7 Ocak 2008 Pazartesi

Türkiye kaplýca zengini

ANKARA - Kangal Balıklı Kaplıcası’nın yanı sıra Ortaköy, Alaman, Akçaağıl, Sıcak ve Soğuk Çermik kaplıcalarının bulunduğu Sivas, “Kaplıcalar Diyarı” olarak adlandırılıyor.Sivas’a 98, Kangal ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıktaki Kangal Balıklı Kaplıcaları, özellikle sedef hastalığına ve diğer cilt hastalıklarına iyi geldiğine inanılan ve “doktor balıklar” olarak adlandırılan balıklarıyla, tedavi arayan yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri oluyor.

Suyunun sıcaklığı 36-37 derece olan kaplıcada, binlerce küçük balık, havuza girenlerin sivilce ve yara kabuklarını yiyerek, deriyle kaplıca suyunun temasını artırıyor.

Romatizmal hastalıklara, sinir hastalıklarına, kırık, çıkık, ezik gibi durumlara, deri ve böbrek hastalıklarına da olumlu etkide bulunduğu düşünülen kaplıca, sedefli hastaların ümit kaynağı olma özelliğini taşıyor.

Sivas-Ankara kara yolunda, il merkezine 31 kilometre uzaklıkta bulunan ve işletmesi Sivas Belediyesine ait olan Sıcak Çermik Kaplıcası’nın suyunun 50 santigrat derecenin üzerinde sıcaklığa sahip olduğu belirtiliyor.

Suyunun kimyasal özelliği nedeniyle kaplıcanın romatizma, sinir sistemi, solunum yolu, sindirim sistemi, metabolizma bozuklukları, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı, adale ağrıları, kadın hastalıkları gibi rahatsızlıklara iyi geldiği düşünülüyor.

SOĞUK ÇERMİK VE ORTAKÖY ÇERMİĞİ
İl merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Soğuk Çermik Kaplıcası’nın suyunun, içildiğinde mide, bağırsak ve safra kesesi hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor. Kaplıcanın suyunun romatizma ve sinir hastalıkları tedavisinde de yararlı olduğu belirtiliyor.

Şarkışla ilçesine bağlı, ilçeye 30 kilometre uzaklıktaki Ortabuçak köyü sınırları içerisinde bulunan Ortaköy Çermiği’nde ise büyük bir havuzun yanı sıra 14 odalı bir motel ve gazino bulunuyor.

AKÇAAĞIL ÇERMİĞİ VE ALAMAN ÇERMİĞİ
Suşehri ilçesinin Akçaağıl köyü yakınlarında, Erzincan-Tokat yolunda Kelkit Çayı’nın güney yakasında yer alan Akçaağıl Çermiği’nin ise 40 derece sıcaklığa ulaşan suyunun birçok hastalığa iyi geldiği düşünülüyor.

Şarkışla ilçesine bağlı Alaman köyü sınırlarında yer alan Alaman Çermiği’nin ise kükürtlü suyuyla çeşitli hastalıklara iyi geldiği söyleniyor.

KONYA, AKSARAY
Çok sayıda tarihi hamamın bulunduğu Konya’da, sağlık turizmi açısından Ilgın ve İsmil kaplıcaları tanınıyor.

Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından “ilk Türk hamamı” olarak yaptırılan Ilgın Kaplıcaları, romatizma ve siyatikten şikayet edenlerin tercihi.

İsmil Kaplıca ve Termal Tatil Köyü de Konya’ya 50 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Termal basınçlı duşlar, halka açık bölümler, çamur terapi masajı, jimnastik salonları, su oyunlarının oynanabileceği termal havuzlar, yürüyüş parkurları, güneşlenme, eğlence mekanları, botanik bahçesi, tenis ve golf sahaları, seracılık ve tıbbi bitki üretim merkezleri şeklinde tasarlanan İsmil Kaplıcaları, geleceğin termal merkezi olmaya aday gösteriliyor.

Bu arada, yer altı su kuyularının seviyesinin küresel ısınmaya bağlı olarak her geçen gün düştüğü Konya’da, Ilgın ve İsmil kaplıcalarında su seviyesinde azalma olmadığı bildirildi.

Yetkililer, yer altı ve yer üstü su kaynaklarıyla dünyada önemli konumda bulunan Konya Kapalı Havzası’nda su seviyesi son 20 yılda 22-40 metre düşmesine karşın kaplıcalardaki jeotermal su veriminde düşüş görülmediğini belirttiler.

Aksaray’ın Güzelyurt ilçesine bağlı Yaprakhisar köyünde bulunan ve Bakanlar Kurulu kararıyla “özel çevre koruma bölgesi” ilan edilen Ziga Kaplıcaları da sağlık turizminde önemli yer tutuyor.

Ziga Kaplıcaları, 47 derece sıcaklığındaki, mineral bakımından oldukça zengin suyuyla başta romatizmal hastalıklar olmak üzere metabolizma bozuklukları, göz rahatsızlıkları ve kadın hastalıklarına iyi geliyor.

Ziga Kaplıcaları’nda, kuraklığa bağlı herhangi bir su azalması olmadığı bildirildi.

Aksaray’ın Güzelyurt ilçesine bağlı Ilısu beldesinde 25-30 derece sıcaklığında bulunan sıcak suyun, beldedeki hamamlarda kullanıldığı, kaynağında kuraklık yüzünden yüzde 35 oranında kayıp bulunduğu bildirildi.

YOZGAT
Türkiye’nin en zengin jeotermal kaynaklara sahip illerinden Yozgat’ta Valilik, ildeki jeotermal kaynaklarının kapasitelerini belirleyip yeni kaynakları ortaya çıkardı.

Valiliğin verilerinden derlenen bilgilere göre, Boğazlıyan ilçesinin Cavlak bölgesinde, 32-44 derece sıcaklıkta, bikarbonatlı, klorürlü, sülfatlı sıcak su kaynağı bulunuyor.

Sarıkaya’da, 48 derece sıcaklıkta çıkan su, Kaymakamlık ve Belediye tarafından hazırlanan projeyle ısıtmada kullanılmaya başlandı. Suyun büyük bir bölümü ise ilçe merkezindeki termal tesislerde kullanılıyor.

Sorgun’da, 50-60 derece sıcaklıkta, klorlu sülfatlı, sodyum klorür, sodyum sülfatlı suyun miktarı, sondajla artırıldı. 50-60 derece arasında değişen sıcaklıkta saniyede 200 litre debide yeni kaynaklar bulundu. Bu kaynaklardan yararlanılarak, konutların ısıtılmasına yönelik proje hayata geçirildi. Sıcak su kaynakları, ilçede bulunan termal tesislerde kullanılıyor.

Yerköy’de, 44 derece sıcaklıkta, klorlu, sülfatlı su miktarı, yeni açılan kuyularla 60 derece sıcaklığa ulaştırıldı. Bu ilçedeki kaynaklarda termal tesislerde kullanılıyor. Kaynaklardan yararlanılarak ilçedeki konutların ısıtılmasına yönelik hazırlanan proje hayata geçirilmeye çalışılıyor.

Saraykent ilçesinde, 70-74 derece sıcaklıkta, sodyum klorürlü, sodyum bikarbonatlı, kalsiyum sülfatlı su, termal tesiste kullanılıyor.

Akdağmadeni ilçesine bağlı köylerde toplam saniyede 2 litre debide, 30-39 derece sıcaklıkta, sodyum sülfatlı, sodyum klorürlü su bulunuyor.

ESKİŞEHİR
İlk çağlardan beri sağlık ve kaplıca şehri olan Eskişehir’de çok sayıda hamam, kaplıca ve içme bulunuyor.

Şehir merkezi dışında Hasırca, Kızılinler, Aşağı ve Yukarı Ilıca, İnönü, Çifteler, İhsaniye, Alpanos, Hamam Karahisar, Sakarıılıca, Mihalıççık, Sivrihisar’da da sıcak suların oluşturduğu hamam ve kaplıcalar bulunuyor.

Sakarıılıca Belediyesi Başkanı Hüseyin İlkin, küresel ısınmanın neden olduğu kuraklığın sıcak su debisini etkilemediğini belirterek, sıcak suda azalma görülmediğini kaydetti.

Sakarıılıca bölgesinde iki yerde sondaj yapıldığını ifade eden İlkin, şöyle konuştu:
“Birinci sondajda saniyede 5,5 litre, ikinci sondajda saniyede 2 litre su akıyor. Birinci sondajdaki su sıcaklığı 57 dereceyken, ikinci sondajdaki su sıcaklığı 45 derece. Söz konusu debi ve sıcaklık değerleri küresel ısınmanın etkilerini gösterdiğini günlerden de önce aynıydı. Herhangi bir değişme görmüyoruz. Sakarıılıca bölgesindeki turist sayısında artış yaşanıyor. Otel ve pansiyonlarda boş odamız kalmadı.”

BURSA
Bursa, Yalova ve Balıkesir’deki kaplıca merkezleri, son yıllarda ziyaretçi sayılarını giderek artırıyor.

İnegöl’e 27 kilometre uzaklıkta, iki tarafı yeşil vadilerle çevrili yamaç üzerine kurulu Oylat Kaplıcaları, deniz seviyesinden 840 metre yüksekliği, Uludağ eteklerindeki temiz havası, adeta bir kartpostalı andıran manzarası ve şifalı sularıyla ününü her geçen gün artırıyor.

YALOVA TERMAL KAPLICALARI
Türkiye’nin sağlık ve doğal güzellikler açısından en gözde yerlerinden birisi olan ve kaplıcalarıyla ünlü Yalova’nın Termal ilçesine yerli ve yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor.

Doğası, kaplıca suları, konaklama ve ulaşım rahatlığıyla adını duyuran Termal, özellikle Arap turistler tarafından ziyaret ediliyor. Yerli turistler ise Termal kaplıcalarına genellikle hafta sonları günübirlik geliyor.

SİMAV EYNAL KAPLICALARI
Ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin “Dünyada ve Anadolu’da birçok kaplıca gezdim, gördüm ama Eynal Kaplıcaları gibisini görmedim. Böylesi yeryüzünde yoktur” diye yazdığı Kütahya’nın Simav ilçesine 4 kilometre uzaklıktaki Eynal Kaplıcaları, geniş bir alana yayılıyor.

Halk arasında, “şeytan kazanları” olarak adlandırılan kaplıcalar, çok eski zamanlardan beri kullanılıyor. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanan, 23 Mart 1989’da termal turizm merkezi ilan edilen Eynal, kaplıca sularının yanı sıra bölgenin rekreasyon ihtiyacını karşılıyor.

Eynal’daki, sıcaklığı 70-90 derece arasında değişen, kalsiyum, sodyum, bikarbonat ve sülfat içeren kaplıca sularının çeşitli hastalıklara iyi geldiği biliniyor.

GÖNEN KAPLICALARI
Osmanlı döneminde önde gelen kaplıca merkezleri arasında bulunan Balıkesir’in Gönen ilçesi, bu özelliğini sürdürüyor.

Tarihi MÖ 5. yüzyıla uzanan, Romalılar tarafından da kullanılan kaplıca suyunun romatizmal hastalıklar, kas ağrısı, kas ve sinir zayıflıkları, eklem sertlikleri, çeşitli felçler, kadın hastalıkları ve ürogenital rahatsızlıkların da etkili olduğu belirtiliyor.

KOCAELİ
Kocaeli’de sağlık turizmi açısından önemli merkezlerin başında Yazlık Ilıcası geliyor.

Gölcük yolundan 15 kilometre güneyde bulunan Yazlık beldesi, denize 3 kilometre mesafede yer alıyor. Ilıcadaki Bizans dönemine ait ayazmadan çıkan su, cilt hastalıklarına iyi geliyor.

Kocaeli Özel İdaresinin imkanlarıyla 2004 yılında Trakya ve Sakarya üniversiteleri öğretim üyelerinin danışmanlığında temizlik, tespit ve kurtarma kazısı yapılan ılıcada, Roma ve Bizans dönemlerine ait su kanalları temizlenerek çökeltme havuzlarının duvarları sağlamlaştırıldı, su künkü koruma altına alındı.

Kültür ve Turizm Müdürü Adnan Zamburkan, Kocaeli’nin tek kaplıcası olan Yazlık Ilıcası’ndan alınan örneklerin tahlil edildiğini, olumsuz bir durumla karşılaşılmadığını belirtti.

Kartepe eteklerindeki Maşukiye yakınlarında şifalı olduğu ileri sürülen su ise fundalıklar arasından çıkıyor. Suyun cilt ve mide hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor.

Mide rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen bir diğer su kaynağı ise merkeze bağlı Bahçecik beldesindeki Soğuksu.

ÇANAKKALE
Kültür ve Turizm Bakanlığının “Termal Turizm Kentleri Projesi” kapsamında kaplıca turizm alanı seçilen ve 2 bin yıllık geçmişi bulunan Çanakkale’deki merkezler, yatırımcıların ilgisini bekliyor.

Çanakkale’de Biga-Kırkgeçit, Ezine-Kestanbol, Çan-Bardakçılar ve Tepeköy, Ayvacık-Tuzla ve Küçükkuyu-Afrodit kaplıcaları ilgi görüyor.

Turizm İşletme Belgesi bulunmayan, Belediye Belgeli Tesisler olarak hizmet veren Çanakkale kaplıcaları, ulusal ve uluslararası düzeyde nitelik ve nicelik yönünden yeterli olmadığı için sadece yöre insanının ihtiyacını karşılayabiliyor.

Toplam 222 oda 352 yatak kapasitesine sahip Çanakkale kaplıcalarının tedavi amaçlı kullanılabilmesi için Sağlık Bakanlığı personelince desteklenmesi gerekiyor.

Deniz seviyesinde bulunan kaplıcalardaki şifalı sular, romatizma, kadın ve solunum yolu hastalıkları, sinir ve kas yorgunluğu, sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçlenme, ameliyat sonrası hastalıkların tedavisinde kullanılıyor.

2 bin yıllık geçmişe sahip olduğu bilinen kaplıcalar arasında bulunan Kestanbol Kaplıcaları’nın sularından Büyük İskender’in askerlerinin tedavi amaçlı yararlandığı iddia ediliyor.

RİZE
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Ayder Yaylası, 3 bin metreyi aşan dorukları ve 2 bin metreye kadar yükselen ormanlarıyla göz kamaştırıyor.

Ayder Kaplıcaları, yılın 12 ayı yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyor. 1987 yılında turizm merkezi ilan edilen Ayder Kaplıcaları, erkek ve bayan banyoları ile özel banyolar olmak üzere üç bölümden oluşuyor.

Ayder Termal Kaplıca Sorumlusu Mehmet Yazıcı, kaplıca tesisine Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünce 2005 yılında işletme izni verildiğini belirterek, “Böylece kaplıca, sağlık merkezine dönüşmüştür. Buna bağlı olarak sağlık kurumlarından sevk alarak gelen hastalar tesiste tedavi görebilmekte ve tedavi masrafları kurumlarınca karşılanmaktadır” dedi.

Tesisin yılda ortalama günlük kapasitesinin 300 kişi olduğunu ifade eden Yazıcı, şöyle konuştu:
“Kaplıcanın 55 derece sıcaklıktaki renksiz ve kokusuz, berrak suyu, romatizmal hastalıkların kronik dönemlerinde, kronik bel ağrısı ve çeşitli eklem hastalıkları, yumuşak doku hastalıkları, ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir cerrahi sonrası gibi uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında, rehabilitasyon amacıyla stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında ayrıca kalp ve kan dolaşımı, solunum yolları rahatsızlıklarında tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir niteliktedir.”

Yazıcı, kaplıcada suyun akışında (debisinde) fazla kullanıma bağlı azalma olduğunu belirterek, “Kaplıca suyunun sıcaklığında ise herhangi bir azalma söz konusu değildir” diye konuştu.

Öte yandan, Rize’nin İkizdere ilçesine 6 kilometre mesafede bulunan, 2004 yılında ihalesi yapılan İkizdere Termal Kaplıcası’nın yıl sonunda hizmete açılması planlanıyor.

SAMSUN
Jeotermal enerji kaynaklarına sahip Samsun’un Havza ve Ladik ilçeleri ile Amasya’nın Hamamözü ilçesi kaplıcaları, turistlerin ilgisini çekiyor.

Havza’da 7, Ladik’te bir tesis özel banyo ve havuzları ile Hamamözü Kaplıcası da kapalı 2 havuzu, kür havuzları ile termal su kaynaklarını müşterilerin kullanımına sunuyor.

Ladik ve Havza’daki tesislerde günde ortama bin ton 875 litre, Hamamözü’nde ise 600 tonun üzerinde termal su tüketildiği belirtildi.

Ordu’da ise en büyük kaplıca, Fatsa ilçesindeki Sarmaşık Kaplıcaları olarak gösteriliyor. Su sıcaklığı 47 derece olan kaplıcada, günde yaklaşık 300 ton su tüketiliyor.

Bölgede yer yer jeotermal enerjinin kullanıldığı hamamların da hizmet verdiği, termal suyun tesislerin havuzları, özel banyo ve havuzlarında, hamamlarda kullanıldığı, suyun depolanmasına imkan olmadığı için ihtiyaç olmadığı zamanlarda su pompalarının kapatıldığı bildirildi.

HATAY VE OSMANİYE
Hatay’ın Kumlu ilçesindeki Hamamat Kaplıcaları Genel Müdürü Atilla Ulutaş, Kırıkhan Reyhanlı yolunda yer alan kaplıcaların su sıcaklığı ve kükürt oranının sağlık açısından istenilen seviyelerde bulunduğunu, tahliller sonucunda 72 hastalığa iyi geldiğinin tespit edildiğini söyledi.

Hamamat’ın dünya kaplıcası olma yolunda ilerlediğini ifade eden Ulutaş, şöyle konuştu:
“Hindistan’dakilerden sonra ortalama 40 derece su sıcaklığı ile kaplıcalar arasında dünyada ikinci olma özelliğine sahibiz. Burada 310 yatak kapasiteli otel var. İki kapalı ve iki açık yüzme havuzu ile hizmet veriyoruz. Kaplıcamız yaz-kış yüzde 80 doluluk oranına sahip. Norveç, Almanya ve Hollanda başta olmak üzere yerli ve yabancı turistlerin ilgisini görüyor.”

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinin Kuşçu köyü yakınlarındaki Haruniye Kaplıcaları da şifa dağıtıyor.

Haruniye Kaplıcaları Genel Müdürü Erdal Gedik, kaplıca suyunun banyo kürü olarak kullanıldığında osteoartrit, fibromyalji, kronik bel ağrısı ve inmeye, içildiğinde de mide ve ince bağırsak fonksiyonel rahatsızlıkları, kronik ve tekrarlayan ülserler, gut hastalığı, böbrek ve idrar yolu rahatsızlıklarına iyi geldiğini belirtti.

KAHRAMANMARAŞ
Pek çok doğal güzellikleri barındıran Kahramanmaraş, özellikle şifalı Ilıca kaplıcası ve Ekinözü içmeleri ile yerli turistleri çekiyor.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydi Küçükdağlı, sağlık turizmi ve termal turizm açısından büyük önem taşıyan Ilıca kaplıcası ve Ekinözü içmelerinin daha profesyonel hizmet verebilmesi amacıyla bölgenin “turizm merkezi” ilan edilmesi için çalışma yapıldığını belirtti.

Küçükdağlı, “Turizm sezonunda Ilıca’ya 50 bin kişi, Ekinözü içmelerine 30-40 bin kişi geliyor” dedi.

Ilıca Belediye Başkanı Aslan Kaçmaz da tarih boyunca çeşitli uygarlıklara hizmet eden Ilıca Kaplıcası’nın pek çok rahatsızlığa iyi geldiği ifade ederek, “Şu anda su seviyelerinde düşme yok. Ancak yer altı sularının beslenememesi durumunda kaplıcanın su seviyesinde düşme olacağı kanaatindeyiz” diye konuştu.

Ekinözü Belediye Başkanı Erol Üstü ise küresel ısınma nedeniyle diğer tatlı su kaynaklarında azalma olmasına karşın içme sularında azalma görülmediğini kaydetti.

ADIYAMAN
Adıyaman’ın Besni ilçesindeki Çörmük Kaplıcası’nın suyunun bu yıl oldukça azaldığı ve kuruma tehlikesi bulunduğu belirtildi.

Çelikhan ilçesindeki içmelerde de su seviyesinde sonbahar ve kış aylarında önemli oranda azalma olduğu, kaynak suyunun en bol olduğu dönemin mayıs-ağustos ayları arası olduğu bildirildi.

Adıyaman Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Toprak, küresel ısınmanın dünyayı kuraklık tehdidiyle karşı karşıya bıraktığını söyledi.

Yeryüzüne düşen yağış miktarının azalmasının kendini ilk olarak yüzey sularının kurumasıyla gösterdiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Toprak, şöyle konuştu:
“İncelemeler göstermiştir ki bu kuraklık sadece yüzey sularında değil yer altı sularının çekilmesiyle de kendini göstermektedir. Yer altı sularının seviyesi her geçen gün daha da düşmektedir. Türkiye’nin önemli büyük yer altı su havzalarından olan Konya Ovası’nda yer altı su seviyesi 27 metre düşmüştür. Mevsimsel değişimler sonucu bölgeye düşen yağış miktarının azalması nasıl göl ve akarsuların kurumasına neden oluyorsa yer altı sularının da beslenemeyerek kurumasına ve zamanla çölleşmeye neden olacaktır.”

İZMİR
İzmir’de dünya çapında önemli merkezler olarak kabul edilen Balçova ve Ilıca kaplıcalarının yanı sıra Bayındır, Bergama, Dikili, Menemen, Tire, Seferihisar ve Urla ilçelerinde kaplıca bulunuyor.

Tarihteki adını Mykene Kralı Agamemnon’dan alan Balçova Termal Tesisleri, Avrupa’daki sayılı fizik tedavi merkezlerinden biri olarak göze çarpıyor.

İzmir merkez ilçelerinden Balçova’da yer alan kaplıca, Türkiye’nin sayılı termal oteli ve tedavi merkezini barındırıyor.

Balçova’daki fizik tedavi merkezi, dünyanın bu konudaki en saygın sağlık merkezlerinden birisi olarak romatizmal, ortopedik, nörolojik hastalıklar ve hastalıklara bağlı komplikasyonlara yönelik çalışıyor. Balçova tesisleri, yurt içinden olduğu kadar yurt dışından gelen hastalara da şifa dağıtıyor.

İzmir’in Çeşme ilçesindeki plajıyla anılan Ilıca Kaplıcası, plajı ve kaplıcası aynı yerde olan dünyanın en ilginç kaplıcalarından biri olarak göze çarpıyor.

Sodyum klorür, potasyum klorür ve magnezyum klorür bulunduran kaplıca suyunun sıcaklığı, 58 dereceye kadar ulaşıyor.

Bayındır’da, birbirine 15 dakika uzaklıkta, su sıcaklığı 40 dereceye ulaşan iki kaplıca, Bergama’da da 6 ılıca konuklarını ağırlıyor. Mahmudiye, Paşa, Geyikdağ, Güzellik, Dereköy ve Haydar ılıcalarından Mahmudiye, sodyum açısından zengin olan ve kalsiyum barındırmayan yapısıyla dikkat çekiyor.

Bergama’ya 4 kilometre uzaklıkta bulunan kubbeli ve 2 mermer havuzlu güzellik ılıcasının Bergama Kralı Eumenes döneminde kurulduğu, “Eskülap Banyoları” adıyla ününü yıllarca sürdürdüğü belirtiliyor.

İzmir’de, Dikili ilçesinde Nebiler Kaplıcası ve Bademli Ilıcaları, Menemen’de Deniz ve Ilıcagöl ılıcaları, Tire’de Tavşan Adası Ilıcası, Çeşme’de Şifne Kaplıcası, Seferihisar’da Cumalı, Karakoç ve Kelalan ılıcaları, Urla’da Malkoç İçmeleri ve Gülbahçe Ilıcaları da bulunuyor.

MANİSA
Manisa’nın Salihli ilçesindeki Kurşunlu Kaplıcaları’nın suyunun romatizma, cilt ve kadın hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, sinirsel hastalıklar ile ameliyat sonrası, eklem ve kireçlenme rahatsızlıklarına olumlu etkileri bulunduğu biliniyor.

Banyo ve içme kürü olarak yararlanılan kalsiyum sülfatlı, bikarbonatlı, sülfatlı ve hidrojen sülfürlü suların çıkış sıcaklıkları 52-96 derece arasında değişiyor.

Salihli ilçesindeki bir diğer kaplıca olan Sart Kaplıcaları, halk arasında “Çamur Hamamları” olarak biliniyor. Turgutlu Urganlı Kaplıcaları ile Kula ilçesine 19 kilometre uzaklıktaki Emir Kaplıcaları da Manisa’nın en çok bilinen kaplıcaları arasında yer alıyor.

Demirci’deki iki kaplıcadan olan Saraycık Kaplıcaları’nın yakınındaki Geç Roma dönemine ait hamam kalıntıları, buranın yüzyıllardır şifa merkezi olarak kullanıldığını kanıtlıyor.

Demirci’ye 4 kilometre uzaklıktaki Hisar Kaplıcaları’nda üç ayrı kaynaktan çıkan, sıcaklıkları 37 ile 48 derece arasında değişen kaplıcadan banyo olarak romatizma ve metabolizma hastalıklarında, içme kürü olarak da mide ve bağırsak hastalıklarında yararlanılıyor.

Manisa’da ayrıca Soma’da Menteşe Kaplıcaları ve Alaşehir ilçesinde Sarıkız Ilıcası bulunuyor.

UŞAK
Uşak’ın Banaz ilçesinde bulunan Hamamboğazı Kaplıcası’nın suyu, 60 derece sıcaklığa ulaşıyor.

Kaplıca suyunun mide, karaciğer, bağırsak ve özellikle kronik dejeneratif romatizmal hastalıklara iyi geldiği belirtiliyor.

Uşak-İzmir kara yolundaki Örencik Kaplıcası da her yıl çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor.

Uşak’taki Aksaz Kaplıcası, ilin en önemli kaplıcası olarak kabul ediliyor. Kaplıcanın çevresinde Roma dönemine ait hamam kalıntıları bulunuyor.

Emirfakılı Kaplıcası da Uşak’ta 1976 yılından bu yana kesintisiz hizmet veriyor.

AFYONKARAHİSAR
Türkiye’deki termal tesislerin yatak kapasitesinin üçte birine sahip olan Afyonkarahisar, sağlık ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenlerin ilgi odağı oluyor.

Afyonkarahisar’daki termal tesislerdeki doluluk oranı, her mevsim yüzde 60’ların üzerinde seyrediyor.

İldeki termal tesisler, romatizma, eklem bozuklukları, çocuk felci, solunum yolları ve kalp hastalıkları, obezite, nevrotik bozukluklar, diyabet, kısırlık, damar sertliği, çeşitli sinir sistemi ve kadın hastalıkları gibi sağlık sorunlarının tedavisinde yararlı oluyor.

İkbal ve Oruçoğlu termal tesisleri, sporcu kampı ve rehabilite hizmeti veriyor.

Afyonkarahisar-Eskişehir kara yolunun 20. kilometresindeki Gazlıgöl Termal Tesisleri’nde de otel, motel ve pansiyonlarda konaklama olanakları sunuluyor.

Afyonkarahisar-Kütahya kara yolunun 15. kilometresindeki Ömer Termal Tesisleri ve 17. kilometresindeki Gecek Termal Tesisleri’nde Türk hamamı ve olimpik yüzme havuzları bulunuyor. Devremülk hizmeti de verilen tesislere daha çok yabancı turistler ilgi gösteriyor.

Sandıklı ilçesindeki, belediyenin işlettiği Hüdai Termal Tesisleri’nde, dünyaca ünlü çamur banyosu ve Türk hamamının yanı sıra yüzme havuzu ve spor tesislerinden yararlanılabiliyor.

Afyonkarahisar-Konya kara yolunun 25. kilometresindeki Heybeli Termal Tesisleri, cilt hastalığı olanlar tarafından tercih ediliyor.

AYDIN
Jeotermal enerji kaynakları açısından Türkiye’nin en önemli illerinden olan Aydın’da, deniz seviyesinden 150 metre yüksekte bulunan Germencik Alangüllü Kaplıcası’nda su sıcaklığı 78 derece.

Alangüllü Kaplıcaları Sorumlu İşletme Müdürü Çağrı Tartop, yüzde 70 doluluk oranı bulunan kaplıcanın en büyük sorununun yeterince tanıtılamaması olduğunu ifade etti.

Kaplıcada kuraklığa bağlı su sıkıntısı bulunmadığını belirten Tartop, kaplıcadaki suyun Afyonkarahisar’daki termal sudan çok daha kaliteli olduğunu bildirdi.

Tartop, tesiste fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi, 2 kapalı termal havuz, özürlüler havuzu, sıra banyo, çamur tedavi merkezi ile tarihi Çelik Hamamı (Meryem Ana Hamamı) bulunduğunu söyledi.

Kuşadası ilçesinin Davutlar beldesinde bulunan Natur-med Doğal Tedavi ve Kaplıca Kür Merkezi, Türkiye’de bir litresinde 6,3 gram mineral yoğunluğu olan ve 30 çeşit mineral içeren tek kaplıca suyuna sahip olmasıyla ayrı bir özellik taşıyor.

Natur-med Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yaşar Yılmaz, merkezlerinde kuraklıkla ilgili sorun yaşanmadığını ifade etti.

Kaplıcalarının suyunun litresinde 6.3 gram mineral bulunduğunu, Türkiye’de bu yoğunlukta mineral içeren kaplıca suyu olmadığını ifade eden Yılmaz, “Natur-med Doğal Tedavi ve Kaplıca Kür Merkezi, adında mevcut olan tüm fonksiyonları uygulayan, Türkiye’nin ilk arındırma ve sağlık tatili oteli durumundadır”dedi.

2001 yılında kurulan merkezin 2004 yılında Prof. Dr. Karl Hecht’in ve başka Alman doktorların katılımıyla uluslararası boyut kazandığını ifade eden Yılmaz, merkezde doğanın 5 elementine (hava, su, ateş, toprak, metal) dayanan kaplıca-kür tedavi konseptinin Türkiye’de ilk defa uygulandığını söyledi.

Öte yandan, Aydın’ın Buharkent ilçesine 3 kilometre uzaklıktaki Kızıldere Kaplıcası’nın suyu romatizma, siyatik ve kireçlenmeye, Sultanhisar ilçesine 9 kilometre uzaklıktaki Salavatlı Kaplıcası’nın suyu romatizma ve cilt hastalıklarına, Germencik ilçesine bağlı Ortaklar beldesine 6 kilometre uzaklıktaki Gümüş Kaplıcası’nın suyu romatizma ve kireçlenmeye, Aydın’a 6 kilometre uzaklıktaki İmamköy Kaplıcası’nın suyu romatizma, mayasıl, ülser ve siyatik hastalıklarına iyi geliyor.

DENİZLİ
Denizli merkeze bağlı Pamukkale beldesi, travertenlere hayat veren termal suyuyla açık hava kaplıcasından farksız.

Çökelez Dağı’nın eteğinden çıkan ve 35 derecelik ısısı kış mevsiminde bile değişmeyen termal suyun tutulduğu havuzlarda, kışın bile yüzülebiliyor.

Pamukkale’ye gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler, doğal traverten alanına giriş yasağı bulunduğundan havuzların dışında oluşturulan çanak biçimindeki yapay travertenlerde termal suya girebiliyor.

Araştırmalar, Pamukkale termal sularının, içme suyu kürü olarak değerlendirildiğinde sindirim sisteminde, mide, bağırsak, karaciğer ve safra yollarında olumlu etki gösterdiğini ortaya koyuyor.

Suyun banyo kürleri olarak kullanılması durumunda kalp, damar sertliği, sinir, tansiyon, bazı bronşit, deri, astım ve romatizma rahatsızlıklarına iyi geldiği belirtiliyor.

Pamukkale’ye 5 kilometre uzaklıktaki Karahayıt beldesi ile Sarayköy ilçesinin köylerinden Tekkeköy, İnaltı, Kızıldere ve Ortakçı’da da kaplıcalar bulunuyor.

Bu arada, işletme sahipleri, Türkiye’de yaşanan kuraklığa rağmen Denizli’deki termal tesis ve kaplıcalarda su sorunu olmadığını belirttiler.

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ
Doğu Anadolu Bölgesi’nde birçok termal kaynak tesis olmadığından hizmete açılamıyor.

Erzurum’a yaklaşık 18 kilometre uzaklıktaki Ilıca ilçesindeki kaplıcaların suyunun mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, şeker ve romatizma hastalıklarına iyi geldiği ifade ediliyor.

Ilıca Belediye Başkanı İsmail Efe, yaklaşık 4 milyon YTL yatırımla Ilıca’da Doğu Anadolu’nun en büyük termal tesisini yapmaya başladıklarını belirtti. Efe, yapım aşamasına gelen modern tesisin tamamlanmasıyla Erzurum’un termal turizmde hak ettiği yeri alacağını kaydetti.

Erzurum’un Pasinler ilçesindeki 39 derece sıcaklıktaki kaplıca sularının mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, şeker ve kadın hastalıklarına iyi geldiği belirtiliyor.

Erzurum’a 56 kilometre uzaklıktaki Köprüköy ilçesinde bulunan kaplıcalar ise çamuruyla ünlü. Kaplıca sularının sindirim sistemi, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı ve kalp hastalıkları, metabolizma bozuklukları ve romatizmal rahatsızlıklara olumlu etkide bulunduğu söyleniyor.

Erzurum merkeze bağlı Akdağ köyündeki kaplıca sularının da mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi ve şeker hastalıklarına iyi geldiği biliniyor.

BİNGÖL
Bingöl-Erzurum kara yolunun 20. kilometresinde bulunan Ilıcalar beldesindeki kaplıcalar, kentin en önemli termal kaynağı olarak dikkat çekiyor.

Sağlık Bakanlığı onaylı Bingöl Kaplıca Termal Hotel Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin (BİNKAP) bulunduğu beldeye yerli ve yabancı turistler ilgi gösteriyor.

Ortalama sıcaklığı 48 derece olan kaplıca sularının romatizma, kalp ve kadın hastalıkları ile kan dolaşımına iyi geldiği belirtiliyor. Suyun içilmesi halinde idrar yolları ve böbrek hastalıklarının tedavisinde etkili olduğuna inanılıyor.

Bingöl’de Göynük Hacıyan, Kığı Hapur, Hozavit Kaplıcası, Hasköy ve Yedisu İkievler bölgelerindeki termal kaynakların kullanımı için tesis bulunmuyor.

GURBETÇİLER İLGİ GÖSTERİYOR
Kars’ın Akyaka ve Susuz ilçelerindeki termal kaynaklar da yeterince değerlendirilemiyor. İki ilçedeki termal kaynaklar, sadece yaz aylarında kullanılıyor. Bu kaplıcaların suyunun romatizma, sinir ve deri hastalıklarına iyi geldiği biliniyor.

Erzincan’da merkeze 12 kilometre uzaklıkta bulunan ve 30 yıldır hizmet veren kaplıcalara özellikle gurbetçiler ilgi gösteriyor.

Erzincan Belediyesi yetkilileri, küresel ısınmadan dolayı birçok yerde suların azaldığını, kaplıca sularının ise arttığını ifade ettiler.

Tunceli’nin Mazgirt ilçesine bağlı Dedebağ köyündeki romatizmal hastalıklara, kırık-çıkıklara ve kadın hastalıklarına iyi geldiği belirtilen kaplıcanın suyunda azalma olmadığı belirtildi.

Tunceli’ye 4 kilometre uzaklıktaki Sütlüce, Nazımiye ilçesine bağlı Aşağı Doluca kaplıcaları ile Pülümür ilçesi Karaderbent ve Tunceli-Ovacık kara yolunda bulunan kaplıcaların sularında da bu yıl azalma görülmediği bildirildi.

DÜNYADA 7.SIRADA
Ağrı’nın Diyadin ilçesinde bulunan ve dünyadaki şifalı sular arasında 7. sırada yer alan kaplıcalarda, küresel ısınmaya bağlı sıcaklık artışı yaşandığı bildirildi.

Belediye Başkanı Seyfettin Yaşlı, ilçeye 7 kilometre uzaklıkta, Murat Nehri kıyısında bulunan Davut, Yılanlı ve Köprü kaplıcalarının belediye bünyesinde hizmet verdiğini belirtti.

Belediye Başkanı Yaşlı, kaplıcaların cilt hastalığı, sinir buhranları, mide, bağırsak, böbrek rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, solunum yolu rahatsızlıkları, romatizma ve siyatik için şifa kaynağı olduğunu söyledi.

Kaplıcalarda küresel ısınmaya bağlı sıcaklık artışı yaşandığını ifade eden Yaşlı, şöyle konuştu:
“Kaplıcalarda önceki yıllarda su sıcaklığı 80-85 derece olarak ölçülüyordu. Bu yıl küresel ısınmanın da etkisiyle sıcaklığının 95-100 derece arasında seyrettiğini gördük. Kaplıca suyunda hem buharlaşma hem de ısınmanın etkisiyle gözle görülür eksilme var. Ancak sudaki azalma kaplıca turizmini etkileyecek boyutta değil.”

İlçedeki bazı tapulu arazilerde de kaplıcalar ortaya çıktığını bildiren Yaşlı, arazi sahiplerinin İl Özel İdaresinden aldığı izinle bu kaplıcaların da turizme kazandırıldığını sözlerine ekledi.

ELAZIĞ
Elazığ’ın Karakoçan ilçesine bağlı Yoğunağaç köyü mevkisindeki Golan Kaplıcaları, suyunun sıcaklığının 43 derece olması dolayısıyla özellikle romatizmal rahatsızlıkları bulunanlar tarafından tercih ediliyor.

Malatya’da bulunan İspendere Kaplıcası’nın suyu bağırsak, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına iyi geliyor, Balaban Kaplıcası’nın çamur banyosu ise cildi gençleştiriyor.

Merkeze yakın Aşağı İspendere köyündeki İspendere Kaplıcaları’nın suyu mide, bağırsak, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına iyi geliyor. Su, yumuşatıcı özelliğe de sahip.

Darende ilçesine bağlı Balaban beldesinde bulunan Balaban Kaplıcası’nın suyunun şeker, astım, böbrek, karaciğer ve safra yolları rahatsızlıklarına iyi geldiği, çamur banyosunun ise cildi gençleştirdiği ifade ediliyor.

Çamur banyosu, romatizma hastalıklarını iyileştirmede de etkili oluyor.

GÜNEYDOĞU ANADOLU
Şanlıurfa’da, Harran Ovası’nda, sulama kuyusu açmak isteyen bir çiftçi tarafından Karaali köyünde birkaç yıl önce sondaj çalışması sırasında gün yüzüne çıkarılan sıcak suyun kükürt, flüorür ve mineral maddeler içerdiğinin belirlenmesi üzerine Şanlıurfa Valiliği, bölgede apart otel ve alışveriş merkezi inşa ettirerek termal kaplıcayı özel bir şirket aracılığıyla işletmeye açtı.

İlk dönemlerde yalnızca Şanlıurfa ve ilçelerinden vatandaşların ilgi gösterdiği Karaali Kaplıcaları, Sağlık Bakanlığından ruhsat alınmasının ardından çevre illerden hafta sonları düzenlenen turlarla, pek çok kişinin uğrak yeri haline geldi.

Karaali Kaplıcaları İşletme Müdürü Mehmet İnan, 49 derece olan kaplıca suyuna özellikle romatizmal ve deri hastalıkları ile nörolojik rahatsızlıkları bulunan vatandaşların ilgi gösterdiğini söyledi.

16.YÜZYILDAN BERİ KULLANILIYOR
Diyarbakır’ın Çermik ilçesi Belediye Başkanı Mehmet Akdağ, 2 bölümden oluşan Çermik Kaplıcaları’nda saniyede 50 litre sıcak su aktığını belirterek, bu kaplıcaların 16. yüzyıldan bu yana kullanıldığını söyledi.

Akdağ, “Kaplıca için ilçemize her yıl yaklaşık 250 bin kişi geliyor. Kaplıcalar ilçemize yıllık yaklaşık 5 milyon YTL katkı sağlıyor. İlçemizin en büyük gelir kaynağı kaplıca turizmidir. Kaplıcanın termal banyo haline getirilmesi için Sağlık Bakanlığına başvuruda bulunduk” dedi.

Akdağ, Çermik Kaplıcaları’nın suyundan iltihaplı romatizma, kadın hastalıkları, üst teneffüs yolları ve deri hastalıklarının tedavisinde faydalanıldığını kaydetti.

Siirt-Eruh yolunun 25. kilometresindeki Botan Çayı kıyısındaki Sağlarca (Billoris) Kaplıcası, bir mağarada buluyor. 36 derece sıcaklıktaki kaplıcanın suyu romatizma, deri, solunum yolları, kadın, sinir ve kas yorgunluğu hastalıklarının tedavisinde etkili oluyor.

Kışlacık köyü yakınlarındaki Lif Kaplıcası’nın suyunun da romatizma ve solunum yolları rahatsızlıklarını giderdiği belirtiliyor.

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinden geçen Dicle Irmağı’nın kenarında bulunan Hista Kaplıcası’nın ısısı 60 derece olan suyu, romatizma ve kadın hastalıklarının tedavisine iyi geliyor. Kaplıcada, 2 Türk hamamı bulunuyor.

Beytüşşebap ilçesine bağlı Ilıcak köyündeki Zümrüt Kaplıcaları’nın suyu ise 40 derece sıcaklıkta olup cilt ve kadın hastalıkları başta olmak üzere çeşitli hastalıkların tedavisinde etkili oluyor.

Mardin’in Dargeçit ilçesi yakınlarında bulunan Ilıksu (Germiab) Kaplıcası’nın 40 derece sıcaklıktaki suyu, romatizma ve deri hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor.

Hiç yorum yok: