4 Ağustos 2009 Salı

'Enflasyon düşük seviyelerini koruyacak'

enflasyon-dk-seviyelerini-koruyacak.jpg

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, vergi artışları ve baz etkisi gibi nedenlerle enflasyonda dalgalanmalar gözlense de önümüzdeki dönemde enflasyonun düşük düzeylerini koruyacağının öngörüldüğünü bildirdi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, vergi artışları ve baz etkisi gibi nedenlerle enflasyonda dalgalanmalar gözlense de önümüzdeki dönemde enflasyonun düşük düzeylerini koruyacağının öngörüldüğünü bildirdi.

Para Politikası Kurulunun 16 Temmuz'da yaptığı toplantının özeti açıklandı.

Buna göre, enerji fiyatlarının Haziran ayında yüzde 1,63 oranında arttığı bildirilen açıklamada, bu gelişmede, petrol fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak artan akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarının etkili olduğu kaydedildi.

Bu artışlara rağmen, enerji grubu yıllık fiyat artış oranındaki gerileme eğiliminin sürdüğü ve bu grupta yıllık enflasyon yüzde 6,1 seviyesine indiği ifade edilen açıklamada, Temmuz ayında akaryakıt fiyatlarının, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun baslattığı tavan fiyat uygulamasına ve gerileyen uluslararası fiyatlara bağlı olarak ay ortasına kadar düşüş gösterdiği, sonrasında ise ÖTV oranlarındaki ve uluslararası fiyatlardaki artışlarla beraber yükselişe geçtiği belirtildi.

Bu çerçevede, akaryakıt ürünü fiyatları Temmuz ayı ortalamasının Haziran ayının altında kalacağının tahmin edildiğine dikkati çekilen açıklamada, bunun yanı sıra, geçen yıl elektrik tarifelerinde yapılan büyük oranlı artışın oluşturduğu yüksek bazın ortadan kalkmasıyla, enerji grubu yıllık enflasyonundaki azalışın Temmuz ayında belirginleşerek sürmesinin beklendiği bildirildi.

Açıklamada, devamla şöyle denildi:

'' Enerji ve gıda dışı mal grubu yıllık enflasyonu Haziran ayında sınırlı bir oranda artış gösterse de, bu grupta halihazırda gelinen seviye (yüzde 1,63) tarihsel olarak düşük düzeylere işaret etmektedir. Alt gruplar bazında değerlendirildiğinde, giyim grubunda fiyatların bir önceki yıldaki düzeyinin altında seyretmeye devam ettiği, dayanıklı tüketim malları (altın hariç) grubunda ise aylık bazda yüzde 2,04 oranında artış kaydedildiği gözlenmektedir. Dayanıklı tüketim malları fiyatlarındaki bu artışta vergi oranlarındaki indirimlerin kademeli olarak geri alınması etkili olmakta, artışın büyük bölümü otomobil fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanmaktadır. Vergi oranlarındaki değişimlerin dayanıklı mal grubu enflasyonunu Temmuz ve Ekim aylarında da artırıcı yönde etkileyeceği not edilmelidir. Ayrıca, bu etkiye ek olarak, tütün ürünleri fiyatlarındaki (asgari maktu vergi tutarındaki düzenlemeden kaynaklanan) artışın Temmuz ayı tüketici enflasyonunu yaklaşık 0,54 puan yukarı çekeceği tahmin edilmektedir.

Söz konusu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, gıda ve enerji dışı mal grubu fiyatlarının yıllık artış oranının yılın ikinci yarısında kademeli bir yükseliş göstereceği öngörülmektedir.''

-ENFLASYON ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜŞÜK DÜZEYLERİNİ KORUYACAK-

İç talebin zayıf seyri sonucunda hizmet grubu fiyatlarının artış hızındaki yavaşlama eğiliminin devam ettiği belirtilen açıklamada, bu grupta yıllık enflasyonun Haziran ayında bir önceki aya kıyasla 0,51 puan azalarak yüzde 6,27'ye gerilediği, böylelikle tarihsel olarak düşük düzeylere ulaştığı kaydedildi.

Temel alt grupların tümünde yıllık enflasyonun gerilediğine işaret edilen açıklamada, özellikle kira yıllık enflasyonunun istikrarlı azalış eğilimini sürdürerek yüzde 8,74'e gerilediği bildirildi.

Açıklamada, hizmet fiyatlarındaki bu görünümün önümüzdeki dönemde de süreceği tahmin edildiği ifade edilerek, ''Sonuç olarak, Para Politikası Kurulu (Kurul), vergi artışları ve baz etkisi gibi nedenlerle enflasyonda dalgalanmalar gözlense de, önümüzdeki dönemde enflasyonun düşük düzeylerini koruyacağını öngörmektedir'' denildi.

 -İKTİSADİ FAALİYETTE KISMİ TOPARLANMA İŞARETLERİ-

 2009 yılı ilk çeyreğine ilişkin milli gelir verileri iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın daha da derinleştiğini teyit ettiği belirtilen açıklamada, Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın (GSYH) bu dönemde yıllık yüzde 13,8 oranında gerilerken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle dönemlik bazda sert bir düşüş sergilendiği kaydedildi.

Anılan dönemde küresel krizin is gücü piyasası üzerindeki olumsuz yansımaları belirginleştiği ve özel kesim kaynaklı olmak üzere yurt içi talep hızla daraldığı anlatılan açıklamada, buna karşılık, ithalattaki hızlı daralma neticesinde net dış talebin büyümeye katkısının arttığı ifade edildi.

Son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyette kısmi toparlanma işaretleri içerdiğine dikkati çekilen açıklamada, ''Mayıs ayında yıllık yüzde 17,4 oranında gerileyen sanayi üretimi mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık bazda artış göstermiştir. Kapasite kullanım oranı verileri Haziran ayında üretimdeki artış eğiliminde bir ivmelenmeye işaret etmemektedir. Kurul, mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, sanayi üretiminde 2008 yılı ikinci çeyreğinden bu yana gözlenen düşüş eğiliminin sona erdiğine dikkat çekmiş, ancak üretimin hala düşük bir düzeyde seyrettiğinin altını çizmiştir'' denildi.

Tüketim talebine ilişkin göstergelerin, yılın ikinci çeyreğinde kısmi bir canlanmaya işaret ettiği belirtilen açıklamada, tüketim malları üretiminin 2009 yılı ikinci çeyreğinde dönemlik bazda artış sergilerken, bu artışın daha çok mali tedbirler dahilinde vergi indirimlerine konu olan mal grupları ile ilişkili sektörlerden kaynaklandığı gözlendiği kaydedildi.

Benzer şekilde, tüketim malları ithalatındaki artışın da büyük oranda binek otomobil talebinden kaynaklandığı görüldüğü ifade edilen açıklamada, ''Bu çerçevede Kurul, yılın ikinci çeyreğinde özel tüketim talebinde gözlenen canlanmanın kısmi bir nitelik taşıdığı ve bu aşamada kalıcı bir toparlanmaya işaret etmediği değerlendirmesinde bulunmuştur'' denildi.

 YURT İÇİ YATIRIM TALEBİ GERİLEMEYE DEVAM EDİYOR-

 Yurt içi yatırım talebinin gerilemeye devam ettiğine dikkati çekilen açıklamada, sermaye malları üretiminin Nisan-Mayıs döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,7 oranında gerilerken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle bir önceki çeyrek ortalamasının altında gerçekleştiği belirtildi.

Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış verilerle ithal sermaye malları talebinde kısmi bir toparlanma gözlense de, özel sektör makine-teçhizat yatırım talebinin ikinci çeyrekte dönemlik ve yıllık bazda gerilemeye devam ettiği tahmin edildiği ifade edilen açıklamada, dış talebin zayıf seyrini sürdürdüğü, ihracat miktar endeksinin Nisan-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19 oranında gerilediği, mevsimsellikten arındırılmış verilerle altın hariç ihracat miktar endeksinin de son dönemde izlediği seyir, küresel büyüme görünümü ile uyumlu bir şekilde, ihracatın ana eğiliminde oldukça yavaş ve sınırlı bir toparlanmaya işaret ettiği kaydedildi. Açıklamada, özellikle ana ticaret ortağı olan Avrupa ekonomisinden henüz somut canlanma sinyalleri alınamamasının da dış talepteki toparlanmanın uzun bir süre alacağı öngörüsünü desteklediği ifade edildi.

Küresel sorunların getirdiği talep belirsizliğinin firmaların üretim faaliyetleri konusunda ihtiyatlı bir tutum izlemelerine neden olduğuna işaret edilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

''Kapasite kullanım oranlarındaki düşük düzeyler ve yatırım eğilimindeki zayıf seyir paralelinde istihdam koşullarında henüz bir iyileşme gözlenmemektedir. 2009 yılı Mart-Mayıs dönemine ilişkin veriler tarım dışı sektörlerdeki istihdam kaybının yanı sıra gerek erkek gerekse kadın nüfusta iş gücüne katılım oranlarındaki artışın sürdüğünü göstermektedir. Bu çerçevede, tarım dışı işsizlik oranı anılan dönemde yüzde 18,2 oranında gerçekleşerek geçen yılın aynı dönemine göre 5,9 puan artış kaydetmiştir. Haziran ayı itibarıyla işsizlik sigortasına yapılan başvurular yılın ilk çeyreğine kıyasla yavaşlamakla birlikte geçen yılın aynı dönemindeki düzeyinin oldukça üzerinde seyretmiştir. Bu doğrultuda, tarım dışı işsizlik oranının yılın ikinci çeyreğinde de yüksek düzeylerde seyretmeye devam edeceği öngörülmektedir.''

ENFLASYON DÜŞÜK SEYRİNİ KORUYACAK-

 Yapılan değerlendirmeler doğrultusunda Kurulun, yurt içi tüketim talebine ilişkin olumlu gelişmeleri kaydetmekle birlikte, talepteki canlanmanın gücüne ve kalıcılığına ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini düşündüğü belirtilen açıklamada, ''toplam talepteki belirsizliğin ve düşük kapasite kullanım oranlarının önümüzdeki dönemde yatırımlar ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin süreceği ve işsizlik oranlarındaki yüksek düzeylerin özel tüketim harcamalarını sınırlamaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, enflasyonun uzun bir süre düşük seyrini koruyacağı öngörülmektedir'' denildi.

Finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi ve küresel finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin sürmesi, aşağı yönlü risklerin tamamıyla ortadan kalkmadığına işaret ettiği bildirilen açıklamada, bu çerçevede Kurulun, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir süre koruması yönündeki görüşünü teyid ettiği, iktisadi faaliyette belirgin bir toparlanma gerçekleşmemesi halinde kısa vadede ölçülü faiz indirimlerine devam edilmesinin gerekeceği değerlendirmesinde bulunduğu kaydedildi.

 -FAİZLERİN UZUN BİR SÜRE DÜŞÜK DÜZEYDE OLMASI KUVVETLE MUHTEMEL-

 Kurul üyelerinin dünya ekonomilerinde büyüme oranlarının sert bir şekilde düştüğü ve tasarruf oranlarının yükseldiği bir ortamda küresel ölçekte faizlerin de uzun bir süre düşük düzeylerde seyretmesinin kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirmesi yaptığı anlatılan açıklamada, dolayısıyla, para politikası kararlarının iktisadi birimlerce doğru yorumlanabilmesi ve piyasada oluşan getirilerin politika faizlerinin orta vadedeki olası seyrini daha iyi yansıtması açısından, bu saptamanın daha güçlü bir şekilde vurgulanması gerektiğinin ifade edildiği kaydedildi. 

-YARINKİ ENFLASYON RAPORUNDA SOMUT BİR PERSPEKTİF VERİLECEK-

Kurulun küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağına dair algılamaların güçlenmesi nedeniyle yarın yayımlanacak Enflasyon Raporunda para politikasının duruşuna ilişkin daha somut bir perspektif verilebileceği değerlendirmesinde bulunduğu bildirilen açıklamada, bu çerçevede, Raporda tahminler oluşturulurken politika faizlerine ilişkin varsayımlarla ilgili olarak kısa, orta ve uzun vade için bir perspektif çizilmesi ve bunun kamuoyu ile paylaşılması konusunda görüş birliğine varıldığı vurgulandı.

Kurulun küresel ekonomiye ve maliye politikasına dair olası gelişmelerin enflasyon ve para politikasının görünümü açısından önemini koruduğunu vurgulandığı belirtilen açıklamada, ''Kurul üyeleri, geleceğe yönelik belirsizlik algılamalarını azaltmak ve iletişim kanalını doğrudan kullanarak iktisadi birimlere yön göstermek amacıyla, Enflasyon Raporunda söz konusu unsurların seyrine bağlı olarak para politikasının nasıl şekillenebileceğine ilişkin somut ifadelerin yer almasının faydalı olacağı konusunda mutabık kalmıştır'' denildi.

Küresel krize karşı ekonominin direncini koruması için basiretli bir para politikasının gerekli olduğu vurgulanan açıklamada, fakat bunun tek başına yeterli olmadığı, orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, gerek beklenti yönetiminin etkinleştirilmesi, gerekse para politikası kararlarının olumlu etkilerinin desteklenmesi açısından büyük önem arz ettiği belirtildi.

Açıklamada, bu çerçevede, Avrupa Birliğine uyum ve yakınsama sürecindeki yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar önemini koruduğu hatırlatıldı.

.

Buna göre, enerji fiyatlarının Haziran ayında yüzde 1,63 oranında arttığı bildirilen açıklamada, bu gelişmede, petrol fiyatlarındaki yükselişe paralel olarak artan akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarının etkili olduğu kaydedildi.

Bu artışlara rağmen, enerji grubu yıllık fiyat artış oranındaki gerileme eğiliminin sürdüğü ve bu grupta yıllık enflasyon yüzde 6,1 seviyesine indiği ifade edilen açıklamada, Temmuz ayında akaryakıt fiyatlarının, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun baslattığı tavan fiyat uygulamasına ve gerileyen uluslararası fiyatlara bağlı olarak ay ortasına kadar düşüş gösterdiği, sonrasında ise ÖTV oranlarındaki ve uluslararası fiyatlardaki artışlarla beraber yükselişe geçtiği belirtildi.

Bu çerçevede, akaryakıt ürünü fiyatları Temmuz ayı ortalamasının Haziran ayının altında kalacağının tahmin edildiğine dikkati çekilen açıklamada, bunun yanı sıra, geçen yıl elektrik tarifelerinde yapılan büyük oranlı artışın oluşturduğu yüksek bazın ortadan kalkmasıyla, enerji grubu yıllık enflasyonundaki azalışın Temmuz ayında belirginleşerek sürmesinin beklendiği bildirildi.

Açıklamada, devamla şöyle denildi:

'' Enerji ve gıda dışı mal grubu yıllık enflasyonu Haziran ayında sınırlı bir oranda artış gösterse de, bu grupta halihazırda gelinen seviye (yüzde 1,63) tarihsel olarak düşük düzeylere işaret etmektedir. Alt gruplar bazında değerlendirildiğinde, giyim grubunda fiyatların bir önceki yıldaki düzeyinin altında seyretmeye devam ettiği, dayanıklı tüketim malları (altın hariç) grubunda ise aylık bazda yüzde 2,04 oranında artış kaydedildiği gözlenmektedir. Dayanıklı tüketim malları fiyatlarındaki bu artışta vergi oranlarındaki indirimlerin kademeli olarak geri alınması etkili olmakta, artışın büyük bölümü otomobil fiyatlarındaki yükselişten kaynaklanmaktadır. Vergi oranlarındaki değişimlerin dayanıklı mal grubu enflasyonunu Temmuz ve Ekim aylarında da artırıcı yönde etkileyeceği not edilmelidir. Ayrıca, bu etkiye ek olarak, tütün ürünleri fiyatlarındaki (asgari maktu vergi tutarındaki düzenlemeden kaynaklanan) artışın Temmuz ayı tüketici enflasyonunu yaklaşık 0,54 puan yukarı çekeceği tahmin edilmektedir.

Söz konusu unsurlar birlikte değerlendirildiğinde, gıda ve enerji dışı mal grubu fiyatlarının yıllık artış oranının yılın ikinci yarısında kademeli bir yükseliş göstereceği öngörülmektedir.''

ENFLASYON ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜŞÜK DÜZEYLERİNİ KORUYACAK 

İç talebin zayıf seyri sonucunda hizmet grubu fiyatlarının artış hızındaki yavaşlama eğiliminin devam ettiği belirtilen açıklamada, bu grupta yıllık enflasyonun Haziran ayında bir önceki aya kıyasla 0,51 puan azalarak yüzde 6,27'ye gerilediği, böylelikle tarihsel olarak düşük düzeylere ulaştığı kaydedildi.

Temel alt grupların tümünde yıllık enflasyonun gerilediğine işaret edilen açıklamada, özellikle kira yıllık enflasyonunun istikrarlı azalış eğilimini sürdürerek yüzde 8,74'e gerilediği bildirildi.

Açıklamada, hizmet fiyatlarındaki bu görünümün önümüzdeki dönemde de süreceği tahmin edildiği ifade edilerek, ''Sonuç olarak, Para Politikası Kurulu (Kurul), vergi artışları ve baz etkisi gibi nedenlerle enflasyonda dalgalanmalar gözlense de, önümüzdeki dönemde enflasyonun düşük düzeylerini koruyacağını öngörmektedir'' denildi.

İKTİSADİ FAALİYETTE KISMİ TOPARLANMA İŞARETLERİ 

2009 yılı ilk çeyreğine ilişkin milli gelir verileri iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın daha da derinleştiğini teyit ettiği belirtilen açıklamada, Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın (GSYH) bu dönemde yıllık yüzde 13,8 oranında gerilerken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle dönemlik bazda sert bir düşüş sergilendiği kaydedildi.

Anılan dönemde küresel krizin is gücü piyasası üzerindeki olumsuz yansımaları belirginleştiği ve özel kesim kaynaklı olmak üzere yurt içi talep hızla daraldığı anlatılan açıklamada, buna karşılık, ithalattaki hızlı daralma neticesinde net dış talebin büyümeye katkısının arttığı ifade edildi.

Son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyette kısmi toparlanma işaretleri içerdiğine dikkati çekilen açıklamada, ''Mayıs ayında yıllık yüzde 17,4 oranında gerileyen sanayi üretimi mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık bazda artış göstermiştir. Kapasite kullanım oranı verileri Haziran ayında üretimdeki artış eğiliminde bir ivmelenmeye işaret etmemektedir. Kurul, mevsimsellikten arındırılmış verilere göre, sanayi üretiminde 2008 yılı ikinci çeyreğinden bu yana gözlenen düşüş eğiliminin sona erdiğine dikkat çekmiş, ancak üretimin hala düşük bir düzeyde seyrettiğinin altını çizmiştir'' denildi.

Tüketim talebine ilişkin göstergelerin, yılın ikinci çeyreğinde kısmi bir canlanmaya işaret ettiği belirtilen açıklamada, tüketim malları üretiminin 2009 yılı ikinci çeyreğinde dönemlik bazda artış sergilerken, bu artışın daha çok mali tedbirler dahilinde vergi indirimlerine konu olan mal grupları ile ilişkili sektörlerden kaynaklandığı gözlendiği kaydedildi.

Benzer şekilde, tüketim malları ithalatındaki artışın da büyük oranda binek otomobil talebinden kaynaklandığı görüldüğü ifade edilen açıklamada, ''Bu çerçevede Kurul, yılın ikinci çeyreğinde özel tüketim talebinde gözlenen canlanmanın kısmi bir nitelik taşıdığı ve bu aşamada kalıcı bir toparlanmaya işaret etmediği değerlendirmesinde bulunmuştur'' denildi.

YURT İÇİ YATIRIM TALEBİ GERİLEMEYE DEVAM EDİYOR 

Yurt içi yatırım talebinin gerilemeye devam ettiğine dikkati çekilen açıklamada, sermaye malları üretiminin Nisan-Mayıs döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,7 oranında gerilerken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle bir önceki çeyrek ortalamasının altında gerçekleştiği belirtildi.

Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış verilerle ithal sermaye malları talebinde kısmi bir toparlanma gözlense de, özel sektör makine-teçhizat yatırım talebinin ikinci çeyrekte dönemlik ve yıllık bazda gerilemeye devam ettiği tahmin edildiği ifade edilen açıklamada, dış talebin zayıf seyrini sürdürdüğü, ihracat miktar endeksinin Nisan-Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19 oranında gerilediği, mevsimsellikten arındırılmış verilerle altın hariç ihracat miktar endeksinin de son dönemde izlediği seyir, küresel büyüme görünümü ile uyumlu bir şekilde, ihracatın ana eğiliminde oldukça yavaş ve sınırlı bir toparlanmaya işaret ettiği kaydedildi. Açıklamada, özellikle ana ticaret ortağı olan Avrupa ekonomisinden henüz somut canlanma sinyalleri alınamamasının da dış talepteki toparlanmanın uzun bir süre alacağı öngörüsünü desteklediği ifade edildi.

Küresel sorunların getirdiği talep belirsizliğinin firmaların üretim faaliyetleri konusunda ihtiyatlı bir tutum izlemelerine neden olduğuna işaret edilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

''Kapasite kullanım oranlarındaki düşük düzeyler ve yatırım eğilimindeki zayıf seyir paralelinde istihdam koşullarında henüz bir iyileşme gözlenmemektedir. 2009 yılı Mart-Mayıs dönemine ilişkin veriler tarım dışı sektörlerdeki istihdam kaybının yanı sıra gerek erkek gerekse kadın nüfusta iş gücüne katılım oranlarındaki artışın sürdüğünü göstermektedir. Bu çerçevede, tarım dışı işsizlik oranı anılan dönemde yüzde 18,2 oranında gerçekleşerek geçen yılın aynı dönemine göre 5,9 puan artış kaydetmiştir. Haziran ayı itibarıyla işsizlik sigortasına yapılan başvurular yılın ilk çeyreğine kıyasla yavaşlamakla birlikte geçen yılın aynı dönemindeki düzeyinin oldukça üzerinde seyretmiştir. Bu doğrultuda, tarım dışı işsizlik oranının yılın ikinci çeyreğinde de yüksek düzeylerde seyretmeye devam edeceği öngörülmektedir.''

ENFLASYON DÜŞÜK SEYRİNİ KORUYACAK 

Yapılan değerlendirmeler doğrultusunda Kurulun, yurt içi tüketim talebine ilişkin olumlu gelişmeleri kaydetmekle birlikte, talepteki canlanmanın gücüne ve kalıcılığına ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini düşündüğü belirtilen açıklamada, ''toplam talepteki belirsizliğin ve düşük kapasite kullanım oranlarının önümüzdeki dönemde yatırımlar ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerinin süreceği ve işsizlik oranlarındaki yüksek düzeylerin özel tüketim harcamalarını sınırlamaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, enflasyonun uzun bir süre düşük seyrini koruyacağı öngörülmektedir'' denildi.

Finansal koşullardaki ek sıkılığın kısmen devam etmesi ve küresel finans piyasalarındaki sorunların reel ekonomi üzerindeki etkilerinin boyutuna ilişkin belirsizliklerin sürmesi, aşağı yönlü risklerin tamamıyla ortadan kalkmadığına işaret ettiği bildirilen açıklamada, bu çerçevede Kurulun, para politikasının aşağı yönlü esnekliğini uzun bir ( benzer, ancak, yek ) süre koruması yönündeki görüşünü teyid ettiği, iktisadi faaliyette belirgin bir toparlanma gerçekleşmemesi halinde kısa vadede ölçülü faiz indirimlerine devam edilmesinin gerekeceği değerlendirmesinde bulunduğu kaydedildi.

FAİZLERİN UZUN BİR SÜRE DÜŞÜK DÜZEYDE OLMASI KUVVETLE MUHTEMEL

Kurul üyelerinin dünya ekonomilerinde büyüme oranlarının sert bir şekilde düştüğü ve tasarruf oranlarının yükseldiği bir ortamda küresel ölçekte faizlerin de uzun bir süre düşük düzeylerde seyretmesinin kuvvetle muhtemel olduğu değerlendirmesi yaptığı anlatılan açıklamada, dolayısıyla, para politikası kararlarının iktisadi birimlerce doğru yorumlanabilmesi ve piyasada oluşan getirilerin politika faizlerinin orta vadedeki olası seyrini daha iyi yansıtması açısından, bu saptamanın daha güçlü bir şekilde vurgulanması gerektiğinin ifade edildiği kaydedildi.

YARINKİ ENFLASYON RAPORUNDA SOMUT BİR PERSPEKTİF VERİLECEK 

Kurulun küresel ekonomideki toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağına dair algılamaların güçlenmesi nedeniyle yarın yayımlanacak Enflasyon Raporunda para politikasının duruşuna ilişkin daha somut bir perspektif verilebileceği değerlendirmesinde bulunduğu bildirilen açıklamada, bu çerçevede, Raporda tahminler oluşturulurken politika faizlerine ilişkin varsayımlarla ilgili olarak kısa, orta ( midi, tutarlı, orantı ) ve uzun vade için bir perspektif çizilmesi ve bunun kamuoyu ile paylaşılması konusunda görüş birliğine varıldığı vurgulandı.

Kurulun küresel ekonomiye ve maliye politikasına dair olası gelişmelerin enflasyon ve para politikasının görünümü açısından önemini koruduğunu vurgulandığı belirtilen açıklamada, ''Kurul üyeleri, geleceğe yönelik belirsizlik algılamalarını azaltmak ve iletişim kanalını doğrudan kullanarak iktisadi birimlere yön göstermek amacıyla, Enflasyon Raporunda söz konusu unsurların seyrine bağlı olarak para politikasının nasıl şekillenebileceğine ilişkin somut ifadelerin yer almasının faydalı olacağı konusunda mutabık kalmıştır'' denildi.

Küresel krize karşı ekonominin direncini koruması için basiretli bir para politikasının gerekli olduğu vurgulanan açıklamada, fakat bunun tek başına yeterli olmadığı, orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, gerek beklenti yönetiminin etkinleştirilmesi, gerekse para politikası kararlarının olumlu etkilerinin desteklenmesi açısından büyük önem arz ( genişlik, bildirme, sunma ) ettiği belirtildi.

Açıklamada, bu çerçevede, Avrupa Birliğine uyum ve yakınsama sürecindeki yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar önemini koruduğu hatırlatıldı.

Hiç yorum yok: