7 Nisan 2007 Cumartesi

Uyaricilar

Hazirlayan: Doc. Dr. Rustu Guner
Ankara Universitesi Tip Fakultesi Spor Hekimligi Anabilim Dali
guner@dialup.ankara.edu.tr



Yorgunluk iste, sinifta, stadyumda ya da sahada performansin dusmanidir. Dinlenme, yeterli uyku ve uygun bir diyetle bu dusmanla savasilabilir. Bazilari ise bu savasi bastan kaybettiklerini dusunurler ve pes ederler. Bazilari ise bu savasi kazanmak icin uyarici madde kullanirlar.

Uyaricilar merkezi sinir sistemi uzerine dogrudan etkiyle uyarim yapan maddelerdir. ����bolizma hizina, beyin, omurilik ve kalp uzerine uyarici etkileri vardir.Uyaricilar siniflamasi icinde yer alan efedrin, psodoefedrin, fenilpropanolamin gibi maddeler grip ilaclarinda da bulunabilirler.

Bircok sporcu icinde yasakli madde oldugunu bilmeden aldigi ilaclar yuzunden ceza almistir. Karsilasma oncesi ilac kullanmadan once mutlaka ilacin yasakli madde icerip icermedigi kontrol edilmelidir.

UYARICILAR

Amineptine
Amfepramone Amiphenazole
Amphetamine
Bambuterol
Bromantan
Caffeine*
Carphedon
Cathine**
Cocaine
Cropropamide
Crotethamide
Ephedrine**
Etamivan
Etilamphetamine
Etilefrine
Fencamfamin
Fenetylline
Fenfluramine
Formoterol
Heptaminol
Mefenorex
Mephentermine
Mesocarb
Methamphetamine
Methoxyphenamine
Methylenedioxyamphetamine
Methylephedrine**
Methylphenidate
Nikethamide
Norfenfluramine
Parahydroxyamphetamine
Pemoline
Pentetrazol
Phendimetrazine
Phentermine
Phenylephrine
Pheylpropanolamine**
Pholedrine
Pipradol
Prolintane
Propylhexedrine
Pseudoephedrine**
Reproterol
Salbutamol***
Salmeterol***
Selegiline
Strychnine
Terbutaline***
Amineptin
Amfepramon
Amifenazol
Amfetamin
Bambuterol
Bromantan
Kafein*
Karfedon
Katin**
Kokain
Kropropamid
Krotetamid
Efedrin**
Etimivan
Etilamfetamin
Etilefrin
Fenkamfamin
Fenetillin
Fenfluramin
Formoterol
Heptaminol
Mefenorex
Mefentermin
Mezokarb
����mfetamin
Metoksifenamin
Metilenedioksiamfetamin
Metilefedrin**
Metilfenidat
Niketamid
Norfenfluramin
Parahidroksiamfetamin
Pemolin
Pentetrazol
Fendimetrazin
Fentermin
Fenilefrin
Fenilpropanolamin**
Foledrin
Pipradol
Prolintan
Propilheksedrin
Psodoefedrin**
Reproterol
Salbutamol***
Salmeterol***
Selejilin
Striknin
Terbutalin***
ve benzeri maddeler. * Idrarda kafein yogunlugu 12 mikrogram/mililitreden fazla oldugunda doping kabul edilir. ** Idrarda katin yogunlugu 5 mikrogram/mililitreden fazla oldugunda doping kabul edilir. Idrarda efedrin ve fenilefedrin yogunluklari 10 mikrogram/mililitreden fazla oldugunda doping kabul edilir. Idrarda fenilpropanolamin ve psodoefedrin yogunluklari 25 mikrogram/mililitreden fazla oldugunda doping kabul edilir.

*** Astim ve egzersize bagli astim hastaligini onlemek ve/veya tedavi etmek amaciyla inhaler kullanimina izin verilebilir. Bu maddeleri inhaler olarak kullanabilmek icin onceden ilgili kurullara yazili olarak basvurmak ve astim ve egzersize bagli astim hastaligini doktor raporlariyla belgelemek gereklidir.


Uyaricilarin sporda kullanimi Uyaricilar sporcular tarafindan uyanikligi, konsantrasyon gucunu artirdigi ve yorgunlugu geciktirdigi gerekcesiyle kullanilir. Uyaricilarin yan etkileri Uyaricilarin yan etkileri, doza, sureye ve kullanim sikligina baglidir. Dusuk dozlarda bile yan etkiler gorulebilir, yuksek dozlarda olumsuz etkiler daha da belirgindir. Kalp ve diger hayati organlarin duzenli calismasi bozulabilir. Uzun sure ve sicak ortam gibi ciddi kosullarda spor yapildiginda yan etkiler siddetlenir. Uzun sure kullanimda ayni etkiyi alabilmek icin dozu artirmak gereklidir. Cunku bu tur maddelere zaman icinde tolerans gelisir.

Uyaricilarin Yan etkileri


- Ofori

- Aliskanlik

- Ilaca tolerans

- Huzursuzluk

- Sinirlilik

- Uykusuzluk

- Halusinasyonlar

- Delirium

- Paranoid psikoz

- El titremesi

- Ates

- Agiz kurulugu

- Istah kaybi

- Koordinasyon bozuklugu

- Kalp ritm bozukluklari

- Kan basincinda artis
Kafein Kafein cay, kahve, cikolata, kolali icecekler ve ilaclarda degisik oranlarda bulunur. Dogal besinlerde bulunmasi nedeniyle doping kontrollerinde idrarda 12 �gr/ml�ye kadar kafein saptanmasi normal, bunun uzerinde bulunmasi doping olarak kabul edilir. Hem cay ve kahve gibi iceceklerdeki kafein miktarinin hazirlama sekline gore farklilik gostermesi, hem de kafein ����bolizmasinin bireysel degisiklik gostermesi, dusuk dozlarda alinan cay ve kahvenin bile bazi kisilerde kafeinin 12 �gr./ml�lik idrar duzeyine kolaylikla ulasmasina neden olabilmektedir. Bu yuzden sporcularin kafein iceren besinleri tuketirken dikkatli olmalari gereklidir.
Kafeinin Sporda Kullanimi Kafein merkezi sinir sistemini uyarici, yag ����bolizmasini ve kas kasilmasini artirici etkisi nedeniyle sporda kullanilmaktadir. Bu etkiler yorgunlugu geciktirir, dayanikliligi ve reaksiyon hizini artirir.


Kafeinin Yan etkileri


- Aliskanlik

- Sinirlilik

- Huzursuzluk

- Uykusuzluk

- Depresyon

- Basagrisi

- Migren

- El titremesi

- Kalp ritm bozukluklari

- Kalp atim hizinda artis

- Vucut sicakliginda
artis
- Kas agrilari

- Idrar miktarinda artis
Kokain Kokain sporcular tarafindan ofori hissi verdigi ve uyarici oldugu gerekcesiyle kullanilir.

Kokainin Yan etkileri



- Bagimlilik

- Ofori

- Saldirganlik

- Halusinasyonlar

- Paranoya

- Basagrisi

- Korluk

- Beyin Kanamasi

- Koma

- Kalpte ritm bozukluklari

- Koroner damarlarinin
tikanmasi
- Vucut sicakliginda artis

- Karaciger zehirlenmesi

SIfali BItkiler

SIFALI BITLIKER HAKKINDA BILGI ALALIM
� Aciagac : Istah acar, hazmi kolaylastirir. Atesi dusurur. Tukuruk ifrazatini arttirir. Mide, bagirsak, karaciger ve bobreklerin calismasini duzenler. Bobrek sancilarini keser, taslarin dusurulmesine yardimci olur. Bagirsak kurtlarini doker. Kanamalari durdurur. Hasarat kacirici olarak da kullanilir. Fazla kullanilacak olursa; bas donmesi, mide bulantisi ve kusma yapar.
� Adacayi : Mide ve bagirsak gazlarini giderir. Mide bulantisini keser. Hazim sisteminin duzenli calismasini saglar. Bogaz, bademcik ve diseti iltihaplarini giderir. Gogsu yumusatir. Astimdaki sikintilari gecirir. Idrar ve ter sokturur. Banyo suyuna katilip yikanilirsa; zindelik verir. Gunde, 3 kahve fincanindan fazla icilmemelidir.
� Adamotu : Zehirli bir bitkidir. Agri kesici, yatistirici, cinsel gucu arttirici etkileri vardir. Rast gele kullanildiginda zararli olur.
� Ahlat (Yabanarmudu ) : Meyveleri ishal keser. Zehirli hayvan sokmalarinda, filizi ezilip yaraya surulur.
� Ahududu : Kani temizler, vucutta biriken zehirli maddelerin atilmasini saglar. Terletir ve idrar sokturur. Kabizligi giderir. Vucuda dinclik verir.
� Alic : Asabi carpintilari giderir. Sinir bozuklugunu gecirir. Yuksek tansiyonu dusurur. Aritmide kullanilir. Uykusuzlugu giderir. Kalbi kuvvetlendirir. Damar sertligi ve gogus nezlesinde faydalidir.
� Anason : Kullanilan kismi, meyvalari ve yapraklaridir. Meyveleri tamamen olgunlastiktan sonra toplanir ve golgede kurutulur. Hazmi kolaylastirir. Istahsizligi giderir. Mide ve barsak gazlarini sokturur. Idrar artirir. Migren agrilarini keser. Astim, nefes darligi ve bronsitte gorulen sikayetleri giderir.
� Anason : Hazmi kolaylastirir. Istahsizligi ve yemeklere karsi duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bagirsak gazlarini sokturur. Idrari arttirir. Ote yandan kusmayi ve ishali keser.
� Ardic : Kozalaklari mavimsi siyah renklidir. Yenir ve idrar sokturucu ozelliktedir.
� Aslanagzi : Balgam sokturur. Bronsitte rahatlik verir
� Asma : Yapraklari ile yapilan ilaclar kanamayi durdurur. Vucuda kuvvet verir. Sariligi keser. Ishali durdurur.
� Ayi uzumu : Kuvvet verir. Ishali keser. Idrar yollarini temizler. Idrar sokturur. Atesi dusurur. Idrar yollarindaki taslarin dusmesine yardim eder. Prostat buyumesinden kaynaklanan sikayetleri giderir.
� Ayrikotu : Bitkinin etli kokleri cok eskiden beri uriner hastaliklarda kullanilan onemli bir halk ilacidir. Kokler mesane ve bobrek iltihaplari dahil, mesanedeki tas ve kumlari dusurmek icin kullanilan iyi bir idrar sokturucudur.
� Ayva : Ishal ve dizanteriyi keser. Mide ve bagirsaklari kuvvetlendirir. Ince bagirsak iltihabini giderir. Kani temizler. Carpintiyi dindirir.
� Badem : Bedeni ve zihni yorgunlugu giderir. Bobrek, mesane ve tenasul yollarindaki iltihaplari giderir. Bas agrisi, karaciger ve bobrek agrilarini hafifletir.
� Badem : Aci bademin ucucu yagi, iyi bir koku ve tat giderici (balik yagina ilave edilir) ve hafif bir dezenfektandir. Badem tohumlari, badem surubu hazirlanmasinda kullanilir. Cocuklar icin iyi bir mushildir. Kremlerin terkibine girer. Meyve kabugu halk arasinda bogaz agrilarina karsi kullanilmaktadir.
� Bakla : Idrar yollarini temizler. Bobrek agrilarini dindirir. Bobrek iltihaplarini giderir. Bobrek kum ve taslarinin dusurulmesine yardimci olur.
� Baldiran ( Aguotu) : Nemli yerlerde yetisen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir.Ev ilaclarinda kullanilmaz.Tipta, ozellikle discilik alaninda kullanilir.Agri kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastaliklarinin tedavisinde kullanilir.
� Bamya : Meyvesi bes bolmeli,tohumlari yuvarlak ve yesilimtrak gri renkte bir sebze. Faydali bir sebzedir. Yas veya kuru olarak sarf edilir. Konserveleri de yapilir. Meyveleri musilajlidir. Kabizlik tedavisi ve barsaklarin duzenli calismasi icin faydalidir.
� Banotu : Yumusak tuylu, otsu bir bitki. Gavur hashasi adiyla da bilinmektedir.Meyve cok tohumlu ve bir kapakla acilip tohumlarini sacan bir kapsuldur.Alti turu vardir. (Siyah Banotu) ile (Misir Banotu) tedavi sahasinda kullanilir. Misir Banotu Malatya civarinda bulunmaktadir. Bilhassa alkaloit endustrisi icin onemlidir. Siyah Banotu hemen hemen butun Anadolu ve Trakya�da bulunur. Meyvalari canak yapraklar tarafindan sarilan, kapak ile acilan bir kapsuldur. Bu kapsul icinde gri esmer renkli, uzerinde kucuk cukurcuklar bulunan cok miktarda tohum bulunur.Bitkinin kullanilan kismi; yapraklari, koku ve tohumlaridir. Yapraklar, bitki cicekli iken toplanir ve kurutulur. Tohumlar tamamen olgunlastiktan sonra alinir, guneste ya da 40-50 derecelik firinlarda kurutulur. Kuvvetli bir uyusturucu ve agri kesicidir. Bazi mushillerin tesir edebilmesini kolaylastirir. Bilmeden kullanildiginda zehirlenmelere sebeb olan bir bitkidir.
� Bezelye : Taze ve donmus olarak kullanilabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit icerir. Sinir sisteminde sorunlari olanlara tavsiye edilir.
� Biberiye ( Kusdili otu) : 1-2 m yuksekliginde, kisin yapraklarini dokmeyen bir bitki.Kusdili olarak da bilinir.Yapraklar ve ciceklerinden ucucu yag, tanen, aci maddeler, organik asitler ve glikozit elde edilir. Mide ve barsak uyaricisi, idrar sokturucu ve safra artirici etkisi vardir. Ucucu yag, uyarici olarak haricen kullanilir. Ayrica hazimsizligi giderir.
Carpintilari keser, migreni keser.Idrar ve adet sokturur.
� Boru cicegi ( can cicegi ) : Nefes darligi , bronsit ve astimin sebep oldugu rahatsizliklari giderir.
� Bogurtlen : Dikenli ve cali gorunumunde bir bitki. Ekilmemis yerlerde, cit, yol ve hendek kenarlarinda cok bulunur. Meyva bircok meyvanin olusturdugu bilesik kure bicimindedir. Kullanilan kisimlari yapraklari ve cicek tomurcuklaridir. Yapraklar cicek acmadan toplanir, golgede kurutulur. Yapraklarda tanen ve organik asitler ihtiva eder. Hafif kabiz edici ozelligi olmakla beraber; dis etleri, bademcik ve bogaz iltihaplarinda, ishal ve basurda kullanilmaktadir.
� Brokoli : Kansere karsi bizi koruyan ve omrumuzu uzatan muthis bir sebze. Cok miktarda kalsiyum icerdigi icin kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikligini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarinda ender olarak bagirsak ve akciger kanseri gorulur, kalp dolasim hastaliklarina da pek fazla rastlanmaz. Kadinlarda gogus kanserini onler. Gogus kanserine ve spinabifida hastaligina karsi etkili. Brokoli bol miktarda, gogus kanseri riskini azaltan 'indole' adli bir madde iceriyor. Indole, gogus kanserine neden olan ostrojen bozukluklarini engelliyor. Ayrica brokolinin diger bir ozelligi de, spinabifida hastaligini (dogustan belkemiginde son omurun kapanmamis olmasi) onlemesi.
� Bugday : Lifli gidalar saglikli bir beslenmenin temelidir. Bugdayin dis kabuklarindan elde edilen kepek de, genellikle misir gevregi turu yiyeceklerle tuketilir. Kepekli bugday unundan yapilan kurabiye vb. bagirsaklarin duzenli calismasini saglar ve kabizligi onler. Bugday tanesinin ozu olaganustu besleyicidir. Vucudun ozumsedigi kalsiyum, demir ve cinko burada depolanir. Besin degeri, potansiyel olarak yulaf ve misirdan daha yuksek olan bugday, bagirsak ve rektum kanserini onleyici faktorler icerir. Ama, yulaf ve misira kiyasla sindirimi biraz daha zordur.
� Ceviz : Yapraklari ve kabuklariyla hazirlanan ilaclar kani temizler, kansizligi giderir. Ishal ve dizanteriyi keser. Verem ve seker hastaliginda hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Sac ve elleri boyamakta da kullanilir. Bitki bilimcilere gore bol miktarda A, B1, B2, C, E ve K vitaminleri ile Chinon Juglon adli aktif madde iceren cevizin hem ici, hem agacinin kabuklari hem de yapraklari pek cok saglik sorununa iyi geliyor. Her sabah kahvaltida bir miktar ceviz ici yenmesinin zekayi gelistirdigini belirten uzmanlar, yesil ceviz meyvelerinin kabuklari kaynatilarak icildiginde erkeklerde cinsel gucu artirdigini belirtti. Vucudu besleyip guclendiren cevizin yararlarindan bazilari soyle siralaniyor: � Nasirlar uzerine konulan ceviz yagi zamanla bunlarin yok olmasini saglar. � Taze dallarin kabuklari ve meyvelerinin kabuklari ile karistirilip kaynatilarak elde edilen sivi mideyi kuvvetlendirir. � Ceviz yapraklarindan yapilan cay istah acar, mideyi kuvvetlendirir, bogaz hastaliklarina iyi gelir. � Bir miktar ceviz yapragi banyo suyuna karistirilirsa cilt hastaliklarina iyi gelir. � Ceviz yapraklari pisirilerek cibanlarin uzerine sarilirsa iyilesmesini saglar. � Ceviz yagi yuz lekelerinin uzerine surulup masaj yapilirsa lekeler yok olur.
� Civan Percemi (Binbir yaprak otu, Kandil Cicegi) : Bitkinin kullanilan kismi, yaprakli ve cicekli dallaridir. Dallar ve cicekler henuz tamamen acilmadan toplanir ve golgede kurutulur. Bitkinin bu kisimlari ucucu yag, sabit yag ve aci glikozit maddelerini ihtiva ederler. Kuvvet verici, uyarici, idrar ve gaz sokturucudur. Icersindeki Sincolden dolayi antiseptik, balgam sokturucu ve midevidir. Yara iyi edici bir ozelligi vardir. Basurda sulu hulasasi fitil halinde verilir.
� Camfistigi : Bronsit, verem, akciger hastaliklarinin cabuk iyilesmesine yardimci olur. Ruhi cokuntuyu giderir. Kalp hastaliklarinda da faydalidir.
� Cemen : Balgam sokturur. Vucuda rahatlik verir.
� Cigdem (Mahmur Cicegi) : Bitkinin kullanilan kismi tohumlari ve yumrusudur. Idrar sokturur, Kabizligi giderir. Kesinlikle tavsiye edilen miktardan fazla kullanilmamalidir. Cigdem tohumu ve yumrusundan hazirlanan preparatlar uzun zamandan beri damla hastaligina karsi kullanilmaktadir. Daha cok ziraatta kullanilir.
� Cilek : Korpe ve bol sulu cilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunlari olanlar icin de iyi bir meyvedir. Bobrek, idrar yollari ve bagirsak sorunlari icin de birebirdir. Ayrica dis etlerini guclendiriyor, dislerdeki tartari onluyor, agiz kokularini ve bogaz agrilarini gideriyor. Cilekte yuksek oranda C vitamini bulundugu gibi, yuksek tansiyon ve kolesterolu dusuren maddeler iceriyor. Cilek C vitamini ihtiyacini karsilar. Ayrica bol miktarda potasyum icerir ve lifli besinler arasinda onemli bir yer tutar. Diyabetli hastalar, cilege seker ilave etmemek saartiyla bu meyveyi bol bol yiyebilirler.
� Corekotu : Istah acar. Vucuda kuvvet ve dinclik verir. Hazmi kolaylastirir. Mide ve bagirsak gazlarini soker. Koklanacak olursa bas agrisini keser.
� Defne : Terletir, atesi dusurur. Vucuda rahatlik verir. Idrar ve adet sokturur. Istah acar. Sinir agrilarini dindirir
� Deniz Kadayifi : Solunum ve hazim sistemi nezlelerini giderir. Vucudu besleyici olarak da kullanilir.
� Deniz Yosunu : ����bolizmanin isleyisini hizlandiriyor. Troid hormonundaki dengesizlikleri engellen maddelir iceren su yosunu, ����bolizmayi hizlandiriyor. Ayrica, B vitamini, kalsiyum ve cinko iceren yosun; deriye, tirnaklara ve saca karsi etkili.
� Dereotu : Bitkinin kullanilan kismi meyveleridir. Meyveler eylul sonunda toplanir ve golgede kurutulur. Meyvelerinde s�bit ve ucucu yag, pektin ve azotlu bilesikler vardir. Meyveler yatistirici, mide ve bagirsak gazlarini onleyici olarak kullanilir. Hazimsizlik ve hickiriga tesiri iyidir. Yapraklari da yemek ve salatalarda kullanilir.
� Devedikeni : Ates dusurur. Terletir ve vucuda rahatlik verir.
� Domates : Kanserden koruyucu ve yaslanmayi zihinsel ve bedensel olarak yavaslatici bir sebze. C ve E vitaminleri icerir. Domates zengin bir potasyum kaynagidir ve cok az miktarda tuz bulunur. Yuksek kan basincini dusurmeye yardimci olur ve vucudun su tutmasini engeller. Kalp hastaliklarina ve prostat kanserine karsi etkili. 'Beta karotin'e yakin olan likopen iceriyor. Likopen vucudu kalp hastaliklarina karsi koruyan maddeler arasinda yer aliyor. Arastirmalar domatesin prostat kanseri riskini azalttigini gosterdi. Haftada en az iki kez domates yiyen erkeklerin, digerlerine oranla prostat kanserine yakalanma riskleri az
� Dut : Beyaz dut yapraklari idrar sokturur. Vucutta biriken suyu bosaltir. Ac karnina yenen beyaz dut bagirsak solucanlarini sokturur.
� Dugun Cicegi : Kavak merhemi ile birlikte h�ricen basura karsi verilmektedir.
� Ebegumeci : Gogsu yumusatir. Oksuruk keser. Mide bulantisi ve kusmalari onler. Atesi dusurup vucuda rahatlik verir. Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir. Diseti hastaliklarini tedavi eder.
� Egreltiotu : Barsak parazitlerine karsi cok eski t�rihlerden beri kullanilmaktadir. Toz veya hulasa h�linde alinir. Tavsiye edilen miktardan fazla alinmamalidir.
� Elma : Gunde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. Iki elma yerseniz, kalp ve dolasim sorunlarina karsi korunmus olursunuz. Kolesterolu yok eder ve kabizligi onler. Sindirimi kolaylastirir. Kokusu rahatlatir ve kan basincini dusurur. Artrit, romatizma ve gut hastaliklarina karsi da yararlidir.
� Enginar : Kandaki ure ve kolesterolu dusurur. Idrar sokturur. Kandaki seker miktarini ayarlar. Damar sertligi ve kalp hastaliklarini onler. Bobrekteki kumlarin dokulmesine yardimci olur. Prostat, meme ve rahim agzi kanserine karsi iyi gelir. Enginarin icinde bulunan Silymarin maddesinin, hucrelerin hasar gormesini engelledigine isaret eden arastirmacilar, ayrica Silymarin maddesinin, prostat, meme ve rahim agzi kanserini onleme konusunda da etkili oldugunu belirtti. Enginarin icinde, fiber, magnezyum, folate ve C vitamini bulundugu, bu sebzeyi bol miktarda tuketenlerin, bulunduklari yasin daha altinda gosterdikler.
� Feslegen : Oksurugu keser. Bas donmesini durdurur. Ari sokmasinda faydalidir. Agiz yaralarini tedavi eder. Feslegen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi hasaratlari kacirir.
� Findik : Bedeni ve zihni yorgunlugu giderir. Vucuda kuvvet verir. Nekahat devresinin cabuk gecmesini saglar.
� Funda ( Supurge Otu) : B�zi turlerinin dallari ipek bocekciliginde aski olarak kullanilir. Dallari cali supurgesi yapiminda, ayrica yakacak olarak kullanilir. Genel olarak idrar yollari taslarina karsi idrar sokturucu olarak kullanilir. Funda ayrica, ishal ve bobrek taslari tedavisinde kullanilir. Zeytinyagi ile hazirlanan merhemi ciban ve egzamada faydalidir. Zayiflamak icin de kullanildigi bilinmektedir.
� Gelincik : Nefes darligi, astim ve bronsitte rahatlik verir. Kan tukurme ve kusmayi onler. Yaniklari iyilestirir.
� Greyfurt : C vitamini bakimindan cok zengindir. Yarim greyfurt gunluk C vitamini ihtiyacinin yuzde altmisini saglar. Kolesterol oranini dusuren pektin maddesi bulunur. Kansere karsi koruyucu ozellik tasir. Istah acar.
� Gul : Gulden gulyagi ve gulsuyu elde edilir. Gulyagi kozmetik ve parfumeride kullanilir.Gulyaginin antiseptik (mikrop oldurucu) etkisi vardir. Bogaz ve bademcik iltihaplarini giderir. Goz kanlanmalari ve goz nezlesinde etkilidir. D�hilen ise hafif mushil etkilidir. Gulsuyu ve gul recelleri halk arasinda yaygin olarak kullanilir.
� Gulhatmi : Balgam sokturur. Vucuda rahatlik verir. Nezle ve oksurukten kaynaklanan sikayetleri giderir. Bogaz, bademcik ve dis eti iltihaplarinda kullanilir. Barsak iltihaplarinda etkilidir.
� Gunluk Agaci : Agacin yongalari kurutulur, gunluk ve buhur olarak kullanilir. Nefes darligini giderir. Tutsu olarak kullanilir.
� Guzelavratotu : Agri kesici ilac yapiminda kullanilir. Ayrica, mide, barsak, astim, kalp, sinir ve beyin hastaliklarinin tedavisi icin yapilan ilaclarda da kullanilmaktadir.
� Hanimeli : Tipta yapraklari gargara yapmak icin, cicekleri antispazmodik olarak, meyveleri de idrar sokturucu ve kusturucu olarak kullanilir.
� Hashas : Bitkinin kullanilan kisimlari ham meyvelerinin cizilmesi ile elde edilen afyon, kurutulmus ham meyveler, yapraklar, tohumlari ve tohumlarindan elde edilen yagidir.Bilhassa h�ricen kullanilan b�zi merhemlerin bilesimine girer ve agri dindiricidir.Bilesiminde toplanma zamanina gore degisen afyon alkaloitleri vardir. Harici agri dindirici olarak, ozellikle dis hekimliginde kullanilir. Tohumlarinin yagi ise, tohumlari sogukta tazyik edilmesi s�retiyle elde edilen yagdir. Sogukta elde edilen yagin bilesiminde asitler az, sicakta elde edilen yagin ise asitleri fazladir. Sogukta elde edilen yag, b�zi merhemlerin bilesimine girer. Sicakta elde edilen yag, yemek yagi ve sanayide sabun yapiminda kullanilir. Icerdigi zehirli maddeli dolayisiyla, hekim kontrolu ve tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanilmamalidir.
� Hatmi : Agiz, bogaz ve diseti iltihaplarini iyilestirir. Bagirsak iltihaplarini giderir.
� Havuc : Haftada bes kere yendigi takdirde Harvard'in arastirmalarina gore kadinlarda kalp enfarktusunu, felc tehlikesini yuzde 68 oraninda azaltiyor. Gunde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolu yuzde 10 oraninda azalttigi gorulmustur. Her gun yenen bir havuc da akciger kanseri tehlikesini yariya indiriyor. Havuctaki Beta-Karotin de gozleri yasliligin getirdigi gorme zayifligindan koruyor ve bagisiklik sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bagirsak kanamalarini onler, kansizligi giderir, anne sutunu arttirir, yuz ve boyun kirisikliklarini giderir, idrar ve bagirsak gazlarini sokturur, ulserdeki sikayetleri giderir. Kansere karsi etkili oldugu gibi cildin kurumasini da engelliyor ve bagisiklik sistemini guclendiriyor. Beta karotin (kansere neden olan serbest radikallari durduruyor ve bagisiklik sistemini guclendiriyor) iceren havucun en buyuk ozelliklerinden biri icerdigi bu maddenin cildin kurumasini engelleyen A vitaminine donusebilmesi.
� Hayit : Idrar sokturur. Sancilari keser. Aybasi kanamalarini duzenler. Anne sutunu artirir. Hazimsizligi giderir. Karin agrisi ve ishali keser. Ayak sislerini indirir. Akrep ve ari sokmalarinda kullanilir.
� Hindistancevizi : Idrar sokturur. Bobreklerdeki kum ve taslarin dusurulmesine yardimci olur. Mide agrilarini giderir.
� Hodan : Bitkinin cicekleri ve yapraklari kullanilir. Fazla miktarda musilaj, recine, m�den� tuzlar tasir. Yapraklar ve cicekler ter verici, idrar ve balgam sokturucudur. Bogaz agrilarina ve oksuruge karsi kullanilir.
� Hurma : Kalbimizin yeni dostu bulundu: Hurma Bugune dek kalp ve damar hastaliklarindan korunmada elmanin sihirli gucu biliniyordu. Israilli bilimadamlari kalbin gercek dostunun hurma oldugunu kanitladi. Israilli bilim adamlari, hurmanin, kalp ve damar hastaliklarindan korunmak icin onerilen elmadan daha etkili oldugunu acikladilar. Israil'de yapilan bir arastirmada, elma ve hurmanin yararlari karsilastirildi. Hurmanin lif, mineral ve fenol acisindan zengin oldugunu soyleyen bilim adamlari, elmada daha fazla bakir ve cinko bulundugunu, buna karsilik hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demir miktarlarinin elmadan iki kat fazla oldugunu belirttiler. Bilim adamlari, duzenli yenilmesi halinde kalp ve damar hastaliklari riskini azaltan bu meyvelerin icindeki yararli maddelerin daha cok kabuklarinda bulundugunu kaydettiler.
� Husnuyusuf : Mide usutmesinden dogan sikayetleri giderir. Iktidarsizlikta da faydalidir.
� Ihlamur : Ihlamur cicegi yatistirici, idrar verici, gogus yumusatici ve balgam sokturucu olarak cay halinde kullanilir.Ihlamur cicegi banyosunun da yatistirici bir ozelligi vardir. Balla karistirilip icilirse mide ulserine faydalidir. Kan dolasimini duzenler.
� Isirgan : Distan tatbik edildigi zaman ic organlarda biriken kani ceker. Burun kanamalarini keser. Balgam sokturur.
� Ispanak : Kalp hastaliklarina, felce, yuksek tansiyona, yasliligin getirdigi goz hastaliklarina, kansere, hatta psisik rahatsizliklara karsi da etkili bir sebze. Goz hastaliklarina ve derideki lekelenmelere karsi etkili. Ispanak icerdigi iki kimyasal madde sayesinde gorme bozukluklarina karsi etkili. Haftada 6 kez ispanak yiyenlerin yuzde 86 oraninda yasin ilerlemesiyle birlikte ortaya cikan derideki lekelenmeler gibi bir sorunlarinin olmayacagini gosteriyor. Ayrica yasla birlikte ortaya cikan goz hastaliklarina karsi da etkili. Bir porsiyon ispanak, gunluk demir ihtiyacimizin onda birini karsiliyor.
� Incir : Bagirsaklari yumusatir. Kabizligi giderir. Bronsit, oksuruk ve bogaz agrilarinda faydalidir. Enerji verir.
� Kabak : Tohumlari (cekirdekleri) tenya ve kurt dusurucu olarak bilhassa cocuklarda kullanilmaktadir. Tohumlar dis kabuklarindan ayrilarak dovulur, sekerle karistirilarak verilebilir. Ortalama doz cocuklarda 40 gr buyuklerde takriben 100 gr�dir. Kabak cok besleyici ozelliktedir C ve B1 vitamini ihtiva eder. Pisirilen etli kismi yiyecekten baska ciban ve sis yerlere lapa olarak da tatbik edilir.
� Kahve : Kahvede kafein alkoliti vardir.Kafeinin az miktarinin damarlari genisletmek s�retiyle uyarici etkisi vardir.Kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, bobrek damarlarini genisleterek idrari cogaltir, solunumu hizlandirir. Kani beyne cekerek, beynin faaliyetini arttirir ve narkotiklerle zehirlenmelere karsi kullanilir. Fazla miktarda alindiginda uyarici etki fazlalasir, kalbin carpintisini arttirir, kulaklarin uguldamasina sebep olur.
� Kakao : Kafeinden dolayi kahvede oldugu gibi yatistirici ve uyarici etkisi vardir. Az miktari kalbi kuvvetlendirir, sindirimi kolaylastirir, idrar sokturur. Fazla miktari zararlidir.
� Kantaron : Cayi kuvvet verici, istah acici, ates dusurucu ve hazmi kolaylastirici olarak verilir. Ayrica astim ve mide agrilarinda da faydali oldugu bilinir.
� Karabas Otu : Agrilari dindirir. Kalbe kuvvet verir. Balgam soker. Uyusukluk giderir, zindelik verir.
� Karabiber : Mideyi isitir. istah acar. Hazmi kolaylastirir. Mide ve barsaklardaki mikroplari oldurur. Enerji verir. Afrodizyak ozelligi vardir.
� Karanfil : Mikroplari oldurur. Agrilari dindirir. Sinirleri uyarir. Hazmi kolaylastirir. Koku giderir. Istah acar.
� Karnabahar : Zihin yorgunlugunu giderir. Afrodizyak ozelligi vardir. Sinirleri kuvvetlendirir. Idrar sokturur. Dalak hastaliklarina iyi gelir. Seker hastalarina faydali oldugu bilinir.
� Karpuz : Vucuttaki toksinleri temizler ve bobrekteki kumlari eriterek sihhat ve zindelik kazandirir. Ayrica kemik gelisimine de yardimci olur.
� Kasimpati : Bocek oldurucu ilac yapilir.
� Katirtirnagi : Idrar ve balgam sokturur. Hazmi kolaylastirir. Bobrek ve safrakesesi taslarinin dusurulmesine yardim eder. Mesane hastaliklarini tedavi eder. Romatizmada faydalidir. Kabizligi giderir. Kalp hastaliklarinda kullanilir.
� Kavun : Kavun meyve olarak cok yenildigi gibi tohumlari (cekirdekleri) de tibb� olarak kullanilmaktadir. Olgun kavunlarin cekirdekleri kurutulur. Cekirdekler halk tab�betinde oksuruge karsi (cekirdekleri suda, suyu yariya ininceye kadar kaynatilip icilmesiyle) kullanilir. Ayrica kavun, sinirleri yatistirir, bobreklerdeki kani temizler, taslarin dusurulmesine yardimci olur. Barsaklarda ulser ya da iltihab olanlarla, seker hastalari ve yuksek tansiyonu olanlar yememelidir.
� Kayin Agaci : Avrupa kayininin tohumlarindan elde edilen yag, yemek yagi olarak margarin endustrisinde kullanilir. Kayin katraninin distilasyonundan antiseptik olarak kullanilan kreozot elde edilir. Bu da distan romatizma ve deri hastaliklarina karsi kullanilir. Kabuklarinin suda kaynatilmasiyla elde edilen su yuz lekeleri ve cilleri giderir.
� Kayisi : Cekirdeklerinden yag elde edilir. Etli meyvesi seker, organik asitler ve C vitamini ihtiv� etmesi bakimindan onemlidir. Cekirdek icinden elde edilen yag badem yagi yerine, yapraklari derelerde baliklari sersemleterek tutmak icin kullanilir.
� Kaynanadili : Dizanteri ve ishali giderir.
� Keciboynuzu : Olgun meyveleri gida olarak kullanilir. Kuru meyvelerin temizlenmis unu bilhassa sut cocuklarinin mide ve barsak bozukluklarinda kullanilir. Ayrica gogsu yumusatir ve balgam soker. Sigara tiryakileri icin faydalidir.
� Kekik : Bedeni kuvvetlendirir. Hazmi kolaylastirir. Kalp carpintisini keser. Bagirsak iltihaplarini iyilestirir. Bagirsak solucanlarinin dusurulmesine yardim eder. Kandaki seker miktarini azaltir.
� Kenevir : Merkez� sinir sistemine etki eder, yatistirici ve uyusturucudur. Hazim sistemine pek tesiri yoktur.
� Kereviz : Kerevizde B vitamini, demir ve kirec vardir. Kereviz unutkanligi ve sinir yorgunlugunu giderir, idrar soker, bobrek tas ve kumlarinin dusurulmesine yardim eder, kan ve sut yapar, karacigeri temizler. Seker, yuksek tansiyon ve romatizma da da faydalidir.
� Kestane : Kabuklarinin suda kaynatilmasi ile elde edilen cay, ates dusurur ve sinirleri yatistirir. Meyvesi kaslari kuvvetlendirir. Kan dolasimini duzenler. Varis ve basur memelerinin meydana gelmesini onler. Karaciger yorgunlugu ve sisligini gecirir. Kansizligi giderir. Damar sertligi ve yuksek tansiyondan sikayet edenlerle, seker hastalari yememelidir.
� Kina Agaci : Ayak terlemesine engel olur. Dolamada kullanilir. Uyuz ve egzamaya iyi gelir. Guatrin uzerine baglanirsa fayda gorulur. Agiz yaralari ve deri catlaklarini tedavi eder, saclari besler ve kuvvetlendirir.
� Kinakina : Ates dusurur. Sitmayi tedavi eder. Tifoda faydalidir. Agir ve mikrobik hastaliklarin nekahat devresini kisaltir. Cilt kasintilarinda faydalidir. Istah acar. Kuvvet verir. Kabizligi giderir.
� Kizilcik : Kizilcik meyvelerinden ezme, marmelat, meyve suyu yapilir. Kabiz edici ozelligi vardir. Gid� olarak istif�de edildigi gibi kabuklari ates dusurucu olarak kullanilir.
� Kiraz : Aspirin yerine kiraz Kiraz yemek agrilarin dindirilmesinde aspirinden cok daha etkili oluyor. Michigan eyaletinde yasayanlar, bu yorede cok yetistiginden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut ve mafsal iltihabindan kaynaklanan agrilara birebir oldugunu ileri suruyor. Michigan Eyalet Universitesi'nden Muraleedharan Nair kirazda bulunan ve ''antosiyanin'' olarak bilinen kirmizi renkteki kimyasallarin bu etkiyi yaratabilecegine dikkat cekiyor. Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden yararlanarak soz konusu belisimlerin aspirin ve ibuprofen gibi agri kesicilerde bulunan enzimleri icerip icermedigini arastirdi. Ardindan kimyasallarin serbest radikallerin zararli etkilerini yok edici ozelliklerini inceleyerek bunlari vitaminlerle karsilastirdi. Sonucta, 20 kirazda 12-25 miligram arasinda antosiyanin bulundugu ve bu maddenin agri kesici etkisinin aspirinden on kat daha fazla oldugu goruldu. Kirazda bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer antioksidan etkiler yarattigina da tanik olundu. Nair'e gore, gunde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla ozdes etki yaratiyor. Nair kirazdaki antosiyaninin tablete donusturulmesine calisiyor.
� Kisnis : Istah acici, barsak gazlarini giderici, teskin edici, bas donmesine karsi kullanilir.Fazlasi zararlidir.
� Kivi : Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki kati vardir. Potasyum bakimindan da zengindirler. Sindirimi kolaylastirir ve kabizligi onler.
� Kusburnu : Cok yogun vitamin zenginligi nedeniyle gozlerin dostudur. Vucuda dirilik saglar. 100 gram kusburnunda bir sandik portakala esdeger C vitamini vardir. Iyi bir rasitizm ilaci, etkin bir kan temizleyicisidir. Guclu bir kurt dusurucu ve bagirsak yumusaticisidir. Mide kramplarina ve sindirim sistemi zorluklarina karsi faydalidir. Romatizma agrilarini gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuc veriyor.
� Kuskonmaz : Hazimsizliga karsi etkili. Antitoksit maddeler iceren bu sebze bobregi toksinlerden aritiyor ve besinlerin hazmedilmesini kolaylastiriyor
� Lahana : Kansere karsi etkili oldugu bilinen sebzelerin basinda gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum icerir. Ozellikle meme ve rahim kanserine karsi etkilidir. Vucutta biriken zehirli maddelerin atilmasini saglar. Kandaki seker miktarini dusurur. Sarilik ve safra kesesi hastaliklari icin iyidir. Astima faydalidir. Bagirsak kanserine karsi etkili. Lahana kanser hucrelerinin uremesini engelleyen kimyasal bir madde (isotiocyanates) iceriyor. ABD'de yapilan bir arastirmaya gore, haftada bir gun lahana yiyenlerin bagirsak kanseri olma riskleri ucte iki oraninda azaliyor.
� Lavanta : Lavanta cicegi, kuvvet verici, idrar sokturucu ve romatizmaya karsi cay h�linde kullanilir. Cok iyi bir koku vericidir. H�ricen yatistirici olarak da kullanilir. Parfumeri san�yiinde kullanilan onemli bir bitkidir.
� Mantar : Bagisiklik sistemini guclendiriyor. Ozellikle Cinliler'in ilac niyetine yedikleri bu sebze, bunyeyi hastaliklara karsi koruyor ve bagisiklik sistemini guclendiriyor.
� Marul : Kemik erimesine karsi etkili. Sutten bile daha fazla kalsiyum iceren bu sebze, kemikleri guclendirmesi acisindan bir numara. 100 graminda, kucuk bir bardak sutun icinde bulunan kalsiyumdan daha fazlasina sahip. Bu miktar gunluk kalsiyum ihtiyacinin dortte birine tekabul ediyor.
� Maydanoz : Salata ve yemeklerin susu maydanozun nerdeyse deva olmadigi dert yok gibi.. A ve C vitamini ile demir, kukurt, fosfos ve mangan elementleri deposu olan maydanoz sindirimi kolaylastiriyor, bobrek taslarini dusuruyor, gorme gucunu ve anne sutunu artiriyor. Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardir. Bir tutam maydanoz, gunluk C vitamini ihtiyacinin cogunu karsilar. Bobrekleri calistirarak idrar getirir ve taslari dusuruyor , kan sekerini normal seviyede tutar ve kansere karsi da koruyucudur. Yatmadan evvel yenildiginde sabahlari tatli bir nefesle uyanmamizi saglar. Anne sutunu artirir. Vucuttaki zehirli maddeleri disari atar. Gorme gucunu artiyor, kaynatilip iciildiginde ve cilde bu suyla pansuman yapildiginda sivilcelere iyi geliyor. Kaynatilan maydanozun suyu gozlere pansuman yapildiginda gozdeki iltihaplanmalari onluyor ve yanmayi geciriyor. Kaynatilip sirke ile saclar yikandiginda saclarin uzamasi ve kuvvetlenmesini sagliyor.
� Mazi : Yapraklari sigilleri yok etmekte kullanilir. Kozalagindan barsak kurdu dusurucu ilac yapilir. Gebe kalmayi onlemek icin kullanilir. Bazi zehirlenmelerde panzehir olarak kullanildigi bilinir. Basur memelerinde de faydalidir.
� Melekotu : Kan dolasimini duzenler. Terletir. Kurutulmus melekotu dovulup basa surulecek olursa bitleri oldurur. Astim nobetlerine faydalidir.
� Melissa : Yapraklar yatistirici, m�dev�, gaz sokturucu, terletici ve antiseptik etkilere s�hiptir. Huzursuzluk ve sikintilari giderir. Hafiza zayifligina faydalidir. Bas donmesi ve kulak cinlamasi gibi sikayetleri keser. Hazimsizlik, bas agrisi ve migrende de faydalidir. Daha cok cay h�linde kullanilir.
� Menekse : Bitkinin cicekli dallari idrar sokturucu, b�zi deri hastaliklarinda kan temizleyici olarak ve romatizmaya karsi kullanilir.
� Mersin : Meyveleri yemis olarak, kabizlik giderici ve antiseptik olarak kullanilir.
� Meyankoku : Grip, nezle, anjin ve nefes darligina faydalidir. Oksuruk ve balgam sokturur. Yuksek tansiyonu dusurur.
� Misir : Yuzde 18.3 gibi yuksek oranda lif iceriyor. Misirin icerigindeki yuksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yukseltir. Icinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.
� Mine Cicegi (Guvercin otu) : Tibb� olarak, kabiz edici, teskin edici etkisi vardir. Bas ve mafsal agrilarini dindirir. Yorgunlugu ve uykusuzlugu giderir.
� Muz : Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakimindan son derece zengin bir meyvedir. Potasyum kramplari onler.
� Nane : Yapraklari cay h�linde yatistirici, m�dev�, gaz sokturucu, bulantiyi giderici olarak kullanilir. Bunun yaninda cesitli il�clarin terkibinde kullanildigi gibi, yapraklari cig veya kurutulmus olarak yemeklere konur. N�ne esansi, cok miktarda zehir etkili olmasina karsilik az miktari m�de agrilarina ve bulantilara karsi kullanilabilir. N�ne ucucu yagi da oldukca fazla kullanilan bir yagdir.
� Nar : Vucudu kuvvetlendirir. Ishali keser. Burun poliplerine faydalidir. Serit dusurur. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bagirsak hastaligi olanlar, kucuk cocuklar ve hamileler fazla kullanmamalidir.
� Nazarotu : Ekzama, basura karsi ve tutsu olarak kullanilir.
� Nergis : Kusturucu ve ishal etkilidir. Kurutulmus cicekleri yatistirici , mushil ve ates dusurucu olarak cay h�linde kullanlir.
� Nilufer : Kokleri kabiz edicidir. Beyaz niluferin cicekleri, yatistirici ve uyusturucudur.
� Nohut : Vucudu kuvvetlendirir. Anne sutunu arttirir.
� Okaliptus : Ozellikle solunum yolu hastaliklarinda kullanilir.Oksurugu keser, bogaz ve burun iltihaplarini giderir. Idrar yollarini temizler. H�ricen deri uzerine surulmek s�retiyle antiseptik olarak da kullanilir. Okaliptus yapraklari dogrudan dogruya kaynatilarak kullanildigi gibi, yaginin tipta da pekcok faydalari vardir. Il�c olarak veya kaynatma ile bugu, koku h�linde de kullanilir. Yapraklar nefes darligi, kabiz, balgam sokturucu olarak, hasere sokmalarina, her nev� ateslenmeye, nezle, nevralji, bronsit, romatizma, seker, uremi gibi hastaliklarda, yag veya eksitilerek sirke, toz sabun, pudra ve m�cun seklinde kullanilir.
� Okseotu : Kalbin atislarini arttirir. Damar kireclenmelerinde faydalidir. Sara ve akciger kanamalarinda kullanilir.
� Pancar : Karacigerin duzenli calismasini saglar. Kansizligi giderir. Seker hastaligi ve vereme karsi korur. Mide ve barsaklari kuvvetlendirir. Sinirleri yatistirir.
� Papatya : Cicek durumu baslari, cicek acmadan once toplanarak golgede kurutulur.Cay h�linde sabahlari ac karnina bir bardak icilebilir. Idrar cogaltici, istah acici, yatistirici ve gaz sokturucu etkilere s�hiptir. Basur memelerinde agri kesici, ted�vi edici etkiye s�hiptir. Boyar madde olarak da kullanilir.
� Patates : Kizarmis yemezseniz kilo aldirmaz. Sindirimi kolaylastirir, kabizligi onler. Yorgunluga karsi birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein icerir. Halsizlige karsi etkili. Vucuda enerji veren madde olan karbonhidrat iceren patates, C ve E vitaminleri ve beta karotin acisindan en zengini. 100 gram patateste 80 kalori, 2 gram protein, 17 mg karbonhidrat, 7 mg kalsiyum, 53 mg fosfor, 20 mg C vitamini var. Yilin hicbir zamani bulmakta da gucluk cekmezsiniz. Her zaman soylenir, bir kez daha soylense sorun olmaz; patatesin besin degerinin buyuk kismi kabugunda oldugundan soymak yerine ozel bicagi ile kazimak daha iyidir. Yine kabuklari soyularak pisirilen patates C vitaminin yuzde 25�ini kaybediyor. Bu nedenle patatesi firinda kabuguyla veya buharda ya da az suda pisirmek gerek.
� Patlican : Kansizligi giderir. Karaciger ve pankreasin duzenli calismasini saglar. Kilo vermeye yardimci olur. Bobrek yanmalari ve agrilarini keser. Sinirleri yatistirir. Kalp carpintilarini giderir. Cilt hastaliklari, seker, mide, barsak ve karaciger hastaliklari asiri derecede olanlar yememelidir.
� Pirasa : Idrar sokturur. Mide rahatsizligina iyi gelir. Kabizligi giderir. Basur memeleri icin faydalidir. Bobreklerdeki kum ve taslarin dusurulmesine yardimci olur.
� Portakal : Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri onleyici olarak bilinen butun maddeleri iceriyor. Ayrica bol miktarda C vitamini iceriyor. Kilo almaya engel olur. Kandaki kolestorolu dusurur.Vucudun C vitamini, potasyum, protein, B ve E vitaminleri ile kalp hastaliklari ve antikanserojen maddeler ile kanser riskini azaltiyor, kolestorolu dusuruyor
� Safran : Sinir sistemini uyarici, istah acici, �det sokturucu, koku ve renk verici olarak kullanilir.Fazla miktarda kullanilmamalidir. Hamileler kesinlikle kullanmamalidir.
� Salatalik : Salataligin kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalik kabizligi onler, bobrek ve kalp hastaliklarinda vucutta biriken suyun atilmasina yardimcidir. Kalp hastaliklari ve enfeksiyonlara karsi etkili. Kukurt iceriyor ve bu madde vucudun enfeksiyonlara karsi dayanikliligini artirdigi gibi, kolestrolu de dusuruyor.
� Salep : Oksuruk ve bronsite faydalidir. Aybasi kanamalarinin duzenli olmasini saglar. Zihni calistirma gucunu arttirir.
� Semizotu : Mide ve barsak kanamalarinda ve kanli idrarda faydalidir. Kani temizler. Seker hastaliginda susuzlugu giderir. Uykusuzluk, sinir ve zihin yorgunlugunda faydalidir.
� Sinameki : Memleketimizde cok kullanilan mushil il�cidir. Kolit ve spastik kabizlikta kullanilmaz.
� Sogan Ve Sarimsak : Yuksek tansiyon ve kalp hastaligi tehlikesini azaltirlar. Sogan, mide kanserine yakalanma riskini; sarimsak da bagirsak kanserine yakalanma riskini azaltiyor. Sarimsagin mayasinda bulunan maddeler hucrelerin zarar gormesini onleyerek, vucudu erken yaslanmaya karsi koruyor. Antibiyotik ve nefes darligini gideren bilesimler iceren sarimsak bagisiklik sistemini de kuvvetlendiriyor. Kalbe ve alerjik hastaliklara karsi etkili. Sogan icerdigi kimyasal maddelerle kalbimizi guclendiriyor ve alerjik reaksiyonlari engelliyor. Newcastle'da yapilan arastirmalar, duzenli bir sekilde sogan yiyenlerin damarlarinin tikanma riskinin azaldigini gosteriyor.
� Soya : Uzun yasamak isteyen herkes mutlaka soya tuketmelidir. Soya, icerisinde ostrojen hormonuna benzer islev goren ve bu hormonun etkilerini sulandiran bir madde icerir ve buda kadin bunyesi icin son derece yararlidir. Cunku, hucre yenilenmesini hizlandiran ostrojen hormonunun asiri uretimi, gogus, rahim ve boyun kanserine yakalanma riskini cok arttirir.
� Sumak : Kabiz edici, kan kesici, antiseptik etkili olup, ayrica bogaz ve dis etleri hastaliklarinda gargara h�linde kullanilir. Sumak meyveleri de tanen, ucucu yag ve organik asitler ihtiv� eder. Baharat olarak cok kullanilir.
� Susam : Nefes darligi ve bronsitte faydalidir.
� Sebboy : Tohumlari kalp uzerine etkili bilesikler tasir.Ayrica idrar sokturucu ve kabizligi giderici etkisi vardir.
� Seftali : Cicekleri kabizligi giderir ve barsak solucanlarini dusurur. Meyvesi hazmi kolaylastirir.Idrar yollarini temizler. Bol miktarda idrar sokturur. Basur memelerinden dogan sikayetleri giderir. Safra kesesi ve bobrekler icin faydalidir.
� Taflan : Yapraklardan elde edilen taflan suyu oksuruk dindirici olarak kullanilir.Taze meyveleriyse meyve olarak yenilmektedir. Kurutulmus meyvelerinin tohumlariysa seker hastaligina karsi kullanilir.T�ze meyveleri tas dusurucu olarak da kullanilmaktadir.
� Tarcin : Ruhi sikintilari giderir. Surmenajda faydalidir. Kalbi kuvvetlendirir. Istah acar, hazmi kolaylastirir.
� Tere : Istah acar. Hazmi kolaylastirir. Bronslari temizler, oksuruk sokturur. Idrar sokturur, bobrekleri ve idrar yollarini temizler. Kanser, anemi ve lif hastaliklarina karsi etkili. Tere kanserle savasan sebzelerin arasinda oldugu gibi ayni zamanda en fazla kalsiyum, demir ve folik asit icerenlerin basinda geeliyor. Tere gibi yesil sebzeler yiyen kadinlarin, life iliskin hastaliklara yakalanma riskleri daha az.
� Turp : Bobreklerdeki mikroplari oldurur. Kum ve taslarin dokulmesine yardimci olur. Karaciger sisligini indirir. Sarilikta faydalidir. Safra taslarinin dusurulmesine yardimcidir. Romatizma, siyatik astim ve bronsite faydalidir.
� Uvez : Ozellikle bir seker olan uvez seker hastalari rejimi icin iyi bir tatlandiricidir. Meyveleri ve yapraklari kabiz edicidir. Yine meyveleri idrar sokturucu, kadinlarda �detleri kolaylastirici etkilere s�hiptir. Meyveler C vitaminince zengindir. Yapraklarinin cayi seker hastaligina karsi kan sekerini dusurucu olarak kullanilmaktadir. Zararsizdir.
� Uzerklik : Bagirsak kurdundan prostata, hemoroitten karin agrisina pek cok hastaliga iyi gelmektedir.
� Visne : Ishali keser. Atesi dusurur. Idrar sokturur. Vucuda rahatlik verir.
� Yaban gulu : Kabiz edici, idrar sokturucu olarak, bobrek ve safra taslarina karsi kullanilir. C vitamini yonunden zengin oldugu icin de b�zi bolgelerde marmel�t yapiminda kullanilir.
� Yasemin : Ciceklerinden hazirlanan cay gogus yumusatici ve sinirleri yatistirici olarak kullanilir.
� Yenibahar : Damar sertligini onler. Hazmi kolaylastirir. Mide ve bagirsak gazlarini giderir.
� Yerelmasi : Seker hastalari icin faydalidir. Besleyicidir. Vucudun direncini arttirir. Kabizligi giderir
� Yilan yastigi : Atesi dusurur. Terletir, vucuda rahatlik verir. Sinirleri uyarir.
� Yosun : Haslamasi barsak kurtlarini doker. Saclar yikanirsa kuvvetlendirir.
� Yulaf : Cocuklarin hazim gucluklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunluklari giderir. Kandaki seker miktarini azaltir
� Zencefil : Istah acar. Kusmayi onler. Bagirsak bozukluklarini giderir.
� Zerdacal : M�dev� ve gaz sokturucu etkiye s�hiptir.
� Zeytin : Zeytinyagi, safrayi artirir. Karacigeri calistirir. Karaciger agrilarini keser. Sarilikta faydalidir. Yaprak ve kabuklari yuksek tansiyonu dusurur. Kandaki seker miktarini dusurur. Bagirsak solucanlarinin dusurulmesine yardimci olur.

Genclerin saglik bilgileri zayif!!!!!



8 universitede yapilan arastirmaya gore, ogrencilerin yuzde 50�si cinsel yolla bulasan hastaliklar hakkinda bilgi sahibi olmadigi gibi, bir kez cinsel iliskide bulunmakla gebe kalinabilecegini bilmiyor.

Turkiye�nin daha iyi bir gelecek icin en onemli dayanaklarindan biri sahip oldugu genc nufus. Eger iyi egitilirlerse gencler Turkiye�nin gelismesinde en onemli dinamik olacak. Ancak yapilan arastirmalar Turkiye�de genclerin kisisel saglik konularinda bile ne kadar eksik olduklarini gosteriyor.
Turkiye�nin ileriye donuk hedefleri, ozellikle de Avrupa Birligi sureci, genc nufusu daha da onemli hale getiriyor. Ancak, Dunya Nufus gunu nedeniyle Birlesmis Milletler Dunya Nufus Fonu�nun yaptigi arastirma, genclerin ozellikle cinsel konullardaki eksikligini ortaya koyuyor.

Turkiye�de nufusun ucte biri 10-24 yas arasindaki genclerden olusuyor. 8 universitede yapilan arastirmaya gore, ogrencilerin yuzde 50�si cinsel yolla bulasan hastaliklar hakkinda bilgi sahibi olmadigi gibi, bir kez cinsel iliskide bulunmakla gebe kalinabilecegini bilmiyor.

Ogrencilerin ucte birinin ilk cinsel iliskide bulunma yaslari ise 18.

Genc ve evli kadinlara gelince...
Kadinlarin yuzde 37�si AIDS�e neden olan HIV virusununun onlenebilecegine inaniyor, yuzde 82�si ise cinsel yolla bulasan hastaliklar hakkinda hicbir bilgiye sahip degil. Her bes kadindan biri ise prezarvatif ve tek esliligin AIDS�e neden olan HIV virusunu onleme yollarindan biri oldugunu biliyor. Ve evli kadinlarin ancak yuzde 17�si etkili bir gebelik onleyici yontem kullaniyor.

Yukaridaki veriler Turkiye�de universite gencliginin temel kisisel saglik bilgilerinden ne kadar yoksun oldugunu gostermesi acisindan onemli. Birlesmis Milletler Nufus Fonu iyi bir gelecegin ancak saglikli ve bilgi sahibi genclerle saglanabileceginin altini ciziyor.




Biraz kir cilde iyi gelir!!!!!!




Almanya�da �Apotheken Umschau� adli saglik dergisinde yayinlanan bir arastirma, Almanlarin giderek daha sik dus almaya basladiklarini ortaya koyuyor. Cilt bakiminin en baslica unsurlarindan temizlik, dermatologlara gore de vazgecilmez. Ancak, her gun dus almak sanildiginin aksine yaradan cok zarar getiriyor. Derginin genel yayin yonetmeni Dr. Hans Haltmeier, cilt hastaliklarinin cogunun, insanlarin gunluk bakimlarini yanlis yapmasindan kaynaklandigini belirterek, sik yikanmanin, cildin dogal koruyucu mekanizmasina zarar verdigine dikkat cekiyor.

Arastirma sonucuna gore, Almanlarin yuzde 80�inden fazlasi her gun dus aliyor. Arastirmada, bu egilimin giderek daha da arttigina dikkat cekiliyor. Ancak sabun ya da sampuan kullanmadan, sadece suyla bile yikanildiginda bu, cildin kurumasina yol aciyor. Uzmanlar bazi nemlendirici kremler de sik sik kullanilmasi durumunda, cildin kurumasina sebep olabilecegini belirtiyor.

SIK YIKANMANIN ZARARLARI
Hekimler, sik yikanmanin yarattigi sorunu soyle ozetliyor:
Sik yikanma, cildin asit-baz dengesini olumsuz etkileyerek, bir cok katmandan olusan cildimizin en ust tabakasini degisime ugratiyor ve boylece deri, nem kaybina ugrayarak, zararli maddelerin iceriye nufuz etmesini engelleyemez hale geliyor. Normal cilt tipine sahip olan insanlarda bu nem kaybi bir gun icinde kapanabiliyor. Nem kaybi ise kuru ve hassas cilt tipinde egzama gibi hastaliklarin gorulmesine yol aciyor.

Bu tur sorunlarla karsilasmamak icin onerilen ise haftada en fazla 2- 3 dus almak. Hatta banyo daha da etkili oldugu icin haftada sadece bir kez yapilmali. Istenmeyen kokular icinse silinmek en iyi cozum olarak gosteriliyor. Uzmanlar, insanlarin bu konuda bilinclenmelerini istiyor ve cildin beden sagligiyla oldugu kadar ruh sagliyla da yakindan iliskili oldugunu belirtiyor. Buna ornek olarak da bazi cilt hastaliklarinin stres yuzunden daha da agirlasmasi gosteriliyor.



Uzmanlar, her gun dus alinmamasi konusunda uyariyor. Haftada en fazla 2-3 kez dus ya da daha da etkili oldugu icin bir kez banyo yapmayi oneriyorlar






Ozellikle yaz aylarinda isinan havayla birlikte alinan duslar siklasiyor. Ancak hekimler, her gun dus almanin, sanilanin aksine cok da saglikli olmadigi gorusunde. Uzmanlar, sik yikanmanin, cildin dogal koruyucu mekanizmasina zarar verdigi konusunda uyariyor...




Solaryum tehlikeli..............

Avrupa Birliginden uyari: Bronz bir tene sahip olup guzel gorunmek ugruna sagliginizi tehlike atmayin...


Avrupa Komisyonu, ozellikle gencler arasinda solaryuma girenlerin sayisinda patlama yasanmasi ve bilincsiz solaryum kullanimina karsi harekete gecti. Uye ulkeleri, gencleri bu konuda bilinclendirmeye cagiran Avrupa Komisyonu, solaryum kullanimi konusunda yasal onlemler almaya da hazirlaniyor.



Avrupa ulkelerinde ozellikle gencler arasinda solaryum kullaniminin fazlasiyla yayginlasmasi Avrupa Birligini harekete gecirdi.

Solaryum cilt kanseri vakalarinda artis yaratti
90�li yillarda solaryum kullaniminda patlama yasanmasinin Avrupa�da artan cilt kanseri vakalarinda etkili oldugu belirtiliyor.

Uye ulkeler gencleri riskleri konusunda uyarmali
Avrupa Birligi yayinladigi raporla uye ulkelerden ve tuketici kuruluslarindan, solaryuma girenlere risklerini anlatmak icin harekete gecmelerini istedi. Solaryum cihazlarini ureten sirketlerden de yaydigi �ultra viole� isinlarinin cilde ne kadar zararli oldugu konusunda bu cihazlara uyarilar yerlestirmeleri istendi.

AB solaryum konusunda yasal onlemler alabilir
Avrupa Komisyonu�nun sagliktan sorumlu uyesi Markos Kyprianou solaryumun risklerini anlatmak icin acilen harekete gecilmesi gerektigi gorusunde. Kyprianou, birligin solaryum cihazlarinin kullaniminin kisitlanmasi konusunda yasal onlemler almayi bile dusundugunu acikladi.
Merkezi Ingiltere�deki Kanser Arastirmalari Merkezi ise solaryum cihazlarinin en tehlikeli radyasyon tipi olan �ultra viole-B� yaydigini ve uzun donemde bunun cilt kanserinin en onemli nedenlerinden biri olabilecegini acikladi.

Merkez, 16 yasindan kucuklerin, acik tenlilerin, cildinde cok fazla ben olanlarin ve daha once ailesinde cilt kanseri vakalari bulunanlarin kesinlikle solaryuma girmemeleri gerektigi uyarisinda bulundu.


Sedef hastaliginin nedenleri...

Kadinlarda siddet, cocuklarda kiskanclik

Erciyes Universitesi Tip Fakultesi Dermatoloji Ana Bilim Dali Ogretim Uyesi Prof. Dr. Ekrem Aktas, kadinlarda siddet, cocuklarda da kiskancligin sedef hastaligina neden oldugunu bildirdi.


Aktas, uzuntu, sikinti ve stres ile uzun sure kullanildiktan sonra birakilan kortizon ve sitma ilaclarinin, cocuklarda gorulen bademcik iltihaplarinin sedef hastaligina neden oldugunu soyledi.


Ozellikle kocalarindan siddet goren kadinlarda, aile ici gecimsizliklerde sedef hastaliginin ortaya ciktigini ifade eden Aktas, kardesler arasindaki kiskancliklarin da sedef hastaligina neden oldugunu kaydetti.


Aktas, Japonlar, Mogollar, Kizilderililer ve zencilerde sedef hastaligi gorulme oraninin yok denecek kadar az oldugunu belirterek, ''Bunun nedeni bilinmiyor. Ancak, Turk irkinda sedef hastaligi gorulme orani oldukca yuksek. Her 100 kisiden birinde gorulur. Bu az bir oran degil'' dedi.

Inatci hickiriga dikkat!

Kanser belirtisi olabilir...


Irlandali bir bilim adami, israrla gecmeyen hickirigin, kilo kaybi ve yutkunma guclugu gibi belirtilerle birlikte yemekborusu kanserinin belirtisi olabilecegini soyledi.

Dublin'deki James Connolly Hastanesi Uzmani Prof. Dr. Tom Walsh, bir toplantida yaptigi konusmada, bazi yemekborusu kanseri hastalarinin ''inatci hickiriktan'' yakindiklarini bildirdi.

99 kanser hastasi uzerinde yapilan bir arastirmada, hastalarin yuzde 27'sinin, ''inatci hickiriktan'' yakindiklari, yuzde 6'sinin ise hickirik nedeniyle doktora gittikleri kaydedildi.

Hickirmanin bugune dek kanser belirtisi olarak kabul edilmedigini belirten Dr. Walsh, hastalikla hickirma arasindaki iliskinin nedeninin tam olarak bilinmedigini ancak kanser hastalarindaki inatci hickiriga diyaframdaki bir sinirin neden oldugunun dusunuldugunu soyledi.

Dunyada 6. en yaygin kanser turu olan yemekborusu kanseri, her yil yaklasik 400 bin kiside saptaniyor. Sigara icmek ve alkol kullanimi, en onemli risk faktorleri arasinda sayiliyor.

UCuk (herpes)hastaliGi......



Herpes nedir? Herpes Simpleks ya da Ucuk hastaligi, Herpes Simpleks Virus denilen virusun neden oldugu cilt ve mukozalarda gozlenen ici su dolu keselerden ibaret bulasici bir hastaliktir. Herpes Simpleks virusunun sekiz tipi olup, klinik olarak en sik uc tipine rastlanmak



tadir. Bu uc tip hakkinda bilgi verir misiz? HSV 1 daha cok agiz, burun ve cevresinde izlenirken, HSV 2 genital



bolgede yerlesmektedir. HSV 3 ise Zona denilen rahatsizliga yol acan, sinirlerde yerlesen tipidir. Bu tip digerlerinden farkli olarak ici su dolu keseler seklinde degil, kizariklik ve igne batmasi seklinde hissedilen digerlerinden daha keskin agrilar yapan bir tipidir. Kusak seklinde belirli bir alani tutar ve oncelikle agrilar baslar. Daha sonra agri duyulan alanlarda nokta nokta kizarikliklar baslayarak sinirli ve belirli bir alani kaplayan dokuntu olusur. Virusun tuttugu bolgeye uyan cilt bolgesinde yerlesir. Bir sure devam ettikten sonra oncelikle agrilar, ardindan dokuntu iz birakmadan iyilesir.

Herpes Simpleks�in turleri organlara nasil etki eder?

HSV 1 ise yuz, dudaklar, burun ve agiz icinde ici su dolu kabarciklar olusturur. Bu kabarciklar cok kisa sure icerisinde acilip uzerleri ulserlesir ve yakinlarindaki diger kucuk ulserlerle birlesme egilimi gosterirler. Ardindan uzeri sulanan bu yaralar kabuklasir. Kabuklar sari beyaz renktedir. Daha sonra kabuklar kendiliginden yumusayarak duserler. Ilk basta yerlerinde kahverengi bir leke birakir . Daha sonra kahverengi bir ize donusur.
HSV 2 ise genital bolgeyi tutar. Kasiklar, kadinda vajina dis dudaklari, ic kismi, anus ile vajina arasindaki bolgeyi, rahim agzini, erkekte penisin ozellikle govdeye yakin kismini, nadiren penis basi ve testisleri, kalcalari tutabilir.

Nasil bulasir?

Herpes virusu temasla bulasir. Opusme, cinsel iliski, ayni havluyu kullanma gibi virusu tasiyan birey ile temas dogrultusunda virusler alinir. Virusler deri ve/ veya mukozalardaki catlaklardan vucuda girerler. Sinir hucrelerini tutarak bu sinirlerin lifleri boyunca ilerlerler. Liflerin ganglion denilen ana merkezlerine yerlesirler. Ardindan o bolgeye ait cilt ya da mukoza bolgesinde lezyonlarini olusturmaya baslarlar. Virusler yerlestikleri yerde olmezler. Yapilan tedaviler de viruslerin yok edilmesini degil hastalik olusturmalarini onlemek ya da en azindan azaltmak amaciyla yapilabilmektedir.

Ozellikle genital bolge ucuklari icin nelere dikkat edilmelidir?

Genelde Herpes Simpleks virus bulastiginda her iki tipi de alinabilmektedir. Ayrica ozellikle HSV 2 denilen genital bolge ucuklarinda cinsel temas ile virus alindigi unutulmamali ve yine cinsel temasla bulasabilecek baska hastaliklar da akla getirilmelidir. Zira, HSV 2 virusu kadar kolay bulasabilen ve tehlikeli seyreden baska bir takim virus hastaliklari da ayni kisiden alinmis olabilir ( Sarilik , AIDS, Frengi gibi�). Bu nedenle HSV 2 gorulen bireylerde diger cinsel yolla bulasan hastaliklarin da testler ile taranmasi dogru olacaktir.

Herpes Infeksiyonu yaygin midir?

Herpes Simpleks infeksiyonunun bireylerde saptanarak cok dogru bir yayginlik rdml taramasi yapmak zordur. Bu zorlugun en onde gelen nedenlerinden bir tanesi infeksiyonun hastalik alindiktan sonra belirti ortaya cikarmadan kalarak tasiyicilik olusturmasidir. Hastaliga sahip bireylerin yarisindan fazlasi ( ~% 65 i) hastaliga sahip olduklarini bilmezler. Ayrica HSV 2 ile temas etmis bireylerde hastalik olussa bile korku ve utanc gibi nedenlerle hastaliklarini saklamalari gibi bir durum da soz konusudur. Bu nedenle hastalik hakkinda basvuru aslinda virusu tasiyan birey sayisindan cok daha azdir. HSV infeksiyonu toplumlar arasinda da farkli oranlarda gorulmektedir. ABD�de % 20�lerde olan bu oran, Isvec�te % 35�lerde, Brezilya�da % 40�lardadir. Ulkemizde ise ne yazik ki bilimsel bir istatistik bulunmamaktadir. Ancak tahmin edilen oran % 30�lardadir. Sosyokulturel seviyesi dusuk toplumlarda daha sik izlenmektedir. Gelir ve egitim duzeyi dusuk populasyon da hedef noktasidir.


HSV-2 enfeksiyonuna yakalanmada risk faktorleri

- Cinsel partner sayisinin artmasi
- Yasin ilerlemesi
- Dusuk gelir
- Egitim seviyesinin dusuk olmasi
- Siyahi ya da Hispanik etnik kokenli olma
- Kadin olma
- Erkek escinsel faaliyet
- HIV enfeksiyonu



Hastalik nasil olusmakta ve seyretmektedir?

Virus alindiktan kisa bir sure sonra ( 2- 12 gun kadar zaman araliginda) ici su dolu keseler ve kasintili lezyonlar olusmaya baslar. Hastanin bagisiklik durumunun kuvvetine gore bir miktar yayilir. Virusle temas eden bireylerin yarisindan fazlasinda ise herhangi bir sikayet olmamaktadir. Hasta hastalik nedeni olan virusu vucuduna almis, sinir sistemine yerlesmis vaziyettedir. Cinsel iliskiye girdigi bireylere virus bulastirmaktadir. Bagisiklik sistemi baskilandigi herhangi bir durumda ise hastalik belirtileri ortaya cikacaktir. Bazen bu sureci hasta hic yasamaz .Ancak virusu tasiyiciligi devam etmektedir.Bazen de yilda en az dort ayri atak yasarlar.

Hastalik hangi durumlarda kendini gosterir?

Yeterli beslenememe durumunda, asiri A vitamini alindiginda, asiri alkol tuketiminde, yogun stres donemlerinde, grip vs. gibi bagisiklik sistemini yoran bazi hastaliklarda, adet donemlerinde, sik cinsel iliskiye girildigi donemlerde, kisisel hijyen bozuklugunda hastalik tekrarlamaya baslar. Belirtiler en siddetli ilk infeksiyonu aldiginda gorulse de bagisiklik sistemi burada ana rol oynadigindan herhangi bir nuksde de siddetlenebilir. Hastalik belirtileri 20 gun kadar surebilmekte ve kadinlarda bu donemde rahim agzinda olabilen yaralar yuzunden akinti, agrili cinsel iliski gibi sikayetler belirebilmektedir.

Gebelikte hastalikla temas edilmesi veya hastaligin bu donemde nuksetmesi gibi durumlarda ne yapilabilir?

Hastalik gebeligin ilk uc ayinda gecirilirse fetus uzerinde cok ciddi hasar olusturmasi iddia edilmis olsa da bu konu da bilimsel veriler bulunmamaktadir. Ayrica bu hasarlarin ultrason ile tespiti de mumkun olmayabilir. Bu nedenle tum gebeler gebeligin ilk doneminde bu infeksiyonun gecirilip gecirilmedigi yonunde taranmalidir. Virusun yeni alindigi aktif infeksiyonun gecirildigi vakalarda gebeligin sonlandirilmasi dusunulebilir. Hastaligi daha once almis ve bagisiklanmis bireylerde fetus acisindan bir tehlike bulunmamaktadir. Bu gebelerin gebelikleri sirasinda hastaligin nuksunu yasamalari durumunda herhangi bir tedavi uygulanmamakta sadece destek yaklasimlari benimsenmektedir. Doguma yakin genital ucuk geciren gebelerde ise eger lezyonlar mevcutken dogum baslarsa bu gebelerde bebegin temas ederek virusu almalarini engellemek icin sezaryen tercih edilmelidir. Ayrica bebegin dogum sonrasinda da bu virusle temasini en aza indirmek icin cok dikkat edilmelidir.


Tani

- Sikayetten
- Klinik bulgular ( sulu , hemen kabuklanan kasinti veya yangili ici su dolu kesecikler ..)
- Laboratuvar bulgulari ile tani koyulabilir.
- Laboratuvar testleri arasinda yaradan suruntu ile yapilacak kultur calismalari vardir.
- Sitolojik tanida HSV Tip1 ve Tip2�ye karsi olusmus antikorlarin varligi ve PCR ayirici tanida frengi, fix ilac allerjileri, travma, temas alerjileri dusunulmelidir.

Herpes virusun tedavisi mumkun mudur, neler yapilabilir?

Herpes Virusunun tam bir tedavisi mumkun olmamaktadir. Bu nedenle oncelikle virusu kapmamaya ozen gostermek gerekmektedir. Yabancilar ile temastan kacinmak, cinsel iliskide prezervatif kullanmak, ortak havlu vs. kullanimindan uzak durmak gerekmektedir. Virusu aldigimizi dusundugumuz bireyi mutlaka bu durum hakkinda bilgilendirmeli, kendisinin hastalik ihtimali hakkinda dikkatini cekmeliyiz. Hastaligi kapma halinde veya nuksu onlemek icin de bagisiklik sistemini guclendirmeli, asiri alkol, asiri yorgunluk, beslenme bozuklugu, stres gibi durumlardan uzak kalmaya ozen gostermeliyiz. Hastalik lezyonlarinin en buyuk sikintilarindan biri de kolayca bakteri ile tekrar infekte olabilerek daha derin, daha genis ve daha cok iz birakan ulsreler haline gelebilmeleridir. Bu nedenle el ile temastan olabildigince uzak durmali, aktif lezyonlarin oldugu donemde kagit havlulari tercih etmeli ve temastan kacinmaliyiz. Bakteri varliginda doktor kontrolunde antibiyotikleri kullanmaliyiz.

Genital bolgede yer alan butun yaralar onemlidir. Burada en korkutucu olani, baska hastaliklarin herpes zannedilerek atlanmasi ihtimalidir. Bu nedenle her genital bolgede izlenen yara da mutlaka doktor muayenesi gerekmektedir. Ayrica bir diger onemli husus da, herpes infeksiyonu varliginda olasi diger cinsel yolla bulasan hastaliklarin da alinmis olma ihtimalidir.

ONEMLI:::Rektal(Anal) sorunlar

Rektal Agri / Kasinma
Sikayet

Rektal bolgenizde agri ve/veya kasinma var.

Nedenleri

Pislik : Rektal bolgeniz kasiniyor, ama agri veya kanama yok. Buyuk abdest yaptiktan sonra makatinizi gerektigi gibi temizlemezseniz, diski parcalari deriye yapisir, tahris eder ve kasintiya yol acar.

Kil kurdu : Makatinizda aksam yattiktan sonra baslayan bir kasintiyla birlikte hassasiyet var ve huzursuz uyuyorsunuz. Kil kurtlari genellikle kucuk cocuklarda yuvalanir, ancak oteki aile fertleri de nasibini alabilir. Kasintinin nedeninin bu olup olmadigini su sekilde tespit edebilirsiniz: Seloteypi yapiskan tarafi disarida olmak uzere kucuk bir yuvarlak nesnenin etrafina sarin. Kaba etinizi acin ve seloteypi birkac dakika makatiniza yapistirin. Aldiginiz numuneyi doktorunuza gosterin.

Kas spazmi : Rektal bolgenizde sizi uykudan uyandiran, ama baska zamanlarda da olan bicak gibi kesen bir agri var. Ergenlerde cok sik gorulen bu durumun, makat agzi yakinlarindaki kaslarin siddetli kasilmasindan kaynaklandigina inanilmaktadir. Ciddi degildir ve genellikle kendiliginden gecer.

Mantar enfeksiyonu : Rektal bolgeniz kasiniyor; asiri aclik ve susuzluk da var ve normale gore daha fazla idrara ciktiginizi saptiyorsunuz. Rektal bolgedeki kasinmanin nedeni Candida denen bir tur mantar enfeksiyonudur.

Kendiniz Ne Yapabilirsiniz?


Bu bolgeyi sabah, aksam ve her buyuk abdestten sonra (en iyisi dusa tutarak) temizleyin ve iyice calkalayin. Bayanlar icin uretilmis hijyenik deodorantlar ve spreyler kullanmayin.

Herhangi bir akintiyi emmek ve cildi tahris olmaktan korumak icin makatin agzini kapatacak sekilde apis aralarina pamuk koyun. Pamugu kirlendikce degistirin.
Pamuklu ic camasiri giyin.
Turuncgiller (portakal, greyfurt vb) ve baharatli yiyeceklerden uzak durun.
Gunde 1 � 2 fincan kahveden fazlasini icmeyin. Kahve cekirdegi sindirilemeyen ve disari cikarken cildi tahris eden yaglar icerir.
  • Beyaz, yumusak tuvalet kagidi kullanin. Parfumler ve kimyasallar cildi tahris eder ve alerji yapar.
    Hemoroidden kaynaklaniyorsa:

    Gunde iki defa 15 � 30 dakikalik oturma banyosu yapin.

    Buyuk abdestten sonra yumusak, suyla islatilmis tuvalet kagidiyla temizleyin ve sonra surtmeden, dokundura dokundura iyice kurulayin. Satilmakta olan temizleyici solusyonlar iceren nemli bezler de rahatlama getirebilir.

    Hemoroidlerin tedavisi icin krem veya merhem kullanmadan doktora danisin.

    Dis hemoroidiniz varsa, asinma ve tahrisi onlemek icin her buyuk abdestten sonra parmaginizla iceri itin.

    Onleme


    Makat bolgesini temiz ve kuru tutun.
  • Buyuk abdest yaparken ikinmayin.

    Oteki Nedenler
    Hemoroid
    Kontakt dermatit
    Anal sigil
    Proktit
  • Cinsel iliskiyle bulasan hastalik
  • Gunes Lekeleri

    Gunes lekeleri ihmale gelmez�

    Gunesin fotosentez, D vitamini olusumunu saglamak, isi ve isik yaymak, mikroplari oldurmek ve insanlara psikolojik olarak olumlu etkilemek gibi sayisiz yarari bulunuyor. Ancak gunesin faydalari oldugu kadar bircok zarari da var.

    Gunes, yaydigi UVA ve UVB isinlari nedeniyle cilt hucrelerini bozdugu icin oldukca zararli. Gunesin zararlari bu kadarla sinirli degil. Ozel Kadikoy Hastanesi Deri Hastaliklari Uzmani Dr. Funda Guneri gunesin olumsuz etkileriyle ilgili sunlari soyluyor: �Uzun yillar gunes isinlarina maruz kalindiginda deride gunesin gec donem etkileri ortaya cikar. Bunlar; gunese bagli deri yaslanmasi, ciltte ince veya kalin cizgilenme, kuruluk, ince kirmizi damarciklar, renk bozuklugu , derinin esnekliginin azalmasi ve siyah noktalardir. Bu olay sadece yaz aylarinda guneslenirken olmaz. Bu acidan yolda yururken, araba kullanirken, spor yaparken de gunesten korunmak gerekir.�

    Gunes isinlari

    Gunes, yaydigi UVA, UVB isinlari nedeniyle cilt hucrelerini bozdugu icin oldukca zararli. UVA ve UVB isinlarini bircok kisi ismen biliyor. Ancak bu isinlarin ozelligi, birbirinden farki ya da benzerligi pek bilinmiyor. Ultraviyole A isinlari yeryuzune ulasan ancak ozon tabakasinda suzulmeyen isinlar arasinda yer aliyor. Bu nedenle gunes isigi icinde UVB�ye gore 1000 kat daha yogun olarak bulunuyorlar. Bulutlardan ve camdan gecme ozelligine sahip. Derinin alt tabakasina etki ettikleri icin, bronzlasma gelisiyor. Ultraviyole B isinlari ise yeryuzune ulasarak gunes yanigina veya kizarmaya neden oluyor. Ustelik bu isinlar derideki hucrelerde, bag dokusunda ve deri damarlarindaki hasarin baslica sebebi. Her ne kadar uzun yillar UVB isini daha zararli olarak bilinse de yapilan arastirmalar UVA isinlarinin daha zararli oldugunu ortaya koyuyor. Bugun ultraviyolenin, deri kanserlerine neden oldugu biliniyor. Bu sebeple ozellikle gunes altinda calisan insanlar ve deniz kenarinda bronz bir ten ugruna saatler boyunca guneslenen kisiler risk altinda. Acibadem Hastanesi Bakirkoy Dermatoloji Uzmani Prof. Dr. Rifkiye Kucukoglu isinlarin diger etkileri ile ilgili sunlari soyluyor: �Uzun sure gunese maruz kalma, derinin bag dokusunu etkileyeceginden, kronik hasarlanma sonucu, erken deri yaslanmasi ortaya cikacaktir. Gunes isinlari pigment hucrelerini de etkilediginden istenmeyen ciller veya lekelerin olusmasi kacinilmazdir. Diger taraftan gunes isinlari, bagisiklik sistemini zayiflatmakta bunun sonucunda infeksiyonlara direnci azaltmaktadir.

    Neden bronzlasiyoruz?

    Bronzlasma cildin kendini korumasi anlamina geliyor. Dr. Guneri bunun nedenini soyle acikliyor: �Gunes isigindan etkilenen kisilerde oncelikle ciltte kalinlasma olur ve deri korunmak icin daha fazla renk maddesi uretir. Yani bronzlasma derinin savunma mekanizmasidir. Fakat ek koruma onlemleri almadan sadece bu mekanizma yeterli olamamaktadir. Acik tenli kisiler, yaslilar ve 3 yas alti cocuklar gunesin olumsuz etkilerine daha acik olduklari icin ozellikle korunmalidirlar.�


    Lekeleri onemseyin

    Gunes lekeleri, ultraviyole isinlarina maruz kalinmasi sonrasi gelisen kucuk, koyu saridan kahverengiye degisen pigmentte, cilt lezyonlari olarak tanimlaniyor. Gunes isinlarina maruz kalinmaya devam edildikce renklerde koyulasma daha belirgin olarak ortaya cikiyor. Bu lekeleri tetikleyen sadece gunes isinlari da degil. Son yillarda moda olan solaryuma giren kisilerde de lekeler goruluyor. Bu kahverengi lekeleri kisinin genetik ozellikleri, hormonal durumu, alinan sivi gidalar ve ilaclar da etkiliyor. Dr. Guneri lekeler tarzinda gorulen cilt lezyonlarinin deri kanseri habercisi olabilecegine dikkat cekerek sunlari soyluyor: �Gunesin deri kanseri olusumuna neden oldugu bilinmektedir. UV B daha az etkili olmakla bi rlikte hem UVA hem de UVB buna neden olmaktadir. Bu nedenle kullanilan gunes koruyucu urunlerin her iki isina karsi da koruyucu filtre icermeleri gerekmektedir. Deri kanserlerinin bir kismi yillar icinde yavasca gelisir ve hayati tehlike yaratmaz. Bazi tipleri ise erken tani konulmadigi surece olume neden olabilirler.�

    Gunes �ben�leri etkiliyor

    Benler sayilari kalitsal olarak belirlenen, cocuklukta cikmaya baslayan, ergenlik doneminde kahverengiye donusen cilt lezyonlari olarak adlandiriliyor. Benler cilt kanserlerine sebep olabiliyor. Dr. Guneri bu noktada bir uyarida bulunarak soyle diyor: �Benler birden ortaya cikarsa, hizla buyur ve kabariklasirsa, icinde farkli renk tonlari varsa, sinirlari duzensizse veya kasiniyorsa mutlaka bir dermatolog tarafindan muayene edilmelidir. Gunese maruz kalma, acik ten rengi, ailede kanser olmasi ve benlerin sayica coklugu benler uzerinden kanser gelisme riskini arttirir. Bu nedenle bu risk faktorlerini tasiyanlarin gunesten korunmalari gerekmektedir.�

    Tek sart: Gunese karsi onlem

    Gunes lekelerine maruz kalmamanin birincil sarti, gunese karsi korunmaktan geciyor. Prof. Dr.Kucukoglu alinmasi gereken onlemleri su sekilde siraliyor:
    • Gunes isinlarinin yogun oldugu saatlerde (11:00-15:00) gunese cikmayin. Yazin bulutlu havalarda da UV isinlarinin % 50� si yeryuzune ulastigindan koruma onlemleri alinmasi gerektigini unutmayin.
    • Sik dokuma ve renkli giysiler tercih edin. Ayrica sapka ve gozluk de kullanin.
    • Gunesten koruyan urunleri bilincli kullanin. Gunese cikmadan yarim saat once kremi uygulayin ve 3 saatte bir tekrarlayin. Deniz veya havuzlardan cikinca, terleyince dus alarak tekrar krem surun.
    • Beyaz tenlilerin, sarisin ve acik gozlu kisilerin, cocuklarin, yaslilarin ve gunese duyarliligi olanlarin her gun ve faktoru 30�un uzerinde olan gunes koruyucu kullanmalari gerektigini aklinizdan cikarmayin. Bugday tenli ve esmerseniz SPF (Gunes koruma faktoru) 15 ve uzerinde olan urunleri tercih edin

    Sinav kaygisi ile bas etme zihinsel bedensel uygulamalar

    Uzun bir suredir sinava hazirlaniyor ve sinavin yaklasmasiyla beraber, gozle gorulebilir bir endise hali yasiyor olabilirsiniz. Uykuya dalmakta gucluk cekiyor olabilir, yemek yiyememekten, istahinizin azligindan sikayet ediyor olabilir, hayattan aldiniz zevkte bir azalma hissediyor olabilirsiniz. Peki nedir bizi boylesine kaygilandiran, istahinizi azaltan, uykunuzu bozan, hayattan aldigimizi zevki azaltan sey. Korku mu kaygi mi? Bu sorularin cevabini verebilmek icin oncelikle bu iki kavrami aciklamak gerekecektir.

    Korku gerceklesmesi durumunda bizde fiziksel bir sorun yaratacak olan durumlardir. Ornegin kopekten korkariz cunku bizi isirmasi fiziksel bir rahatsizliga neden olur.

    Kaygi ise korkulmayacak, bizde aslinda cok buyuk fiziksel bir hasar meydana getirmeyecek bir durumdur. Ornegin universite sinavi sadece bir sinavdir. Bize fiziksel olarak bir zarar verir mi? Onu korkunc hale, kaygi duyulacak hale getiren bizleriz.
    SINAV KAYGISI NASIL TANINIR?
    Bir sinava girmeden gunlerce once sinavi basarip basaramayacaginiz kaygisi beyninizi asiri mesgul ediyorsa ve yogun bir kaygi hissediyorsaniz ustelik bu kaygi sizi gundelik isinizi bozuyorsa, uykularinizi, yeme duyunuzu etkiliyorsa, neredeyse baska bir sey dusunmuyorsaniz sinav kaygisina adaysiniz demektir. Sinav ertesi gun, uyku tutmuyorsa, sinav saati ecel gibi yaklasiyorsa, sinava girerken eliniz ayaginiz titreyip soguk terlemeye basladiysaniz. Bir de sinavda beyniniz zonkluyor, sinav kagidini acmaya cesaret edemiyor, sorulari heyecandan okuyamiyorsaniz yogun bir sinav kayginiz var demektir.

    Hissedilen olumsuz duygular nelerdir ?
    - Ya basarisiz olursam korkulari
    - Yeterince calismadigi icin kendini suclama
    - Kesinlikle basarili olamayacagim yargilari
    - Surenin cok yetersiz oldugunu dusunmek
    - Hic bir sey hatirlamadigini hic bir sey bilmedigini dusunmek
    - Sik sik alacagi notu dusunmek
    - Digerlerinden farkli oldugunu, daha zayif ve beceriksiz oldugunu dusunme
    - Sikinti bunalti hisleri
    - Hareketsizlesme, ya da huzursuzluk, asiri hareketlilik hissetme
    - Sinav sonuclarinin felaket olacagini dusunmek
    - Aile ve yakinlarini hayal kirikligina ugratacagini dusunme
    - Olsem de kurtulsam keske bu duruma hic dusmeseydim dusuncesi
    - Kaybederse asla tekrar denemeyecegini ya da kendini toparlayamayacagini dusunme


    Hissedilen fizyolojik belirtiler nelerdir ?
    - Carpintilar, duzensiz kalp atislari
    - Duzensiz solunum, hava acligi
    - Ellerde titreme, vucut'ta ates basmasi hissi
    - Bas donmesi, bayilma, beyni bosalmis hisleri
    - Kas yorgunluklari, uyusma, titremeler

    Korkulmamasi gereken bir durumdan korkmak yada kaygi duyulmamasi gereken bir olaydan kaygilanmak bizim anormal oldugumuzu gostermez mi ?
    Aksine kaygi bizim icin belirli oranda gerekli olan bir sey. Cunku eger az miktarda kaygi duymuyorsak, sinav bizi heyecanlandirmiyorsa onu yeteri kadar istemiyoruz demektir. Cunku bu kaygidir aslinda bizi hedefimize ceken, yonlendiren, bize, itici guc veren.

    Oyleyse sunu soyleyebiliriz ki sinav kaygisi belirli oranda oldugunda bize fayda saglayan, basarili olmamiz icin bizi kamcilayan bir olgu. Sinav kaygisi yasayan insanlar ya programli calismislar, kendilerine guvenleri tam, sinavi olum kalim savasi durumuna getirmemis insanlardir, ya da derslerine hic calismamis sinavdan beklentisi olmayan tembel insanlardir.

    BAZI DAVRANIS DEGISIKLIKLERI GORULEBILIR:

    Asiri hareketli ya da tersine donuk olma:
    Sinav stresi olan kisiler huzursuzluk nedeniyle yerinde duramamak, hareketlilik ve bunun neden oldugu istem disi uygunsuz davranislarda bulunabilirler. Bu durumda kendilerini gozleyip sakinlesmeye calismalidirlar. Bunun tam tersine donuk hareketsiz ice kapanik davranis sergileyebilirler. Sevdiklerinden arkadaslarindan uzaklasirlar.

    Zaman kullaniminda duzensizlik:
    Tum stresli insanlarda yasam ritminde bozukluk gorulebilir. Uyku, yemek yeme, gundelik is saatleri bozulabilir. Acelecilik ve zamanin tukendigi duygusu zaman bozukluguna buda olumsuz baska sonuclara yol acar. Gundelik ritmimizin bozulmamasina dikkat etmeliyiz.

    Catismaci ve tahmmulsuz durum:

    Kaygi nedeniyle olusan gerginlik bizim diger insanlara tahammulumuzu azaltir. Iliskilerimizin azalmasi bir yana tatsiz catismalar yasayabiliriz. Catismalar kirginliklara yol acar. Bu da icinde bulundugumuz duygu durumunu kotulestirir. Cevredeki insanlarin bizim kaygilarimizi yeterince anlayamayacagini kabul etmemiz gerekir. Iyi iliskiler yasiyor olmak bizi ruhsal olarak rahatlatir.


    PROFESYONEL YARDIM ALMAK GEREKEN KONULAR NELERDIR?

    Depresyon:

    Depresyon yaygin bir hastaliktir. Her 4-5 kisiden biri depresyon gecirir. Belirtiler uyku, istah duzensizligi sabah gec kalkmak, yorgunluk hisleri, kotumserlik, hayattan zevk alamama, huzursuzluk, tahammulsuzluk, kararsizliktir. Bu belirtiler 15 gunden beri hissedilirse mutlaka bir psikiyatristten yardim alinmali ve suratle tedavi edilmelidir. Sinav kaygisi ve umutsuzluk duygularini arttirir. Karasizlik, dikkatsizlik basariyi dusurur.

    Agir ve genellesmis kaygi bozukluklari:

    Sadece sinav kaygisi degil gun boyu sikintili huzursuz endiseli ve isteksiz olma durumudur. Denedigimiz hic bir yontemle bas edilemeyen, olumlu gelismelerin bile yararli olmadigi bu durum profesyonel yardim gerektirir. Psikolog ve psikiyatrlardan yardim alinmalidir.

    Takintilar:

    100 gencten ucunde agir olarak gorulebilen bu sendromda kafasina takilan bir dusunceyi istemeden dusunmeye zorlanma baska bir sey dusunemez olma hali vardir. Okudugu satiri tekrar okuma, okudugundan emin olamama gibi akademik belirtilerin yani sira dinsel, cinsel icerikli takintilar, sacma takintilar, asiri temizleme, asiri duzenlilik, simetri saplantisi vb. sekillerinde kendini gosterir. Psikiyatri ve psikologlarin yardimina gerek vardir.

    Uyku bozukluklari:

    1 ay boyunca hemen her gun suren uykuya dalamama, kotu ruya gorme, uyku bolunmesi, gunduz uykulu olma halidir. Psikiyatrlardan yardim alinmalidir.


    SINAV KAYGISI ILE BAS ETME:

    Sinavla ilgili kaygimizi azaltmak icin iki turlu calisma yapabiliriz. Bunlardan ilki zihinsel digeri bedensel uygulamadir.
    A-) ZIHINSEL UYGULAMALAR

    Zihinsel uygulamalar yapiyoruz cunku kaygimiz ve heyecanlanmamiza neden olan duygular dusuncelerimizle sekilleniyor. Kaygimizi azaltmak icin degistirmemiz gereken dusunceler sunlardir;

    Universite sinavi hayatta mutlu olmaya, basarili olmaya giden yollardan sadece biridir.

    1- Universite sinavi hayatta basarili ve mutlu olabilmek icin tek yoldur. Boyle bir dusunceye sahipsek, kaygimizin artmasi muhtemeldir. Mantikli bir sekilde dusunursek, universite sinavi bizi hayatta basariya ve mutluluga goturen yollardan sadece biridir. Tek secenek degil. Universite sinavini kazanamamis ancak hayatta basariyi ve mutlulugu yakalamis milyonlarca insan var. Universiteyi kazanamasak da farkli alanlarda mutlu ve basarili olabiliriz.

    2- Sinavi kazanmak zorundayim. Sinavi mutlaka kazanmaliyim. Sinavi kazanmak bir istek ve secim meselesidir. Mutlaka basarmaliyim, "su okula gitmeliyim " gibi dusunceler yerine "sinavi kazanmak istemiyorum, su okula gitmek istiyorum " seklinde dusunmeliyiz. -meliyim - maliyim seklindeki ifadeler dusunceleri istek olmaktan cikarip, yasa haline getirir. Yasalarda bir kesinlik vardir. Oysa bir istegi yerine gelmeyen bir kisinin baska bir istegi yerine gelebilir.

    3- Kazanmazsam mahvolurum, hapi yutarim, komsularin yuzune nasil bakarim, ailemin yuzune nasil bakarim, cok korkunc olur. Bu gibi dusunceler kesinlikle gercekle iliskisi olmayan dusuncelerdir ve bize olumlu yonde hic bir katkisi yoktur. Daha cok olumlu yonde dusunmeye calisin. Gecmisteki yaptiginiz guzel ve basarili isleri dusunun. Okul yillarinda aldiginiz basarili sinav sonuclarini, iyi yaptiginiz isleri dusunun. Ben aptalim, ben zaten hic bir seyi beceremem demeyin. Bu tip dusunceler hem sizi amacinizdan uzaklastirir, hem de hem endiselendirir.

    4- Sinav sonucu benim iyi ya da kotu oldugumu gosterir. Sinav sadece bir bilgi sinavidir. Bu nedenle ogrencinin ilgi, yetenek ve calisma aliskanliklariyla kazanmis oldugu bilgilerin degerlendirmesidir. Kisiliginizin degerlendirilmesi degil. Sinav basarinizla kisilik degerinizi es gormeyin. Sinavlarda uygulanan testler; kisilik testler olmayip bilgi ve basari testleridir.

    5- Sinavi kazanamamak her seyin sonu olur. Bu hatali bir dusunce yapisidir. Mantikli bir sekilde sinavi kazanma sansiniz cok yuksek bile olsa, kendinize bir baska amac dusunun. Bu amacin hayatiniza neler kazandiracagi uzerinde durun. Sinavda basarili olarak, esas amaciniza ulasmak birinci tercihinizdir. Basarili olamadiginiz taktirde yoneleceginiz ise ikinci tercihiniz olacaktir. Biz sizin birinci tercihinize yerlesmenizi istiyoruz. Ancak ikinci tercihinize yerlesmekte dunyanin sonu degildir. Eger bu dusunceyi icinize sindirebilirseniz gayretiniz ve calisma isteginiz azalmayacak ancak elinizi kolunuzu baglayacak siddetteki sinav stresinde kurtulmus olacaksiniz.




    B-)BEDENSEL UYGULAMALAR

    SOLUNUM EGZERSIZLERI

    BEDENI KONTROL ETME YOLUNDA BIRINCI BASAMAK : SOLUNUM KONTROLU

    Nefes almayi ogrenmek:
    Otonom (kendi kendine calisan) organlarimiz oldugunu biliyoruz. Kalbimizin vuruslari, kan basincimiz, beden sicakligimiz bu sisteme ornektir. Bu organlar veya fonksiyonlar bizim dogrudan denetim ve istegimiz disinda calisir. Ancak, egitim ve egzersizle bu organ ve fonksiyonlari kismen veya butunuyle kontrol altina almak mumkundur.


    Bedeni konrol etme yolundaki ilk adim solunumu kontrol etmektir. Cunku solunum bir yonuyle, istedigimiz zaman nefes aldigimiz, istedigimiz zaman nefesimizi tuttugumuz icin, irademizle yonlendirdigimiz bir faaliyettir. Ancak diger taraftan solunum, beyin sapindaki bir merkez tarafindan kandaki oksijen ve karbondioksit dengesine gore butunuyle otonom (kendi kendine) olarak yuruyen bir faaliyettir.

    Otonom faaliyetleri kontrol etmeye , "solunumu kontrol etmekten" baslamak gerekir. Ayni zamanda dogru ve derin nefes almayi ogrenmek, gevsemeyi ogrenmek yolunda atilan en onemli adimdir.

    Nefes almanin kendisi bir gevseme yolu oldugu gibi, butun gevseme egzersizleri icinde, egzersizin bir parcasi olarak da kullanilmaktadir. Ayrica nefes egzersizleri gunluk hayatin akisi icinde uygulanmasi en kolay egzersizdir.

    Derin nefes almanin onemi nedir ?
    Dogru ve derin nefes almanin kendisinin dogrudan damarlari genisletme ve kanin (dolayisiyla oksijenin) bedenin en uc ve en derin noktalarina kadar ulasmasini saglama ozelligi vardir. Panik atak sirasinda kan beden yuzeyinden iceri cekilir ve yuzey sicakligi duser (el ve ayaklarda soguma). Hem stres tepkisinin biyokimyasal maddeleri, hem de gevsemenin biyokimyasal maddeleri bir arada bulunamaz. Bu sebeple dogru ve derin nefes alarak saglanan degisiklik, ozellikle kayginin da dahil oldugu bircok durumda baslayacak olan (veya baslamis olan) tepki zincirini kirmakta veya kayginin siddetini azaltmaktadir.


    Iyi nefesin ozellikleri:
    Iyi nefes agir, derin ve sessiz olmalidir. Bunun icinde denge, olcu ve uyum gerekir. Iyi bir nefes yavas olarak burundan alinir, sessiz olur ve akcigerin butununu doldurarak diyaframi asagi iter.

    Endustrilesmis ve sehirlesmis toplumlarda yasayan insanlarin buyuk cogunlugunun cigerlerinin dortte birini veya beste birini kullandiklari saptanmistir. Nefes egzersizlerinden amac, akcigerin butununu kullanmaktir.

    Akcigerinizin uce bolunmus oldugunu dusunun. Derin, tam bir nefes, diyaframin asagi hareket etmesi ve akcigerin en alt bolumunun havayla dolmasiyla baslar. Daha sonra orta bolum havayla dolar ve gogus genisler. Son olarak da akcigerin ust bolumu dolar ve omuzlar hafifce kalkabilir.


    1.) Nefes alma egzersizine baslamadan once sag avucunuzu gobeginizin hemen altina, sol elinizi gogsunuzun ustune (gogus hizasina) koyun ve gozlerinizi kapatin.
    2.) Nefes almadan once cigerinizi iyice bosaltin. (nefesi verirken cigerler zorlanmamali ve nefes itilmeden kendiliginden cikmali.)
    3.) Ciger kapasitenizi hayali olarak ikiye bolun ve "biir" , "ikii" diye icinizden sayarak cigerinizin butununu doldurun. Kisa bir sure bekleyin, "bir-iki" diye diye sayarak, nefesinizi aldiginizin iki kati surede bosaltin. Sag eliniz gogus kemikleinizin, hareketli bir koPage Ranku gibi, yana dogru acildigini hissetmeli. Yine bir nefes almadan iki saniye bekleyin .

    Ikinci ve ucuncu maddede yazilanlari tekrarlayarak bir derin nefes daha alin ve verin. Egzersizi bir kere daha tekrarlayincaya kadar mutlaka en az 4-5 normal nefes alin. Eger derin nefes almaya devam ederseniz bir basdonmesi hissedebilirsiniz.





    RELAKSASYON EGZERSIZLERI

    Gevseme bedeninizdeki gerilimden sistematik bir sekilde, kurtulmaktir. Derinlemesine gevsediginizde, motivasyonunuzu ve dikkatinizi yogunlastirmayi yitirmeyeceksiniz. Tam tersine bedeninizin neresinde en cok gerilim tasidiginizin farkina varip, bu kaslari nasil gevsetebileceginizi ogreneceksiniz. Hatta, derinlemesine gevseme icin yapilan duzenli alistirmalar enerjinizi ve uretkenliginizi artiracaktir.

    UYGULAMA

    Simdi yerinize iyice ve rahatca yerlesin ve herhangi bir tedirginlik hali varsa bir kenara birakin. Kendinizi gevsetebilme yetenegini kazandikca tedirginliginiz azalip, yerini gevsemeye birakacaktir.

    Gozlerinizi kapatin ve dikkatinizi once kollariniza ve ozellikle ellerinize cevirin. Simdi ellerinizi yumruk yapin ve bunu yaparken el ve kollarinizdaki gerilime iyice dikkat edin.

    Simdi her iki elinizi de bileklerden, parmak uclari tavani gosterecek sekilde bukun. Ellerinizin ust kaslarini ve kolunuzun ust tarafini kasarak iyice gerin. Gerilimi hissedin. Ve simdi gevseyin kollarinizi eski pozisyonuna getirin. Gerginlik ve gevseme arasindaki farki hissedin.


    Ayni alistirmalari su bolgelerde de tekrarlayin.

    Kafa:
    1. Alninizi kiristirin.
    2. Gozlerinizi sikica kapayin.
    3. Agzinizi iyice acin, dilinizi damaginiza dogru itin, cenenizi kuvvetlice sikin.


    Boyun:
    1. Kafanizi geriye itin.
    2. Kafanizi gogsunuze degecekmis gibi one egin.
    3. Kafanizi sag omuzunuza dogru dondurun.
    4. Kafanizi sol omuzunuza dogru dondurun.


    Omuzlar:
    1. Omuzlarinizi kulaklariniza cekecekmis gibi yukari cekin.
    2. Sag omuzunuzu kulaginiza degecekmis gibi yukari cekin.
    3. Sol omuzunuzu kulaginiza degecekmis gibi yukari cekin.



    Bu alistirmalar da bazi kaslari belli bir sure gergin hale getirme, gergin tutma ve yavas yavas gevseterek, gerginlik ve gevseklik arasindaki farki hissetmek amaclidir. Kaslarinizi gergin halden gevsetirken ayni zamanda icinizden "rahatla ve birak" deyin. Derin soluk alin. Nefesinizi yavas yavas verirken sessizce rahatla ve birak deyin.






    OGRENCILERE ONERILERIMIZ

    Zamaninizi planlamaya calisin:
    Kaygi zaman duzensizliklerine yol acar ve bu da kaygiyi daha da arttiran sonuclara neden olur. Bunu kirmanin yolu zamani duzenlemektedir. Sinav oncesi telasla bir seyler okuma, veya baska aktiviteler gosterme yerine normal ritminizi korumasinda yarar var. Sabah zamaninda kalkmak yapilacak isleri listelemek, programli olmak yaralidir. Ek isler ustlenmekten kacinmaliyiz.

    Hareket bozukluklarina karsi koymaya calisin:
    Gerginlik bizi asiri hareketlilige veya donukluga itebilir. Sinavin cok yaklastigi gunlerde beklenilen tersine daha cok ders calismak yerine; fizik aktivitelerini arttirmak, eglenceli sporlara zaman ayirmakta yarar var. En iyi aktivitelerden biri yurumektir. Her gun en az yarim saat yurumek iyi gelebilir.

    Kaygiya karsi hosluklar yaratmaya calisin:
    Negatif duygularin karsisina pozitifleri koymak onemli bir yontemdir. Zevk aldigimiz seylere ve hobilerimize hafta icinde en az birkac saat ayirmaliyiz. Sinema yada acik havaya cikmak gerginligi azaltir. Enerjiyi ve olumlulugu artirir.

    Ekstra sorunlardan kacinin:
    Catismalardan kacmak, sorunlari ertelemek, sinav stresinize baska stresler eklememek onemlidir.

    Beslenmenize dikkat edin:
    Beslenme duzeni onemlidir. Sekerle kaygi arasindaki iliski anlatilacaktir. Sekerli gidalari asiri almak yerine duzenli beslenme. Duskunlugu olanlarin sinirli cikolata ve bunu gibi sekerli gidalar kullanmalari ogutlenir. Rejim yapmak, tersine asiri beslenmenin yarari olduguna inanmak yersizdir. B vitaminin kullanilmasi yararli olabilir. Seker oynamalarini kontrol eder. Yorgunluk hislerini azaltir.

    Bedeninize onem verin:
    Uzun calisma saatleri ve artan zaman baskisi sonucunda bazi ogrenciler sartlari daha fazla zorlayarak calisma surelerini arttirmak icin bazen kahve cay gibi uyarici maddeleri ya da bazi ilaclari kullanmaktadirlar. Bu tur uyaricilarin ilk bastan calisma suresini artirdigi gorulebilir. Ancak zaten sinav kaygisi sebebiyle ust duzeyde uyarilmis olan sinir sistemimizin bir de bu tip uyaricilarla uyarilmasi dogru degildir. Uyari ilaclar disinda cok masum kalan cay, kahve gibi icecekler bile ellerde titreme, dikkat ve konsantrasyon guclugu, huzursuzluk gibi istenmeyen durumlara sebep olabilir. Mumkun oldugunca bu icecekleri kullanmamaya ozen gosterin. Daha dogal icecekler meyve sulari, bitki caylari onerilebilir.

    Uykunuza ozen gosterin:
    Uyku bir ritim meselesidir. Dolayisiyla belli periyotlarda devam eder. Ortalama uyku suresi 11 yasindakiler icin 9-10 saat bu yastan buyukler icin ise 8-8,5 saat arasindadir. Uykumuz iki bolumden olusmaktadir; birinci bolumde bedensel, ikinci bolumde ise ruhsal dinlenme gerceklesmektedir. Bu nedenle gecelik 3-5 saatlik kisa uykunun zihinsel becerilerde bir azalmaya yol acmadigini bu surenin yeterli oldugu soylenebilir. Ancak bu kisa uykularin surekli bicimde boyle devam etmesi, ogrenme, mantik yurutme, dikkat ve konsantrasyon uzerinde olumsuz etkileri baslamaktadir.
    Bazi ogrenciler 8 saatlik uykunun kendileri icin gerekli ve zorunlu olduguna inanirlar ve bu surenin altinda bir sure uyuduklari zaman kendilerinin basarisiz olduklarina inanirlar ve panige kapilirlar. Hatta bazi durumlarda aileler de bu durumu istemeyerekte olsa buyuturler. Sinav oncesi "zaten dun gecede cok az uyumustun, keske daha cok uyuyabilseydin, insallah seni kotu etkilemez" gibi konusmalarla ogrencinin kaygisini arttirirlar. Burada yapilmamasi gereken tek sey sinav oncesi geceyi uykusuz gecirmek.

    Ilaclar:
    Sinavdan bir iki gun oncesine kadar gerginlik ya da uykusuzluk icin doktor tavsiyesi ile ilac kullanabiliriz. Sinavdan bir iki gun once baslamak bizi beklenmedik yan etkilerin sonuclari ile karsi karsiya birakir.

    SINAV KAYGISIYLA BASETMEMIZDE BIZE YARDIMCI OLABILECEK INSANLAR

    1- Aile ve yakin arkadaslar: Bu kisiler bize gereksinim olan sevgi sefkat ve dayanisma gosterirler. Onlarla iliskimizi sicak tutmak moralimizi yukseltir.
    2- Sorun oldugunda basvurabilecegimiz uzman kisiler: Bunlar genellikle sahip oldugunuz sorun ve cozumleri konusunda uzmanlasmis kisilerdir. Psikologlar rehber ogretmenler vb.
    3- Bizim yasadigimiz sorunlari yasayan kisiler: Sinav kaygisi olan herkes bir digerini daha kolay anlayabilir. Fikir alisverisinde bulunmak sorun paylasma yalnizlik duygusunu azaltir. Sorunu kisilestirmeyi onler.