AA |
10 Ağustos 2009 Pazartesi
12 yaşında kıza taciz iddiası
AHMET KEKEÇ'İN PATAKLADIĞI 4 İSİM KİM?
Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç bugünkü köşesinde dört kişiyi isim ( ad, insan, kişi ) vermeden 'patakladı'. Kodları Kekeç'ten, isimleri bizden.. Ömer Lekesiz benden, kendisini ‘entelektüel’ sanan şairden bozma köşe yazarını ödünç istemiş, ‘Azıcık da ben pataklayayım’ diyor.
Biri daha var:
|
TBMM BAŞKANLIĞI İÇİN İLK ADAY
Meclis Başkanlığı yarışında ilk aday ( namzet ) ortaya çıktı. Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, Meclis Başkanlığı için bugün TBMM Başkanlığı’na başvuruda bulunacağını açıkladı. Genç; ANKA’ya yaptığı açıklamada, Memleketi Tunceli’de bazı yaz faaliyetlerine katıldığı gerekçesiyle saat ( zaman, vakit, sayaç ) 16.00’da faksla adaylık dilekçesini TBMM Başkanlığına göndereceğini söyledi. Meclis Başkanlığı adaylık başvuruları bugün saat 18.00’de sona erecek. Adaylık başvuruları 3 Ağustos Pazartesi günü saat 24.00'de sona erecek. 23. Dönem 1. yasama yılında da Kamer Genç aday olmuştu. |
"BU BÖLÜNME PROJESİDİR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın ''demokratik açılımlar'' konusundaki açıklamalarına ilişkin olarak, ''bu açılımın amacının terör örgütü PKK'nın stratejisine uygun olarak etnik bölücülüğe siyasi ve hukuki meşruiyet kazandırmak'' olduğunu iddia etti. Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada ''Türkiye'nin milli varlığını hedef alan etnik bölücülük gündeminin AK Parti Hükümeti eliyle adım adım ilerletilmekte olduğunu'' ileri sürdü. Bahçeli açıklamasında şunları kaydetti: ''Terörle mücadele iradesi olmayan Başbakan, bölücü taleplerin taşeronluğunu yaparak teröre teslim olma hazırlığındadır. 'Demokratik açılım' ambalajı içinde pazarlanmaya çalışılan ayrıştırma ve bölünme projesi bu teslimiyet sürecinin yeni bir ( tek, yek, birleşik ) aşamasıdır. Bu açılımın amacı terör örgütü PKK'nın stratejisine uygun olarak ( namına ) etnik bölücülüğe siyasi ve hukuki meşruiyet kazandırmaktır. İmralı canisinin bu süreçteki rolü, siyasi kuryelerle sürdürülen pazarlıklar ve Barzani üzerinden terör örgütüyle kurulan temaslar önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelerle açıklığa kavuşacak ve daha iyi anlaşılacaktır. İçişleri Bakanı'nın dün yaptığı açıklama PKK'nın taleplerinin kısa, orta ve uzun vadeye yayılarak aşamalı olarak karşılanacağını göstermektedir.'' -''TASFİYE SÜRECİ...''- İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın dünkü açıklamalarının amacının ''toplumsal mutabakat süreci başlatmak'' olduğunu söylemesinin gerçek niyetlere ışık tuttuğunu ileri süren Bahçeli, şöyle devam etti: ''Amaç, Türkiye Cumhuriyeti'nin milli devlet niteliğini ve üniter siyasi yapısını tasfiye süreci başlatılmasıdır. Bu süreçte 'Türkiyelilik' kavramı milli kimliğin yerini alacak, iki dilli eğitim ve kamu hizmetine geçilecek, eyaletler sisteminin alt yapısı hazırlanacak ve teröristlere siyasi ( politikacı, siyasetçi, siyasal ) af çıkarılarak ihanet ödüllendirilecektir. Etnik farklılıkların ayrışma gerekçesi olarak ( namına ) görülmesinin ve demokratikleşmenin bölünme aracı olarak kullanılmasının dünyada başka bir örneği yoktur. Bölünerek demokratikleşen bir devlet tarihte görülmemiştir. Demokratikleşme adına ülkesi ve milleti için en uygun yerli malı bölünme modeli arayışına giren bir hükümete de bugüne kadar şahit olunmamıştır. Bütün kavramları soysuzlaştıran Başbakan Erdoğan şimdi de demokrasiye böyle bir anlam ve fonksiyon yüklemektedir. Kılavuzu Öcalan, taşeronu Erdoğan olan PKK patentli bu bölünme projesinin Türkiye'nin hayrına olmadığı açıktır.'' -''BÖLÜNME VE PARÇALANMAYI BERABERİNDE GETİRECEK''- Etnik temelde ayrıştırmanın kaçınılmaz olarak çatışmayı davet edeceğini bunun da bölünme ve parçalanmayı beraberinde getireceğini savunan Bahçeli, şunları kaydetti: ''Bu teslimiyet projesinin toplumsal vicdanda karşılığı ve desteği bulunmamaktadır. Türk milletinin bu konuda ne düşündüğünü Başbakan Erdoğan çok yakında görecektir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin bu ayrıştırma ve parçalanma sürecine katkıda bulunma çağrılarının muhatabı olması ve ihanet senaryolarında rol alması hiçbir şart altında düşünülemeyecektir. Tarihi bir yol ayrımına hızla sürüklenen Türkiye'yi çok zor ve karanlık günler beklemektedir. Milliyetçi Hareket ve Türk milliyetçileri Türkiye'nin milli birliğini ve bin yıllık kardeşliğini korumak için demokratik ve meşru zeminlerde sonuna kadar mücadele edecektir. Türk milletinin sabrıyla oynamanın çok ağır sonuçları olacağı ve kendisinde hangi gücü vehmederse etsin, hiç kimsenin bunun altından kalkamayacağı unutulmamalıdır.'' AA |
Nehirden muhimmat çıktı
Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'daki Asi Nehri'nde 8 adet patlamamış el bombası, 1 adet fünye, 1 adet ( pare, tane, sayı ) boş G3 şarjörü bulundu. Edinilen bilgilere göre mühimmatlar, İzzet Güçlü Caddesi Tabakhane Sokak üzeri Asi Nehri'nde bugün saat 13:00 sıralarında bir balıkçının ihbarı üzerine fark ( başkalık, üstelik, nüans ) edildi. İhbarın ardından olay yerine ( adına, namına, alegori ) bomba imha uzmanları ile olay yeri inceleme ekipleri sevk edildi. Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, olay yerine gelerek yetkililerden bilgi aldı. Konuyla ilgili kısa bir açıklama yapan Başsavcı Yıldırım, "Arkadaşların incelemesi sürüyor. Sağlıklı ve geniş bir bilgi, inceleme sonrası verilecek" dedi. Bu arada, bomba imha uzmanları ile olay ( fenomen, hikâye, vaka ) yeri inceleme ( tetkik ) ekipleri, mühimmatları inceledi. Gerekli çalışmanın ardından el bombaları imha edildi. CİHAN |
Terör örgütünden kaçtı
Bölücü terör örgütünden kaçan 1 terörist, dün Şırnak'ın Merkez ilçesinde güvenlik güçlerine teslim oldu. Genelkurmay Başkanlığının internet ( genel ağ ) sitesinde yer ( önem, arazi, arz ) alan ( düz, yer, kayran ) bölücü terör örgütüyle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, Bitlis'in Güroymak ilçesi dağlık arazi ( yerey, toprak, yer ) kesiminde, teröristler tarafından tuzaklanmış anti-personel mayın bulundu. Ağrı'nın Merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde de teröristler tarafından 500 gram amonyum nitrat kullanılarak tuzaklanmış el yapımı mayın bulunarak imha edildi. AA
|
Üstün zekalı çocuklarda dikkat eksikliği olabilir
DPT desteğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında üç yıldır süren çalışmalarda mevcut yöntemlerle teşhiste yüksek oranda hataya düşülebilen ''dikkat eksikliği'' ve ''hiperaktivitenin'' klinik tespitinde dünyada ilk kez yeni bir yöntem geliştirildi. Mevcut bilimsel verilerin dışında çarpıcı sonuçlara ulaşılan araştırmada, üstün yeteneklilerin beyinlerinin küçük bir bölümünü kullansalar bile başarıya ulaştıkları, dikkat eksikliği ya da hiperaktivite sorunu bulunanların ise beynin büyük bölümü kullanılmasına rağmen yanılma payının yüksek olduğu ortaya çıktı. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü emekli öğretim üyesi ve HÜ KOSGEB Teknoloji Geliştirme Merkezi araştırmacılarından Prof. Dr. Sirel Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zekanın ne olduğu konusunda bilim adamlarının çok sayıda kuram geliştirdiklerini anımsattı. Yakın dönemdeki kuramlarda, entelektüel zekanın yanında duygusal ( romanesk, hissî, birey ) zekanın da bulunduğunu dile getiren Karakaş, zekanın kendinin farkında olmayı, kendiyle barışık olmayı, sosyal becerileri, eşduyuşu (empatiyi) da kapsadığını belirterek, bu tür zekanın ''duygusal zeka'' olarak adlandırıldığını belirtti. Çocuk psikiyatrisinde tanı koymada, zorunlu temel eğitimde, üstün yetenekli çocukların devam ettiği Bilim ve Sanat Merkezi'ne önerilecek çocukların belirlenmesinde öncelikle Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği Geliştirilmiş Formu: WISC-R isimli bir testin kullanıldığını belirten Karakaş, Türkiye'de eğitim ve sağlık kurumlarında yaygın olarak kullanılan bu testin zekayı gerekli tüm yönleriyle yeterli bir biçimde ortaya koyamadığını söyledi. Karakaş, büyük örneklem kullanarak yaptığı istatistiksel analizlerde, bu tekniği kullanarak dikkat eksikliği ya da hiperaktivite tanısını ortaya koyabilmenin ''şans'' olasılığına yakın olduğunu kaydetti.
-''BEYİN GÖRÜNTÜLERİNİ KULLANAN İLK ÖZGÜN YÖNTEM''
Prof. Dr. Sirel Karakaş, DPT ve üniversite tarafından desteklenen projelerinin HÜ öncülüğünde, Gazi Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi ve Ufuk Üniversitesi ile ortak yürütüldüğünü belirterek, bu çalışmada Türkiye'de ilk defa üstün zekalı çocuklarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı alan çocukların beyin faaliyetlerini fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (MR) tekniğiyle incelediklerini bildirdi. Karakaş, proje kapsamında 12 kişilik ekiplerinin, 136 çocuğun beyin yapılarını incelediğini ve üstün zekalı çocuklardan elde edilen beyin faaliyetinin, normal ( düzgülü, olağan, alışılagelen ) zekalı çocukların ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarınki ile karşılaştırıldığını kaydetti. Beyin faaliyetlerinin karşılaştırılmasında beynin çeşitli alanlarını faaliyete geçiren görevlerden oluşan ve ''Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme için TURCONS-4 Beyin Haritalama Bataryası'' adı verilen ( maruz ) bir görevler bataryasını geliştirdiklerini bildiren Karakaş, bu bataryanın beyin cerrahisine hazırlanan hastalarda kullanıldığını aktardı. Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme için kullanılan ve uyarım-tepki görevlerini içeren TURCONS-4'ün Ar-Ge faaliyetlerinin Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi nöroradyolog Prof. Dr. Hakkı Muammer Karakaş ile birlikte gerçekleştirildiğini kaydeden Karakaş, TURCONS-4'ün kullanımını içeren kitabın da yayımlandığını bildirdi. Kullanılan teknikler, akademik birimlerin çeşitliliği ve örneklem sayısı bakımından çalışmanın Türkiye'de bir ilk olduğuna işaret eden Karakaş, tekniklerin bütünlüğünün de dünyada öncü çalışma özelliği taşıdığını aktardı. Karakaş, bilgisayardan uygulanan bu görevler bataryasının yakın gelecekte sağlık ve eğitim kurumlarında kullanıma girmesi için yetkililerle görüşmelerin başlatıldığını açıkladı.
-''ZEKİLER, BEYİNLERİNİN DAHA AZ BÖLÜMÜNÜ KULLANIYOR''-
Karakaş, yapılan çalışmayla uzun süredir doğru olarak bilinenlerin aksine beynin faaliyetiyle ilgili bazı gerçekleri de ortaya koyduklarını bildirdi. Araştırmalarında pek çok psikolojik çalışmada yer almayan, üstün zekalı ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu bulunan çocukların beyinlerinin ne kadarını kullandıklarına yönelik sonuçların çalışmanın en önemli bulguları arasında yer aldığını bildiren Karakaş, şöyle konuştu: ''MR görüntülerinden ve kullandığımız yöntemden, üstün zekalı çocukların karmaşık bir görsel-mekansal görevi genelde, beyinlerinin daha küçük bölümlerini çalıştırarak yerine getirdiklerini ortaya koyduk. Bunun aksine normal zekadaki çocukların bir görevi yerine getirmede beyinlerinin kullanım alanının büyüdüğünü de ilk kez ortaya çıkardık. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ise beyinlerinin çok daha geniş kısımlarının, yaygın şekilde faaliyete geçtiğini gördük. Beyinde bir işi yapmaya ayrılan yerin büyüklüğü o işin zorluğu ve gerekli olan bilişsel çaba ile yakından ilgili. Beynin alanlarının kullanımını gösteren bu sonuçlar, üstün zekalı çocukların görevlerini daha az çaba harcayarak çözdüğünü gösterdi.'' Karakaş, ayrıca üstün zekalı çocuklarda, şekil bulma görevinin beynin çeper lobunu faaliyete geçirdiğini, alın lobunun ise kısıtlı biçimde devreye girdiğini ortaya koyduklarını bildirerek, üstün zekalı çocuklarda bu kısıtlı beyin faaliyetinin, görevleri yerine getirmedeki başarıya yettiğini ifade etti. Normal zekadaki çocuklarda alın lobundaki faaliyetlerin, çeper lobundakinden daha etkin olduğunu dile getiren Karakaş, bu durumun karmaşık görevi yerine getirmede normal zekadaki çocukların yüksek zihinsel işlevlere başvurması gerektiğini ortaya koyduğunu aktardı. Karakaş, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda ise hem çeper lobunda, hem de alın lobundaki alanların, diğer iki gruba göre daha yaygın olarak çalışmasına rağmen başarılarında düşük performansa neden olduğunu söyledi. Karakaş, çalışmalarında üstün zekalı çocuklarla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda görsel mekanın algılanması ile ilgili karşılaştırmalı sonuçların da dünyada ilk kez gösterildiğini belirtti. Karakaş, bulguların üstün zekalı çocuklarla dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu bulunan çocukların beyin yapılarının çalışma prensibine ışık tuttuğunu bildirdi. Karakaş Türkiye'de 600 bin dolayında olduğu tahmin edilen üstün zekalı çocuğun belirlenmesi ve özelliklerin anlaşılması için, daha önce geliştirmiş oldukları yöntem ve yaklaşımları daha da ileri götürmeyi amaçladıklarını belirterek, ''Amacımız, ülkemizin üstün zekalı çocuklarını Türkiye'ye kazandırmak, ülkemizin gelişmesi ve ilerlemesinde onların etkin yer almasını sağlayacak önlemlerin alınmasını sağlamak'' dedi.
-HİPERAKTİVİTENİN BİLİNMEYEN NEDENLERİ-
Karakaş, dikkat eksikliği veya aşırı hareketlilik ve dürtüselliğin de ''Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'' olarak bilinen hastalıktan kaynaklanabileceği gibi çocuğun ''dikkat çekme gereksinimi'', ''yapılan işleri basit bulması'', ''canının sıkılması'', ''ebeveyne tavır koyma isteği'' gibi nedenlerden de kaynaklanabileceğini dile getirdi. Karakaş birinci durumda tedavinin çocuk psikiyatrının denetiminde ilaç kullanımını içermesi gerektiğini, ikinci durumda ise tedavinin çocuğa ve ayrıca ailesine uygulanacak psikolojik teknik ve yaklaşımları içermesi gerektiğini kaydetti. Araştırmaları sonucunda, üstün zekalı çocuklarla normal zekadaki çocuklar arasında, dikkati verilen görevde tutabilme açısından fark olmadığını dile getiren Karakaş, ancak üstün zekalı çocukların normal çocuklara göre çok daha çabuk tepki verebildiğini, olayları kavrama ve cevap verme yeteneklerinin normal çocuklardan çok daha ileri olduğunu söyledi. Karakaş, geliştirdikleri nöropsikolojik testin kullanıldığı araştırmanın üstün zekalı çocuklarla normal zekadaki çocuklar arasında ezber öğrenme yeteneği açısından fark olmadığını da ortaya çıktığını bildirdi. Karakaş, bu sonucun eğitimde ezbere dayanan öğrenmenin yararsızlığını bir kere daha ( elan, henüz ) kanıtladığını dile getirdi.
-''ÜSTÜN ZEKALI OLMAK''-
HÜ'de yürütülen testlere katılan ve üstü zeka tanısı konulan 12 yaşındaki Serhan Kaya ise üstün zekalı olmasının arkadaşları arasında bazı sorunlara yol açtığını ifade ederek, ''Arkadaşlarım kendilerinden daha üstün zekalı olduğumu kendilerine yediremiyorlar. Bu nedenle bazı sorunlar çıkabiliyor. Ama arkadaşlarım ve öğretmenlerim tarafından seviliyorum. Sınıfımın en başarılısı olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu. Futbol, resim, bilgisayar, maket yapma gibi ilgilerinin bulunduğunu anlatan Kaya, genelde öğretmeninin dersi bir kez anlattığında konuyu anlayabildiğini, soru sormasına gerek kalmadığına işaret etti. Kaya, ''Ama normal dersler bana yetmiyor ve daha fazlasını istiyorum. Üstün zekalı çocuklar için bir okul varsa buralara gidebilirsem kendimi daha iyi geliştirebileceğimi düşünüyorum'' dedi. Serhan'ın babası Erhan Kaya da Serhan'ın bazı konulardaki yeteneklerinin 1,5-2 yaşında farkettiklerini dile getirerek, ''Öncelikle resim yeteneği çok fazlaydı. Ablası okula başladığında yalnız onu izleyerek okumayı ve yazmayı öğrendi'' diye konuştu. Okula gittiği saatler dışında Bilim ve Sanat Merkezi'ne de devam eden Serhan'ın, bu merkezde iyi bir eğitim aldığını vurgulayan Kaya, ancak, üstün yeteneklilerin bulunduğu bir okulun açılması halinde oğullarını bu okula devam ettirmek isteyeceklerini söyledi. AA |
Otomobil vergisinde Türkiye Avrupa ikincisi
AA
Sungurlu'da korkutan yangın
IHA
|
Salondan çıkarılan Vakit muhabiri konuştu
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu üyesi Ali Suat Ertosun'un basın toplantısında sorduğu sorunun ardından güvenlik görevlileri tarafından salondan çıkarılan Vakit Gazetesi muhabiri İsmail Uğur, 'Girerken kartımızı gösterdik, güvenlikten geçtik.' dedi. HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un basın toplantısında sorusu nedeniyle salondan çıkarılan Vakit muhabiri daha sonra ( ahir, ileri, bilahare ) tekrar içeri alındı. İçeri girdiğinde gazetecilerin sorularını cevaplayan muhabir İsmail Uğur, "Vakit Gazetesi muhabiriyim. Girerken kartımızı gösterdik. Foto muhabiriyim. Kartım var, temsilcimle birlikte geldim. " dedi. Muhabirin tekrar ( gene, yeniden, yine ) içeri alınmasının ardından Ertosun konuşmasına devam etti. CİHAN |
Anne-babalar dikkat!
Amerikalı bilim adamları, evlerde temizlik amaçlı kullanılan kimyasal ürünler ile oda spreylerinin çocuklarda lösemi görülmesinin nedenlerinden biri olabileceğini bildirdi. İtalyan La Stampa gazetesinin haberine göre, Georgetown Üniversitesindeki Lombardi Kapsamlı Kanser Merkezinde görev yapan bir grup bilim ( fen, marifet, bilgi ) adamı, daha çok 3 ila 7 yaşlarındaki çocuklarda görülen akut lenfoblastik lösemi (ALL) ile evlerde temizlik ( saflık, bekâret, arılık ) için kullanılan kimyasal ( kimyevi ) ürünlerin arasında bağlantı olabileceğini ortaya koydu. Bilim adamları, araştırmada, ALL hastası 41 çocuk ve anneleri ile 41 sağlıklı çocuk ve annelerinin idrar ( küçük abdest, sidik, hacet ) örneklerini inceledi. Araştırmanın sonucunda hasta çocuklarda ve annelerinde, evde kullanılan birçok kimyasal üründe mevcut olan ( kâin, vaki, hasıl ) toksin maddelerin yüksek seviyede bulunduğu tespit ( sabitleme, belirleme, saptama ) edildi. "Therapeutic Drug Monitoring" dergisinde yayımlanan araştırmada, bazı sağlıklı deneklerin tahlillerinde de ( bile, dahi ) rastlanılan bu maddelerin, ALL hastalarında ise daha yüksek miktarda ( kadar ) bulunduğu vurgulandı. Araştırma ekibinin başındaki Doktor Offie Soldin, hastalık ile "ev zehirleri" arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koyan verilere rağmen bunun sadece bir ( yeksan, sadece, eş ) varsayım olduğunun altını çizdi. Soldin, bu ikisi arasında nasıl ve neden ( niçin, münasebet, ne ) bir ilişki bulunduğunu ve özellikle de toksin maddeler içeren ürünlerin evlerdeki yüzde 85'lik yüksek kullanım oranına rağmen neden tüm bu çocuklarda hastalığın görülmediğinin açığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. |
Sigara 10 TL olacak
Araç sahiplerine MTV uyarısı
Volkswagen zarar açıkladı
'50 bin kişiye istihdam yaratacağız'
Polis memuru bıçaklandı
Antalya'nın Alanya ilçesinde bir polis ( zabıta, kolluk, kollukçu ) memuru, tartıştığı komşusu tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı. Polis memurunu bıçaklayan şahıs, gözaltına alındı. Edinilen bilgiye göre, Cumhuriyet Polis Karakolu'nda görev yapan polis ( zabıta, kollukçu, aynasız ) memuru Ali Bıyıklı (36), Cikcilli beldesi Saraybeleni mahallesindeki Yılmazoğlu apartmanında oturan ve evli olduğu öğrenilen komşusu Cemil Y.'nin (36) evine gitti. Bıyıklı, apartmana girerken Cemil Y. ile karşılaştı ve tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Cemil Y. belinden çıkardığı bıçakla polis memuru Ali Bıyıklı'yı sol bacağından 3 kez bıçakladı. Cemil Y., daha sonra ( bilahare, ahir, ileri ) yere yığılan polisin kafasına sert bir ( yeksan, sadece, tek ) cisimle vurdu. Apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine çağrılan 112 ekipleri, yaralı polisi memurunu Alanya Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Hastanenin acil servisinde ilk müdahalesi yapılan Bıyıklı, daha sonra ameliyathaneye alındı. Ayağındaki ve başındaki yaralara dikiş atılan polisin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Polis memurunu bıçaklayan Cemil Y. bir süre sonra Alanya Emniyeti Asayiş Büro Amirliği'ne bağlı ekipler tarafından apartmanda gözaltına alındı. Kavganın neden çıktığı araştırılıyor. |
Ordu'da doktora silahlı saldırı
Ordu'nun Ünye ilçesi Erenyurt beldesinde sağlık ocağında görev yapan bir doktor silahlı saldırı sonucu yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Erenyurt Sağlığı Ocağı'nda görevli pratisyen hekim Adnan Sert (37), iş yerinin önünde kimliği henüz belirlenemeyen kişi ya da kişilerce silahlı saldırı sonucu yaralandı. Sert, yapılan ilk ( ön, evvel ) müdahalenin ardından Fatsa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ameliyata alınan Sert'in kalçasına isabet eden ( fail ) 3 kurşunun çıkarıldığı, sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Soruşturma sürdürülüyor. |
Cenk Eren'e bekarlığa veda partisinde taciz
Balina, dalgıcın hayatını böyle kurtardı
Dalgıcın bacağını ısırmış balinanın görüntüsü herkesi dehşete düşürdü. Oysa balina, kadın dalgıcın hayatını kurtarıyordu. Çin'in kuzeydoğusunda yapılan bir dalma yarışmasına katılan Yang Yun'un vücudu soğuk suya dayamadı ve 26 yaşındaki dalgıç soğuktan bacaklarını oynatamayacak hale ( ağıl, ayla, ay ağılı ) geldi. Ama morina balinası Mila, dalgıcın hayatını kurtardı. İçinde morina balinalarının da olduğu, 6 metre derinliğinde ve suları buz gibi olan tankın içinde en uzun kalan ( mütebaki, artan ) yarışmacı, dalma yarışını kazanıyor. Yang Yun'un da hedefi buydu. Ama su sıcaklığının çok düşük olmasına dayanamadı ve dipteyken bacaklarına kramp girdi. Hareket edemeyen Yun, 'artık sonumun geldiğinden emindim, artık bir ölüyüm diye düşünüyordum' dedi. Ama tam o sıra da bir morina balinası olan ( kâin, hasıl, vaki ) ve tankın içinde yaşayan Mila, Yun'un yardımına yetişti. Genç kadını önce kafasının hafif darbeleriyle düzeltti, ardından bacağını ağzına alarak onu yüzeye çıkardı. Tankın cam duvarlarından olan biteni, izleyenlerin büyük korkusu bir anda müthiş bir şaşkınlığa ve sevince dönüştü. , |
Ertosun'dan yargı açılımı
HSYK'nın Ergenekon davası ile ilgili tutumuna yönelik eleştirilere de ( bile, dahi ) basın toplantısında değinen Ertosun'un 'Yargı Açılımı' olarak nitelediği önerileri şöyle: "Dinleme konusunda biliyorsunuz Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin jandarmanın dinlemesiyle ilgili bir kararı vardı. Biz diğer birimler yönünden de yargı yoluna ( için ) başvurmasını istedik. Diğeri neydi? Arama kararlarını vermeye yetkili makam. Neresidir?İstanbul mudur yoksa aramanın yapılacağı yerdeki mahkemeler midir? İtirazlar yapılıyor. Bu itirazları kim inceleyecek? Mahkeme mi inceleyecek yoksa heyet başkanları mı inceleyecek? Adalet müfettişlerinin talepleri yönünden de ( bile, dahi ) dinleme kararları veriliyor. Bu yasal mı, değil mi bunun incelenmesini istedik." |
Lösemiye davetiye çıkarmayın
Amerikalı bilim adamları, evlerde temizlik amaçlı kullanılan kimyasal ürünler ile oda spreylerinin çocuklarda lösemi görülmesinin nedenlerinden biri olabileceğini bildirdi. İtalyan La Stampa gazetesinin haberine göre, Georgetown Üniversitesindeki Lombardi Kapsamlı Kanser Merkezinde görev yapan bir grup bilim adamı, daha çok 3 ila 7 yaşlarındaki çocuklarda görülen akut lenfoblastik lösemi (ALL) ile evlerde temizlik için kullanılan kimyasal ( kimyevi ) ürünlerin arasında bağlantı olabileceğini ortaya koydu. Bilim adamları, araştırmada, ALL hastası 41 çocuk ve anneleri ile 41 sağlıklı çocuk ve annelerinin idrar örneklerini inceledi. Araştırmanın sonucunda hasta çocuklarda ve annelerinde, evde kullanılan birçok kimyasal ( kimyevi ) üründe mevcut ( bulunan ) olan toksin maddelerin yüksek seviyede bulunduğu tespit edildi. "Therapeutic Drug Monitoring" dergisinde yayımlanan araştırmada, bazı sağlıklı deneklerin tahlillerinde de rastlanılan bu maddelerin, ALL hastalarında ise daha ( elan, henüz ) yüksek miktarda bulunduğu vurgulandı. Araştırma ekibinin başındaki Doktor Offie Soldin, hastalık ile "ev zehirleri" arasındaki bağlantıyı açıkça ortaya koyan verilere rağmen bunun sadece bir varsayım olduğunun altını çizdi. Soldin, bu ikisi arasında nasıl ve neden bir ilişki bulunduğunu ve özellikle de toksin maddeler içeren ürünlerin evlerdeki yüzde 85'lik yüksek kullanım oranına rağmen neden tüm bu çocuklarda hastalığın görülmediğinin açığa kavuşturulması gerektiğini söyledi. AA |
Cesedi 1 yıl evde kaldı!
Avusturya'nın başkenti Viyana'daki evinde cesedi bulunan emekli kadının bir ( yeksan, birleşik, ancak ) yıl önce öldüğü tahmin ediliyor. Kentin Ottakring mahallesi Friedmann sokağındaki evinde tek başına yaşadığı belirtilen kadının öldüğünün komşuları tarafından da ( dahi, bile ) anlaşılamadığını kaydeden polis yetkilileri, son zamanlarda evden ağır koku ( dem, belirti, buke ) gelmesi üzerine komşuların kendilerini aradığını bildirdi. İsmi açıklanmayan emekli ( mütekait, zahmetli, tekaüt ) kadının cesedinin tanınamayacak durumda olduğunu belirten ( tamlayan ) polis, buzdolabındaki bazı yiyeceklerin son tüketim tarihinin ağustos 2008 olduğunu, bunun da kadının bir yıl önce öldüğüne işaret ettiğini ifade ( deyiş, söylem, söyleyiş ) etti. Polisin, yaptığı araştırmada kadının herhangi bir yakınını da saptayamadığı kaydedildi. AA |
Berrak kaç çekiyorlar!
Marmara Depremi için şarkı
Sözü ve müziği Can Yüksel'e ait, düzenlemesini Atilla Özdemiroğlu'nun yaptığı ''İlk Sayfalar'', Marmara Depremi'nin 10. yıl dönümünde dinleyicilerle buluşacak. Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, hayatın trajik dönüm noktalarından önceki mutlu günlere ışık tutan ''İlk Sayfalar'', geçmişe uzanarak özlem ve hüzünleri dile getiriyor. Ailelerin ve dostların bir arada olduğu zamanlar, ''İlk Sayfalar'' adı altında anılıyor. Üniversite 3. sınıf müzik-kompozisyon öğrencisi olan Can Yüksel'in, yaşanmış olayların anlatıldığı yeni besteleriyle hayatlarını zamansız kaybetmiş insanları yıl içinde de anmaya devam ( kesilmeme, parça, sürme ) edeceği bildirildi. AA |
"Konuşma sırası bende"
Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı 1500 oy farkla kazanan MHP'li Aytaç Durak, seçim sonrası ilk kez konuştu. Başkan Durak, kendisine iftira edenler için 30 ayrı suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. AK Parti adayı Mehmet Ali Bilici hakkında 2 ayrı dava açıldığını belirten Durak, "Artık konuşma sırası bende. Türk adaleti bunlara cezalarını verecektir" dedi. Neşet KARADAĞ/ ADANA(AHT) Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, seçim sonrası suç duyurusunda bulunduğu AK Parti'nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Bilici ile ilan verdiği Hürriyet ve Posta gazeteleri hakkında Bakırköy 2'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan 2 ayrı davayla ilgili Adana adliyesine giderek talimatla ifade verdi. İfadenin ardından makamına giden Başkan Durak, basın açıklaması yaptı. Seçimin ardından ilk kez konuştuğunu belirten Başkan Durak, Adana'daki seçimlerde Türkiye'de yaşanmamış çirkinlikler sergilendiğini ifade ederek, "Niye sergilendi. Neden Aytaç Durak konuşmadı. Ortalığın sakinleşmesini bekledim. Bugünden sonra ben ( ego ) konuşacağım" dedi. Hakkında diğer adayların savcılığa yaptıkları başvuruların kabul edilmeyip ters yüz edildiğini, kendi başvurularının kabul edilip dava açıldığını ifade eden Başkan Durak, şunları söyledi: "Bunlardan biri de Mehmet Ali Bilici. Beraat ettiğim mal varlığı davasıyla ilgili taraflı müfettişin raporlarını gazetelere ilan vererek şahsıma hakaret etmiştir. Ben sokaktan gelmedim. Binlerce konut yaptım. Ne acıdır ki; Mehmet Ali Bilici, komşum olduğu, mal varlığımı bildiği halde seçimi kaybetmenin telaşı içinde hakkımda olmadık dedikodular, iftiralar yönlendirmiştir. 5 defa seçilmiş belediye başkanına yapılan hakaretlerin Türk adaletince cezalandırılacağına inanıyorum." Başkan Durak, seçim sonrası hakkında iftirada bulunanlar ve karalama yapanlar hakkında 30'un üzerinde suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. Durak, "Hepsi sırasıyla hesap ( tutum, adisyon, anlayış ) verecek. Yine söylüyorum oylarım yüzde 60'ın altında değildir. Adana'da Aytaç Durak sevgisi vardır" dedi. |
Faiz beklentisi borsayı 41 bine taşıdı
Öte yandan ABD'de yarın açıklanacak ikinci çeyrek büyüme verisinin piyasalara yön vermesi bekleniyor.
Antalya ve Çorum'da iki yeni tabiat parkı
|
Milas'ta yangın çıktı
Muğla'nın Milas ilçesinde, tarım arazisinde başlayan ve ormanlık alanı tehdit eden yangın, kısa sürede söndürüldü. Alınan bilgiye göre, Milas'ın Kıyıkışlacık mevkisinde, bir ( vahit, ancak, eş ) tarım arazisinde, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Alevlerin bölgedeki ormanlık alanı tehdit etmesi üzerine, 1 helikopter, 5 arazöz ve orman işçileriyle yangına müdahale edildi. Yangını ormanlık alana sıçramadan kontrol altına alan ekipler, soğutma çalışmasına başladı. AA |
Yaşları küçük, cesaretleri büyük hırsızlar
|
9 Ağustos 2009 Pazar
Petrol hırsızlığına suçüstü
Şırnak'ın Silopi ilçesinde, Kerkük- Ceyhan Ham Petrol Boru Hattından petrol ( yer yağı ) çalmak isteyen bir kişi Jandarma ekiplerini görünce aracını terk ( ayrılma, bırakma, vazgeçme ) ederek olay yerinden kaçtı. Yapılan operasyonda olayla ilgili kaçan şahsın dışında bir kişi gözaltına alındı.
|
Haluk Levent hastanelik oldu
İHA |
FİYASKO!
Saba Tümer'in Habertürk Televizyonu ile sözleşmesini ihlal etmek pahasına jüri üyesi olarak katıldığı Star Televizyonu'nda yayınlanan Süper Star Aile yarışmasında reyting fiyaskosu yaşanıyor! Yüksek maliyetine rağmen izleyiciden ilgi görmeyen programdan Süper Star Ajda Pekkan ayrıldı. Pekkan programı konserlerini bahane göstererek terk etti ancak gerçek neden ( illet, niçin, ne ) yakın çevresinden alınan bilgilere göre kötü giden ( revan ) programın imajını zedelemesinden rahatsız olması. Meltem Cumbul'un sunduğu programda Saba Tümer, Ajda Pekkan ve Gökhan Özen jüri üyesi olarak yer ( dünya, önem, arsa ) alıyordu. Üç haftadır ekrana gelen program düşük reytingiyle kanal yöneticilerini de büyük hayal kırıklığına uğrattı. |
Yunanistan'ın ilginç iddiası
Yunanistan'ın Semadirek adasında bir Batı Trakyalı Türk'ün Türkiye için casusluk yaptığı iddiasıyla yakalandığı öne sürüldü. Atina'da yayımlanan Ethnos gazetesi, geçen pazar Savunma Bakanlığı, Yunan Gizli Servisi (EYP) ve polisin ortak operasyonuyla kimliği açıklanmayan 30 yaşındaki bir ''Trakyalı Müslüman'ın'' adadaki askeri tesislerin fotoğraflarını çekerken yakalandığını yazdı. Ethnos, Meriç bölgesindeki Küçük Derbent (Mikro Derio) köyünden olduğunu belirttiği gencin üzerinde ''askeri tesisler, çevre yollar ve altyapıya ait 600 fotoğraf karesi'' bulunduğunu ve bunlardan ''400'ünün stratejik anlamda teknik önem taşıdığı'' değerlendirmesinin yapıldığını öne sürdü. Batı Trakyalı gencin ilk ifadesinde, ''Türk gizli servisleri için uzun zamandır özel görevle resim çektiğini ve bunları kimliklerini bilmediği şahıslara teslim ettiğini'' söylediğini belirten Ethnos, gencin ''Anavatanım Türkiye için çalışıyordum'' dediğini de iddia etti. Ethnos, ifadesinde para karşılığı resimleri çektiğini itiraf ettiğini öne sürdüğü gencin, 2 avukatının polis merkezine gelmesinin ardından konuşmayı reddettiğini de yazdı. AA |
"Türk ordusu çok güçlü ama..."
ABD’nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi Frank Urbancic, Kıbrıs sorununda mevcut ( bulunan ) sıkıntılara karşın birçok ilerleme sağlandığını ve çözüm için bir fırsat penceresi bulunduğunu, ancak bu fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalmayacağını ve şimdi çözüm yönünde önemli çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi. Washington’da Woodrow Wilson Merkezi adlı düşünce kuruluşunda konuşan Urbancic, Kıbrıs’ta etnik çatışma yaşanmadığını, sınırın açık olduğunu ve iki tarafın da çözüm için çaba gösterdiğini anlatarak, “Şimdiye kadar tam 22 güvenlik artırıcı önlem üzerinde anlaşıldı. Şimdi de Yeşilırmak sınır kapısının açılması için çalışılıyor” dedi. Kıbrıs’ta çözüm çalışmalarının iki tarafın inisiyatifinde yürütüldüğünü kaydeden Urbancic, taraflara çözüm dayatma yönünde hiçbir niyeti olmayan ABD’nin tüm arzusunun, görüşmeleri destekleyici, kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı bir rol oynamak ( aldatmak, karıştırmak, dingildemek ) olduğunu söyledi. Urbancic, AB’nin bu yıl sonunda Türkiye’nin adaylık performansını değerlendireceğini, KKTC’de de gelecek nisan ayında cumhurbaşkanı seçimi yapılacağını hatırlatarak, çözüm için mevcut fırsat penceresinden, bu tarihlere kadar yararlanılması gerektiğini belirtti ve “fırsat penceresi sonsuza kadar açık kalmayacak” dedi. Büyükelçi Urbancic, Türkiye’nin bölgede önemli bir güç olduğunu, ancak bunun Türkiye’nin her ( değme ) dediğini yaptıracağı anlamına gelmediğini ifade ( dışa vurum, söyleyiş, rapor ) ederek, “Türkiye pozitif bir ( benzer, ancak, bir kez ) rol oynuyor” diye ( niteleyerek, sanarak, diyerek ) konuştu. Türkiye’nin güçlü bir ülke, Türk ordusu ve askerinin de çok iyi olduğunu belirten Urbancic, bunun örneğinin Kore’de görüldüğünü kaydetti. Bir Rum diplomatın, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de petrol aramaya hazırlandığını ifade ederek bunu eleştirmesi üzerine Urbancic, Türk tarafının da Rumları, büyük bir ABD şirketiyle petrol aramaya çalışmakla suçladığını hatırlattı. Urbancic, “Kimse tahrikkar davranmamalı, Kıbrıs’taki süreci tehlikeye atmamalı. Gerginliğin azaltılması gerekli” dedi. |
İngiltere'de konut fiyatları yüzde 1.3 arttı
Madonna İsrail gazetesine makale yazdı
AA |
Babasının kuzu'Su'
GAZETE HABERTÜRK-HT MAGAZİN-BARIŞ ENGİN |
Bir tekstil devi daha iflas etti
Haberde, uzun süredir iflas davası süren ve son bir yılını kayyum yönetiminde geçiren Berk Çorap’ın 21 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen son davasında mahkemenin şirketin iflasına karar verdiği bildirildi.
Bir dönemin ünlü çorap markası Berk, Bemoteks Tekstil ticari unvanıyla uzun yıllar faaliyet gösterdi. Son yıllarda perakendeye ağırlık veren Berk üç tanesi yurtdışında olmak üzere toplam 23 mağazaya ulaşmıştı.
İKİ YILLIK SIKIŞIK DÖNEM
Ancak yaklaşık iki yıldır devam eden sıkışıklık sırasında hızla mağazalarını kapatmak zorunda kalan Berk’in iflas ( batkı, batkınlık ) öncesi mağaza sayısı sekiz’e indi. Ancak iflas haberinin hemen ardından Berk’in uzun süredir kira ödemelerini yapmadığı alışveriş merkezlerindeki mağazalarının da AVM yönetimlerince kapatıldığı gözlendi. İstanbul’un ünlü alışveriş merkezlerinden Akmerkez, Carousel, Tepe Natilius ve İzmir Agora’daki mağazaları mahkemenin iflas kararının hemen ardından kapatıldı. Böylece Berk ismi altında sadece dört mağaza kaldı.
FARKLI ADLARLA YOLA DEVAM
Söz konusu dört mağaza başka ticari unvanlarla faaliyetlerini sürdürmeye başlarken, Carrefour ve Citys’de bulunan Berk mağazaları BRK Tekstil, İzmir Alsancak’daki mağaza İRK Tekstil ve Şaşkınbakkal mağazası ise BB Tekstil’in kontrolüne geçti.
Haberde, şirkete yakın kaynakların yaklaşık bir yıldır mağazaların tüzel kişiliklerinde değişiklik yapıldığı belirtilirken, şirketin iflası için adeta hazırlandığını ileri ( sonra, müterakki, gelecek ) sürüldü. Radikal'e konuşan, Arat Hukuk Ofisinden Avukat Sercan Altay, Bemoteks firması iflas etmesine rağmen Berk’in kurulan farklı şirketler sayesinde aynı isimle faaliyetlerini sürdürdüğüne dikkat çekerek şu açıklamada bulundu:
“Berk mağazaları Bemoteks şirketine aitti. Ancak şirket mahkemede iflas davalarının görüşüldüğü son bir yılda mağazalarını BRK Tekstil, İRK Tekstil, BB Tekstil şirketlerine kaydırmaya başladı. Zaten iflastan sonra Bemoteks’e ait kalan son dört mağazada faaliyetlerini durdurdu. Bemoteks şirketi yaklaşık bir yıldır kayyum yönetiminde. Ve kayyumların son bir yılda olumlu rapor vermeleri yüzünden bu şirket haciz ve iflastan korundu.
Alacaklılar alacaklarını tahsil edemedi. Şirkette ne ( hangi, nasıl, neden ) değişti de son iki ayda rapor bir anda olumsuza çevrildi ve mahkeme 15 dakika içinde şirketin iflasına karar verdi. Bu oldukça manidar.”
Bu arada sözkonusu bir yıllık dönemde çok sayıda çalışanını işten çıkartan buna karşın kıdem tazminatlarını ödeyemeyen Berk’in bu arada halen mağazalarında çalışanlarına da gecikmeli maaş verdiği için iki aylık maaş alacaklarının biriktiği de ( bile, dahi ) öğrenildi. Bu arada işten çıkartılan çalışanlardan bazılarının da şirkete dava açmaya hazırlandığı belirtildi.
MECİDİYEKÖY'E TAŞINDI
Buna karşın dört mağazasının ticari unvanlarını değiştirerek iflas kararından kurtaran Berk’in büyük ortaklarının ise bu gelişmelerden çok da ( dahi, bile ) etkilenmediği öne sürüldü. Merkezi İstanbul Kâğıthane’de bulunan ve iflas davaları açıldıktan sonra yıllardır faaliyet gösterdiği şirket merkezini Mecidiyeköy’e taşıyan şirketin ortakları arasında Nesim İsak Berk, (Başkan), Ali Levi ve Mayir (Maryo) Berk bulunuyor.
Ancak son yıllarda şirkette öne çıkan isim şirketin başkanı Nesim İsak Berk’in oğlu Maryo Berk. Sektörün tanınmış ismi Maryo Berk son yıllarda spor camiasında da öne çıkmaya başladı. Beşiktaş taraftarlarının yakından tanıdığı Maryo Berk’in, özellikle son yıllarda klübün yurtdışı oyuncu transferlerini yürütmesi yüzünden adından sıkça bahsedilir oldu.
Pegasus Havayolları'ndan hediye kampanyası
ERTOSUN'UN TOPLANTISINDA OLAY ÇIKTI
HSYK Üyesi Ali Suat Ertosun'un düzenlediği basın toplantısında olay çıktı. Salonda kısa bir süre itiş kakış yaşandı. Ertosun açıklamasından sonra ( ahir, bilahare, ileri ) soru almak için basın mensuplarına duyuruda bulundu. Birkaç soru cevaptan sonra, Ertosun'na Vakit muhabiri soru sordu. Ertosun bu soruya "maksatlı" dedi ancak ( yalnızca, sade, fakat ) soruyu yanıtladı. Bu olaydan sonra gazeteci görevliler tarafından dışarı çıkarıldı. Vakit Gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven'in tepkisi üzerine Ertosun : "Ben soru ( istifham, sual ) sormasını engelledim mi? Bu olayı bana mal etmeyin. Benim iradem dışında gerçekleşti. Dışarı çıkarılan arkadaştan da özür dilerim" dedi. Vakit Gazetesi muhabiri tartışmanın ardından salona alındı. KARA KARE OLAY ANI! FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN! OLAYA SEBEP OLAN SORU: Genç hakimlerin bu tür yemeklere katılmasını (Kent Otel'deki toplantılar), Ergenekon sanıklarıyla yemek yemesini tavsiye eder misiniz? SALONDA GERGİN DAKİKALAR. İŞTE GÖRÜNTÜLER. VİDEO İÇİN TIKLAYIN |
Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci
ERZİNCAN BEŞİK GİBİ
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, Erzincan'ın Çağlayan ilçesi civarında saat 10.37'de gerçekleşen depremin büyüklüğü, 4.9 olarak ( namına ) ölçüldü. 4.9'luk bu depremin hemen ardından 3.2'lik bir ( bir kez, ancak, vahit ) sarsıntı oldu. Bu sarsıntının ardından ise yine ( tekrar, gine, yeniden ) Erzincan 3.1'lik bir artçı sarsıntıyla sallandı. |
Taşıt Vergisi için yarın son gün
|
Tayvan'a okumaya gitti orada meşhur oldu!
Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesinden okumak için gittiği Tayvan'da bir reklam filminde oynayan 29 yaşındaki Uğur Rıfat Karlova, kısa sürede şöhret kapılarını aralayarak televizyon yıldızı oldu. VİDEO İÇİN TIKLAYIN Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesinde işçi bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelen ( mevrut ) Uğur Rıfat Karlova, ilk, orta ve lise eğitimini Tekirdağ'da tamamladı. Tekirdağ'da Anadolu Turizm Otelcilik Lisesi'nde okuyan Rıfat Karlova, ardından Mersin Üniversitesi Anamur Meslek Yüksek Okulu Turizm ve Otelcilik Bölümü'nü tamamladı. Üniversite eğitimi boyunca yazları rehberlik yapan Karlova, yeniden üniversite sınavına girerek Turizm Bakanlığı'nda görevli bir arkadaşının tavsiyesi ile Çince öğretilen Sinoloji Bölümü'ne kayıt yaptırdı. Bir taraftan tamirhanede çalışan diğer taraftan akşamları da sınava hazırlandığını ifade eden Karlova, "Okulun internet sitesinde 'Başarılı öğrenciler bursla Çin'e gidebilir' yazıyordu. Bu bursu kazanma umuduyla Sinoloji Bölümü'ne gitmeye karar verdim. Bir taraftan tamirhanede çalışıyor, akşamları da sınava hazırlanıyordum. Kazanamazsam askere gidecektim, kazanırsam önümde başka bir kapı açılacaktı. Babam da okuma ( kıraat ) kararımı destekledi" dedi. Bu kararının hayatını tamamen değiştirdiğini belirten Uğur Rıfat Karlova, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Sinoloji (Çince) bölümünden 2006 yılında mezun olduğunu söyledi. 2006 yılında Tayvan Turizm Bakanlığı'nın verdiği bursu kazanarak dil ve yüksek lisans yapma şansını yakalayan Karlova, Tayvan'daki ilk yılında Ulusal Tayvan Normal Üniversitesi'nde 1 yıl Çince hazırlık eğitimi aldı. Karlova, bu sürede Tayvan ve Çin televizyonlarında birçok yapıma oyuncu ya da konuk ( mihman, misafir ) olarak katıldı. 2007 yılından itibaren aynı okulun Siyaset Bilimi Bölümünde yüksek lisansına devam etti. Karlova, şov dünyasına giriş öyküsünün ise tamamen tesadüf sonucu olduğunu söyledi. Başından gelen ilginç olayları anlatan Karlova, "Bir gün sokakta yürürken iki Tayvanlı 'Bakar mısınız' dedi. Bir reklam filminde rol alacak yabancı arıyorlarmış. Kaldırımda fotoğrafımı çekip onlardan haber beklememi söylediler. Hatta 'arkadaşların varsa onlara da haber ver, bir barı yabancılarla doldurmamız gerekiyor' dediler. Okula dönüp arkadaşlarıma haber verdim, onlar da kabul etti, bir ( bir kez, vahit, sadece ) Guatemalalı, Bir Türk, bir Naurulu arkadaşımla çekime gittik. Orada kalabalık bir sevinç anı yarattık. Reklam şu anda TV'lerde gösteriliyor" dedi. Bu reklam filminden sonra televizyon dünyasında şansı açılan Karlova'ya Tayvan Devlet Televizyonu'nun çekeceği ilk ulusal tarih belgeselinde rol ( gösteriş ) teklif edilmiş. Karlova, 1800'lerin sonunda Tayvan'a gelen, ülkede çok tanınan Batılı misyonerlerden Kanadalı George Leslie MacKay'i canlandırmış. Nissan, Beko, 3M, Gigabayt gibi markaların reklamlarında kamera karşısına geçen Karlıova, Tayvanlıların çektiği 17 Ağustos Depremi'ni anlatan filmde de 'Mühendis Abdullah' olarak rol almış. Halen Tayvan televizyonlarının en çok izlenen şov programlarından biri olan 'Halin's Show'u sunan Karlova, buradaki performansı ile Tayvanlıların beğenisini topluyor. Zaman zaman Türkçe şarkılar söyleyen Karlova programda Türk yemekleri de yapıyor. İHA |
Mitsubishi zarar etti
Camide katliam!
Nijerya'da ordu Taliban hareketi yanlısı radikal dinci militanların gittiği bir camiyi bombaladı, saldırıda onlarca kişi öldü. Ordu komutanı Tümgeneral Salih Mayna, dün gece düzenlenen saldırıda Taliban yanlısı hareket liderinin yardımcısının öldüğünü, ancak liderin yaklaşık 300 yandaşıyla kaçtığını söyledi. Olaya tanıklık eden Associated Press muhabiri de saldırıdan sonra ( ahir, ileri, bilahare ) camide 100 kadar ceset gördüğünü kaydetti. Nijerya'nın kuzeyinde, güvenlik güçleriyle Afganistan'daki Taliban hareketi yanlısı radikal dinci militanlar arasında çıkan çatışmalarda 150 kişi ölmüştü. |
Çin'de felaket
Çin'in güneyinde aşırı yağışların neden olduğu sel ve toprak kaymalarında en ( genişlik, arz, işaret ) az ( birkaç, yufkalık, tek tük ) 66 kişi öldü. Şinhua ajansının haberinde, on binlerce kişinin de evlerinden tahliye ( boşaltma ) edildiği belirtildi. Haberde, Siçuan, Guizhou, Guangçi, Hunan and Jiangçi'yi kapsayan bölgeyi vuran yağışların yol ( tarik, minval, muamele ) açtığı maddi ( maddesel ) hasarın 50 milyon dolar olduğu kaydedildi. |
Süperstar 'aile'sini bıraktı
Karadeniz sahilyolunun neden olduğu bir hasar yok
|