11 Ocak 2008 Cuma

Koçali: Devrimci çizgiye ayak uyduramayanlar

İSTANBUL - Feminist bir kadın olduğu halde tacizciyi korumakla suçlanan SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, NTVMSNBC’nin soruları üzerine NTVMSNBC'ye konuşan SDP Genel Başkanı Filiz Koçali, Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya'nın iki kadın partiliyi taciz ettiği iddialarını bir karalama olarak değerlendirdi. “Mihri Belli'nin de henüz istifa etmediğini” söyleyen Koçali, “konunun aslını yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyuracağını” söyledi.Koçali’nin yazılı açıklaması özetle şöyle:

Bazı yayın organlarında, SDP’den istifa eden bir grubun partimize yönelik çeşitli ithamları yayınlandı. Bu ithamların tümünü kesin bir dille reddediyoruz. Partimizin Kürt sorununun çözümsüzlüğüne ve askeri vesayet rejimine son verme çizgisine karşı olanların, istifa ederken öne sürdüğü iddiaların tümü asılsızdır. Politik bir ayrışmayı kadınların kazanımlarını kullanarak “magazinel” tartışmalardan medet umanlar, tarih önünde ve kadınların önünde hesap vereceklerdir.

Mihri Belli “Taciz doğru” diyor

SDP’yi kuranlar 15 yıllık birleşik parti süreçlerinde ( Birleşik Sosyalist Parti, Özgürlük ve Dayanışma Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi ) Kürt sorununda çözümsüzlüğe son verme, militarizme ve oligarşiye karşı tavizsiz bir mücadele konusunda sosyalist solda belirgin bir çizgide olanlardır.

Partimizin devrimci, devrimci olduğu kadar da riskli olan çizgisine ayak uyduramayanlar, gençlerin de parti yöneticisi olmasına itiraz edenler, ittifak güçleriyle birlikte, işçi, emekçi sınıflarının ve ezilenlerin nihai çıkarları için Türkiye’nin devrimci, demokratik toplumsal değişimine / dönüşümünde rol oynamak yerine dar, küçük bir çevre olmak isteyenler, giderken SDP’yi yıpratmak istiyorlar.

EGEMEN GÜÇLERİN SALDIRISI SDP’YE VIZ GELİR
Gidiyorlar, çünkü partide azınlıkta kaldılar. Partinin çizgisini değiştirmek istediler. İzin vermedik. Partinin yönetimine gençlerin gelmesine itiraz ettiler. Güçleri yetmedi.
Şimdi Kürt halkının tepesinde bombalar yağarken, Türkiye bir iç savaşın ve bölgesel savaşın eşiğindeyken, yapacakları konusunda iddiası olan SDP’yi “magazin” tartışmalarının içine çekmenin kimin işine yaradığını bu asılsız iddialarla SDP’ye saldıranlar iyi biliyorlar. Egemen güçlerin saldırısı SDP’ye vız gelir.

Aramızdaki politik ve örgütsel farkları açıkça ortaya koyamayanların, partimizin devrimci çizgisine itirazlarını çeşitli yaftalarla gizleme çabası boşunadır. Partimizden ayrılanların yönelttiği asılsız iddiaların ve yakıştırmaların tümünü bir kez daha reddediyoruz. SDP’den kimse, yıllardır imbikten geçirerek inşa ettiği devrimci çizgisinden taviz beklememelidir.

Partimiz, cinsiyetçiliğe karşı mücadelesi dün olduğu gibi, bugün de, yarın da tavizsiz sürdürecektir. Kadınların kazanımlarının parti içinde “iktidar” olma kavgasında kullanılmasına asla izin vermeyecektir.

Yaþlý komünisti istifa ettiren taciz

İSTANBUL - Türkiye’de yaşayan en eski komünist Mihri Belli, üyesi olduğu Sosyalist Demokrasi Partisi’nden taciz olayı üzerine istifa etti. Partili iki kadına tacizle suçlanan Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya’nın, parti yönetimi tarafından “taciz değil teklif” gerekçesiyle savunulmasına itiraz eden ve 229 kadınla birlikte istifa eden Mihri Belli, NTVMSNBC’nin sorularını yanıtlarken “taciz-teklif” tartışmasına da şöyle açıklık getirdi: “Taciz ve teklif, iki Arapça kelime. İkisi birbirinin zıddı değil. Teklif olarak, neyi teklif etti? Taciz olur o. Ben o iki kadına hak verdim.”NTVMSNBC’ye yaptığı açıklamaya göre; Mihri Belli’nin, SDP’deki rahatsızlığının asıl nedeni Kürt sorunu konusundaki fikir ayrılıklarıydı, taciz vakası bardağı taşıran son damla oldu. Mihri Belli, istifasına yol açan olayları şöyle anlattı:

PARTİDE BARZANİCİ AYRILIĞI
“Parti Başkanı (Filiz Koçali) eve geldi ve ‘istifanı ertele’ dedi. Olumlu karşıladım bu talebi. Ondan sonra telefonlar geldi, ben de istifa ettim. İstifa etmemde esas mesele taciz konusundan çok, parti içerisinde Kürt sorunu konusundaki fikir ayrılıklarından kaynaklanıyor. Sorun, partinin Barzanici tutumu. Barzani ABD’nin müttefikidir. Partide 2 sene kadar Barzani’yi eleştirmek yasaklandı. Ben bu karara uymadım ama, bir süre öyle idare ediyorduk. Bana özel bir izin çıktı, ‘sen nasılsa ilk günden beri Kürt davasını savunuyorsun, sana bölücü demezler, ama başkaları derse derler’ diye. Biz Türkiye’nin bölünmesine karşıyız. Halkların kardeşliğinden yanayız. Bunun şartlarını oluşturmakla yükümlüyüz.”

TACİZ OLMUŞTUR, İKİ KADINA HAK VERDİM
Mihri Belli, tacizle suçlandığı için partiden istifa etmek zorunda kalan Atilla Kaya’nın partiye yeniden alındığı 8 Aralık’taki kongreye de dikkat çekerek, delegelerin yarısının katılamadığı “baskın” kongreye karşı “uyarı” yayınladığını, ancak uyarısının kabul edilmediğini anlattı. Bu arada da “taciz” olayının yaşandığını belirten Belli, parti yönetiminin “taciz değil teklif” kararına karşı şunları söyledi:

Koçali: Devrimci çizgiye ayak uyduramadılar

“Bu taciz meselesinin olması doğal değil. Taciz de olmuştur. Taciz ve teklif, iki Arapça kelime. İkisi birbirinin zıddı değil. Teklif olarak, neyi teklif etti? Taciz olur o. O iki kadına hak verdim. 229 kadın partili benimle beraber, aynı günlerde istifa ettiler. Yalnız değiliz. Daha istifa edecek olanlar çok, ben sonuncusu değilim.”

PARTİSİZ KALMADIM, YENİ OLUŞUM VAR
Mihri Belli, istifa ettiğini ancak aktif politik hayatının bitmediğini de söyledi: “İstifa ederek partisiz kalmadım. Bundan sonra Marksist solun birleştiği bir parti kurulmasına yardımcı olmak istiyorum. Böyle bir oluşum da var. Bölünme geçicidir, Marksist solun birleşmesi bir güç olacaktır.”

Ýstanbul ve Ankara’da Guantanamo eylemi

İSTANBUL / ANKARA - İstanbul’da, Fatih’te toplanan Mazlum-Der üyesi gruptakiler ABD aleyhine sloganlar attılar.Turuncu tulum giyen ve maskeler takan, elleri kelepçeli ve zincirli 2 kişinin de yer aldığı grup adına açıklama yapan Mazlum-Der İstanbul Şube Başkanı Ramazan Beyhan, “Guantanamo’da tutulanlara işkence yapıldığını ve bir çoğunun intihar girişiminde bulunduğunu, ancak bunların önlenmesi için diğer devletlerin ABD’ye ciddi bir tepki göstermediğini” öne sürdü.Beyhan, ABD’nin, Guantanamo’da tuttuğu insanları en kısa sürede bağımsız sivil mahkemelere çıkarıp yargılamasını ve serbest bırakmasını istedi.

ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu önüne gelen İHD üyesi 4 kişi de Guantanamo’nun kapatılması istemini içeren bir açıklama yaptı.

Öte yandan, Ankara’da, ABD Büyükelçiliği önünde toplanan İHD ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı üyesi gruptakiler adına basın açıklaması yapan Yusuf Alataş, Guantanamo’nun ilk tutukluların 11 Ocak 2002’de getirildiğini belirterek, halen 300 kişinin orada tutulduğunu söyledi.

Alataş, Guantanamo uygulamasının bazı ülkeler için de emsal oluşturduğunu öne sürdü.

Anelka için servet harcandý

İSTANBUL - Almanya’da yayınlanan Bild gazetesi, dünyanın en pahalı futbolcusunun eski Fenerbahçeli oyuncu Nicolas Anelka olduğunu yazdı. Gazetede, “Ne Beckham ne Zidane ne Ronaldinho. O gerçekten de dünyanın en pahalı futbolcusu” başlığıyla verilen haberde, Anelka’nın toplam 132,1 milyon Euro’yla dünyada bugüne kadar kendisi için en fazla transfer ücreti ödenen oyuncu olduğu belirtildi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Guantanamo Üssü’ne tepkiler büyüyor

WASHINGTON - ABD’nin Guantanamo Üssü’nde kurduğu gözaltı kampı açılalı 6 yıl oldu. Avustralya ve Filipinler’de toplanan Uluslarası Af Örgütü temsilcileri, Guantanamo Üssü’ndeki kampın derhal kapatılması çağrısında bulundu.

Protestolar ABD büyükelçilikleri önünde yapıldı. Protestocular, Guantanamo’daki tutsakların işkence gördüğünü ve yasadışı olarak alıkonulduklarını savundu.

Guantanamo’nun kapatılması için İngiltere, İsveç, İrlanda, Bahreyn, Güney Kore, Polonya, Lüksemburg, Danimarka, İspanya, Paraguay ve ABD’nin başkenti Washington’da da eylemler yapıldı.

Guantanamo Üssü’nde halen 300’e yakın tutsak bulunuyor. Bu kişilerin, haklarında hiçbir suçlamada bulunulmadan yıllardır kampta tutulması, insan hakları örgütlerinin tepkisini çekiyor.

Muðla’da balýk satýþ yasaðý kalktý

MİLAS - Milas Kaymakamı Bahattin Atçı, Kıyıkışlacık açıklarında çiftliklerdeki balık ölümleri üzerine 9 Ocaktan itibaren balık satışını yasakladıklarını hatırlatarak gelen raporlar sonucu yasağı kaldırdıklarını açıkladı.Bahattin Atçı, Kıyıkışlacık açıklarında çiftliklerdeki balık ölümleri üzerine 9 Ocaktan itibaren balık satışını yasakladıklarını anımsattı.

İzmir’e gönderdikleri numunelere ait ön raporlarda balıkların oksijen yetersizliği sonucu öldüğünün bildirildiğini ifade eden Atçı, şöyle konuştu:

“Raporlar balıkların, düşük su ısısı, havuzlardaki yosun yoğunluğu ve sudaki bulanıktan kaynaklı oksijen yetersizliği sonucu öldüğünü ortaya koyuyor. İzmir’den gelen ön raporda balık ölümlerinin kimyasal nedenlerden zehirlenmeye bağlı olmadığı anlaşıldı.

Biz balık ölümleri üzerine çiftliklerden balık satışını tedbir amaçlı yasaklamıştık. Kıyıkışlacık açıklarında balık ölümlerinin en yoğun yaşandığı 2 çiftlik hariç diğerlerinde, balık satış yasağını kaldırdık. Satışlara, Milas Tarım Müdürlüğü yetkilileri gözetiminde izin verdik. Konuyla ilgili çalışmalar da devam ediyor.”

Ölü balıkların satıldığı yönündeki iddiaları da titizlikle incelediklerini belirten Atçı, “Ölen balıkların satıldığına dair bir bulguya rastlamadık. Bu konuda çok hassas davrandık. Vatandaşlar gönül rahatlığıyla balık tüketebilir. Ölen balıkların büyük bir kısmı da gömülerek imha edildi. Kalan kısımı bugün imha edilecek” dedi.

SATIŞLAR NORMALE DÖNDÜ
Muğla Valisi Lütfi Yiğenoğlu ve Muğla Tarım Müdürü Ünal Kiraz’ın, vatandaşların “gönül rahatlığı içinde” balık alabileceklerini açıklamasının ardından Muğla, Milas ve Bodrum’daki balık hallerinden “çipura” başta olmak üzere balık satışları normale döndü.

Muğla’da balıkçılık yapan Kenan Eti, ölümlerin yaşandığı ilk günlerde satışlarının azaldığını, ancak dünden itibaren satışların normale döndüğünü belirtti.

Sattıkları balıkların, Muğla Belediyesinde görevli veterinerlerce denetlendiğini kaydeden Eti, şöyle dedi:

“Balık ölümleri üzerine vatandaşlarımız biraz tedirgin oldu. Ancak satışlarımız dünden itibaren normale döndü. Fiyatlarımızda herhangi bir değişiklik yok. İlk günlerde Milas’tan buraya balık satın almaya gelenler oldu. Vatandaşlar ilk günlerde biraz tedirgin oldu ancak şu anda her şey normal.”

Avukat Yücel Sayman’a ‘alçak herif’ davasý

İSTANBUL - İddianamede, 16 Mayıs 2006 tarihinde, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, öldürülen gazeteci Hrant Dink’in de aralarında bulunduğu Agos gazetesi çalışanlarının yargılandığı davada, arbede çıktığı yer alıyor.Duruşma salonunda Hrant Dink’in vekillerine bozuk para ve kalem atılması üzerine, eski Baro Başkanı Yücel Sayman’ın, müdahil avukatlarına “alçak herifler” dediği belirtiliyor.

Bu iddiayla Sayman’ın hakaret suçundan 2 yıla kadar hapsi isteniyor.

Davaya, 7 Şubat’ta İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

Yücel Sayman’ı Çağdaş Hukukçular Derneği’ne üye 100 kadar avukatın savunacağı öğrenildi.

DTP, Demirtaþ için AÝHM’e gidiyor

ANKARA - Demokratik Toplum Partisi (DTP) Grup Başkanı Ahmet Türk, parti yöneticileri ve 11 milletvekiliyle, partinin Genel Başkanı Nurettin Demirtaş’ı tutuklu bulunduğu Sincan L Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti.Ziyaret çıkışında soruları yanıtlayan Türk, Demirtaş’ın yasalara aykırı bir biçimde tutuklandığını, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını açıkladı.

DTP Grup Başkanı Türk, Nurettin Demirtaş’a GATA’nın verdiği sağlam raporu ile ilgili olarak da uzman heyetin raporunun, bugünkü koşullara göre hazırlandığını, ancak sözkonusu rahatsızlığının yıllar öncesine dayandığını söyledi.

Kameranýn önüne tekrar gelince yakalandýlar

İSTANBUL - Görüntülerde hırsızların güvenlik kamerasını fark ettikten sonra kaçtığı, ardından yüzlerini kapatıp tekrar geldiği ve mağazayı soyduğu görülüyor. Bölgede artan hırsızlık olayları ile ilgili operasyona jandarma ekipleri bu görüntülerden yola çıkarak başladı.Yaklaşık 2 ay süren teknik çalışmalar sonucunda Kenan Gündoğdu’nun elebaşılığını yaptığı hırsızlık çetesinin çaldıkları malzemeleri anlaştıkları işyerlerine sattıkları tespit edildi ve ardından düğmeye basıldı.

Üçü hırsızlık malzemeleri satın alan işyeri olmak üzere 15 ayrı adreste eşzamanlı olarak düzenlenen operasyonlarda, elebaşı Kenan Gündoğdu’nun da aralarında bulunduğu 14 kişi yakalandı.

5’i sahte kimlikle yakalanan zanlıların üzerlerined 2 tabanca ve 1 av tüfeği ele geçirildi. Adliyeye sevk edilen zanlılardan 11’i tutuklanarak cezaevine gönderildi.

SSK priminde kafalar karýþtý

ANKARA - Hükümet programında işgücü maliyetlerinin azaltılması amacıyla işverenlerin SSK primlerinde 5 puanlık indirim yapılacağı taahhüt edildi. Uygulamanın tarihi de 2008 yılı olarak açıklandı.Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, bu taahhüdü sıklıkla gündeme getirirken önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sonra da Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’ten indirimin 2008’de gerçekleşemeyeceği açıklamaları geldi.

Çağlayan’la Şimşek’in farklı açıklamaları sürerken, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne verdiği Katılım Öncesi Ekonomik Program’da indirimle ilgili ilk resmi ve net bilgiler yer aldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığını yaptığı ve Sanayi Bakanı Çağlayan’ın da üyesi olduğu Yüksek Planlama Kurulu’nun onayladığı programda, indirimin 2009 yılı Ocak ayında başlayacağı belirtildi.

Programda indirimin yaratacağı ek maliyetin 2009 Mart’ından itibaren bütçeye yansıyacağı da belirtilerek ek maliyet tutarı ilk yıl için 4.2, 2010 için ise 5.5 milyar YTL olarak açıklandı.

YPK kararının ardından IMF ile tamamlanan 7. gözden geçirmeye ilişkin basın toplantısında Devlet Bakanı Şimşek, 2009 tarihini tekrar etti. Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı da CNBC-e Business dergisinin Ocak sayısındaki açıklamalarında indirim için 2009 kararı alındığını anlattı.

Başbakan Erdoğan ise başkan olarak onay verdiği YPK kararına rağmen Çağlayan’ı kastederek “Bakanımı mahçup etmem” dedi ve indirimin 2008’de yapılacağını söyledi.

FIFA’dan seçime onay

İSTANBUL - FIFA Başkanı Sepp Blatter, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’a gönderdiği mektupta, federasyon genel kurul toplantısının, mahkeme tarafından görevlendirilen İhtiyati Tedbir Heyeti’nin belirlediği 17 Ocak tarihinde yapılmasına tam destek verdiğini bildirdi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Hitzfeld’in yerine Klinsmann

İSTANBUL - Almanya Milli Futbol Takımı’nın eski teknik direktörü Jürgen Klinsmann, Alman Birinci Ligi takımlarından Bayern Münih’in teknik direktörü olacak. Bayern Münih’in resmi internet sitesinde yer alan haberde, Klinsmann’ın, sezon sonunda kulüpten ayrılacak olan teknik direktör Ottmar Hitzfeld’in yerine geleceği ve 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren göreve başlayacağı belirtildi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Diyarbakýr bombacýlarý yargý önünde

ANKARA - TRT Genel Müdürlüğü’ne atanan İbrahim Şahin’i ziyaretinde soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Diyarbakır’daki patlamaya ilişkin soruşturma kapsamında, şu anda 9 kişinin gözaltında olduğunu belirterek, “Bugün gözaltının son günü, gözaltında olanlar adliyeye çıkarılacak. Artık hakimler değerlendirmeyi yapacak, kararlarını verecek. Ama ben şunu ifade edebilirim; Çok ileri şekilde deliller, belgeler, ifadeler ortaya çıktı. Zaten bugün Diyarbakır’da da yargıya çıkmadan önce arkadaşlarımız açıklama yapacaklar. Elde edilen, özellikle patlayıcı, silah ve diğer unsurları basınımıza gösterecekler” dedi.Ülke genelinde topumun hem büyük üzüntüsünün ve hem de büyük tepkisinin olduğunu söyleyen Atalay, “En büyük tepkiyi de aslında Diyarbakır halkı kendisi gösterdi. Çünkü Diyarbakır, terörden en büyük zarar gören bölgemiz ve şehrimiz. Dün yine sivil toplum kuruluşlarının Diyarbakır’da sessiz bir yürüyüşü ve protestosu oldu. Adeta bütün şehir buna katıldı” diye konuştu.

Bakan Atalay, bir gazetecinin, “Yakalanan failin bombacı olduğu, pişmanlık duyduğunu ifade ettiği” yönünde basında haberleri hatırlatması üzerine şunları kaydetti: “Biz, bu gelişmeleri çok önemli görüyoruz. Acı gelişme, kayıplar verdik ama bu olay özellikle Diyarbakır’da ve bölgemizde terör örgütüyle ilgili çok yeni, çok farklı değerlendirmeleri de getirdi. Özellikle de emniyet güçlerimizin çok hızlı hareket etmesi, ileri sonuçlar alması çok sevindiricidir. Bu gelişmelerin, olayın bütün boyutlarının daha ortaya çıkması, çıkacak olması bölge halkını da önemli olarak etkileyecektir. Terör örgütü de burada ne kadar aciz ve zor durumda kaldığını zaten gördü.”

Bakan Atalay, emniyet güçlerinin, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının nezaretinde yürütülen başarılı çalışmaların bundan sonra, yargı süreci içinde devam edeceğini kaydetti.

İçişleri Bakanı Atalay, olayın ve sonuçlarının, faillerinin, yapılışının tam ortaya çıkmasının bölgede, Diyarbakır’da eğer varsa hala az sayıda teröre, terör örgütüne sempati duyanların düşüncelerini çok değiştirdiğini ve değiştireceğini zannettiğini söyledi.

Merkez’i taþýma krizi

İSTANBUL/ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşımak konusunda ‘Kanunsa çıkartırız, kimseye danışmaya ihtiyaç yok’ diyerek kararlı konuştu. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ise daha önce yaptığı açıklamada, taşınmaya karşı olduğunu belirterek, “Yasa çıksa da uygulamam, uygulamak isteyene yerimi bırakırım” demişti.NTV yayınına katılan Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, MB’nin taşınması konusunun Başbakan’ın basınla olan toplantısında ortaya çıkmasını garipsediğini belirterek, “MB bu konuda kendi karar verir. Taşınmak istemezse bu kararı vermez” dedi.

Gazi Erçel şunları söyledi: “Taşınma olayı 1980’lerden bu yana gelir, eski bir konudur. MB’nin siyasetçiden uzak olmasında her zaman yarar vardır. Fakat şimdi olayın geldiği nokta değişik. MB nerede olacağı konusunda karar veremiyorsa, para politikası gibi önemli konularda aldığı kararların da aynı şekilde değerlendirilmesi lazım. MB nerede istiyorsa orada olması çok daha doğrudur.”

Bankanın 4 bini aşkın çalışanı olduğuna dikkat çeken Erçel, “MB’nin taşınmasıyla ilgili bir konunun tartışılmaması lazım. Başbakan’ın yaklaşımı MB bağımsızlığının sindirilmediği şeklinde” diye konuştu.

ATO: ANKARA’YI BİR DERİ BİR KEMİK BIRAKIR
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün de, MB’nin İstanbul’a taşınması konusunda, “Finansal göç İstanbul’un finans merkezi olmasına bir kalorilik etki yapmaz. Olsa olsa Ankara’yı bir deri bir kemik bırakır” dedi. Aygün yaptığı açıklamada, MB’nin İstanbul’da eğreti duracağını belirterek, “Başbakan bir yandan İstanbul’a vize koymaya çalışıyor, diğer yandan binlerce insanı İstanbul’a taşımak istiyor” şeklinde görüş belirtti.

MUHALEFET TEPKİLİ
Erdoğan’ın açıklamalarına muhalefetin tepkisi sert oldu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, taşınma düşüncesinin altında Osmanlı özlemi yattığını belirterek, “Bütün ülkelerin merkez bankaları kendi başkentlerinde. MB mevduat kabul etmiyor, kredi açmıyor. EFT sistemi içinde bütün dünyayla aynı anda iletişim kurabiliyor. Hangi gerekçeyle İstanbul’a taşıyorsunuz?Osmanlı özlemi bu, cumhuriyete karşı bir hareket olduğu çok açık” dedi.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, Türkiye’nin başkentinin Ankara olmak istenmesinin gevşetilmeye çalışıldığını kaydederek şöyle konuştu: “Antalya turizm merkezi diye Turizm Bakanlığı oraya mı taşınacak, sanayi Marmara’da diye bakanlık İstanbul’a mı taşınacak? Başkent Ankara’yı zayıflatmak istiyorlar, üniter yapıyı zayıflatmanın gerekçesi olarak kullanıyorlar.”

GS: TAŞINMA KONUSU KRİZİN HABERCİSİ
Yatırım bankası Goldman Sachs da, MB’nin İstanbul’a taşınması konusunun banka yönetiminde meydana gelecek ciddi bir krizin habercisi olabileceğini kaydetti. Goldman Sachs, MB Başkanı Durmuş Yılmaz’ın bankanın İstanbul’a taşınması halinde istifa edeceğine işaret eden ifadeler kullanmış olduğuna dikkat çekti.

KARARI DESTEKLEYENLER
Bankacılık sektörü temsilcileri ve ihracatçılar ise kararı destekliyor. Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, MB ve bankacılık sektörünün tüm ağırlığının İstanbul’da toplanmasında fayda olduğunu belirtmişti.

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı da, “Finans merkezi İstanbul iken bu alanda idari merkezin Ankara’da olması zaten çelişkili bir durum” açıklamasıyla projeye destek verdi.

TSK’dan K. Irak’a topçu ateþi

ERBİL - Bölgesel Kürt Yönetimi’ne bağlı Peşmerge Bakanlığı sözcünün açıklamasına göre sabah saat 06.00’da başlayan topçu ateşi 2 saat kadar sürdü. Sözcü; Zeli, Geli, Zevi ve Nehl bölgelerinin vurulduğunu açıkladı.Kürdistan Demokratik Partisi’nin yayın organı Kürdistan TV, bu açıklamadan önce Türk savaş uçaklarının da bölgeyi bombaladığını iddia etmişti. Ancak, bu sabah Türkiye’deki üslerde herhangi bir hareketlilik gözlenmediği belirtiliyor.

Sigara yasaðýyla kazanacak ve kaybedecekler

İSTANBUL - Sigara yasağının gelmesiyle bazı sektörlerde canlanma, bazı sektörlerde ise ciddi kayıplar bekleniyor. Yasak, en çok kahvehane ve eğlence mekanları tedirgin etti.Kanun yürürlüğe girmeden bazı vatandaşlar sigara bırakmaya hazırlanıyor. Sigara bırakmak isteyen vatandaşlar dolayısıyla sigara bırakma merkezlerinde hareketlilik yaşanırken, önümüzdeki dönemde bu merkezlere başvuranların sayısında da artış olması bekleniyor. Sigara bırakmak isteyen bazı vatandaşlar da psikologlardan destek alıyor.

Sigara içmeyi bırakan kişilerin yöneldiği ürünlerin başında ciklet geliyor. Sigara kullanımını kısıtlayıcı yasaların uygulamaya geçmesi ile ciklet ve şeker tüketiminde de artış bekleniyor.

Elektronik sigara kullanımının Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklanmasının ardından eczanelerde satılan çiklet, nikotin bandı, pastil ve tablet satışlarında artış olduğu belirtildi.

IQS Sigara Bırakma Merkezi Türkiye Direktörü Hicret Akarsu, sigara yasağına ilişkin yasanın etkilerini hemen hissetmeye başladıklarını ifade ederek, “Elektronik sigaranın sakıncalı olduğuna dair beyanatlar da bizi çok etkiledi. Çünkü bizimle bırakmak daha zor bir süreç. Onun yerine bir oyuncak kullanmak daha çok işlerine geliyor. İkisinin aynı anda olması, işlerimize pozitif yansıdı” dedi.

Akarsu, sigara bırakmak için merkeze başvuran kişilerin sayısında yüzde 50 artış olacağını, bu rakamın daha da yükselmesini beklediklerini kaydederek, IQS’i 2005 ocak ayında Türkiye’ye getirdiklerini, Türkiye’de bu alanda büyük bir potansiyel olduğunu söyledi.

Akarsu, “Bu yasakların Türkiye’ye geleceğini tahmin ediyorduk. Neden ediyorduk? Çünkü Avrupa’nın benzeri bir süreci yaşıyoruz. Onların 1980’li yıllarda yaşadıklarını şu anda, 2007’de, 2008’de yaşamaya başladık” şeklinde konuştu.

Bireysel müşterilere hizmet verdiklerini belirten Akarsu, “Şimdi böyle olunca kurumsal çalışmalarımız daha fazla ağırlık kazanmaya başlayacak. Çünkü firmalarda içim yasaklanınca, firmalar da bu konuda bize karşı daha duyarlı davranacak” dedi.

Kurumsal olarak firmalarda seminer yaptıklarını ve gerektiğinde firmanın, çalışanların ücretini karşıladığını anlatan Akarsu, Yapı Kredi Yatırım’da 40 kişiye böyle bir hizmet verdiklerini, bilinçli firmaların zaten bu işe başladığını, hala tereddütü olanların düşündüğünü ifade etti.

Hicret Akarsu, hem yasaklar hem de elektronik sigaranın bırakma yöntemi olmamasının işlerine daha olumlu yansıyacağını umduğunu söyledi.

ÇİKLET VE ŞEKER TÜKETİMİNDE ARTIŞ BEKLENTİSİ

Ülker Kurumsal İletişim yetkilileri de, kasım ayında yapılan bir araştırmada, sakız çiğneyen tüketicilerin yüzde 8’nin sigara içtikten sonra sakız çiğnediklerini belirttiklerinin, bu oranını mayıs ayında ise yüzde 7 seviyesinde olduğunun ortaya çıktığını kaydederek, “Her ne kadar oransal olarak yüzde 8 veya yüzde 7 düşük gibi görünse de, tüketim sebebi olarak tamamen sigara ile ilintilendirilmesi açısından değerlendirildiğinde yüksek bir oran olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

Yetkililer, çikletin, sigara tüketenler için alternatif bir ürün ve sigaradan sonra ağız kokusunu gidermek için başvurulan temel yollardan biri olduğunu ifade ederek, sigarayı bırakan tüketicilerin ilk başvuracakları ürünlerden birinin çiklet olacağına inandıklarını, sigara kullanımını kısıtlayıcı yasaların çiklet ve şeker tüketimini artıracağını düşündüklerini söyledi.

Cağaloğlu’ndaki Bilge Eczanesi ilgilileri ise, sigara bırakmada en popüler ürünlerin nikotin bandı ve çiklet olduğunu vurgulayarak, elektronik sigara kullanımının yasaklanmasının ardından eczanelerde satılan ürünlere ilginin arttığını ifade etti.

Öte yandan sigara bırakmanın yarattığı yoksunluk duygusunu gidermede kuruyemişin de etkili olması nedeniyle, sigaradan uzaklaşmak isteyenlerin kuruyemiş satışlarına olumlu katkı yapacağı öngörülüyor.

HAZIR YASAK DA VARKEN SİGARADAN KURTULAYIM...
Bahçelievler Medical Park Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Erkmen de, yasanın ciddi halde uygulamaya geçmesiyle sigarayı bırakmak için doktor yardımı alanların sayısında artış olacağına dikkat çekerek, şimdiden bunun önlemini alanlar bulunduğunu, ancak bu sayının çok çarpıcı bir şekilde artmadığını söyledi.

Erkmen, “Yasak ciddiyetle uygulanırsa onun üzerine ‘bırakayım’ fikri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacak. Bazı insanlar ‘fırsat bu fırsattır, hazır yasak da varken sigaradan kurtulayım’ diye düşünüyor” şeklinde konuştu.

Hüsnü Erkmen, insanların daha çok geleneksel metodlarla, kendi kendine sigara bırakmaya çalıştığını da ifade etti.

KLİMA VE FİLTRELİ ASPİRATÖRLERE TALEP ARTACAK

İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Başkanı Ersan Bakanay da, sigara yasağının kapsamının genişletilmesiyle, dışarı ile bağlantılı klimalara talebin artacağını belirterek, “Klimaların dışarıdan hava almalı sistemi kahvehaneler için önerilebilir. Dışarı ile bağlantılı klimalara birçok yerden talep artacak” diye konuştu.

Airfel Genel Müdürü Hasan Önder ise, yasakla birlikte sigara dumanını çeken filtreli aspiratörlerin Türkiye’ye ithal edileceğini düşündüğünü ifade ederek, bu tip ürünlere talebin artacağını söyledi.

KÜL TABLASI VE ÇAKMAĞI TÜTÜNLE SINIRLAMAMAK
Promosyon Ürünleri İmalatçıları ve Satıcıları Derneği (PROMOTÜRK) Genel Koordinatörü Elif İçbilen ise, yasağın kapsamı genişletilmeden önce sigara promosyonu ile ilgili sınırlamaya başladıklarını, bu tür ürünlerin tanıtımının 18 yaşın altındaki kişilerin giremediği yerlerde yapılabildiğini söyledi.

İçbilen, “İçki, sigara, medikal... Bu, bizim kör pazarlama diye tabir ettiğimiz, zaten sektörün özel muamele ettiği bir kol. Bu ürünün tüketildiği mekanlarda markanın renklerini taşıyıp o markanın konseptini içinde bulunduran her ürünü, promosyon ürününe çevirebiliyoruz. Marka kullanmamakla beraber renk veya şirket adları, logoları ile bir takım yerlerde yer alabiliyorlar” diye konuştu.

Promosyon ürünleri arasında yer alan kül tablası ve çakmağı da tütünle sınırlamamak gerektiğini, sigara firmalarının promosyon ürünü olarak kül tablası ve çakmak kullanmadığını ifade eden İçbilen, şunları kaydetti:

“Sigara içmeyen biri olarak promosyon ürünü bir çakmak verildiğinde keyifle yanımda taşıyorum. Birçok alanda kullanılan çakmak, sektör için çok fonksiyonel, kullanılması ve dağıtılması yerinde bir promosyon ürünü. Kül tablasını da çöp tablası olarak masamda kullanabilirim. Her 2 ürünü de tütün kapsamında kısıtlamamak lazım. Dolayısıyla biz o ürünlerin imalatının veya dağıtımının durdurulmasına kesinlikle karşıyız.”

PARFÜM VE ODA SPREYLERİ PAZARINI ETKİLEMEYECEK

SC Johnson Ürün Müdürü Seda Kobakoğlu da, yasağın, sigara ve kötü kokuları yok eden ev parfümleri pazarını etkilemeyeceğini belirterek, “Bu ürünler direkt sigara kokusuna karşı pozisyonlanmış değil, farklı amaçlarla da kullanılıyor” dedi.

Kobakoğlu, sigara kokusunu en iyi bastıran kokular arasında okyanus ve lavanta kokulu ev parfümlerinin geldiğini ifade etti.

Viking Temizlik ve Kozmetik Ürünleri Pazarlama Müdürü Fatih Yüzbaşıoğlu ise sigara yasağının, sigara ve kötü oda kokularını yok eden oda spreyleri pazarını kısıtlamayacağını söyledi.

Yüzbaşıoğlu, “Sektörde oda kokuları gittikçe yükselen bir trend içinde. Ben sigara yasağının ürün çeşitliliğini kısıtlayacağına inanmıyorum. Hadise sadece sigara kokusu değil. Bu ürünler kullanılmaya devam edilecek” şeklinde konuştu.

İŞYERLERİ NASIL ETKİLENECEK?
Türkiye’de vatandaşlar gibi iş yerleri de, sigara içme yasağına hazırlanıyor. Yasağın uygulanmasına aylar kala bazı iş yerleri sigara içen çalışanları için çözüm arayışına girerken, kapalı mekanlarda sigara içilemeyecek olması, çalışanları iş yerlerinin önüne çekeceğe benziyor.

Kanunun yürürlüğe girmesiyle restoran ve lokanta müşterilerinde artış, otel ve eğlence merkezleri müşterilerinde ise düşüş bekleniyor. Bazı eğlence merkezlerinin ise açık alan oluşturma düşüncesi bulunuyor.

Türk Kalp Vakfı Başkan Danışmanı Nur Öztürk İlk, sigara molaları ve sigara için ayrılmış bir oda nedeniyle sigara içen bir kişinin kuruma yıllık maliyetinin bin 500 dolar olduğunu iddia ederek, söz konusu maliyetin iş kaybı ve metre kare hesabıyla bulunduğunu, büyük plazalarda metre kare hesaplarının çok değerli olduğunu söyledi.

İlk, sigaranın 21 gün iş kaybına da neden olduğunu ifade ederek, “Sigara mola saatlerini toplayın, bir de hastalık olarak geri dönüyor. Bir insanın çok basit olarak geçirebileceği hastalıkları, daha ağır geçiriyorsunuz ve sigaranın direkt sebep olduğu hastalıklar var. Bunların hepsi bir araya gelince oldukça zorlu bir süreç başlıyor ve 21 güne ulaşıyor. Şirketlere maliyeti bu, ama aslında insanın kendisine maliyetini ölçemezsiniz” diye konuştu.

Sigara yasağının bir caydırıcılık sağlayacağını, ancak bunun arkasının sivil toplum kuruluşları tarafından yerine getirilmesi ve insanları sağlık açısından bilinçlendirmek gerektiğini ifade eden İlk, şirketlerin, sigara bırakma konusunda teşvik edici ve ödüllendirici davranabileceğini söyledi.

Şirketlerin sigarayı tamamen bırakanları bir maaş, tatil, yemek ve yönetim kurulu başkanıyla yemek şeklinde ödüllendirdikleri yöntemler bulunduğunu ve bu tarz çalışan şirketler olduğunu anlatan İlk, “Bütün kapalı alanlarda sigara yasak olacağı ve şirketler de iş kaybı düşüşü yaşayamayacağı için bunu en iyisi bir yöntemle bıraktırmak olacaktır” dedi.

RESTORAN MÜŞTERİLERİNDE YÜZDE 20 ARTIŞ
Tüm Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Bingöl de, kanun yürürlüğe girdiğinde, restoran ve lokantaların müşterilerinde en az yüzde 20 artış olmasını beklediğini ifade ederek, bu artışın ekonomiye katkı sağlayacağını, istihdam artışı yaratacağını, ayrıca daha fazla insanın dışarıda yemek yeme alışkanlığı kazanacağını söyledi.

Bingöl, ailelerini ve sağlığını düşünen insanların sigara yüzünden lokantalara gitmediklerini belirterek, sigara yasağının kapsamının genişletilmesini çok olumlu bulduklarını, bunun daha önce yapılması gerektiğini, hızla hayata geçmesinin önemli olduğunu vurguladı. Ramazan Bingöl, “Restoran ve lokantalarda kül tablalarını kaldırmamız gerekiyor. Sigarayı anımsatacak bir şeylerin olmaması gerekiyor” dedi.

YASADA ESNEKLİK TANINSIN

Türkiye Kahveciler Kıraathaneciler ve Büfeciler Federasyonu Genel Başkanı Murat Ağaoğlu ise sigara yasağının kapsamını genişleten yasanın tam olarak uygulanması halinde bunun sektöre büyük bir darbe vuracağını ileri sürerek, yasada esneklik tanınmasını istedi.

Ağaoğlu, kahvehaneleri “sigara içilen” ve “sigarasız bölüm” diye ikiye ayırabileceklerini, hatta sigaralı bölümlerde de havalandırmalarla sorunu giderebileceklerini ifade etti.

Sektörde 1,5 milyon kişinin çalıştığını, Türkiye genelinde kahvehane sayısının öğretmen evleri, lokaller, çay ocakları, internet kafeler ve çay bahçeleri ile birlikte 500 bini bulduğunu anlatan Ağaoğlu, yasanın tam anlamıyla uygulanması durumunda kahvehane sayısının 5’te 1’e düşeceğini iddia etti.

Müşterinin kahvehanede sigara içmesi durumunda yasanın o işletmeye çok ağır ceza getirdiğini hatırlatan Ağaoğlu, “Bir köşede müşteri sigara içiyorsa kahveci bunu fark etmeyebilir. Biz üst araması mı yapacağız” şeklinde konuştu.

EĞLENCE MEKANLARI TEDİRGİN
Turizm Restaurant Kulüp Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Başkan Yardımcısı Kaya Demirer de, yasayı “tedirginlikle” karşıladıklarını, ancak konu sağlık olunca arkasında durduklarını, 1,5 yıllık geçiş sürecinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Demirer, içene verilen 50 YTL’lik cezayı az bulduğunu belirterek, “Bizim ’50 YTL veriyorum, ben içiyorum’ diyen çok müşterimiz çıkacak. Ama bana (iş yerine) cezası 5 bin YTL olacak. Uygulamada sorun yaşarsak çok büyük sıkıntı olur” diye konuştu.

Bu konuda bir hazırlıkları olacağını belirten Demirer, bazı eğlence merkezlerinde açık alan oluşturulması düşüncesi bulunduğunu, yasağı uygulayan ülkelerin geçiş sürecinde yaptıklarını incelediklerini, fayda sağlayacak örnekler bulmaları halinde 18 ayı beklemeden bir takım uygulamalara başlayabileceklerini söyledi.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle eğlence yerleri, bar ve kafe müşterisinde düşüş olacağını, düşüşün yüzde 25’ler civarında gerçekleşeceğini düşündüklerini ifade eden Demirer, “Önemli olan yasanın uygulanabilir olması. Bazı yerlerde uygulanıp bazı yerlerde uygulanmazsa çok büyük sıkıntı olur. O zaman biz de isyan ederiz. Çünkü ilk denetlenebilir yerler bizim yerler” şeklinde konuştu.

BİZİ DE ETKİLERSE BU İŞİ BIRAKACAĞIZ

Narçil Nargile Cafe İşletmecisi Talin Terziyan da, kapalı kafe ve restoran gibi yerlerde sigara içen kişiler için en azından bir bölüm olabileceğini, aksi halde yasağın uygulanması durumunda iş yerlerinin bundan çok etkileneceğini söyledi.

Terziyan, yasanın uygulanmasının biraz ‘zor’ olacağını savunarak, “Bizi de etkilerse bu işi bırakacağız. Birçok nargile kafe var. Aklım ermiyor. Kapatılınca nasıl olur? Tek geçim yerimiz burası” diye konuştu.

Çorlulu Ali Paşa Medresesindeki Erenler Nargile yetkilisi Ali Evedik ise “Öyle bir şey olursa bizim burayı kapatmamız lazım. Başka çare var mı? Madem bunu yasaklayacaklar, sigara fabrikalarını kapatsınlar” dedi.

TURİSTLER TARAFINDAN OLUMLU KARŞILANIR
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut da, sigaraya yasak gelmesinin birçok AB ülkesinde olduğunu hatırlatarak, uygulamanın turistler tarafından da çok olumlu karşılanacağını ifade etti.

Barut, “Kanun çıksın, yasalaşsın. Biz de ona göre kendimizi konumlandırırız. Nasıl KDV’de bölgelere gidip uzmanlar eşliğinde toplantılar yaparak üyelerimizi bilgilendirdik, o konuda da bilgilendiririz” diye konuştu.

Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır da, yasanın kapsamının bir anda genişletildiğini, bunun zamana yayılarak yapılmasının daha doğru olacağını savundu.

Bayındır, Türkiye’deki otellerde sigara içilebilir alanların içilmeyenlere göre daha fazla olduğununu ve yasanın yürürlüğe girmesiyle otellerde müşteri kaybı yaşanacağını savunarak, şunları kaydetti:

“Sigara kullanan bir müşteri olarak ben restorana yemeğe gidiyorum, kahvemi içiyorum. Böyle bir yasak gelirse gitmem. Yani sert başlamış bir yasak. Gerekli, ancak çok sert başlamış bir yasak... Sigara içmeyene saygı duyulduğu kadar sigara içene de saygı gösterilmesi gerekir. Bu tür yasaklar müşteriyi cendereye soktuğu için otellerden, restoranlardan vazgeçme eğilimi görülebilir.”

Timur Bayındır, TUROB olarak yasayı ayrıntılı şekilde inceleyip üzerinde çalıştıktan sonra ilgililerle görüşeceklerini bildirdi.

Cumhurbaþkaný Gül Mýsýr’a gidiyor

ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Pazartesi akşam saatlerinde Ankara’dan Kahire’ye hareket edecek. Cumhurbaşkanı Gül için resmi karşılama töreni, Salı günü yapılacak. Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile baş başa görüşecek olan Gül, daha sonra heyetler arası görüşmelere katılacak.Kahire’deki temasları çerçevesinde Mısır Meclis Başkanı Fethi Surur, Başbakan Ahmed Nazif ve Dışişleri Bakanı Ahmed Ebul Geyt’i de kabul edecek Cumhurbaşkanı Gül, Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ile de bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanı Gül, çok sayıda işadamının da katılacağı gezi çerçevesinde yapılacak Türkiye-Mısır İş Konseyi toplantısına da katılacak.

Gül, Çarşamba günü ise Kahire’nin dışında Türkiye’ye tahsis edilen Serbest Sanayi Bölgesi’nin temel atma törenine katıldıktan sonra Mısır’ın İskenderiye kentine geçecek.

Cumhurbaşkanı Gül burada, Yeni İskenderiye Kütüphanesini gezecek. M.Ö. 3. yüzyılda kurulan, tarihin en büyük ve önemli kütüphanelerinden biri olarak gösterilen İskenderiye Kütüphanesi, M.S. 391 yılında İskenderiye’de çıkan ayaklanma sonucu yakıldı ve büyük bir kültür hazinesi yok oldu.

Gül’ün ziyaret edeceği Yeni İskenderiye Kütüphanesi, eskisinin bulunduğu yere inşa edildi ve 16 Ekim 2002 tarihinde yeniden hizmete açıldı.

CHP’den cinsel tacize 3 yýl hapis teklifi

ANKARA - Arıtman’ın, TBMM Başkanlığına sunduğu Türk Ceza Kanununda değişiklik öngören kanun teklifine göre, cinsel tacizde bulunan kişiye, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.Cinsel taciz; hiyerarşi, hizmet, eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılarak ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacak.

Mağdur, işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmışsa, verilecek ceza 2 yıldan az olamayacak.

Cinsel taciz gibi suçları topluca işleyenler, cinsel tacizin yanında şiddet kullananlar, bu eylemleriyle toplumda infiale yol açanlar, 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.
DTP’li Kaplan’dan cinsel taciz için 5 yıl hapis teklifi


TOPLUMA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ...
Teklifin gerekçesinde, toplumun ve nüfusun yarısını oluşturan milyonlarca kadının, cinsel taciz mağduru olduğu ancak kadınların şikayetçi olmaktan çekindiği ve korktuğu ifade edildi.

Bu suçların, kamuya açık alanlarda topluca işlenebildiği, Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda prestij yitirmesine bile neden olduğu belirtilen gerekçede, şöyle denildi:

“Son olarak yılbaşı gecesi kutlamalarında Taksim Meydanında turistlere yönelik toplu taciz yaşanmış ve tüm dünyada televizyon ve internet ortamında en fazla izlenen olay olmuştur. Dünya kamuoyunda Türk milletinin ne yazık ki tacizci olarak algılanmasına neden olmuştur. Dolayısıyla sadece bireye karşı işlenen suç olmanın ötesinde, topluma karşı da işlenmiş bir suçtur.

Bu suçun cezasının caydırıcı olmaması, suçun yaygın bir şekilde işlenmesine neden olmaktadır. Kadınları hem fiziksel hem de psikolojik olarak ağır biçimde travmatize eden cinsel taciz suçunun bir anlamda cezasız kalması, kamuoyu vicdanını rahatsız etmektedir.”

Açlýk sýnýrý 894 YTL’ye dayandý

ANKARA - Türkiye Kamu-Sen’den yapılan açıklamada, Ar-Ge Merkezi’nin, Türkiye İstatistik Kurumu’ndan alınan Aralık 2007 fiyatlarına göre gerçekleştirdiği araştırmaya göre, çalışan tek kişinin açlık sınırının Kasım 2007’ye göre yüzde 0.35 oranında artarak 894 YTL 96 YKr olduğu belirtildi. Açıklamada, gıda, giyim, sağlık, barınma ve eğitim başta olmak üzere, 14 harcama kalıbı esas alınarak belirlenen dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının ise bir önceki aya göre yüzde 0.25 oranında artarak, 2 bin 329 YTL 11 YKr olarak hesaplandığı ifade edildi.Dört kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamının 923 YTL 32 YKr olarak tahmin edildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Dört kişilik bir ailenin sağlık kuruluşlarının belirlediği gibi sağlıklı şekilde beslenebilmesi gerekli harcamanın Aralık 2007 verilerine göre aylık 518 YTL, 64 YKr olduğu belirlenmiştir. Aralık 2007 itibariyle ortalama 979 YTL 50 YKr ücret alan bir memurun ailesi için yaptığı gıda harcaması, maaşının yüzde 52.9’unu oluşturmuştur. TÜİK verilerinde bulunan konut gideri ise Aralık ortalama maaşının yüzde 41.3’üne denk gelmiştir. Buna göre bir memur, ortalama maaşının yüzde 94.2’sini yalnızca gıda ve barınma ihtiyacına ayırmıştır. Diğer ihtiyaçları için ise maaşının yüzde 5.8’ini kullanması gerekmiştir. Ortalama ücretle geçinen bir memur ailesinin, ulaşım, sağlık, eğitim, haberleşme, giyim gibi diğer zorunlu ihtiyaclarını karşılaması için Aralık maaşından geriye sadece 56 YTL 81 YKr kalmıştır.”

2007’de en çok borsa kazandýrdý

ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), seçilmiş finansal yatırım araçlarının, 2007 yılı ve Aralık ayı itibarıyla reel getiri oranlarını açıkladı. Buna göre 2007 yılında tüketici fiyatları (TÜFE) bazında enflasyondan arındırıldığında, mevduat faizi yüzde 7.93 reel getiri sağlarken, Euro yüzde yüzde 16.23, dolar yüzde 24.07, külçe altın yüzde 2.30 getiri kaybı yaşattı.

Aralık ayı itibarıyla aylık bazda finansal yatırım araçları arasında en fazla getiriyi yüzde 1.58 ile borsa sağlarken mevduat faizi yüzde 1.10 getiri getirdi. Son bir ayda, dolar yüzde 1.32, Euro yüzde 2.02 ve külçe altın da yüzde 1.32 oranında kaybettirdi.

NTVSPOR’da futbol þöleni

İSTANBUL - NTVSPOR test yayınına birbirinden çekişmeli maçlarla devam ediyor. Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi’ndeki rakibi Sevilla’nın 12 Ocak Cumartesi günü saat 23.00’te Athletic Bilbao ile oynayacağı maç NTVSPOR’DAN canlı yayınlanacak. NTVSPOR’u izlemek için;NTVSPOR, Digitürk 79. kanal, D-Smart 45. kanaldan ve Türksat 2A uydusundan izlenebiliyor. Uydu detayları: 11892 megahertz yatay frekans, 12800 sym, 5/6 FEC.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Suat Usta: Hedefimiz UEFA kupasý

İSTANBUL - Turkcell Süper Lig’de hafta sonu sahasında Galatasaray ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’un savunma oyuncusu Suat Usta, ligin ilk yarısının son haftalarında yakaladıkları çıkışı Galatasaray maçıyla sürdürmek istediklerini söyledi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

2007’nin en iyi antrenörü Dunga

İSTANBUL - Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu (IFFHS), futbolda 2007 yılında en başarılı milli takım teknik direktörü olarak Brezilya’nın başında bulunan Carlos Caetano Bledorn Verri “Dunga”yı seçti.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Galatasaray ile Rize 26. kez

İSTANBUL - Galatasaray ile Çaykur Rizespor, ligde yarın 26. kez karşı karşıya gelecek. Çaykur Rizespor’un Birinci Futbol Ligi’ne yükseldiği 1979-80 sezonundan itibaren yapılan 25 lig maçından 20’sini Galatasaray, 4’ünü Çaykur Rizespor kazanırken, taraflar 1 maçta da eşitliği bozamadı. Sarı-kırmızılı ekibin toplam 61 golüne, yeşil-mavililer 20 golle karşılık verebildi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Beþiktaþ ile Konyaspor 20. randevuda

İSTANBUL - Beşiktaş ile Konyaspor, yarın yapacakları maçla birlikte ligde 20. kez karşı karşıya gelecek. Beşiktaş, ligde rakibiyle yaptığı 19 maçtan 12’sini kazanırken, 5’inde berabere kaldı, 2’sini ise yitirdi. Lig maçlarında Beşiktaş’ın toplam 41 golüne, Konyaspor 15 golle karşılık verebildi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Murat Þahin Antep yolunda

İSTANBUL - Beşiktaş Kulübü, kadrosunda bulunan kalecilerden Murat Şahin’i Gaziantepspor’a veriyor. İki kulüp transfer konusunda anlaşırken, Gaziantepspor, Murat’ın transferini tamamlamak için deneyimli kaleciyle görüşmelerini sürdürüyor.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Efes uzatmada güldü: 84-91

İSTANBUL - Efes Pilsen, Euroleague B Grubu’ndaki 11. maçında Fransa’nın Le Mans takımıyla deplasmanda karşı karşıya geldi. Grupta henüz galibiyeti bulunmayan rakibi karşısında son periyoda 13 sayı geride giren Efes Pilsen, etkili oyunuyla maçı uzatmaya götürmeyi başardı. Üstünlüğünü uzatmada bölümünde de sürdüren lacivert-beyazlılar, karşılaşmayı 91-84 kazanarak gruptaki 7. galibiyetini aldı.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Kenya’da çözümsüzlük sürüyor

NAİROBİ - Kenya’da muhaliflerin kurduğu Turuncu Demokratik Hareketi’nin (ODM) sözcüsü Tony Gachoka, muhalif liderlerin Afrika Birliği örgütünün arabuluculuk çalışmalarının başarısız olması üzerine bugün öğleden sonra bir araya geleceğini söyledi.Gachoka, muhalif liderlerin basın toplantısıyla “usulsüz devlet başkanlığı seçimlerinin” sonucuna karşı ülke çapında kitlesel eylemlerin acilen yeniden başlaması için çağrıda bulunacaklarını ifade etti.

Kenya’daki devlet başkanlığı seçimini Devlet Başkanı Mwai Kibaki, rakibi Raila Odinga’ya karşı az bir oy farkıyla kazanmıştı. Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte başlayan şiddet olaylarında resmi rakamlara göre 600 kadar, gayri resmi rakamlara göreyse yaklaşık 1000 kişi ölmüş, 250 binden fazla kişide evlerini terk etmişti.

CIA’in 1974 raporu: Ýsrail nükleer silah üretiyor

WASHINGTON - Bilgi edinme yasası kapsamında gün ışığına çıkarılan raporda, İsrail’in o dönemde büyük miktarlarda uranyum elde ettiği, uranyumu zenginleştirerek bunu füze başlıklarına yerleştirmeyi hedeflediği belirtiliyor. Hatta İsrail, elindeki teknolojiyi, bugün bölge barışı için tehdit olarak nitelendirdiği; ancak o yıllarda yakın bir ilişki içinde olduğu İran’a ihraç ediyordu.

Baradey nükleer program için Ýran’da

TAHRAN - Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey, İran’ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Tahran’a gitti. El Baradey, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ve Dışişleri Bakanı Mottaki’nin de aralarında bulunduğu yetkililerle görüşecek.Görüşmeler, yeni İran raporunun temelini oluşturacağı için önem taşıyor. Atom Enerjisi Ajansı’nın son raporunda, Tahran’ın kurumla işbirliği yaptığı; ancak uranyum zenginleştirme faaliyetine devam ederek BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymadığı vurgulanmıştı. İran’a yönelik iki yaptırım kararı yürürlükte.

Tahran’ın Atom bombası peşinde olduğunu savunan Washıngton yönetimi, yeni yaptırımlar için destek arıyor. Ancak ABD istihbaratının, İran’ın nükleer silah programını 2003 yılında durdurduğu yönündeki raporu sonrasında işi zorlaşmış durumda.



Telefon dinleyen FBI’a borç engeli

WASHINGTON - ABD Adalet Bakanlığı Genel Müfettişi, yaptığı soruşturma sonucunda FBI’ı, gizli operasyonlarda kullanılan paraları “kötü yönetmekle” suçladı.Müfettiş buna örnek olarak, Yabancı İstihbarat İzleme Yasası’na (FISA) göre kurulan bir telefon dinleme hattının, zamanında ödenmeyen fatura nedeniyle kesilmesini gösterdi.

FISA, istihbarat ve terörizmle ilgili elektronik casusluk eylemlerini düzenliyor.

Hazırlanan denetim raporunda, “Geç yapılan ödemeler nedeniyle telekomünikasyon şirketleri, izleme sonuçlarını FBI’a iletmek için kurulan telefon hatlarını kestiler. Bu da sonuçta kanıtların kaybolmasına neden oldu. Bir keresinde FISA’ya göre düzenlenen bir emirle istenen izleme bilgilerinin gönderilmesi, zamamında yapılmayan ödemeler nedeniyle kesildi” denildi.

Genel müfetişin sözcüsü Cynthia Schnedar, konuyla ilgili ayrıntı veremeyeceğini söyledi.

Sözcü, raporun büyük bölümünün hassas polis bilgileri içerdiğini ve açıklanmadığını söyledi.

Uyurken üstünden tren geçti, ölmedi

SIDNEY - Güneydeki Port Augusta bölgesinde 20 yaşındaki genç, dün sabahın alacasında rayların arasına yatıp uyudu.Tren yolunda yatan genci farkeden makinist demir yığınını durduramadı ve tren gencin üzerinden geçip gitti.

Genç adam tren geçtikten sonra birkaç sıyrıkla ayağa kalktı. Bir demiryolu yetkilisi, delikanlının kurtulmasının mucize gibi bir şey olduğunu ve raylar arasındaki yatış şeklinin genci kurtardığını belirtti.

Mucizevi şekilde kurtulan genç adam, bugün taburcu olacak.

19 ünlü sesten Hrant’ý dinleyin: Tililili

- “Biz iki nedenle çekeriz ‘tililili’yi der Rakel. Biri sevincimizde, diğeri ağıtımızda.” Hrant DinkHrant Dink, geçen yıl bu zamanlar öldürüldü. 19 Ocak 2008, ölümünün birinci yıldönümü. Agos gazetesinin etrafında toplanan, kimlikleriyle barışık ve mevcut sorunların farkında olan gençlerin oluşturduğu ‘Hadig’ inisiyatifi (*), Dink’i, ölümünün birinci yıldönümünde anmak ve yazılarının daha çok kişiye ulaşmasını sağlamak amacıyla ‘Tililili’ adlı bir ses enstalasyonu hazırladı.

Hrant Dink’in 19 yazısı seçildi; demokrat duruşlarıyla tanınan, aralarında sanatçıların da yer aldığı 19 ünlü isim bu yazıları seslendirdi.

Hrant Dink’in kendi sesinden “Su çatlağını buldu” başlıklı konuşmasının da eklendiği enstalasyon, Beyoğlu Asmalımescit’teki ‘Apartman Projesi’nde sergilenmeye başladı ve 20 Ocak’a kadar sürecek.

NTVMSBC ‘Tililili’ projesini, 19 Ocak’a kadar sırayla yayınlıyor.

Dinlemek için ‘play’ ikonuna tıklayın.



Kim, hangi yazıyı okudu?

* Ruh halimdir: Memet Ali Alabora
* Mahallenin delisi: Okan Bayülgen
* Tuvalet korosu: Haluk Bilginer
* Gelane… Hablo… Holane: Yetkin Dikinciler
* Niçin hedef seçildim: Halil Ergün
* Ağlayan düğünler: Pakrat Estukyan
* Kaybolmayın çocuklar: Arsen Gürzap
* Renk köründen renkli sorular: Banu Güven
* Bu köşedeki adam: Nejat İşler
* Ruh halimin güvercin tedirginliği: Tuncel Kurtiz
* 23,5 Nisan: Fikret Kuşkan
* Nora Nare Hoy Nare: Ömer Madra
* Göçün geç soruları: Lale Mansur
* Kilitli vicdanlara: Meral Okay
* Ayırmayın amca: Dolunay Soysert
* Neler yapamadık: Nur Sürer
* Aşkolsun: Çetin Tekindor
* Yaşamın sürdürülebilirliği mi: Deniz Türkali
* Sırtlayıp getirenlere: Serra Yılmaz



*Ermenicede ‘tane’ ya da ‘tanecik’ anlamına gelen ‘Hadig’, kabuğu çatlayan narın dünyanın dört bir yanına dağılan tanelerinin birlikteliğini ifade ediyor. Yan yana gelerek çember oluşturan nar taneleri Hadig inisiyatifinin simgesi. Şu an için 14 üyesi olan ve çoğunlukla Türkiyeli Ermeni gençlerden oluşan Hadig, sosyal ve kültürel alanlarda yetersiz kaldığını düşündüğü azınlık gençliğinin temsiliyetini güçlendirmeyi hedefliyor.

Emniyeti dolandýrmak isteyince...

KONYA - Poliklinik ve tıp merkezine tedavi için giden polislere yapılan tahliller İl Emniyet Müdürlüğünün bütçe biriminde çalışan memurların dikkatini çekti.Memurlar, tedavi gören polislerin bazıları ile yaptıkları görüşmelerde poliklinikte ya da tıp merkezinde kendilerine evrakta belirtildiği gibi tahlil yapılmadığını tespit etti. Hatta poliklinikten tıp merkezine sevk yapıldığına dair bazı belgelerin de sahte olarak düzenlendiği belirlendi.

Bunun üzerine harekete geçen Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğü ekipleri, olayla ilgili delilleri elde ettikten sonra, poliklinik ve tıp merkezinin sahibi olan eczacı V.A, tıp merkezinin mesul müdürü doktor H.M.M. ve personel müdürü H.Ö. ile poliklinikte görevli doktor A.Ç’yi gözaltına aldı.

Söz konusu kişilerin, aralıklarla kendilerine tedaviye gelen toplam 250 polise kağıt üzerinde bazı tahlilleri yapılmış göstererek, sahte belgeler düzenleyerek emniyeti 26 bin YTL dolandırmak istedikleri ileri sürülüyor. Polisler dışında bazı kamu kurumlarında çalışanların üzerinden de benzer şekilde dolandırıcılık yapıldığı, olayla ilgili incelemenin sürdüğü bildirildi.

26 bin YTL tutarındaki ödemenin dondurulduğu öğrenildi.

Sabah saatlerinde Konya Numune Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen 4 kişi, çok sayıda belge ile birlikte Konya Adliyesine getirildi.

Sahte askerlik raporu alan çete çökertildi

ANKARA - Ankara’da düzenlenen bir operasyonda, “suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturdukları bildirilen ve çek-senet tahsilatı yapma, askerliğe elverişsiz raporu alma ve kamu ihalelerinde rüşvet dağıtma” gibi olaylara karıştıkları öne sürelen 12 kişi gözaltına alındı.Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Organize Suçlar Büro Amirliği ekipleri, bir grubun “teşekkül oluşturarak suç örgütü kurduğunun” tespit edilmesi üzerine “Baykuş” adı verilen projeli çalışma başlattı. Uzun süren çalışmanın ardından yapılan operasyon kapsamında, “suç grubunun liderliğini yaptığı” öne sürülen Ali Ü. ve kardeşi Enver Ü. ile birlikte Namık Ş, Ethem Ö, Serhan A, Rahmi A, Fikret Ç, Şahap G, Günay U, Murat Ö, Tolga G. ve Hasan Ç. adlı kişiler gözaltına alındı.

Yapılan sorgulama sonucunda “suç örgütü” zanlılarının “çek ve senet tahsilatı yaptıkları, 2 kişiye askerliğe elverişsiz raporu almaya aracılık ettikleri, İzmir’de kamuya ait bir yerin kiralanma ihalesi ile ilgili görevlilere rüşvet verme girişiminde bulundukları, tarihi eser kaçakçılığı ile silah ticareti yaptıkları” öne sürüldü.

Zanlıların “askerliğe elverişsiz raporu aldıkları ve askeri savcılık tarafından tutuklu bulunan bir kişiye kalp ritmini bozucu bir ilacı göndermeye çalışarak, tutuklu bulunan bu kişinin raporunu doğrulamaya çalıştıklarının da tespit edildiği” belirtildi.

Yakalanan kişilerle birlikte 3 tabanca, 7 şarjör, 1 av tüfeği, çok sayıda mermi ile 1 adet senet ele geçirildi. Ele geçirilen silahlardan birinin 3 yıl önce bir yaralama olayında kullanıldığı saptandı. Gözaltına alınanlardan Tolga G. ve Günay U, Cumhuriyet Savcısının talimatıyla Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerin ardından serbest bırakıldı.

Gözaltındaki 10 kişi bugün mahkemeye gönderildi.

65 kaçak göçmen yakalandý

İSTANBUL - Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesindeki yasadışı sınır geçişlerine ilişkin duyuruya göre, dün Edirne, Bitlis, Hatay, Ankara ve Van il merkezlerinde önleyici kolluk kuvvetlerince yapılan kontrollerde, Türkiye’de bulunması için yasal gerekleri karşılamayan 16 Filistin, 10 Burma, 7 Bangladeş, 6 Pakistan, 5 İran, 4 Afganistan, 4 Güney Afrika Cumhuriyeti ve 3 Sri Lanka uyruklu toplam 55 şahıs ve bu şahıslarla bağlantılı 4 Türk vatandaşı yakalandı.Dün ayrıca, Suriye’den Türkiye’ye yasa dışı olarak geçen 3 Suriye uyruklu şahıs, Türkiye’den Suriye’ye yasa dışı olarak geçmeye çalışan 6 Türk vatandaşı ve İran’dan Türkiye’ye yasadışı olarak geçen 1 İran uyruklu şahıs da yakalandı.

2 milyon YTL’lik SSK yolsuzluðu

İZMİR - Faal durumda olmayan şirketleri çalışıyor gibi göstererek, yüzlerce kişinin SSK’ya bildirimini yapan örgütün ayrıca birçok kişiyi emekli etme vaadiyle dolandırdığı belirlendi. Sağlık karnesi almalarını sağladıkları kişiler adına SSK’dan 2 milyon YTL hastalık parası alan örgütün 10 üyesi suçüstü yakalandı.Tutuklanan sanıkların ifadesi doğrultusunda İzmir, Aydın, Muğla, Konya ve Batman’da 23 kişi daha gözaltına alınarak adliyeye sevkedildi.

28 paravan şirket kuran örgütün “yurtdışına adam kaçırmak” ve “piyasaya sahte para sürmek” gibi pek çok yasadışı faaliyette bulunduğu belirlendi.

Leasing vergisinde indirim hazýrlýðý

ANKARA - “Leasingdeki KDV düzenlemesinden geri dönüş yok” diyen Maliye Bakanı Unakıtan, bakanlık bürokratlarına, yatırım ortamının iyileştirilmesi için gerekirse, herkese eşit oranda uygulanmak kaydıyla KDV indirimine gidilebileceğini ifade etti. Leasingdeki KDV’nin yüzde 1’den yüzde 18’e yükseltilmesine dönük tepkiler, Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimlerinde tek tek ele alınarak tartışıldı. Bu çalışmalar sırasında Bakan Unakıtan’ın da, yıllardır vergide eşitsizlik ve adaletsizlik yaratan istisna ve muafiyetleri kaldıracaklarını söylediklerini ve bu çerçevede yasal düzenlemelere gittiklerine dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptığı öğrenildi:

“Daha önce kurumlar vergisinden muaf olan birçok alanda yeniden vergi uygulamasına geçtik. Birçok gelir kalemini stopaj kapsamına aldık. Şimdi, leasingde de vergi ayrıcalığına son verdik. A kişisi, leasing ile yatırım yapıyor yüzde 1 KDV ödüyor. B şahsı, aynı işi leasingsiz yapıyor yüzde 18 KDV veriyor. Böyle şey olmaz. Vergide ayrıcalığa karşıyım. Vergide adalet diyorsak, o zaman herkese eşit uygulama yapmak durumundayız. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için gerekiyorsa ve şartlar da elveriyorsa, ileride ayrıcalıklı vergi yerine, yatırım amaçlı bütün makine ve ekipmana yüzde 18 yerine yüzde 8 KDV uygulayalım. Bu konuda bir çalışma yapalım.”

TEŞVİKLİ MALLARDA KDV İSTİSNASI SÜRECEK
Maliye Bakanlığı’ndan bir üst düzey yetkili, leasingdeki KDV indirimine son verilmesi kararının sadece içeride değil, AB ile tam üyelik müzakereleri için de gerekli olduğunu savundu.

AB’nin de vergide ayrıcalık yaratan istisna ve muafiyetlere karşı olduğuna dikkat çeken Maliye yetkilisi, “Bu tür ayrıcalıklar zaten eninde sonunda kalkacaktı. Diğer yandan iç piyasada da eşitsizlik
yaratan bu uygulama, çeşitli suiistimal olaylarına da yol açmıştı. Sistem giderek dejenere olmuştu. Bu da piyasayı bozucu bir etki yapıyordu” dedi.

Maliye yetkilisi, halen teşvik belgesi alınan malların KDV’den istisna olduğuna da işaret ederek, büyük hacimli yatırımların korunması açısından bu istisnanın devam edeceğini, ancak yatırım amaçlı diğer makine ve ekipmanlar için de ileride duruma göre genel bir vergi indirimine gidilebileceğini vurguladı.

Kezman’dan ayrýlýk kararý

İSTANBUL - Fenerbahçe’de sakatlığı nedeniyle uzun süredir takımdan ayrı kalan Mateja Kezman, tedavi için gittiği Hollanda’da katıldığı bir televizyon programında, Türkiye’de mutsuz olduğunu söyledi.
Haberin devamı www.ntvspor.net

Arda içini döktü

İSTANBUL - Galatasaray’ın genç yıldızı Arda Turan, Lig TV’de yayınlanan “2’ye 1” programında ilginç açıklamalarda bulundu. Üzerinde çok fazla baskı olduğunu belirterek gerçek performansını sahaya yansıtamamaktan yakınan genç futbolcu, “Çok stres altındayım. Bu sene kornerleri bile rezil denilecek seviyede kötü atıyorum. Antrenmanda denediğim zaman sorun yok ancak maçta olmuyor” diye konuştu.
Haberin devamı www.ntvspor.net

ABD Dýþiþleri: PKK ile diyalog önermedik

WASHINGTON - PKK sorununa sadece askeri değil, siyasi unsurlar da içeren kapsamlı bir çözümün bulunması gerektiği yönünde Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti sırasında Beyaz Saray’dan gelen açıklama, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda da tartışıldı.Bir gazetecinin, “Türkiye ile PKK arasında siyasi diyalog mu istiyorsunuz?” diye sorması üzerine bakanlık sözcüsü Tom Casey, “PKK, terörist bir örgüt. Biz, PKK’ın ortadan kaldırılmasını istiyoruz” yanıtını verdi.

Casey, ABD yönetiminden hiçbir yetkilinin, Türkiye ile terörist bir örgüt arasında diyalog kurulması çağrısı yapmadığını söyledi.

Sözcü Casey, kendilerinin, PKK’ya karşı devam eden işbirliğinde, Türk ve Irak hükümetleri arasında siyasi diyalog istediğini anlattı.

Dışişleri’nin Avrupa’dan sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza da, PKK sorununa çözümün hem askeri hem sıyasi hem de ekonomik unsurları olması gerektiğini söyledi.

Bryza, “Ekonomik, siyasi ve askeri eylem gerektiren PKK’nın terör tehdidine uzun vadeli ve kapsamlı bir çözüm bulunması için, müttefıklerimizle birlikte çalışacağız” dedi.

Baðdat’a ilk kez kar yaðdý

BAĞDAT - Bağdat’a kar yağdığına ilk kez şahit olan ve bunu, “huzurun habercisi”, “yeni Irak’ın işareti” olarak gören halk, sokaklara çıkarak farklı günün tadını çıkarttı.Kent sakinlerinden 60 yaşındaki Hasan Zahar, “Bağdat’ta ilk kez kar görüyorum. Sulu sepken kar yağdığını görmüştük. Ama ilk kez karla karşılaşıyoruz. Halk şaşkın. Herkesi, bu huzurlu anı yaşamaya davet ediyorum. Kar demek, barış demek” diye konuştu.

Trafik polisi Murtaza Fadıl da bunun umudun, yeni bir Irak’ın işareti olduğunu söyledi.

Eva Herzigova Ýstanbul’da

İSTANBUL - British Airways uçağıyla Atatürk Havalimanı’na gelen Eva Herzigova, pasaport kontrolünden geçtikten sonra kendisini karşılayan firma yetkilileriyle Havalimanı’ndan ayrıldı.




Her nefeste 1017 oksidan molekülü

İSTANBUL - “Zevk alıyorum, neden bırakayım, şimdiye dek sigaranın hiç zararını görmedim, daha gencim ve kısa süredir içiyorum, zaten dudak tiryakisiyim, içime çekmiyorum...” Tiryakilerin benzer düşüncelerle sigarayı bırakmak istemediklerini, sigarayı bırakmamak için çeşitli bahaneler aradıklarını söyleyen Suadiye Memorial Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. İlkay Keskinel,”istenirse bırakılır, başarılı da olunur” diyor.Sigara yasağı ile ilgili tartışmaların alevlenmesi ile birlikte sigaranın zararlı etkileri de ciddi biçimde masaya yatırılmaya başlandı. Sigara tiryakileri ise bu zararlı alışkanlıklarından kurtulmanın yolunu daha ciddi düşünür oldu. Uz. Dr. İlkay Keskinel, “Sigaranın zararları ve sigarayı bırakma süreci” ile şu bilgileri verdi:

AŞAĞIDAKİ GİBİ DÜŞÜNÜYOR OLABİLİRSİNİZ:
Zevk alıyorum, neden bırakayım?
Şimdiye dek sigaranın hiç zararını görmedim ki...
Daha gencim ve kısa süredir içiyorum.
Zaten ben dudak tiryakisiyim. Hiç içime çekmiyorum ki!
Ağızlık kullanıyorum, sigaranın zararını azaltıyor.
Dedem 80 yaşına dek içti, sağlığı hiç bozulmadı.
Sigara içmeyenler de kanser olup ölmüyor mu?
Zaten her şey zararlı, bir de sigara içmişim ne fark edecek?
Tiryaki değilim, istediğim zaman bırakabilirim.
Çocuğumun yanında içmiyorum.
Tek keyfim bu!

SİGARAYI BIRAKMALI, ÇÜNKÜ:

Sigaranın her nefesiyle vücudunuza ortalama 1017, yani 100.000.000.000.000.000 adet oksidan molekülü girmektedir. Oksidan maddeler, hücrelerin zarlarına ve yapıtaşlarına zarar vererek yaşlanmadan kansere, bronşitten kalp hastalıklarına dek pek çok hastalığın oluşumunda rol oynamaktadır.

Sigara içen her 4 kişiden biri, yaşamının beklenenden daha erken bir döneminde hayata veda etmektedir.
Ülkemizde her yıl 120.000 kişi sigaraya bağlı nedenlerden ölmektedir. Bu rakam trafik kazası nedeniyle ölenlerin 12 ile 13 katı. Her sigara sizi kansere bir adım daha yaklaştırır. Sigara içen bir insanın akciğer kanserine yakalanma olasılığı, içmeyen birine göre tam 20 kat fazladır. Genel kanının aksine, sigara yalnızca akciğerde değil, diğer pek çok organda da kansere yol açar. Bu organlar: Ağız, dil, gırtlak, soluk borusu, yemek borusu, mide, pankreas, böbrek, mesane, rahim ağzıdır.


AKCİĞER KANSERİNDEN ÖLÜMLERİN YÜZDE 90’I
Akciğer kanserinden ölümlerin yüzde 90’ının, tüm kanser ölümlerinin yüzde 30’unun sorumlusu sigaradır. Kronik bronşit ve amfizemin başlıca sebebi sigaradır. Bu hastalıklar, kişiyi yatağa ve oksijene bağımlı hale getirebilmektedir. Sigara, akciğerin doğal savunma sistemini bozar, solunum yollarını kaplayan titrek tüylerin felce uğramasına neden olur, zatürre gibi mikrobik hastalıklara yakalanma riskini arttırır.

Sigara, kalp krizi riskini 3 kat arttırır, yüksek tansiyona yol açabilir. Sigara, damar tıkanıklığına, el ve ayaklarda gangrene ve bunun sonucunda bu uzuvların kesilmesine yol açabilir. Sigara, cildi erken yaşlandırır. Sigara, mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Sigara, vücutta C vitamininin tüketilmesine, ve bu vitaminin eksikliği sonucu hastalıklara eğilimin artmasına neden olur.

Hamilelikte sigara içilmesi düşüğe, erken doğuma, bebeğin küçük doğmasına neden olabilir. Bu bebeklerde ileride astım ve alerjik rahatsızlıkların gelişme olasılığı artar. Anne veya babası sigara içen çocuklarda öksürük, hırıltı, astım, sinüzit, bademcik ve orta kulak sorunları daha sık görülmektedir. Sigara, cinsel organlara giden kan miktarını azaltarak iktidarsızlığa neden olabilir, seks hormonlarının azalmasına ve spermlere zarar vererek kısırlığa neden olabilir.

Sigarayla alınan karbonmonoksit gazı, hücrelere oksijen taşınmasını engeller. Sigara, yalnız içene değil, çevresindekilere de ciddi boyutlarda zarar vermektedir. Sigara dumanıyla ortama yayılan zararlı maddeler, hem nefes almayla, hem de ciltten emilerek kana karışmaktadır. Ortamda içilen her 5 sigara, içmeyenlerin 1 sigara içmesine neden olur. Sigara içerek çocuklarınıza kötü örnek olduğunuzu unutmayın. Sigara içenlere bazı durumlarda ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılabilmektedir.

“LIGHT” SİGARA DAHA MI AZ ZARARLI?
Sigara içenlerin çoğu, “light” ya da “mild” sigaraların daha az zararlı olduğunu düşünür. Oysa İngilizcede “hafif” anlamına gelen light sigaralar, normal sigaralar kadar, hatta belki biraz daha fazla zararlıdır. Çoğu light sigaradaki tütün miktarı, normal sigaralardaki kadardır. Light sigaralar normal sigaralara oranla daha az katran içeriyor olabilirler.

Ancak sigara, hem ruhsal, hem fiziksel bağımlılık yapabilen bir maddedir ve kişi light sigara içmeye başlasa da vücudunun alışık olduğu nikotin miktarı değişmez. Bu nedenle sigara bağımlısı, nikotin ihtiyacını light sigarayı daha derine çekmekle, sigaradan daha uzun nefesler almakla, sigarayı sonuna kadar içmekle ya da içe çekilen nefesi daha uzun süre akciğerde tutmakla gidermeye çalışır. Hatta bazen kişi günde birkaç adet daha fazla light sigara içme ihtiyacı bile duyabilir. Bu şekilde günlük toplam nikotin gereksinimini telafi etmiş olur.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sigara dünyadaki en önemli ikinci ölüm nedenidir. Sayısız hastalığa neden olabilir. “Zararsız” ya da “az zararlı” sigara yoktur. Düşük ya da yüksek katranlı, light ya da normal, tüm sigaralar ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Sadece akciğerlerde değil, vücudun neredeyse tüm organlarında hasar yapabilen sigaranın zararlarından korunmak isteniyorsa, yapılacak en iyi şey sigarayı azaltmak ya da “daha hafifine” geçmek değil, sigarayı tamamen bırakmak olmalıdır.
SİGARAYI BIRAKTIĞINIZDA:
* 12-24 saat içinde nikotin ve karbonmonoksitin etkisi kaybolur.
* 1-2 gün içinde tat ve koku alma duyularınız düzelir.
* 6 hafta içinde bağışıklığı baskılayıcı etki ortadan kalkar.
* Sigaranın yola açtığı hastalıklara yakalanma riskiniz azalır.
* Sigarayı bıraktıktan sonraki 1 gün içinde kalp krizi geçirme riskiniz yarı yarıya azalır.
* Solunum fonksiyonlarınızdaki hızlı gerileme düzelir.
* Fiziksel kapasitenizde artış olur, daha aktif bir insan haline gelirsiniz.
* Zamanla dişlerinizdeki ve cildinizdeki nikotine bağlı lekeler kaybolur.
* Bir süre öksürük ve balgam miktarınızda artış olabilir. Sanılanın aksine bu bir iyileşme belirtisidir, bronşlarınızdaki titrek tüylerin iyileşip solunum yollarınızın temizlenmeye başladığını gösterir.

ÖNERİLER:

* Sigarayı bırakmak için sağlığınızı kaybetmeyi beklemeyin.
* Kendinize güvenin.
* Kararlı olun. Çevrenizdeki sigara tiryakilerinin sizi yanlış yönlendirmelerine izin vermeyin.
* Yakınlarınızın desteğini isteyin. Mümkünse ailenizde ya da arkadaş çevresindeki bir sigara içicisiyle beraber sigarayı bırakın.
* Sigara içenlerden ve sigara içilen ortamlardan uzak durun.
* Alkol, kahve gibi sigara içme isteğinizi arttıran uyaranları tercih etmeyin.
* Evinizde ve işyerinizdeki küllük, çakmak gibi eşyaları ortadan kaldırın.
* Sigara içme arzusu duyduğunuzda, ortam değiştirin, şekersiz çiklet çiğneyin, yavaş yavaş su için.
* Sigarasız yaşamın getirdiklerini düşünün. Artık daha sağlıklı bir insan olmanın tadını çıkarın.