28 Mayıs 2007 Pazartesi

Kuş gribi virüsüne iki senaryo

Kuş gribi virüsü dünya çapında bir salgına yol açacak mı açmayacak mı?


Bilim adamlarına göre iki senaryo var. Birincisi kötü senaryo. Bu senaryoya göre H5N1 virüsü 42 insandan 32’sinde ölüme yol açtı. İnsandan insana bulaşmayı sağlayacak dünya çapında bir salgının tüm ön şartları yerine geldi. Kuş gribiyle ilgili ikinci senaryo ise iyi senaryo. Kuş gribi hayvan-insan etkileşiminin en yoğun olduğu Asya bölgesinde ortaya çıktı. ama insandan insana bulaşmayı sağlayacak genetik değişiklik olmadı. Virüs ya yaşayamadı ya da zor yayılıyor.

İlk kez 1878 yılında İtalya’da tanımlanan İnfluenzavirüs A H5N1, Türkiye için de risk oluşturmaya devam ediyor. Bir salgın endişesiyle önlemler alınmaya devam ederken bilim adamları da olası senaryoları tartışıyor.

Göğüs hastalıkları uzmanlarının derneği, Türk Toraks Derneği Başkan Yardımcısı Prof Dr Eyüp Sabri Uçan’a göre kuş gribiyle ilgili kötü senaryonun yani dünya çapında bir salgının gerçekleşmemesi için grip aşısı yapılması son derece önemli:
“Eğer bir insanda kuş gribi virüsünü alırsa, aynı zamanda da insan tipi grip virüsünü alırsa, genetik kayma olabilir. Yani genetik değişimle insandan insana bulaşabilen kuş gribi formu ortaya çıkabilir. En tehlikelisi ve dünya çapında salgına neden olabilecek durum budur. Grip aşısı ise işte bu eş zamanlı enfeksiyonu yaşayan kişilerde virüsün genetik değişim geçirmesini engelleyebilir diye öneriliyor. Yoksa direkt olarak kuş gribine etkisi yok. Kuş gribi salgınları bir ülkenin içine yayılacak olursa, kontrol altına alınması çok güç olabilir. Örneğin 1992’de Meksika’da patojenitesi düşük virüsla başlayan salgın, oldukça ölümcül bir biçime dönüşmüş ve 1995’e dek kontrol altına alınamamıştır.”

GRİP SALGINLARI
Kuş gribi virüsünde olabilecek genetik değişmeyle ilgili tarihsel bir değerlendirme yapan Prof Dr. Eyüp Sabri Uçan, şöyle konuşuyor:
“Tarihsel olarak incelendiğinde 20. yüzyılda 9-39 yıl arayla antijen kayması sonucu ortaya çıkan yeni virüs alt tiplerine bağlı dört ya da beş grip pandemisi olmuştur. 1918-1919 yıllarındaki H1N1 pandemisinin 40-50 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Ardından 1957-1958 (H2N2), 1968-1969 (H3N2) ve 1977-1978 (H1N1) pandemileri olmuştur. Halen dünya üzerinde H3N1 ve H1N1 virüsları birlikte dolaşmaktadır. Bundan sonra da yeni pandemilerin olması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Uğradıkları sık ve kalıcı antijen değişmeleri nedeniyle, dünya üzerindeki grip virüsü aktivitesi sürekli olarak izlenmekte ve grip aşılarının bileşiminde her yıl ayarlamalar yapılması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu amaçla 1947’de başlattığı Küresel Grip Programı’nı uygulamaktadır.”

KUŞ GRİBİYLE İLGİLİ OLUMLU SENARYO
Kuş gribiyle ilgili ikinci senaryo, iyi senaryo. Kuş gribi hayvan-insan etkileşiminin en yoğun olduğu Asya bölgesinde ortaya çıktı. ama insandan insana bulaşmayı sağlayacak genetik değişiklik olmadı. Virüs ya yaşayamadı ya da zor yayılıyor. Prof Dr. Eyüp Sabri Uçan, kuş gribinin bulaşma riskiyle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Kuş gribi virüsları genellikle insanları doğrudan infekte etmez ve insanlar arasında dolaşmaz. İnsanda kuş gribi virüslarıyla oluştuğu bildirilmiş doğal infeksiyon sayısı çok azdır. Ancak gönüllü çalışmalarıyla kuş kökenli kimi virüslarla infekte edilmiş insanlarda kısa süreli infeksiyonların geliştiği de gösterilmiştir. İnsanlardaki olguların infekte kümes hayvanları veya kontamine yüzeylerle temas sonucunda geliştiği düşünülmektedir. Kuş gribi virüslarının insanlar arasında tutunabilmesine karşı bir dereceye kadar etkili bir engelin bulunduğu açıktır. Bu engel, gen segmentlerinden bir ya da birkaçıyla ilişkilidir.”

“Normalde hiçbir enfeksiyon kolay kolay tür engelini aşmadığını” belirten Prof Dr. Eyüp Sabri Uçan, dünyanın kötü senaryoya hazırlıklı olması gerektiğini hatırlatıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Yani kuşlar arasındaki enfeksiyon kuşlar arasında sürer. Ancak Güneydoğu Asya’da kaplanlarda domuzlarda da kuş gribi görüldü.Kuş gribi virüsunun doğal rezervuarı, yeşilbaş ördeklerdir ve infeksiyona en dayanıklı olan kuşlar da.bunlardır. Virüsları çok uzaklara taşıyabilmelerine ve dışkılarıyla çıkarmalarına karşılık, yalnızca hafif ve kısa süren bir hastalık geçirirler. Evcil ördeklerdeki infeksiyon ise tıpkı tavuklar, hindiler, kazlar ve benzeri kümes hayvanlarındaki gibi öldürücüdür. Virüs, infekte yabanıl kuşların dışkılarıyla kümes hayvanlarının arasına girebilir. Canlı kuşların sıkışık ve sağlıklı olmayan koşullarda satıldığı pazarlar da bir başka yayılma kaynağı olabilir. Kuş gribi virüsları, kuşları ve daha seyrek olarak domuzları infekte eder. İnfekte kuşlar, virüsu tükürük, burun salgıları ve dışkılarıyla yayarlar. Hollanda’da ev kedilerinde gösterilen deneysel infeksiyon ve Tayland’da infekte kaplan ve leoparlardan H5N1 virüslarının izolasyonu, kedigillerin de infeksiyonu bulaştırabileceğini düşündürmektedir. Kuş gribi virüsları, çevrede özellikle düşük sıcaklıkta uzun süre etkinliğini koruyabilir.”

KİMLER AŞI OLMALI
Kuş gribinden korunmak için 50 yaşın üzerindeki herkesin aşılanması öneriliyor. Ayrıca yaşları daha genç olsa da kalp, diyabet, yüksek tansiyon hastalarının, yeni ameliyat geçirenlerin, sağlık personelinin, kümes hayvanı yetiştiricilerini, itlaf ekibinde olanların da aşısı olmaları büyük önem taşıyor.

Hiç yorum yok: