Kalin Bagirsak Hastalarina Mujde
Ince bagirsaktan kalin bagirsak yapilarak torba derdine son veriliyor.
Ege Universitesi (EU) Tip Fakultesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalinda uygulanan yontemle, ince bagirsaktan kalin bagirsak olusturularak, hastalarin omur boyu torba tasimasi engelleniyor. EU Tip Fakultesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dali Proktoloji Bilim Dali Ogretim Uyesi Prof. Dr. Erhan Akgun, yaptigi yazili aciklamada, kalin bagirsagin yaygin iltihabi hastaliklarinda (ulseratif kolit), kalin bagirsagin cikarilarak, ince bagirsagin karina baglandigini ve hastalarin yasam boyu torba tasimak zorunda kaldiklarini belirtti. Akgun, uyguladiklari bir yontemle kalin bagirsagi cikardiktan sonra, ince bagirsaktan kalin bagirsak benzeri bir hazne yaptiklarini, bunu makata bagladiklarini ve bu sayede hastalari torba tasima zorunlulugundan kurtardiklarini kaydetti. Kalin bagirsak iltihaplarinin, ABD ve Bati toplumlarinda yaygin olarak goruldugunu ifade eden Akgun, hastaligin tedavi edilmedigi taktirde kansere donusebilecegini, hastaligin ilk once ilacla tedavi edilebildigini, ancak ileri safhalarda mutlaka cerrahi operasyona ihtiyac duyuldugunu anlatti. Akgun, "Operasyon 4-5 saat kadar suruyor. Bu teknik 55 yasina kadar olan hastalarda uygulanabiliyor. Hastalik daha cok 25-30'lu yaslardan sonra ortaya cikiyor" gorusunu bildirdi. Gazli icecekler kemik erimesi yapiyor
Strese karsi esinizin elini tutun
ABD'nin Virginia Universitesi'nde yapilan bir arastirma mutlu bir evliligi olan kadinlarin, kocalarinin elini tuttugunda gunun stresinden buyuk olcude kurtuldugunu ortaya cikardi.
Arastirmaya katilan 16 gonullu kadin beyin tarama cihazlari ile incelendi. Bilim adamlari testlerde eslerinin elini tuttuklari andan itibaren kadinlarda stresin azalmaya basladigini tespit etti. Arastirmayi yuruten Dr. James Coan, "Mutlu bir beraberlik yasayanlar hastalandiklarinda daha cabuk iyilesiyorlar, hatta daha uzun yasiyorlar. Bu arastirma da kadinlarin sevdigi erkegin elini tuttugunda daha iyi hissettigini kanitliyor" dedi. Sifa bulayim derken hayatiniz kararmasin!
Bitkisel ilaclarin bazilari, ameliyattan birkac gun once alinmasi halinde, hastayi olduruyor.
Dokuz Eylul Universitesi (DEU) Tip Fakultesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dali Ogretim Uyesi Doc. Dr. Leyla Iyilikci, son yillarda kullanimi artis gosteren bitkisel ilaclarin bazilarinin, ameliyatlardan birkac gun once alinmasi halinde, hastayi olum tehlikesiyle karsi karsiya birakabildigini belirtti. Doc. Dr. Iyilikci, AA muhabirine yaptigi aciklamada, son zamanlarda bitkisel ilaclarla tedaviye ilginin giderek arttigini, bitkilerin dunyanin pek cok ulkesinde geleneksel olarak halk ilaci, gida destegi ve bitkisel ilac olarak yaygin bir sekilde kullanildigini anlatti. Kisilerin ozellikle bu urunlerin dogal olduklari icin ''guvenli ve zararsiz ''olduklarina inandigini, Turkiye'nin de herbal tedavi acisindan ����ryali oldukca zengin bir ulke oldugunu belirten Iyilikci, bu urunlerin bilincsiz sekilde kullanilmasi durumunda, ozellikle de ameliyat surecinde kisinin ciddi risklerle karsi karsiya kalabildiklerini kaydetti. OLUME DAVETIYE Ameliyat oncesinde hastalarin bu tur urunleri alip almadiginin doktorlar tarafindan sorgulanmasi gerektigini vurgulayan Doc. Dr. Iyilikci, sorgulama yapilmadigi icin bazi ulkelerde olumlerin yasandigini ifade etti. Bu tur urunlerin ameliyattan birkac gun once kesilmesi gerektiginin altini cizen Doc. Dr. Iyilikci, ''Sarimsak gibi kimi herbal urunler kan basincini dusurdugu icin ameliyat esnasinda ve sonrasinda olumsuz etkilerle karsilasilabilir. Ameliyat oncesinde kullanilan bu tur urunlerin olum ve bircok ciddi komplikasyona yol acabilecegi gozardi edilmemelidir'' dedi. Iyilikci, ''Hastalarin kullandiklari herbal urunler sorgulanmamakta, anestezi uygulamalarinda ve cerrahi islem sirasinda ortaya cikan beklenmedik komplikasyonlar cerrahi zor durumda birakabilmektedir. Anestezi uygulamalarindan once bu ilaclar mutlaka sorgulanmalidir'' diye konustu. BITKISEL ILACLARIN TEDAVIYE ETKISI Ekinezya bitkisinin cerrahi yaklasimdan mumkun oldugunca erken kesilmesini oneren Doc. Dr. Iyilikci, bu urunun kullanilmasi halinde hastanin tedaviye ve ilaclara gec yanit verebilecegi uyarisinda bulundu. Sarimsagin kan basincini ve kolesterolu dusurdugunu kaydeden Iyilikci, bu urunun de cerrahiden en az bir hafta once kesilmesi gerektigini ifade etti. Doc. Dr. Iyilikci, ordek ayagi, baldirikara, gumus kayisi gibi urunlerin cerrahi mudahaleden 5 gun once, gingseng gibi urunlerin ise en az 36 saat once kullanimimin kesilmesi gerektigini sozlerine ekledi. Doc. Dr. Iyilikci, herbal urunlerle ilgili su bilgileri verdi: ''Tarcin, yasliligin getirdigi hasarlari onlemektedir. Kan sekerini dusurur. Meyan koku, ameliyat oncesi kan basinci artisi, aritmiye neden olur. Operasyon sirasinda EKG degisiklikleri ortaya cikabilir. Bircok ilacin ����bolizmasini degistirebilir. Isirgan otu, ulkemizde oldukca sik bulunan tohum, kok veya yaprak cayi seklinde tuketilmektedir. Idrar artirici, odem cozucu, demir eksikligini gidermek, anemiyi onleyici, prostat buyumesine karsi kullanilir. Agir kalp ve bobrek hastaliklarinda diuretik etkisi nedeniyle elektrolit degisikliklerine neden olabilir. Yesil cay, antioksidan, kolesterol ve yag asitlerini dusurur. Kilo kaybi, kan basinci ve kan sekerini dusurebilir.'' Saglik icin dogal beslenme
Forever Living Products’in duzenledigi ‘Bitkiler ve Saglik’ konulu ‘Yasam Enerjisi’ paneli uzman katilimcilari ve konulariyla gundeme oturdu. Uzmanlardan dogal urunlerin tuketimi ile ilgili carpici uyarilar geldi:
Diyet ve beslenme uzmani Taylan Kumeli, Dr. Ayfer Altinok, Doc. Dr. Mehmet Gursel ve Prof. Dr. Okan Yillar’in katildigi panelde, dogal urunlerin sagligimiza faydalari, besin tamamlayici ve destekleyicilerinin dogru kullanimi, fitoterapi ile sentetik ilaclarin vucudumuzca emilim farki, fonksiyonel besinler ve omega 3 yag asitlerinin yararlari islendi. Akilda kalici ve yasam kalitemizi yukselmeye odakli bircok ipucunun verildigi panelde, uygulanis kolayligiyla goze carpan bazi uyarilar ise soyle: Kolali icecekler yerine nar suyu Taylan Kumeli, bagisiklik (immum) sistemini baz alan konusmasinda fonksiyonel besinlerin iyilestirici degil, yasam kalitesini artirici besinler oldugunun ozenle altini cizdi. Hastalik riskini azaltici besinleri probiotikler, flavonidler, fitoostrojenler, glukozinotlar ve katesinler olarak bolumlere ayiran Taylan Kumeli, nar ve nar suyu ekstresi ile uzum cekirdegi ekstresinin faydalarini saymakla bitiremedi. Soya, keten tohumu, kiraz, cilek, elma, ceviz ve kerevizin menepoz belirtilerini azaltmada birebir oldugunu anlatan Kumeli, sogan, elma ve yesil cayin ise bagisiklik sistemini guclendirdigini vurguladi. Dogal bir antioksidan olan nar ve nar suyu ekstresinin ise kanser riskini azaltici etkisini anlatti. Kalp ve damar sagligini koruyan, bagirsak mikro florasini guclendiren, enerji veren ve tansiyonu dengeleyen nar suyunun 1 bardaginin ise; 2 kadeh kirmizi sarap, 10 bardak yesil cay ile esit antioksidan barindirdigini belirtti. Uzum cekirdegi ekstresinin ise hucre zarlarini guclendirmesi, kotu kolestrolu (LDL) dusurup iyi kolestrolu (HDL) artirmasi ayrica cilt ve goz sagligi (katarakt) uzerinde ki etkileri hakkinda bilgi verdi. Brokolinin kanser riskini buyuk olcude azaltici ve ����bolizmayi guclendirici etkilerinden de soz etti. Sozlerini ‘doga vucudun mucizesidir’ diyerek noktalayan Kumeli, bitkilerin hayatimizdaki her sirrin anahtari oldugunu vurgulayarak buyuk alkis aldi. Gereksiz ilac kullanimi mi, bizi hasta ediyor? Fitoterapi konusunda calismalarini surduren Doc. Dr. Med. Dent. Mehmet Gursel, besinlerin uretilmesinden, korunmasina kadar kimyasal yontemlerle yapilmis sentetik maddelerin hayatimizi buyuk olcude etkiledigini ve bu gelismenin olumlu yonlerine karsin, bilincsiz kullanilmasi sonucunda, da geriye donusunun tamiri zor zararlar olusturdugunu anlatti. Son zamanlarda oldukca yayginlasan bir goruse gore; eskiden daha seyrek gorulen ya da bilinmeyen bircok hastaligin insan yasamini tehdit etmesinin nedeninin, kullanilan sentetik ilaclar oldugunu soyledi. Gunumuzde beslenmeden, giyime tum yasantimizda giderek yayginlasan ‘Dogaya donus’ akimindan ilac sektorude nasibini aldigini ve Avrupa ulkeleri basta olmak uzere tum dunyada gecen yuzyilda insanlara zorla empoze edilen bu sentetik urunlerden kacisin hizlandigini belirtti. Avrupa ulkelerinde yillarca once baslayan, ancak Turkiye’de henuz burokrasi engelini asamamis olan bitkisel droglarin kullanilma gerekliliginden bahseden Gursel, binlerce yillik lokman hekim tarihimize ragmen dogal besin dengeleyicilerine pek onem vermedigimizi anlatti. Bu konuda cagdas anlamda yapilan "Fitoterapi" ve "Homeopati" uygulamalarina buyuk onem veren Almanya'da piyasa da bulunan ilaclarin en az % 33 unde bitkisel drog veya ekstre bulunurken bu oran Fransa'da % 22 ve Turkiye’de % 5’lik bir oranla onlari takip etmesinden duydugu buyuk uzuntuyu dile getirdi. Bitkilerdeki aktif biyolojik maddeler, canli bir organizmanin ����bolizmasindan kaynaklanan urunler olduklari icin insan vucudu tarafindan sentetik ilaclara oranla daha kolayca ozumlendigi ve biyolojik yararlarinin daha iyi oldugunu ama fitoterapi ve sentetik ilaclarin birbirinin karsiti degil ancak tamamlayicilari oldugunu da vurguladi. Hamsi hayat kurtariyor Dr. Ayfer Altinok, meme, kolon kanseri, prostat, depresyon, kalp, Alzheimer, diyabet gibi hastaliklarin omega 3 ve 6 yag asitlerinin vucudumuzda ki dengesinin bozulmasiyla ortaya ciktigini belirtti. Noronal ve retinal gelisimde oldukca onemli olan omega 3’un dogum oncesi ve sonrasinda kullaniminda hem anne hem de bebek icin buyuk onem tasidigini da sozlerine ekledi. Gunluk alinmasi gereken 3 gram balik yaginin bizi tum risklerden uzak tutmada buyuk katkisi olacagini vurgularken balik yagi icemeyenler icin tuketilebilecek besinleri ise hamsi, uskumru, sardalya, somon baligi, keten tohumu yagi, kabuklu yemisler, yesil renkli sebzeler ve misir olarak siraladi. Hastaligin En Guzel Ilaci, O Hastaliktan Korunmanin Carelerini Ogrenmektir. / Hipokrat Konusmasinda dogal besinlerin alimini kolaylastiran bir yenilik olan Forever Living Products urunlerine genis yer ayiran Prof. Doc. Dr. Okan Yillar, besin dengeleyici ve tamamlayicilarinin yukselen bir trend oldugunu belirtti. Yillar ‘Besinsel Destekleyiciler, isminden de anlasilacagi gibi, yalnizca saglikli insanlarin yasamlarini saglikli bir sekilde surdurmek amaciyla kullandiklari ozel hazirlanmis ek besin maddeleridir. Herhangi bir hastaligin tanisini koymak, bir hastaligi tedavi etmek veya bir hastaligi engellemek icin kullanilmazlar, kullanilmamalidirlar. Hastalik sirasinda kullanilmak istenildiginde, mutlaka hekime danisilmalidir. Aksi takdir de, hasta icin yarar yerine zararli sonuclar ortaya cikabilir’ diyerek hipokratin ‘hastaligin en guzel ilaci o hastaliktan korunmanin carelerini ogrenmektir’ sozunu hatirlatarak, Forever Living Products firmasinin aloe vera jeli ile besin tamamlayicilarinin onemini anlatti. Aloe vera yapraginin 75 besleyici bilesen, 20 mineral ve 12 vitamin icerdigini, patentli aloe sitabilizasyon sisteminin bir urunu olan jelin saglikli bir sindirim sistemine sahip olmak ve dogal yoldan zinde kalmak isteyenler icin birebir oldugunu soyledi. Aloe’nin 8 degisik besin tamamlayicisinin en gozdesi Forever Garlic Thyme’dan da bahseden Yillar, sarimsak ve kekigin faydalarinin binlerce yil geriye uzandigini hatirlatarak bu paha bicilemez gidanin kokusuz aliminin tek yolunun Forever tabletleri oldugunu da ekledi. Antioksidan, damar-ici pihtilasmalarinda etkili, kolesterol dusurucu, damar genisletici, kan basincini belli miktarlarda dusurucu, antiaterosklerotik ozellikleri olan sarimsak ve ozellikle guclu antiseptik olan kekik ile yapilan kombinasyonun, organizmayi koruyucu ve yararli ozelliklerinin uzerinde duran Yillar, bagisiklik sistemini destekleyen Forever Living Products urunlerinin gunumuzun hizli temposunda bize saglikli kalma alternatifi sundugunu belirtti. Ayrica, farkli besin tamamlayicilarinin ayni gun icerisinde kullaniminin bir zarar teskil etmedigini de ekleyerek konusmasini tamamladi. Aile hekimligi seneye 20 ilde
Saglik Bakani Recep Akdag, 4 ilde baslattiklari aile hekimligi uygulamasini 2007 yilinda 20 ile cikarmayi istediklerini soyledi.
Akdag, Jasmin Otel'de meslek temsilcileriyle duzenleyecegi toplanti oncesinde gazetecilere yaptigi aciklamada, Saglik Bakanliginin 2007 yili hedefleriyle ilgili bilgi verdi. Bakanlik olarak 2007 yili hedeflerini uc baslikta degerlendiren Akdag, ''Ulkemizde su anda aile hekimligi uygulamasi 4 ilde yapilmaktadir. Bu uygulamayi 2007 yilinda 20 ile cikarmayi istiyoruz'' dedi. Akdag, 2007 hedefleri arasinda aile hekimligi uygulamasinin ilk sirada geldigini kaydederek, soyle devam etti: ''Aile hekimligi, bakanligimizin 2007 yili hedeflerinden bir tanesiydi. Digeri ise hastanelerimizi, merkeze daha az bagimli olan kamu ozerk isletmeleri haline getirmektir. Bunun icin bir kanun tasarisi hazirlamaktayiz. Bunlar kamunun isletmeleri olacak. Kamu tarafindan yonetilecek, kamu ozerk isletmeleri olacak. Bir digeri ise butun hastanelerimizin ihtiyaci olan cihazlarin envanterini cikaracagiz. Bunlari yeniden gozden gecirecegiz. Bu calismada hicbir kamu hastanesinde hastanin ihtiyaci olan cihazlar acisindan eksiklik kalmamasini amacliyoruz. Ayrica bu hususta yoneticilerimizi de uyarmis olacagiz.'' Gecmis donemlerde vatandaslarin kamudan hakki olan saglik hizmetini alabilmesi icin muayenehanelere yonlendirildigini ancak bu tur uygulamalara kesinlikle karsi olduklarini vurgulayan Akdag, ''Kamu hastanesine giden iscinin, isci emeklisinin, esi ve cocugunun, esnafin, Bag-Kur'lunun, devlet memurunun ya da yesil kartlinin gittigi devlet hastanesinde, hizmet yeterince verilmiyorsa, saglik hizmeti icin adres muayenehane gosteriliyorsa, biz bunu kabul etmiyoruz'' diye konustu. Ozel sektore ait bir takim kuruluslarin oldugunu, insanlarin, cebindeki parayla bu hizmeti alabilecegini, buna bir sey demediklerini ifade eden Akdag, sunlari soyledi: ''Yani vatandasimizin kamudan saglik hizmeti almasi hakki iken onu almak icin bir baska adrese yonlendirilmesini dogru bulmuyoruz. 4-5 sene once hastanelerden hizmet almak icin muayenehanenin yolunu tutmaktan baska hicbir care yoktu. Bu konu genellikle halinin altina supurulen bir konuydu. Yani bunu herkes gormuyormus, bilmiyormus gibi davraniyordu. Biz bu meselelerin uzerine gittik. Hekimlerimize ek odemeler yaparak saglik hizmetini tesvik ediyoruz. Dolayisiyla bazi sehirlerimizde hem muayenehaneler, hem de bu tur aliskanliklar azaldi. Bu bazi sehirlerimizde orta derecede, bazi sehirlerimizde zayif derecede oldu. Giresun'un hangi derecede oldugunu soylemiyorum. Ama vatandasimizi da devleti onun arkasindadir diye bilgilendirmis olalim.'' 81 milyon kisi gripten olebilir
Ispanya'da 1918-1920 yillarinda gorulen turden bir grip salgininin hortlayabilecegi ve 81 milyon kisinin olumune yol acabilecegi bildirildi
Harvard Universitesinden Christopher Murray ve calisma arkadaslari, Ispanya'da 1918-1920 yillarinda gorulen turden bir grip salgininin dunyada 81 milyon kisinin olumune yol acabilecegi konusunda uyardi. Arastirmacilar, Ispanya'daki gibi bir salginin yuzde 96'si gelismekte olan ulkelerde olmak uzere 51 ila 81 milyon kisinin olumune neden olacagini tahmin ediyor. Arastirma, Ingiliz tip dergisi The Lancet'in bugunku sayisinda yer aliyor. Murray ve arkadaslari, Ispanya'daki salgin nedeniyle Danimarka'da olum oraninin yuzde 0,20, Fransa ve Almanya'da 0,75, Italya'da 1,4, Hindistanda ise 4,39 oraninda oldugunu hatirlatti. Bu sonuclarin, salginin gelismekte olan ulkeleri etkileyecegini gosterdigi vurgulaniyor. Erken tedavinin gelismis ulkelerde etkiyi azaltacagina, salgina hazirlanamayan ulkelerin ise fazla etkileneceklerine dikkat cekiliyor. Kalp hastalarina bayram uyarisi
Kalp hastalari ve yaslilar dikkat. Onumuz Kurban Bayrami ve birbirinden cazip ikramlar mutlaka istahinizi kabartacak. Bayrama bu haberi okuduktan sonra girmenizde yarar var.
Dunya Saglik Orgutu (WHO) Kalp Damar Hastaliklari Onleme Projesi Turkiye Koordinatoru Prof. Dr. Bulent Gorenek, kalp hastalarinin yag dusurucu gidalara ve ilaclara guvenip Kurban Bayrami'nda diyetlerini bozmamalari gerektigini soyledi. Eskisehir Osmangazi Universitesi (ESOGU) Tip Fakultesi Kardiyoloji Ana Bilim Dali ogretim uyesi de olan Prof. Dr. Gorenek, yaptigi aciklamada, kalp krizlerinin en onemli sebeplerinden birinin kan yaglarinin yuksekligi oldugunu belirterek, ozellikle "LDL" olarak bilinen kotu huylu kolesterolun yukselmesinde hastalarda kalp, damar rahatsizliklari ve kalp krizlerinin daha sik yasandigini bildirdi. Kalp hastalari icin saglikli beslenmenin son derece onemli olduguna dikkat ceken Prof. Dr. Gorenek, soyle konustu: "Bu hastalar siviyaglarla hazirlanmis gidalari tuketme aliskanligi edinmeli ve kirmizi etten mumkun oldugunca uzak durmalidirlar. Cunku, kirmizi etin kolesterol icerigi oldukca fazladir. Maalesef yil icerisinde diyetine cok dikkat eden hastalarin bile Kurban bayramlarinda diyetlerine uymadiklarini, oldukca fazla miktarda kirmizi et tukettiklerini gormekteyiz. Sadece artan kirmizi et tuketimi degil, ayni zamanda tatli ve seker tuketimindeki artis da bu hastalarda ciddi bir sorun olarak karsimiza cikmaktadir." "DIYETI BOZMANIN FATURASI AGIR OLUR" Prof. Dr. Gorenek, hastalarda maalesef yanlis bir anlayisi siklikla tespit ettiklerini belirterek, "Kurban Bayrami'nda diyetlerini bozan hastalar son zamanlarda populer hale gelen bazi gida urunlerini tuketerek kolesterollerini dusurebileceklerini dusunmektedirler. Hatta kullandiklari yag dusurucu ilaclarin sayisini artirarak bir yerine birkac ilac alan hastalarin varligina siklikla sahit olmaktayiz" dedi. Diyetini siklikla bozan, bol kirmizi et, karbonhidrat ve kati yag tuketen bir hastada "kolesterolu dusurdugu" one surulen urunlerin, hatta ilaclarin fayda saglayacagini beklemenin bir yanilgi olduguna isaret eden Prof. Dr. Gorenek, sunlari kaydetti: "Bu nedenle kalp hastalarinin Kurban Bayrami'nda ve ozel gunlerde diyetlerini kesinlikle bozmamalari cok onemlidir. Eger uzun cabalar sonrasi dusurulen ve kontrol altina alinan kolesterol seviyesi yanlis beslenme sonrasi yukselirse bunun faturasi oldukca agir olur ve bu hastalar kalp kriziyle karsi karsiya kalir." Kalp Krizi Riski Olcumleri.
Riski kesin olcen sihirli bir formul yok. Geleneksel yontem gecerli...
Amerika Birlesik Devletleri'nde yapilan bir arastirma, kalp krizi riskini olcmek amaciyla gelistirilen yeni kan testlerinin, bilinen geleneksel yontemlerin onune gecemedigini ortaya koydu. Framingham Kalp Arastirmalari kurulusu tarafindan yapilan arastirmaya gore, kanda "homocysteine" olcumu ya da CRP ve BNP olarak tanimlanan yeni testler de kalp krizi riskini tahmin etmede kesin sonuclar vermiyor. Kalp krizi riskini olcmek amaciyla uygulanan on testle ilgili yapilan arastirma, kolesterol duzeyleri, yuksek tansiyon, asiri kilolu olma, aile icinde kalp krizi gecirenlerin bulunmasi gibi cok uzun suredir bilinen geleneksel risk olcum yontemlerinin yerini korudugunu ortaya cikardi. 1990'li yillarda baslanan arastirmaya 3 bin 209 kisi katildi deneklerden cesitli zamanlarda alinan kan ornekleri incelendi ve bu kisilerin saglik durumlari gozlendi. New England Tip Dergisi'nde yayinlanan arastirmaya katilan Dr. Thomas Wang, soz konusu kan testlerinin risk olcmede kayda deger bir katkisi olmadiginin goruldugunu belirterek "En iyi yontem zaman icinde kendini dogrulayan ve uzun zamandir bildigimiz risk degerlendirme yontemleri" dedi. ABD'de saglik sigorta sirketleri tarafindan karsilanmayan bu kan testlerinin maliyeti de 25 ila 150 Amerikan dolari arasinda degisiyor. Bu arada kalp krizi konusunda 10 kisinin katildigi ve 500 bin genetik degisimin incelendigi bir arastirmanin da gelecek yil sonuclanmasi bekleniyor Alzheimeri erken teshis eden molekul
Chicago - Amerikali arastirmacilar, Alzheimer hastaliginin daha belirtiler ortaya cikmadan tespit edilmesini saglayan yontem gelistirdi.
Los Angeles ve California universitelerinin uzmanlari, Alzheimer hastaliginin anormal proteinlerine yapisan bir molekulu, goruntuleme teknigiyle tespit etmeyi basardi. New England tip dergisinde yayinlanan makaleye gore, yeni yontem, birkac yila kadar Alzheimer hastaligi gelistirecek deneklerde hastaligin iki onemli emaresini "gercek zamanli olarak beyinde gorme imkani veriyor." Arastirmacilardan Dr Garry Small, "Arastirmamiz, Alzheimer'a yatkinligi tespit edebilmek amaciyla yeni teshis yontemi gelistirilebilecegini gosterdi. Belki de daha hastalik belirtileri ortaya cikmadan cok once teshis koyabilecegiz ve risk altindaki insanlarin ciddi tahribat gormesini onleyebilecegiz" dedi. Alzheimer; dikkat, algilama, hafiza, zeka, konusma gibi bilissel fonksiyonlari zamanla yok ediyor. Hastalik ortaya cikmadan anlasilamiyor.Arastirmacilar, yeni yontemi 83 kisi uzerinde denedi ve PET adi verilen tarayici ve MR teknigini kullanarak, risk altindaki kisileri saglikli olanlardan ayirmayi basardi. Yontemin, hastaligin seyrini de takip etme imkani verdigi kaydedildi. En buyuk stres kaynaklari
Associated Press (AP) ajansi, uluslararasi arastirma sirketi Ipsos'un destegiyle 10 ulkede, insanlarin en cok neleri kendileri icin gerginlik kaynagi olarak gordugune iliskin kamuoyu arastirmasi yapti.
AP'nin haberine gore, arastirma, Avustralya, Kanada, Fransa, Italya, Almanya, Meksika, Guney Kore, Ispanya, Ingiltere ve ABD'de 1000'er kisiyle yapildi. Arastirma sonucuna gore Avustralya'da halkin yuzde 35'i, isi en buyuk stres kaynagi olarak goruyor. Kanada'da da halkin yuzde 76'si gunluk hayatinda sik sik ya da zaman zaman gerginlik yasadigini soylerken, en buyuk stres kaynagi olarak yuzde 32'si islerini, yuzde 28'i mali durumu gosterdi. Fransa'da da katilimcilarin yuzde 45'i, zaman zaman ya da sik sik hayatlarinin kontrolleri disina ciktigini hissettigini soyledi. Fransizlar da yuzde 30'ar oranla isi ve maddi durumu en onemli stres kaynaklari olarak gosterdi. Almanlarin da yuzde 51'i gunluk hayatlarinda sik sik ya da zaman zaman stres hissettiklerini soyledi. Italyanlarin da yuzde 34'u islerini, yuzde 20'si mali durumu en buyuk stres kaynagi olarak gosterdi. Ingiltere'de ise halkin yuzde 32'si mali durumu, yuzde 26'si isi en onemli stres kaynagi olarak isaret etti. ABD'de de katilimcilarin dortte ucu gunluk hayatlarinda sik sik ya da zaman zaman stres hissettiklerini ifade ederken, yuzde 34'u mali durumu, yuzde 26'si isi en onemli stres kaynagi olarak gosterdi. Arastirma yapilan ulkelerden, gunluk hayatta stres yasadiklarini soyleyenlerin oraninin yuzde 81 ile en yuksek ciktigi yer olan Guney Kore'de de yuzde 33 oranla is, yuzde 28 oranla da mali durum en onemli stres kaynagi olarak ortaya kondu. Bas agrisini ilacla gecistirmeyin
Basiniz her agridiginda agri kesici alarak sonurunu cozdugunuzden emin olmayin. Cunku siddetli bas agrilari beyin kanamasi habercisi olabilir ve siz o haberciyi susturuyor olabilirsiniz..
Siddetli bas agrilari beyin kanamasinin habercisi olabildigi icin bu tur agriyla karsilasanlarin ilac alip agriyi gecirmek yerine, en yakin saglik kurulusuna basvurmalari gerekiyor. Bilinen bas agrilarindan farkli olarak gelisen, siddetli bas agrisi, goz kapaginda dusme, suur bozuklugu ve kusmanin beyin kanamasinin belirtileri olabilecegini anlatan Prof. Dr. Ibrahim Bora, beyin kanamasi geciren hastalarin yuzde 30-50'si oldugunu kurtulanlarin ise sakat kalma riski oldugunu belirtiyor. Hastalar bazen beyin kanamasi gecirdiklerinin farkina bile varmiyorlar. Beyin kanamasi gecirdikleri daha sonra yapilan tetkiklerde anlasiliyor. ONEMLI::Tansiyon (Kan Basinci)hakindaki tum bilinmesi gerekenler..
Horlama ve uyku apnesinde yeni tedavi yontemi
Horlama; kisiyi ve cevresindekileri etkileyen sadece bir saglik sorunu olmayip, ayni zamanda sosyal bir sorun olarak karsimiza cikmaktadir.
Uyku apnesi ise; uyku esnasinda nefes kesilmeleri anlamina gelen, gunduz yorgunluk ve uyku hali, otururken uyuklama veya uykuya dalma hali, sabah basagrisi, cinsel isteksizlik, huzursuzluk gibi sikayetlerle kendisini belli eden daha ciddi bir sorundur. Uyku bozuklugu ve horlama sorunu yasayan bir hasta veya bu dertten muzdarip dunyadaki milyonlarca esten biriyseniz, bu en son gelisme hakkindaki yazimi mutlaka dikkatlice okuyacaksinizdir. Horlama ve uyku apnesinin tedavisi icin gunumuze dek bir cok yontem kullanilmistir. Bunlar kilo vermeden baslayarak kucuk dil, yumusak damak ve bademciklerin alindigi daha komleks cerrahilere kadar uzanan bir cok tedavi yontemini icerir. Bunlara kabaca deginecek olursak; LAUP denilen yontem, havayolunu acmak icin lazerle yumusak damagin bir kisminin cikarilmasidir. UPPP havayolunu acmak icin yumusak damagin bir kisminin, kucuk dilin ve bademciklerin cikarilmasidir. Yumusak damaga ya da dil kokune radyofrekans uygulanmasi bu bolgelerin termal harabiyetini amaclayan baska bir tedavi yontemidir. Skleroterapi; yumusak damagi sertlestirmek icin, irritan bir maddenin yumusak damagin icine verilmesidir. CPAP ise yatarken takilan, uyku esnasinda akcigerlere hava gondermek icin burun uzerine oturan bir maskenin yerlestirilmesi islemidir. Horlama ve uyku apnesinin tedavisinde gelistirilen en son teknik ise PILLAR IMLANT uygulamasidir ve bu yontem etkin, guvenilir ve cok kolay uygunabilen bir yontemdir. Pillar implant uygulamasi; yumusak damagi sertlestirerek, horlamaya neden olan titremeyi azaltacak ve yumusak damagin havayolunu tikamasina mani olacak uc minik implantin, yumusak damaga yerlestirilmesi islemidir. Pillar imlant uygulamasi sonrasi, implantlar damak icinde onlari sabitleyen dogal bir doku etkisi meydana getirerek, yumusak damagin kas tabakasina yapisal destek olurlar; boylece yumusak damaga bagli horlama ve uyku apnesinin ortadan kalkmasini saglarlar. UYGULAMAYLA ILGILI SIKCA SORULAN SORULAR Uyku apnesi sik gorulen bir hastalik midir? Sadece Amerika'da 12 milyon kisi uyku apnesinden sikayetcidir. Isin ilginc olan bir yani da bu hastalarin 10 milyonunun hastaliginin farkinda olmamalaridir. Uyku apnesinin farkinda olunmamasi veya bunun tedavi edilmemesi ne gibi sonuclar dogurabilir? Sadece sunu bilmemiz bile, bizleri bu hastaligin onemi ve ortaya cikarabilecegi problemlerin ciddiyeti hakkinda dusundurmeye sevk ediyor; her sene malesef 38 bin kisi uyku apnesi ve bunun yol actigi kotu sonuclardan dolayi olmektedir!!! Uyku apnesi ve horlama tedavi edilmezse baska nelere yol acabilir? Kisilerin normal uyku duzeninde olusan huzursuzluk yuzunden, uyku apnesi olan kisiler gun icerisinde kendilerini uykulu hissederler ve konsantrasyon ve performanslarinin azalmasindan sikayet ederler. Bu hastalarda depresyon, sinirlilik, cinsel fonksiyon kaybi, kilo alma, kalp rahatsizliklari, yuksek tansiyon, bas agrilari, ogrenme ve hafiza zorlugu, gunluk aktiviteler sirasinda uykuya dalma gibi sikayetler olusabilir. Tedavi edilmemis uyku apneli hastalarda kaza yapma oranlari normal kisilere gore 3 kat daha fazladir. Pilar implant nasil uygulanir? Islem muayenehane kosullarinda yapilabilen, basit, neredeyse agrisiz, yaklasik 15 dakika suren kisa bir bir girisimdir. Damagin lokal anestezi ile uyusturulmasi sonrasi 3 adet kucuk implant ozel bir alet yardimiyla damaga yerlestirilir. Islem sonrasi hastalarin cogu ayni gun isine devam edebilirler. Kulak Burun Bogaz Doktoru Sureyya Seneldir, Mynet okurlari icin yazdi. Pillar imlant uygulamasinin diger yontemlerden ustunlugu nedir? Bu yontemin en onemli ustunlugu; kimyasal ajanlar icermemesi, isitma ve doku cikartilmasi gerektirmemesidir. Bu nedenle hastalara minimal rahatsizlik verir. Bir cok hasta ayni gun normal diyetine ve gunluk aktivitelerine geri donebilmektedir. Diger tedavi yontemlerine gore minimal risk icermektedir. Diger tedavi yontemleri ameliyathane kosullari gerektirirken pillar implant uygulamasi muayenehane kosullarinda yapilabilen basit bir yontemdir. Pillar implant uygulamasi diger tedavilerle kombine edilebilir mi? Bu uygulama ile birlikte diger tedavi yontemleri de birlikte kombine edilebilir. Islemin maliyeti diger tedavi yontemlerine gore nasildir? Muayenehane kosullarinda yapilabilen basit bir girisim olan pillar implant uygulamasinin maliyeti diger yontemlerden daha ucuzdur. Kullanilan implantlarin ozelligi nedir? Yaklasik 18 mm uzunlugunda, 2 mm genisliginde polyesterden yapilmis, yillardir imlant olarak cesitli yerlerde kullanilan FDA onayli bir materyaldir. Implantlar damakta ne kadar kalirlar? Yerlestirilen implantlar vucutla uyumlu olduklari icin omur boyu kalirlar ve hic bir sorun cikarmazlar. Saglikli beslenmede 12 adim
Besin ogelerinin yeterli miktarda alinip vucutta kullanilmasi gerekiyor.
Bu ogelerin herhangi biri alinmadiginda veya gereginden az yada cok alindiginda, buyume ve gelisme engelleniyor, saglikta bozulmalar yasaniyor. Vucudun buyume ve gelismesi, verimli calismasi, dis etkenlere ve hastaliklara karsi direncli olabilmesi icin dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Bununla birlikte dikkat edilecek 12 adimla saglikli beslenme mumkun. Vucudun buyumesi, dokularin yenilenmesi ve calismasi icin gerekli olan besin ogelerinin herbirinin yeterli miktarda alinmasi ve vucutta uygun sekilde kullanilmasi, yeterli ve dengeli beslenme anlamina geliyor. Besin ogeleri vucudun gereksinimleri duzeyinde alinmazsa, yeterli enerji olusmadigi ve vucut dokulari yapilamadigindan, yetersiz beslenme durumu olusuyor. Saglik Bakanligi'ndan edinilen bilgiye gore, saglikli beslenmede dikkat edilmesi gereken 12 adim bulunuyor. Buna gore, -Gunluk tuketilen besinlerin cok cesitli olmasi gerekli. Besinlerin cogunlugu hayvansal gidalar yerine bitkisel gidalardan secilmeli. Gunde; sabah-ogle ve aksam olmak uzere 3 ogun beslenilmeli. Ogun atlamamaya ozen gosterilmeli. Daha cok dogal ve taze besinler tercih edilmeli. -Gunluk beslenmede bulgur, misir, pirinc, makarna gibi ekmek ve tahil grubu besinlerin bulunmasina ozen gosterilmeli. Gunluk enerji gereksiniminin en az yuzde 55'i karbonhidratlardan saglanmali. -Gunde 5-7 porsiyon taze sebze ve meyve yenilmeli. Sebze ve meyveler vitamin, mineral ve posa gereksinimlerini karsiliyor. Posa ozellikle barsak hareketlerini duzenliyor, kan sekeri ve kolestrol duzeylerinin dusmesine yardimci oluyor. -Her gun orta duzeyde fiziksel aktivite yapilarak, vucut agirligi tavsiye edilen sinirda tutulmali. Duzenli olarak yuruyusler yapilmali. Besinlerle alinan enerji miktari ile harcanilan enerji miktari dengelenerek vucut agirligi korunabilir. Yeterli ve dengeli beslenme ile birlikte duzenli yapilan fiziksel aktivite, kalp ve solunum fonksiyonlarini duzenliyor, osteoporozu onluyor. -Gunluk tuketilen yag miktari kontrol edilmeli. Yagdan gelecek enerji miktari toplam enerjinin yuzde 30'unu gecmemeli. Yemeklerde hayvansal kaynakli yaglar yerine, zeytinyagi, aycicek yagi, misirozu gibi sivi yaglar tercih edilmeli. Yemekler pisirilirken haslama, izgara ve firinda pisirme yontemleri kullanilmali. Kizartma ve kavurmalardan uzak durulmali. Etli pisirilen yemeklere ayrica yag ilave edilmemeli. -Sucuk, salam, sosis gibi yagli et ve et urunleri yerine; balik, tavuk, hindi eti veya kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kurubaklagiller tercih edilmeli. -Yagsiz veya az yagli sut ve sut urunleri tercih edilmeli. -Az sekerli besinler tercih edilmeli. Tatlilar ve sekerli iceceklerin tuketimi sinirlanmali. -Gunluk tuz alimi, ortalama 1 cay kasigi olacak sekilde azaltilmali. Salamura, konserve, zeytin ve tursu gibi tuz iceren besinlerin tuketimi azalmali. -Alkol kullanilmamali. -Besinlerin hazirlanmasi, pisirilmesi sirasinda hijyen kurallarina dikkat edilmeli. Yiyecekler pisirilirken haslama, firinda ve buharda pisirme yontemleri tercih edilmeli. Kizartmalardan kacinilmali. -Bebekler ilk 6 ay sadece anne sutuyle beslenmeli ve 6 aydan sonra uygun besinlere baslayarak yeterli ve dengeli beslenmeleri saglanmali. Kalp Hastaligina Yakalanmamak Icin
Prof. Dr. Ramazan Ozdemir uyardi: Kalbinizde sorun olmamasi icin...
Turk Kardiyoloji Invazif Dernegi Baskan Yardimcisi ve Inonu Universitesi Tip Fakultesi Turgut Ozal Tip Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dali Ogretim Uyesi Prof. Dr. Ramazan Ozdemir, kalp hastaligina yakalanmamak icin sebze meyve yemenin ve egzersizin onemli oldugunu soyledi. Toplantida yapilan bilimsel calismalarda genelde kalp hastasi olmamak icin nelerin yapilabileceginin ele alindigini soyleyen Prof. Dr. Ozdemir, kalp hastaligina yakalanmamak icin sebze meyve yemenin oneminin anlatildigini belirtti. Kuru uzum, ceviz ve bademin ise belli miktarda onerildigini aktaran Prof. Dr. Ramazan Ozdemir, insanlarin son zamanlarda fazla hareket yapmamasi nedeniyle daha fazla kalp rahatsizliginin goruldugunu belirterek, kalp hastasi olmadan onlemini almanin daha kolay ve onemli oldugu vurguladi. Gunde yarim saat kadar ritmik yurumenin kalp hastasi olmama ve damar tikanikligi yasamamada onemli oldugunu dile getiren Prof. Dr. Ozdemir, "Mahalli deyimle, kan devir daim olursa kanda cokelme olmaz ve kan devir daim olunca da kalp hastasi olunmaz. Duzenli hareket, duzenli sebze meyve yemek, saglikli hayata sebep olur" dedi. Kalp rahatsizliklarinin genclere kadar inmesinin sebebinin hareketsizlik olduguna parmak basan Prof. Dr. Ozdemir, "Bunun da nedeni fazla hareket etmemekten kaynaklaniyor. Bu nedenle, eger is yogunlugundan yurume imkani olmayanlar evlerinde bir yuruyus bandiyla bunu zamanlari musait oldukca kullanilirlarsa, kan hareket eder ve kanda cokelme olmaz ve dolayisiyla kalp hastaligi ortaya cikmaz. Onemli olan kalp hastasi olmamak icin kendimize iyi bakmamizdir. Gunluk egzersizleri ihmal etmemeliyiz. Yoksa kalp hastasi olduktan sonra tedavisi daha masrafli ve daha zor oluyor" aciklamasini yapti. Bagirmak ses tellerini yipratiyor
Kocaeli Universitesi (KOU)Tip Fakultesi Kulak Burun Bogaz Hastaliklari Ana Bilim Dali Bas Boyun Cerrahisi Uzmani Prof. Dr. Emre Ustundag, surekli bagirarak konusmanin, ses teli icinde kanamalara ve ses teli sisliklerine neden olabildigini, tedavisi icin cerrahi mudahale gerektigini bildirdi.
Ustundag, soguk alginligi ve ust solunum yolu enfeksiyonlarinin yani sira asiri bagirmanin da ses kisikligina neden oldugunu soyledi. Ince, uzeri mukozayla kapli hassas kas dokusu olan ses telinde asiri yuklenmeye bagli "nodul" adi verilen ve ses kisikligina neden olan kucuk sisliklerin ortaya cikabildigini belirten Ustundag, nodullerin basta ogretmenler olmak uzere seyyar saticilar, mubasirler, imamlar ve sesini kullanarak is yapan diger kesimlerde siklikla goruldugunu ifade etti. Tum nodullere cerrahi mudahale gerekmedigini ifade eden Ustundag, "Bu tur hastalara oncelikle ses istirahati ve dogru ses kullanma aliskanligi kazanmasini oneriyoruz. Gerekirse ses terapistlerine yonlendiriyoruz" dedi. Nodullerin yani sira asiri bagirmaya bagli olarak ses teli icinde kanamalar ve "polip" adi verilen tek tarafli ses teli sisliklerinin olusabilecegine deginen Ustundag, "Bu durumda tedavi icin cerrahi mudahale gerekiyor" dedi. Ustundag, sigara kullaniminin ses kisikliginin nedenleri arasinda oldugunu, girtlak ve bogaz kanserlerinin gelismesinde onemli bir risk faktoru olusturdugunu, sigara icip de duzelmeyen ses kisikligi olan kisilerin vakit kaybetmeden kulak burun bogaz hastaliklari uzmanina muayene olmasi gerektigini vurguladi. ONEMLI... MELATONIN HORMONU
Melatonin denilen hormon beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri
arasinda salgilanan bir hormondur. Hormonun temel gorevi vucudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlamak. Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon. Hormon diger aktioksidan tesirlerini guclendiriyor, kanserli hucrelere karsi koruma sagliyor, ureme sistemiyle baglantisindan tutun da yorgunluk , isteksizlik gibi durumlarin nedenlenleri olusturabiliyor.Su anda bu hormon yaslanmayi geciktirici etkisinden dolayi da uzerinde onemle durulan bir hormon. Isin can alici noktalarindan birisi hormonun cocuklar uzerindeki tesiri idi: Avrupada losemili ve kanserli cocuk sayilarinin artmasindan oturu yapilan arastirmalar sonucunda ailelerden istenen bir hususda cocuklarin kesinlikle karanlik ortamlarda yatirilmalari. Cunku melatoninin guclu salgilanmasinin kansere karsi koruyucu etkisi oldugu biliniyor. Ancak bu hormon isiga duyarli. Deneylerde uyuyan kisinin hormon salgisi izlenirken isigin acildiginda hormonun azaldigi , karanlikta yogun olarak salgilandigi tesbit edilmis. Bilimsel bir gercek "Lutfen karanlikta yatin ve cocuklariniz uyurken isigi kapatin " Sivi yagin fazlasi vucuda zararli
Vucudumuzun fonksiyonlarini yerine getirmesinde onemli payi olan yaglarin en sagliklisi sivi yaglardir. Fakat sivi da olsa, yagin fazlasi insan vucuduna zarar veriyor.
Vucudumuzun fonksiyonlarini yerine getirmesinde onemli payi olan yaglarin fazlasi, sivi da olsa zarar veriyor. 1 gram sivi veya kati yag 9 kkal. enerji iceriyor. 1 kilo sebze yemeginde 2 yemek kasigi, salatalarda ise kisi basi 1 tatli kasigi sivi yag kullanmak yeterli Hemen hepiniz saglikli beslenme icin doymus yaglardan uzak durmaniz, doymamis yaglari tercih etmeniz gerektigini duymussunuzdur. Zeytinyagi ise genelde ‘mucize yag’ olarak tanitilir. Peki, doymus -doymamis yaglarin arasindaki fark nedir? Saglik acisindan ustun ozellikler tasiyan yaglar hangileri? Acaba zeytinyagi mucize bir yag midir?.. Iste, Etik Diyet Danismanlik'in sahibi Beslenme Uzmani Turgay Kose 'den vucudumuz icin 'azi yarar, cogu zarar' denilebilecek yaglar hakkinda merak ettikleriniz... Ic organlarin dis darbelerden korunmasi, vucut isisinin denetimi, eklemlerin kayganliginin saglanmasi acisindan vucut icin gerekli olan yaglarin azi karar, cogu zarar. Dunya Saglik Orgutu, enerji vermelerinin yani sira, yagda eriyen vitaminlerin kullanimi ve elzem (esansiyel) yag asitlerinin vucuda temini icin gunluk enerjinin yuzde 25-30'unun yaglardan karsilanmasi gerektigini vurguluyor. Bu yaglar besinlerin icerisinde bulunan ve yiyecek hazirlanirken eklenen yaglar olmak uzere ikiye ayriliyor. BUNLAR KOTU YAGLAR Et, sut, yogurt, peynir, yumurta gibi hayvansal kaynakli besinlerde gorunmeyen yaglar mevcut. Bu yaglar doymus yani 'kotu yaglar' olarak kabul ediliyor. Etin gorunen yaglarini, tavuk ve hindinin derisini ayirmali, sut, yogurt ve peynirin yarim yagli hatta yagsiz (light) olanlarini tercih etmelisiniz. Tereyagi, margarin, ic yagi, kuyruk yagi, kuruyemisler, sakatatlar ve et urunleri de doymus yag icerdigi icin, bunlardan da mumkun oldugunca kacinmak gerekiyor. TAVSIYELER... Uzmanlar beslenmede omega 3, 6 ve 9 yag asitlerinin tuketilmesini oneriyor. Bunun icin, haftada 2-3 kere balik yemeli, karisim yaglari tercih etmelisiniz. Ideal yag karisimi icin evinizde bulunan herhangi bir kap veya yagdanliga, ucte iki oraninda zeytinyagi / findik yagi veya kanola yagi koyarak, uzerini misirozu / aycicek veya soya yagi ile tamamlayabilirsiniz. Elde edilen karisim yagi salata ve yemeklerde kullanabilirsiniz. 1 kilo sebze yemeginde 2 yemek kasigi, salatalara ise kisi basi 1 tatli kasigi siviyag eklenmesi tavsiye edilir. KILO DA ALABILIRSINIZ... Doymamis yag asitleri iceren sivi yaglar ise 'kotunun iyisi' olarak tanimlaniyor. Sonucta kati da olsa sivi da olsa 1 gram yag 9 kkal. enerji iceriyor. Bu yuzden kullandiginiz yagin miktarina dikkat etmekte yarar var. Yaglarin enerji icerikleri cok yuksek oldugundan kullanilan zeytinyagi da olsa, mucize yag degil. Fazla tuketilmesi durumunda kisi kilo alimina bagli olarak sorunlar yasayabiliyor. Ote yandan kati margarinlerde kalp -damar sagligi acisindan son derece zararli olan trans yag asitleri ve kolesterol bulunurken, sivi yaglarda kolesterol bulunmadigi gibi kan lipitleri uzerinde olumlu etkiler yaratiyor. Sivi yaglar ayrica beyin gelisimi, gorme ve kanin pihtilasmasi ile ilgili olarak da onemli roller ustleniyor. Herkes sizofreni olabilir
Ondokuz Mayis Universitesi (OMU) Tip Fakultesi Psikiyatri Anabilim Dali Ogretim Uyesi Yrd. Doc. Dr. Omer Boke, "Hic kimse sizofreni hastaligina yakalanma konusunda direncli degildir" dedi.
Tip Fakultesi ve Surekli Egitim merkezi tarafindan OMU Hemodiyaliz ve Onkoloji Merkezi'nde duzenlenen Sizofreni konulu toplantida sunum yapan Yrd. Dr. Omer Boke, sizofrenin, insanin dusunce, duygu ve davranislarinda bazi degisikliklere sebep olan bir beyin hastali oldugunu soyledi. Genel siklik verilerine gore Samsun ilinde yaklasik 5 bin sizofreni hastasi oldugu tahmin edildigini dile getiren Boke, sizofreni hastaligi butun sosyokulturel seviyelerde, irklarda, dinlerde, cinsiyetlerde esit olarak goruldugunu kaydetti. "Herkes sizofreni hastaligina yakalanabilir" diyen Boke, "Hic kimse bu hastaliga yakalanma konusunda direncli degildir. Buna ragmen sizofreni hastalari toplum icinde ayrimciliga, dislanmaya, damgalanmaya maruz kalmaktadir. Bu tavirlarin hastalar ve aileler uzerinde cok sayida olumsuz etkileri vardir. Hasta ve yakinlarinin benlik saygisi zedelenir, aile iliskileri bozulur, arkadas edinme ve surdurmeleri guclesir, is bulmalari zorlasir. Sizofreni hastaligi tedavi edilemez bir hastalik degildir. Hastaligin bazi belirtileri surse bile kisi calisabilir ve sosyal iliskilerini surdurebilir. Calismak ve sosyal iliskileri surdurmek hastaligin gidisini olumlu etkiler. Bu nedenle tedavi toplum icinde yapilmalidir. Toplumun olumsuz ve yanlis yargilarini degistirmek icin sivil toplum orgutlerine, basina, ozellikle yerel basina onemli gorevler dusmektedir" diye konustu. Boke, Samsun'da sizofreni hastalari, yakinlari ve ruh sagligi calisanlari tarafindan Sizofreni Dostlari Dayanisma Dernegi'nin kuruldugunu, dernegin temel amacinin hastalarin ve ailelerin birbirleriyle iletisimini artirmak, toplumun sizofreni hastaligiyla ilgili olumsuz, yanlis yargilariyla mucadele etmek oldugunu kaydetti. ONEMLI::SISTIT NEDIR?
|