
4 gün sonra, aşılanmış kalplerin “büzülme” hareketi yapmaya başladıkları gözlendi.
Araştırmacıların, bu büzülmeleri koordine etmek için bir kalp pili kullandıkları, 8 gün sonra kalplerin “pompalama” işlemi yapmaya başladıkları belirtildi.
Taylor, aldıkları organlardan tüm hücreleri “yıkayarak” ayıkladıklarını, sonuçta ellerinde “hayalet bir doku” kaldığını söyledi. Bu yapı iskeletinin, “kolajen, fibronektin ve laminin” içerdiği belirtildi. Bu “iskeletleri” yeniden çalıştırabilmek içinse, daha iyi işlev göreceği düşünülen henüz olgunlaşmamış hücrelerin kullanıldığı kaydedildi.
Geçen ay bir İngiliz araştırma ekibi, kök hücrelerden, bir kalp yaması için kullanılabilecek olgun, “atan” kalp hücreleri üretmeyi başardıklarını açıklamıştı.
Minnesota’daki araştırmacıların, yeni bir yaklaşım benimsedikleri belirtiliyor.
Ekibin lideri Taylor, “doğanın, en mükemmel yapı iskelesini ürettiğini fark ettiklerini” belirterek, laboratuar ortamında doğaya gerekli malzemeleri sağlayıp yolundan çekilmenin mümkün olup olmadığını denediklerini kaydetti.
Uzmanların, gelecek aşamalarda bir domuz ya da kadavradan alınmış “yapı iskeletine” kök hücreler enjekte ederek işlev gören organlar üretmeyi amaçladıkları belirtiliyor.
Araştırma ekibinin, deneyi fare ve domuz kalpleri üzerinde uyguladıkları ancak yalnızca farelerde başarıya ulaştıkları ifade edildi.
Başlangıç olarak tanımlanan bu araştırmanın, bir donör kalbin “iskeletinde” kök hücrelerin gelişebileceğini gösterdiği ve bu nedenle çok önemli bir adım olduğu kaydediliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder