12 Ocak 2008 Cumartesi

Rapor parasý artýk PTT Bank’tan ödenecek

BURSA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Yatarak Tedavi Gören Hastalara Kullanılacak Tıbbi Malzemelerin ve İlacın Hastaneler Tarafından Karşılanmasına Dair Tebliğ”le ilgili olarak, “Genelinde birçok üniversite hastanesinde ve devlet hastanelerinde problem yaşanmıyor” dedi.Bakan Çelik, Emekli Sandığı, SSK ve BAĞ-KUR şeklinde 3 ayak üzerine kurulan sosyal güvenlik sisteminin bugün itibariyle 70 milyon insana hizmet sunduğunu belirtti. Faruk Çelik, SSK’dan emekli olan yaklaşık 4,5 milyon vatandaşa karşı “ayıp bir uygulama olan” sağlık karnesini, yılbaşından itibaren çöpe attıklarını, yerine kimlik kartıyla hastanelerde muayene olabilme imkanı sunduklarını belirtti.

Raporlu olan vatandaşın geçici iş göremezlik ödeneği almak için SSK’larda kuyruğa girmek zorunda kalmasından da yakınan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“O kuyruğa giren birisi olarak biliyorum; hasta olarak bir hafta rapor alan vatandaş, yeniden bir hastalığa yakalanma pahasına ödeneği almak için kuyruğa giriyor. Bu uygulamayı da 18 Ocak 2008 itibariyle sonlandırıyoruz. Vatandaşlarımız artık PTT Bank’a gidip, geçici iş göremezlik ödeneğini alacak. Artık kuyruklar da bu şekilde ortadan kalkmış olacak.

BAĞ-KUR’luların da vergiyle ilgili tüm işlemleri sosyal güvenlik kurumundan görülecek. Ama şimdi de başka sorunlar var. Emekli olmak isteyen vatandaş 5-6 ay bekliyor ve emekli olamıyor. 3 ay, 5 yıl, 7 yıl başka başka yerlerde çalışmış. Toplamada bir sürü sıkıntı oluyor. Hayatın içinden geldiğimiz için bunları biliyoruz. Bu sorunların çözümünü de bir bir takvime bağlamış durumdayız. Bunlardan tek amacımız vatandaşımızın mutluluğu.”

CİDDİ FONLAR OLUŞTURULDU
Sosyal güvenlik sisteminin, geçmiş yıllarda, emekli olan insan sayısının bugünlerdeki gibi üst seviyelerde bulunmadığı dönemlerde çok ciddi fonlar, imkanlar oluşturduğunu bildiren Çelik, bu imkanların birçok gayrimenkule, yatırıma ve sağlık kuruluşuna dönüştürüldüğünü söyledi.

Çelik, geçmişte ülkenin güzel idare edilmesi için millet tarafından kendilerine yetki verilen siyasetçilerin, genç nüfus potansiyelini bir avantaj olmaktan çıkarıp, Türkiye için bir dezavantaj durumuna getirdiklerini belirtti.

Dünya insanlığının genç nesil arayışı içindeyken, Türkiye’deki mevcut potansiyelin sosyal güvenlik sistemine bir artı haline dönüştürülemediğini, negatif bir unsur haline getirildiğini anlatan Çelik, şunları kaydetti:

“Gelişen ve değişen dünya şartları çerçevesindeki hizmet sunumu anlayışı açısından olaya bakacak olursak, Türkiye’nin derlenip toparlanması gerekiyordu. Biz de 22. dönem içinde birçok reformu hayata geçirdiğimiz gibi sağlık alanında da birçok önemli reforma imza attık. Bunlardan bir tanesi de hastanelerin birleştirilmesiydi. Türkiye’nin, imkanlarını en rasyonel şekilde kullanması gerekiyordu, biz de bu imkanların rasyonel şekilde kullanılması konusunda atılması gereken adımları bir bir attık.

Amaç, vatandaşımızın gündelik yaşamını, sosyal devlet olmanın gereği olarak kolaylaştırmaktı. Bu konuda önemli adımlar atıldığını zaten vatandaşlarımız da tepkisiyle ortaya koydu. Dedi ki; ‘doğru yoldasınız, doğru şeyler yapıyorsunuz o halde yola devam’ dedi. Biz de sağlık konusundaki reformlarımızı ve yürüyüşümüzü sürdürmeye devam edeceğiz.”

SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ
Bakan Çelik, 1 Ocaktan itibaren yürürlüğe giren “Yatarak Tedavi Gören Hastalara Kullanılacak Tıbbi Malzemelerin ve İlacın Hastaneler Tarafından Karşılanmasına Dair Tebliğ”in tartışıldığını, ancak uygulamanın bütün hastalara bir norm ve standart birliği getirdiğini, hastanın her hastaneye gidebildiğini, her hastaneden ilacını alabildiğini bildirdi.

Amaçlarının, hastayı başka girdaplara itmemek, vatandaşın hastasıyla ilgilenmesini sağlamak olduğunu ifade eden Çelik, “Al reçeteyi tıbbi cihaz ara, medikalci ara, ilaç ara” anlayışının bitmesi gerektiğini, zaten hasta olan insanın tıbbi malzeme ve ilaç arayarak canından bezdirilmesinin bir anlamı olmadığını söyledi.

Çelik, bu uygulamayı ilgililere aylar öncesinden duyurduklarını ve 1 Ocak 2008’den sonra geri dönüş olmadığını bildirdiklerini kaydederek, şöyle devam etti:

“Çok şükür, genel itibariyle özellikle devlet hastanelerinde bir sorun yaşamıyoruz. Açık ihaleyle alamıyorsanız başka türlü ihale yöntemleriyle bu malzemeleri, ilaçları temin etme imkanınız var. Kaldı ki ilaçlarla ilgili provizyonları da kapatmış değiliz. Yani yine eczanelerden alabilirsiniz. Ama tıbbi cihazlarla ilgili mutlaka ihale gerekiyor, eğer yetiştirememişseniz diğer yöntemlerle, doğrudan teminle bu sorunu halledip, hastanın çilesine bir an önce son vermemiz gerekiyor.

Bu, gayret ve fedakarlık gerektiriyor. Hepimiz biraz terleyeceğiz. İnsanımızın huzurlu yaşaması için hepimiz gayret göstereceğiz. Bahanelere sığınmaya gerek yok. Genelinde birçok üniversite hastanesinde ve devlet hastanelerinde problem yaşanmıyor. Gerçi biraz da biz abartıyı çok seviyoruz. Ufak meseleleri çok büyütmememiz lazım. Bunu doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Bu uygulamadan geri dönüş olmadığına göre herkes gardını alsın, çalışmalarını bu uygulamaya uydursun. Bu, hastanın lehinedir, sosyal devlet olmanın gereğidir.”

GENEL SAĞLIK SİGORTASI
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın şu anda TBMM gündeminde olduğuna işaret eden Çelik, bu konuyu sivil toplum örgütleri, sendikalar ve diğer bütün sosyal taraflarla enine boyuna tartıştıklarını ve tartışmaya da devam edeceklerini kaydetti.

Bakan Çelik, gelecek nesilleri ilgilendiren konularda, geçmişte hoyratça kullanılan zamanı gelecekte pozitif anlamda kullanmak için çok yoğun bir mesai harcadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

”(Ben değil, benim neslim) anlayışıyla yasal düzenlemeyi TBMM gündemine gönderdik. Bunun en önemli ayaklarından birisi de Genel Sağlık Sigortası’dır. Türkiye’de 18 yaşın altında 24 milyon 300 bin nüfus var. Düzenlemeyle bu nüfus direkt olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınıyor. Çok önemli bir rakam. Nüfusun üçte birinin biraz üzerindeki bir oran, genel sağlık sigortası kapsamına alınıyor. Asgari ücretin 3’te birinden daha az gelir olan vatandaşlarımız, direk olarak genel sağlık sigortası kapsamına alınıyor. Zaten prim ödeyen vatandaşlarımız da bundan yararlanıyor. Bu düzenlemeler son derece önemli. Lafta sosyal devlet değil, özde ve icraatta sosyal devlet olma özelliklerimizi yaşamanız ve yaşatmanız gerekiyor. Önemli açılımlar yapmaya devam edeceğiz.”

Hiç yorum yok: