1 Ağustos 2009 Cumartesi

Birileri Türkiye'ye '20 milyar dolar yatırmış'

birileri-trkiyeye-20-milyar-dolar-yatrm.jpg
Size net olarak şunu söyleyebilirim; milyar dolarım olsa ve "yeni dünya düzeni içinde" nereye koysam diye düşünsem; hiç düşünmeden Türkiye'ye yatırırım!
İlk bakışta "iddiam" çok ikna edici gelmeyebilir ama "yeni oluşan düzeni" ve olabilecekleri "tezler" eşliğinde sorgulayınca "hak verebilirsiniz"!
Nedenler ile başlayalım ve iddiamızı "ağ gibi örerek" geliştirelim...
Tez 1:11 Eylül saldırısı sonrası ortaya çıkan 'ABD ve karşısında Ortadoğu kaynaklı' terörün olduğu 'kutuplaşma kayıyor' ve yerini 'Rusya-Hindistan-Çin-İran' karşısında 'ABD-AB ve stratejik ortaklarının' daha doğrusu AB'nin ABD'nin "taşeronu olduğu" yeni yapı alıyor.
Tez başlıktan da iddialı, peki elde "kanıtlayacak" ne var?
Kanıtlara ulaşmak ve "haklı çıkmak" için konuya 1929 krizinden itibaren bakmak gerekli...
Dönemsel olarak ayıralım ve analiz edelim:
1- 1929-1932 arasında yaşanan 'ekonomik çöküş' ve 1932-1945 oluşan 'çift kutuplu' dünya düzeni... Bu zaman diliminde dünya düzeninin en önemli dört kurumu ortaya çıktı; IMF, NATO, BM ve Dünya Bankası... Bu oluşum kime yaradı ve nasıl şekillendi derseniz; size 1929-1932 arasında 400'den 40 seviyesine kadar düşen 1932-1945 döneminde toparlanan ve düşmeye başladığı noktaya 1945 sonrası gelebilen DOVV endeksinin grafiğine bakmanızı öneririm! Şunu göreceksiniz: "Dünya düzeni kuruluyor" ve yapı 'çöktüğü noktaya' dönüyor.
2- 1945-1980 sonrası dönem. Bu zaman diliminde 'dünya çift kutuplu' bir yapı içinde tez-antitez arasında kaldı ve bütün dinamikler 'bu vadide' şekillendi. Hatırlayın; biz bile ne ( neden, hangi, nasıl ) olduğunu asla sorgulamadık! "Kızıl Ordu" gelecek dediler, ellerinde ne kadar hurda varsa "silah diye" sattılar! Ne ekonomik, en ( genişlik, arz, işaret ) siyasi bağımsız "tek karar" alamadık!
3-1980'ler sonrası dönem. Duvarın yıkılması ile ortaya çıkan yapıda dünya 'tek kutuplu' kaldı ve ABD tek süper güç algılaması ile ekonomik anlamda ciddi genleşti. Örnek olarak DOVV endeksinin aşağıdaki grafiği dikkate alınabilir.
4-11 Eylül saldırısı ile 'yeniden çift kutuplu sisteme' geçilmesi ve 'ABD karşısında Ortadoğu kaynaklı terörün tanımlandığı' dönem. Bu yapı içinde artan petrol fiyatları ve ortaya çıkan fazla para gelişmekte olan piyasaları genleştirdi. Türkiye'de 2006 Mart başına kadar bu trend içinde gelişti. Dünya 2007 Kasım başına kadar böyle bir denklem içinde genleşti ve sonrasında "olgunlaşma çöküşü" başladı!
5- 2006'dan itibaren başlayan "bilinçli şekilde" gelen Putin'in açıklamaları ve 'çift kutuplu' sistemde yeni bir tanımın oluşumunun ilk adımları; ABD-AB-Strateji ortakları ve karşısından Rusya-Hindistan-Çin-iran... Bu noktada bir ekleme yapmam lazım; bu oluşan "diyalektik yapıyı" bir savaş olarak algılamayın! Bilinçli ve gönüllü "taraflar" söz konusu!
6- Türkiye "bu yapıyı" anlayamıyor ve NABUCCO gibi projeleri imzalamakta çok aceleci davranıyor! AB'nin imzadaki "ısrarı ve acelesi" yukarıdakileri bizden daha iyi
görmesi!
Değerli dostlarım, Türkiye'ye "neden 20 milyar dolar" girdi sorusuna cevap ( yanıt, karşılık ) ararken "bugünü değil" geleceği de görebilmeyi denemek gerekli! Yukarıda aktardığım kutuplaşma, "kriz" dediğimiz "büzüşme" süreci sonrası daha net olarak görülecek! Böyle bir denklem içinde oluşacak petrol arz dengesinde ve askeri stratejilerde Türkiye kilit ülke. Tam olarak iki kutup arasında yerleşik ve petrol-doğalgaz arz ( sunu, yeryüzü, en ) kanalları için 'en önemli' geçiş yolu. Türkiye bu önemi süratle kavrayarak bugünden itibaren 'AB' gibi kısır bir senaryodan süratle kurtulmalı ve İki kutup' arasında kartlarını doğru oynama yoluna girmeli... Türkiye için "kaybetmek" zor! Kazanmak "kolay"! Yeni her türlü senaryo hatta ABD ile "uzaklığa rağmen" tam ortaklık bile, Türkiye'ye 'büyük güç' olmayı getirebilir... iran ile işbirliğinden başlayıp Rusya-Çin-Hindistan bloklaşmasına katılım da...
Değerli dostlarım, hayal değil "gerçek"! Milyar dolarım olsa tek yatıracağım adres var: Türkiye!
Birde not düşeyim; yukarıdaki denklem içinde içerideki "dolar kurunu" nasıl sorgulamak gerekir! Bir yazıda da bunu ele alacağım!

Hiç yorum yok: