bilmeyen, yapılan bütün global anlaşmalarda araya sıkışan, İstanbul sermayesi dediğimiz grup ile menfaatleri ve çıkarları özellikle AB pazarında örtüşen ve nasıl bir oyun oynandığını bilmediği için kendini asla koruyamayan grup...
Daha mı açık yazayım. Bu "sınıfı" şöyle tarif edebiliriz; Türkiye ile ilgili her alınan kararda, TÜSİAD gibi örgütler, Hükümetlerin başında boza pişirip istediklerini alırken, dikkate bile alınmayan "topluluk"... Bir bakıma aslında gerçek halk!
Sakın sanmayın ki; sadece bugün böyle! Osmanlı'da da böyleydi! Türkiye'de her zaman "parayı veren" düdüğü çaldı!
Ya Osmanlı? Çok mu farklıydı! Osmanlı'nın imzaladığı 1838 Baltalimanı Antlaşması sonrası tasfiye edilenlere hiç ekonomik ( hesaplı, konuşu, iktisadi ) veriler ile baktınız mı! Bakın ve şunları görmeye çalışın; ingiliz sermayesi ve Osmanlı içindeki "uzantıları", ithal İngiliz malları eşliğinde "piyasayı" ele geçirip, üretimi "yok ederken"; orta ve küçük ölçekli "sermaye" tasfiye edildi!
Bugünün Türkiye'sine gelince...
Türkiye'de bugün şirketlerin, "sur içi sermaye" ve onların yaptığı satışlar sonucu "Avrupa-Amerika odaklı" daha doğrusu küresel sermayenin eline geçtiğini düşünürsek, soruyu şu şekilde sormak daha doğru olacaktır: "Trakya-Anadolu birikimi" dediğimiz grup, AB sürecine ve kuralsız bir şekilde dayatılan küreselleşme dinamiklerine uyum sağlayabildi mi? Veya daha değişik soralım; bu süreçler gelişirken, suya "can yeleksiz atılan" bu insanlar kendilerini koruyabildiler mi?
Vicdan sahipleri için cevap çok zor değil: "AB ve küreselleşme" kavramı altında içinde bulunduğumuz ticari yapı, hiçbir anlamda serbest dolaşamayan "orta ve küçük ölçekli" sermaye için inanılmaz bir haksız rekabet ortamı doğuruyor... AB'de dolaşma sorunu olmayan büyük sanayi-ticaret çevreleri ve küresel sermaye, Gümrük Birliği'nin yarattığı bu kusuru, küresel şartların da eşliğinde "Trakya-Anadolu sermayesine" karşı kullanıyor.
Sevgili dostlar, birilerinin bu ülkede, bazı şeylere artık "dur" demesi gerekli!
Ezilen, "küreselleşen dünya" ve "küreseller ile işbirliği yaparak" onları daha da ezen "yerli yerleşikler" gibi gerçekler artık daha açık sorgulanmalı!
Böyle bir "sistem mi" olur! Yönetime dahil olamazsın, Ankara-istanbul çizgisinde imzalanan anlaşmalara, "zayıf sanayi ve bankacılık sistemin ile kredi dahi üretemediğin KOBİ'lerini" teslim edersin. Bankacılık sistemin KOBİ'lere kredi üretmez, bankalarının çoğunu rekabet ettiğin AB sermayesine satarsın, KOBİ'leri oluşturanlar serbest dolaşamadığı için içinde bulunduğu sistemin diğer bileşenleri ile rekabet edemez... Sen de "debelenip" durursun!
Açıkça yazıyorum; Türkiye'de "orta ve küçük ölçekli" sermaye gözünü açmaz ve Avrupa Birliği, küresel sermaye gibi etkiler ile Ankara-İstanbul hattında atılan imzaların rüzgârına kendini bırakmaya devam ederse, çok yakında hepsi ( kâffesi, tamamı, topu topu ) TÜSİAD şirketlerinde "hizmet veren" olarak çalışmaya başlayacaklar!
Bu ülkenin "DNA'sıyım" diyen herkes bir an ( lahza, dakika, zihin ) önce ayağa kalkmalı ve büyük sermaye tarafından "diğerlerini" yok edeceği bilinerek dayatılan "AB yolunda" haklarını, en azından Ankara Antlaşması ve 1973 katma protokolünden doğan haklarını aramaya başlamalı... Uyanın beyler!
Sonuç: AB algılaması ve içine iyi niyetlerle düştüğümüz Gümrük Birliği, bankaların AB sermayesine satılması ve düşük kur politikaları, geldiğimiz noktada küresel etkenlerle de birleşince; ülkemizin belkemiği olan orta ve küçük ölçekli sermayemize zarar vermeye, daha açıkçası onları yok etmeye başladı... Benden "uyandırması"! İlle de "uyumak isteyenler" bir daha hiç uyanamayabilirler!
Bir not düşeyim: Sermaye karşıtı asla değilim hatta ülkemde "gelişen bir sermaye yapısı" özlüyorum! Ama tek bir isteğim var; hakça bölüşen bir TÜRKİYE!

'Kürt açılımı' ve 'yeni' oyun!
SON iki gün içinde kaleme aldığım yazılara yönelik sizlerden birçok mesaj geldi. İçerikleri farklı ama "dikkate alınması" gereken detaylar... Hepsine "dönmem" ve "orada yer alanları" buraya aktarmam mümkün değil ama şundan emin olabilirsiniz; farklı olan "her nokta" dikkatle okunuyor ve değerlendiriliyor!
Burası "tek taraflı" bir medya değil ve sizlerden gelenler "bizlerden çıkanlar" kadar önemli! Açılım konusunda düşüncelerinizi bana göndermeye devam
edebilirsiniz. Sizlerden gelenleri "internet" ortamında değerlendirmek ve yine sizlerle paylaşmak için bunları bekliyorum... Burada tek bir detaya dikkat edelim; geçmişten bugüne bizleri birbirimize düşürmek isteyenler "her zaman oradaydılar" ve hâlâ oradaki yerlerini koruyorlar! Bizler "kaybedersek onlar kazanacak"!
Türkiye olarak "çıkışımız" tek; sentez toplumu yaratmak ve her şeyi konuşmak! Düşünen ve konuşan Türkiye "hepimizin eseri" olmalı!


Batı'da yangın, Kuzey'de sel

batda-yangn-kuzeyde-sel.jpgAHT

Marmara ve Ege'de mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak havanın da etkisiyle artan orman yangınları güçlükle kontrol altına alınırken, Karadeniz'de yaşayanlar şiddetli yağışların neden olduğu sellerle boğuştu.

YANGINLAR KAVURDU
Bursa'da yangın 3 ayrı yerden çıktı
Bursa Nilüfer ilçesine bağlı Hasanağa beldesinin çöplük alanında aynı anda 3 ayrı noktada çıkan yangında 25 hektarlık alan kül oldu.

Cunda Adası'nda zeytin ağaçları yandı
Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Alibey Adası'nda Milli Park sınırları içinde orman yangını çıktı. Güçlükle kontrol altına alınan yangında 30 dönümlük alandaki zeytin ağaçları zarar gördü.

Ödemiş'te elektrik kabloları bahçeleri yaktı
İzmir'in Ödemiş ilçesinde yerleşim yerlerine yakın bir alanda elektrik kablolarının kuru otları tutuşturmasıyla başlayan yangın kısa sürede büyüyerek meyve bahçeleri ve zeytinlikleri sardı. Rüzgarın da etkisi ile ilerleyen yangın çok sayıda zeytin ağacını kül etti.

Kuşadası'ndaki yangında sabotaj şüphesi
Aydın'ın Kuşadası ilçesine bağlı Davutlar beldesinde çıkan yangında 20 dönümlük makilik ve zeytinlik alan zarar gördü. Davutlar Beldesi Belediye Başkanı Tuncay Uysal, sabotaj ihtimali üzerinde durduklarını söyledi.

Bodrum'da 10 hektar zarar gördü
Bodrum'un Ortakent beldesindeki makilik alanda çıkan yangında 10 hektarlık makilik ve tarım alanı zarar gördü.

SEL KARADENİZ'İ VURDU
Rize'de dereler taştı
Rize'de şiddetli yağışlar bazı derelerin taşmasına neden oldu. Çaykent ve Muradiye beldeleri ile Ambarlık, Yiğitler ve Karasu köylerinde su taşkınları meydana geldi. Rize'de İkizdere Deresi'nin sağanak nedeniyle yükselmesi sonucu Rize-Erzurum kara yolu tedbir amacıyla ulaşıma kapatıldı. Rize'nin Çayeli ilçesine bağlı Büyükköy beldesinde, sağanak yağış nedeniyle meydana gelen heyelan sonucu 2 köy ile ulaşım kesildi.

Sel, Başbakan Erdoğan'ın memleketini vurdu
Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan'ın memleketi Rize'nin Güneysu ilçesinde yaklaşık 10 dakika süren sağanak yağış yaşamı felç etti. Yağmur, kiremit Köyü, Gürgen ve Kamboz derelerinde taşkınlığa neden oldu. Güneysu merkezinde yaşam bir saat boyunca durma noktasına geldi.

Arhavi'de dereler taştı, evleri su bastı
Artvin'in geçtiğimiz hafta 5 kişinin ölümüne neden olan sel felaketinin yaşandığı Şavşat ilçesinin ardından Arhavi ilçesinde dün sabaha kadar etkili olan yağış nedeniyle dereler taştı, bazı ev ve işyerlerini su bastı. Heyelan nedeniyle Arhavi Liman girişi 2 saat ulaşıma kapandı.

Giresun Trabzon karayolu trafiğe kapandı
Giresun'u, yaklaşık bir hafta aradan sonra aşırı yağış nedeniyle oluşan sel ( baskın, yığın, su taşkını ) vurdu. Akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağış nedeniyle ( haysiyetiyle, sebebiyle, hasebiyle ) cadde ve sokaklar nehre dönerken, Giresun-Trabzon Karayolu oluşan su birinkileri nedeniyle trafiğe kapandı.

Kastamonu'da 15 köy yolu kapandı
Kastamonu'nun Doğanyurt ilçesinde sel nedeniyle 15 köy yolu ulaşıma kapandı, 11 köyün elektriği kesildi.

Cide'de sel otomobilleri sürükledi
Kastamonu'nun Cide ilçesinde şiddetli yağış nedeniyle birçok araç zarar gördü. Sel suları bir otomobili devirdi; bir otomobili de ara sokakta başka otomobilin üstüne çıkardı.

Ordu'da ev ve işyerlerini su bastı
Ordu ve ilçelerde etkili olan şiddetli yağış nedeniyle bazı ev ve iş yerlerini su bastı. Perşembe ilçesi Caka mevkisinde ise toprak kayması sonucu Bolaman yolu trafiğe kısa süre kapandı.

Sel Giresun'u yıktı!

sel-giresunu-ykt.jpgGiresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, kente etkili olan sağanak yağış nedeniyle alt yapıda büyük hasar oluştuğunu belirterek, ''Şuan hasarın boyutunu rakamlarla anlatabilmem mümkün değil'' dedi.

Aksu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akşam saatlerinde başlayan ve giderek şiddetlenen yağışın kent merkezinden denize dökülen derelerde taşkınlara neden olduğunu, buralardaki ev ve iş yerlerini su bastığını, rögarların taşması sonucu bazı mahalle yollarda büyük hasarlar oluştuğunu söyledi.

Taşkının oluşturduğu sular nedeniyle Karadeniz Sahil Yolunda ulaşımın kontrollü sağlandığını, servis yolunun ise ulaşıma kapandığını anlatan Aksu, şunları söyledi:

''Etkili olan bu yağış kente bir önceki yağıştan iki kat daha fazla zarar verdi. Çok sayıda ev ve iş yerini su bastı. Alt yapıda büyük hasarlar oluştu. Şuan hasarın boyutunu rakamlarla anlatabilmem mümkün değil. Bu afet karşısında iş makinesi ve insanın yapabileceği bir şey yok. Kentin her tarafı suların getirdiği kum ve çakıllarla dolu. Alt yapı tamamen bitti. Yağmur etkisini yitirse dahi halen aralıklarla devam ediyor. Sabah saatlerinde günün aydınlanmasıyla afetin fotoğrafı ortaya çıkacak. Yaşanan olumsuzlukları en aza indirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.''

-ÇEVRE İLLERDEN VİDANJÖR VE MOTOPOMP İSTENDİ
Giresun'da etkili olan yağış nedeniyle derelerin taşması sonucu meydana gelen su baskınları için çevre illerden vidanjör ve motopomp istendi.

A.A muhabirinin aldığı bilgiye göre, kentte akşam saatlerinde etkili olan sağanak yağış sonrası derelerin taşması sonucu, alçak kesimlerde bulunan binaların alt katları sular altında kalırken, eğimli yerlerdeki sokak ve caddelerde, akıntının kaldırım taşlarını sökmesi nedeniyle maddi hasar oluştu.

Yetkililer, çok sayıda ev ve iş yerini su basmasına rağmen, birkaç gün önceki selde dere yataklarının açılması nedeniyle, araçların sürüklenmesi gibi bir durumun yaşanmadığını söyledi.

İtfaiye ekipleri, bölgede yağışın etkisini sürdürmesi nedeniyle tahliye çalışmalarında yeterli ( yerinde, ehliyetli, kifayetli ) sonuç alamıyor. Çevre illerden, takviye ( destek, sağlamlaştırma, berkitme ) vidanjör ve motopomp isteyen ekipler, yağmurun etkisini kaybetmesi ve havanın aydınlanmasıyla su tahliye çalışmalarına hız verileceğini belirtti.

Evlerine dolan sular nedeniyle yardım isteyen 20'ye yakın aile ise su tahliyesi yapılamadığı için sivil savunma ekiplerinin yardımıyla yakınlarının evlerine sığındı.

Bu arada, kent merkezindeki bazı mahallelerde, tedbir amaçlı olarak elektriğin kesildiği öğrenildi.



-KÖYLERE GİDEMEYENLER BENZİNLİKTE BEKLİYOR-



Öte yandan, Keşap ilçesinden Yolağzı köyüne gitmek isteyen bazı vatandaşlar, köprünün kullanılamaz hale ( ağıl, ay ağılı, ayla ) gelmesi sonucu, ilçedeki bir benzinlikte bekliyor.

Vatandaşlardan Faik Özkan, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, akşam saat 20.00 gibi yağmurun başladığını belirterek, ''Köye çıkmak isterken, köprünün sular altında kaldığını gördük. Bu nedenle geçemedik. Mecbur günün aydınlanmasını bekliyoruz'' dedi.

Abdullah Pınar da, 2006 yılında da böyle bir sel ( yığın, su taşkını, baskın ) felaketi yaşandığını belirterek, şunları söyledi:

''Bu köprü ondan sonra yapıldı. Yine derenin taşması sonucu köprüde hasar oluştu. Köprüden karşıya geçmenin imkanı yok. Yolağzı köyünden yukarı yaklaşık 15 köy var. Bunlara da ( bile, dahi ) ulaşım kesilmiş durumda. Yakınlarımızdan telefonla öğrendiğimiz kadarıyla köylerimizde bir sorun yok.''

-İTFAİYEYE, 111 ADET EV VE İŞ YERİ SU BASKINI İHBARI YAPILDI

Giresun'da etkili olan sağanak yağışta, şu ana kadar itfaiyeye 111 adet ( sayı, tane, pare ) su baskını ihbarı yapıldığı, yağışın devam etmesi nedeniyle tahliye çalışmalarında zorluklar yaşandığı bildirildi.

A.A muhabirinin aldığı bilgiye göre, akşam saat 20.00 sıralarında başlayan ve halen etkili olan sağanak yağış nedeniyle derelerin taşması sonucu, Giresun İtfaiye Müdürlüğü'ne, 111 adet ev ve iş yeri su baskını ihbarı yapıldı.

Yetkililer, ekiplerin, 8 adet motopomp ile su tahliyesi çalışması yaptığını belirterek, ''Ancak yağış devam ettiği için tahliye edilen yerler yeniden suyla doluyor. Onun için tahliye çalışmalarında büyük zorluklar yaşıyoruz. Çevre illerden de henüz bir takviye gelmedi. Etkili su tahliyesi ancak sabah saatlerinden itibaren yapılabilecek'' diye konuştu.

AA

Erzurum'da feci kaza

erzurumda-feci-kaza.jpgErzurum'un Tortum ilçesine 7 kilometre uzaklıkta, motosikletle kamyonetin çarpışması sonucu meydana gelen trafik ( seyrüsefer, gidiş geliş, yoğunluk ) kazasında 4 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

Erzurum Valiliği İl Kriz Merkezi'nden yapılan açıklamada, İbrahim Özdemir'in kullandığı 25 EE 223 plakalı kapalı kasa kamyonetin, Tortum ilçesine 7 kilometre uzaklıkta, karşı yönden gelen ve sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen, üzerinde 4 kişinin bulunduğu motosikletle çarpıştığı bildirildi.

Kazada, motosiklette bulunan Mustafa Kambur (33) ile Şükrü Karadayı'nın (24) kaldırıldıkları Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'nde öldüğü, motosiklette bulunan ancak kimlikleri henüz tespit edilemeyen 2 kişinin de ( dahi, bile ) olay yerinde öldükleri belirtildi.

Çarpışmanın ardından yoldan çıkarak şarampole devrilen Kamyonetin sürücüsü İbrahim Özdemir ile araçta bulunan Sinan Özdemir, Mine Özdemir ve Hilal Özdemir'in yaralı olarak ( namına ) A.Ü Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldıkları kaydedildi.

İHA

"Süper Savcı" şaşkın

sper-savc-akn.jpgAdli Yargı Kararnamesi ile İzmir Cumhuriyet Savcılığından Samsun Cumhuriyet Savcılığına atanan Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, karara şaşırdığını ve henüz ne yapacağına karar vermediğini bildirdi.

Murat Gök, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Karara şaşırdım. Beklemiyordum. Henüz ne yapacağıma karar vermedim'' dedi.

Urla'da belediye ve Barbaros Çocuk Köyü'ne yönelik düzenlenen operasyonlarla ismini duyuran Murat Gök, CMK 250 ile yetkili Cumhuriyet Savcısı olarak İzmir'e atanmıştı.

Murat Gök'ün İzmir'de, Kaynaklar, Buca, Alaçatı ve Güzelbahçe belediyelerine, Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki organize suç örgütüne ve İzmir Adliyesindeki hakim ve avukatların karıştığı rüşvet iddialarına ilişkin düzenlediği operasyonlar geniş yankı bulmuştu.

Cumhuriyet Savcısı Gök, 8 Nisan 2009 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca CMK 250 ile yetkili İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmalara çıkmakla görevlendirilmiş, soruşturmasını yürüttüğü dosyalar başka bir cumhuriyet ( cumhuriyet altını ) savcısına teslim edilmişti. Görevden alındığı dönemde çeşitli basın kuruluşlarına konuşmalar yapan Gök, ''Yaptıklarım için değil yapacaklarım için görevden alındım'' demişti.

Murat Gök'ün düzenlediği Kumsal operasyonunda göz altına alınan avukat Ahmet Salih Gürsoy, Murat Gök'ün görevden alınmadan 5 gün önce geçirdiği trafik kazasındaki aracının akaryakıt kaçakçılığı iddiasıyla yargılanan kişilerin üzerine kayıtlı olduğunu iddia ederek Gök hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Murat Gök hakkında da soruşturma başlatılmıştı.

Bu arada, Murat Gök'ün görevden alındığı dönemde bir gazeteye yaptığı açıklamalarda ismi geçen İzmir Valisi Cahit Kıraç ile Yengeç operasyonu iddianamesinde ismi geçen Başsavcı Vekili Yaşar Özer Bölükbaşı ve 12. Aile Mahkemesi Hakimi Haydar Elgin, Gök aleyhinde tazminat davaları açmışlardı.




İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı`nın talimatıyla görev değişikliği yapılan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök, İzmir`de ve Ege Bölgesinde organize suç örgütlerine yönelik çok sayıda operasyonu başlatmıştı.

Kaynaklar Belediyesi`ndeki kimi ihaleler ve işlemlerde yolsuzluk yapıldığı yönündeki ihbar üzerine, Gök`ün talimatıyla 6 aylık teknik izleme ve delillendirmenin ardından operasyon düzenlenmiş, Kaynaklar Belediye Başkanı Mustafa Karagülmez, Buca İlçe Jandarma Komutanı Musa Sarıkaya, belediye çalışanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.
Aramalarda, ihale dosyaları, encümen kararları ve imar planlarının da aralarında bulunduğu binlerce sayfalık evrak ve bilgisayar dokümanına el konularak inceleme başlatılmış, zanlıların, `suç işlemek maksadıyla örgüt kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, irtikap, zimmet, rüşvet, orman kanununa muhalefet, resmi belgeyi bozmak, tehdit, hakaret` iddialarıyla suçlandıkları bildirilmişti. Belediye Başkanı Karagülmez`in de aralarında bulunduğu 19 kişi tutuklanmıştı.

GÜZELBAHÇE`DEKİ OPERASYON

Ocak ayında düzenlenen ve Gök`ün talimatıyla başlatılan operasyonda, Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran, Değirmendere Belediye Başkanı Necati şemsettin Eren, bazı meclis ve encümen üyeleriyle belediye çalışanlarının da aralarında bulunduğu 74 kişi gözaltına alınmıştı. `İhaleye fesat karıştırmak, imar kanuna muhalefet, rüşvet alıp vermek, görevi kötüye kullanmak, görevi ihmal etmek, irtikap, devleti zarara uğratmak` iddialarıyla adliyeye sevk edilen zanlılardan, aralarında Güzelbahçe Belediye Başkanı Avkıran ile Değirmendere Belde Belediye Başkanı Eren`in de bulunduğu 39 kişi tutuklanmıştı. Necati şemsettin Eren ile 4 sanık, 26 şubat`ta tahliye edilmişti.

YENGEÇ OPERASYONU

Tefecilik ve organize suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan V.O.Ç.`nin serbest bırakılmasının ardından başlatılan `Yengeç` adlı operasyonda, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı A.K. ile 8 avukatın da ( dahi, bile ) aralarında bulunduğu 16 kişi gözaltına alınmıştı. Rüşvet karşılığı V.O.Ç`nin serbest bırakılmasını sağladıkları ve aracılık ettikleri iddiasıyla yakalanan zanlılardan, mahkeme başkanıyla birlikte 7 kişi tutuklanmıştı.

İlk operasyonun ardından, aynı konuyla bağlantılı olarak, özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök`ün talimatıyla başlatılan `Yengeç-2` adlı operasyonda, önceki operasyonda `rüşvet` suçlamasıyla tutuklanan mahkeme başkanı A.K.`nin kardeşi galerici H.K., İzmir Sanayi ve Ticaret İl eski müdürü, 14 avukat ve bir emniyet amiri gözaltına alınmıştı. Gök, hazırladığı iddianamede, aralarında emekli hakim ( bilge ) E.Y`nin bulunduğu 40 sanığın, `Rüşvet`, `İrtikap`, `Nitelikli dolandırıcılık`, `Yargı görevini etkileme` gibi suçlardan 19 ile 119 yıl arasında değişen hapis ( cezaevi, mahpus, hapishane ) cezasıyla cezalandırılmalarını istemişti.

ALAÇATI`DAKİ OPERASYON

Murat Gök`ün talimatıyla İl Jandarma Alay Komutanlığı ekipleri, Alaçatı Belediyesi`nde `Fare Kapanı` adıyla operasyon başlatmış, Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, başkan yardımcıları T.İ., M.İ., meclis üyeleri A.Ö., N.G., M.L., Z.K., Celal Bayar Üniversitesi`nde görevli Prof. Dr. C.K., bir bankanın Çeşme şube Müdürü, Belediyespor Kulübü Başkanı, müteahhitler ile belediyenin fen işleri, imar, yazı işleri, halkla ilişkiler, emlak, gelirler müdürlüğü birimlerinde görevli bazı bürokratlar, memurlar ve işçilerin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alınmıştı.

Belediyedeki ihale, hak ediş, imar planı dosyaları ile meclis kararlarına inceleme yapılmak üzere el konulurken, operasyon kapsamında yapılan aramalarda, 6`sı ruhsatsız 12 tabanca, 5 av tüfeği, tarihi değeri olan 15 sikke ele geçirilmişti. Bir süre tutuklu kalan Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç, daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

ANAFOR OPERASYONU

İzmir Kaçakçılık ve Organize Suçlar şube Müdürlüğü ekipleri, daha önce silahlı çete kurma suçundan cezaevine giren Ahmet Tekin Baykal liderliğindeki grubun yeniden ( yeni baştan, tekrar, gene ) suç örgütü oluşumuna giderek yasa dışı faaliyetlerde bulunduğu iddiaları üzerine, Temmuz 2008`de, İzmir, İstanbul, Ankara, Aydın, Kuşadası, Muğla, Balıkesir, Samsun, Mersin, Kayseri, Zonguldak ve Antalya`da operasyon düzenlemişti.

`Anafor` adı verilen operasyonda, Ahmet Tekin Baykal ile emekli ( zor, tekaüt, mütekait ) albay, emekli askeri savcı, emekli 2 uzman çavuş, Danıştay`daki hakimlik görevinden istifa etmiş avukat, iş adamlarıyla İzmir`de daha önce Asayiş şube Müdür Vekilliği yapan emekli polis müdürü H.E`nin de aralarında bulunduğu 58 kişi yakalanmış, 21 tabanca, 11 pompalı tüfek, bunlara ait çok sayıda mühimmat ve 1 çelik yelek ele geçirilmişti. Adliyeye sevk edilen zanlılardan önce 8`i tutuklanmış, savcının serbest bırakılmalara itirazı üzerine 11 kişi hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.

KUMSAL OPERASYONU

Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Murat Gök`ün talimatıyla Çeşme`de `beach club` ve plaj ihalelerine fesat karıştırıldığı iddiasıyla `Kumsal` adı altında operasyon başlatılmış, gözaltına alınan çok sayıda kişiden 25`i tutuklanmıştı. Bu operasyonların yanı sıra Buca Belediye Başkanı Cemil şeboy`un gözaltına alındığı ve bir süre tutuklu kaldığı operasyonun başlatılması talimatını da Murat Gök vermişti.

Öte yandan 3 Nisan`da Savcı Murat Gök`ün, içinde bulunduğu otomobile arkadan başka bir araç çarpmış ve Gök kazada yaralanmıştı.

AA - AHT

Devletin zirvesinden Öcalan açıklaması

devletin-zirvesinden-calan-aklamas.jpgCumhurbaşkanlığı internet sitesinde konuya ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi: "Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın terör örgütü elebaşısına dolaylı olarak mesaj gönderip, ricada bulunduğu yolundaki haberler, gerçekle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır ve terör örgütü elebaşısının avukatlarının iddiaları tümüyle asılsızdır. "

BAŞBAKANLIK'TAN DA YALANLAMA

Başbakan Basın Müşaviri Kemal Öztürk, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, başta PKK olmak üzere hiçbir terör örgütüne ne dolaylı ne de ( dahi, bile ) basın aracılığı ile hiçbir mesaj göndermediğini, hiçbir ricada bulunmadığını'' bildirdi.

Başbakan Basın Müşaviri Kemal Öztürk'ün Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yer ( makam, zemin, mevki ) alan açıklaması şöyle:

''Bugün bazı basın yayın organlarında, terör örgütü elebaşısının, avukatlarına atfen, 'Sayın Başbakanın kendisine dolaylı mesaj gönderdiği ve ricada bulunduğuna' dair bazı asılsız iddialar yer ( taraf, arz, iz ) almıştır.

Sayın Başbakan, başta PKK olmak ( bulunmak, olgunlaşmak, başlamak ) üzere hiçbir terör örgütüne ne dolaylı ne de basın aracılığı ile hiçbir mesaj göndermemiş, hiçbir ricada bulunmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na yönelik bu sözler tümüyle yalan ve iftiradır.''

Ergenekon savcılarının yeri değişmedi

ergenekon-savclarnn-yeri-deimedi.jpgHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), Adli Yargı Unvanlı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Hakkındaki Kararnamesi Adalet Bakanlığının internet sitesinde yayımlandı. Ergenekon savcı ve hakimlerinin görev yeri değişmedi. "Süper Savcı" Murat Gök ise İzmir'den Samsun'a atandı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yargılanmasını isteyen ve adı, Ergenekon davasının Ankara'ya alınmasıyla mahkemede savcı olarak görevlendirilmesi gündeme gelen Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Osman Kaçmaz'ın yeri de değişmedi.

Kararname ile unvanlı 164 hakim ve savcının görev yeri değişti. 164 hakim ve savcının yeni görev yerleri HSYK'nın internet ( genel ağ ) sitesinde yayınlandı.

Listede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ile ''Ergenekon'' soruşturmasında görevli ve kararname çalışmaları sırasında isimleri sıkça gündeme gelen Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Nihat Taşkın, Kasım İlimoğlu, Ercan Şafak ve Mehmet Ali Pekgüzel yer almadı.

ERGENEKON'DA YETKİLENDİRME

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Olcay Seçkin'i CMK 250. madde kapsamındaki suçları soruşturmakla görevli savcılıkta, başsavcıvekili olarak yetkilendirdi.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, HSYK, bugün adli yargı unvanlı hakim ve savcılara ilişkin kararname taslağını karara bağlarken, bazı kararlar da aldı.

Buna göre, CMK 250. madde kapsamındaki suçları soruşturmakla görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ile birlikte ( yan yana, alay malay, bile ) bu suçları soruşturmakla görevli savcılığa Başsavcıvekili olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Olcay Seçkin de yetkilendirdi. CMK 250. madde kapsamındaki suçların, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ve yeni yetkilendirilen Olcay Seçkin tarafından koordineli bir şekilde yürütüleceği bildirildi.

HABERTÜRK TV Muhabiri Zülfikar Ali Aydın, Seçkin'in Ergenekon soruşturması kapsamında da görevlendirilmesi söz konusu olabileceğini bildirdi. Seçkin, Çolakkadı ile aynı yetkilerde bulunacak. 250. madde ile ilgili soruşturmalarda soruşturma savcısı olarak da görev yapabilecek. Olcay Seçkin'in Ergenekon soruşturmasında görevlendirilmesi ihtimal dahilinde.

ERGENEKON SAVCILARINA YÖNELİK ŞİKAYETLER

''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten savcılarla ilgili şikayet ve suç duyurularıyla ilgili gereğinin yapılmasını da isteyen ( talip ) Kurul, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla ilgili HSYK ve Adalet Bakanlığına yapılan şikayet ve suç duyuruları hakkında Adalet Bakanlığınca yasal gereğinin başlatılarak, Kurulca sonucuna göre işlem yapılmasını da karar altına aldı.

Her iki kararın da oy çokluğuyla alındığı öğrenildi.

On Numara çekildi

on-numara-ekildi.jpgMilli Piyango Genel Müdürlüğünce düzenlenen ''On Numara'' oyununun bu haftaki çekilişi yapıldı.

364. haftanın kazandıran numaraları; 3, 4, 5, 6, 9, 11, 13, 14, 16, 24, 28, 33, 36, 40, 41, 43, 52, 53, 61, 65, 68 ve 71 olarak belirlendi.

Havalimanında şok görüntü

havalimannda-ok-grnt.jpgMardin Havaalanı'ndan kalmak üzeren olan bir uçağın pilotu son ( döl eşi, nihayet, sınır ) hazırlıklarını yaparken uçağın ön camını kendisinin temizlemesi şaşkınlık yarattı.

Son günlerde etkili olan tozlu havalar Mardin görev yapan pilotlara zor ( baskı, mecburiyet, yüküm ) anlar yaşatıyor
Uçağın kokpit kısmından kafasını çıkartarak eline aldığı bir ( yeksan, bir kez, sadece ) bezle uçağın ön camını temizlemeye çalışan pilot, görenleri hayrete düşürdü. İHA objektifine takılan görüntüde pilot uçağın ön camını kendi imkanları ile temizlemeye çalışıyor.

havalimannda-ok-grnt.jpg

Başbakan'a inat metalci selamı

babakana-inat-metalci-selam.jpgCHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyunun geçtiği sırada ''metalci selamı'' verdikleri için ''devlet büyüğüne saygısızlık'' suçunu işledikleri gerekçesiyle bir süre gözaltına alınan gençlerden 2'si ile bir araya geldi.

Tekin, Murat Uğurlu ve Yusuf Şengül ile CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, gençlerin festivalde eğlendikleri sırada Başbakan Erdoğan'ın aracının geçtiği bir ortamda kendi aralarında eğlenme amaçlı kullandıkları işaretlerinden dolayı apar topar gözaltına alındıklarını öne sürdü.

Tekin, gözaltında gençlere siyasal düşüncelerinin ne olduğu ve hangi siyasi partiye oy ( rey ) verdiğinin sorulduğunu dile getirdi.

''Bu olayın Başbakan Erdoğan'ın tahammülsüzlük derecesinin hangi noktaya geldiğinin ana göstergesi olduğunu'' öne süren Tekin, ''Arkadaşlarımızın gözaltına alınması hele bir Başbakan tarafından talimat veriliyorsa gerçekten düşünülmesi gereken bir olaydır'' dedi.

Ekonominin yarattığı sıkıntıyla birlikte her gün zamların geldiğini ifade eden Tekin, zamların tartışılmaması için bu olayın gündemi böylesi suni işlerle meşgul etmenin ötesinde bir şey olmadığını kaydetti.

Tekin, gençlere hukuksal ihtiyaçları olması halinde her türlü desteği vereceklerini bildirdi.

-GENÇLERİN SÖZLERİ-


Gençlerden Murat Uğurlu da olay günü arkadaşlarıyla birlikte eğlendikleri sırada birden sirenlerin çaldığını ve bunun üzerine konvoya dönüp baktıklarını anlattı.

O sırada Başbakan'ın korumasının pencereden bağırdığını duyduklarını dile getiren Uğurlu, kısa süre sonra sivil ve resmi polislerin birlikte yanlarına geldiklerini, bir şey sormadan kendilerini polis merkezine götürdüklerini aktardı.

Daha sonra öğrendiklerine göre ''Başbakan'a saygısızlık''tan dolayı gözaltına alındıklarını belirten Uğurlu, o gün saat 03.00'e kadar sorgulandıklarını, kendilerine psikolojik baskı yapıldığını ileri sürdü.

Yusuf Şengül, konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:

''Neden gözaltına alındığımızı sorduk. Onlar da ( bile, dahi ) 'Biz size karakolda göstereceğiz' dediler. Bizi Harbiye Karakolu'na götürdüler. Daha sonra Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'na gittik. Alkol testleri yapıldı. Test yapıldıktan sonra 'kişi başına 10 TL para vereceksiniz' dediler. Biz de 'bu parayı vermeyiz' dedik. 'Bizi siz getirdiniz' dedik. 'Paramız da yok' dedik. Bazı arkadaşlar verdi. Polisler 'parayı vermezseniz burada kalırız, zorluk çıkar' dediler.

Biz de 'bu bizim sorunumuz değil' dedik. Daha sonra polisler kendi ( öz, zat ) aralarında para toplayarak vermek zorunda kaldılar. Sorguda bizim siyasi görüşlerimiz soruldu. Ben de 'solcuyum ve CHP'ye oy verdim' dedim. Diğer arkadaşlar da aynı şekilde söylediler. Bizi nezarete koydular. Gece 03.00'te yeniden sorguladılar. Ardından nöbetçi savcıya çıktık. Nöbetçi savcı, siyasi görüşlerimizi sorduk. Savcı, 'Başbakan'ı protesto hakkınız var, yasal olarak bazı şekillerde de yapabilirsiniz ama kalkıp da Başbakan'a orta parmak ( inç ) gösteremezsiniz' dedi.''

Şengül, bir gazetecinin, ''Başbakan geçtiği sırada ne yapıyordunuz?'' sorusuna, ''Kendi aramızda eğleniyorduk. Rock gruplarını dinliyorduk. Kendi aramızdaki işaretleri yapıyorduk'' yanıtını verdi.

Toplantının ardından Gürsel Tekin ve 2 genç, ''metalci işareti'' yaparak basın mensuplarına poz verdi.

Tekin, bu sırada bir gazetecinin ''CHP'nin rock açılımı diyebilir miyiz?'' sorusu üzerine, ''CHP sadece rockçı arkadaşlara değil, üniversiteli gençlere ilişkin bugüne kadar nerede hak arama eylemi varsa CHP orada olacak. Bu nedenle açılım gibi değerlendirmeyin. Başbakan'ın davranışını protesto etmek ve kınamak için yapıyoruz'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Bu hareketi yaptınız. Sizi de gözaltına almasınlar'' sözleri üzerine Gürsel Tekin, ''12 Eylül faşistleri bizi susturamadı. Başbakan hiç susturamaz'' diye konuştu.

AA

Hastane hastane dolaştı sonunda parmaksız kaldı

hastane-hastane-dolat-sonunda-parmaksz-kald.jpgSultangazi'de, evlerinin çatısından merdiven boşluğuna düşen 12 yaşındaki Doğan Ay'ın serçe parmağı koptu. Kopan parmağı bir ( aynı, sadece, yalnız ) poşete koyan aile, çocuklarını hemen hastaneye götürdü. Ancak, gidilen 5 hastane de parmağı dikmeyi kabul etmeyince küçük Doğan parmağını kaybetti.

Olay, dün saat 21.30 sıralarında Esentepe Mahallesi'nde meydana geldi. Oturduğu 2 katlı evin çatısına çıkan Doğan Ay (12), dengesini kaybederek merdiven boşluğunda bulunan korkulukların üzerine düştü. Bu sırada, küçük çocuğun serçe parmağı korkulukların arasına sıkışarak koptu. Çevredeki vatandaşlar tarafından hemen en yakın hastaneye kaldırılan çocuk, kopan parmağı ile birlikte ( beraberinde, müşterek, bile ) önce İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'ne getirildi. İddiaya göre hastane, çocuğun tedavisini ameliyathanenin tadilatta olduğunu gerekçe göstererek yapmadı.
Küçük çocuk, babası ve komşuları ile birlikte ellerinde kopan parmak, Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne geldi. Hasta yakınlarının iddiasına göre, bu hastane de parmağı dikecek donanıma sahip olmadığı gerekçesiyle hastayı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne sevk etti. Kopan parmak bir bez içinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. Küçük Doğan'ın kopan parmağı burada da dikilemedi. Küçük çocuğun parmağının koptuğu yere bir pansuman yapıldıktan sonra hastaneden gönderildiği öne sürüldü.

Küçük Doğan'ın babası Nurettin Ay ve komşusu Hüseyin Yönt, özel hastanelere gitmeyi denedi. İlk olarak yaralı çocuk ve yakınları Fatih'teki özel bir hastaneye başvurdu. Kopan parmağı burada doktorlara gösteren yaralı çocuğun yakınları, hastanenin kendilerinden parmağı yaşatmak için 8 bin TL, normal tedavi için ise 4 bin 500 TL para istediğini iddia ( sav, argüman ) etti. Hastanenin istediği ücreti ödeyemeyeceğini söyleyen Nurettin Ay, çocuğunu da alarak kopan parmak ile birlikte hastanenin bahçesinde çaresizce beklemeye başladı. Bu sırada küçük çocuğun başına gelenleri haberleştirmek isteyen gazeteciler, hastanenin güvenlik görevlileri tarafından engellenmeye çalışıldı.

Daha sonra Gaziosmanpaşa'daki bir özel hastaneye giden Nurettin Ay, burada hastane doktorlarından kopan parmağın dikilmesinin artık mümkün olmayacağı cevabını aldı. Çok bitkin ve üzgün görünen yaralı çocuğun babası, parmağın koptuğu yere tedavi yapılması için bile hastanenin bin TL para istediğini ileri sürdü. Çaresizce hastanenin kapısında bir süre bekleyen yaralı çocuğun babası, hastanenin söylediği rakamı kabul ederek çocuğunun ameliyata alınmasını istedi.
Olayın meydana geldiği saatten bu yana neredeyse ( kıl payı, üzere, az daha ) gitmedikleri hastanenin kalmadığını söyleyen Nurettin Ay'ın komşusu Hüseyin Yönt, " Çapa'ya gittik, doktorlar ameliyathanenin tadilatta olduğunu söyledi. Herhangi bir şey yapamayacağını söylediler. Oradan Vakıf Gureba'ya gittik. Aynı şeyleri söylediler. Daha sonra ( bilahare, ahir, ileri ) Cerrahpaşa'ya gittik. Pansuman falan yaptı, parmağı dikmeden gönderdiler. Yapamayız dediler. 2-3 saattir dolaşıyoruz. En son bu hastaneye geldik. Bu hastanede parmağın yaşaması için 8 bin TL, normal tedavi için ise 4 bin 500 TL para istedi. Şimdi ne yapacağımızı bilmiyoruz." diye konuştu.
Yaralı çocuğunun kopan parmağını elinde taşıyan baba Nurettin Ay ise yaşanan duruma bir hayli tepkiliydi. Emekli olduğunu söyleyen Ay, "Biri tatilde, biri başka bir şey söylüyor. Oradan oraya dolaştırıyorlar bizi. Nereye gidelim? Avrupa'ya, İngiltere'ye gidecek durumumuz yok ki. Şaşırdık kaldık." ifadelerini kullandı. Nurettin Ay, "Son gittiğimiz hastanede parmağın artık dikilemeyeceğini söylediler. Parmağın koptuğu yere tedavi yapılması için de bin TL para istediler." şeklinde konuştu.

Cihan

Osmanlı Devleti nerede kuruldu?

osmanl-devleti-nerede-kuruldu.jpgBurhan KAZMALI / YALOVA (AHT)


Yalova Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi'nin Yalova'da ortaklaşa düzenlediği sempozyumda konuşan Bilken Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İnalcık, 1993 yılında yayınladığı tebliğde, Osmanlı devletinin Yalova'da kurulduğu tezini tekrarladı. Yalova'daki seminerde konuşan İnalcık, Osmanlı'nın Kayı boyundan geldiği savının da hurafe olduğunu iddia etti.

Termal'de Yalova ve Bilkent üniversiteleri tarafından düzenlenen Osmanlı Devletinin Kuruluş Tarihi Sempozyumu, Yalova'nın Termal ilçesinde bir otelde yapıldı. Burada konuşan Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı Beyliği'nin devlet ( mevki, talih, ülke ) statüsünü 1302 yılında Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Bafeus Savaşı'yla kazandığını iddia etti. İnalcık, 70 yıldan bu yana da bu konudaki gerçekleri dünyaya anlatmak için uğraş verdiğini anlattı.
Türk devletlerinde hanedanın kurulması için hutbe okunması ve sikke bastırılması gerektiğini ifade eden ( fail ) Prof. İnalcık, ''Osmanlı, Karacahisar'da payitahtını kurduğu zaman, çoğu Müslüman olan halk, kadı tayin edilmesini ve hutbe okutulmasını istemişti. Bunun üzerine camilerde hutbe okutulup kadı tayin edildi. Bunun olduğu tarihi, tarihçiler iki asır sonra 1299 olarak kabul etmişlerdir ve öyle süregelmiştir. Bu zamanlarda sikke basımı da söz konusu değildir. Bunların çoğu hurafeden ibarettir'' diye konuştu.
İnalcık, Osmanlı'nın Oğuzların Kayı boyundan geldiği konusunun da ( bile, dahi ) hurafeden ibaret olduğunu iddia ederek, "Türk ananelerinde hakanlığa namzet olanlardan birinin zafer kazanması gerekiyor. Osman Gazi, sınırda kendi dönemindeki alplerle mücadele ediyor. Burada tarihçi hangi eseriyle öteki alpleri gölgede bıraktığına bakmalı. İşte bu hadise Bafeus Savaşı'yla gerçekleşmiştir. Yani kendisinden sonra oğlunun hiç itirazsız beylik tahtına oturması, hanedanın kurulmuş olması tarihçinin tespit edeceği en önemli şeydir. Orta Çağ'da hanedan demek devlet demektir. İşte bunu temin eden, Osmanlının büyük Bafeus Zaferi'dir" şeklinde konuştu.

BU TARİH BİZANS KAYNAKLARINA DA GEÇTİ

Osmanlı'nın kurulduğu tarihin Bafeus Savaşı'nın Bizans kuvvetleriyle Osman Gazi komutasındaki ordu ( kalabalık, leşker ) arasında geçtiğini, bu tarihin Bizans kaynaklarında da geçtiğini anlatan İnalcık, bu çok önemli savaş konusunda Türk kaynaklarında hemen hiçbir şey bulunmadığını söyleyerek, "Bu savaşın neticesinde Osman'ın şöhreti yayılmıştır. Her taraftan onun emri altına Türkler gelmeye başladı. Demek ki bir ordu sahibidir. Demek ki bu zafer Türk ananesine göre kut sahibi olduğu zaferdir. Kendisinden sonra Orhan hiç itirazsız tahta geçmiştir. İşte bu sebeple bu tarihte bir hanedan olarak kurulduğunu söylüyorum. Bu zamana kadar 1299 olarak kabul ettik. Şimdi (Bu nereden çıktı) diyorlar. Delillerimle, kaynaklarımla ispat ediyorum. Lütfen okuyun" diye konuştu
Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu da Yalova'nın tarihte sadece kuruluş yeri olarak değil ilk gümüş sikkenin basıldığı ve ilk matbaanın geldiği yer olarak da önemli olduğunu anlattı. Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı da, elindeki tarih kitabına atıf yaparak, "İçinde kuruluş tarihi olarak Osman Bey'in 1299'da bağımsızlığını ilan ettiği yazıyor. Ancak artık yeni bulgular var ve bu kez Yalova'da bilimsel deprem yaşanıyor. Bu, tarihi bir andır" dedi.

Lost'ta yeni gelişmeler var!

lostta-yeni-gelimeler-var.jpgDünya genelinde merak ( düşkünlük, heves, kaygı ) ve ilgiyle izlenen Lost dizisinin altıncı ve final sezonunda, birinci sezondaki bazı karakterlerin geri döneceği ve merak edilen tüm soruların cevabını bulacağı bildirildi.

Dizinin yapımcıları Damon Lindelof ve Carlton Cuse, dizinin final sezonuyla ilgili olarak yaptıkları açıklamada, Juliet Burke ve Daniel Faraday adlı karakterlerin, birinci sezondan beri gözükmeyen başka bazı karakterlerle birlikte diziye geri döneceğini belirtti.

Final sezonunun bazı açılardan birinci ( bir numara ) sezonla benzerlikler göstereceğinin ipucunu veren yapımcılar, "İlk sezonda karakterler ormanda koşuşturuyordu, yoğun ve şaşırtıcı olaylar yaşanıyordu, karakterlerin duygusal olarak tanındığı bir dönemdi. Bunları final sezonunda da yaşayacağız" dedi.

Dizide Hugo karakterini canlandıran Jorge Garcia ise bunun, dizide yaşananları hiç olmamış gibi gösterecek bir final ( bitiş ) anlamına gelmediğini belirterek, "Bu hayranlarımıza büyük bir ihanet olur" diye konuştu.

Yapımcı Cuse da bu konuyla ilgili olarak, "Bize güvenin" mesajını verdi.

Lindelof, yeni sezonda zamanda yolculuk ve flash-forward kullanılmayacağını belirterek, "Farklı bir şey yapacağız. Merak edilen bütün soruların cevapları verilecek" dedi.

Dizide ayrıca final ( bitiş ) sezonuna özgü bir anlatım şekli kullanılacağı belirtildi.

AA

Berlusconi hakkında şok iddia

berlusconi-hakknda-ok-iddia.jpgİtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ile birlikte olduğunu ileri süren bir telekız, Başbakanın kendisine ( namına ) Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilliği önerdiğini söyledi.

Fransa'da yayımlanan Le Journal du Dimanche gazetesine konuşan Patrizia D'Addario adlı telekız, Başbakan Berlusconi'den bir arsaya yapılacak inşaat için imar ( bayındırlık ) izni alınmasına yardım etmesini istediğini, ancak ( fakat, bir, gücün ) ret cevabı aldığını belirtti.

D'Addario, Berlusconi'nin bunun yerine kendisini iktidar partisinden AP milletvekilliğine aday göstermek için CV'sini istediği iddiasında bulundu. Patrizia D'Addario adlı telekız, "Arsa sorunumu çözmek için iki adam göndermek yerine, bana Avrupa Parlamentosunda koltuk önerdiler" dedi.

Patrizia D'Addario, bu öneriyi kendisine, halen hakkında yolsuzluk ve fahişeliği teşvikten soruşturma açılan, iş adamı ve Berlusconi'nin yakın dostu Giampaolo Tarantino'nun yaptığını iddia etti.

D'Addario ile Berlusconi arasındaki görüşmelerin ses kayıtları geçen hafta L'Espresso dergisinin internet sitesinde yayımlanmıştı.

Patrizia D'Addario'nun sonunda doğum yeri olan Bariun kentinden Berlusconi'nun Özgürlükçü Halk Partisi ile ittifak yapan bir grup tarafından belediye meclis ( divan, şûra ) üyeliğine aday gösterildi, ancak kazanamadı.

AA

Komadan çıkaran sözcükler

komadan-karan-szckler.jpgDoktorların, Han Conghui adlı kadının bir daha ( elan, henüz ) uyanma ihtimalinin neredeyse imkansız olduğunu söylemesine rağmen Han’ın kocası, her gün kulağına onu sevdiğini fısıldadı ve kadın kendine geldi

Çin Günlüğü gazetesinin haberinde, 4 ay ( kamer ) önce evinde baygınlık geçirmesi üzerine hastaneye kaldırılan kadının bir daha kendine gelmediği ve komaya girdiği yer aldı.

Doktorların, Han'ın bir daha uyanma ihtimalinin neredeyse imkansız olduğunu söylemesine rağmen, Han'ın kocası, her gün eşiyle sanki uyanıkmış gibi ( kabil, üzere, kabilinden ) konuştuğunu ve devamlı kulağına onu sevdiğini fısıldadığını söyledi.

42 yaşındaki kadının birden uyanmasını mucize olarak niteleyen doktorlar, hiçbir iyileşme belirtisi görülmeyen Han'ın komadan çıkmasını açıklayamadı.

128 gün komanın ardından şuuru tamamen yerine gelen kadın, kendi başına yemek yiyebiliyor.
 
AA

Ergenekon savcılarının yeri değişmedi

ergenekon-savclarnn-yeri-deimedi.jpgHakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK), Adli Yargı Unvanlı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Hakkındaki Kararnamesi Adalet Bakanlığının internet sitesinde yayımlandı.

Kararname ile unvanlı 164 hakim ve savcının görev yeri değişti.

Listede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ile ''Ergenekon'' soruşturmasında görevli ve kararname çalışmaları sırasında isimleri sıkça gündeme gelen Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Nihat Taşkın, Kasım İlimoğlu, Ercan Şafak ve Mehmet Ali Pekgüzel yer almadı.

HSYK TOPLANTISI SONA ERDİ

hsyk-toplantisi-sona-erd.jpgAdalet Bakanı Sadullah Ergin, Hakim ve Savcılar Kurulu'nun çalışmalarını tamamladığını belirterek, ''Hakim ve savcılarımızın unvanlarıyla ilgili ( dayalı, alakadar, müntesip ) bölümler bu akşam itibarıyla yayınlanmış olacaktır'' dedi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK binasında gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bugün yapılan çalışmaların sona erdiğini söyledi.

Çalışmalar üzerinde Kurulun belli bir mutabakatı sağladığını ifade eden Ergin, şöyle konuştu:

''Şu anda kararlaştırılan hususların kararnamedeki kontrolleri yapılıyor. Kontrollerden sonra bu gece inşallah kararnameyi internet aracılığıyla yayınlamış olacağız. Ama şu anda kontrol ve yazım işlemleri devam ettiği için her şeyi şu anda söylemek istemiyorum. Kurul çalışmalarını tamamlamıştır. Hakim ve savcılarımızın unvanlarıyla ilgili bölümler bu akşam itibarıyla yayınlanmış olacaktır.''

Ergin, ''Bazı isimlerin yer ( mekân, görev, mevzi ) değiştirip değiştirmeyeceği'' konusundaki soru üzerine, ''Bütün bu soruları internette yayınlandığında göreceğiz. Şu anda bir açıklama yapmayacağım'' dedi.

Gazetecilerin peş peşe soruları üzerine Ergin, ''Bugün yapmak istediğimiz açıklamayı yaptık. Biraz daha sabredelim ve her ( değme ) şeyi göreceksiniz. Sayı vermem mümkün değil'' karşılığını verdi.

AA

Devletin zirvesinden Öcalan açıklaması

devletin-zirvesinden-calan-aklamas.jpgCumhurbaşkanlığı internet sitesinde konuya ilişkin yapılan açıklamada şöyle denildi: "Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan ve Sayın Cumhurbaşkanımızın terör örgütü elebaşısına dolaylı olarak mesaj gönderip, ricada bulunduğu yolundaki haberler, gerçekle hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır ve terör örgütü elebaşısının avukatlarının iddiaları tümüyle asılsızdır. "

BAŞBAKANLIK'TAN DA YALANLAMA

Başbakan Basın Müşaviri Kemal Öztürk, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, başta PKK olmak ( cereyan etmek, tutulmak, sürdürmek ) üzere hiçbir terör örgütüne ne dolaylı ne ( hangi, neden, nasıl ) de basın aracılığı ile hiçbir mesaj göndermediğini, hiçbir ricada bulunmadığını'' bildirdi.

Başbakan Basın Müşaviri Kemal Öztürk'ün Başbakanlık Basın Merkezi internet sitesinde yer alan açıklaması şöyle:

''Bugün bazı basın yayın organlarında, terör örgütü elebaşısının, avukatlarına atfen, 'Sayın Başbakanın kendisine dolaylı mesaj gönderdiği ve ricada bulunduğuna' dair bazı asılsız iddialar yer almıştır.

Sayın Başbakan, başta PKK olmak üzere hiçbir terör örgütüne ne dolaylı ne de basın aracılığı ile hiçbir mesaj ( ileti, düşünce ) göndermemiş, hiçbir ricada bulunmamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na yönelik bu sözler tümüyle yalan ve iftiradır.''

Başbakan'a inat metalci selamı

babakana-inat-metalci-selam.jpgCHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyunun geçtiği sırada ''metalci selamı'' verdikleri için ''devlet büyüğüne saygısızlık'' suçunu işledikleri gerekçesiyle bir süre gözaltına alınan gençlerden 2'si ile bir araya geldi.

Tekin, Murat Uğurlu ve Yusuf Şengül ile CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, gençlerin festivalde eğlendikleri sırada Başbakan Erdoğan'ın aracının geçtiği bir ortamda kendi aralarında eğlenme amaçlı kullandıkları işaretlerinden dolayı apar topar gözaltına alındıklarını öne sürdü.

Tekin, gözaltında gençlere siyasal ( siyasi, açık oturum, politik ) düşüncelerinin ne olduğu ve hangi siyasi partiye oy verdiğinin sorulduğunu dile getirdi.

''Bu olayın Başbakan Erdoğan'ın tahammülsüzlük derecesinin hangi noktaya geldiğinin ana göstergesi olduğunu'' öne süren Tekin, ''Arkadaşlarımızın gözaltına alınması hele bir Başbakan tarafından talimat veriliyorsa gerçekten düşünülmesi gereken bir olaydır'' dedi.

Ekonominin yarattığı sıkıntıyla birlikte her gün zamların geldiğini ifade eden Tekin, zamların tartışılmaması için bu olayın gündemi böylesi suni işlerle meşgul etmenin ötesinde bir şey olmadığını kaydetti.

Tekin, gençlere hukuksal ihtiyaçları olması halinde her türlü desteği vereceklerini bildirdi.

-GENÇLERİN SÖZLERİ-


Gençlerden Murat Uğurlu da olay günü arkadaşlarıyla birlikte eğlendikleri sırada birden sirenlerin çaldığını ve bunun üzerine konvoya dönüp baktıklarını anlattı.

O sırada Başbakan'ın korumasının pencereden bağırdığını duyduklarını dile getiren Uğurlu, kısa süre sonra sivil ve resmi polislerin birlikte yanlarına geldiklerini, bir şey sormadan kendilerini polis merkezine götürdüklerini aktardı.

Daha sonra öğrendiklerine göre ''Başbakan'a saygısızlık''tan dolayı gözaltına alındıklarını belirten Uğurlu, o gün saat 03.00'e kadar sorgulandıklarını, kendilerine psikolojik baskı yapıldığını ileri sürdü.

Yusuf Şengül, konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:

''Neden gözaltına alındığımızı sorduk. Onlar da 'Biz size karakolda göstereceğiz' dediler. Bizi Harbiye Karakolu'na götürdüler. Daha sonra Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'na gittik. Alkol testleri yapıldı. Test yapıldıktan sonra 'kişi başına 10 TL para vereceksiniz' dediler. Biz de ( bile, dahi ) 'bu parayı vermeyiz' dedik. 'Bizi siz getirdiniz' dedik. 'Paramız da yok' dedik. Bazı arkadaşlar verdi. Polisler 'parayı vermezseniz burada kalırız, zorluk çıkar' dediler.

Biz de 'bu bizim sorunumuz değil' dedik. Daha sonra polisler kendi aralarında para toplayarak vermek zorunda kaldılar. Sorguda bizim siyasi görüşlerimiz soruldu. Ben de ( bile, dahi ) 'solcuyum ve CHP'ye oy verdim' dedim. Diğer arkadaşlar da ( bile, dahi ) aynı şekilde söylediler. Bizi nezarete koydular. Gece 03.00'te yeniden sorguladılar. Ardından nöbetçi savcıya çıktık. Nöbetçi savcı, siyasi görüşlerimizi sorduk. Savcı, 'Başbakan'ı protesto hakkınız var, yasal ( legal, meşru, kanuni ) olarak bazı şekillerde de yapabilirsiniz ama kalkıp da Başbakan'a orta parmak gösteremezsiniz' dedi.''

Şengül, bir gazetecinin, ''Başbakan geçtiği sırada ne yapıyordunuz?'' sorusuna, ''Kendi aramızda eğleniyorduk. Rock gruplarını dinliyorduk. Kendi aramızdaki işaretleri yapıyorduk'' yanıtını verdi.

Toplantının ardından Gürsel Tekin ve 2 genç, ''metalci işareti'' yaparak basın mensuplarına poz verdi.

Tekin, bu sırada bir gazetecinin ''CHP'nin rock açılımı diyebilir miyiz?'' sorusu üzerine, ''CHP sadece rockçı arkadaşlara değil, üniversiteli gençlere ilişkin bugüne kadar nerede hak arama eylemi varsa CHP orada olacak. Bu nedenle açılım gibi değerlendirmeyin. Başbakan'ın davranışını protesto etmek ve kınamak için yapıyoruz'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Bu hareketi yaptınız. Sizi de gözaltına almasınlar'' sözleri üzerine Gürsel Tekin, ''12 Eylül faşistleri bizi susturamadı. Başbakan hiç susturamaz'' diye konuştu.

AA

Kolları korkutuyor!

kollar-korkutuyor.jpg50 yaşındaki pop ( popüler ) ikonu Madonna, dün gece Londra’da böyle görüntülendi. Ünlü starın kaslı, kırışık kolları İngiliz basınında “korkunç kollar” ( füru ) ( füru ) yorumlarına yol açtı.

Yoğun fitness programıyla ünlü Madonna’nın ‘çirkin’ kollarını aşırı egzersize borçlu olduğunu yazan Daily Mail, popstarın yüzüne bir ( sadece, yek, birleşik ) takım estetik ( güzel duyusal, bediiyat, bedii ) müdahalelerde bulunduğunu ancak ( gücün, sade, bir ) genç görünmek uğruna uyguladığı yoğun egzersiz ( alıştırma ) programı ile çok fazla ( ziyade, lüks, okkalı ) ileri gittiğini belirtti. 

Hürriyet

Başkent'te su kesintisi

bakentte-su-kesintisi.jpg

İçme suyu şebeke bağlantı çalışması nedeniyle Ankara'nın Keçiören ilçesinin bazı yerlerinde 30 Temmuzda su kesintisi uygulanacak.

Ankara Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Keçiören'e bağlı Ayvalı Mahallesi Mehtap Caddesi Gülşehir Sokak köşesinde içme suyu şebeke bağlantı çalışması yapılacağından söz konusu adres ile Ayvalı Mahallesi Dadağ Sokak, Seval Caddesi'nin bir kısmı, Yozgat Bulvarı'nın bir kısmı, Yayla Mahallesi 3, 5 ve 9 sokaklarda 08.00-16.00 saatleri arasında su kesintisi olacak.

AA


Muş'ta deprem

muta-deprem.jpgMuş'un Varto ilçesinde sabah ( sabahleyin ) saatlerinde bir ( sadece, yek, benzer ) deprem ( sarsıntı, zelzele, yer sarsıntısı ) meydana geldi.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden edinilen bilgiye göre saat ( vakit, sayaç, zaman ) 05.07 sıralarında, merkez ( biçim, tarz, özek ) üssü Karaköy köyü olarak belirlenen yerde 3.3 şiddetinde bir deprem meydan geldi. Depremle ilgili olarak can ( birey, emanet, yaşama ) ve mal ( finans, dünyalık, orospu ) kaybının olmadığı kaydedildi.

Engin Günaydın 'Vavien' için motor dedi

engin-gnaydn-vavien-iin-motor-dedi.jpg

Avrupa Yakası dizisinde Burhan Altıntop tiplemesi ile tanınan Engin Günaydın, ilk filmi 'vavien'in çekimlerine başladı.

Tokat'ın Erbaa ilçesinde Alçakbel Yaylası'nda yaklaşık 3 gün geçiren set ekibi bir hafta gecikmeli olarak film çalışmalarına başladı. Filmin ilk seti trafiğe kapatılan İstiklal Caddesinde tek katlı bir evde çekilmeye başladı. Oldukça kalabalık bir kadro ile çalışmalara başlayan ekibin basın mensuplarına kapılarını açması bekleniyor. Elektrik dünyası, elektrik akımı, elektrik açma-kapatma gibi kavramları içinde barındıran filmde insanların bir ( sadece, ancak, aynı ) birleri arasında kurduğu enerji işleniyor. İlk başta gerilimle başlayan içinde komediyi de barından filmin çekimlerinin bir ay sürmesi bekleniyor.


Lost'ta yeni gelişmeler var!

lostta-yeni-gelimeler-var.jpgDünya genelinde merak ve ilgiyle izlenen Lost dizisinin beşinci ve final ( bitiş ) sezonunda, birinci sezondaki bazı karakterlerin geri döneceği ve merak ( heves, kaygı, tasa ) edilen tüm soruların cevabını bulacağı bildirildi.

Dizinin yapımcıları Damon Lindelof ve Carlton Cuse, dizinin final sezonuyla ilgili olarak yaptıkları açıklamada, Juliet Burke ve Daniel Faraday adlı karakterlerin, birinci ( bir numara ) sezondan beri gözükmeyen başka bazı karakterlerle birlikte diziye geri döneceğini belirtti.

Final sezonunun bazı açılardan birinci sezonla benzerlikler göstereceğinin ipucunu veren yapımcılar, "İlk sezonda karakterler ormanda koşuşturuyordu, yoğun ve şaşırtıcı olaylar yaşanıyordu, karakterlerin duygusal olarak tanındığı bir dönemdi. Bunları final sezonunda da yaşayacağız" dedi.

Dizide Hugo karakterini canlandıran Jorge Garcia ise bunun, dizide yaşananları hiç olmamış gibi ( kabil, üzere, kadar ) gösterecek bir final ( bitiş ) anlamına gelmediğini belirterek, "Bu hayranlarımıza büyük bir ihanet olur" diye konuştu.

Yapımcı Cuse da ( dahi, bile ) bu konuyla ilgili olarak, "Bize güvenin" mesajını verdi.

Lindelof, yeni sezonda zamanda yolculuk ve flash-forward kullanılmayacağını belirterek, "Farklı bir şey yapacağız. Merak edilen bütün soruların cevapları verilecek" dedi.

Dizide ayrıca final sezonuna özgü bir anlatım şekli kullanılacağı belirtildi.

AA

Eskişehir'de katliam gibi kaza!

eskiehirde-katliam-gibi-kaza.jpgEskişehir'in Sivrihisar ilçesinde meydana gelen ( mevrut ) trafik kazasında 6 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Şahin Kapaklıkaya yönetimindeki RZG-635 Belçika plakalı minibüs, Eskişehir-Ankara karayolunun 56. kilometresindeki Kaymaz beldesi kavşağında, Sadık Demirdağ'ın kullandığı 06 GKL 56 plakalı hafif ( hoppa, yavaş, rahat ) ticari araçla çarpıştı.

Kazada, sürücüler ile Gülsüm Kabasakal, Oğuzhan Kabasakal, Güllü Akköprü ve Sena Yıldırım olay yerinde yaşamını yitirdi. Kimlikleri henüz belirlenemeyen durumu ağır 4 kişiden 3'ü Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine, biri Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Şahin Kapaklıkaya'nın, Sivrihisar'ın Sığırcık köyündeki bir yakınının düğününe katılmak için yola çıktığı öğrenildi.

Olay yerine gelip inceleme ( tetkik ) yapan ( yaratıcı, fail, karşılayıcı ) ve görevlilerden bilgi alan Sivrihisar Kaymakamı Murat Uz, Eskişehir-Ankara karayolundaki trafiğin kaza nedeniyle kontrollü olarak sağlandığını belirtti. Uz, Cumhuriyet Savcısının incelemesini tamlamasının ardından yolun yeniden ulaşıma açılacağını söyledi.

AA

MARDİN KATLİAMI DAVASI

mardn-katlami-davasi.jpgÇorum Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Hüseyin Turgut Bayraktar, Mardin'in Bilge köyünde 7'si çocuk 44 kişinin öldürüldüğü saldırıyla ilgili ( ilişkin, ait, müteallik ) açılan ve güvenlik gerekçesiyle Çorum'da görülmesi kararlaştırılan davanın ilk ( evvel, ön ) duruşmasının 2 Eylülde yapılacağını bildirdi.

Bayraktar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Bilge Köyü Davası'na ait dosyanın 24 Temmuzda kendilerine ulaştığını aktararak, yaptıkları görüşmenin ardından ilk ( evvel, ön ) duruşma günü olarak 2 Eylül Çarşamba günü saat 09.30'u belirlediklerini kaydetti.

Davanın Çorum Adliyesinde görüleceğini vurgulayan Bayraktar, sanıkların duruşma tarihine yakın bir ( yalnız, vahit, yeksan ) zamanda Çorum'a getirileceğini söyledi.

AA

Hırsızların yeni numarası

hrszlarn-yeni-numaras.jpg

Hırsızlar soygun yöntemlerine bir yenisini daha ekledi. İşte kurbanlarıyla adeta dalga geçer gibi çeşitli yollara başvuran soyguncuların son numarası..

Önce evinizin kapısına geliyorlar, önemli deterjan ( arıtıcı ) firmalarından birinin adini
verip yeni ( sıfır, cedit, tanınmayan ) ürünleri için anket yapmaya, anketi kabul edersiniz de
hediyenizin 3 kg'lık deterjan olacağını söylüyorlar.

Tüketici olarak size uzun sorulardan sonra, yeni ürünün iki örneği olduğu
söyleniyor, yeni ürünün parfümünün iki değişik versiyonundan hangisini
beğendiğinizi soruyorlar, sizin de bu konuda fikriniz alınacak ya. 

Test başlıyor, ve kutular açılıyor, siz de ( bile, dahi ) kokluyorsunuz ve tabii fenalaşıyorsunuz.. Bayılmanızı fırsat bilen ( bilici, alim ) hırsızlar da başlıyorlar evinizi soymaya. Kimsenin aklına bile gelmeyecek bu soygun ( vurgun ) yöntemlerine karşı dikkatli olun ve bu numaralara aldanmayın.

HABERTURK.COM


'Kredi koşullarını iyileştirin'

kredi-koullarn-iyiletirin.jpg

Banka patronlarıyla bir ( yalnız, yek, yeksan ) araya gelen Darling, İngiltere'de gösterge niteliğindeki faiz oranları yüzde 0,5 ile rekor düşük seviyede seyrederken, son aylarda küçük işletmelere verilen kredilerin maliyetlerinin arttığına ilişkin endişeleri olduğunu söyledi.

Darling, bankaların, kredi seviyesini iyileştirmek gibi bir görevi olduğunu belirtti.

İngiliz Bankacılar Birliği Başkanı Angela Knight ise bankaların yüzde 0,5 seviyesinden borç vermesinin mümkün olmadığını çünkü, para piyasalarından borçlanırken bunun çok üzerinde ödeme yapmak durumunda kaldıklarını ifade ( dışa vurum, anlatım, deyiş ) etti.

Küçük İşletmeler Federasyonu Baş Sözcüsü Stephen Alambritis de, bankaların şirketlere uygun koşullarda borç verip vermediğinin izlenmesinin sağlanmasının çok önemli olduğunu kaydetti.

İngiliz Bankacılar Birliği'nin son verilerine göre, küçük işletmelere verilen toplam kredi miktarı, Mayıs ayında 133 milyon İngiliz sterlininden Haziran ayında 366 milyon İngiliz sterlinine yükseldi.

AA

'Tarım kredilerinde lideriz'

tarm-kredilerinde-lideriz.jpg

Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk, tarım kredilerinde özel bankalar arasında birinci banka konumuna geldiklerini söyledi.

Ertürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarım alanında verdikleri kredinin 1,5 milyar ( bilyon ) TL'yi aştığını belirterek, kredi verdikleri 250 bin küçük müşterileri bulunduğunu ifade ( söyleyiş, rapor, tabir ) etti.

Denizbank'ın tarım kredileri arasındaki payının yüzde 9,5'e yükseldiğini kaydeden Ertürk, şöyle konuştu:

''Bildiğiniz gibi Türkiye'nin kamu bankaları dahil 9. büyük bankasıyız, özel bankalar arasında ise 6. sıradayız ama tarım kredilerinde özel bankalar arasında birinci ( bir numara ) banka konumuna geldik. Ziraat Bankasından sonra 2. banka konumundayız. Bundan 6 yıl önce Tariş Bank'ı satın aldık. Tariş Bank Ege Bölgesi'nde tarım için kurulmuş bir bankaydı. 29 şubesiyle birlikte 2003 yılında satın almıştık. Bu satın almadan değerli bilgiler transfer ettik ve değerli arkadaşlar aramıza katıldı. Bize tarımı öğrettiler. O günden itibaren edindiğimiz bilgileri kağıtlarda ve akıllarda tutmadık, sisteme koyduk. Şu anda Tariş Bank'tan aldığımız mirası 29 şubeden 212 şubeye çıkardık. Türkiye genelinde toplam 420 şubemiz var. Bu şubelerin yarısında şu anda tarım kredisi veriyoruz.''

''BU YIL YAKLAŞIK 64 FESTİVALE KATILIYORUZ'' 

Tarımı Türkiye'nin dünya ile rekabet edebileceği en önemli alan olarak gördüklerini ifade eden Ertürk, tarıma kredilerin yanında, bilgilendirme, eğitim ve ortak ( müşterek, kuma, partner ) akıl toplantılarıyla destek verdiklerini bildirdi.

Amaçlarının Türkiye'nin tarım vizyonu ve stratejisini belirlemesine destek vermek olduğunu kaydeden Ertürk, mayıs ayında tarım seferberliği başlattıklarını belirterek, şunları söyledi:

''Amacımız kriz yılında çıkışın tarımda olduğunu gösterebilmektir. Sadece Denizbank değil, bu seferberliğe Tarım Bakanlığı başta olmak üzere Türk Traktör, Turkcell, Petrol Ofisi gibi tarıma gönül vermiş ve tarıma büyük tedarik ( hazırlık ) sağlayan firmalar da önemli destek sağladı. 14 Mayıs'ta başlattık, Ramazan ayına kadar da bu seferberlik devam edecek. Ülke genelinde bu yıl yaklaşık 64 festivale katılıyoruz. 30 tanesi bitti. Geriye kalan dönemde 34 festivalde daha üreticilerimizle birlikte olmaya çalışacağız.''

Tarım kredilerindeki geri dönüş oranlarını da değerlendiren Ertürk, geri ( art, anlayışsız, sonuç ) dönmeyen kredilerin yüzde 3,5 oranında olduğunu belirtti.

KOBİ'lere verilen kredilerin geri dönüş oranının tarım sektöründen daha az olduğuna dikkati çeken Ertürk, ''KOBİ kredileriyle karşılaştırdığımızda KOBİ'lerdeki geri dönmeme oranı daha yüksek. Dolasısıyla tarım üreticileri borcuna daha sadık. Bu noktada bir sıkıntımız yok'' dedi.

''PARA EDEN ÜRÜNE DESTEK VERMEK ÇOK AKILLI BİR STRATEJİ'' 

Hükümetin aldığı kararla verimli ürünleri desteklemesinin olumlu bir gelişme olduğunu ifade eden Ertürk, bunun doğru bir model olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Hem verimliliği desteklemek, hem de para eden ürüne destek vermek çok akıllı bir strateji. Fındık çok önemli bir ürün. Dünyada bir numarayız ama fiyatları biz belirleyemiyoruz. Bunun da sebebi kendi içimizde birleşemememiz ve anlaşamamamızdır, gerektiğinde ihtiyaçtan fazla fındık üretmemizdir. İnşallah bu yeni stratejilerle birlikte bu durumun önüne geçilecek ve fındık üretilen bazı verimli arazilerde daha farklı ürünler ürettiğimizde üreticilerimiz daha fazla kazanacak. İnşallah bu üç yıllık modelde buna geçişi sağlayabiliriz. Günün sonunda hem Türkiye hem de üreticimiz kazanacak. Bunu birbirimize çok iyi anlatmamız gerekiyor.''

Türkiye'nin tarım potansiyelini değerlendirmesi durumunda güçlü bir ülke haline gelmesinin kaçınılmaz olacağını ifade eden Ertürk, işe doğru stratejileri destekleyerek başlanması gerektiğini söyledi.

İki yıldan beri yaşanan küresel krizde Türkiye'de büyüyen tek sektörün tarım olduğunu kaydeden Ertürk, ''Para artık el değiştirmeye başladı. Eskiden çok fakir dediğimiz Hindistan ve Çin zenginleşmeye başladı. İnsanlar zenginleştikçe daha fazla tüketmeye başlıyor. Eskiden Çin halkı sadece pirinç yerken şimdi soya fasulyesi ve hayvan eti yemeye başladılar. Dolayısıyla bu o tarafa doğru bir satış olacağını gösteriyor. O bölgede 3 milyar insan yaşıyor. Tarım konusunda doğru stratejiler üretirsek Türkiye'nin sırtı kolay kolay ( basit, kolayca, basitçe ) yere gelmez'' diye konuştu.

AA