14 Nisan 2007 Cumartesi

Saldirganligin Kuramsal Analizi!!!!

Gunluk dilde surekli kullanilan �;saldirganlik�;, tanimlanmasi guc bir soz cuktur.Bazi bilim adamlari saldirganligi insan dogasinda varolan bir �;�;oldurme icgudusu�;�; olarak aciklamak isterken; bazilari da denetlenebilen ve onceden tahmin edilebilen, ogrenilmis sosyal bir davranis olarak tanimlama egilimi gostermislerdir.

Saldirganligi aciklamaya calisan tanimlar farkli kuramsal goruslerin urunudur.Bu farkliligin temelinde de insan-cevre arasi etkilesim ve dogustan getirilen ile sonradan kazanilmis davranislar konusundaki felsefi tartisma yatmaktadir.Ornegin, psikanalitik kuramda, saldirganlik kisaca psisik enerjinin kacinilmaz bir disavurumudur.Etolojik gorus acisindan bakildiginda ise, saldirganligin koruyucu ve hayat kurtarici bir islevi vardir.Ote yandan deneysel ve sosyal psikologlarin yaptigi,saldirganligin gunumuzdeki en gecerli tanimi,saldirganligin diger butun davranislar gibi ogrenilmis bir davranis oldugudur.
Tanimlar gibi saldirganligin nedenlerini aciklamaya calisan kuramlar gozden gecirildiginde de cok farkli gorusler ortaya cikmaktadir.



1.ICGUDU KURAMLARI



Psikanalitik Kuram



S. Freud ve K. Lorenz saldirganligi, dogustan donanimci (naturist) ya da kalitimci gorus acisindan ele almislardir.

Freud�;un gorusu ana cizgileriyle, �;�;why war�;�; adli unlu bir mektupta dile getirilmistir.Bu mektup,1932�;de Albert Einstein�;in Freud�;a yonelttigi,insanligin savastan nasil kurtulacagina iliskin sorusuna yanit olarak yazilmistir.Freud,mektubunda,saldirganligi biyolojik bir temele dayandirdigindan karamsal bir gorus belirtmistir.

Nitekim,bu mektup yazildigindan bu yana �;�;neden savas�;�; ya da �;�;neden saldirganlik�;�; sorulari hala onemini ve guncelligini koruyan bir sorun olarak ortaya cikmaktadir.

Freud�;un saldirganlikla ilgili kuramina tarihsel acidan bakildiginda,uc ayri aciklama gorulmektedir.Psikanalitik kuramin ilk donemlerinde,saldirganlik konusu pek fazla onemsenmemistir.Bu ilk donemde,libido ve psikoseksuel gelisim donemlerine agirlik veren Freud,tum nevrotik celiskileri cinsellikle aciklamaya calismistir.Bu nedenle,saldirganlik durtusunun de psikoseksuel gelisim sureci icinde ele alindigi gorulmektedir.Ornegin,cocugun oral donemde dis cikarmasi ve nesneleri isirmasi;anal donemde cevresindekilere zarar verme ve onlari kontrol etme istegi,saldirganligin ilk belirtileri olarak nitelendirilmistir.

Freud,kuraminda daha sonra ,saldirganligi ego icgudusune baglamis ve tepkisel acidan incelemistir.Ego icgudusunun amaci,kisinin kendini koruma egilimleri,bilissel fonksiyonlarin ve ahlaki sinirlamalarin karisimi olarak aciklanmistir.Bu acidan,kisinin doyumunu engelleyen ve tehdit eden durumlarda egonun tepki gosterecegi varsayilarak,bu tepkiler saldirganlik biciminde degerlendirilmistir.(Bu tepkisel saldirganlik aciklamasinin,daha sonralari Yale grubu-Dollard ve arkadaslari tarafindan daha davranisci bir tanimla benimsendigi gorulur.)

Freud,kuraminin birinci asamasinda,kisiligin gelisim dinamigi ile iligli surecte ortaya cikan sorunlari,gerilimleri,belirli gelisim donemlerine takilip kalmalari saldirganliga yol acan nedenler arasinda sayarken;ikinci asamasinda saldirganligi,dogrudan dogruya biyolojik bir icguduye baglayarak daha kati ve degistirilemez bir model ortaya koydugu gorulmektedir.

Birinci Dunya Savasi�;nda tanik oldugu yaygin siddet olaylari,Freud�;un dusuncelerini de etkilemis ve saldirganliga daha buyuk bir onem vermesine yol acmistir.Bu donemde Freud�;un gelistirdigi saldirganlik kurami daha dengeli bir sekil almis ve ortaya olum icgudusu kavrami cikmistir.

Freud icguduleri iki ana bolumde toplamistir:Yasam Icgudusu ve Olum Icgudusu.Olum icgudusu organizmanin hiclik durumuna donme istegini simgeler.Hem yasam hem de olum icgudulerinin amaci gerginligi azaltmaktir.Yasam icgudusu genellikle cinsel gerilimi azaltmayi,olum icgudusu ise yasam geriliminden arinmayi amaclar.Bu iki celiskili guc etkisinde varligini surdurmeye calisan organizma,sonunda olum icgudusunun zaferi ile tum gerilimlerden kurtulur.Olum icgudusunun ozneyi yok etmesine yasam icgudusu engel olur.Bu engelleme sonucunda,ozneye yonelemeyen olum icgudusu bireyin cevresine yonelir.Bireyde olum icgudusu guclendiginde,kisilere ve nesnelere yonelik saldirganlik artar.Kisinin disindaki nesne ya da insanlara yonelmeyen saldirganlik ise kisinin kendine yonelir.

Freud�;un olum icgudusu kurami,psikanalistleri uc ayri gruba ayirmistir.Bir grup bu kurami tumuyle benimserken,bir diger grup ����fizik yonu nedeniyle olum icgudusunu reddetmis,ancak saldirganligi libido kadar onemli bir icgudu olarak kabul etmistir.Ucuncu bir grup psikanalist ise Freud�;un saldirganligi icgudusel degil,tepkisel aciklamasina katilmislardir.

Freud�;un olum icgudusunu benimseyen Nunberg,bu kurami orneklerle kanitlamaya calismistir.Nunberg bebeklerin ayaklarini ve ellerini emmesini,isirmasini olum icgudusunun ilk belirtileri olarak kabul etmistir.Freud�;un kuramini biraz daha ileri goturen Nunberg,saldirganlik organini belirlemeye calismis ve �;�;nasil genital organlar cinselligin bir araci ise,kol,bacak ve bedendeki cizgili kaslar da saldirganlik organlaridir.�;�; demistir.

Olum icgudusu kuramini kabul etmesine karsin Waelder,saldirganligi hem tepkisel hem de icgudusel kaynaklara baglamistir.Waelder tepkisel saldirganliga uc kaynak gostermistir:

Ego durtu ve libidinal ictepilerin engellenmesi.

Libidinal cekismelerin bir yonu.

Kisinin cevresini,kendi bedenini kontrol etme ve kendi kendine

yetme davranisinin bir yan urunu.



Olum icgudusunu reddedip,saldirganligi bagimsiz bir icgudu olarak aciklamaya calisan Neo-Freudian psikanalistlerden Loevenstein,Hartman ve Kris ise saldirganligi daha olumlu acidan (problem cozme gibi) incelemislerdir.

Saul,Freud�;un saldirganligi engellemelere tepki olarak aciklayan kuramini benimseyenlerdendir.Saul,saldirganligin cocuga asiri duskunluk,aile ici iliskiler,ebeveyn tarafindan reddedilme ya da cezalandirici ebeveynle ozdesim kurma gibi ilk cocukluk donemi deneyimlerinden kaynaklandigini savunmustur. Saul�;a gore saldirganlik,icgudusel olmaktan cok tepkiseldir.

Saldirganligi aciklamada, Freud�;u takip eden psikanalistler arasindaki farklilik, O�;na katilmayanlar arasinda da gorulmektedir.

Adler�;in saldirganlikla ilgili ilk kurami 1908 yillarinda olusmustur.Adler saldirganligi,tum gereksinimlerin doyumu icin ugrasan ve tek bir organa bagli olmayan bir icgudu olarak gormustur.Adler�;e gore,saldirganlik icgudusu cesitli bicimlerde baskasina ya da bireyin kendisine yonelik olabilir.Adler,siddetli bir kavgayi saf bir saldirganlik ornegi olarak gosterirken,spor ve savas icindeki davranislari da bir cesit saldirganlik olarak nitelendirmistir.Adler�;in daha sonraki yazilarinda saldirganliga daha az onem verdigi ve saldirganligi icgududen cok,gunluk yasam kavgasinda ebgellere karsi verilen ugrasin dogal bir sonucu olarak gordugu izlenmistir.

Oteyandan K. Horney,hem olum hem de saldirganlik icgudulerini reddederek saldirganligi,kisinin tehlikelerle dolu bir evrende temel anksiyete duygusuna baglamistir.Temel anksiyete kavrami Horney�;in birincil kavramidir.Bu duygu cocugun dusman buldugu bir dunya icinde duydugu yalnizlik ve caresizligi tanimlar.Dunyasindaki cesitli olumsuz etmenler, cocukta bir guvensizlik duygusunun gelisimine neden olabilirler.Acik ya da dolayli baski,ilgisizlik,birbiriyle uyusmayan tutumlar,cocugun bireysel gereksinimlerine saygi gostermeme,cocuga cnder olamama,cocugu takdir etmeme,gercek sicakligin yoklugu,ana-babanin gorus ayriliklarinda taraf tutma zorunlugu,asiri ya da yetersiz sorumluluk verme,asiri koruma,diger cocuklardan ayirma,haksiz tutumlar,kardesler arasinda ayrim yapma,yerine getirilmeyen sozler bunlar arasinda sayilabilir.Genel olarak cocugun ana-babasi ile olan iliskisinde guven sarsici herhangi bir durum,onda anksiyete yaratir.Guvensiz ve kaygili cocuk,yalnizlik ve caresizlik duygulari ile basacikabilmek icin turlu stratejiler gelistirir ve bunlari yasaminin yetiskinlik doneminde de surdurur.Ornegin,cevresine dusmanlik duyabilir ve kendisine kotu davranmis olanlara karsi oc alici bir tutum gelistirebilir,ya da yitirmis oldugunu sandigi ve tekrar elde edebilmeyi umdugu sevgiyi kazanabilmek amaci ile asiri uysal davranislara yonelebilir,baskalarinin kendisini sevmesi icin zor kullanabilir.

Bu temel anksiyete duygusu,Horney�;e gore,insanlara dogru,insanlara karsi ya da insanlardan uzaklasarak cozume kavusturulmaya calisilabilir.Bu kuramda,sorununu insanlara karsi olarak cozmeye calisan kisi saldirgan olarak nitelendirilmistir.





Etolojik Kuram



Saldirgan davranislarin kokenini biyolojik yapiya baglayanlar yalnizca psikanalistler olmamistir.Saldirganligi hayvan davranislarini gozlemleyerek inceleyen etologlar,saldirganligin evrim sureci icinde onemli bir islevi oldugunu one sumuslerdir.

Saldirganligin icgudulerle aciklanmasi K. Lorenz�;in 1966�;da yayinlanan �;�;On Aggression�;�; adli kitabiyla yeniden guncellik kazanmistir.Saldirganligin dis uyaranlardan bagimsiz,kendi icgudusel enerji kaynagina sahip bir davranis oldugunu savunan Lorenz,bu kavga durtusunun uygun bir cikis noktasi bulana kadar yogunlastigini one surmustur.Bu goruse gore, saldirganligin yoneldigi hedef,saldirganligin gercek nedeni olmayabilir.Ornegin,Lorenz insanlarin baski,haksizlik ve savaslar nedeniyle saldirgan davranmadiklarini; saldirgan olduklari icin bu tur mekanizmalari gelistirdiklerini one surmustur.

Lorenz�;in saldirganlikla ilgili etolojik gorusu,oyun yazari olan R. Ardrey tarafindandadesteklenmistir.Ardrey�;e gore,insanlarda arazi ve mulk edinme duygusu icgudusel olarak vardir.Insanlar,kisisel mulklerini,hayvanlarda da izlendigi gibi, yabancilara karsi savunurlar.Ardrey,bu goruslerini,genellikle kuslar uzerinde yapilmis bazi arastirmalara dayandirmistir.

Lorenz ve Ardrey�;in saldirganlikla ilgili yapitlari edebi acidan ovulmus,ancak bilimsel acidan cok elestirilmistir.Ardrey�;in �;�;icsel yasam alani durtusu�;�;kurami bircok bilimadaminin topladigi veriler isiginda hemen hemen tumuyle curutulmustur.Lorenz�;in kurami ise,hayvan davranislari ve kulturel yapi konusunda gerceklere dayandirilmamis genellemeleri icermesi,yetersiz ve secici kanit kullanmis olmasi acisindan elestirilmistir.Bu kurama yoneltilen elestirilerden en onemlisi de Lorenz�;in hayvan davranislari ile insan davranislari arasinda paraleller kurarken,evrim sureci icinde ogrenme ve kulturel gelisimi hic dikkate almamis olmasindan kaynaklanmistir.

Diger etolojik arastirmalarda,hayvanlarda gozlenen saldirgan davranislarin bile cogunlukla cevreden gelen uyaranlara bagli oldugu kanitlanmistir.

Saldirganligi icgudulerle aciklamaya calisan kuramlar,amprik sinamaya elverisli tanimlar getiremediginden,arastirmacilar saldirganligin dogustan gelen bir olgu oldugunu biyolojik,genetik ve fizyolojik bulgularla desteklemeye calismislardir.

Genetik,hormonel ve biyolojik bulgularla da desteklenen bazi arastirmalarda,saldirganligi etkileyen diger bir olgunun androjen hormonu oldugu ortaya konmustur.Bu hormonun,beyin duzeni uzerindeki etkisinin yanisira,fiziksel buyume ve kas gelisimini dolayli olarak etkilemesinin saldirganliga yol actigi gozlenmistir.Ornegin,bazi hayvanlarda ciftlesme doneminde androjen hormon duzeyinin yukselmesi,ozellikle erkekler arsi kavgaci ve saldirgan davranislarin yogunlasmasina neden olmaktadir.Ancak,kulturler arasi calismalarda goruldugu gibi,insanlardaki cinsel tepkilerin hormon duzeyinden cok,sosyal cevre tarafindan belirlendigi bilinmektedir.,

Saldirganliga yol acabilicek yapisal ozellikler arasinda kromozomlar da incelenmistir.Erkek cinsiyetini belirleyici Y kromozomunun saldirganliga yol actigi varsayimini benimseyen bilim adamlari,fazla bir Y kromozomunun siddet egilimine neden olup olmadigini arastirmislardir.Yeni dogan cocuklar uzerinde yapilan arastirmalar,her 500 erkek bebekten birinin, bir fazla Y kromozomuyla (XYY) dogdugunu gostermistir.

XYY anormalligi konusuna ilgi, Jacobs ve arkadaslarinin 1965 yilinda cesitli suclardan dolayi akil hastahanelerine yatirilmis erkek suclular arasinda yaptiklari arastirmadan sonra artmistir.Bu arastirmada soz konusu kurumlardaki erkeklerde,normal nufusa oranla XYY anormalligine daha sik rastlandigi sonucuna varilmistir.Ancak daha sonra yapilan bircok arastirmada,fazla Y kromozomu ile saldirganlik arasindaki iliski curutulmustur.

Beyin uzerinde yapilan arastirmalar sonucu,beyinde saldirganlik merkezlerinin (temporal lob ve korteks alt yapilari) bulundugu saptanmistir.Bu calismalarda beynin bazi bolgelerinin uyarilmasi ile saldirgan davranisin ortaya ciktigi,diger bazi bolgelerinin uyarilmasi ile sakin davranislarin ortaya ciktigi gorulmustur.Ancak,beynin bazi alanlarindaki norolojik yapinin saldirgan davranisin gelismesine elverisli olmasinin,saldirganligin icgudusel oldugunu kanitlamaktan uzak oldugu gorusu yaygindir.

Insan mantigi,genelde davranislarin butunuyle icgudusel ya da genlerle aciklanmasini reddetme egilimindedir.Buna karsin,saldirgan davranislarin icgudulere bagli oldugu gorusunun bazi cevrelerde cok kolay kabul gormesi ilginc gorunmektedir.Bu inancin bir nedeni,icgudusel guclere basvurmaksizin toplumsallasmis insanlarin kendi yasamlari pahasina sik sik siddet eylemlerine yonelmelerini aciklamada karsilasilan zorluklardir.Bir diger neden de saldirganligi icgudusel egilimlerle aciklayarak,insanlarin kendilerini bu tur davranislari korukleyen toplumsal kosullari degistirme sorumlulugundan arinmis hissetmeleri olabilir.

Insan davranisina iliskin bilgiler arttikca,cevre-kalitim ayrimi giderek zayiflamis ve insan saldirganligini aciklayan kuramlarda da cevre etkilerini goz onune alan bir tutum ortaya cikmaya baslamistir.





2.DURTU KURAMI (ENGELLENME-SALDIRGANLIK)



Son yillarda saldirganligi aciklayan enerji modellerinde icgudulerin yerini durtulerin aldigi gorulmektedir.Bu duruma gore;kisi saldirgan davranisa dogustan degil de,engellenmenin neden oldugu bir durtu tarafindan gudulenir.Bu gorus,ilk kez Yale grubu olarak anilan J. Dollard ve arkadaslari (1939) tarafindan ortaya atilmistir.Dollard,Doob,Miller,Mowrer ve Sears tarafindan gelistirilen engellenme-saldirganlik kuraminin olusturulmasinda psikanalitik gorusten de onemli olcude yararnanilmistir.Hatta saldirganligi aciklayan kuramlarin gruplandirmasini yapan bircok yazar,bu kurami da psikanalitik kuramla birlikte icgudu kuramlari arasina almistir.Ancak engellenme-saldirganlik kuramcilari Freud�;dan ayrilarak,saldirganligi icgudusel degil, tepkisel bir davranis olarak kabul ettiklerini ileri surmuslerdir.

Engellenme-saldirganlik kuraminda,amaca yonelik bir davranisin engellenmesinin saldirganlik durtusune yol acacagi,bunun da yoneldigi kisiye zarar verici bir davranisi baslatacagi varsayilmistir.(Saldiri,yonelttigi kisiyi incitmeyi amaclayan bir davranis olarak tanimlanmistir.) Kisaca,kisinin istedigi bir seyi yapmasinin engellenmesi,saldirganliga yol acar.Bu engellenme,kisinin cevresinden gelebilecegi gibi,kendi icindeki celisik istek ve egilimler sonucu da olusabilir.

Engellenme kuramina gore,devam etmekte olan bir devinimin engelllenmesi tahriki olusturur;bunun tepki amaci bir kisiye ya da nesneye zarar verme olabilir.Saldirganliga yonelme gucu,engelleyici deneyimlerin sikligi ve yogunluguna bagli orantidadir.

1939 yilinda ortaya atilan engellenme kurami bircok ampirik arastirmaya isik tutmasinin yanisira,siddetli elestirilere de hedef olmus ve degisikliklere ugramistir.Miller daha sonra,her engellenmenin mutlaka saldirganliga yol actigi gorusunu degistirerek,engellenmelerin farkli bircok davranisa neden olabilecegini savunmustur.



1973�;te Milgram ve Shotland tarafindan yapilan bir engellenme-saldirganlik calismasi:

Bu calisma,uc senaryodan olusan bir televizyon programindan yararlanmistir.Senaryonun birinde,bas oyuncu bagis toplama kutusunu soyar ve yakalanip cezalandirilir.Bir baskasinda,bas oyuncu soygunu yapar ama cezadan kurtulur.Ucuncusunde ise,bas oyuncu soygun yapmaz.Arastirmacilar,mektupla bircok kisiye �;Network Television Preview Theater�;a gittikleri ve oyun hakkindaki dusuncelerini ifade ettikleri takdirde parasiz transistorlu radyo verilecegi vaadinde bulunarak,500 civarinda denek toplamislardir.Programi izledikten sonra,deneklere bir hadiye kuponu verilmis ve radyolarini �;Bartel World Wide�;dan almalari istenmistir.Ancak,denekler sozde kurulusun 23.kattaki isyerine vardiklarinda hic kimseyi gorememislerdir.Odada afisler,telefonlar ve birkac moble ile birlikte,duvarlardan birine asilmis bir bagis tabelasi bulunmaktadir.Bu tabelaya,icinde biraz bozuk para,bir on dolarlik ve dort tane de birer dolarlik kagit para bulunan plastik bir kap tutturulmustur.Arastirmacilar deneklerin bagis kutusundan para calip calmayacaklarini bilmek istediklerinden,oda gizli kameralarla gozlenmektedir.

Eengellenme duzeyi,bos ofisteki tezgahin ustune iki ilandan birini koymak suretiyle manipule edilmistir.Dusuk-engellenme ilani oldukca nazik bir dille yazilmistir:�;�;Dikkat! Size zahmet verdigimiz icin uzgunuz,ama bu buro hastalik nedeni ile gecici olarak kapanmistir.Radyonuzu,lutfen,bu binanin saat 17.00�;ye kadar acik oldugu 1800 numarali odasindan aliniz.Isbirliginiz icin tesekkur ederiz.Yonetim.�;�; Yuksek-engellenme notu ise farkli bir dille yazilmistir:�;�;Dikkat! Dagitilacak transistorlu radyonuz kalmamistir.Bu dagitim merkezi daha sonraki bir duyuruya kadar suresiz olarak kapalidir.�;�; Aslinda,yuksek-engellenme grubundaki denekler radyolarini tan binadan ayrilacaklari sirada almislardir.

Arastirmacilar,engellenme-saldirganlik hipotezine gore,yuksek-engellenme kosulundaki deneklerin para calma olasiliginin,dusuk-engellenme kosulundaki deneklere gore daha fazla olacagini beklemislerdir.Ve sonuclar beklenildigi gibi cikmistir:Dusuk-engellenme grubunun yuzde 2.9�;u, yuksek-engellenme grubunun ise yuzde 18.7�;si bagis kutusundan para calmaya calismistir.Yuksek-engellenme grubundan bile her bes kisiden dordunun para calmamis olmasi,bireysel farkliliklarin da onemli oldugunu gostermektedir.





Kisilerin,engellenmeye gosterdigi tepkilerin kisilik yapisi ve gecmis deneyimlerinden de etkilendigi gorulmustur.Farkli kisilerin farkli ogrenme deneyimleri,benzer engellenme durumlarinda,farkli saldirganlik egilimlerine yol acabilir.Kisinin icinde bulundugu durum.benzer durumlara gecmiste gosterdigi tepkiler;bu tepkilerin yol actigi sonuclarin (ceza gibi) nedeniyle gelistirdigi aliskanliklar,engellenmeyi dusmanca bir tutum sayip saymamasi ve engellenmenin kizginlik disinda bazi tepkiler dogurmasi (sucluluk,endise gibi),engellenme ile saldirganlik arasinda basit bir bag kurulmasini zorlastirmistir.

Berkowitz,her engellenmenin saldirganliga yol acmadigi elestirisi karsisinda,saldirgan davranislara yol acan cesitli engellenme turleri uzerinde durmustur.Guclu durtuleri doyurmaya yonelik eylemlerin kati bir bicimde engellenmesinin,saldirgan davranislara yol acabilecegi gibi,kacis davranisina neden olabilicek korku duygusunu da yaratabilecegini belirtmistir.

Birey kendisini gucsuz olarak algiliyor ve olaylarin yaratabilecegi sonuclardan cekiniyorsa,engellenmenin doguracagi sonucun kizginlik degil,korku olabilecegi one surulmustur.Ozetlenecek olursa, Berkowitz, engellenme-saldirganlik kuramini degistirerek, engellenme ile saldirganlik arasina duygusal tepkileri yerlestirmistir.

Goruldugu gibi engellenme-saldirganlik kuraminda, her engellenmenin mutlaka saldirganliga yol actigi ve saldirganligin tek nedeninin engellenme oldugu varsayimlari degistirilerek,bazi ara degiskenler ve kisilik etkileri kabul edilerek yumusatilmistir.Bu asamada kuram,hem bireysel ve toplumsal psikoloji, hem de siyasal bilimler dallarinda islerlik kazanan bir model olusturmus,bircok deneysel arastirmaya da kaynak teskil etmistir.Ancak,bu kuramda,saldirganlik davranisi ortaya ciktiktan sonra nasil kontrol edilebilecegi konusunun goz ardi edilmis olmasi ve bazi saldirgan davranis orneklerinin (ornegin;cocuklarin eriskinlere oykunmeleri sonucu ogrendikleri saldirganlik) aciklanmamis olmasi,arastirmacilari kisi-cevre etkilesimine agirlik veren yeni kuramlara yoneltilmis gorunmektedir.





3.SOSYAL OGRENME KURAMI



Sosyal ogrenme kuramcilari,saldirganligin nedenlerini icgudu ya da durtulerde aramak yerine,gozlemlerini cevrede saldirgan tepkilere yol acan uyaricilar uzerinde yogunlastirmislardir.Sosyal ogrenme kuraminda insan davranislari surekli olarak cevre kosullariyla etkilesim icindedir.Davranislar cevreyi etkileyip degistirdigi gibi cevre de davranislari etkisi altina alip,degistirir.

J.P. Scott saldirganliga neden olan tum uyaranlarin cevreden geldigine isaret ederek,insanlarda saldirgan davranislarin ogrenilmis oldugunu belirtmistir.

Sosyal ogrenme kuramini savunanlardan A. Bandura,bu kuramin diger saldirganlik kuramlarindan farkini soyle aciklamaya calismistir: �;�;Sosyal ogrenme kuraminda gudulenmenin analizi yapilirken,tesvik faktoru de tahrik kadar onemlidir.Saldirgan davranislarin buyuk cogunlugu,sonuctan beklenen yararlar araciligiyla desteklenir.Bu kuramda davranisi guduleyen basari beklentisidir.�;�;

Insanlar yeni saldirgan davranislari nasil ogrenirler? Insanlari ne tur pekistiriciler ve oduller saldirganliga guduler? Bu sorulari yanitlarken iki tur ogrenme kuralinin goz onune alinmasi gerekmektedir:



Aracsal Ogrenme Kurami



Aracsal ogrenme kuramina gore,herhangi bir davranis pekistirilir ya da odullendirilirse,o davranisin gelecekte yinelenme olasiligi artar.Saldirgan davranisi odullendirilen kisi daha baska durum ve ortamlarda da saldirgan davranacaktir.Sosyal onay,para,cocuklar icin seker,ilgi ya da saldirilan kisinin aci cekmesi saldirganligi pekistirici oduller arasinda sayilabilir. Odullendirme, disardan gelen bir onay ve begeni olabilecegi gibi,kisinin kendi icinde duydugu bir doyum ya da gerilimden kurtulma duygusu da olabilmektedir.Saldirganlik, bircok gereksinimi doyurmasi acisindan da odul kaynagi sayilmaktadir.Ornegin,kisinin toplumdaki sayginligi, gucu, erkekligi ozellikle bazi bati toplumlarinda saldirganlik araciligiyla doyum saglanan gereksinimler arasinda yer alabilir.



Gozlem ve Model Alma Yoluyla Ogrenme Kurami



Pekistirmenin yanisira,saldirgan davranislarin gozlem ve model alma yoluyla ogrenildigi savunulmustur.Ozellikle cocuklarin bircok yeni davranis oruntusunu,ornek aldiklari eriskinlerin davranislarini gozlemleyerek ogrendikleri bircok arastirmaci tarafindan kanitlanmistir. Bircok deneysel calismada, cocuklarin taklit yoluyla, oykundukleri buyuklerin (ana-baba ya da televizyondaki hayali kahramanlar gibi) saldirganca davranislarini ogrenip, gercekte dusmanca duygular tasimasalar bile ayni tur saldirgan davranislari yineledikleri gorulmustur.Televizyonun siddet eylemleri ve saldirgan davranislara etkisi konusunun arastirildigi calismalarda da gozlem yoluyla ve ornek alarak ogrenme kuramlarindan faydalanilmistir.



Bandura ve arkadaslari,model alma yoluyla ogrenmenin saldirgan davranis uzerindeki etkisine iliskin bir dizi calisma yapmistir:

Bu calismalarin bircogunda model,patlamayan,plastikten yapilmis olan �;�;Bobo�;�; adli bir bebege saldirmistir. �;�;Kavgaci bicimde bir hitaptan sonra model, tokmakla bebegin basina vurur, yere firlatir, uzerine oturur ve arka arkaya, surekli burnunu yumruklar, bir tekmeyle odanin obur ucuna savurur, hizla havaya firlatir ve toplarla bombardimana tabi tutar.Bu fiziksel saldiri niteligindeki davranislarin yani sira bariz sekilde dusmanca sozler de sarf edilir.�;�; Cocuklara, bu gosteriyi izlettikten sonra cok sayida oyuncak ve diger nesnelerle oynama firsati verilmistir. Bandura ve arkadaslari, genel olarak, saldirgan modelin cocuklarin davranislarini iki bicimde etkiledigini ortaya koymuslardir:

-Model,cocuklara yeni saldiri bicimleri ogretmistir.

-Modelden taklit edilenlere ek olarak,diger saldirgan davranislarin sayisi da artmistir.

Saldirgan modeller,bilissel ogrenme yoluyla yeni saldirgan davranis kaliplarinin ogrenilmesini saglar.Ayrica, modelin saldirgan davranislarinin odullendirilmesi halinde,dolayli pekistirme yoluyla bu tur davranislarin taklit edilme olasiligi artar.Saldirgan davranisslarin dogrudan pekistirilmesi,ozellikle arada bir pekistirme programi uygulaniyorsa,bu tur davranislarin olus sikligini arttirir.Boyle durumlarda,saldirganlik oldukca yerlesik bir davranis kalibi haline gelir ve sondurulmesi guclesir. Uyarici genellemesi yoluyla, saldirgan davranislarin birbirine benzer hedeflere yoneltilmesi de mumkundur.Tepki genellemesi yoluyla da belli bir tur saldirganligin,belki de daha siddetli baska tip saldirgan davranislara yol acmasi beklenebilir.Ceza saldirgan davranislari durdurabilir ya da bastirabilir ancak, davranis repertuarindan cikmasinda yol acmadigi gibi,olumlu davranislarin kazanilmasini da saglamaz.Tersine,ceza,toplumsallasma sureci icinde bir tur saldirganlik modeli olusturmasi,kizginlik yaratmasi nedeniyle saldirganligi tesvik eder gorunmektedir.

Saldirganlikla ilgili son calismalara bakildiginda,sosyal ogrenme kuraminin, belki de saldirganligin ogrenilmesi ve kontrol altina alinmasina durtu ve icgudu kuramlarina oranla,daha iyimser bir yaklasim getirdiginden yaygin bir bicimde uygulandigi izlenmektedir.Ancak,hala saldirgan davranislarin nedenleri ve kokenleri bilimsel kesinlikle aciklanmaktan uzaktir.Toplanan bilgiler ve veriler ne kadar daginik ve celiskili olursa olsun biyoloji,fizyoloji,etoloji ve cesitli toplumbilim alanlarinda yapilan calismalar,insan saldirganligi konusunda gittikce daha fazla bilgi edinmemize yol acmaktadir.



Kaynakca:



Morgan,Clifford T. Psikolojiye Giris,Hacettepe Uni.Psikoloji Bol.Yay.1995

Kozcu,Seyda Seminer,Ege Universitesi Edebiyat Fakultesi Yay.1985

Gectan,Engin Cagdas Insanda Normaldisi Davranislar,Ankara Uni.Yay.


Hiç yorum yok: