28 Nisan 2007 Cumartesi

Onemli 1 SORUN! Dikkat Eksikligi ve Ogrenme Bozuklugu

[COLOR="DarkRed"]Dikkat eksikligi ve ogrenme bozuklugu konularina girmeden once cocugun gelisim evrelerini gozden gecirmekte fayda var.
• Fiziksel saglik ve motor gelisim
• Sosyal ve duygusal buyume
• Ogrenme konularindaki yaklasimlar
• Dil gelisimi
• Bilis (dusunme becerileri) ve genel bilgiler Bazi cocuklarin gelisim evreleri normal seyrinde gitmez, bunlarin nedenlerine bakmamiz gerekir.
• Ailede rastlanan yavas gelisim kaliplari. Ailede ergenlik gecikmesi vakalari
• Cocugun gelisim saatini kacinilmazlikla geri alan erken dogum
• Yasamin ilk aylarinda yasanan fiziksel ve duygusal sorunlar
• Astim ya da bobrek hastaligi gibi kronik rahatsizliklar
• Gelisim acisindan olgunlasmamis cocuklar
• Sosyal gelisimin gecikmesi iletisim guclugu cekilmesi
• Olgunlasmamis beden hareketleri kaymak, sicramak gibi buyuk kas hareketlerini denetleyememek. Kalem tutmak, tebesir kullanmak gibi kucuk kas hareketlerindeki yetersizlik
• Belirli faaliyetlerde gereksiz olan uzuvlarin kullanilmasi
• Dil gelisiminin gecikmesi
• Dikkat suresinin cok kisa olmasi ozellikle grup icinde dikkatin dagilmasi
• Goz ve el koordinasyonundaki gucluk
• Ev odevlerini yapmada isteksizlik ve gucluk
• Kronolojik yas problemi,kis ve yaz aylarinda dogan cocuklarin farkli basari durumlari Dikkat Eksikligi Neden Olur?
Her yil daha cok cocuga dikkat eksikligi teshisi konmaktadir.Sorunlari ogrenme bozuklugu kategorisine konacak kadar siddetlidir. Bu cocuklarin bazilarinda kontrol disi asiri hareket ve saldirganlik gorulmektedir. Dogum oncesinde maruz kalinan toksinler, ilaclar onemli dikkat eksikligine yol acar. Genellikle 3 yas civarinda farkedilmeye baslar. Problemin olasi nedeni, soz konusu beyin alanlari arasindaki baglantilari guclendiren belli kimyasal maddelerin yetersizligidir. Boyle cocuklarin cogu parlak zekali ve yaraticidirlar. Bunlarin 1/3’u ergenlik caginda kayda deger duzelme gosterir.Boyle durumlarda yapilacak en onemli is uzmanla isbirligi yapmaktir. Ayrica ev ve okul ortaminda fazla otoriter ya da hosgorulu olmak sorunu daha da fazlalastirir. Bu konuda dikkat edilmesi gerekli olan noktalar sunlardir: • Davranissal olgunluk konusunda siki fakat makul kurallar gelistirmek
• Yetiskinlerin cocuklarla konusmaya, kurallari aciklamaya ve onlari sabirla dinlemeye zaman ayirmasi.
• Kisisel duzen,sabir ve problem cozme konularinda model olusturmak
• Cocuklarin ozdenetim ve basariya yonelik cabalarini desteklemek
• Kotu davranislari degil iyi davranislari ilgi ile odullendirmek
• Cocuklara icten ilgi gostererek sevildiklerini hissettirmek
• Disiplin icin fiziksel yontemlere degil, sozcuklere basvurmak
• Basari konusunda gercekci hedefleri secmelerine yardimci olmak Cocuklar kendi istekleri ile basarisiz olmazlar, bu sebepleri iyice gozden gecirmek gerekir.Cocuklar ogrenme konularinda dogal bir motivasyona sahiptirler.Dogal olarak en iyi ogrendikleri sey onlar icin bir anlam tasimaktadir.Ozellikle okula baslama yasinin uzerinde cok iyi durulmasi gerekmektedir. Bir sinifta ayri yas grubundan ogrenciler oldugu zaman ogrenme ile ilgili olarak daha cok problem ortaya cikmaktadir. Ozellikle 1 yas erken baslayan cocuk el kaslarinin calismasi ile ilgili problem yasayabilir. Bu da motivasyonu dusurdugu gibi ogrenme hizini da ketler.Sinif ogretmeni de ayni sekilde farkli problemlerle ugrasmak durumundadir. Ogretmenlerde Basariyi Artiran Etmenler
• Cocuktan olumlu bir beklenti icinde olmak
• Odev ve calismalarin sik denetimi
• Net ifade kullanmak
• Esnek olabilmek
• Adil olmak
• Varligini her an hissettirebilmek
• Sicak iliskiler icinde olmak
• Ogrencilerin sorunlarina yanit bulmaya calismak
• Derste ne olup biteceginin onceden bilinmesi
• Sabirli ve kesin kararli olmak
• Bir davranis sorunu ciktiginda cozum yontemlerini bilmek
• Farkli ogrencileri dislamamak
• Farkli ogrenciler ile calismaya istekli olmak
• Uzman kisilerle isbirligine acik ve istekli olmak
• Kendine guven ve isini severek yapmak Ezber Gerekirse
• Hatirlatici resim ve semalar kullanmak anlamli kisaltmalar uretebilmek
• Ezberlenecek metni parcalara bolup oyunlastirmak Ogretirken
• Konunun ana bolumlerini mutlaka cikartin
• Ders suresince kisa gevseme aralari koyun
• Dramatizasyonlardan yararlanin
• Yonerge okumayi ogretin
• Sozle tarif etmek yerine hareketlerle gosterin
• Dersten ne anladiklarini belirleyin
• Ders bitimine bir gozden gecirme zamani ayirin
• Ders notlarini tekrar tekrar gozden gecirmelerini saglayin
[/color]

Cocuklara ellerini yikatin

Cocuklara ellerini yikatin

Cocuklari, 'pnomokok' adli bakterinin yol actigi menenjit ve zaturree gibi hastaliklardan korunmanin en kolay yolu; sik sik el yikamak. Hacettepe Universitesi Cocuk Enfeksiyon Hastaliklari Unitesi Ogretim Uyesi Prof. Mehmet Ceyhan; bu hastaliklarin, ozellikle kis aylarinda bagisiklik sisteminin zayifladigi durumlarda cocuklari yakaladigina dikkat cekiyor: "Bu hastaliklarda eller, en onemli bulasma araclarindan biri. Ailelerin cocuklarina el yikama egitimi vermeleri gerekir. Basit onlem; ciddi tedbir anlamina geliyor."

Gelecegin suclusunu yetistirmenin 8 basit kurali

1 – Daha kucukken cocuga istedigi her seyi vermeye basla! Bu sekilde o herkesin onun gecimini saglamak zorunda olduguna inanacaktir.
2 – Kotu sozler soyledigi zaman, gul. Boylece o kendisinin akilli olduguna inanacaktir.
3 – Ona dusunmeyi ve beynini kullanmayi hic ogretme, 21 yasina gelince kendisi karar versin, diye bekle.
4 – Yerde biraktigi her seyi kaldir! Kitaplarini, ayakkabilarini, elbiselerini, onun icin her seyi sen yap ki o butun sorumluluklarini baskalarina yuklemeye alissin.
5 – Onun onunde sik sik kavga et ki, bu sayede aile bir gun parcalanirsa o da o kadar sasirmasin.
6 – Ona istedigi kadar harclik ver ki, hicbir zaman kendi parasini kazanmanin ne oldugunu ogrenmesin.
7 – Yiyecek, icecek ve konforla ilgili butun arzularini yerine getir ki istediklerini her zaman elde etmeye alissin.
8 – Komsulara, ogretmenlere, polislere karsi daima onun tarafini tut ki onlarin hepsine karsi pesin hukumleri olussun.
Butun bunlari ve buna benzerleri yaparak yetistirdigin O'NUN, gunun birinde basina gercekten bir bela gelirse, kendinden ozur dile ama onu felaket dolu bir hayata hazirladigin icin kendine tesekkur etmeyi de ihmal etme.

Bebege yapilan masaj boy uzatiyor...........

Bebege yapilan masaj boy uzatiyor



Masaj yaparken bebegin keyfi mutlaka yerinde olmali

Ege Universitesi'nde gerceklestirilen bir arastirmada, bebeklere dogumunun 15'inci gununden itibaren uygulanan masajin boy ve kilo artisi sagladigi, uykuyu duzenledigi ortaya cikti.

Ege Universitesi Hemsirelik Yuksekokulu ogretim uyesi Prof.Dr. Zeynep Conk yonetiminde Ars.Gor. Hatice Bal Yilmaz tarafindan yurutulen dokuz ay sureli doktora arastirmasinda bebek masajinin faydalari incelendi.

Bornova Osmangazi Seher Sukru Ergil Saglik Ocagi'na gelen 60 bebek ve anneleri uzerinde yurutulen arastirma, bebeklerin evlerinde de surduruldu.

Ailelerinin demografik ozellikleri, gelir duzeyleri, dogum sekli, cocuk sirasi, emzirme sureleri gibi degiskenler dikkate alinarak 30 saglikli bebege masaj uygulanirken, ayni ozelliklere sahip 30 bebek de test grubu olarak secildi.

Uyku duzeni

Arastirma kapsamina giren masaj grubu ve kontrol grubu bebeklerin dorduncu ayin sonunda gunduz, gece ve 24 saatlik uyku surelerinde masaj grubu lehine anlamli bir farklilik goruldu.

Masaj uygulamasinin bebeklerin agirlik ve boy artislari uzerinde de olumlu etki yaptigi, erkek bebeklerin agirlik ve boy artisinda kizlara oranla daha etkili oldugu saptandi.

Daha aktif oluyorlar

Arastirmayi yuruten Ars.Gor. Yilmaz, masaj uygulanan bebeklerin digerlerine gore daha fazla cevreyle ilgili, aktif ve canli davranis sergilediklerini, eline verilen nesneleri agzina goturebilme ve hareket eden cisim ya da kisileri takip etme surelerinin daha erken gerceklestigini belirtti.

Yilmaz, "Sevgi dolu ve guven verici dokunuslar ve kucaklamalar bir bebegin saglikli gelisiminde ve anne-babasi ile daha saglikli bir etkilesim gelistirmesinde buyuk onem tasir. Bebek masaji da bu birliktelik icin essiz bir firsattir" dedi.

Nasil uygulaniyor?

Yilmaz, bebek masajinin, dogumu takip eden 15'inci gunden itibaren yapilabilecegini, ancak masaj icin hijyenik ortamla birlikte oda sicakligi ve masaji uygulayacak kisinin bazi kurallara uymasi gerektigini vurgulayarak sunlari soyledi:


Oda isisi bebegi usutecek kadar soguk ve terletecek kadar sicak olmamali.

_Oda, isik alan aydinlik bir ortam olmali.
_Masaj yapacak kisinin el hijyeni olmali, tirnaklari kesilmeli ve cilt rahatsizligi bulunmamali.
_Masaj yapacak kisi rahat bir pozisyonda olmali.
_Bebegin herhangi bir rahatsizligi, atesi, agrisi, yarasi olmamali.
_Bebegin cildi cok hassas oldugu icin bebek losyonu onerilebilir.
_Kucuk temiz bir havlu, yedek bir havlu ve yedek bebek bezi bulundurulmali.
_Bebegin masajina vucudun herhangi bir yerinden baslanabilir, ancak bebegin hoslandigi alan belirlendiginde bu bolgeden baslanmasi basariyi kolaylastirir.
_Yuz masaji yaparken ele herhangi bir sey surulmemeli.
Masaja mutlaka bir uzman kontrolunde baslanmasi onerilir.

Bebek ve cocuklarda zaturreye dikkat

Bebek ve cocuklarda zaturreye dikkat

Saglik Bakanligi, aileleri, bebek ve cocuklarda olume yol acan zaturre hastaligi konusunda uyardi.

Aciklamada, Turkiye'de bir yas alti bebek olumlerinin buyuk bir bolumunun, zaturre sonucu gerceklestigi vurgulandi.

Zaturre kaynakli olumlerin onemli bir kisminin, erken teshis, uygun antibiyotik ve zamaninda yapilan tedaviyle onlenebildigi de belirtildi.

Aciklamada dunyada her yil bes yasin altinda yaklasik 12 milyon cocugun zaturre sebebiyle hayatini kaybettigi vurgulandi:

''Yuksek yasam standartlarina, etkin antibiyotiklere, gelismis yogun bakim ve destek tedavilerine ragmen, zaturre hastaliginin gorulme sikligi ve yol actigi olumler bir cok enfeksiyon hastaliginin aksine giderek artiyor.

Ulkemizde 1 yas alti bebek olumlerinin buyuk bir bolumu, onlenebilir bir hastalik olan zaturre sonucu gerceklesiyor.

Bu nedenle Saglik Bakanligi olarak, bebeklerin zaturreden korunmasi amaciyla, dusuk dogum agirlikli olarak dogmalarinin onlenmesi, yeni dogan bakiminin iyilestirilmesi, bebeklerin anne sutuyle beslenmelerinin saglanmasi, asiyla korunabilir hastaliklara karsi asilama programinin eksiksiz uygulanmasi konularinda onemli calismalar yapiyoruz.''

Atesi varsa dikkat!

Grip hastaliginin zaturre olusumuna zemin hazirladigina dikkat cekilen aciklamada, bebek ve cocuklarin saglik kurulusuna goturulmesinde yasanan gecikmelerin, anne sutunden mahrum olmalarinin, sigara icilen bir ortamda
bulunmalarinin, beslenme bozukluklari ile kotu cevre kosullarinin basit enfeksiyonlari kolaylikla zaturreye donusturebildiginin alti cizildi.

Ailelere, bebek veya cocuklari oksuruyorsa ve atesi de varsa, vakit kaybetmeden onu bir saglik kurulusuna goturmeleri onerilen aciklamada, zaturre hastaligi konusunda ailelere uyarilarda bulunuldu:

''Cocugunuzun burun tikanikligi varsa ve bu durum beslenmesini engelliyorsa burnunu temizleyin, ona bol su ve sivi gidalar verin.

Bebeklerinizi ise daha cok emzirin, odasini nemlendirin ve yaninda kesinlikle sigara icmeyin. Buyuk cocuklarinizi ise bir ogun fazla besleyin.

Bebeginiz veya cocugunuz zor ve hizli nefes aliyorsa, nefes alirken gogsu
cekiliyorsa, atesi yukseliyorsa, sivi gidalari alamiyor ve oksurugu devam
ediyorsa onu mutlaka bir saglik kurulusuna goturun.''

Anne sutunun bebekler icin mucizevi bir besin oldugu vurgulanan aciklamada, bebeklerin dogar dogmaz emzirmeye baslanmasi, bebeklere ilk alti ay sadece anne sutu verilmesi ve altinci aydan sonra uygun ek besinlerle beraber emzirmenin iki yasina kadar surdurulmesinin, bebekleri sayisiz hastaliklardan korudugu ve anne sutuyle beslenen bebek ve cocuklarda zaturre hastaliginin yol actigi olumlerin dusuk duzeyde gerceklestigi de belirtildi.

Ev odevi cocuk icin yararli mi?

ABD'de az ancak yukselen sayida bir grup ebebeyin ve egitimci, kucuk cocuklar icin ev odevlerinin kaldirilmasini, cunku bunlarin hicbir amac tasimadigini belirtiyor. Bu konuda yazilmis iki yeni kitaba gore, Amerikali cocuklar, cok fazla ev odevi nedeniyle, hobileriyle veya sporla ilgilenmekten ve hatta aileleriyle vakit gecirmekten mahrum kaliyor. Kitaplarda, cocuklarin yaptiklari ev odevlerinin ogrenme tecrubelerine katkida bulunduguna dair kesin bir kanit olmadigi vurgulaniyor.
"The Case Aganist Homework (Ev Odevine Karsi Dava)" adli kitabin yazarlarindan biri olan Sara Bennett, ev odeviyle ilkokuldaki akedemik basari arasinda bir baglanti oldugunu gosteren bir arastirmanin olmadigina dikkat cekiyor. New Yorklu bir avukat olan Bennett, iki cocugunun okuldan sonra yapmasi gereken "zor" ders programini gordugunde bu konuyu arastirmak istedigini ifade ediyor. Bennet, "Oglum ortaokuldayken, benim hukuk okulunda calistigim gibi calistigini dusunuyordum. Bunu neden bir cocuga yaptiginizi anlayamiyorum" diye belirtiyor.
Cocuklarini ev odevinin verilmedigi baska bir okula yerlestiren Bennett, cocuklarin ev odevi yaptigi takdirde onlarin daha zeki, dana iyi egitimli olacagini gosteren bir sey olmadigini vurgulayarak, "Oyleyse cocuklar, kimsenin yararli oldugunu soyleyemedigi bir isi yaparak cok fazla zaman harciyor" diyor.
"The Homework Myth (Ev Odevi Efsanesi)" adli kitabin yazari Alfie Kohn ise, cok fazla ev odevinin psikolojik etkilerinin de olabilecegini bildiriyor. Ev odevinin akademik basarinin onemli bir unsuru olmadigina dikkat ceken Kohn, bazi durularda bunun ters etki yapabilecegini savunuyor.
Ancak ev odevinin cocuklar icin onemli oldugunu savunanlar ise, cocuklarin bu sayede zamanlarini nasil kullanacaklarini ogrendigini, kendine guvenen ve sorumluluk sahibi bireyler olacagini dusunuyor.

Erkek isimleri

Abdullah: Allah'in adami- Allah'a ait olan, onun yolundan giden kisi
Abidin: Dua eden / Duaci
Adem: Allah'in yarattigi ilk insan / Adam
Adil: Adaletli / Hakca davranan
Adnan: Eski Turk isimlerinden / Iki gokyuzu, iki cennet anlaminda
Affan: Kendini kotuluklerden uzak tutan
Agah: Bilgili / Bilen / Haberli / Uyanik
Ahmet: Ovulmeye deger/ Begenilmis / Allah'a sukreden /
Akad: Soyluluk, Onurlu bir kisilige sahip olmak
Akin: Hizli bir bicimde dusmana yapilan saldiri
Akif: Dunya islerinden uzaklasip, ibadet icin Allah'a yonelen
Akil: Akilli, Rustunu kanitlama konumuna gelmis, yaptiklarinin farkinda olan
Alaatin: Dini yukseltmek, yuceltmek icin calisan
Aldemir: Ateste kipkirmizi hale getirilen demir Al-Demir
Ali: Yuce, yuksek, sanli, onurlu kimse
Alim: Bilim adami, bilgin ilim bilen, ilimle ugrasan kimse
Alican: Cana yakin, ictenlikli, candan, sicakkanli, girisken
Alp: Yigit, soylu, kahraman
Alparslan: Korkusuz, yigit, Soylu, aslan gibi anlaminda
Alper: Alp + Er Cesur erkek Soylu erkek anlaminda
Alptekin: Alp+ Tekin Soylu prens, guvenilir ve soylu
Altan: Al + Tan Kirmizi + safak, gunesin safaktaki kirmizi rengi
Altay: Yuksek orman anlaminda. Orta Asya'da bir siradag
Altug: Al+Tug Kirmizi + Tug degerli taslarla suslu tug
Anil: Olculu davranan, hosa giden kimse
Aras: Kalin Yun, At kili anlaminda (Aras nehri)
Argun: Temiz gun, gunluk guneslik, yasama sevinci veren gun
Arda: Halef, ardindan gelen
Artac: Ar+ Tac Utanma duygusunu bas taci eden
Asil: Soylu, soylu bir aileden gelen,seckin insan
Asim: Temiz, namuslu, saglam karakterli
Aslan: Turklerin, guclu insan tanimlarinda genellikle sectikleri ormanlar krali
Ata: Baba, ced, Ecdat, Buyukbaba, Bilge
Atabey: Selcuklularda sehzadeleri egitmekle gorevli kisilere verilen unvan
Atakan: Atasinin kanini tasiyan, atasinin kanindan gelen gucu barindiran
Atanur: Atasindan aldigi nuru tasiyan
Atay: Herkesce bilinen, taninmis, unlu
Atilla / Attila: Hunlarin "Tanrinin Kirbaci" denilen buyuk hukumdari
Atif: Egilimli, birine sefkatle egilen, sevgi duyan / Bir seye yonlendirilen
Atil: Ileri hamle yap, anlaminda Atil, atilmak
Atilay / Atalay: Kolaylikla ileri atilabilen, cesur kimse
Atinc: Atilgan / Atak
Avni: Yardim etmek, yardimda bulunmak, yardimla ilgili
Aydin: Beyni cagdas dusuncelerle aydinlanmis, bilgili kisi
Aygun: Ay gibi parlak ve isikli guzel gun
Ayhan: Ay gibi guzel yuzlu hakan Ay +Han
Aykan: Kani ay gibi parlak ve temiz Ay Kanli
Aytac: Basinda ay gibi isikli tac bulunan Ay + Tac
Aytekin: Ay gibi parlak ve biricik. Cok degerli Ay + Tek
Aziz: Onur sahibi yuce, Saygideger, Manevi gucu cok ustun
Azim: Bir seyler yapmak icin kararli kisi, Azmeden, Azimli
Azmi: Kemikli, kemikle ilgili / Azim sahibi
Asrin: Bu asira ait, bu devire uygun
Azer: Azerbaycan kelimesinin koku olan Azer'den..
Atlihan: At + Han kelimelerinden, Iyi ata binen yigit Han
Ates: Yanici maddelerin yanmasiyla isi ve isigin ortaya cikmasi
Ayyuce: Ay gibi aydinlik nurlu ve yuce olan er
Aras: Sahip cikilan buluntu, Dogu anadoluda bir irmagin adi
Atahan: Han soyundan gelen, soylu yigit
Aykut: Kutlu ay, armagan, odul
Aytekin: Tek ay, ugur getiren ay
Aybars: Ay ve Pars kelimelerinden, Ay gibi guzel, pars gibi yirtici


Babur: Hindistan'da yasayan bir tur kaplan/Babur imparatorlugunun kurucusu Babursah'tan
Baha: Deger fiyat, kiymatinin karsiligi, Ederi
Bahadir: Yigit, kahraman, atak, gozunu daldan budaktan esirgemeyen
Bahri: Denizle ilgili, denizci, denizin gucu, sonsuzlugu
Bahtiyar: Mutlu, talihli, Hayatindan memnunolan
Baki: Sureklilik sahibi, sonsuza kadar kalan, sonsuz, sonu olmayan
Bala: Kucuk cocuk, Yavru, Korunmasi gereken
Balaban: Bir tur yirtici kus. Iri cins bir tur Dogan (kus)
Barbaros: "Barba Rosse" Kirmizi sakal. Asil adi Hizir olan buyuk Turk amiraline Avrupalilarin taktigi ad.
Baransel: Guce, kuvvete ait. Gucsel.
Baris: Uzlasma.
Barkin: Gezgin, Seyyah, Surekli gezipdolasan
Basri: Goren, gorme ile ilgili, gorebilmek
Battal: Kahraman. Oldukca iri yapili, Alisilmisin disinda buyuk
Batikan: Bati+han Batinin Hani ya da Batinin Kani anlaminda
Batu: Guclu Kuvvetli
Batuhan: Guclu Kuvvetli Han. Altinordu devletinin kurucusu Batuhan.
Batur: Korkusuz, yigit.
Bayar: Buyuk, ulu yuce.
Bayezit/Beyazit: Bircok Osmanli sehzadesinin ortak adi.
Bayraktar: Bayrak tasiyan.
Baykal: Yaban kisragi. Mogolistan'daki buyuk gol
Bayram: Ulusca kutlanilan, Kutsal ve onemli gunler.
Baysal: Dirlik duzenlik icinde, sakin, gurultusuz.
Bedir: Ayin ondordu. Dolunay. Ay.
Bedirhan: Ay+ Han gibi Bedir + Han
Bedrettin: Ayin ondordu gibi isik sacan, temiz ve yuce
Bedri: Ay gibi, aya benzeyen, Aya ait
Behcet: Sevinc, guzellik, guler yuzluluk.
Behic: Sen. Guleryuzlu, Neseli.
Behram: Merih Yildizi.
Behzat: Dogustan iyi, soylu kisi
Behlil / Behlul: Cok gulen, hayir sahibi, guleryuzlu
Beki / Bekri: El degmemis, Bakir, Tertemiz, bozulmamis.
Bektas: Saygin, aziz, denk, esit.
Berat: Izinli, musaadeli olmak / Diploma
Berkant: Saglam Yemin. Berk + Ant.
Besim: Guler yuzlu
Bilgin: Bilgi sahibi. Alim
Birol: Tek ol, anlaminda . Bir + Ol
Bora / Boran: Ardindan yagis getiren siddetli ruzgar.
Bozkurt: Turklerin Orta Asya'dan cikisinda yol gosterdigine inanilan efsanevi kurt
Bogachan: Inanilmaz derecede guclu, insanustu gucu olan
Bulent: Yuksek, uzun, erisilmesi zor, yuce
Bunyamin: Hz. Yakup'un oglu
Bulut: Bulut.
Bumin: Baykus, Puhu kusu.
Burak: Hz. Muhammed'in Mirac'ta bindigi efsanevi ata verilen isim.
Burcin: Disi geyik.
Burhan: Delil, kanit.
Burhanettin: Dinin kaniti, dinin delili, ispati
Bugra: Erkek deve
Berkay: Saglam yapili ve ay isigi gibi parlak olan. Ay isigi, Guclu ay
Berhan: Han soyundan, Hanla ilgili, han uzerine.. (Han=Hakan)
Bilal: Ilk ezani okuyan Bilal-i Habesi'nin adindan..
Berke: Cengiz Han'in torununun adi. Degnek, sopa, kamci anlaminda da kullanilir
Bermal: Birseyler yapmakla ilgili, yapan, ortaya cikaran, becerikli
Berk: Saglam guclu, dayanikli
Bugrahan: Musluman Turk Hakanlardan Saltuk Bugrahan.
Basar: Basarili ol anlaminda


Cabbar: Guc ve kuvvet sahibi kimse
Cafer: Cay, dere, kucuk akarsu
Cahit: Calisan caba gosteren / Inatci, ayak direyen
Can: Insan ve hayvanlarda yasami saglayan ve ilk korunan
Celal: Buyukluk ululuk, hisim
Celalettin: Buyukluk ululuk, hisim
Celil: Ulu, yuce, manevi degeri yuksek olan
Cem: Bir seyin toplami, tamami
Cemal: Guzellik, ozellikle yuz guzelligi
Cemalettin: Guzellik tasiyan
Cemil: Guzel
Cenap: Manevi buyukluk / Onur
Cenan: Yurek, gonul kalp
Cengiz: Sert ve hasin tabiatli, kolay yumusamayan
Cenk: Savasmak, Kisa sureli savas
Cevat: Iyilik, guzellik, olgunluk, kusursuzluk
Ceyhan: Guney bolgemizde bir irmak adi
Ceyhun: Eski Turk isimlerinden / yigit, guclu kisi
Cezmi: Kesin karar veren
Cihan: Dunya
Cihangir: Cihani ele geciren
Cihat: Din ugruna savasmak
Civan: Yeni yetme, korpe, genc
Cosar: Heyecan dolu, kabina sigmayan
Coskun: Asiri heyecanli, cok duyarli
Cuma: Muslumanlar icin haftanin kutsal gunu
Cumhur: Halk toplulugu
Cuneyt: Buyuk bir mutasavvuf
Cankat: Yasamina can ekle, sevincle dol

Cagri: Davet
Cetin: Guc, zor, engelli
Cagatay: Kucuk tay, cocuk gibi sevimli
Cagan: Bayram, senlik, mutlu gun
Cagdas: Ayni cagda yasayan, caga uygun
Caglar: Cagildayarak akan su, selale
Cakabey: 11.yy'da Izmir yoresinde beylik kuran Turk Beyi
Celik: Su verilerek sertlestirilmis demir
Cavus: Askerde bir rutbe
Celebi: Efendi, gorgulu, terbiyeli
Celen: Yakisikli, sacak, akilli
Celiker: Celik gibi guclu insan
Cevik: Atak, hareketli
Cevrim: Girdap, surekli degisim, anafor
Cinar: Genis yaprakli kalin govdeli uzun omurlu bir agac


Danis: Bilgi, bilme, danisma
Deha: Dahi, zek�ca cok ustun olan
Demir: Demir
Deniz: Yeryuzu'nun 3/4'unu olusturan tuzlu su tabakasi
Derin: Dip, derinlik, buyukluk
Dervis: Alcak gonullu, hosgoru sahibi
Devrim: Onemli ve temelli degisiklik / Inkilap
Dilaver: Yigit / Yurekli
Dincer: Dinc + Er / Yorgunluk bilmeyen guclu saglam
Dogu: Gunesin dogdugu yon
Dogukan: Dogunun hakani
Doruk: Dag ya da tepenin en yuksek yeri / Sahika
Durmus/Dursun: Cocuklarin sik olumleri karsisinda konulan dilek ifadesi
Durukan: Soylu kan sahibi
Durul: Suyun durulmasi, aklanmasi
Duyal: Duygulu, duyarli, cabuk duygulanan
Dunya: Yeryuzu
Denizhan: Denizlerin hukumdari
Demircan: Demir gibi saglam olan can
Derin: Yuzeyi tabanina uzak olan
Davut: Davut peygamberin adi



Edip: Edepli terbiyeli / Edebiyatla ilgilenen kisi
Ediz: Degerli yuksek
Efdal / Eftal: En degerli en yuksek.
Efe: Bati Anadolu yigitlerinin ortak adi
Efecan / Afacan: Hareketli, ele avuca sigmaz, akilli
Eflatun: Acik mor, leylak rengi ile erguvan arasi / Bilgin, bilgili, her seyi bilerek dogan cocuk
Ekin: Tahilin ekiminden, harman donemine kadarki hali / Kultur
Esref: Serefli, seref sahibi / Ugurlu
Ege: Yuce, buyuk ulu / Ulkemizin batisindaki deniz
Egemen: Bir yere hakim olan
Ejder: Bir masal yaratigi, korkulan, guclu
Ekber: Kebir kelimesinden, En buyuk
Ekrem: Pek comert, iyiliksever
Elvan: Renk renk, cok renkli
Emin: Guvenilen, inanilan kimse
Emir: Reis, asiret basi, Emreden
Emrah: Saz calip oynayan
Emre: Asik, dost, Beylerbeyi, Buyuk erkek kardes
Ender: Seckin, esi benzeri az bulunan
Engin: Ucu bucagi olmayan genislik
Enis / Enes: Sevimli, dost, canayakin
Enver: En isikli, en parlak
Eray: Ay gibi parlak erkek
Ercan: Er canli, korkusuz yigit
Ercument (d): Saygideger, itibarli, onur sahibi
Ercin: Erken dogan, En erken davranan
Erdal: Erken yeseren dal / Er + Dal
Erdem: Fazilet, insani insan yapan degerler
Erden: Bek�ret / Insan eli degmemis / Erkenden
Erdinc: Dinc erkek / Er + Dinc
Erdogan: Dogustan yigit / Erken dogan
Erem: Ulasmak, kavusmak icin caba gosteren
Eren: Ermis kisi / Ermekten
Erenay: Ermis olan, Ay gibi nurlu
Ersat: Dogru yolu bulan
Ergin: Olgunlasmis, gungormus
Ergun / Ergun: Sert basli oynak hizli at
Erhan: Yigit hakan
Erim: Sevgi, mutlu haber
Erkan: Erkek kanli
Erkin: Kosulsuz is goren
Erman: Erdemli yigit
Erol: Erkek ol, sozunde dur anlaminda
Ersin: Erkeksin anlaminda
Ersen: Kolay, zor olmayan
Ertac: Erkekligi tac gibi tasiyan
Ertan: Tan gibi ates renkli er
Ertem: Erdem / Fazilet
Erten: Sabah, gundogumu ani
Ertugrul: Temiz, yurekli, dogru, yigit
Esad / Esat: Cok ugurlu ve mutlu
Ethem / Edhem: Kara, yagiz at
Evren: K�inat, yaratilmislarin tumu
Evrim: Asamalarla kendini gosteren ilerleme, degisim
Eyup: Sabrin simgesi olmus bir peygamber
Erkut: Kutlu, yigit
Erinc: Rahat, dirlik
Ezel: Baslangici olmayan
Eldem: Sevimli, cana yakin
Erhun: Hunlu yigit
Emirhan: Emir veren hukumdar, hanin emri
Ensar: Hz. Muhammed'i Medine'ye davet edenlere verilen isim


Fadil: Erdemli, ustun, parlak
Fahrettin / Fahri: Karsiliksiz kabul edilen gorev, is
Fahir: Ovunulecek, parlak, sanli, guzel
Faik: Baskalarindan daha ileri, ustun
Fakir: Yoksul
Faruk: Bir isi sonuca ulastiran
Fatih: Ele geciren, fetheden
Fazil: Erdemli, manevi degerce ustun
Fehmi / Fehim: Anlayisli, cabuk kavrayan
Ferda: Yarin, gelecek zaman
Ferdi: Bireysel, tek basina
Ferhan: Sevincli, mutlu
Ferhat: Rahatlik
Ferit (d): Essiz, benzersiz
Feridun: Tek, essiz, benzeri olmayan
Ferruh: Kutlu, ugurlu, aydinlik yuzlu
Fevzi: Kurtulus ve zaferle ilgili, ustunluk basari
Feyyaz: Bereketli, gur, bol
Feyzi: Verimlilik, bolluk
Feza: Gokyuzu, uzay
Fikret: Dusunmek, dusunceye dalmak
Fikri: Dusunce ile ilgili / fikir sahibi
Fuat (d): Yurek, kalp gonul
Furkan: Iyi ile kotuyu birbirinden ayiran kanit / Kuran-i Kerim
Feyzullah Ilhamini Allah'tan alan

Gaffar: Aciyan, bagislayan
Gafur: Bagislayici, gunahlari affedici
Galip: Yenen, ustun gelen
Gani: Zengin, comert, bol, cok, elindekiyle yetinen
Garip: Kimsesiz, yalniz, yabanci / Tuhaf
Gazi: Savasta yara alan
Genco: Genc
Giray: Uygun, eskiden Kirim hanlarina verilen unvan
Gokay: Gok ve Ay gibi guzel olan
Gokberk: Yesil yaprak
Gokcan: Yesermis, taze can, ozlemle dolu can
Gokce: Gok rengi, gogce
Goker: Gokyuzu gibi er
Gokhan: Goklerin hakani, Gok gibi buyuk han
Gokhun: Eski Turk isimlerinden Gok+Hun
Gokmen: Gok rengi gozlu
Goksel: Gokle ilgili, goge ait
Goktug: Gok renkli Tug sahibi
Gokturk: Kok Turk / Tarihte bir Turk devleti
Gulhan: Gul gibi guzel hakan
Gultekin: Guvenilen, herkese hayri dokunan
Gunduz: Gecenin karsiti
Guner: Gunesin dogma zamani
Gunes: Gezegen sistemimizin enerji kaynagi
Gungor: Iyi gunler yasa anlaminda
Gunhan: Oguz'un alti ogulundan Gunes'i simgeleyenin adi
Guray: Bereketli, bolluk icinde olan Ay
Gurel: Surekli olusum ve donusum halinde olan
Gurcan: Herkesi seven, ozveride bulunan
Gursel: Gurlukle ilgili, gur olan
Guven: Itimat, emniyet
Gurbuz: Gelismis, iri yapili, saglam
Gural: Cok al, bol al


Habib: Sevgili, dost
Haci: Hicaz'a gidip hac torenine katilan
Hadis: Hz.Muhammed'in soz ve davranislari
Hafiz: Ezberleyen / Ozellikle Kuran-i Kerim'i ezbere okuyan
Hakan: Buyuk Han, Hanlar hani
Haldun: Kalp, yurek / Yureklilik
Halil: Icten, dost, cok yakin arkadas
Halim: Yumusak huylu, sakin yaradilisli
Halis: Saf, katkisiz, duru
Halit: Suregelen, surekli, gec yaslanan
Haluk: Herkesle iyi gecinen, iyi ahlakli
Hamdi: Hamd eden, sukreden / Tanri ile ilgili
Hami: Koruyan, arka cikan, koruyucu
Hamit (d): Sukredici, hamdedici
Hamza: Aslan
Hanefi: Tanri'nin birligine iman eden
Harun: Huysuz at / Postaci / Inatci
Hasan: Guzellik, iyi davranma, iyilik
Hasip / Hasbi: Kisisel degeri olan, unlu bir soydan gelen
Hasim: Ezen, kiran, parcalayan
Hasmet: Ihtisam, buyukluk, gorkemlilik
Hatay: Il adi Antakya olan kentimizin adi
Hatem/ Hatemi: Sonuncu en son olan / Muhurcu
Hayati: Yasamsal, yasamla ilgili onemli olan
Haydar: Aslan / Cok cesur
Hayrettin: Hayir eden, hayir sahibi
Hayri: Hayirla, iyilikle ilgili
Hayrullah: Allah'in hayirli ettigi
Hazar: Baris / Bir yerde oturma hali
Hazim: Hezimete ugratan
Hifzi: Saklamak, korumak, hafizaya almak
Hincal: Oc al, intikam al anlaminda
Hizir: Darda kalanlarin yardimina kosan
Hicri: Goc eden / Hicrete ait, hicretle ilgili
Hidayet: Dogru yolu arama / Yol gosterme
Hikmet: Felsefe, gizli, bilinmeyen guc
Hilmi: Yumusak huylu, sabirli
Himmet: Calisma, caba
Hisam: Eski bir Endulus hukumdarinin adi
Hulki: Iyi ahl�kli, iyi huylu
Hulusi: Saflik, dogruluk, ictenlik
Hursit: Gunes
Hudaverdi: Allah verdi, cocuk ozlemi ceken aileler ilk cocuklarina genellikle bu adi verirler
Husam / Husamettin: Keskin kilic / Dinin keskin kilici
Huseyin: Ruh ve madde guzelligi
Husrev: Buyuk padisah, hukumdar
Husnu: Guzellikle ilgili, guzellige ait



Isik: Cisimleri gormemizi saglayan fiziksel erke
Itri: Korkuya ait

Ibrahim: Ibranice'de haklarin babasi anlaminda
Idris: Beyaz renkli cicek acan bir agac cinsi
Ihsan: Bagislamak, yardim etmek, iyilik etmek
Ilbey: Egemen olan
Ilhami: Icine dogmakla ilgili
Ilhan: Bir ulkenin egemen hani
Ilkay: Ay'in ilk gunlerindeki hali
Ilker: Ilkle ilgili, ilk erkek cocuk
Ilkin: Oncelikle, ilkle ilgili, ilk olan
Ilyas: Mersin agaci
Imdat: Yardim dilemek, yardim istemek, yardim beklemek
Inayet: Iyilik, lutuf
Isa: Hiristiyanligin kurucusu peygamber
Ishak: Huzunlu oten bir tur kus
Iskender: Tarihte fetihleriyle unlu bir hukumdar
Islam: Hz. Muhammed'in kurdugu son din / Teslimiyet
Ismail: Ibrahim peygamberin Tanri'ya kurban adadigi oglunun adi
Ismet: Haramdan ve gunahtan cekinen
Israfil: Dort buyuk melekten biri
Istemi/han: Gokturklerin unlu hakani
Izzet / Izzettin: Deger, kiymet, ululuk, yucelik



Kaan / Kagan: Hukumdar, hanlarin hani
Kadir: Deger, onur, incelik
Kadri: Itibar, degerle ilgili
Kahraman: Savasta yigitlik gosteren, cesur
Kamber: Sadik hizmetk�r / Hz Ali'nin kolesinin adi
Kamer: Ay isigi
Kamil: Tam, eksiksiz, olgun
Kamuran: Dilegine, kavusmus olan
Kartal: Yirtici bir tur kus
Kasim: Bolen, kisimlara ayiran
Kaya: Buyuk ve sert tas kutlesi
Kayahan: Kaya gibi sert hakan
Kazim: Kizginligini, ofkesini belli etmeyen
Kemal: Bilgi ve erdem bakimindan olgunluk
Kemalettin: Bilgi ve erdem sahibi
Kenan: Nuh peygamberin oglu ya da Nemrut'un babasi sanilan kisi
Keramettin: Bagis, ihsan agirlama
Kerem: Comertlik, soyluluk buyukluk
Kerim: Kerem sahibi, comert
Kivanc: Sevinc, hoslanma
Koray: Kamis, kargi gibi, ici bos seyler
Korcan: Kani sicak, kani kaynayan
Korhan: Ates gibi hakan
Korkmaz: Korku bilmeyen
Korkut (d): Buyuk dolu tanesi
Koksal: Kokunu derinliklere sal anlaminda
Kubilay: Cengiz Han'in torununun adi
Kudret: Guc, kuvvet
Kutlu: Kutlanmis, mutlu, ugurlu
Kutsal: Mubarek, kutlulukla ilgili
Kutsi: Kutlanan, kutluluk sahibi
Kuzey: Kuzey yonu / Simal
Kursat (d): Eski bir Turk adi

Latif: Yumusak, hos, nazik
Lebib: Akilli, zeki
Lemi: Parlak, parildayan
Levent: Eski deniz erlerine verilen ad
Lokman: Tarihteki en unlu tabibin adi (Lokman Hekim)
Lutfu: Iyi muamele, guzellikle hoslukla ilgili


Macit (d): San ve seref sahibi
Mahir: Usta, elinden her is gelen
Mahmut: Ovguye deger
Mahzun: Huzunlu, duygulu, uzgun
Makbul: Alinan, kabul olunan
Malik: Sahip, efendi
Mazhar: Bir seyin gorundugu, ortaya ciktigi yer
Mazlum: Zulum goren, zulmedilen kisi
Mecit (d): Cok serefli, buyuk san sahibi
Mecnun: Deli, akli basinda olmayan
Medet: Yardim eden
Mehmet: Asli Arapca'da Muhammed, cok ovulmus anlaminda
Melih: Guzel, sirin
Melik: Hukumdar, han
Memduh: Ovulmus, ovulmeye deger
Menderes: Ege Bolgesi'nde bir irmak adi
Menguc: Guclu ben / Men + guc
Meric: Ulkemizin Bulgaristan sinirindaki nehir
Merih: Gunes Sistemi'ndeki 5. gezegen
Mert: Sozunun eri, sozunde duran
Mestan: Savruk / Curet sahibi
Mesut (d): Mutlu, sevincli, neseli
Mete: Buyuk Hun imparatoru
Metin: Saglam, dayanikli
Mevlut: Dogma, dunyaya gelme (Mevlid-Mevlud)
Mikail: Allah'a en yakin olduguna inanilan dort melekten birinin adi
Muammer: Uzun omurlu, cok yasayan
Mucip: Gerektiren, gerektirici
Muhammed: Cok ovulmus, hamdedilmis
Muharrem: Din tarafindan yasaklanan
Muhip: Seven, sevisen
Muhittin: Dini guclendiren
Muhlis: Inanc ve eylemlerinde ictenlikle davranan
Muhsin: Saglamlastiran
Muhtar: Diledigi sekilde hareket edebilen
Muhtesem: Gorkemli, goz kamastirici
Munis: Sicakkanli, sevimli
Murat (d): Amac, maksat, istek
Murtaza: Murteza / Seckin secilmis
Musa: Sudan gelmek anlamindadir. Bir peygamber adi
Mustafa: Temizlenmis, saf hale getirilmis
Muti: Iyi kalpli, yumusak basli
Muzaffer: Zafer kazanan, galip gelen
Mucahit: Savasci, cihada katilan
Mufit: Faydali, yararli
Mujdat: Iyi, mujdeli haberler
Mukerrem: Yardimsever, ikram sever
Mukremin: Konuksever, ikram sever
Mumin: Inanan, iman eden
Mumtaz: Seckin, baskalarindan ayri tutulan
Munir: Aydinlatan, isik veren
Mursel: Yollanmis, gonderilmis olan
Munir: Aydinlatan, isik veren
Muslum: Islam Dini'nden olan / Teslim olan
Mursit (d): Dogru yolu gosteren
Musfik: Aciyan, sefkat gosteren
Mustak: Ozleyen, gorecegi gelen

Nabi: Yuksek, yuce, haber veren
Naci: Kurtulmus, selamete kavusmus
Nadi: Bagiran, haykiran
Nadir: Ender, az bulunur, seyrek
Nafi: Gelip gecen, etkili, sozu dinlenen
Nafiz: Isleyen, iceriye giden, delip gecen
Nahit (d): Venus, Zuhre Yildizi
Nail: Ele geciren, muradina eren
Naim: Uyuyan, uykuda olan
Namik: Yazar, yazan kisi
Nami: Taninmis, unlu, sohretli
Nasreddin: Yardimci, imdada yetisen
Nasit (d): Siir soyleyen, siir okuyan
Nazim: Duzenleyen, tanzim eden
Nazif: Temiz, guzel
Nazmi: Vezinli, kafiyeli sozle ilgili / Duzenli
Nebi: Peygamber, Tanri'nin buyruklarini kullara ileten
Necat: Kurtulus, selamet
Necati: Kurtulusa ermek
Necdet: Guclu ve korkusuz
Necip: Soyu temiz, comert
Necmi: Yildizlarla ilgili, yildizlara ait
Necmettin: Dinin Yildizi
Nedim: Yakin dost, samimi arkadas
Nejat: Soy, asil / Hesap
Neset: Yetisme, meydana gelme
Nesim: Hosa giden hafif ruzgar
Nevzat (d): Yeni dogmus cocuk
Nezih: Temiz, pak, seckin
Nihat (d): Tabiat, huy
Niyazi: Yalvarma, yakarma
Nizam: Sira, dizi, duzen, kural
Nizami: Kurallara uygun, duzenle ilgili
Nizamettin: Duzenli, tertipli
Nuh: Eski metinlerde rahat anlaminda / Bir peygamber adi
Numan: Kan / Gelincik
Nurettin : (Nureddin) Aydinlatan / Dinin getirdigi nur
Nuri: Isikli, isiktan gelen
Nursat: Nura bogulmus
Nurtac: Nurlu tac tasiyan
Nusret (d): Tanri yardimi
Nuzhet: Zevk, keyif, istek, tat



Oguz: Dogru ve iyi adam, saglam, guclu
Oguzhan: Oguzlarin basi / Metei
Ogun: Belirli gun, bilinen, beklenen gun
Okan: Anlama, ogrenme
Okay: Begenme, takdir etme
Oktar: Ok tasiyici / Ok+dar (Bayraktar gibi)
Oktay: Cok hiddetli, kizgin
Olcayto: Bahti acik, talihli
Olgun: Ise yarar ya da yeterli duruma gelmis
Onat: Iyi, guzel, duzgun, namuslu
Onur: Seref, haysiyet, izzet-i nefs
Onuralp: Saygideger, aziz, yigit
Orbay: Ordu komutani
Orcun: Ahlak / Tore
Orhan: Kentin hakimi, yoneticisi
Orhun: Eski bir Turk devleti / Asya'da bir nehir
Orkun: Or + hun (han) Kentin hani
Orkut: Kutlu kent
Oruc: Muslumanlarin yeme icmeden uzaklastiklari bir ibadet
Osman: Toy denilen, kazdan buyuk bir kusun yavrusu / Ates gibi adam (Odman= Od +Man)
Oytun: Begenilen guzel yer / Kutsal
Ozan: Halk sairi

Ocal: Oc almaktan
Omer: Dirlik, canlilik, yasam gucu
Onal: Daima onde olmak
Onder: Lider, yonetici, sef
Ozay: Ozlu, ozu ay gibi aydinlik olan
Ozcan: Candan, icten
Ozdemir: Gercek, ozlu demir
Ozden: Soyu temiz olan
Ozen: Dikkat, heves, itina
Ozer: Ozu er olan
Ozgun: Orijinal, digerlerine benzemeyen
Ozgur: Serbest, hic bir kosula bagli olmayan
Ozhan: Han soyundan gelen
Ozkan: Temiz kan, soylu kisinin kanindan gelen



Pala: Kisa, genis kilic
Pars: Yirtici bir hayvan
Pasa: Bir askeri unvan / Agabey, erkek kardes
Pehlivan: Guresci
Pekcan: Siki canli, yufka yurekli olmayan
Peker: Guclu erkek
Peyami: Haberle ilgili, haber veren
Polat: Sertlestirilmis, su verilmis demir
Poyraz: Kuzeydogu yonunden esen ruzgar

Raci: Rica eden, dileyen
Rafet / Refet: Cok acima
Ragip: Ictenlikle isteyen, ozleyen
Rahim: Esirgeyen, aciyan
Rahman: Acimasi bol olan
Rahmi: Koruyan, esirgeyen
Raif: Aciyan, esirgeyen
Rakim: Yazan
Ramazan: Kameri yilin 9. ayi
Rami: Atici, mermi atan
Ramiz: Remz eden, isaretleyen
Rasim: Resmeden, resim cizen
Rasit (d): Dogru yola giden
Rauf: Cok aciyan, esirgeyen
Recai: Umma, dileme
Recep: Heybetli, azametli, saygi deger
Refet: Cok acima
Refik: Arkadas, yoldas, ortaklik
Reha: Kurtulma
Remzi: Isaret ve gizlilige ait
Resul: Haber getiren
Resat: Aklin gerektirdigini yapan
Resit (d): Akilli, iyi davranan
Ridvan: Cennetin kapisinda bekleyen melek
Rifat: Yukseklik, yuksek rutbeli
Rifki: Yumusaklikla, sukunetle ilgili
Riza: Hosnutluk, memnunluk
Ruhi: Ruhla ilgili
Rusen: Aydin, parlak
Ruknettin: Bir seyin temeli / Dinin temeli
Rustem: Unlu Fars pehlivaninin adi
Rustu: Ergin, olgun


Sabahattin: Guzellik
Sabit: Yerinde duran, kimildamayan
Sacit (d): Secdeye varan, ibadet eden
Sadettin: Kutluluk, saadete erme, mubarek olma
Sadi: Baht acikligi
Sadik: Icten bagli, gercek dost
Sadri: Anaya gore cocuk
Sadun: Yildiz bilimine gore, ugurlu olan
Sadullah: Allah'in talihli kildigi
Safa: Saflik, berraklik / Gonul rahatligi
Saffet: Saflik, temizlik
Safi: Katiksiz, ayirt edilmis
Saim: Oruc tutan, oruclu
Sait (d): Kutlu, cennetlik
Salih: Iyi, yararli, yetkili
Salim: Eksiksiz, sag, saglam
Sarp: Dik gecilmesi ve cikilmasi guc
Saruhan: Eski bir Turk beyi
Saltuk: Hic bir kosul ve denetime bagli olmayan
Samet (d): Sonsuz, ebedi
Sami: Isiten, dinleyen
Samim: Bir seyin merkezi
Savas: Iki ya da daha cok tarafin vurusmasi, kavgasi
Seckin: Secilmis olan
Sedat: Dogruluk, haklilik
Sefa/Safa: Saflik, berraklik
Sefer: Yolculuk, savas hali
Seha: Eli acik, comert
Selami: Huzurla, sel�metle ilgili
Selcuk: Sel gibi akan
Selim: Iyilesmesi kolay hastalik
Selman / Salman: Ozgur, hur
Semih: Bol, comert gonullu
Senih: Yuce, yuksek
Sercan: Canlarin ozu, canin basi
Serdar: Askerin basi, komutan
Sergen: Raf, bir seylerin dizili oldugu yer
Serhan: Hanlarin basi
Serhat (d) : Sinir boyu
Serkan: Serhan / Bas han, ser + kan,
Sermet: Oncesiz ve sonrasiz
Sertac: Bas taci
Servet: Para, mal, mulk
Serter: Sert + Er, sert erkek
Server: Bir toplulugun en ileri geleni, bas, sef, reis
Seyit: Efendi, bey
Sezai: Uygun, yarasir
Sezer: Sezgisi guclu olan
Siddik: Cok icten ve dogru kimse
Sitki: Yalan soylemeyen, durust
Sina: Ilac yapilan bir tur bitki
Sinan: Sungu ve mizrak gibi seylerin sivri ucu
Sipahi: Timar sahibi asker
Soner: Son erkek, son yardimi yapan
Sonmez: Surekli yanan, sonmeyen
Suat (d) : Mutlu, mutlulukla ilgili
Suavi: Zorluklara dayanan
Suay: Suya vuran ay isigi gibi isiltili
Suphi: Sabahla, aydinlikla ilgili
Suleyman: Davud peygamberin oglu
Sumer: Bugunku Irak'ta kurulan eski bir uygarligin adi
Sureyya: Ulker yildiz takimi
Sururi: Sevincli, sevincle ilgili


Saban: Kameri yilin 8. ayi
Sadi: Sevinc, nese, mutluluk
Safak: Gunes dogmadan az once, ufuktaki aydinlik
Sahap (b): Ates, alev parcasi
Sahin: Bir tur yirtici kus
Sakir: Sukreden, nankorluk etmeyen
Samil: Kapsayan, icine alan
Secaattin: Yureklilik, yigitlik
Sefik: Sefkatli
Semsi: Gunes'e ait, Gunes'le ilgili
Sener: Sen erkek
Senol: Neseli ol anlaminda
Senturk: Neseli Turk
Seref: Onur / Manen yuksek ve erdemli olmak
Serif: Kutsal, mubarek
Sevket: Ululuk, yucelik, kudret ve kuvvetlilik
Sevki: Sevk, keyif, istekle ilgili
Sinasi: Taniyis, tanimakla ilgili
Sukru: Sukretme, hosnut olma

Taci: Tac ile ilgili
Tacettin: Taca ait
Tahir: Pak, temiz
Tahsin: Begenilip alkislanan, kale gibi saglam
Talat: Yuz, surat, cehre
Talip: Istekli, isteyen, talep eden
Tamer: Tam erkek
Tan: Safak vakti
Taner: Aydinlik erkek
Tanju: Turk imparatorlarina Cinlilerce verilen ad
Tankut: Kutlu, aydinlik
Tansel: Aydinliga ait, sabahla ilgili
Tarik: Sabah yildizi
Tarkan: Eski Turk adi / Daginik
Taskin: Tasmis durumda olan, asiri
Tayfun: Cok zorlu bir firtina
Taylan: Uzun boylu
Tayyar: Ucan, ucucu
Tayyib (p): Iyi, hos, cok temiz
Tekin: Ugurlu
Temel: Kok, esas, dayanak
Teoman: Oguz Han'in babasinin adi
Tevfik: Allah'in yardimi, uygunlastirma, basari
Tezcan: Cani tez olan
Timucin: Turk Mogol Imparatoru Cengiz Han'in asil adi
Timur: Demirin eski Turkce'deki yazilisi
Toktamis: Bir yerde yerlesik oturan
Tolga: Bir tur savas basligi, kask
Tolunay: Dolunay
Toygar: Cayir kusu
Tufan: Siddetli, surekli yagmur ve getirdigi su baskini
Tugrul: Guclu bir masal kusu
Tuna: Avrupa'da bir nehir
Tunc: Bakir, cinko ve kalay karisimi bir maden
Tunca: Tunc gibi / Meric Nehri'nin bir kolu
Tuncay: Tunc renkli ay
Tuncel: Tunc gibi el
Tuncer: Tunc gibi er
Turan: Dunyadaki tum Turklerin yasayacagina inanilan ulke
Turgay: Cayirkusu / Toygar
Turgut: Oturulacak yer, belde
Turhan: Onurlu kisi
Tumay: Dolunay
Turkay: Ay gibi parlayan Turk
Turker: Turk erkegi
Turac: Bir tur kucuk av kusu


Ufuk: Yerle gogun birlesmis gibi gorundugu sinir
Ugur: Iyilik mujdesi, nesnelerde varolduguna inanilan iyilik kaynagi
Uluc: Buyuk Turk denizcisinin adi (Uluc Ali Pasa)
Ulvi: Yuce, yuksek
Umur: Gorgu, tecrube
Umut: Ummak, beklemek, umit etmek
Utku: Zafer, ustunluk saglama, yenme
Uzay: Sonsuz bosluk

Umit: Umut / Ummak, beklemek, umit etmek
Unal: Un almakla ilgili

Vahap: Cok bagislayan, bol ihsan edici
Vahdet: Bir ve tek olma
Vahdi: Bir ve tek olmayla ilgili
Vahit (d): Tek, bir
Varol: Var olmakla ilgili / Yuceltme unlemi
Vecdi: Coskunlukla, vecd ile ilgili
Vecihi: Soylu, asil
Vedat: Dostluk, sevme, sevgi
Vefa: Sozde durma
Vehbi: Tanri vergisi
Veli: Sahip, eren, ermis
Volkan: Yanardag
Vural: Vurup almakla ilgili


Yahya: Meryem Ana'nin amcasinin oglu oldugu soylenen bir peygamber
Yakup (b): Bir peygamber adi
Yalcin: Sarp ve dik
Yalim: Alev, ates uzantisi
Yalin: Sade, ciplak, katisiksiz
Yaman: Guc etki ve beceriklilik sahibi
Yasin: Kuran-i Kerim'de bir s�renin adi
Yasar: Yasayan, yasamakla ilgili
Yavuz: Yaman, pek sert
Yekta: Tek, essiz
Yetkin: Olgunlasmis, kemale ermis
Yildiray: Ay'la ilgili / Yildir yildir parlamak
Yildirim: Buluttan buluta ya da yere elektrik bosalmasi
Yilmaz: Korkusuz, yilmayan
Yigit: Guclu, cesur
Yunus: Bir takim yildizinin adi / Denizde yasayan bir memeli turu
Yurdakul: Yurdu icin canini veren
Yusuf: Eklenecek, ilave edilecek
Yucel: Yucelmis olan
Yuksel: Manevi anlamda yukselmek, yucelmek

Zafer: Savas ve ugrasla elde edilen basari, sonuc
Zahit (d): Dince yasak olan seylerden sakinan
Zekai: Akilla, zek� ile ilgili
Zekeriya: Erkek
Zeki: Akilli olan
Zihni: Zihnin gucuyle, kavrayisla ilgili
Zikri: Zikirle, ayinle ilgili, zikreden
Ziya: Aydinlik, isik
Zulfu: Zulfik�rla ilgili
Zulfikar/ Zulfukar: Hz. Ali'nin unlu catal agizli kilici




Hatasiz annelik olmaz!

Cocuklara diledikleri gibi davranma ozgurlugunu verseniz, onlarla asla basa cikamazsiniz. Siki bir disiplin uygulamaya kalksaniz bu kez de cocuklarin tepkisi cok buyuk olur. Peki disiplin konusunda bir orta yol bulunamaz mi? Emin olun, hatalarin ne oldugunu bilirseniz, hatasiz annelige bir adim daha yaklasmis olursunuz.



1- Cocugu cok fazla ovmek ya da onu ovguden yoksun birakmak

Cocugunuz kirli giyeceklerini ortada birakmayip, kirli sepetine koymustur. Aman efendim, bu ne buyuk bir basari! Cocugunuz dunyanin en iyi cocugu. Boyle bir evlada sahip oldugunuz icin dunyanin en mutlu annesisiniz.

Cocuklarin yaptiklari siradan islerin, harikalar yaratmakla es anlam tasimasi, cok yanlistir. Cocuk, bundan sonra ne yapsa annesinden ovgu almak isteyecektir. Ovgu bagimlisi olmasi, onu ilerde sikintiya sokacaktir.

Buna karsilik cocugun gercekten onemli bir isi basarmasina, annenin pek de itibar etmemesi., kucuk yurekte derin bir yara acabilir. Ne yapsa, annesinin gozune giremeyecegini dusunerek umutsuzluga kapilir.

2- Cocuklara ‘kucuk yetiskin’ muamelesi yapmak

Son yillarda, cocuklarin karsisina gecip onlarla ciddi ciddi tartismalara girismek moda oldu. Bazi pedagoglara gore, cocugu yetiskin muamelesi yapmak onun kisiligini gelistirmesine yardimci oluyor. Ama bazi pedagoglar da bu tezin tam tersini savunuyorlar.

Ornegin cocugun ‘Terminator’ filmini izlemesine karsi cikiyorsunuz. Onunla bu konuda hararetli bir tartismaya girmenizin bir anlami olmaz. Cocuga, kendi fikrinizi kabul ettiremezsiniz. Ama, cocugunuza herhangi bir neden aciklamadan bu filmi izlemesine izin vermeyeceginizi soyleyebilirsiniz.

Asiri derecede demokratik davranmak, cocuklari simartmaktan baska bir ise yaramayabilir.

3- Belli bir disiplin programina sadik kalmak

Cocuklariniza nasil bir disiplin uygulayacaginiza karar vermeden once, cocugun yasini degil, kisiliginin ozelliklerini dikkate almalisiniz. Ayrica cocuklara her zaman ayni ceza uygulanirsa, zamanla buna bagisiklik kazanirlar ve cezanin bir anlami kalmaz. Cocuga verilecek ceza, yasina ve kisiligine uygun olmali.

Su hatayi yapan cocuga (yasi ne olursa olsun) su ceza verilmeli formulunu lutfen aklinizdan cikarin. Hata yapan cocugun yola getirilmesi icin her zaman degisik yontemlere ihtiyac vardir.


4- Ceza vermekten kacinmak

Aslinda disiplinin amaci, cocugu cezalandirmak degil ona bir seyler ogretmektir. Fakat cocugun hatali davranislarinin bir cezasi olmazsa, yaptiklarinin hata oldugunu anlayamaz. Bu nedenle, cocuk hatalarinin bedelini ceza ile odemeli.

Ama ceza denilince cocugun canini acitmak, ondan intikam almak ister gibi davranmak elbette yanlistir. Diyelim ki cocugunuzu sofraya cagirdiniz ve kucuk afacan oyunu birakip sofraya gelmedi. Bu durumda ona tekrar tekrar seslenmek ya da tehdit etmek yerine susup beklemek en dogru hareket olur.

Cocugunuz karni acikip sofraya geldigi zaman da yemegini soguk soguk yemek zorunda kalmali. Cezalandirma yonteminizde cocugun sucuna uygun ceza secmeye ozen gosterin.

5- Psikolog rolu oynamak

Kucuk kiziniz, erkek kardesinin oyuncaklarini tekmeleyip, bagira cagira kardesinden nefret ettigini soyluyor. Siz kiziniza bir psikolog edasiyla sorular soruyorsunuz: ‘Hayatim, ne oldu? Kardesin sana bir kotuluk mu yapti? Neler hissettigini bana anlat’ seklinde konusmaya kalkisirsaniz, hicbir yere varamazsiniz.

Cocuklar, annelerini karsilarinda oldugundan farkli biri olarak gormekten hic hoslanmazlar. Annenin bu yaklasimi, cocugun ofkesini daha da artirir. Anne, cocugunun karsisinda kararli bir tutum icinde olmalilar. Annenin ustunlugunu fark eden cocuk caresiz kalip tutumunu degistirecektir.

Kedi-Kopeklerin cocuk sagligina katkilari

Alerji gibi bazi ozel durumlari saymazsak, evde kedi kopek beslemenin, ozellikle de cocuk sagligina zarardan cok yarar getirdigini gosteren calismalarin sayisi giderek artiyor. Yeni bazi bulgular da Bati Avustralya Universitesi arastirmacilarindan. Calismalari, halk arasinda “mide usutmesi” olarak gecen ve bulanti, kusma, ishal, ates gibi belirtilerle kendini gosteren “gastroenterit” hastaliginin, evinde kedi kopek beslenen cocuklarda cok daha dusuk siklikla ortaya
ciktigini gostermis bulunuyor.
4-6 yas arasindaki 1000’e yakin cocugun izlendigi calismaya gore, hayvanlarla birlikte yasayan cocuklarda gastroenterit ortaya cikma olasiligi % 30-40 kadar dusuyor. Arastirmacilardan Jane Heyworth, sonuclarinin, kedi kopekleri “mikrop yuvasi” olarak gorup onlardan uzak durma egiliminde olanlarin goruslerine karsilik su yorumu yapiyor: “Tam tersine, hayvanlara dokunmak ya da kedi kopekler tarafindan yalanmak, cocuklarda bir tur asi etkisi yaparak bagisiklik sistemlerinin gelisimine katkida bulunuyor.”
Hayvan beslenen evlerde sadece cocuklar degil, buyuklerin de daha az saglik sorunu yasadiklari, sozgelimi kalp hastaliklari ya da depresyon oranlarinin anlamli bir fark yaratacak olcude dustugunu gosteren arastirmalarin sayisi da giderek artmakta.

"Bebegim Neden Kusuyor"

"Cocuklarda kis ishaline dikkat!!"


Gaziantep Universitesi (GAZU) Tip Fakultesi Cocuk Sagligi ve Hastaliklari Ana Bilim Dali Ogretim Uyesi Prof. Dr. Metin Kilinc, kis mevsiminin rotavirus hastaliginin sik goruldugu bir donem oldugunu soyledi.


Kilinc, rotavirus hastaliginin daha cok kusma, karin agrisi, yuksek ates ve ishalle kendini belli ettigini belirtti.

Bebeklik doneminde en sik ve ciddi ishal nedenlerinden birisi olan rotavirusun yol actigi hastaliginin, tedavi icin hastaneye yatmayi gerektirecek kadar ilerleyebilecegini ifade eden Kilinc, soyle konustu:

-Hastalik viruslu su ya da gidanin alinmasiyla bulasir. Iyi yikanmayan eller, bebek bakimi ve alt degistirme sonrasinda ellerin iyi yikanmamasi hastaligin bulasmasina neden olabilir.

Kis mevsimi rotavirus hastaliginin sik goruldugu bir donemdir. Kusma ve ishale yol acan hastaliktan korunmak icin yazin oldugu kadar kisin da hijyen kurallarina dikkat edilmeli.-

Kilinc, bagisiklik sisteminde sorun olmayan cocuklarda hastaligi cok daha kolay atlatabilecegini belirtti. Hastaligin tedavisinde ozellikle kusma ve ishal yoluyla kaybedilen sivi ve tuzun yeniden alinmasinin buyuk onem tasidigini ifade eden Kilinc, soyle devam etti:

-Eger bu sekilde bebegin ya da cocugun sivi kaybetmesinin onune gecilemiyorsa ya da hastaligin belirtileri devam ediyorsa, hastayi hastaneye yatirarak kaybedilen sivinin damar yoluyla verilmesi saglanir.

Ozellikle cocuklari etkileyen bu hastaligin cocuklarin toplu olarak bulundugu yerlerde yayilma riski cok fazladir. Bu nedenle cocuklarin bulunduklari her ortamda hijyen kurallarina uymasini saglamak buyuk onem tasiyor.

Kilinc, ebeveynlerin yaz ishalini oldugu kadar kis ishalini de onemsemesi ve ishali uzun bir sure gecmeyen cocugu mutlaka doktora goturmesi gerektigini kaydetti.
.stit{background:FFFFFF; margin:1px; padding:1 0 1 10; border:1 solid #003366}.tit{background:CCCCCC; margin:1px; padding:1 0 1 10}

Yalniz yatmaya alistirin....



Uzmanlar, cocuklarin dogumdan itibaren yalniz yatmaya alistirilmasi ve bu aliskanliktan cesitli bahanelerle vazgecilmemesi gerektigini belirtiyorlar.

Psikiyatri Uzmani Sabri Yurdakul, anaokullarinda genis capta yapilan arastirma sonucunda, cocuklarin yaridan fazlasinin surekli anne-babalari ile birlikte yattiklarinin anlasildigini belirterek, bu oranin ara sira yatanlarda sayilirsa yuzde 90'lara ulastigina dikkat cekti.
Ailelerin cesitli nedenlerle cocuklarini yanlarinda yatirdigini, bu durumdan sikayetci olmalarina karsin cesitli nedenlerle bu davranisi devam ettirdiklerini vurgulayan Yurdakul, soyle devam etti:
"Anne-babalar, (kisin usumesinler, ustleri acilmasin) diye, diger zamanlarda ise (gece yalniz yatinca korkuyor, bizimle yatmak istiyor) diye cocuklarini yanlarinda yatirmakta, ama bu davranis sonraki zamanlarda da devam etmektedir. Cocuklarin anne babalari ile yatma istekleri bir yere kadar anlasilabilir bir istektir, ama bunun devamlilik arz etmesi onlarin psikolojik gelisimleri yonunden sakincalidir."
Bagimli olmasin
Bu durumun getirdigi baslica sakincanin, cocuklarin anne-babaya bagimli hale gelmeleri ve yalniz yatmayi buyuklerinin kendisini sevmemeleri olarak algilamaya baslamasi oldugunu anlatan Yurdakul, sozlerini soyle surdurdu:
"Halbuki cocuklarin dogumdan sonra odalarinin ayrilmasi ve aile ile birlikte yatmamasi gerekmektedir. (Aman cocugum yanimda yatsin zaten onu fazla goremiyorum) ya da (bizimle yatmasinin nasil bir sakincasi olabilir?) diye dusunen ailelerin cocuklari, ilkokul cagina geldigi halde aileleri ile birlikte yatma aliskanligini surdurmektedir. Sonuc olarak cocuklar, dogumdan itibaren yalniz yatmaya alistirilmali ve bu aliskanliktan cesitli bahanelerle vazgecilmemelidir."
Aliskanliktan vazgecirmek icin
Bu aliskanligin terkedilebilmesi icin oncelikle cocuklarin belli saatte yataklarina yatirilmasini ve uyuyana kadar yanlarinda oturulmasini oneren Yurdakul, "Uykuya dalana kadar ona masal anlatmak, masal kitabi okumak ya da masal kaseti dinletmek, uyuduktan sonra odasindan cikmak onlarin yalniz yatma aliskanligini kazanmalarina yardimci olacaktir" diye konustu.
Anne babalarin cesitli taktikler izleyerek, cocuklarinin bu aliskanligi kazanmasini engelleyebileceklerine dikkat ceken Yurdakul, su onerilerde bulundu:
"Gece uyandiklarinda korkmamalari icin hafif bir isik odada acik birakilmalidir. Cocugun gece kalkip geldigi zaman, usenmeden yataklarina geri goturulmesi gerekir. (Gece korkuyorum) diye geldiklerinde (ne var korkacak, hadi yatagina) demek, ya da (hadi gel yanimizda yat) demek yanlis bir davranis olacaktir. Bu nedenle cocuklarin yalniz yatmaya alistirilmalari, ama bu aliskanligin surdurulmesi hem cocuklar hem de buyukler yonunden gerekli bir davranistir."

Ayip seyler soruyorsa

Cocugunuz cinsel konularla ilgili soru sormaya mi basladi? Telasa kapilmayin. Uzmanlar, "Her cocuga yasina uygun sekilde cevap vermek gerekiyor" diyor.

Cocuk cinsel konularla ilgili soru sormaya basladiginda pek cok aile ne cevap verecegini bilemez. Neyi ne kadar anlatmasi gerektigini de. Bebeklerin duyarak degil gorerek ogrendigini belirten Bahcesehir Koleji Rehberlik Uzmani Birsen Ozkan, "Bu nedenle ana-babalar, cocuklari daha bebekken, onlari farkinda olmadan tavirlariyla egitmeye basliyorlar" dedi. Iste Ozkan'in tavsiyeleri...

Ilk bebeklikte farkli cinste kardesleri birlikte yikayarak dogal yoldan gozlem yapmalari saglanir. Cocugun 'Ben nereden dogdum?' sorusu dogru olarak yanitlanmali.

Daha sonra, annesinin karnina nasil girdigini merak eden cocuga babanin rolu gercekci ve en sade bicimiyle anlatilmali.

Okul oncesi donemde verilmesi gereken onemli bir bilgi de bedeninin ona ait oldugu ve yabancilarin dokunmasina izin vermemesi gerektigidir.

Ilkokul caginda cinsellikle ilgili merak uykuya yatar. Ancak 4. ve 5. siniflara gelinince, kizlar erkeklerden ortalama iki yil daha erken olmak uzere hizli buyume dedigimiz on ergenlik cagina girerler. Bu degisim basladiginda kiz cocuklarina bedenlerinde ne tur degisikliklerin olacagi anlatilmali.

Erkek cocuklara bedenlerinde olacak degisiklikler, bosalma gibi konular anlatilmalidir.

Kiz cocuklari ergenlige erken giriyor!

Hizla artiyor...

Yuzde 1 civarinda olmasi gerekirken, bazi arastirmalara gore yuzde 14’e cikti. Cocugunda meme buyumesi, killanma gibi belirtileri goren ebeveynler telasla doktora kosuyor. Her yuz vakadan 90’inin nedeni belirsiz.

Uzmanlari asil korkutan ise daha seyrek rastlanan erkek cocuklarin erken ergenligi. Cunku testis, beyin tumorleri, hormonal bozukluklar gibi ciddi hastaliklarin belirtisi olabiliyor. Prof. Dr. Oya Ercan "Kiziniz 8, oglunuz 9 yasindan once ergenlige girdiyse doktora basvurmanizda yarar var" diyor.

Vucudu genc kiz gorunumunu aldiginda Didem henuz 10 yasini doldurmamisti. Boyu 161 cm, ayakkabi numarasi 36’ydi. Memeleri 8 yasindan itibaren buyumeye baslamisti. Ilkogretim ikinci sinif ogrencisiydi. Cok utaniyordu. Ailesi hormonal hastaliktan suphelenip doktora basvurdu. Hormon testleri, kemik yasi olcumleri, ultrason taramalari yapildi. Erken ergenligin nedeni arandi, somut belirtiye rastlanamadi.

Ailesi "bebekleri"nin genc kizliga adim atmasini kabullenemiyordu. Endiseleri boyunun kisa kalmasiydi. Neyse ki boyu uzadi. 10. yas gununu geride biraktiktan 8 ay sonra ilk adetini gordu. Daha oyun cagindan cikmadan, kanamalarla, hijyenik pedlerle ugrasmak zordu. Bir sure sonra ailesi Didem’in goruntusune alisti. Beklentileri degisti, genc kiz gibi davranmasini istiyorlardi artik. Oysa kizlarinin kafasi karisikti. Yasitlarindan farkli gorunmek huzursuz ediyordu. Ayrica bebekleriyle oynamaya doyamamisti.

Son yillarda Didem gibi ergenlige erken adim atan cocuklarin sayisi hizla artiyor. Kizlarin memeleri 8 yasindan once gelismeye basliyor, pubik bolgelerinde killanma goruluyor, boylari hizla uzuyor. Aile ne oldugunu bile anlamadan adet goruyor cocuk. Erkekler ise 9 yasindan bile once testis buyumesi, genital bolgede gelisme gibi belirtiler yasiyor.

Cerrahpasa Tip Fakultesi Pediatrik Endokrinoloji ve Adelosan Bilim Dallari Baskani Prof. Dr. Oya Ercan, kizlarda erken ergenlige gecisteki artisi 10 yil once fark etmeye basladigini anlatiyor. "Getirilen cocuklarin cogu sosyo ekonomik duzeyi yuksek ailelerden. Ayni gelisme yoksul ailelerde de yasaniyor ve durumu kabullenip doktora basvurmuyor olabilirler."

ANNELER KISA BOYDAN ENDISELI BABALAR KABULLENMEKTE ZORLANIYOR

Kizlarini doktora getiren anne ve babalarin olaya yaklasiminda sasirtici bir farklilik var. Ornegin bir anne, 7 yasinda ergenlige adim atan kizinin 9 yasinda adet gorecegini ogrendiginde, babaya oranla daha mantikli tepki veriyor. Erken ergenligin basinda boyu hizla uzamaya baslayinca kizini manken yapma hayalleri kuran annelere bile gercekleri kabul ettirmekte zorlanmiyor doktorlar. Adet gorup uzama durdugunda panige kapilan anneleri "Boyu benim kadar olsun yeter" fikrine alistiriyorlar. Babalara gercegi kabul ettirmek ise cok zor. Kizlarinin cocuklugu yasamamasina takiliyorlar. Erken ergenligi "bebekleri"ne yakistirmiyor, kabullenmekte zorlaniyorlar.

Erken ergenlik sonucu olusan boy kaybini engellemek mumkun. Cocugun kemik yasi yavas ilerliyorsa sorun kendiliginden cozulebiliyor. Tersi durumda gonadotropin hormonu salgisini artiracak ilaclar veriliyor cocuga. Ergenlik duruyor. Boy istenilen duzeye geldiginde, ilac kesilip, surec yeniden baslatiliyor. Ercan, "Bu tedavinin etkili olmasi icin adetten once baslanmasi gerekir, adet basladiysa yapacak bir sey yok" diyor. Tedaviyle cocuk 3-5 santimetre kazaniyor. Yurtdisinda bazi uzmanlar bu durumdaki cocuklarin hem ergenligini durduruyor hem de buyume hormonu veriyor.

Ergenligin erken baslamasinda cok sayida faktor etkili. Son arastirmalar, cocuklarda artan obezite egilimiyle baglantili oldugunu gosteriyor. 2-8 yas arasinda vucut kutle endeksi (boy kilo orani) arttikca ergenlik erkene kayiyor. Her bir puan artis, ergenlik zamanini yaklasik 1.5 ay erkene cekiyor. Ergenlik cagindaki uzamayi 0.51 santimetre azaltiyor. Aslinda obez cocuklar "boylarindan yiyor."

6 YASINDAKI CINSEL TACIZCI

Acibadem Hastanesi Pediatrik Endokrinoloji Uzmani, Buyume ve Ergenlik Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Atilla Buyukgebiz’e gore erken ergenligin hicbir avantaji yok. Tam tersine, boy kisaliginin yani sira bircok dezavantaji mevcut: Erken cinsel gelisme, psikolojik sorunlar, erken adet, erdokrin veya beyni ilgilendiren baska hastaliklar. Buyukdeniz ozellikle psikolojik sorunlarin altini ciziyor: "Erken adet goren cocuk arkadas cevresinden uzaklasip, yasitlarindan kopabiliyor. Cok nadir de olsa erkek cocuklarda erken ergenligi cinsel saldirganlik izliyor. Ornegin 6 yasindaki bir cocuk hastamiz kadinlara sarkintilik ediyordu. Ailesi otobuse bindirmekten cekiniyordu. Cocukta iyi huylu tumor saptandi."

UC AYRI TIPI VAR

Erken ergenligin uc ayri tipi var: Erken ergenlik, erkence ergenlik ve hizlanmis ergenlik. 6 yasindan once basladiginda erken ergenlik kategorisine giriyor. Hastalik kabul ediliyor, tedavisi yapiliyor. Hizlandirilmis ergenlik ise kizlarda 8-10, erkeklerde 9-11 yasinda goruluyor. Son yillarda gorulmeye baslanan erkence ergenlik kategorisi ise doktorlarin h�l� tartistigi konulardan biri. Prof. Dr. Oya Ercan’a gore ozen gosterilmesi gereken nazik bir durum: "Erkence ergenlige girenlere mudahale etmek mi gerekir, yoksa testleri yapip izlemeye mi alinmali? Iste tip simdi bu konuda karar vermeye calisiyor. Ben cocugu iyice tetkik ettikten sonra, boyu cok kisaysa, hesaplar kisa kalacagini gosteriyorsa, ailesi onay verirse mudahale etmeyi, sureci durdurmayi tercih ederim. Oysa, hizlandirilmis ergenlik durumunda mudahale ederken cok dusunurum."

EKRAN ISIGI ERGENLIGI TETIKLIYOR

Italya’da Floransa Universitesi’ndeki arastirmacilari, TV basinda uzun zaman geciren cocuklarda melatonin oranin dusuk oldugunu saptadi. Nedeni ekrandan yayilan isik. Yetersiz melatonin, uyku ritmini bozuyor, ergenlik caginin baslangicini duzenleyen sistemi degistiriyor. Cocuklar hizli buyuyor. Arastirmaya katilan 6-12 yas arasindaki 74 ogrencinin tumunde ayni tablo saptandi: Bir hafta hic TV seyretmeyince melatonin orani yuzde 30 artti. 1950-1990 arasinda Italyan kiz cocuklarda ergenlik doneminin baslangici 10 yas, erkeklerde 11 yas civarindayken, son 10 yilda en az bir yil erkene cekildi. Arastirmayi yuruten akademisyenlere gore baslica neden, ekran isigi.

UZAKDOGULULAR BATILILARA SIYAHLAR BEYAZLARA ORANLA ERGENLIGE DAHA ONCE GIRIYOR

Zengin ulkedeki cocuklar yoksul ulkedeki cocuklardan, kentte yasayanlar kirda yasayanlardan daha erken ergenlige girer. Yoksul ulkelerin beslenme yetersizligi yasayan cocuklarinda ergenlik gecikir. Cunku, ergenlige giris vucuttaki yag oraninin belli bir seviyeye cikmasiyla baslar. Cocuklar genellikle 30 kilograma ulastiklarinda surec baslar. Zayif ve kisa boylular, sisman ve uzun boylu cocuklara gore, ergenlik cagina daha gec girer. Cunku zayif cocugun hormon salgisi yetersizdir. Vucudunda yag dokusu az olan atletler, balerinler, cok agir spor yapanlarda ergenlige giris gecikir, kizlarda adet gecikmeleri gozlenebilir. Ergenlik yasinin dusmesinde, iyi beslenme kadar cevresel faktorlerin de etkisi var. Yani yedigimiz yemekte, yasadigimiz ortamda, kullandigimiz esyada bulunan hormon sistemini bozucu maddeler ergenlige gecisi hizlandiriyor. Yuksek rakimli ya da soguk ulkelerde yasayan cocuklar, deniz seviyesinde ve sicak ulkelerde yasayanlara gore ergenlige daha gec girer. Siyah irkta ergenlik, beyaz irka gore erken baslar. Uzakdogulu cocuklar ergenlige, Batililara oranla erken girer.

JAPON KIZLAR 4 YIL ONCE GIRIYOR

Ekonomik refahin artmasi, cocuk beslenmesinin degismesi, proteinli gida tuketiminin yukselmesi dunyada ergenlik yasini dusurdu. Bu konudaki en carpici ornek Japon genc kizlar. Japonya’da 1955’te kizlar 16 yasinda ergenlige giriyordu. 1995’te ergenlik yasi 12’ye dustu. 1955 ve 1995 yillari karsilastirildiginda Japon kizlarin agirligi 11 kg artmis, boylari 12 cm uzamis.

Cocuk psikolojisi

Cocuk psikolojisi

Cocugun gelisimi bagimliliktan bagimsizliga, bencillikten isbirligine,somut dusunceden soyut ve mantikli dusunmeye dogrudur.

Duygulari surekli degisiklik gosterir, biraz once kavga ettigi arkadasiyla bir sure sonra barisir oyunlar oynar.bu yuzdendir ki cocuklarin kavgalarina ve oyunlarina yetiskinler karismamalidir.

Cocuklar yeni durumlara uymakta gucluk cekmezler, cabuk ogrenirler, kotu olaylari, sayet cok yaralayici degilse cabuk unuturlar.
Spontandirlar, dusuncelerini ve olaylari sansurlemeden anlatirlar. Bu yuzden "Cocuktan al haberi" deyimi yaygin bir deyimdir.
Cocuklar dinlenilmelidir, kisiliklerine ve farkliliklarina saygi duyulmalidir.
Her zaman kendilerini ifade etmelerine olanak verilmeli, bu tavirlari desteklenmeli, "sen cocuksun sus" asla denilmemelidir.
Dolayisiyla cocuklarla iletisime girerken gelisim donemlerine (bknz. Cocuk Psikolojisi-Haluk Yavuzer) ozgu niteliklerini de gozonune almak gerekir.Bu bolumde cocuklarda siklikla rastlanan davranissal ve duygusal problemler irdelenecektir.

Dogumdan hemen sonra bebekte yapilmasi gereken tetkikler

Yenidogan bebeklik ve sut cocuklugu doneminde yapilan tarama testlerinin maksadi,kalici zeka geriligine yol acabilen onceden tespit edildiginde onlenebilen bazi hastaliklarin tespit edilmesi ve tedbir alinmasidir.
Evlenmeden once genetik danismanlik ile resesif gecisli hastaliklara sahip olan sahislarin evlenmesine musaade etmemek veya tedbir almalari icin yol gostermek.
Ornek:Ulkemizde Akdeniz bolgesinde yaygin olarak thalassemi tasiyiciligi vardir.Kan tetkikleri ile tasiyicilar tespit edilip tasiyicilara evlenme konusunda rehberlik yapilmaktadir.
Gebelik esnasinda ise anne ve dogacak bebegin sagligi icin;
-Anne ve babanin kan grubu
-Seker hastaligi arastirmasi
-Hepatit B tasiyiciligi
-Frengi
-Gerektiginde Toksoplazmozis
-Idrar yollari enfeksiyonlari arastirilmasi gereklidir.
-Gebeligin 6.ayinda evvelce tetanoz asisi olmus anne adaylarina bir kez,asi olmamis olanlara iki kez olmak uzere asi uygulanmasi.
-14 yasini doldurmus kiz cocuklarda asilanma uygulanmamis ise kizamikcik taramasi,gerekirse asi uygulanmasi
Dogumu takibeden ilk saatlerde;
-Kansekeri
-Kangrubu
-Hematokrit duzeyi bakilmasi gerekir.
-Bilhassa gebelikte annede seker hastaligi varligi veya suphesi bebekte kan sekeri takibi acisindan son derece onemlidir.
-Bebek anne sutu ile yeterince beslendikten sonra 72 saat ile 10 gun arasinda;
Fenilketonuri
Hipotiroidi(neonatal TSH)
taramalari icin topuktan kan alinmasi.
-Aileden alinan bilgiler dogrultusunda baska supheli ����bolik hastalik tarif ediliyorsa ona uygun taramalarin yapilmasi gerekir.
Ornek:-Idrarda reduktan madde
-Thalassemi taramalari gibi.
-Yenidogan bebegin muayenesinde butun vucut solunum ve dolasim sistemi muayene edilmesi agiz boslugunun kontrolu,gozlerin acik halde gorulmesi ve kendiliginden hareket ettiginin tespit edilmesi.,kalca cikigi acisindan kalcanin muayenesi gerekirse 1 ay ile 3 ay arasinda ultrasonografik olarak degerlendirilmesi.
-1 yasta psikolog ile gorusme
-2.5 yasta goz muayenesi
-Okul oncesi cagda isitme muayenesi hic sikayeti olmayan cocuklarda yapilacak tarama maksatli muayenelerdir.Herhangi bir sikayeti varsa yahut muayeneler esnasinda tespit ediliyorsa o durum uzerinde hemen ayrintili inceleme yapilmasi gerekir.

ONEMLI KONU:Bebeginizin temizligi nasil yapilmali?

Bebeginizin en onemli ihtiyaclarindan biri de banyodur. Hele de sevgi dolu sohbetlerle ve oyunlarla suslenmis banyolari bebekler cok sever.Gerci alisana kadar biraz zorluk cekersiniz ama daha sonra bu isten cok keyif alirsiniz.
Bebeginiz buyudukce yikanma ve temizlenme gereksinimi artacak,biraz daha pasakli olacaktir. Yemekleri kendi yemeye basladiginda saclarina surecek ,altini temizlerken rahat durmayarak ustune basina surdurecek,kisacasi temizlenmeye daha cok ihtiyac duyacaktir. Bebeginize kucuk yaslardan baslayarak banyoyu sevdirmeli , temiz olmaya tesvik etmelisiniz.
Dogum hanede bebek dogar dogmaz agiz temizligi yapilip,gobek kordonu kesilince solunumu uyarmali ve isi kaybini onlemek icin yumusak sicak ve steril havlu ile yavas yavas ovusturularak kurulanir.Anneye gosterilip kisa bir sure kucagina almasi saglanarak bebek odasina alinir.Onceden isitilmis kuvozde ciplak olarak 15-20 dakika gozlendikten sonra problem yoksa akan suyla banyosu yaptirilip goz ve gobek bakimi uygulanir. Ilk gunler evde veya hastanede gobek dusene kadar tecrubeli bir kisi tarafindan su yutmamasina dikkat edilerek akan suyla banyo yaptirilir,zira kuvet veya legende ki su icinde yatan bebegin gobegi islanip yumusar.Kuru tutulmaya dikkat edilmezse hem dusmesi gecikir hem de mikrop almaya sebep olabilir.Banyodan sonra yumusak,kaynatilarak yikanmis havluya kurulanan bebek gobegi antiseptik solusyonla temizlenip etrafina kuru steril gaz bezi sarilip sicak ortamda bir sure acik kalmasi faydali olur.(10 dakika kadar)Gobek dustukten sonraki gun banyo ertelenir.Takip eden gunlerde mevsim,ev ve bebege ait sartlar goz onune alinarak her gun banyo yaptirmakta fayda vardir.
Banyo yapilacak oda veya banyo odasi onceden isitilir.27 derece uygun oda sicakligidir.(25-30 derece).Cam ve kapilar kontrol edilir esinti olmamasina dikkat edilir.Bebegin yikanmasi,kurulanmasi ve giydirilmesi icin icin yeterince genis alan olmasi gerekir.Legene bir miktar ilik ve temiz su koyulur.(36-37 derece).Isi bir derece veya dirsek bolgesi suya batirilarak asagi yukari kontrol edilebilir.Suya yatirilan bebegin boynunun altina hafifce yukseltecek pamuklu camasir veya kucuk bir havlu katlanarak koyulur.Bebegin su icinde rahatca hareket etmesi ve urpermesine yol acacak suyun sicak veya soguk olmamasina dikkat etmelidir.
BEBEGI YIKARKEN DIKKAT ETMENIZ GEREKEN SEYLER :
• Bebeginiz 6 aylik olana dek goz, kulak ve yuzu icin kaynatilip ilitilmis su kullanin.Kaynatma bakterileri oldurur.
• Bebeginizin,burnunu ya da kulaklarini temizlerken temiz bir pamuk kullanin ve yalnizca gorebildiginiz yerleri temizleyin.
• Bebeginizi banyoda hic bir zaman yalniz birakmayin.Bebek cok az suda bile bogulabilir.
• Bebeginiz oturur durumda olsa bile sirtindan tutarak destekleyin.
• Su sicakligini dirseginizle kontrol edin.
Ilk gunler anneye yardim edecek tecrubeli ,sakin anneanne,babaanne veya baska bir yardimci annenin isini kolaylastiracaktir.
Yuksek sesle konusmak,cok acele etmek,yikama esnasinda cani yanacak kadar ovusturmak,sicak veya soguk su bebegin banyodan korkmamasina sebep olur.
Banyo hazirligi ve banyo sirasinda veya giydirirken telas etmeden alcak ve yumusak bir sesle konusarak muamele etmeli.Ileriki gunlerde bebegin rahat ettigi su sicakligi hususunda duyarli olmaya calisarak ona gore davranmak bebek icin banyonun keyifli olmasini saglayacaktir.
Bebeklerin erken donemden itibaren rahat ettikleri isi farkli olabilir.Kimi bebek 35.5-36 derece isidaki suda rahat ederken kimisi icin 37-37.5 derece su hazirlamak gerekebilir
Bazi bebekler ciplak cok rahat ettikleri halde bazilari soyununca aglamaya baslarlar.Bu durum fark edilince soyundurma esnasinda uzerine pamuklu bir ortu koyulabilir.
Banyo suyunun temiz icme suyu veya kaynatilip sogutulmus musluk suyu olmasinda fayda vardir.Ne kadar dikkat edilirse edilsin bebegin su yutma ihtimali vardir.Temiz olmayan suyu yutan bebekte barsak enfeksiyonu meydana gelebilir.
Banyoda beyaz sabun veya hipoallerjenik bebek sabunlari az miktarda kullanilir.Yumusak bir tulbent sabunlanip kat yerleri,sirti,gogsu,el ve ayaklari ovusturularak yikanir.Boynu ve ensesi sirtustu yatarken yikanir.Arada daha onceden hazirlanmis durulama suyundan bebegin vucuduna dikkatle dokerek usumesi onlenir.Bebek gogsune baski yapmadan koltuk altlarindan tutularak yuzukoyun duruma getirilerek basi ve yuzu yikanir.Bas ve yuz yikanirken bebekler pek hoslanmazlar ve aglamaya ve aniden su dokerek irkilmesine mani olmak gerekir.Irkilmesine mani olmak gerekir.Irkilme esnasinda burun ve agizdan ostaki borusu vasitasi ile orta kulaga su damlaciklari ulasabilir ve ortakulak iltihabi meydana gelebilir.
Doktor tarafindan uyarilmadikca bebegin kulagini tikamaya luzum yoktur.Dis kulak yolundan kulaga su kacmaz.Agiz ve buruna su girmedigi takdirde suyun icinde rahatca yatirilabilir.
Basinin yikanmasi bitirilen bebek bas,vucut,kol ve bacaklar temiz su dokulerek durulanir.Temiz ve sicak bir havluya sarilarak kurulanir.
Banyo ilk zamanlar bebek ve anne icin oldukca yorucudur.Kat yerleri kurulanmis olan bebek bezlenerek baska bir kuru havluya sarilarak dinlenmeye birakilabilir.Veya dikkatle usutmeden giydirilebilir.
Goz cukurlari ve kulak kivrimlari,diskulak yolu,kulak arkasi isaret parmagina sarilan temiz bir tulbentle silinir,saclari yumusak bir tarakla taranir,beslenerek uyumaya gecmesi saglanir.
Banyo sabah saatleri 10:00-12:00 arasi olabilir.Ancak cok aglayan bebekler saat 19:00-20:00 arasinda yikanarak gece rahat uyumasi saglanabilir.
Banyolara babanin da yardim etmesi aile icinde mutluluk kaynagi olabilir.Zira aile fertleri bakimina katkida bulundugu minik bebege daha cabuk baglanip daha cok sevecektir.Guzel gecirilen bir zamani paylasmak bakimindan da onemlidir.
Banyodan sonra kat yerlerine bebek kremleri,bebe yagi veya az miktarda zeytinyagi surulebilir.
Ilk iki ay her gun yikamak faydali olur.Daha sonra evin sartlarina,mevsime ve bebegin durumuna gore haftada iki kez banyo yaptirilabilir.
Her kaka yaptiginda belden asagisi yikanmasi faydali olacaktir.Kiz bebeklerde onden arkaya dogru yikamaya dikkat etmeli.
Eli aliskin olan sahis akan temiz musluk suyu ile de yikayabilir ancak basinin yikanmasi esnasinda su yutturmamaya ve kaynamis ilitilmis suyla yapilmaya dikkat edilmesi faydali olacaktir.
Bebek oturur duruma gelip su yutmamayi ogrenene kadar banyo suyunun temiz icme suyu olmasi faydali olur.
Anne veya babanin kucaginda da yikanabilir durulandiktan sonra bir diger sahsin havluya alarak bakimini yapmasi mumkun olabilir.
Onbes gunde bir tirnak kesilmesi,el tirnaklarinin yuvarlak,ayak tirnaklarinin duz sekilde nazikce kesilmesi ve tirnak diplerinin antiseptik solusyonla silinmesi gereklidir.
Besin hijyeni
Besin hijyeni bebekler icin onemlidir. Temel gida hijyeni kurallarini kendiniz icin uyguluyorsaniz sorun yok ancak bu konuda gevsek davraniyorsaniz unutmayin; sizde sadece hafif bir karin agrisi yapan bir yiyecek bebeginizin kusmasina, ishal olmasina ve hatta siddetli su kaybina neden olabilir.
Kullanacaginiz temel hijyen kurallari ise cok basit :

. Cig et, kumes hayvanlari, balik ve yumurtalari tutmadan once ve tuttuktan sonra mutlaka ellerinizi yikayin,
. Et ve sebzeleri kesinlikle ayni tahta uzerinde dogramayin,
. Meyve ve sebzeleri cok iyi yikayin. Her ne kadar vitamininin kabugunda oldugunu dusunseniz de, yetistirme asamasinda kullanilan kimyasal maddeleri tamamen ortadan kaldirmak icin tek yol meyvelerin kabuklarini soyarak yedirmektir. Yedirdiginiz meyvelerin organik oldugundan emin olmadikca bu basit kurali uygulayin,
. Bebeginizi beslemeden once ellerinizi yikamayi ihmal etmeyin

"BaSaRi IcIN DuZeNLi......."

BASARI ICIN DUZENLI UYKU SART..

"Cocuklarda Uyku Saatlerinin Duzenlenmesi"
Her 3 cocuktan 1'i uyku sorunuyla karsi karsiya....Couu cocuk geceleri sik sik uyanir,fakat bu durum ailede sikinti ve strese neden olur.Cocuklarinizin gece uykusunu almalari gunluk hayatlarini daha saglikli,basarili ve enerjili gecirmeleri acisindan onemlidir.Bunu saglayabilmek icin dogru davranislari dogru zamanda yapmaniz yeterli olacaktir.
"YAPMANIZ GEREKENLER"
Cocuklariniza duzenli bir uyku programi yaratin.Fakat bu programlari yaratirken yaslarinida goz onunde bulundurun.Ornegin 2-3 yasindaki cocugunuz kendi uyku planini kendi yapamaz,ama ilkokul cagina gelmis cocuk eger plan kurmasini ve uygulamasini kucuk yasta ogrenmisse,bunu kendiside ayarlayabilir.Unutmayin ki,onlarin hem fiziksel hem de biyolojik gelisimleri icin uyku onemli bir etkendir.
Cocugunuzun yasina gore gece uykuya rahat dalabilmesi icin gereken ortami saglayin.Bu,kucuk cocuklarda herhangi bir oyuncakken,daha buyuk cocuklarda yanan bir isik bile olabilir.Eger cocugunuz cok kucukse onu uyutmak icin yatagina koyup odadan ciktiginizda terk edilmislik hissi duyabilir.Bunu hissetmemesi icin belirli araliklarla yanina gidip onu terk etmediginizi gosterin.
Her cocugun seyretmekten keyif aldigi programlar vardir,fakat bunlarin bazilari gece gec saatlerde olabilir.Bu programlari seyrederlerse uykularini alamayacaklarini ve ertesi gun yorgun olduklari icin okuldan verim alamayacaklarini onlarin anlayacagi bir dilde anlatin.
Onunla konusurken onun hislerinide anladiginizi ona yansitin.Cocugunuzla yatmadan once vakit gecirin.Cocugunuzun yasi her ne olursa olsun,sicak,yakin ve kisisel ilgiye her zaman ihtiyac duyacaktir.
Belli bir uyku saati belirleyin ve almis oldugunuz karari uygulamakta kararli ve istikrarli olun.
Cocugunuzun odasina televizyon veya bilgisayar tarzi seyleri koymamaya ozen gosterin.Bu onun uykusunu ve dikkatini dagitmaktan baska ise yaramaz.
Cocugunuzun okul duzeni belirlendiginde,onu duzenli sekilde yemege ve uyumaya tesvik edin.Ne kadar tutarli ve mantikli bir duzen hazirlarsaniz,cocugunuzun gelisimine o kadar katkida bulunmus olursunuz.
Onu her gece duzenli bir saatte yatirin ve bundan once de duzenli bir uyku oncesi rutini ayarlayin (uyku saatinin geldigini belirterek tuvalete gondermek,dislerini fircalamasini hatirlatmak ve ona bir masal okumak gibi)....
Genellikle cocuklar anne-babalarinin sinirlarini zorlamayi sevrler ve nereye kadar gidebileceklerini gormeyi isterler.Bu her konuda oldugu gibi yatma konusunda da gecerlidir.Her cocuk uyku vakti geldiginde "birazcik daha oturmak" isteyecektir.Cok ozel bir durum olmadigi surece rutininizi bozmayin.Almis oldugunuz kararlarin arkasinda durmaya ozen gosterin.
Yatmadan once seyrettigi seylere dikkat edin.Siddet iceren seyler seyretmesi,onun uykuya dalmasini guclestirebilir.

"PEKI YA KUCUK COCUKLAR"
Cocugunuz uykuya dalsin diye onu kucaginiza alip sallamayin,cunku gece uyandiklari zaman ayni ilgiyi gormedikleri icin uykuya dalmalari daha zor olacaktir.
Cocugunuzunyasina gore onun yatagina sevdigi ve deger verdigi bir oyuncagini koyun.Bu onun kendi kendini rahatlatmasinda yardimci olacaktir.
Cocugunuzun agzinda biberonla uyumasina izin vermeyin.Bu ona kisa sureli bir rahatlama kazandirip uykuya dalmasina yardimci olsada ileride ciddi dis ve agiz problemlerine yol acabilir.

"BiRaKiN CoCuKLaR NoRMaL DoGSuN"

Son yillarda bebeklerin yuzde kirk kadarinin sezaryenle dunyaya geldigi ve bunun giderek arttigi yazilip,soyleniyor.Sizce bunun sebebi nedir?Sezaryen gereksiz yere mi yapiliyor?Dogum icin sezaryeni mi tercih etmeliyiz?

Eskiden insanlar dogarak dunyaya gelirlerdi.Gunumuzde artik cocuklarimizin neredeyse yariya yakini dogmuyor.Onlara dogma hakki tanimiyoruz.
Gebeligin son gunlerinde,anne-baba ile hekim oturup karar veriyorlar ve SEZARYEN adi verilen bir ameliyatla gebeligi sonlandiriyorlar.
Kuskusuz sezaryen,kimi durumlarda,gerek anne karnindaki cocuk icin ve gerekse gebe icin hayat kurtarici bir mudahaledir.Ancak bu mudahaleye,az sayida (ortalama beste bir) gebede ihtiyac duyulur.Oysa gunumuzde,hem anneler hemde kadin dogum uzmanlari,sezaryeni cok kolay tercih ediyorlar.Bu nedenle,olmasi gereken oranin cok uzeriinde bebek sezaryenle dunyaya geliyor.

"INSANLAR DOGARLARDI"
Sezaryen olagandisi bir mudahaledir.Cerrahi bir ameliyattir.Ustelik,gebelige bagli cesitli degisimler gecirmis bir organizmaya uygulaniyor.Bundan dolayi,hem anesteziye bagli olarak islem sirasinda ve hem de ameliyat sonrasi donemde ciddi komplikasyonlar gelisebiliyor.Sezaryen sirasinda;anne olumleri 4-6 kat,bebek olumleri ise 3 kat daha fazla goruluyor.
Oysa,dogum fizyolojik bir olaydir.Insanlar dogarlar(di),buyurler ve olurler.Organizma icin dogum; yemek yemek,su icmek,uyumak gibi olagan bir durumdur.Dogumun,dogumu yasamanin,gebe ve cocuk uzerinde,belki de tam olarak bilmedigimiz etkileri soz konusu.
Kadin dogum uzmanlariyla bu durumu konustugumuzda ,gebelerin sezaryeni tercih ettiklerini soyluyorlar.Sanirim dogum sancisi cekmekten duyulan korku,bu tercihte rol oynuyor.Hekimler ise dogumu dogrudan yonetemedikleri icin sezaryeni tercih ediyor olabilirler.Gecenin bir yarisinda dogum sancilari baslayabiliyor.Oysa,sezaryeni ne zaman yapacaginiza siz kara veriyorsunuz.

"BURCLAR BILE SAIBELI"
Aslinda bu durum,insanin ehillestirilmesi surecinin dogum oncesinde baldigini gosteriyor.Artik bebeklerin ne zaman dunyaya gelecegine disaridan birileri karar veriyor.Bundan dolayi, gunumuzde burcunuza da (astroloji) saibeyle bakmak gerekiyor.
Insanoglu sinir tanimaz hirsiyla,nasil ki bugune kadar ormanlari kesip yok etti,kimi hayvanlarin neslini kuruttu,denizleri kirletti,ozonu deldi,topragi betonlastirdi......Gunumuzde de bunun bir adim otesine gidip,sadece dogaya mudahaleyle yetinmiyor, gelecek kusaklarin dogma hakkini elinden aliyor.

Siz dogarak dunyaya gelenlerdenseniz,bunun kiymetini bilin.Ve tibbi bir zorunluluk olmadikca , cocugunuzun dogma hakkini elinden almayin.

Korunmak icin vitamin sart!




Yapilan arastirmaya gore, anne adayinin hamileligin ozellikle ilk 16 haftasinda E vitamini almasi cocukta astim riskini azaltiyor

Ingiltere’de yapilan son arastirma, hamilelik doneminde annenin E vitamini almasi ile cocugunun astim hastaligina yakalanma olasiligi arasinda birebir iliski oldugunu ortaya koydu. Buna gore gebeligin ozellikle ilk 16 haftasinda yeterli E vitamini alan annelerin cocuklarinin astim hastasi olma ihtimali diger annelere oranla 5 kat daha az.

2 bin kadinin katilimiyla yapilan arastirmada, 9 ay suresince anne karninda yeterli E vitamini alamayan bebeklerin, 5 yasina geldiginde soluk alip verirken gucluk cekme ve egzema olma ihtimalinin daha yuksek oldugu anlasildi. E vitamini, akciger gelisimine onemli katki sagliyor. Bu vitamini yeterince almayan yeni doganlarin polenler ve ev tozu akarlarina karsi daha duyarli oluyor.

Ay cekirdegi e vitamini deposu

Ingiliz uzmanlar, anne adaylarina sebze yaglari, margarin ve ay cekirdegi oneriyor. Ancak saglikli bir hamileligin, aslinda temel olarak dengeli beslenmekten gectigini bir kez daha hatirlatiyor.

Erken yatmak buyutuyor!




Aksam belli bir saatte yatan cocuklarin buyume hormonlarinin duzenli calistigi ve gelismeyi etkiledigi ogrenildi.


Selcuk Universitesi Meram Tip Fakultesi Cocuk Sagligi Ana Bilim Dali Ogretim Uyesi Prof. Dr. Hasan Koc, cocuklarda buyume hormonunun saat 22.00 ile 02.00 arasinda daha fazla salgilandigini, bu nedenle gelismenin daha hizli olmasi icin cocuklarin erken yatirilmasi gerektigini belirtti.

Koc, yaptigi aciklamada, cocuklarin gelisimine dogru beslenme kadar uyku duzeni ve uyuma saatlerinin de onemli etki yaptigini anlatti. Cocugun saglikli bir sekilde gelismesinde buyume hormonlarinin duzenli bir sekilde salgilanmasinin onemine isaret eden Koc, aksamin belli saatlerinin uykuda gecirilmesinin, buyume hormonlarinin duzenli salgilanmasinda onemli etkisi oldugunu ifade etti.

Koc, cocuklarda buyume hormonunun saat 22.00 ile 02.00 saatleri arasinda daha fazla salgilandigini vurgulayarak sunlari kaydetti: 'Gelismenin daha hizli olmasi icin cocuklarin erken yatirilmasinda buyuk yarar vardir. Cunku buyume hormonlari, vucut hareketsizken, yani enerji harcamadigi zamanlarda daha duzgun bir sekilde salgilanir.

Buyume hormonlari 22.00 ile 02.00 saatleri arasinda salgilandigi icin, cocugun bu hormonlardan daha fazla yararlanabilmesi icin erken yatmak buyuk onem tasiyor. Cocuklar genellikle daha fazla televizyon seyredebilmek icin gec yatma egiliminde oluyor. Ancak, fazla televizyon seyretmek zaten gelisme cagindaki cocugun goz sagligi icin zararlidir."

Cocuklarinin erken yatmasinin saglanmasinda ailelerine buyuk gorev dustugunu belirten Koc, cocuklara erken yatma aliskanligi kazandirilmasi gerektigini anlatti. Koc, buyumeyi duzenleyen ve hizlandiran Omega 3 iceren takviye maddelerin aksam saatlerinde verilmesinin, vucuda yararini artiracagini sozlerine ekledi.