AA |
10 Ağustos 2009 Pazartesi
12 yaşında kıza taciz iddiası
AHMET KEKEÇ'İN PATAKLADIĞI 4 İSİM KİM?
Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç bugünkü köşesinde dört kişiyi isim ( ad, insan, kişi ) vermeden 'patakladı'. Kodları Kekeç'ten, isimleri bizden.. Ömer Lekesiz benden, kendisini ‘entelektüel’ sanan şairden bozma köşe yazarını ödünç istemiş, ‘Azıcık da ben pataklayayım’ diyor.
Biri daha var:
|
TBMM BAŞKANLIĞI İÇİN İLK ADAY
Meclis Başkanlığı yarışında ilk aday ( namzet ) ortaya çıktı. Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Meclis Başkanlığı için bugün TBMM Başkanlığı’na başvuruda bulunacağını açıkladı. Genç; ANKA’ya yaptığı açıklamada, Memleketi Tunceli’de bazı yaz faaliyetlerine katıldığı gerekçesiyle saat ( zaman, vakit, sayaç ) 16.00’da faksla adaylık dilekçesini TBMM Başkanlığına göndereceğini söyledi. Meclis Başkanlığı adaylık başvuruları bugün saat 18.00’de sona erecek. Adaylık başvuruları 3 Ağustos Pazartesi günü saat 24.00'de sona erecek. 23. Dönem 1. yasama yılında da Kamer Genç aday olmuştu. |
"BU BÖLÜNME PROJESİDİR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın ''demokratik açılımlar'' konusundaki açıklamalarına ilişkin olarak, ''bu açılımın amacının terör örgütü PKK'nın stratejisine uygun olarak etnik bölücülüğe siyasi ve hukuki meşruiyet kazandırmak'' olduğunu iddia etti. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada ''Türkiye'nin milli varlığını hedef alan etnik bölücülük gündeminin AK Parti Hükümeti eliyle adım adım ilerletilmekte olduğunu'' ileri sürdü. Bahçeli açıklamasında şunları kaydetti: ''Terörle mücadele iradesi olmayan Başbakan, bölücü taleplerin taşeronluğunu yaparak teröre teslim olma hazırlığındadır. 'Demokratik açılım' ambalajı içinde pazarlanmaya çalışılan ayrıştırma ve bölünme projesi bu teslimiyet sürecinin yeni bir ( tek, yek, birleşik ) aşamasıdır. Bu açılımın amacı terör örgütü PKK'nın stratejisine uygun olarak ( namına ) etnik bölücülüğe siyasi ve hukuki meşruiyet kazandırmaktır. İmralı canisinin bu süreçteki rolü, siyasi kuryelerle sürdürülen pazarlıklar ve Barzani üzerinden terör örgütüyle kurulan temaslar önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelerle açıklığa kavuşacak ve daha iyi anlaşılacaktır. İçişleri Bakanı'nın dün yaptığı açıklama PKK'nın taleplerinin kısa, orta ve uzun vadeye yayılarak aşamalı olarak karşılanacağını göstermektedir.'' -''TASFİYE SÜRECİ...''- İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın dünkü açıklamalarının amacının ''toplumsal mutabakat süreci başlatmak'' olduğunu söylemesinin gerçek niyetlere ışık tuttuğunu ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti: ''Amaç, Türkiye Cumhuriyeti'nin milli devlet niteliğini ve üniter siyasi yapısını tasfiye süreci başlatılmasıdır. Bu süreçte 'Türkiyelilik' kavramı milli kimliğin yerini alacak, iki dilli eğitim ve kamu hizmetine geçilecek, eyaletler sisteminin alt yapısı hazırlanacak ve teröristlere siyasi ( politikacı, siyasetçi, siyasal ) af çıkarılarak ihanet ödüllendirilecektir. Etnik farklılıkların ayrışma gerekçesi olarak ( namına ) görülmesinin ve demokratikleşmenin bölünme aracı olarak kullanılmasının dünyada başka bir örneği yoktur. Bölünerek demokratikleşen bir devlet tarihte görülmemiştir. Demokratikleşme adına ülkesi ve milleti için en uygun yerli malı bölünme modeli arayışına giren bir hükümete de bugüne kadar şahit olunmamıştır. Bütün kavramları soysuzlaştıran Başbakan Erdoğan şimdi de demokrasiye böyle bir anlam ve fonksiyon yüklemektedir. Kılavuzu Öcalan, taşeronu Erdoğan olan PKK patentli bu bölünme projesinin Türkiye'nin hayrına olmadığı açıktır.'' -''BÖLÜNME VE PARÇALANMAYI BERABERİNDE GETİRECEK''- Etnik temelde ayrıştırmanın kaçınılmaz olarak çatışmayı davet edeceğini bunun da bölünme ve parçalanmayı beraberinde getireceğini savunan Bahçeli, şunları kaydetti: ''Bu teslimiyet projesinin toplumsal vicdanda karşılığı ve desteği bulunmamaktadır. Türk milletinin bu konuda ne düşündüğünü Başbakan Erdoğan çok yakında görecektir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu ayrıştırma ve parçalanma sürecine katkıda bulunma çağrılarının muhatabı olması ve ihanet senaryolarında rol alması hiçbir şart altında düşünülemeyecektir. Tarihi bir yol ayrımına hızla sürüklenen Türkiye'yi çok zor ve karanlık günler beklemektedir. Milliyetçi Hareket ve Türk milliyetçileri Türkiye'nin milli birliğini ve bin yıllık kardeşliğini korumak için demokratik ve meşru zeminlerde sonuna kadar mücadele edecektir. Türk milletinin sabrıyla oynamanın çok ağır sonuçları olacağı ve kendisinde hangi gücü vehmederse etsin, hiç kimsenin bunun altından kalkamayacağı unutulmamalıdır.'' AA |
Nehirden muhimmat çıktı
Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'daki Asi Nehri'nde 8 adet patlamamış el bombası, 1 adet fünye, 1 adet ( pare, tane, sayı ) boş G3 şarjörü bulundu. Edinilen bilgilere göre mühimmatlar, İzzet Güçlü Caddesi Tabakhane Sokak üzeri Asi Nehri'nde bugün saat 13:00 sıralarında bir balıkçının ihbarı üzerine fark ( başkalık, üstelik, nüans ) edildi. İhbarın ardından olay yerine ( adına, namına, alegori ) bomba imha uzmanları ile olay yeri inceleme ekipleri sevk edildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, olay yerine gelerek yetkililerden bilgi aldı. Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan Başsavcı Yıldırım, "Arkadaşların incelemesi sürüyor. Sağlıklı ve geniş bir bilgi, inceleme sonrası verilecek" dedi. Bu arada, bomba imha uzmanları ile olay ( fenomen, hikâye, vaka ) yeri inceleme ( tetkik ) ekipleri, mühimmatları inceledi. Gerekli çalışmanın ardından el bombaları imha edildi. CİHAN |
Terör örgütünden kaçtı
Bölücü terör örgütünden kaçan 1 terörist, dün Şırnak'ın Merkez ilçesinde güvenlik güçlerine teslim oldu. Genelkurmay Başkanlığının internet ( genel ağ ) sitesinde yer ( önem, arazi, arz ) alan ( düz, yer, kayran ) bölücü terör örgütüyle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Bitlis'in Güroymak ilçesi dağlık arazi ( yerey, toprak, yer ) kesiminde, teröristler tarafından tuzaklanmış anti-personel mayın bulundu. Ağrı'nın Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde de teröristler tarafından 500 gram amonyum nitrat kullanılarak tuzaklanmış el yapımı mayın bulunarak imha edildi. AA
|
Üstün zekalı çocuklarda dikkat eksikliği olabilir
DPT desteğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında üç yıldır süren çalışmalarda mevcut yöntemlerle teşhiste yüksek oranda hataya düşülebilen ''dikkat eksikliği'' ve ''hiperaktivitenin'' klinik tespitinde dünyada ilk kez yeni bir yöntem geliştirildi. Mevcut bilimsel verilerin dışında çarpıcı sonuçlara ulaşılan araştırmada, üstün yeteneklilerin beyinlerinin küçük bir bölümünü kullansalar bile başarıya ulaştıkları, dikkat eksikliği ya da hiperaktivite sorunu bulunanların ise beynin büyük bölümü kullanılmasına rağmen yanılma payının yüksek olduğu ortaya çıktı. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü emekli öğretim üyesi ve HÜ KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi araştırmacılarından Prof. Dr. Sirel Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zekanın ne olduğu konusunda bilim adamlarının çok sayıda kuram geliştirdiklerini anımsattı. Yakın dönemdeki kuramlarda, entelektüel zekanın yanında duygusal ( romanesk, hissî, birey ) zekanın da bulunduğunu dile getiren Karakaş, zekanın kendinin farkında olmayı, kendiyle barışık olmayı, sosyal becerileri, eşduyuşu (empatiyi) da kapsadığını belirterek, bu tür zekanın ''duygusal zeka'' olarak adlandırıldığını belirtti. Çocuk psikiyatrisinde tanı koymada, zorunlu temel eğitimde, üstün yetenekli çocukların devam ettiği Bilim ve Sanat Merkezi'ne önerilecek çocukların belirlenmesinde öncelikle Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği Geliştirilmiş Formu: WISC-R isimli bir testin kullanıldığını belirten Karakaş, Türkiye'de eğitim ve sağlık kurumlarında yaygın olarak kullanılan bu testin zekayı gerekli tüm yönleriyle yeterli bir biçimde ortaya koyamadığını söyledi. Karakaş, büyük örneklem kullanarak yaptığı istatistiksel analizlerde, bu tekniği kullanarak dikkat eksikliği ya da hiperaktivite tanısını ortaya koyabilmenin ''şans'' olasılığına yakın olduğunu kaydetti.
-''BEYİN GÖRÜNTÜLERİNİ KULLANAN İLK ÖZGÜN YÖNTEM''
Prof. Dr. Sirel Karakaş, DPT ve üniversite tarafından desteklenen projelerinin HÜ öncülüğünde, Gazi Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Ufuk Üniversitesi ile ortak yürütüldüğünü belirterek, bu çalışmada Türkiye'de ilk defa üstün zekalı çocuklarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı alan çocukların beyin faaliyetlerini fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (MR) tekniğiyle incelediklerini bildirdi. Karakaş, proje kapsamında 12 kişilik ekiplerinin, 136 çocuğun beyin yapılarını incelediğini ve üstün zekalı çocuklardan elde edilen beyin faaliyetinin, normal ( düzgülü, olağan, alışılagelen ) zekalı çocukların ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarınki ile karşılaştırıldığını kaydetti. Beyin faaliyetlerinin karşılaştırılmasında beynin çeşitli alanlarını faaliyete geçiren görevlerden oluşan ve ''Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme için TURCONS-4 Beyin Haritalama Bataryası'' adı verilen ( maruz ) bir görevler bataryasını geliştirdiklerini bildiren Karakaş, bu bataryanın beyin cerrahisine hazırlanan hastalarda kullanıldığını aktardı. Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme için kullanılan ve uyarım-tepki görevlerini içeren TURCONS-4'ün Ar-Ge faaliyetlerinin Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi nöroradyolog Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş ile birlikte gerçekleştirildiğini kaydeden Karakaş, TURCONS-4'ün kullanımını içeren kitabın da yayımlandığını bildirdi. Kullanılan teknikler, akademik birimlerin çeşitliliği ve örneklem sayısı bakımından çalışmanın Türkiye'de bir ilk olduğuna işaret eden Karakaş, tekniklerin bütünlüğünün de dünyada öncü çalışma özelliği taşıdığını aktardı. Karakaş, bilgisayardan uygulanan bu görevler bataryasının yakın gelecekte sağlık ve eğitim kurumlarında kullanıma girmesi için yetkililerle görüşmelerin başlatıldığını açıkladı.
-''ZEKİLER, BEYİNLERİNİN DAHA AZ BÖLÜMÜNÜ KULLANIYOR''-
Karakaş, yapılan çalışmayla uzun süredir doğru olarak bilinenlerin aksine beynin faaliyetiyle ilgili bazı gerçekleri de ortaya koyduklarını bildirdi. Araştırmalarında pek çok psikolojik çalışmada yer almayan, üstün zekalı ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu bulunan çocukların beyinlerinin ne kadarını kullandıklarına yönelik sonuçların çalışmanın en önemli bulguları arasında yer aldığını bildiren Karakaş, şöyle konuştu: ''MR görüntülerinden ve kullandığımız yöntemden, üstün zekalı çocukların karmaşık bir görsel-mekansal görevi genelde, beyinlerinin daha küçük bölümlerini çalıştırarak yerine getirdiklerini ortaya koyduk. Bunun aksine normal zekadaki çocukların bir görevi yerine getirmede beyinlerinin kullanım alanının büyüdüğünü de ilk kez ortaya çıkardık. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ise beyinlerinin çok daha geniş kısımlarının, yaygın şekilde faaliyete geçtiğini gördük. Beyinde bir işi yapmaya ayrılan yerin büyüklüğü o işin zorluğu ve gerekli olan bilişsel çaba ile yakından ilgili. Beynin alanlarının kullanımını gösteren bu sonuçlar, üstün zekalı çocukların görevlerini daha az çaba harcayarak çözdüğünü gösterdi.'' Karakaş, ayrıca üstün zekalı çocuklarda, şekil bulma görevinin beynin çeper lobunu faaliyete geçirdiğini, alın lobunun ise kısıtlı biçimde devreye girdiğini ortaya koyduklarını bildirerek, üstün zekalı çocuklarda bu kısıtlı beyin faaliyetinin, görevleri yerine getirmedeki başarıya yettiğini ifade etti. Normal zekadaki çocuklarda alın lobundaki faaliyetlerin, çeper lobundakinden daha etkin olduğunu dile getiren Karakaş, bu durumun karmaşık görevi yerine getirmede normal zekadaki çocukların yüksek zihinsel işlevlere başvurması gerektiğini ortaya koyduğunu aktardı. Karakaş, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda ise hem çeper lobunda, hem de alın lobundaki alanların, diğer iki gruba göre daha yaygın olarak çalışmasına rağmen başarılarında düşük performansa neden olduğunu söyledi. Karakaş, çalışmalarında üstün zekalı çocuklarla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda görsel mekanın algılanması ile ilgili karşılaştırmalı sonuçların da dünyada ilk kez gösterildiğini belirtti. Karakaş, bulguların üstün zekalı çocuklarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu bulunan çocukların beyin yapılarının çalışma prensibine ışık tuttuğunu bildirdi. Karakaş Türkiye'de 600 bin dolayında olduğu tahmin edilen üstün zekalı çocuğun belirlenmesi ve özelliklerin anlaşılması için, daha önce geliştirmiş oldukları yöntem ve yaklaşımları daha da ileri götürmeyi amaçladıklarını belirterek, ''Amacımız, ülkemizin üstün zekalı çocuklarını Türkiye'ye kazandırmak, ülkemizin gelişmesi ve ilerlemesinde onların etkin yer almasını sağlayacak önlemlerin alınmasını sağlamak'' dedi.
-HİPERAKTİVİTENİN BİLİNMEYEN NEDENLERİ-
Karakaş, dikkat eksikliği veya aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin de ''Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'' olarak bilinen hastalıktan kaynaklanabileceği gibi çocuğun ''dikkat çekme gereksinimi'', ''yapılan işleri basit bulması'', ''canının sıkılması'', ''ebeveyne tavır koyma isteği'' gibi nedenlerden de kaynaklanabileceğini dile getirdi. Karakaş birinci durumda tedavinin çocuk psikiyatrının denetiminde ilaç kullanımını içermesi gerektiğini, ikinci durumda ise tedavinin çocuğa ve ayrıca ailesine uygulanacak psikolojik teknik ve yaklaşımları içermesi gerektiğini kaydetti. Araştırmaları sonucunda, üstün zekalı çocuklarla normal zekadaki çocuklar arasında, dikkati verilen görevde tutabilme açısından fark olmadığını dile getiren Karakaş, ancak üstün zekalı çocukların normal çocuklara göre çok daha çabuk tepki verebildiğini, olayları kavrama ve cevap verme yeteneklerinin normal çocuklardan çok daha ileri olduğunu söyledi. Karakaş, geliştirdikleri nöropsikolojik testin kullanıldığı araştırmanın üstün zekalı çocuklarla normal zekadaki çocuklar arasında ezber öğrenme yeteneği açısından fark olmadığını da ortaya çıktığını bildirdi. Karakaş, bu sonucun eğitimde ezbere dayanan öğrenmenin yararsızlığını bir kere daha ( elan, henüz ) kanıtladığını dile getirdi.
-''ÜSTÜN ZEKALI OLMAK''-
HÜ'de yürütülen testlere katılan ve üstü zeka tanısı konulan 12 yaşındaki Serhan Kaya ise üstün zekalı olmasının arkadaşları arasında bazı sorunlara yol açtığını ifade ederek, ''Arkadaşlarım kendilerinden daha üstün zekalı olduğumu kendilerine yediremiyorlar. Bu nedenle bazı sorunlar çıkabiliyor. Ama arkadaşlarım ve öğretmenlerim tarafından seviliyorum. Sınıfımın en başarılısı olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu. Futbol, resim, bilgisayar, maket yapma gibi ilgilerinin bulunduğunu anlatan Kaya, genelde öğretmeninin dersi bir kez anlattığında konuyu anlayabildiğini, soru sormasına gerek kalmadığına işaret etti. Kaya, ''Ama normal dersler bana yetmiyor ve daha fazlasını istiyorum. Üstün zekalı çocuklar için bir okul varsa buralara gidebilirsem kendimi daha iyi geliştirebileceğimi düşünüyorum'' dedi. Serhan'ın babası Erhan Kaya da Serhan'ın bazı konulardaki yeteneklerinin 1,5-2 yaşında farkettiklerini dile getirerek, ''Öncelikle resim yeteneği çok fazlaydı. Ablası okula başladığında yalnız onu izleyerek okumayı ve yazmayı öğrendi'' diye konuştu. Okula gittiği saatler dışında Bilim ve Sanat Merkezi'ne de devam eden Serhan'ın, bu merkezde iyi bir eğitim aldığını vurgulayan Kaya, ancak, üstün yeteneklilerin bulunduğu bir okulun açılması halinde oğullarını bu okula devam ettirmek isteyeceklerini söyledi. AA |
Otomobil vergisinde Türkiye Avrupa ikincisi
AA
Sungurlu'da korkutan yangın
IHA
|
Salondan çıkarılan Vakit muhabiri konuştu
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyesi Ali Suat Ertosun'un basın toplantısında sorduğu sorunun ardından güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarılan Vakit Gazetesi muhabiri İsmail Uğur, 'Girerken kartımızı gösterdik, güvenlikten geçtik.' dedi. HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un basın toplantısında sorusu nedeniyle salondan çıkarılan Vakit muhabiri daha sonra ( ahir, ileri, bilahare ) tekrar içeri alındı. İçeri girdiğinde gazetecilerin sorularını cevaplayan muhabir İsmail Uğur, "Vakit Gazetesi muhabiriyim. Girerken kartımızı gösterdik. Foto muhabiriyim. Kartım var, temsilcimle birlikte geldim. " dedi. Muhabirin tekrar ( gene, yeniden, yine ) içeri alınmasının ardından Ertosun konuşmasına devam etti. CİHAN |
Anne-babalar dikkat!
Amerikalı bilim adamları, evlerde temizlik amaçlı kullanılan kimyasal ürünler ile oda spreylerinin çocuklarda lösemi görülmesinin nedenlerinden biri olabileceğini bildirdi. İtalyan La Stampa gazetesinin haberine göre, Georgetown Üniversitesindeki Lombardi Kapsamlı Kanser Merkezinde görev yapan bir grup bilim ( fen, marifet, bilgi ) adamı, daha çok 3 ila 7 yaşlarındaki çocuklarda görülen akut lenfoblastik lösemi (ALL) ile evlerde temizlik ( saflık, bekâret, arılık ) için kullanılan kimyasal ( kimyevi ) ürünlerin arasında bağlantı olabileceğini ortaya koydu. Bilim adamları, araştırmada, ALL hastası 41 çocuk ve anneleri ile 41 sağlıklı çocuk ve annelerinin idrar ( küçük abdest, sidik, hacet ) örneklerini inceledi. Araştırmanın sonucunda hasta çocuklarda ve annelerinde, evde kullanılan birçok kimyasal üründe mevcut olan ( kâin, vaki, hasıl ) toksin maddelerin yüksek seviyede bulunduğu tespit ( sabitleme, belirleme, saptama ) edildi. "Therapeutic Drug Monitoring" dergisinde yayımlanan araştırmada, bazı sağlıklı deneklerin tahlillerinde de ( bile, dahi ) rastlanılan bu maddelerin, ALL hastalarında ise daha yüksek miktarda ( kadar ) bulunduğu vurgulandı. Araştırma ekibinin başındaki Doktor Offie Soldin, hastalık ile "ev zehirleri" arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koyan verilere rağmen bunun sadece bir ( yeksan, sadece, eş ) varsayım olduğunun altını çizdi. Soldin, bu ikisi arasında nasıl ve neden ( niçin, münasebet, ne ) bir ilişki bulunduğunu ve özellikle de toksin maddeler içeren ürünlerin evlerdeki yüzde 85'lik yüksek kullanım oranına rağmen neden tüm bu çocuklarda hastalığın görülmediğinin açığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. |
Sigara 10 TL olacak
Araç sahiplerine MTV uyarısı
Volkswagen zarar açıkladı
'50 bin kişiye istihdam yaratacağız'
Polis memuru bıçaklandı
Antalya'nın Alanya ilçesinde bir polis ( zabıta, kolluk, kollukçu ) memuru, tartıştığı komşusu tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı. Polis memurunu bıçaklayan şahıs, gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Polis Karakolu'nda görev yapan polis ( zabıta, kollukçu, aynasız ) memuru Ali Bıyıklı (36), Cikcilli beldesi Saraybeleni mahallesindeki Yılmazoğlu apartmanında oturan ve evli olduğu öğrenilen komşusu Cemil Y.'nin (36) evine gitti. Bıyıklı, apartmana girerken Cemil Y. ile karşılaştı ve tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Cemil Y. belinden çıkardığı bıçakla polis memuru Ali Bıyıklı'yı sol bacağından 3 kez bıçakladı. Cemil Y., daha sonra ( bilahare, ahir, ileri ) yere yığılan polisin kafasına sert bir ( yeksan, sadece, tek ) cisimle vurdu. Apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine çağrılan 112 ekipleri, yaralı polisi memurunu Alanya Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Hastanenin acil servisinde ilk müdahalesi yapılan Bıyıklı, daha sonra ameliyathaneye alındı. Ayağındaki ve başındaki yaralara dikiş atılan polisin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Polis memurunu bıçaklayan Cemil Y. bir süre sonra Alanya Emniyeti Asayiş Büro Amirliği'ne bağlı ekipler tarafından apartmanda gözaltına alındı. Kavganın neden çıktığı araştırılıyor. |
Ordu'da doktora silahlı saldırı
Ordu'nun Ünye ilçesi Erenyurt beldesinde sağlık ocağında görev yapan bir doktor silahlı saldırı sonucu yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Erenyurt Sağlığı Ocağı'nda görevli pratisyen hekim Adnan Sert (37), iş yerinin önünde kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce silahlı saldırı sonucu yaralandı. Sert, yapılan ilk ( ön, evvel ) müdahalenin ardından Fatsa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ameliyata alınan Sert'in kalçasına isabet eden ( fail ) 3 kurşunun çıkarıldığı, sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Soruşturma sürdürülüyor. |
Cenk Eren'e bekarlığa veda partisinde taciz
Balina, dalgıcın hayatını böyle kurtardı
Dalgıcın bacağını ısırmış balinanın görüntüsü herkesi dehşete düşürdü. Oysa balina, kadın dalgıcın hayatını kurtarıyordu. Çin'in kuzeydoğusunda yapılan bir dalma yarışmasına katılan Yang Yun'un vücudu soğuk suya dayamadı ve 26 yaşındaki dalgıç soğuktan bacaklarını oynatamayacak hale ( ağıl, ayla, ay ağılı ) geldi. Ama morina balinası Mila, dalgıcın hayatını kurtardı. İçinde morina balinalarının da olduğu, 6 metre derinliğinde ve suları buz gibi olan tankın içinde en uzun kalan ( mütebaki, artan ) yarışmacı, dalma yarışını kazanıyor. Yang Yun'un da hedefi buydu. Ama su sıcaklığının çok düşük olmasına dayanamadı ve dipteyken bacaklarına kramp girdi. Hareket edemeyen Yun, 'artık sonumun geldiğinden emindim, artık bir ölüyüm diye düşünüyordum' dedi. Ama tam o sıra da bir morina balinası olan ( kâin, hasıl, vaki ) ve tankın içinde yaşayan Mila, Yun'un yardımına yetişti. Genç kadını önce kafasının hafif darbeleriyle düzeltti, ardından bacağını ağzına alarak onu yüzeye çıkardı. Tankın cam duvarlarından olan biteni, izleyenlerin büyük korkusu bir anda müthiş bir şaşkınlığa ve sevince dönüştü. , |
Ertosun'dan yargı açılımı
HSYK'nın Ergenekon davası ile ilgili tutumuna yönelik eleştirilere de ( bile, dahi ) basın toplantısında değinen Ertosun'un 'Yargı Açılımı' olarak nitelediği önerileri şöyle: "Dinleme konusunda biliyorsunuz Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin jandarmanın dinlemesiyle ilgili bir kararı vardı. Biz diğer birimler yönünden de yargı yoluna ( için ) başvurmasını istedik. Diğeri neydi? Arama kararlarını vermeye yetkili makam. Neresidir?İstanbul mudur yoksa aramanın yapılacağı yerdeki mahkemeler midir? İtirazlar yapılıyor. Bu itirazları kim inceleyecek? Mahkeme mi inceleyecek yoksa heyet başkanları mı inceleyecek? Adalet müfettişlerinin talepleri yönünden de ( bile, dahi ) dinleme kararları veriliyor. Bu yasal mı, değil mi bunun incelenmesini istedik." |
Lösemiye davetiye çıkarmayın
Amerikalı bilim adamları, evlerde temizlik amaçlı kullanılan kimyasal ürünler ile oda spreylerinin çocuklarda lösemi görülmesinin nedenlerinden biri olabileceğini bildirdi. İtalyan La Stampa gazetesinin haberine göre, Georgetown Üniversitesindeki Lombardi Kapsamlı Kanser Merkezinde görev yapan bir grup bilim adamı, daha çok 3 ila 7 yaşlarındaki çocuklarda görülen akut lenfoblastik lösemi (ALL) ile evlerde temizlik için kullanılan kimyasal ( kimyevi ) ürünlerin arasında bağlantı olabileceğini ortaya koydu. Bilim adamları, araştırmada, ALL hastası 41 çocuk ve anneleri ile 41 sağlıklı çocuk ve annelerinin idrar örneklerini inceledi. Araştırmanın sonucunda hasta çocuklarda ve annelerinde, evde kullanılan birçok kimyasal ( kimyevi ) üründe mevcut ( bulunan ) olan toksin maddelerin yüksek seviyede bulunduğu tespit edildi. "Therapeutic Drug Monitoring" dergisinde yayımlanan araştırmada, bazı sağlıklı deneklerin tahlillerinde de rastlanılan bu maddelerin, ALL hastalarında ise daha ( elan, henüz ) yüksek miktarda bulunduğu vurgulandı. Araştırma ekibinin başındaki Doktor Offie Soldin, hastalık ile "ev zehirleri" arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koyan verilere rağmen bunun sadece bir varsayım olduğunun altını çizdi. Soldin, bu ikisi arasında nasıl ve neden bir ilişki bulunduğunu ve özellikle de toksin maddeler içeren ürünlerin evlerdeki yüzde 85'lik yüksek kullanım oranına rağmen neden tüm bu çocuklarda hastalığın görülmediğinin açığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. AA |
Cesedi 1 yıl evde kaldı!
Avusturya'nın başkenti Viyana'daki evinde cesedi bulunan emekli kadının bir ( yeksan, birleşik, ancak ) yıl önce öldüğü tahmin ediliyor. Kentin Ottakring mahallesi Friedmann sokağındaki evinde tek başına yaşadığı belirtilen kadının öldüğünün komşuları tarafından da ( dahi, bile ) anlaşılamadığını kaydeden polis yetkilileri, son zamanlarda evden ağır koku ( dem, belirti, buke ) gelmesi üzerine komşuların kendilerini aradığını bildirdi. İsmi açıklanmayan emekli ( mütekait, zahmetli, tekaüt ) kadının cesedinin tanınamayacak durumda olduğunu belirten ( tamlayan ) polis, buzdolabındaki bazı yiyeceklerin son tüketim tarihinin ağustos 2008 olduğunu, bunun da kadının bir yıl önce öldüğüne işaret ettiğini ifade ( deyiş, söylem, söyleyiş ) etti. Polisin, yaptığı araştırmada kadının herhangi bir yakınını da saptayamadığı kaydedildi. AA |
Berrak kaç çekiyorlar!
Marmara Depremi için şarkı
Sözü ve müziği Can Yüksel'e ait, düzenlemesini Atilla Özdemiroğlu'nun yaptığı ''İlk Sayfalar'', Marmara Depremi'nin 10. yıl dönümünde dinleyicilerle buluşacak. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, hayatın trajik dönüm noktalarından önceki mutlu günlere ışık tutan ''İlk Sayfalar'', geçmişe uzanarak özlem ve hüzünleri dile getiriyor. Ailelerin ve dostların bir arada olduğu zamanlar, ''İlk Sayfalar'' adı altında anılıyor. Üniversite 3. sınıf müzik-kompozisyon öğrencisi olan Can Yüksel'in, yaşanmış olayların anlatıldığı yeni besteleriyle hayatlarını zamansız kaybetmiş insanları yıl içinde de anmaya devam ( kesilmeme, parça, sürme ) edeceği bildirildi. AA |
"Konuşma sırası bende"
Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı 1500 oy farkla kazanan MHP'li Aytaç Durak, seçim sonrası ilk kez konuştu. Başkan Durak, kendisine iftira edenler için 30 ayrı suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. AK Parti adayı Mehmet Ali Bilici hakkında 2 ayrı dava açıldığını belirten Durak, "Artık konuşma sırası bende. Türk adaleti bunlara cezalarını verecektir" dedi. Neşet KARADAĞ/ ADANA(AHT) Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, seçim sonrası suç duyurusunda bulunduğu AK Parti'nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Bilici ile ilan verdiği Hürriyet ve Posta gazeteleri hakkında Bakırköy 2'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan 2 ayrı davayla ilgili Adana adliyesine giderek talimatla ifade verdi. İfadenin ardından makamına giden Başkan Durak, basın açıklaması yaptı. Seçimin ardından ilk kez konuştuğunu belirten Başkan Durak, Adana'daki seçimlerde Türkiye'de yaşanmamış çirkinlikler sergilendiğini ifade ederek, "Niye sergilendi. Neden Aytaç Durak konuşmadı. Ortalığın sakinleşmesini bekledim. Bugünden sonra ben ( ego ) konuşacağım" dedi. Hakkında diğer adayların savcılığa yaptıkları başvuruların kabul edilmeyip ters yüz edildiğini, kendi başvurularının kabul edilip dava açıldığını ifade eden Başkan Durak, şunları söyledi: "Bunlardan biri de Mehmet Ali Bilici. Beraat ettiğim mal varlığı davasıyla ilgili taraflı müfettişin raporlarını gazetelere ilan vererek şahsıma hakaret etmiştir. Ben sokaktan gelmedim. Binlerce konut yaptım. Ne acıdır ki; Mehmet Ali Bilici, komşum olduğu, mal varlığımı bildiği halde seçimi kaybetmenin telaşı içinde hakkımda olmadık dedikodular, iftiralar yönlendirmiştir. 5 defa seçilmiş belediye başkanına yapılan hakaretlerin Türk adaletince cezalandırılacağına inanıyorum." Başkan Durak, seçim sonrası hakkında iftirada bulunanlar ve karalama yapanlar hakkında 30'un üzerinde suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Durak, "Hepsi sırasıyla hesap ( tutum, adisyon, anlayış ) verecek. Yine söylüyorum oylarım yüzde 60'ın altında değildir. Adana'da Aytaç Durak sevgisi vardır" dedi. |
Faiz beklentisi borsayı 41 bine taşıdı
Öte yandan ABD'de yarın açıklanacak ikinci çeyrek büyüme verisinin piyasalara yön vermesi bekleniyor.
Antalya ve Çorum'da iki yeni tabiat parkı
|
Milas'ta yangın çıktı
Muğla'nın Milas ilçesinde, tarım arazisinde başlayan ve ormanlık alanı tehdit eden yangın, kısa sürede söndürüldü. Alınan bilgiye göre, Milas'ın Kıyıkışlacık mevkisinde, bir ( vahit, ancak, eş ) tarım arazisinde, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Alevlerin bölgedeki ormanlık alanı tehdit etmesi üzerine, 1 helikopter, 5 arazöz ve orman işçileriyle yangına müdahale edildi. Yangını ormanlık alana sıçramadan kontrol altına alan ekipler, soğutma çalışmasına başladı. AA |
Yaşları küçük, cesaretleri büyük hırsızlar
|