19 Nisan 2007 Perşembe

“Kanserde Cin Mucizesi”ne dikkat

Isvec Karolinska Enstitusu Hucre ve Gen Tedavileri Merkezi Koordinatoru Prof. Dr. Sirac Dilber, “Kanserde Cin Mucizesi” olarak tanitilan ilacla tedavi icin Turkiye ve Avrupa'dan cok sayida hastanin Cin'e gittigini belirterek, hastalari uyardi.

Dilber, p53 genini temel alan ilacin Avrupa ve Amerikan ilac kurumlarinca piyasada satilmasina halen izin verilmedigini bildirdi.

Sirac Dilber, “kanserde Cin mucizesi” olarak lanse edilen ilacin, vucudun gardiyan geni olarak bilinen p53'u temel aldigini ve saglikli hucrelerde bulunan p53 genine basit bir virus eklenerek, bunun kanser hucrelerine enjeksiyonla verildigini kaydetti. Bu yontemin Cin'de kesfedilmedigini ve yillardir bilindigini ifade eden Dilber, bu yontemle uretilen ilacin, dunyanin bircok yerinde laboratuvar sartlarinda rahatlikla hazirlanabildigine isaret etti.

Mucize gibi gosterilen ilacin hemen hemen aynisinin 1994 yilindan bu yana ABD'de bir sirket tarafindan cesitli arastirmalara tabi tutuldugunu ve bas-boyun kanserinde kullanilmasiyla ilgili klinik calismalar baslatildigini dile getiren Dilber, soyle devam etti:

“Bu sirketin Faz 3 klinik calismasi devam etmektedir. Bu klinik calismanin sonuclari tam ortaya cikmadigi ve bas-boyun kanserinde bir etkisinin olup olmadigi sonuclanmadigi icin Avrupa Ilac Kurumu (EMEA) ve Amerika Ilac Kurumu (FDA) tarafindan piyasada satilmasina halen izin verilmemistir.”

CIN ILAC KURUMUNUN IZNI

Amerika ve Avrupa'daki etik ve ilac kontrollerinin cok siki olmasi nedeniyle bircok sirketin Uzak Dogu ulkelerine yoneldigine soyleyen Dilber, 2003 yilinda bir arastirmacinin ortagi oldugu firmanin Cin Ilac Kurumundan (SFDA) ilacin sadece bas-boyun tumorlerinde kullanilmasi kaydiyla klinikte kullanilma iznini aldigini kaydetti. Dilber, SFDA'nin da 2004 yilinda bu ilacin bas-boyun tumorlerinde kullanilmasi kaydiyla piyasada satilmasina karar verdigini bildirdi.
SFDA'nin kararinin bilim cevrelerinde saskinlik yarattigini soyleyen Dilber, bu durumun ticari kaygilar basta olmak uzere ilac hakkinda bircok kusku uyandirdigini kaydetti. SFDA'nin kararindan sonra firmanin ilaci “ilk gen tedavi ilaci” olarak piyasaya sundugunu belirten Dilber, bundan sonra islerin daha da cigrindan ciktigini, Avrupa ve Amerika'dan bir cok kurum ve dernek, sirketten bilimsel verilerin aciklanmasinin istendigini bildirdi. Sirketin uluslararasi hicbir dergide tedaviyle ilgili basarisini yayinlayamadigini soyleyen Dilber, ilacla ilgili kuskularin bu nedenle daha da arttigini savundu.

Dilber, 2005 yilinda bazi istatiksel sonuclara yer verildigini, Cinli arastirmacinin yazdigi bir makalede de birbirini tutmayan bilgiler oldugunun ve bazi bilgilerin saptirildiginin tespit edilerek, bir dergide yayinlandigini bildirdi.

CIN'DE TEDAVI ICIN UYARI

Cinli hastalarin tedavilerinin hukumet tarafindan karsilanmasi talebinin ”ilacin etkisi belli olmadigi icin” reddedildigini vurgulayan Dilber, Turkiye ve Avrupa'da bazi sirket ve kisilerin bu isi suistimal ederek Cin'deki cesitli saglik kuruluslariyla anlasip isteyen her kanserli hastayi tedavi amacli Cin'e goturdugunu kaydetti.

Cin'de sadece bas-boyun tumorleri icin lisansi olan ilacin bir hasta icin toplam fiyatinin 3 bin 360 dolar oldugunu vurgulayan Dilber, buna karsin Cin'e giden hastalara tedavi maliyetinin yaklasik 50 bin - 60 bin dolar olarak belirtildigini savunarak hastalari uyardi.

Dilber, henuz arastirmalari tamamlanmayan ilacla tedavinin, dogacak cocuklarda buyume bozukluklarina neden olabilecegini sozlerine ekledi.

Hiç yorum yok: