20 Nisan 2007 Cuma

Erkekte Cinsel Islev Bozukluklari .........

Cinsel istek azalmasi cinsel birlesme sikliginin azalmasi, cinsel esin yeterince cekici algilanmamasi ya da acikca istek azligi olarak ifade edilebilir. Sorgulandiginda kiside cinsellikle ilgili dusuncelerin ya da fantezilerin hic olmadigi ya da cok az oldugu, cinsel uyaranlarin farkina varmadigi ve cinsel bir deneyimi baslatmaya cok az ilgisinin oldugu bulunur. Dusuk testosteron duzeyleri ya da merkezi dopamin blokaji gibi durumlarin istegi azalttigi bilinmektedir. Istegin olmamasi anksiyete, depresyon ya da kronik stres ile ilgili olabilir. Uzun sure cinsel aktivitede bulunulmamasi cinsel durtuleri bastirir. Istekle ilgili sorunlar bir iliskideki bozulmayi gosterebilir ya da dusmanligin bir ifadesi olabilir. Istegin olmasi bazi faktorlere baglidir; biyolojik durtu, yeterli ozsaygi, cinsellikle ilgili onceki deneyimlerin iyi olmasi, uygun bir cinsel esin bulunmasi ve cinsel esle cinsellik disi alanlarda da iyi bir iliskinin olmasi. Bu faktorlerin herhangi birindeki sorun cinsel istegi azaltabilir.

Cinsel tiksinti bozuklugu bazi erkeklerde vajina korkusu seklinde olabilir, cinsel birlesmeden ya da kadin cinsel organlarindan tamamen kacinabilirler. Tiksinti bozuklugu bazen travmatik cinsel yasantilarla ilgili olabilir. Bazen de iliskideki sorunlara (evlilik disi iliski nedeniyle esten tiksinilmesi gibi) bagli olabilir.



Erektil Bozukluk
Surekli olarak ya da yineleyici bir bicimde yeterli ereksiyon saglayamama ya da cinsel etkinlik bitene dek bunu surdurememe olarak tanimlanir. Yasam boyu erektil bozuklukta erkekte hic ereksiyon olusmamistir. Durumsal erektil bozukluk cok yaygin ve evrenseldir. Yasaminin her hangi bir noktasinda bir erkek yeterli uyarilsa bile ereksiyon olusmayabilir. Bazi erkekler on sevisme sirasinda ereksiyonu surduremezler, bazilari yalnizca birlesmeye kalkistiklarinda ereksiyon kaybolur. Bazilarinda da bazi cinsel eslerle bozukluk yasanmazken bazilariyla yasanir. Bir arastirmada erkeklerin %10�u son bir yil icinde bir ereksiyon sorunu yasadigini belirtirken, performanslari konusunda kaygi hissettiklerini belirtenler %20 idi. Masters ve Johnson 40 yasin uzerindeki erkeklerde impotans korkusunun yaygin oldugunu bildirmislerdir. Oysa yaslanmayla ereksiyon guclugunun ortaya cikmasi kural degildir. Sagligi iyi olan, cinsel esi ile uyumu iyi olan ve yaslanmayla dogal olarak bazi degisikliklerin olacagi (ornegin; cinsel iliski sikligi azalabilir, ereksiyon eskisi kadar kolay olmayabilir, ereksiyonu saglamak icin on sevismenin daha uzun olmasi ve penisin dogrudan uyarisina gerek olabilir ) konusunda bilgilenmis bir kisi gereken uyumu gostererek herhangi bir yastaki kadar ereksiyonu surdurebilir.

Diger bozukluklarla karsilastirildiginda erektil bozuklukta organik bir neden cok daha siktir. Madde kullanimi (ozellikle alkol), seker hastaligi, Parkinson hastaligi, multipl skleroz ve omurilik hasari erektil bozukluga neden olabilir. Ayrica ilaclarin cinsel islevler uzerine olan olumsuz etkisi de gozden kacirilmamalidir. Istatistikler erektil bozuklugu olan erkeklerin % 50 ile 80�inde tibbi bir neden oldugunu gostermektedir.

Yanlis beklenti ve inanclar da onemli bir etkendir. �Bir erkegin cinsel iliskiyi her zaman isteyecegi ve buna her zaman hazir oldugu� inancini tasiyan bir erkek yorgun, stresli oldugunda ya da aksamdan kalma oldugu bir gecenin sonunda ereksiyon sorunu yasadiginda bunu sorun haline getirebilir.


Erkekte Orgazm Bozuklugu
Kisinin yasi goz onunde bulunduruldugunda odagi, yogunlugu ve suresi yeterli olarak degerlendirilen, olagan bir cinsel etkinligin uyarilma evresinde, surekli olarak ya da yineleyici bir bicimde orgazmin gecikmesi ya da olmamasi olarak tanimlanmaktadir. Bozuklugun yasam boyu olmasi tartismali olmakla birlikte �vagina icine bosalmanin hic olmamasi� olarak da tanimlanir. Eger bir erkek masturbasyon sirasinda bosalir ancak vaginaya odaklandiginda bosalamazsa bu durum durumsal yasam boyu tip olarak ele alinmalidir. Bu bozuklugun yasam boyu olmasi oldukca nadirdir. Ancak kazanilmis tip oldukca yaygindir. Bunun bir nedeni erkeklerin �butun gece surdurme� mitiyle tum kadinlara yetebilecekleri dusuncesidir. Yine �iki tarafin birlikte orgazm olmasi gerektigi � yanlis inanci da kisilerin bir orgazm sorunu yasadiklarini dusunmelerine yol acmaktadir. Bu bozuklugun nedeni nadiren fizikseldir. Bazen retrograd ejakulasyon (geriye bosalma) ile karistirilabilir. Geriye bosalma erkegin uretradan disari bosalmak yerine mesanesine bosalmasidir. Bu durumda genellikle hemen her zaman organik bir neden vardir. Orgazm bozuklugunda ise daha cok travmatik cinsel yasantilar, kati dinsel inanclar, dusmanlik duygulari, asiri kontrol ve guven eksikligidir. Prostata yonelik ameliyatlar, Parkinson hastaligi ve bazi ilaclar (antihipertansifler, antidepresanlar, fenotiyazinler gibi) bu soruna yol acabilir. Asiri alkol alimi ya da kan sekerinin yuksekligi (hiperglisemi) gecici olarak gec bosalmaya yol acabilir. Sure giden bir iliskide daha onceden olmadigi halde bosalmanin olmamasi kisiler arasi sorunlara isaret edebilir. Erkegin planlanan bir gebelik konusunda tereddutlu oldugu durumlarda, cinsel esine duydugu cekimi yitirdiginde ortaya cikabilir. Bazi yanlis inanclar da (erkek cinsel iliskinin sorumlulugunu ustlenmek ve yonetmek zorundadir ya da baska seylerde oldugu gibi, cinsellikte de basariya ulasmak cok onemlidir gibi) etkili olabilmektedir.


Prematur Ejakulasyon (Erken Bosalma)
Aslinda hangi durumun erken bosalma olarak adlandirilacagi muglak olmakla birlikte Masters ve arkadaslarinin (1970) tanimlamasina gore �bir erkegin cinsel esinin cinsel iliskilerinin en az %50�sinde orgazma ulasamamasi durumunda erken bosalmadan bahsedilebilir� denmektedir. Kaplan (1974) ise erken bosalmanin erkegin bosalmasi uzerinde istemli kontrolunun olmamasiyla gorulecegini one surmektedir. Erken bosalma en yaygin olarak �surekli olarak ya da yineleyici bir bicimde, cok az bir cinsel uyarilma ile ve kisinin istemesinden once, vajinaya girme oncesi, girer girmez ya da hemen sonra ejakulasyonun olmasi� biciminde tanimlanmaktadir. Ancak yas, cinsel es ya da durumun yeni olmasi ve son zamanlardaki cinsel etkinligin sikligi gibi uyarilma evresinin suresini etkileyen etkenler goz onunde bulundurulmalidir.

Fiziksel nedenler oldukca nadir olmakla birlikte bazi idrar yollari enfeksiyonlari (uretra ve prostat enfeksiyonlari, gonore) gibi nedenlerle erken bosalma gorulebilir. Bosalmanin kontrol edilememesi kaygi ile birlikte gorulebilir. Hem kaygi hem bosalma sempatik sinir sisteminin idaresi altindadir. Arastirmalar ozellikle yasam boyu erken bosalma oykusu olan kisilerde biyolojik bir yatkinligin olabilecegini vurgulamaktadir. Cinsellikle ilgili sucluluk, kisiler arasi asiri duyarlilik, mukemmelliyetcilik veya cinsel performansla ilgili gercekci olmayan beklentiler diger psikolojik faktorler arasinda sayilabilir. Bazi olumsuz kulturel sartlanmalar da bu duruma yol acabilir. Ilk cinsel deneyimlerini genelevde edinen bir erkek bir an once cinsel eylemi sonlandirmaya kosullanmis olabilir ya da aile evi, evin arkadaslarla paylasilmasi gibi yakalanmanin utanc verici olabilecegi durumlarda bir an once orgazma ulasmaya cabalamaya alismis olabilir. Bazen de �sertlesir sertlesmez bosalmak gerektigi� yanlis inancina sahip olabilir. Stresli bir iliski de durumu korukleyebilir.
Diger cinsel islev bozukluklari ve cinsel bozukluklar
Cinsel iliski bagimliligi, cinsel birlesme sonrasi keyifsizlik, tamamlanmamis evlilik (evlilikte cinsel birlesmenin hic olmamasi), cinsel birlesme sonrasi basagrisi, masturbasyon agrisi gibi bazi durumlar da nadiren ortaya cikabilir.

Hiç yorum yok: