25 Mayıs 2007 Cuma

Başarılı bir hipnoz için hastanın hazır olması şart

Başarılı bir hipnoz için hastanın hazır olması şart

Kişinin bilinçaltına erişmeyi esas alan hipnoz ve otohipnoz, tıbbın tedavide yetersiz kaldığı durumlarda kullanılan bir teknik olarak tanımlanıyor. Kekemelik gibi sorunlardan sigara tedavilerine dek birçok alanda kullanılan hipnozun hiçbir tehlikesinin bulunmadığını belirten uzmanlar, sadece 5 seansta bile hastalarda ciddi bir iyileşme gözlendiğini söylüyor

Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanı Ali Eşref Müezzinoğlu, hipnozla ilgili en çok merak edilen soruları cevapladı:

Hipnoz nedir?

Hipnoz, kişinin bilinçaltı düşüncelerine erişmeye çalışan bir teknik. Hipnozda korkulacak, esrarengiz bir şey yok. Tıbbi çalışmalar, hipnozun tedavi edici değerini, kuşkudan uzak, apaçık olarak ortaya koyuyor.

Hipnoz hangi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır?

Hipnoz, tıbbın yetersiz kaldığı durumlarda kullanılıyor. Bunun dışında, psişik kökenli rahatsızlıklarda (tikler, fobiler, kekemelik, araç tutmaları, şişmanlık, ders çalışma zorluğu vs.) da yararlı olduğu gözlenmiştir. Şunu vurgulamak gerekir ki, ben hipnozla ameliyat yapılsın demiyorum. Yapılabilir, ama herkese yapılamaz. Ancak diyorum ki, ya kendi yaptıklarımızı ya da toplumda kazandıklarımızı defetme ve yok etme şansına sahibiz. Yeter ki bunu yapmayı arzu edelim. 80'li yıllarda hipnozdan kilo verme sorunu olan kişiler yararlanmak isterdi. Birkaç yıldan beri başvuranların ağırlığını psikosomatik hastalığı olanlar oluşturuyor. Fobiler ağır basıyor. Strese bağlı sorunu olanlar daha fazla. Genellikle 5 seansta hasta olumlu gelişmeyi hissedebiliyor. Belki bazı vakalarda 10-15 seans gerek duyulabiliyor. Tedavide başarı için öncelikle hastanın hazır olması gerekiyor. Sözgelimi sigarayı bırakmak için başvuran hasta gerçekten istemedikçe bırakamaz. Bunun gibi uyuşturucu alışkanlığı olan bazı olgularımızda da olumlu sonuçlar elde ettik. Zayıflama ve cinsel sorunu olanlarda da öncelikle uzmanların kontrolünden geçmek şartıyla hipnozdan yararlanılıyor.

Herkes hipnoza girer mi? Hipnoza yatkınlık, kişinin doğuştan getirdiği bir özellik mi?

Yapılan araştırmalar zeki kişilerin, zekaları ortalama ya da ortalamanın altında olanlardan, kültürlü olanların kültürsüz olanlardan, ruh sağlığı yerinde olanların hastalıklı olanlardan, kadınların erkeklerden ve kişilik yapısı olarak dışa dönük olanların içe dönük olanlardan daha kolay hipnoza girdiği gösteriyor. Hipnoz zeka geriliği olanlara, şizoidlere, beş yaşından küçüklere, çok yaşlılara ve bunama sorunu olanlara uygulanamaz.

İnsanlar kendi kendilerine hipnoz yapabilirler mi?

Evet, bu mümkün. Buna otohipnoz denir ve kişinin hipnozitöre gereksinim duymadan, kendi kendini hipnoza sokarak telkin etmesi anlamına gelir. Bu, hastaya doktor tarafından öğretilir ve hasta kendine ancak yetki verilen alanda telkin verebilir. Migren gibi hastalıkların tedavisinde doktorlar çoğu zaman otohipnoz öneriyorlar. Bunun için bir elin başparmağını avuç içine, diğer dört parmağını da onun üzerine kapatıp hafif bir yumruk yapılır. Bu esnada hasta gözlerini kapatır ve sorunu yönünde kendi kendine telkin verir. Artık kendi kendinin hipnozitörü olur. Gerektiği hallerde ve yerde ototelkini kullanıp rahatlayabilir. Ancak kendi talebi ile ilgili hazırladığı telkinler doğrultusunda uygulayabilir. Onun dışında kullanamaz. Ortalama tedavi süresi 3-5 seans arasındadır ve hastalığın çeşidine, hastanın inancına bağlı olarak değişim gösterir. Hastanın ihtiyacına göre 3 ay, 6 ay veya bir sene gibi zaman aralıklarıyla direkt seans alınarak tekrarlanır.

Hastanın hipnozdan çıkmak için hipnozu veren doktora gereksinimi var mı?

Hipnozu veren ve alan kişilerin beyinlere arasında iletişim olduğu kabul edildiğine göre hasta hipnozdayken doktor bayılır ya da giderse ne olur?
Hastanın hipnoza girmek için doktora gereksinimi var; ama çıkmak için yok. Araştırmalar hipnozu veren doktorun hastayı hipnoz halinde bırakıp gitmesi halinde en az yarım, en çok dört saat sonra hipnozdan çıktığını gösteriyor. Doktor ölecek olsa bile hasta kendiliğinden hipnozu çözer.

Hiç yorum yok: