30 Nisan 2007 Pazartesi

Cocuklara Olumu Nasil Anlatmali?

Bati dunyasindan elimize gecen ve olumle al�kali olan cesitli yazilar, Isl�miyet’in her yas grubu icin ne kadar isabetli mujde ve telkinlerde bulundugunu acikca ortaya koymaktadir. Batili bir cocuk egitimcisinin basindan gecen cok enteresan bir olay, bu hakikate mis�l olarak gosterilebilir.

Cocuklara Olumu Yanlis Anlatmayin!

Bu egitimcinin kucuk yastaki kizi, gunun birinde, bir turlu yemek yemez olmustur. Annesi cocuga once yemesi icin yalvarmis, sonra zorlamissa da fayda vermeyince acikmasi icin beklemistir. Ancak aradan iki gun gectigi halde kucuk cocuk, agzina bir lokma dahi koymamistir. En nihayet annesi cok israr edince, cocukcagiz aglamaya baslar ve dilinden su sozler dokulur:
-Ne olur annecigim sen de yeme, cunku seni cok seviyorum.

Annesi, neden yememesi gerektigini sordugunda kucuk kiz sebebini soyler ve anne hayretler icinde kalir. Meger kucuk kiz ile babasi arasinda birkac gun evvel soyle bir konusma cereyan etmistir.
- Baba, nicin yemek yiyoruz?
- Buyumek icin.
- Buyuyunce ne olacak?
- Ihtiyarlayacagiz.
- Peki ihtiyarladiktan sonra ne olacagiz?
- Ne olacak, herkes gibi biz de olecegiz...

O gunden sonra cocuk yemek yememege karar vermistir. Cunku o, herkesin yemek yedigi icin oldugunu zannedip; oyleyse yemek yemem; yemezsem buyumem, buyumeyince de ihtiyarlamam ve dolayisiyla olmem diye dusunmektedir.

Tabii kendisi olmek istemedigi gibi, cok sevdigi annesinin de olmesini istemiyor. Bu sebeple onun da yememesi icin yalvarip yakariyor. Ve egitimci bu h�diseyi naklederek okuyucularina "Demek cocuklara, anlasilmasi zor olan olum ve �hiret gibi mevzulari anlatmamaliyiz" diyor. Bunu burada noktalayip bir baskasina goz atalim.

Yanlis Bilgi, Kotu Sonuctur

Doktor Di Freundin de, Readers Diegest adli derginin bir sayisinda "Cocuklara Olumden Bahsetmeli mi?" konulu bir yazi yayinlar ve olum konusunda su tavsiyelerde bulunur.

"Cocugunuzun kopegi olunce, derin bir uykuya daldigini, kardesi, arkadasi veya bir yakini olunce de onlarin bir seyahate ciktigini soylersiniz" diyor.

Ancak birkac gun sonra gelen yuzlerce mektupta; cocugumuzu yatirip uyutamiyoruz ve birlikte seyahate cikamiyoruz. Cunku kopeginin ve arkadaslarinin basina gelen �kibetin, kendilerine de geleceginden korkuyorlar, ne yapacagiz, saskina donduk seklinde bircok soru soruluyor.

Doktorun cevaben yazdigi yazi ise "Bu meseleyi fazla kurcalamakla hata ettik" seklinde oluyor.

Iste bu cevaplar hic suphesiz caresizligin ve aczin, il�hi esaslardan habersizligin ifadesinden baska bir sey olmasa gerek. Demek ki, insan nevinin yarisini teskil eden cocuklar, ancak olum sonrasi bir hayat inanciyla insanca yasayabilirler. Ve yalniz Cennet fikriyle onlara dehsetli ve aglatici gorunen olumlere ve vef�tlara karsi dayanabilirler.

Ve her vakit etrafinda kendi gibi cocuklarin ve buyuklerin olumlerinin onlarin endiseli nazarlarina carpmasina, ancak ebedi hayatin mujdesiyle tahammul edebilirler. Hem bunu tahmin etmek zor degildir. Cunku cocuklar daha kucuk yaslardan baslayarak cesitli olum-kalim tecrubeleriyle belirli bir olcude olumle ilk karsilasmaya dogru il�hi bir programlama cercevesinde hazirlanmaktadir.

Aydinlik ve karanligin birbirini takibi, uyuma ve uyanik kalma donemleri, cesitli cocukluk oyunlari olum ve hayat zitliklari suurunu gelistirmekte, cocuk yavas yavas bazi seylerin daimi ve duzenli bir sekilde gelip gittigini, ister istemez ogrenmektedir.


Bize dusen ise en iyi ve realist telkini, ruha uygun olarak enjekte edebilmektir. Yeri gelmisken bu konuda da bazi tecrube ve tespitlerin isiginda cocuktaki olum suurunun kendini hangi yasta gosterdigine goz atalim.

Henuz 5 yasina gelmemis kucuklerin, olumun varligindan butunuyle habersiz ve her seyin canli oldugu, Macaristan, Cin, Isvec, A.B.D. dogumlu cocuklarda yapilan testlerde hepsinin ayni kavrayis seklini paylastigi gorulmustur.

Cocuklara gerceklerin bizim inancimiz dogrultusunda ogretilmesi, onlarin yavas yavas olum fikrini kabul etmelerine ve bu tutumlarinin dusunce ve konusmalarina yansimasina sebep olur.

En Cok 7 - 9 Yaslarinda Etkileniyorlar

Pedagog ve psikologlar tarafindan yapilan arastirmalar, cocugun ruh� dunyasinin en cok sarsildigi yaslarin 7 ve 9 yaslari oldugunu ortaya koymustur. Cunku cocugun olumu ihtiva eden, olu taklidi yapmasi gerektiren oyunlara merak sarmasi bu doneme rastlar. Olu taklidinin yer aldigi oyunlarin oynanmasi, cocugun olum dusuncesini hayatin icine yerlestirmesi acisindan tesirli bir rol oynar. Bu donemdeki cocuklarin cogu olumu, butun hayat� faaliyetlerin suresiz olarak kesilmesi seklinde benimserler.

Unlu bir pedagog olan Carlos Costanetana'ya gore; cocuk ancak kendini dogrulayacak tasvirlere dayali his ve musahede tahlillerini yapabilecek duruma eristigi bu yastan itibaren, dunyayi ve hayati tanimayi ogrenmis ve dolayisiyla icinde yasadigi cemiyetin bir uyesi olmaga hak kazanmis demektir.

Hic suphesiz insanlar icinde yapilan bu arastirmalarda mantik olculerine sigmayan tecrube ve verilere de rastlamak mumkundur. Ancak yine de bunlarin hepsi bir araya geldiginde sasirtici bir sekilde birbiriyle uyum gosteren bir tablo meydana getirmektedir.

Olum Gercegini Anlatin

Basta zikrettigimiz iki misalde oldugu gibi; susmak veya meseleyi ortbas etmeye calismak kime ne kazandirir? Aslinda bizce hic ehemmiyeti olmayan seylerin dahi en ince noktalarini soran veya arastiran cocuk, nasil olur da kendisini ve butun yakinlarini al�kadar eden olum ve �hiret gibi mevzulari sormaz, arastirmaz?

Eger siz ona "Olum yokluk degil!.. Hiclik degil!.. Sonmek degil!.." hakikatini ve kabir kapisinin nur �lemine acilan bir kapi oldugunu anlatamazsaniz, cocugun kucucuk kalbi paramparca olacaktir. Oynamakta adi bir oyuncagi dahi elinden almaya calistiginizda aglayan cocuk, eger ahireti bilmezse, her gun beraber oynadiklari kardesinin veya sevdigi bir yakininin birdenbire kaybolmasina nasil tahammul edecektir?

Halbuki ruhu, "�hirete �man" nuruyla aydinlanan bir cocugun cehresindeki huzun ve ayrilik sisi dagilacak "Gerci cok sevdigim oyun arkadasim veya kardesim oldu ama Cennet’in bir kusu oldu; orada bizden daha iyi yasar. Hem nasil olsa biz de O'nun yanina gidecegiz. Olum yok olmak degil ki uzuleyim. Olum sadece bir vatan degisikliginden ibarettir." dusuncesi suur ve hislerine akseder aksetmez, gozyaslari dinecek ve o kucucuk kalbi huzur bulacaktir.

Yazimizi Prof. Dr. Atalay Yorukoglu’nun olum ve cocuk konusundaki bir tavsiyesiyle bitirelim: “Cocuklar olumle cok erken yaslarda ilgilenmeye baslarlar. Oldukten sonra iyilerin cennete gidecegini ogrenmek onlar icin cogu zaman yatistirici olur.

Sevdigi dedesi olen bir kucuk cocuk, bu gercegi cok guzel dile getirmisti: ‘dedem beni birakip cennete gitti, orada baska cocuklarla oynuyor!..’

Yorukoglu cocugun bu durumuyla ilgili olarak anne ve babalara son tavsiyesi; onlarin sevdigi kisilerle bir ote dunyada bulusmak umidini kirmayin seklindedir.

Son olarak sunu da ifade edelim ki; olum meselesini cocuklara dogru bicimde anlatmanin yolu asil biz buyuklerin onu dogru sekilde anlamamizdan gecer.



Alintidir

Hiç yorum yok: