20 Mayıs 2007 Pazar

Kanserden korunmak için 4 önemli yol


Sağlık Bakanlığı, dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kanser hastalığının, Türkiye'de gerçekleşen ölümlerde kalp-damar hastalıklarından sonra 2. sırada yer aldığını bildirdi.

Bakanlık, Türkiye'de özellikle yoğun sigara tüketiminin yol açtığı kanser vakalarının arttığını belirterek, vatandaşları kanser hastalığı konusunda uyardı. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı'nca yapılan açıklamada, sigara içmeyen akciğer kanserli hastaların yüzde 33'ünün sigara içen bir kişiyle birlikte yaşadığına dikkat çekilerek, bu kişilerde görülen akciğer kanserlerinin nedeninin çocukluk çağı veya erişkin dönemdeki pasif içicilik olduğu kaydedildi. Sigaranın akciğer, ağız boşluğu, yemek borusu, boyun, pankreas, mesane, böbrek, mide ve kan kanserine, alkol kullanımının ise karaciğer ve yemek borusu kanserine yol açtığı ifade edilen açıklamada, "Sigara, kansere neden olan etkenler arasında birinci sırada yer almaktadır. Sigaraya karşı savaş, kanserlerin yüzde 40'ını yok edecektir. Kanser olgularının önemli bir bölümü ise çevresel etkenlere bağlıdır. Bu etkenler arasında da beslenme önemli bir yer tutmaktadır. Kadınlar ve erkeklerde görülen kanser vakalarının yüzde 35'i beslenmeye bağlıdır. Şişman kişilerde, kanser riski iki kat daha fazladır" denildi.
Açıklamada, vatandaşlara beslenme konusunda şu uyarılarda bulunuldu:

"Hayvansal yağ tüketiminin azaltılması, az yağlı, bol lifli beslenme alışkanlığının benimsenmesi, kepek, yulaf gibi lif açısından zengin besinlerin tercih edilmesi, bol miktarda sebze-meyve tüketilmesi, kırmızı et yerine tavuk, balık veya kuru baklagillerin yenilmesi oldukça önemlidir. Yağsız beslenmeye özen gösterilmeli, yemekler kızartma yöntemi yerine haşlanmalı veya buharda pişirilmeli, kimyasal koruyuculu hazır yiyecekler yerine doğal besinler tercih edilmelidir. Düzenli olarak süt veya süt ürünlerinin tüketilmesi, mangal gibi ateşte pişirme yönteminin tercih edilmemesi, beslenme konusunda kanser hastalığından korunmak için alınabilecek kolay ama hayat kurtarıcı önlemlerdir."

"10.00-16.00 SAATLERİ ARASINDA GÜNEŞ IŞINLARINDAN KORUNUN"
Cilt kanserinin en önemli etkeninin ultraviole ışınları olduğu vurgulanan açıklamada, özellikle yaz aylarında, güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerin 10.00-16.00 olduğu, ışınlarından korunmanın önemli olduğu ifade edildi.

Kanserle mücadelede; güvenli su kullanımı, hava kirliliği ve radyasyondan korunmanın önemli bir yer tuttuğu kaydedilen açıklamada, şu uyarılar yer alıyor:
"Pişirme, içme ve bebek maması hazırlamak için sıcak su musluğunu kullanmayın. Musluk 6 saat ve üzeri kullanılmamışsa, suyu akıtarak kullanın. Satın alınan suların içinde yer alan maddelere ve özellikle damacana sularının izin belgelerine dikkat edin. Çoğu kanser yapan 188 tehlikeli hava kirleticisi vardır. Kapalı ortamda; sigara dumanı, soba ve benzeri ısıtıcılar, boya malzemeleri, bina yapı malzemeleri, halı, parke gibi döşemeler ve temizlik malzemeleri hava kirleticileri içinde yer almaktadırlar. Böcek öldürücülerden kaçınılmalı, bu mümkün değilse kullanılan ortama belli bir süre girilmemelidir. Radyasyon; cilt, akciğer, kan, kemik, karaciğer, meme, rahim ağzı, tiroid ve kemik iliği gibi birçok kanser türüne yol açar. Bu nedenle radyolojik tetkikler ancak doktor tavsiyesi alarak yaptırılmalı, bebek ve çocuklar televizyon, bilgisayar gibi radyasyon yayan cihazlardan uzak tutulmalıdır."

Halkın kanser hastalığının nedenleri ve belirtileri ile hastalıktan korunma ve erken tanı konularında bilgilendirilmesinin, hastalıkla mücadelede çok önemli rol oynadığı vurgulanan açıklamada, kanserde erken teşhis ve tedavinin hayat kurtardığına dikkat çekildi. Açıklamada, kadınlarda kansere bağlı ölümlerin ilk sırasında yer alan meme kanserinde erken teşhisin çok önemli olduğu belirtilerek, kadınların 'kendi kendine meme muayenesi' yapma alışkanlığını kazanmalarının hayatlarını kurtaracak önemli bir adım olduğu anlatıldı. Sağlık Bakanlığı açıklamasının sonunda Türkiye'de kanser hastalığından korunmanın, toplumsal bilinçle mümkün olacağı dile getirilerek, ilgili tüm kesimlere özellikle de basın-yayın kuruluşlarına çok önemli görevler düştüğü kaydedildi.

Hiç yorum yok: