Tanrı Apollon, kendi müziği ile rekabete kalkışan Panın flütünden dökülen nağmeleri dinlemekte ısrar ettiği için Midası cezalandırır...
İki müzisyenin eşlik ettiği Ana Tanrıça Matar heykeli, Boğazköy-Büyükkale'de gerçekleştirilen kazılarda kırık halde ortaya çıkarıldı. Heykelin üst bölümü, benzerleri ışığında daha sonra tamamlandı. |
... Apollon, hünerli parmaklarıyla lirin tellerini çalar ve onun tatlı nağmeleriyle büyülenen yargıç Tmolos, Pana lir önünde flütünü susturmasını emreder. Kutsal dağ tanrısının kararını herkes onaylar, sadece Midas itiraz eder ve bunun haksızlık olduğunu söyler. Deloslu tanrı (Apollon) böylesine alık kulakların insani şeklini korumasına tahammül edemez. Onları uzatır, içini dışını gri kıllarla doldurur; hatta onları yerinde duramaz yaparak, hareket gücü verir. Diğer yerleri insan olmasına rağmen bir tarafı böylece cezalandırılmıştır...
Ovidiusun öyküsünde Apollonun intikamı daha acı sonuçlar doğuruyor: Midas, kulaklarını gizlemeye çalışsa da, onun uzun saçlarını kesen hizmetkârı bu ayıbını görüyor. Ancak bunu ilan etmeye cesaret edemiyor; toprakta hızlıca bir çukur açıyor ve gördüklerini fısıldıyor. Daha sonra orada biten sık kamışlar büyüdüklerinde, rüzgârda salınarak gömülü sözleri tekrar ediyor ve Midasın eşek kulakları öyküsü rüzgârla birlikte her yere yayılıyor.
Sadece bu efsane değil, tuttuğu her şeyi altına çevirme isteği yüzünden açlıktan ölüm noktasına gelmesi de Phryg (Frig) kralı Midası, belki de Anadolu topraklarının en popüler kralı haline getiriyor. Ovidiusta olduğu gibi, antik Batı kaynaklarında daha çok Midasın cahil ve gülünç kişiliği vurgulanıyor.
Eskişehir, Afyonkarahisar ve Kütahya arasında uzanan Dağlık Phrygia Bölgesi'ndeki Gökgöz Kale, Pişmiş Kale ve Kocabaş Kale, gerek bulundukları vadiye gerekse buraya ulaşan yollara hâkim olan stratejik noktalarda yer alıyor. |
Oysa Midas, ne eşek kulaklıydı ne de altınlar içinde yüzen bir kral!..
Bugüne kadar Anadoluda yapılan Phryg kazılarında yok denecek kadar az sayıda altın esere rastlandı. Ahşap, tunç ve çanak çömlek işçiliğinde son derece ileri olan Phryglerin kralları için yapılan altınlar içinde yüzdüğü yakıştırması bir efsaneden öteye gitmiyor.
Midas, Phryg uygarlığının adı bilinen ilk kralı Gordiosun oğluydu ve babasından sonra Phryg tahtına geçti.
Phryg Krallığının etki alanı, İÖ 9.7. yüzyıllar arasında, merkezi Ankara çevresi olmak üzere, Kızılırmakın (Halys) doğusundan, kuzeyde Samsuna; güneyde Niğde ve Elmalı Ovasına; batıda Eskişehir ve Bandırmaya kadar yayılıyordu.
Midas efsaneleri sayesinde dilden dile dolaşan Phrygler, yaklaşık 300 yıl Orta Anadolunun efendisi olsalar da henüz yazıları tam olarak çözülemediği için, Anadolunun, hakkında en az şey bilinen uygarlıklarından biri...
Peki, kim bu Phrygler? Anadolunun yerli halkı mı? Yoksa çağlar boyu göçmenlere yurt olmuş Anadolu topraklarının yurt arayan yeni göçmenleri mi?
YENİ BİR GORDİON MU?
Daskyleion kazıları Anadolu tarihi coğrafyasında yeni bir sayfa açtı. Manyas Gölünün güneyindeki bu kentte, 20 yıl önce ortaya çıkmaya başlayan buluntular Kütahya ve Eskişehirin batısında Phryg kültürüne ait ele geçen ilk buluntulardı.
İÖ 8. yüzyıl sonuna tarihlenen tabakalarda ele geçen Kybele Tapınağının temelleri, Phryg dilinde yazıtlar, bezemeli ve grafittolu seramikler, Kybele kültüne ait buluntular, Phryglere özgü makaralı bronz kaplar ve görkemli bir sur, Phryglerin Daskyleionda yaşadıklarını kanıtlıyor. Daskyleionda ilk kazılar 1952-1960 yılları arasında Prof.Dr. Ekrem Akurgal tarafından yapıldı.
1988de Anadolu-Pers döneminin aydınlanması amacıyla yeniden başlayan kazılar, 20 yıldır devam ediyor ve arkeologlar her yıl yeni sürprizlerle karşılaşıyor.
Amerikalı Phryg uzmanı Prof. Machteld Mellinkin, 1995te Daskyleionu ziyareti sırasında, o yıl keşfedilen Phryg kent surunu gördüğünde söyledikleri, kentin önemini vurguluyor: Yeni bir Gordion doğuyor...Daskyleion'da Pers satraplığı dönemi (İÖ 6. yüzyıl) Zerdüşt dinine (Zoroastrianizm) ait bir açık hava kült alanı ortaya çıkarıldı.
Phryglerin yaşadığı bu yer, efsanevi Lydia kralı Daskylosun gelmesiyle Daskyleion (Daskylosun yeri) adını aldı. Daskylos, İÖ 7. yüzyıl başlarında hanedan kavgaları nedeniyle Lydiadan sürgün edildi ve Damaskuslu (Şam) Nikolaosa göre, Hellespontine Phrygiası denilen bölgeye yerleşti. Antik yazarlar, o zamanlar bu bölgede Aphnitis Limne adlı bir gölden ve göl kıyısındaki Aphneion adlı bir yerleşimden söz ediyor. Yerleşim sonradan Daskyleion adını alınca, göl de Daskylitis Limne (bugünkü Bandırma Kuş Gölü) olarak anılmaya başladı. Daskyleionun kozmopolit yaşamının o dönem bu topraklarda kullanılan dile de yansıdığı anlaşılıyor. Çünkü burada Phryg dilinden başka Lydce, Eski Yunanca, Aramca, Eski Pers ve Eski Babil dillerinin de konuşulup yazıldığını gösteren buluntular var.
İÖ 6. yüzyıl başlarında Lydia egemenliği altına giren Daskyleion, Akhaimenidlerin Anadoluya gelişleri ile İÖ 547 yılında satraplığa dönüştü. Alman Arkeolog Kurt Bittel ve Biyolog Curt Kosswigin yaptığı keşifler, Kuş Gölü kıyısında ve Ergili köyü yakınında yer alan bugünkü Hisartepenin Pers Satraplık Merkezi; göl çevresinin de satraplığın Paradeisosu (Satrapların Av ve Park Alanı) olduğunu ortaya koyuyor.
Daskyleion, Perslerin yönetim merkezi olunca, Phrygler burada, satraplar ile birlikte yaşayıp, tanrıçaları Kybeleye sunuda bulunmayı, mezar stellerine anadilleri olan Phrygçe yazıtlar yazmayı sürdürdüler. Bu izler, aynı zamanda Akhaimenidlerin işgal ettikleri ülkelerde yaşayan halklara gösterdiği dil ve din konusundaki toleransın bir kanıtı. Arkeolojik buluntular, Phryglerin satraplık dönemi sonuna kadar (İÖ 334) Daskyleionda -bu toleransın yarattığı barış ortamı içinde- varlıklarını sürdürdüğünü gösteriyor.
Daskyleionda ortaya çıkarılan 500ü aşkın bulla (mühür baskısı) ise eski çağ iletişimi hakkında bilgiler veren eşsiz buluntular olarak tarihe geçti. 2500 yıllık bullalar aynı zamanda mektupların gizliliğinin güvencesiydi. Bullaların üzerindeki mühür baskılarında yer alan kralın kabul sahnesi, av sahneleri, yaban hayvanlarının mücadeleleri ve Paradeisosda yaşayan kuşların tasviri, 2500 yıl öncesinin günlük yaşamı hakkında fikir veriyor.
Daskyleion, İÖ 395 yılında Spartalı komutan Agesilaos tarafından yakılıp, yıkıldı. Ardından Büyük İskender, generali Parmenionu, Granikos (Biga) savaşından sonra İÖ 334 yılında Daskyleiona gönderdi. Makedonya ordusunun kenti ele geçirmesi ile Phryg ve Akhaimenid yaşantıları da sona erdi.
-Prof.Dr. Tomris Bakır
Yazının tamamını National Geographic Türkiyenin Ocak sayısında bulabilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder