Peki bazı Avrupa ülkelerinde üzerinde çalışılan "4 G"? O konuda bir çalışmamız var mı? Hangisi daha "etkili ve iyi"?
Değerli dostlar, bildiğiniz gibi piyasada inanılmaz bir rekabet var... Dakikalık "paketler", çeşitli senaryolara dayanan abonelikler havada uçuşuyor... Algılamada "inanılmaz" bir karışıklık var.
Peki yaratılan beklenti, oluşan rekabet ve tüketiciye yansıyanlar, teknoloji ve fiyatlama denkleminde "makul" olma anlamında yeterli mi? 3 G mi yoksa "kablosuz internet ağlarının her yerde kapsama alanı yaratmasına dayanan" bir sonraki teknoloji mi daha mantıklı?
Ben modelimi ve "iki teknolojiyi" tarif edeyim, siz karar verin!
Değerli dostlar, bu konuyu "3 G'den çok önce de yazdım, yine yazacağım"...
Örnekleyeyim: Yiğit Bulut kendine bir "iletişim" paketi tanımlayacak, evdeki internet servisi, cep telefonu, aldığı finansal verilerini taşıyan internet ( genel ağ ) kapasitesi, mail'leri, televizyon yayınlarını ADSL hattından ve cep telefonundan seyretme kabiliyeti ve yurtdışına çıktığında internet üzerinden sim kartı kullanmadan arama imkânı... Hepsi bu paket içinde olacak. Kullanıcı "işin G'sini, A'sını" düşünmeyecek. Aldığına, net olarak sağladığı faydaya bakacak!
Peki bu "toplam paket" hangi teknolojiyle yapılabilir?
İki farklı teknolojiden bahsedeceğim...
Teknoloji 1, "SİM kart ( sütsüz, kartpostal, kartvizit ) esasına" göre işliyor ve "sabit bir hat olmadan" SİM kartı her yerde kullanarak "tamamen mobil" bir teknoloji ( uygulayım bilimi ) üstünden "evde, cepte, her yerde" hızlı bir iletişimi öngörüyor. Cep telefonu üzerinden "TV yayını almak" ve "yapmak da" mümkün. Burada yine yeni bir teknolojik imkân var; SİM kartlı "ev modeminizi" bir bilgisayara bağlayıp, evdeki diğerlerini aynen ADSL "kablosuz modem" gibi kullanabilirsiniz
Teknoloji 2, "SİM kartların" olmadığı, ana yapının "ADSL ve kablosuz internet ağları" üstüne kurulduğu bir yapı. Evdeki ADSL hattınız "sizin kimlik" numaranız haline geliyor ve 10 haneli "hizmet numarası" evdeki 5 ayrı kişiye "hesap" şekline dönüştürüldükten sonra "Türkiye'nin kablosuz ağ bulunan" her ( değme ) yerinden "sabit ücret ile anlattığım şekilde iletişim" başlıyor. Ayrıca Türkiye ve Dünyanın her ( değme ) yerinde "diğer kablosuz" bağları da kullanarak tarif ettiğim "toplam pakete ulaşabiliyorsunuz". Bu aslında bir çeşit "4 G" teknolojisi.
Kim "daha kaliteli, yaygın ve hızlı" hizmeti "diğerinden" ucuza verebilirse; "teknolojisi hangisi olursa olsun" o "şirket veya şirketler" bu süreçte "kazanan" olacak.
Değerli dostlar, inanılmaz bir rekabet geliyor... Rekabetin "boyutu" teknolojilerin getirdiklerinden daha büyük ve zorlu olacak. Bu dönemde çok dikkatli olmak ve "fiyat-avantaj" denklemini çok iyi sorgulamak gerekiyor. Şahsınız ve şirketiniz adına çok avantajlı seçeneklere ulaşabilirsiniz, önemli olan acele etmeden karar vermek.
Son söz: "3 G ve 4 G ile ilgili" bütün detayları size aktardım. Türkiye gecikmeden "3 G sonrasına" geçmeyi ve özellikle "bürokrasi alanında" takılmadan geçmeyi sorgulamalı. Bu geçiş bizlere çok şey getirecek. Örnekleyeyim: Artık cep telefonunuzda bir numara çevirdiğinizde şöyle bir soru soracak: SİM kart ile mi internet üzerinden mi arama yapılsın? İnternet üzerinden "bir kablosuz ağ varsa" sıfır maliyet ile arama yapabileceksiniz. Dediğim gibi inanılmaz bir rekabet geliyor ve "3 G" teknolojisine büyük paralar yatıran GSM operatörlerinin, ADSL altyapısını "4 G'ye" dönüştüren "yerel operatöre" karşı çok zorlu bir "fiyat rekabetine" girmeleri beklenebilir. Yaşasın rekabet ve kazanan tüketici!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder