24 Temmuz 2009 Cuma

Eile herbei Ali!

eile-herbei-ali.jpgAlmanya'da okullardaki Alevilik derslerinin Almanca verilmesine kimi Alevilerden itiraz geldi. Alevi deyişlerinin Almanca'ya tercümesi durumunda anlamını yitirebileceğini hatta komik hale gelebileceğini iddia edenlerden Celal Aydemir, "Gülbenk'i (Alevi cemlerinde toplu halde okunan dua) Almanca'ya nasıl tercüme edeceksin? Edersin ama kendine güldürürsün. Yetiş ya Ali'yi 'Eile Herbei' diye söyleyebilir misiniz? semahları Almanca'ya tercüme ettiğinizde sadece şiirsel bir özellik taşır ya da komik şeyler ortaya çıkar. 'Turnalar Semahı'nı Almanca'ya tercüme edip çocuklarımıza inanç olarak öğretebilir misiniz? Çocuk 'turna'yı karga gibi, serçe gibi bir kuş olarak kafasında canlandırıyor. Bunu ancak kendi mormlarımız içerisinde okuyup anlayabiliriz" diyor. İtirazlara karşın, Alevilik derslerinin içeriğini hazırlayan Avrupa Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Turgut Öker, Alman Anayasası'na göre, Almanca dışında bir dilde eğitim vermenin mümkün olmadığını belirterek, dersi alan Elevi öğrencilerin Türkçe'yi ve Almanca'yı da iyi bilmelerinden dolayı aradaki anlam kaymalarını anlayabilecek ve bunu kafalarında düzeltebilecek düzeyde olduklarını belirtti. Almanya'da 2002 yılında balayan Alevilik dersleri, bu yıldan itibaren ülkenin üçte ikisinde isteğe bağlı olarak okutulacak.

Ali Kemal ERDEM / AHT

Almanya'da ilk defa 2002 yılında kimi eyaletlerin eğitim müfretadına giren Alevilik dersleri, hızla yaygınlaştı. Geçtiğimiz yıl üç eyalet daha talep gelmesi halinde okullarında Alevilik dersleri verilmesini kabul etti. Böylece, önümüzdeki Ağustos ayında başlayacak yeni eğitim döneminde Almanya'nın neredeyse üçte ikisinde "Alevilik" ders konusu olarak işlenebilecek.

Derslerin içeriği Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu'nun (AABD) eğitim komisyonunca hazırlandı ve gelişmelerde federasyonun büyük rolü oldu. Ancak derslerin içeriğine Almanya'daki kimi Aleviler itiraz etti. Cem Vakfı'nın yayın organı niteliğindeki "Habercem" sitesinin Almanya temsilcisi Fazilet Yoleri'nin "Almanya'daki Alevilik Dersleri" başlıklı yazı dizisinde de bu tartışmalar yer aldı. Almanya'daki bazı kanaat önderleri, AABF'nin hazırladığı ders müfredatını yetersiz bulup hazırlanırken görüşlerinin alınmamasından yakındı. En dikkat çekici itirazlar ise, derslerde İslam kelimesinin kullanılmamasına ve derslerin Almanca verilmesine yönelik olanlar.

"GÜLBENK'İ ALMANCA SÖYLERSEN KENDİNE GÜLDÜRÜRSÜN"

"Alevilik Dersleri 1" ve "Alevilik Dersleri 2" kitaplarının yazarlarından, eğitimci
Celal Aydemir, derslerin Almanca verilmesine karşı olanlardan:

"Gülbenk'i (Alevi cemlerinde toplu halde okunan dua) Almanca'ya nasıl tercüme edeceksin? Edersin ama kendine güldürürsün? Semahları Almanca'ya tercüme ettiğinizde sadece şiirsel bir özellik taşır ya da komik şeyler ortaya çıkar. Örneğin bizde 'Turnalar Semahı' vardır. Bu semahı siz Almancaya tercüme edip çocuklarımıza inanç olarak öğretebilir misiniz? Çocuk, ?turna'yı karga gibi, serçe gibi bir kuş olarak kafasında canlandırıyor. Bunu ancak kendi normlarımız içerisinde okuyup anlayabiliriz. Yahudiliğe inanan bir kimse ne Almanca, ne Fransızca, ne de İngilizce ibadet ediyor. İbadetler İbranice yapılıyor."

Dr. Özgür Savaşçı ise Alevi inancının birtakım temel kavramlarının Almanca'ya
çevrilmesinde bir dizi güçlük ortaya çıkabileceğini belirterek, "Bunlar konunun
uzmanları tarafından oluşturulacak bir komisyonda tartışılır, Almanca çeviriler
üzerinde bir uzlaşıya varılır, orijinalleri (Türkçeleri) ayraç içinde belirtilir.
Bunlar teknik sorunlardır, çözülmesi olanaksız değildir" dedi.

"ALMANCA ANAYASAL ZORUNLULUK"

AABF Başkanı Turgut Öker ise itirazları, "Bekara karı boşamak kolay" deyişiyle
yanıtlarken "Alman Anayasası'na göre Almanca dışında bir dilde eğitim vermek mümkün değil. Önemli olan Almanya'nın Alevilik dersleri verilmesini kabul etmesi. Böylece Alevilik tanınmış oldu. Sonuçta Alevilik dersleri Türkçe verilecek diye Almanya'nın Anayasası'nı değiştirmesini isteyemeyiz. Bu eleştiriler biraz da kıskançlıkla yapılıyor. Yoksa derslerin Türkçe olmasını biz de isterdik" dedi.

"BAZI ÇOCUKLARIN ANA DİLİ KÜRTÇE"

Öker, Almanca Alevilik dersleri sırasında tercümeden kaynaklı karışıklıklar
yaşanacağına inanmıyor: "Bu dersi alan Alevi çocukları kendi dillerine de hâkim. Evlerinde, Alevi kültür merkezinde ve televizyonlarda Türkçeyi en iyi şekilde öğreniyorlar. Aradaki anlam kaymalarını anlayabilecek ve bunu kafalarında düzeltebilecek düzeydeler. Ayrıca bazı Alevi çocuklarının ana dili de Kürtçe. Sonuçta illaki dersi Türkçe vereceğim diye onlara Türkçeyi dayatmanın da bir anlamı yok."

"TARİKATLARLA ANILMAK İSTEMEDİĞİMİZDEN İSLÂMI KULLANMADIK"

Öker, derslerde İslam kelimesi kullanılmamasını da "bilinçli bir tercih" olarak
açıklıyor: "Kendimizi Almanya'da İslâmi bir kimlik olarak tanımlamıyoruz. Avrupa'da Müslümanlık, Hıristiyanlık Yahudilik nasıl tek başına inanışlar olarak kabul ediliyorsa Aleviliğin de tek başına muhatap kabul edilmesini istiyoruz. Almanya'da dini derslerin içeriği cemaatlere bırakılıyor. 'Kendimizi İslami kimlik olarak kabul ediyoruz' deseydik, Almanya'da İslami kimliğiyle kabul edilen 17 kuruluş var. Bunlar Fethullahçılar, Süleymancılar gibi tarikatların elinde. O zaman hazırlanacak Alevilik dersi için bunlardan da görüş istenebilirdi. Onlarla yan yana anılmamak, böyle bir durumun önüne geçmek için böyle bir nitelemeye gitmedik" diyor.

GÜLBENK'İN SÖZLERİ

Gülbenk duasının Türkçe sözleri şöyle: "Bismi Şah... Allah Allah... Hayır
hizmetleriniz kabul ola. Muratlarınız hasıl ola... İsteğinizi, dilediğinizi Allah,
Muhammet, Ali vere... Döndüğünüz semahlardan hayır göresiniz. Ebu Zer Gaffari'nin, Hz. Fatma'nın sevgi ve hizmeti üzerinize ola. Ya Ali Kırklar Semahı'nı deftere kaydede, gerçeğe hü..."

Hiç yorum yok: