27 Temmuz 2009 Pazartesi
Maktum, gizlice Mardan'a geldi
Özel uçağı ile gizlice Antalya’ya gelen Maktum’un 7 tane özel VİP villa kiraladığı ve kendisinin olduğu dönemde otele çok fazla müşteri kabul edilmediği de bir başka söylenti. Bu arada Monaco Prensi Albert’in de Mardan’ın son misafirleri arasında olduğu ifade ediliyor. Mardan ile ilgili ( alakalı, müntesip, dayalı ) sektörde dolaşan bir başka iddia ise ilk iki ayı yüzde 34 gibi ( kabil, üzere, kabilinden ) bir doluluk rakamı ile kapatan otelin, istediği doluluk oranlarını bir türlü yakalayamadığı yönünde. Otelin Rusya’dan beklediği turisti çekemediği dile getiriliyor.
GAZETE HABERTÜRK
Eczanelerde 'E-reçete' dönemi
Çıplak ayaklı diva tekrar geliyor
Memurlar 80 lira ek ödeme istiyor
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu başkanlığında Nevşehir'in Kozaklı ilçesinde yapılan Memur-Sen İl Temsilcileri Toplantısı'nın sonuç bildirisi yayımlandı.
Memur-Sen Genel Merkezinden yapılan açıklamaya göre, bildiride, ''militer ürün olan ( kâin, hasıl, vaki ) 1982 anayasası'' kaldırılarak yerine sivil irade ürünü olan bir ( benzer, tek, birleşik ) anayasa yapılması, anayasa paketine paralel olarak kamu yönetimi reformuyla ekonomik ve sosyal paketlerin eş güdümlü olarak yürürlüğe konulması istendi.
Demokratikleşme sürecinde farklı tüm kimliklere saygılı olan ve her kimliğin kendisini ifade edebileceği özgürlükçü ortam hazırlanması, devletin vatandaşıyla arasına yerleştirdiği bütün kalkanları ortadan kaldırması gerektiği ifade edilen bildiride, ''keyfi baş örtüsü yasağının'' da kaldırılması talep edildi.
Kalkınmada öncelikli bölge kapsamındaki illerdeki kamu görevlilerine, görev yaptıkları illerin kalkınmada öncelikli dereceleri dikkate alınarak yan ödeme tutarları ile özel hizmet tazminatlarının bir kat artırımlı ödenmesi şeklinde ilave tazminat verilmesi istenen ( maksut ) bildiride, şunlar kaydedildi:
''Memur-Sen olarak geçen yılki toplu görüşmelerin sonucundan kısmen memnun olmakla birlikte bu yıl toplu sözleşme hakkının sağlanamamasını demokrasimizin gelişimi bakımından eksiklik olarak görmekteyiz. Bu çerçevede, kamu görevlileri üzerindeki sendikal sınırlamalar, gözden geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'na konulan çekinceler kaldırılmalı, kamu görevlilerine ILO standartlarında sendikal haklar verilmelidir. Kamu çalışanlarına yönelik siyaset yasağı kaldırılarak, istifa etmeden aday olmalarının ve siyasi partilerle ilişki kurmalarının önü açılmalıdır. Emeklilere maaşlarının yattığı bankalarca promosyon ödenmeli.''
Türkiye'de işsizliğin en ciddi risk ve tehdit olduğu belirtilen bildiride, kamuya en az 300 bin personel alınması, 40 milyar TL'yi aşan İşsizlik Sigortası Fonu'ndan daha çok kişinin faydalanmasının sağlanması istendi.
80 TL EK ÖDEME TALEBİ
Tüketicilerin geliri artırılmadan piyasaların canlandırılamayacağı ifade edilen bildiride, şöyle denildi:
''Kriz sürecinde iş dünyasına yönelik 70'in üzerinde tedbir alınmış, bu tedbirler çerçevesinde 50 milyar TL sübvanse edilmiştir. Bu kapsamda, emeklilere ve kamu çalışanlarına altışar aylık dönemler halinde 600'er TL olmak üzere kriz bitinceye kadar 'kriz çeki' verilmelidir. Sosyal adaletin gereği olan 'eşit işe eşit ücret' ilkesi hayata geçirilmeli, bu kapsamda 2010 yılının ocak ayından itibaren verilmek üzere ek ödemelerde en az 15 puan (80 TL) artış yapılmalı ve ek ödemeler emekliliğe aynen ( kelimesi kelimesine, değiştirmeden, tıpı tıpına ) yansıtılmalıdır. Kamu çalışanlarının vergi oranları 5'er puan ( nokta, benek ) düşürülerek vergi yükü azaltılmalı veya ( yahut ) gelir vergisine esas gelir dilimlerinde artış yapılmalıdır. Böylece kamu çalışanlarına kaşıkla verilen zammın kepçeyle alınmasının önüne geçilmiş olacaktır.''
İstihdam edilen sözleşmeli personelin kadroya alınması, engellilerin iş gücüne katılımının artırılması istenen bildiride, faizlerin düşürülmesi, IMF ile yapılan anlaşmalarda ülke aleyhine olan mevzuat ve uygulamaların yürürlükten kaldırılması gerektiğine işaret edildi.
Yüksek Öğretim Kurulunun (YÖK) katsayı uygulamasını kaldırmasının olumlu karşılandığı belirtilen bildiride, YÖK'ün feshedilmesi, yerine ( alegori, namına, adına ) üniversitelerin özerkliğini güçlendiren koordinatör kuruluş oluşturulması talep edildi.
Bildiride, Çin yönetiminin Uygur Türklerine uyguladığı katliam, ABD'nin Pakistan'da sivilleri öldürmesi, AB'nin bu yıl sonundan itibaren Sırbistan, Karadağ ve Makedonya vatandaşlarına tanıdığı vizesiz seyahat iznini Bosna Hersek, Arnavutluk ve Kosova'ya tanımaması kınandı.
Ajda Pekkan Bodrum'da konser verdi
Elektronik sigarada zehir var!
"Kürt sorununu bizden başkası çözemez"
Julio Iglesias Çeşme'de
Kıbrıs'ta Ferhat Göçer rüzgarı
Dünya bu kitabı bekliyor
Beyoğlu'nda patlama!
Kene bir can daha aldı
Hizb-ut Tahrir operasyonu
Yangına kargalar neden oldu
Katil virüs her köşeye ulaşacak
'Bu halk senin kafanı keser'
Ülkemizde 22 bin yabancı firma var
Hazine Müsteşarlığı geçici verilerine göre, Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası sermayeli şirket sayısı 22 bin 250'ye ulaştı. Bu rakamın 12 bin 199'unu (yüzde 54,83'ü) AB ülkelerinden gelen uluslararası sermayeli şirketler oluşturdu. Bu şirketlerin içinde Almanya 3 bin 806 adetle birinci sırada yer aldı. Bunu, 2 bin 110 şirketle İngiltere, 1721 şirketle Hollanda izledi. Türkiye'de 1078 İranlı, 964 ABD'li, 631 Azerbaycanlı ve 619 Iraklı uluslararası firma faaliyet gösterdi.
Bunların dışındaki diğer AB ülkelerinden de 4 bin 562 uluslararası sermayeli firma Türkiye'de yatırım yaptı. AB'ye üye olmayan Avrupa ülkelerinden gelen firma sayısı da 2 bin 897 oldu.
KANADA VE ÇİN'DEN GELEN AZ
Türkiye'ye en az, dünyanın önde gelen gelişmiş 7 ülkesi arasında yer alan Kanada ile dünyanın 3. büyük ekonomisi olan Çin Halk Cumhuriyeti ile Orta ve Güney Amerika'dan uluslararası sermayeli firma faaliyette bulunuyor.
Bu tarihler arasında Orta ve Güney Amerika, Türkiye'de yatırım yapan 123 uluslararası sermayeli firma sayısıyla son sırada bulunurken, bunlar arasında Kanada 142, Çin Halk Cumhuriyeti de 355 uluslararası sermayeli firma sayısıyla ilk ( evvel, ön ) sıralarda yer ( iz, taraf, arsa ) aldı.
Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin Türkiye'de sahibi veya ortağı olduğu uluslararası sermayeli firma sayısı ise 3 bin 764 olarak gerçekleşti.
AĞIRLIKLI OLARAK TOPTAN PERAKENDE TİCARETİ
22 bin 250 adet uluslararası sermayeli firma ağırlıklı olarak başta toptan ve perakende ticareti olmak üzere imalat sanayi, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri sektörlerinde faaliyette bulunuyor.
Toptan ve perakende ticaret sektöründe 6 bin 572, imalat sanayi sektöründe 3 bin 908, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri sektöründe de 3 bin 606 uluslararası sermayeli firma faaliyet ( canlılık, etkinlik, hareket ) gösteriyor.
Bunların yanında ayrıca ulaştırma, haberleşme ve depolama hizmetleri ile inşaat ve oteller ve lokantalar da yine ağırlıklı olarak yer aldıkları sektörler arasında görünüyor.
FİRMA SAYISI VE ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI
Türkiye'de 2009 yılı mayıs ayı sonu itibarıyla kurulan uluslararası sermayeli firmaların ülkelere göre dağılımı şöyle:
ÜLKELER FİRMA SAYISI
-------------- ------------
AB Ülkeleri 12.199
.Almanya 3.806
.Hollanda 1.721
.İngiltere 2.110
.Diğer AB ülkeleri 4.562
Diğer Avr.Ülk.(AB hariç) 2.897
Afrika Ülkeleri 375
Kuzey Amerika 1.106
.ABD 964
.Kanada 142
Orta ve Güney Amerika 123
Yakın ve Orta Doğu Ülkeleri 3.764
.Azerbaycan 631
.Irak 619
.İran 1.078
.Diğer 1.436
Diğer Asya 1.507
.Çin Halk Cumhuriyeti 355
.Güney Kore Cumhuriyeti 150
.Diğer 1.002
Diğer Ülkeler 279
----------------------------------
Toplam 22.250
Dövmeciler kapatıldı
DTP'li oldukları için mi öldürüldüler?
Kamer Genç'ten 'protokol' tepkisi
Ak Parti'li milletvekilinin 2 oğlu bıçaklandı
Sahte peygambere 25 ay hapis
Erdoğan bu villada tatil yapıyor
Nuri Ergin'den mektupla itiraf
Başkent'te elektrik kesintisi
Alzheimer için yeni umut
Ericsson, Nortel'i 1.1 milyar $'a satın alıyor
Beykoz sahilinde muhimmat bulundu
Bodrum ve Marmaris'e gaz bağlanacak
Boru Hatları ile Petrol Taşıma Anonim Şirketi (BOTAŞ) Genel Müdürlüğü'nün yurt içi yatırım programına aldığı Ege Bölgesinin dağıtım-bağlantı hatları kapsamında yer ( nokta, önem, mekân ) alan Muğla ve çevre ilçeleri ile ilgili proje çalışmalarının sürdürüldüğü öğrenildi.
ARAZİ ETÜTLERİ YAPILDI
BOTAŞ Genel Müdürlüğünün, Muğla iline götürülmesi planlanan doğal gaz boru hatları ile ilgili ( ilişkin, alakadar, ait ) projenin arazi ( yerey, yer, toprak ) etüt harita ve kamulaştırma-mühendislik çalışmalarının tamamlanmasını takiben ( ardı sıra ) bu yıl içinde yapım ihalesine çıkması bekleniyor.
BOTAŞ Genel Müdürlüğünce ilk etapta Muğla'ya getirilmesi planlanan doğal gazın ileri ( gelecek, müterakki, sonra ) aşamalarda diğer ilçe ve yerleşim birimlerine de taşınması planlanıyor.
BOTAŞ;ın Ege bölgesi doğal gaz boru hattı (DGBH) dağıtım-bağlantı hatları projesi kapsamında, basınç düşürme ve ölçüm istasyonu yapımı, muhtelif çaplarda yüksek basınçlı ve düşük basınçlı çelik boru hattı ile basınç düşürme ve ölçüm istasyonları ve diğer inşaat işleri yer alıyor.
Türkler işini kaybetse de umutlu
27 AB üyesiyle aday ülkeler Türkiye, Hırvatistan ve Makedonya'da gerçekleştirilen araştırmada, küresel krizde işini kaybedenlerin oranı AB ortalamasında yüzde 9 çıkarken Letonya'da yüzde 21'i, Litvanya'da yüzde 18'i, İspanya'da yüzde 17'yi, Portekiz ve İrlanda'da yüzde 16'yı, Macaristan ve Estonya'da yüzde 15'i buldu.
Eurobarometre'ye göre krizde işini kaybedenlerin oranı Çek Cumhuriyeti'nde yüzde 11, Hırvatistan ve Makedonya'da yüzde 10, Polonya, Rommanya ve İngiltere'de yüzde 9, Almanya, Fransa, Danimarka, Bulgaristan, Kıbrıs Rum kesimi, Avusturya, Slovenya ve İsveç'de yüzde 7, İtalya'da yüzde 6, Malta ve Hollanda'da yüzde 5, Lüksemburg ve Yunanistan'da yüzde 4 oldu.
Araştırmaya katılan Türklerin yüzde 44'ü de kriz nedeniyle ailelerinden, akrabalardan ya da ( bile, dahi ) yakın arkadaşlarından birinin işini kaybettiğini belirtti. Eurobarometre'de aynı soruya "evet" cevabı verenlerin AB ortalaması ise yüzde 36 olarak verildi.
Araştırmada "krizden ve istihdam piyasasına muhtemel etkilerinden ne kadar endişelisiniz" sorusuna "çok endişeliyim" cevabını verenlerin oranı Türkiye'de yüzde 34'te kalırken, İspanya'da yüzde 65'e, Litvanya'da yüzde 63'e, Makedonya'da yüzde 47'ye, Letonya'da yüzde 46'ya, Slovakya'da yüzde 45'e, İtalya ve Yunanistan'da yüzde 40'ara, Avusturya'da yüzde 38'e, Estonya'da yüzde 36'ya, Bulgaristan ve Romanya'da yüzde 35'e ulaştı. Eurobarometre araştırmasının bu ilginç sonucu "Türklerin işini kaybetse de ( dahi, bile ) umudunu kaybetmediğini" gösterdi.
Eurobarometre'de Türklerin geleceğe umutlu baktığını gösteren bir diğer sonuç ise küresel krizle ilgili beklentilerde ortaya çıktı. "Bazı uzmanlar küresel krizin istihdam piyasasına en ( genişlik, arz, işaret ) olumsuz etkilerinin geride kaldığını ve bundan sonra kademeli iyileşme görüleceğini söylerken bazıları en kötünün hala önümüzde olduğunu belirtiyor. Hangi görüşe katılıyorsunuz" sorusunda iyimser yaklaşıma en yüksek destek yüzde 45'le İsveç'ten gelirken, yüzde 39'la Türkler ikinci sırayı aldı. İyimser görüşe en az destek verenler ise yüzde 13'le Hırvatlar ve Letonyalılar, yüzde 16'yla Bulgarlar, yüzde 18'le Litvanyalılar ve yüzde 19'la Rumenler oldu.
Şipşak güzellik
Aşırı sıcaklarda sağlığa dikkat!
Elektrik havadan gelecek, pil ve kablo kalkacak
"Silahlar sussun, Öcalan ve DTP muhatap alınsın"
Yeni fındık stratejisine tepki
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, 15 Temmuz 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile birlikte yüzde 6'dan daha ( henüz, elan ) az eğimli 3;üncü sınıf tarım arazilerinde ve 750 metre rakım üzerinde bulunan ruhsatsız fındık bahçelerinin sökülerek, alternatif ürüne geçen üreticilere telafi edici ödeme yapılacağını anımsattı.
Türkiye'de 750 metre rakım üzerinde fındık üretimi yapılan 82 bin hektar alan bulunduğunu, söz konusu alanların fındık üretim alanlarının yaklaşık yüzde 13;ünü oluşturduğunu bildiren ve sökülecek alanlar için üreticilere sökme bedeli ve alternatif ürün için sadece üç yıl destek verileceğini hatırlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
''Bölgedeki iklimi ve arazi yapısını biliyoruz. Bu bölgelerde alternatif ( seçenek, dalgalı, almaşık ) ürün üretilmesi hemen ( takkadak, vakit kaybetmeden, yalnız ) hemen imkansızdır. Rakımı 750 metre üzerindeki arazilerde az sayıda alternatif ürün bulunsa bile, bu ürünlerin hasadı ve pazarlanması mümkün değil.''
Bayraktar, fındığın eğimli arazilerde toprağın erozyonla kaybolmasını önlediğini vurgularken, devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları Türkiye'nin her yerinde erozyona karşı ağaçlandırma yaptığı sırada erozyonu önleyen fındığın sökülmek istendiğini ifade etti ve ''750 metre rakımın üzerindeki eğimli arazide fındığı söktüğünüzde toprak denizle buluşur'' uyarısında bulundu.
Fındığın Karadeniz Bölgesi için büyük bir şans ve geçim kaynağı olduğunun altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti:
''Fındık hiç ithalat yapmadan net ihracatçı olduğumuz üründür. Ayrıca, kişi başına istihdam maliyeti, tarımda sanayiden daha düşüktür.
Bugüne kadar ( ölçüsünde, genişliğinde, dek ) orada yaşayan insanları geçindirecek, yerinde tutacak yatırımlar yapılmamıştır. Bu bölgelerdeki insanların geçimini ve istihdamını fındık sağlamıştır. Bölgenin sosyo ekonomik ( iktisadi, kazançlı, soylu erki ) temelini fındık oluşturmaktadır. Tarım dışı iş ve gelir imkanı yaratılamadığı sürece üretici fındığı sökmez. Sanayi ve hizmetler sektörü gelişmediği sürece bu gün için fındığın alternatifi fındıktır.
Fındık sökülürse, bu bölgede zaten sorun olan göç hızlanacaktır. Bu insanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için ellerindeki imkanları alınıp, büyük şehirlerin varoşlarında yok olmalarını mı izleyeceğiz?''
Bayraktar, fındık stratejisinin ilgili ( alakalı, ait, ilişkin ) taraflar ve TZOB'un görüşleri de alınarak, yeniden gözden geçirilmesini istedi.