18 Nisan 2007 Çarşamba

BasuR

BASUR

Son baðýrsakta bulunan siyah kan damarlarýnýn geniþleme, þiþme ve kanamalarýna; halk arasýnda basur, týp dilinde hemoroid denir. Baþka bir hastalýðýn da belirtisi olabilir. Kabýzlýk, hamilelik, þiþmanlýk, soðuk yerlerde fazla oturma, alkol alýþkanlýðý ve son baðýrsaklardaki bazý hastalýklar, basura neden olur. Basurlar ic ve dýþ olmak uzere ikiye ayrýlýr. Ýc basur; makatýn icinde meydana gelen basurlara verilen isimdir. Dýþ basur; makatýn dýþýnda, kucuk, yuvarlak, eflatuni renkte tumorlerdir.
Tedavide ilk þart, kabýzlýðý gidermektir.



Basur `lar:
Basur `lar normal anatomik yapýlardýr. Onlar anal kanalýn icerisinde yastýk benzeri kalýnlaþmalardýr. Hemoroitlerin uzeri mukoza yada anoderm ile kaplý olup, icerisinde; kan damarlarý, duz kaslar ve baðdokusu bulunur. Bað dokusu elamanlarý, hemoroitleri internal anal sfinkter kasýna ve internal-external anal sfinkter kaslarý arasýnda bulunan kas fibrillerine baðlarlar. Bu durum zayýfladýðý veya bozulduðu zaman (30 lu yaþlardan sonra baþlar), sadece anal kanal icersinde gozukmekle kalmaz, anal kanaldan dýþarýya sarkmaya da baþlar. Ayni zamanda, hemoroitlerin damar aðýnda gerginlik oluþur bunu takiben hemoroidal hastalýk denen klinik bulgu ve belirtiler oluþmaya baþlar.
Hemoroitler ic ve dýþ olmak uzere iki bolumde deðerlendirilebilir.Bunlar arasýnda da, birbirleri ile damarsal baðlantýlar vardýr.
Anal kanal icinde submukozal, gorulur bir gerginlik hemoroidal hastalýðýn baþlamasý olarak yorumlanabilir. Hemoroitlerin buyuklukleri cok deðiþik olabilir.
1,derece basur �lar: Makattan dýþarý cýkmayan,sadece kanama yapan,
2,derece basur �lar; Buyuk abdest esnasýnda ve ýkýnma ile dýþarý cýkan ve sonra kendiliðinden iceri giren.
3,derece basur �lar; Buyuk abdestten sonra el ile geri itilebilen
4,derece basur �lar: Devamlý makat dýþýnda duran ,geri iceri itilemeyen
Þeklinde ,ic hemoroitleri tasnif edebiliriz. Bu derecelendirme, sececeðimiz tedavi yontemi acýsýndan onemlidir.
Hemoroitlerin toplumdaki sýklýðýný tam olarak bilmek mumkun deðilse de, yaþla birlikte belirgin bir þekilde arttýðýný biliyoruz. 50 li yaþlardan sonraki nufusun yaklaþýk yarýsýnda, þikayete sebep olan yada olmayan hemoroitler bulunmaktadýr.

Hiç yorum yok: