24 Mayıs 2007 Perşembe

Kapı kapı kan aramaya son

Kızılay ile hastaneler arasında kurulacak bilgisayar ağı sayesinde vatandaşlar, hastane hastane dolaşarak kan arama derdinden kurtulacak. Hastaneler ihtiyaç duyulan kanı, Kızılay Kan Merkezleri’nden temin edecek. Sistem, 2006 Temmuz’unda hayata geçecek.

ANKARA - Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, “Kan ihtiyacından hasta yakınının haberi bile olmayacak, bir donör bulup da hastaneye ‘kana kan’ götüreyim diye bir uğraş içine girmeyecek” dedi.


Türkiye Kızılay Derneği Genel Başkanı Küçükali, Kızılay’ın son dönemdeki faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Bölgesel Kan Merkezleri Projesi’nde gelinen aşamayı anlatan Küçükali, Türkiye’nin kan ihtiyacına kesin çözüm bulmayı amaçladıklarını bildirdi. Bu proje kapsamında sağlıklı kişilerden alınan kanların işleneceğini, hastalara tam kan verilmesinden vazgeçileceğini belirten Küçükali, kanı eritrosit, trombosit ve plazmagibi üç ürüne ayıracaklarını, bunun da kandan birkaç hastanın yararlanmasına olanak sağlayacağını kaydetti.

Küçükali, Türkiye’nin 81 ilinde kan merkezi ve bankaları oluşturacaklarını, kurulacak bilgisayar ağı sayesinde tüm hastanelerin kan ihtiyacının tespit edilerek 1 hafta önceden hastanelere teslim edileceğini söyledi. Bu konuda Sağlık Bakanlığı ile bir protokol imzalayacaklarını kaydeden Küçükali, protokol üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü belirtti.

“Artık, hastasının kan ihtiyacından hasta yakınının haberi bile olmayacak” diyen Küçükali, bu proje ile hasta yakınlarının kapı kapı dolaşarak kan aramasına son verileceğini bildirdi. Küçükali, şunları kaydetti:
“Artık hasta sahibi, kan nerede var, nasıl bulacağım, bir donör bulup da hastaneye ‘kana-kan’ götüreyim diye bir uğraş içine girmeyecek. Vatandaş, kendi sosyal güvencesi altında, kanla ilgili birçaba harcamadan, bir ödeme yapmadan hastasını ameliyat ettirip kana ulaşacak. Gelecek yıl Temmuz ayının sonunda Türkiye’de bu sistemi kurmayı hedefliyoruz.”


“İLK 5’E GİRDİ”
Kızılay’ın diğer çalışmaları hakkında da bilgiler veren Küçüali, Küçükali, Türk Kızılayı’nın tarihi boyunca büyük felaketlerde halkın yardımına koştuğunu, yaralarını sardığını ancak Marmara depreminin büyük yıkıcı gücü karşısında Türk Kızılayı’nın organizasyon yapısının da ayakta kalamadığını söyledi.

Depremden sonra ortaya konan stratejik plan çerçevesinde “yenidenyapılanma” hamlesi başlatıldığını anlatan Küçükali, Kızılay’ın bugün afete müdahale kapasitesiyle dünyada ilk 5’e giren yardım kuruluşu haline dönüştüğünü vurguladı.


5 YILLIK STRATEJİK PLAN
Kızılay’ın bir ilki gerçekleştirerek çalışmalarını stratejik plan çerçevesine oturttuğunu, yapılan değerlendirmeler ışığında 2005-2009 stratejik planının hazırlandığını ifade eden Küçükali, afet yönetim, kan, sağlık ve uluslararası insani yardım hizmetlerini geliştirmeyi ana hedef olarak belirlediklerini belirtti.

Afetle mücadele konularına öncelik verdiklerini, Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezleri Projesi’nin hayata geçirildiğini anlatan Küçükali, Bölge Afet Müdahale ve Lojistik Merkezleri Projesi ile merkezi anlayışla yürütülen afet müdahale tarzından vazgeçildiğini, afet stoklarının 8 bölge afet müdahale ve lojistik merkezine dağıtıldığını söyledi. Küçükali, şu anda bu depolarda 250 bin kişiyi barındıracak malzemenin stoklandığını bildirdi.

Kızılay’a yapılan bağışlara da değinen Küçükali, bağışta bulunan vatandaşların bu paraların nerelere harcandığını bilmesinin en doğal hakkı olduğunu söyledi. Küçükali, bundan sonra gelir ve giderlerin tamamen şeffaf olacağını ve bunların internet üzerinden duyurulacağınıbildirdi.

Hiç yorum yok: