23 Mayıs 2007 Çarşamba

Kanserler

GIRTLAK KANSERI


Hemen hemen herkes arada bir ses kısıklı ından şikayet edebilir. Larenjit veya üşütmeden olan ses kısıklı ı birkaç günde geçer.
Belirtiler:

- Ses kısıklı ı,

- Yutma zorlu u ve acı,

- Boynunuzda şişme.

Ses kısıklı ı birçok gırtlak rahatsızlıklarının belirtisi olabilir ama gırtlak kanserinin tek belirtisi budur. Gırtlak kanserlerinin ço u ses tellerinde veya hançere (larnyx) de olur. Yutkunmada acı veya boyun şişmesi başka tür kanserlerin belirtisidir.

Sigara, püro veya pipo içenler içmeyenlere göre çok fazla risk taşırlar. Aynı şekilde alkol alanlarda da risk oranı yüksektir, içki ve sigara birlikte kullanılıyorsa risk daha da büyür.

Gırtlak kanserleri 60 yaş civarında en sık görülür. Erkeklerde kadınlara oranla daha fazladır. Sadece ses kısıklı ından şikayet ediyorsanız, başkaca belirtiler yoksa ve kısıklık 2 haftada geçmezse doktora başvurun. Ayrıca boynunuzda şişme ve yutma zorlu u da birkaç hafta sürerse, doktorunuza başvurmalısınız.

Teşhis

Doktorunuz bo azınızın genel muayenesini yaptıktan sonra larengoskopi denen bir muayene de yapacaktır. Larengoskopinin iki tipi vardırirek ve indirek.

İndirek larengoskopide gırtla a bir ayna yardımıyla bakılır. Bu basit işlem muayenehanede bile yapılabilir. Önce a zınızı açmanız ve nefes almanız istenir. Hava yolunu açmak için diliniz hafifçe dışarı çekilir. Özellikle kusma refleksiniz çok güçlüyse bo azınızı ve yumuşak dama ınızı uyuşturmak için bir lokal anestezik sıkabilir. Daha sonra doktorunuz bo azınızın arkasına do ru bir ayna sokacaktır. Siz "aaa ve eee" derken gırtla ınız yükselecek ve içi aynada görülecektir.

Tümör ya da başka bir anormallik varsa aynada kolayca görülecektir. Ses tellerini görmek için küçük, esneyebilir fiberoptik aletler de kullanılabilir. Daha ayrıntılı bir yöntem olan direk larengoskopiyle ses tellerinin oldu u bölge çok daha iyi görülür. Bir uzmanın yapması gerektiginden, genellikle hastanede yapılır. Direk larengoskopi sırasında gırtla ınıza a ızdan bir alet sokulur ve incelemesi için ses tellerinden örnek alınır.

Gırtlak kanserlerinin ço unda erken teşhisle tedavi olasılı ı yüksektir. Kesinlikle ihmal edilmemelidir. Çünkü bo azın başka yerlerine ve hatta vücudun başka organlarına yayılabilir.

Tedavi

Röntgen ışını tedavisi veya kanserli kısmın ameliyatıyla tedavi edilebilir. Genelde, tümör larenks in alınmasına gerek kalmadan çıkarılabilir. Fakat çok ilerlemiş durumlarda laryngectomy (larenks in çıkarılması) gerekebilir.

E er gırtla ın bir bölümü çıkarılır ve siz de ses tellerinizi kaybederseniz ameliyatla suni bir gırtlak (protez) yerleştirilebilir veya konuşma e iticisi bir kişi size yeni bir konuşma yöntemi ö retebilir

--------------------------------------------------------------------------------------

GUNES ve DERI KANSERI


Artik hemen herkes çok fazla guneSte kalmanin deri kanserine neden olabilecegini bilmektedir. Bununla birlikte guneSe bagli geliSen deri kanserleri toplumda oldukça siktir.
ASagida bu konuda en sik sorulan sorulari ve yanitlarini bulacaksiniz:|
1. GuneSlenirken deriyi kansere karSi korumak mumkun mudur ?

|Evet mumkundur. Açik havadaki iSlerinizi ve etkinliklerinizi guneS iSinlarinin daha zararsiz oldugu saatlere göre ayarlayin. GuneS iSinlarinin en kuvvetli oldugu 11-15 saatleri arasinda diSarida durmayin.|

2. Her tur deri tipi için kanser tehlikesi mevcut mudur ?

|Evet. Beyaz tenli kimseler için tehlike daha çok olmakla birlikte deri kanseri her tur ve renk deride meydana gelebilir.|

3. En iyi guneS kremi hangisidir ?

|Ambalajinda SPF 15+ yazili olanlari seçiniz. Bunlar deriyi guneSe karSi etkili bir Sekilde korurlar. cocuklar ve hareket halinde çok terleyen kimseler için suya dayanikli (su geçirmez) guneS kremleri en iyisidir.|

4. GuneS kremini hangi araliklarla tekrar surmelidir ?

|Normalde her iki saatte bir tekrar surmelisiniz. Yuzuyorsaniz veya çok terliyorsaniz daha sik surunuz.|
5. Makyaj malzemesinin ve nemlendirici kremlerin içerisindeki guneSten koruyucu maddeler guneS kreminin içindekilerle ayni midir ? Bunlarin koruyucu özellikleri ayni midir ?

|Evet aynidir. GuneSten koruyucu özellikleri olan makyaj malzemesi iyi bir fikirdir. Ancak en iyi bir biçimde korunabilmek için koruyucu maddelerin öSPF 15+ö olarak belirlenmiS olmasina dikkat edin.|

6. Arabada giderken guneS kremi gerekli midir ?

|Evet gereklidir. Arabada uzun sure gidecekseniz ve guneS açik camdan yuzunuze vuruyorsa krem surmeniz gereklidir. Araba camlari derinizi guneSten bir miktar korur. Mumkunse camlari kapali tutunuz. Uzun kollu giysiler de deriyi guneSten korur.|

7. Gölgede dururken guneSten yanabilir misiniz ?

|Evet. Su, kum, beton ve hatta çimen gibi yuzeyler guneS iSinlarini yansitabilir. Onun için gölgedeyken bile tedbirli olmali, guneS kremi surmeli, Sapka giymeli, guneS gözlugu takmali ve koruyucu giysiler giymelidir.|

8. Hangi kumaSlar deriyi guneSe karSi etkin bir Sekilde korur ?

|KumaSi guneSe karSi tutunuz, öteki tarafi göremiyorsaniz kumaS koruyucudur. GuneSe tutuldugunda öteki tarafi gösteren seyrek dokunmuS kumaSlar daha az koruyucudur.|

9. GuneS kremleri tehlikesizce kullanilabilir mi ?

|GuneS kremleri 1970 lerden bu yana kullanilmaktadir ve guvenli olduguna dair yeterli bulgu vardir.|

10. Deriyi kanser var mi yok mu diye en iyi nasil kontrol edebilirsiniz ?

|En iyisi vucudunuzdaki tum benleri ve çizgileri iyi tanimaktir. Bunlarda meydana gelen renk ve buyukluk degiSikliklerini hemen doktora bildiriniz. Erken tani kondugunda cilt kanserlerin %99 tedavi edilebilir.

------------------------------------------------------------------------------------------

GÜNEŞ KANSERDEN KORUYOR


Güneşte fazla kalmak cilt kanserine yol açabiliyor, ama işin iyi bir tarafı da var: Güneş, meme ya da kalınba ırsak kanseri riskini azaltıyor...

ABD nin Maryland eyaletindeki Ulusal Kanser Enstitüsü uzmanları, 24 eyalette 1984 ile 1995 yılları arasında cilt, prostat, kalınba ırsak, meme ve rahim kanserlerinden ölümleri inceleyerek California, Güney Carolina, Hawaii, Teksas gibi bol güneşli bölgelerde cilt kanserinden ölümlerin fazla oldu unu belirlediler.


Araştırmacılar, aynı bölgelerde meme ve kalınba ırsak kanserinden ölümlerin ise çok az oldu unu saptadılar.


Güneşli bölgeler, siyah erkekler arasında prostat kanserinin de beyazlardan daha fazla ve ölümcül oldu u belirlendi.


Araştırmacılar, D vitamininin kanserli hücrelerin ço alma hızını düşürdü üne ilişkin laboratuvar bulgularının, güneşin koruyucu yönünü açıklayıcı nitelikte oldu una işaret ettiler.


Güneş ışını, vücutta D vitamini sentezini salıyor.

-----------------------------------------------------------------------------------


HIPOFIZ BEZI TUMORLERI


Burun kanallarının arkasında beynin altında yerleşik bulunan hipofiz bezi kabaca küçük parma ınızın son iki bölümünün büyüklü ü ve şeklindedir. Küçük boyutuna ra men endokrin bezler içerisinde en önemli olanıdır. Vücudun uzun dönemli büyüme, günlük fonksiyonları ve üretkenlik yetenekleri ile ilişkili olarak bir kontrol merkezi gibi çalışır.
Hipofiz bezinde iki kısım vardır: ön (anterior) lob ve arka (posterior) lob, ön lob, gö üste süt üretimini harekete geçirmek için büyüme hormonu da dahil olmak üzere, altı ayrı hormonun üretimi ile yükümlüdür, ön lobdaki di er hormonlar, tiroid bezleri, yumurtalıklar, testis ve böbrek üstü bezlerindeki faaliyetleri harekete geçirerek endokrin sistemin di er kısımlarını da etkiler.

Arka lob iki çeşit hormon üretir: oksitosin ve antidiüretik hormon. Oksitosin emzirme dönemi sırasında kadınlarda gö üsten süt gelmesi olayını harekete geçirmek için faaliyette bulunur. Aynı zamanda do um sırasında rahim kasılmalarını da hızlandırır. Antidiüretik hormon idrar çıkışını kontrol etmek için böbrekler üzerinde faaliyet gösterir.

Hipofiz Bezi Tümörleri

Akromegali

Hipofizin aşırı faaliyeti sonucu yüzün irileşmesi, el ve ayakların aşın büyümesi ile belirgin durumdur. Bu kronik hastalık yetişkinlerde görülür ve normal gelişim tamamlandıktan sonra büyüme hormonunun artan salgısı nedeni ile ortaya çıkar.El, ayak, çene ve kafatası kemiklerinin aşırı büyümesi şeklinde oluşur. Büyüme ça ından sonra kemiklerdeki uzamanın durması nedeniyle, akromegali iskelette kalınlaşmaya neden olur. Akromegali olan bir kişide en fazla dikkat çeken de işiklik alın ve çene kemiklerinde abartılı bir büyümedir. Bunun sonucunda genişlemiş ve kabalaşmış yüz hatları ve birbirinden oldukça ayrık dişler gözlenir.

Jigantizm

Gelişim hormonunun aşırı salgılanmasına ba lı olarak vücudun anormal derecede gelişme ve büyüme göstermesi devleşme. Nadiren görülen bu hastalık, akromegaliye benzer ve hipofiz bezi tarafından büyüme hormonunun aşırı salgılanması nedeniyle ortaya çıkar. Akromegaliye benzemeyen bu yönü ise jigantizmde büyümenin hızlanması ve yetişkinlikte aşırı uzun boyun ortaya çıkmasıdır. Bu iki rahatsızlık arasındaki fark bu olaydan etkilenen kişinin yaşıdır. Jigantizm yetişkinlik dönemini tamamlamamış olan şahıslarda ortaya çıkar. Ancak uzun boylu çocukların çok azı jigantizm rahatsızlı ına sahiptir.

Prolaktinoma

Bu türden hipofiz bezi tümörü prolaktin hormonunun aşırı salgısına neden olur. Bu olay kadınlarda düzensiz adet veya adetten kesilmeye neden olabilir. Erkeklerde ise kısırlık veya iktidarsızlık ortaya çıkabilir. Kraniofarinjiyoma

Bu türden bir hipofiz bezi tümörünün belirtileri görsel bozukluklar, baş a rıları ve cinsel gelişme yetersizli idir.

Cushing Sendromu

Bir böbrek üstü bezi tümörü de bu rahatsızlı a neden olabilir.

Akromegali ve jigantizm hipofiz bezinin aşırı faaliyeti nedeni ile ortaya çıkar. Hipofiz bezi büyüme hormonu diye bilinen hormonu aşırı bir şekilde salgılar (buna ayrıca somatotropik hormon da denir). Bu türden bir aşırı salgılama genellikle bezlerde bir tümörün gelişmesi ile ortaya çıkar. Bu rahatsızlı a hiperpituitarizm denilir.

Hipofiz bezinde iki türden tümör gelişebilir. Bunlardan birine kraniyofarnjiyoma denilir. Bu tip tümör büyüdükçe hipofiz bezine baskı yapar. Bunun sonucunda hormon salgısı azalabilir ve hipopituitarizm veya diabetes insipidus (şekersiz diyabet) gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. İkinci çeşit hipofiz bezi tümörü adenomdur (bez epitelinden gelişen iyi huylu ur). Böylesi bir tümör fazla yayılmaz. ancak akromegali, jigantizm veya Cushing hastalı ı gibi rahatsızlıkların bir sonucu olarak muhtelif hormonların aşırı salgısı yaratmaz, ancak göz sinirleri üzerinde ve yakınındaki normal hipofiz bezi dokuları üzerinde mekanik bir baskı oluşturarak herhangi bir zarara yol açabilir.

Teşhis

Doktor muayene ederek fiziksel de işiklikleri araştıracaktır: A rı ve acılar, ellerde sızı, aşırı terleme. Yetişkin bir hastada el ve ayak büyümeleri de doktor tarafından dikkate alınacaktır. Hastadaki görme bozuklukları araştırılacaktır; tümör büyüyerek görme sinirine bası yapar ve her iki gözde de görmeyi etkiler. Görme alanı ölçülerek, görme kaybı olup olmadı ı araştırılır. Di er önemli bulgularsa genel yorgunluk hali, derinin aşırı ya lı olması ve dilin normalden büyük olmasıdır.

Kan dolaşımında bulunan ve salgılanan hormon düzeyinde artış olup olmadı ını belirlemek için özel kan ve idrar testleri yapılacak-tır. Bu de erler yüksek bulunursa, bilgisayarlı beyin tomografisi veya manyetik rezonansla hipofizdeki tümör saptanabilir. E er akromegaliden kuşkulanılıyorsa, röntgen çekilerek de kafatasındaki olası de işiklikler belirlenebilir.

Tedavi, tümörün ne kadar gelişti ine ba lı olarak düzenlenir. Erken teşhis, tümörün tamamen tedavi edilebilme şansını(e er küçükse) artırır.

Hipofiz bezi, tümörün ortadan kaldırılması veya çıkarılması esnasında bazen zarar görebilir. Bu durumda genellikle hayat boyu hormon tedavisi gerekecektir.

Akromegali

Akromegali, büyüme hormonunun aşırı salgılanması nedeniyle ortaya çıkar ve iskelet ve iç organlarda büyümeye yol açar. Kalp genişleyebilir, buna ba lı olarak kalp yetmezli i ve yüksek tansiyon ortaya çıkar. Akromegali tedavi edilmezse şeker hastalı ı, göz sorunları ve vücut görünüşünde de işikliklere neden olur.

Ameliyat, hastalı ın ilerlemesini ve çeşitli göz komplikasyonlarının a ırlaşmasını önleyebilir. Ancak görünüşteki de işiklikler genellikle geri dönüşümsüzdür. Ayrıca akromegalili hastalarda şeker hastalı ı ve uzun vadede kalp, damar ve karaci er hastalı ı riski de oldukça yüksektir. Ancak bu riskleri en aza indirmek için bazı önlemler (sigara içmemek gibi) alınabilir.

Jigantizm

Jigantizm tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tümör çıkarılarak ya da aşırı salgılanan büyüme hormonu baskılanarak, hastalı ın gelişimi durdurulabilir

Prolaktinoma

Kadınlarda prolaktinomanın en sık görülen belirtisi adetlerin düzensizli i ya da hiç olmaması ve kısırlıktır. Bir di er belirti de galaktoredir (do um yapmamış bir kadında memelerden süt gelmesi); ender olarak erkeklerde de görülebilir.

Prolaktin hormonundaki artış, do um kontrol hapları ve sakinleştiricilerin kullanılması ve hipofiz tümörü tarafından aşırı miktarda üretilmesi (prolaktinoma) nedeniyle olur.

Cushing Hastalı ı

Hipofiz tümörü böbreküstü bezlerini aşırı uyararak cushing hastalı ına da neden olabilir.

Tedavi

Hipofiz tümörü genellikle ameliyatla çıkarılır. Hipofiz bezi çok küçük oldu u için, ameliyat ustalık gerektirir. E er tümör ameliyatla çıkarılamıyorsa, prolaktinoma tedavisinde ve akromegalide di er tedavilerin yanı sıra, bromocriptin adlı bir ilaç kullanılır. Bromocriptin bazı hormonlarda aşırı artışı engeller. Yine de hipofiz tümörlerinin tedavisinde ilk seçilecek olan yöntem ilaç tedavisi de ildir.

Ameliyat mümkün de ilse, radyasyon tedavisi de bazı hastalarda kullanılabilir. Tüm bu tedavi tiplerinin birlikte kullanılması da tümörün tekrarlama olasılı ını azaltmak üzere, oldukça yaygındır.

--------------------------------------------------------------------------------

HODGKIN HASTALIGI


Hodgkin hastalı ı, lenf bezlerinden kaynaklanan, tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Lenf dokusunun en sık görülen kanseridir.

Hodgkin hastalı ı, bedeni enfeksiyonlara karşı koruyan sistemde yani lenf sisteminde oluşan bir kanser türüdür. Hastalık her yaşta görülse de, 15-30 yaş arasındakilerde daha yaygındır.

Nedenleri :
Hodgkin hastalı ı, bir akyuvar türü olan lenfositlerden oluşan lenf dokusunu etkiler. Lenfositler kanda ve kemik ili inde bulunurlar. Ayrıca boyunda koltukaltında, kasıkta, gö üste, karında, karaci erde ve dalakta, lenf bezlerini (dü ümlerini) oluşturan kümelenmeler yaparlar. Hodgkin hastalı ında lenf hücreleri ço alır ve lenf bezleri büyür. Önce bir grup lenf bezi etkilenir (ço unlukla boyunda), daha sonra hastalık başka lenf dü ümlerine de geçer ve bütün lenf sistemine yayılır.

Belirtileri :
Hodgkin hastalı ı sadece tek bölge lenf nodu tutulumu ile gelebilir. Ateş, gece terlemesi, kilo yitimi ve yorgunluk olabilir, ama bu da hastalı ın yaygın oldu unu gösterir. Belirgin belirtiler daha çok 40 yaşın üstündeki hastalarda görülür. Tedavi edilmeyen Hodgkin hastalı ı çabuk ilerler ve hızla a ırlaşır.
Ateş kilo kaybı, gece terlemeleri gibi yapısal bulgular Hodgkin hastalıkların %30unda, Hodgkin-dışı lenfomaların ise %10unda bulunur.
Hodgkin hastalı ında lenf nodu a rısız, yumuşak hareketli ve lastik kıvamındadır. Hodgkin-dışı lenfomalarda ise sert ve genellikle a rılıdır.

Tedavi sonuç
Hasta bölgeden alınan biyopsi ile tanı kondu unda, hastalı ın ne kadar yayıldı ını saptamak için "lenfonjiyogram" denilen özel bir röntgen yöntemiyle ileri incelemeler yapılır. Ayaktaki bir lenf damarına boya verilerek, lenf yollarının röntgeni çekilir. "Laparotomi" ile, yani karın duvarı açılarak yapılan bir ameliyatla da karındaki lenf bezleri incelenir, karaci erden biyopsi yapılır ve dalak çıkarılır.

Tedavi hastalı ın derecesine ba lıdır. Yayılmamışsa, söz konusu lenf bezleri ve hasta hücreleri öldürüp normal hücrelere zarar vermeyen ışınlar verilir. Daha yaygın olanlar, benzer etkisi olan sitostatik (hücre öldüren) ilaçlarla tedavi edilirler. İlaçlar, 3-4 hafta arayla, birkaç gün süren kürler halinde verilir. Hastalar kürlerden sonra kendilerini biraz kötü hissedebilirler, ama çabuk düzelirler

Mavi forum

Hiç yorum yok: