1 Mayıs 2007 Salı

zamane anneLeri

Ne yazikki hepimiz yapiyoruz....

Zamane anneleri

"Sen de dedem gibi olecek misin, anneanne?" sozleri hasta odasinda yogun sessizlik yasanmasina neden olmustu. Gecirdigi ameliyatlardan sonra pek toparlayamamis yasli bayan hastamizi ilkokula yeni baslamis torunu ve kizi ziyarete gelmisti. Kucuk cocuklari hasta ziyaretine kabul etmememiz baslangicta sorun yaratmis, kisa sureli ziyaret icin izin koparmislardi. Hasta odasinda ana kiz konusup dertlesirken torun araya girip sormustu o can sikici soruyu. Kafami egip elimdeki dosya ile ilgileniyormus gibi yaptim. Hastamiz torununu yatagin kenarina oturttu. Ellerini tutarak "Simdi degil, iyilesip eve donecegim, merak etme. Hemen olmeyecegim. Ama er veya gec hepimiz olecegiz" dedi. Torun yanittan pek tatmin olmus gibi degildi.

- Ama bu haksizlik, anneanne. Olunce onlari bir daha goremiyoruz. Dedemi cok ozledim ben.

- Merak etme, insanlar olunce gorunmez olurlar ama hepten yok olmazlar.

Torun bir sure anneannesinin boynundaki kolye ile oynayarak dusundu. Sonra "Peki insanlar ne oluyor, olunce ? " diye sordu. Anneanne once bana sonra kizina bakti. Torununun sacini oksayarak;

- Bir sekilde aramizda oluyorlar, olenler. Kimi bir renk, kimi tat veya koku kimi de dokunus olup geri geliyorlar. Mesela rahmetli annemin yaptigi puf boregini hic unutmadim. Nerede o kokuyu veya tadi bulsam annemin orada yanimda oldugunu bilirim. Dedeni ise saclarimdaki dokunus ile hatirlarim. Nerede bir ruzgar saclarimi oksasa dedenin yanimda oldugunu dusunur, sevinirim.

- Peki sen olunce ne olup geleceksin, anneanne?

- Onu sen bileceksin. Beni nasil hatirlamak istersen o sekilde gelecegim yanina.

Ziyaret kisa surmustu. Onlar odadan ciktiktan sonra hastamiz torununu cok ozlemis oldugunu belirterek ziyarete engel olmadigimiz icin tesekkur etti.

- Bu kucuk torunumu buyugunden daha cok seviyorum, doktor bey.

- Torunlariniz arasinda ayirim yapmamaniz gerekmez mi?

- Haklisiniz ama boyle olmasinda biraz kizimin da kabahati var. Ilk cocugunu cabuk buyutmeye cabaladi. Kendince basardi da. Ama hepimizden uzak soguk, agir biri oldu cikti, buyuk torunum. Simdi hepimiz yakiniyoruz ama is isten gecti.

- Neden boyle oldu?

- Ne yazik ki, kizim da digerleri gibi zamane annelerinden oldu. Cocugunu en iyi sartlarda, en iyi okullarda en iyi egitim ile yetistirecegim diye tutturdu. Cocugun almadigi ders kalmadi neredeyse. Bale, piyano, tenis, yuzme dersleri yetmedi kolejlerde okuttu. Onunla birlikte ders calisip sinavlara birlikte girdi sanki. Simdi adi sani duyulmus kolejlerden birinde okuyor. Ama hepimizden uzaklasti. Derslerinden baska oyun bilmeyen soguk, agir biri oldu.

Bir sure sustu, soluklandi. Elimi tutup yataginda dogruldu. Yastiklarini duzelttim.

- Zamane anneleri boyle oluyor, iste. Cocuk yetistirmeyi yemek yapmak saniyorlar. Parayi bastirip en donanimli mutfakta en iyi malzemeleri kullanirsa yemegin mukemmel olacagini hayal ediyor, ortaya cikan yemege bakip neden lezzetli olmadigini soruyor, kabahati mutfakta veya malzemede ariyorlar. Kendilerine hic kabahat bulmuyorlar. Halbuki elinin emegi, sabri, ozeni olmadikca lezzeti yakalayamazsin. Hele bir sarma sarsinlar da goreyim ben onlari. Bu kez de "o kadar emek verdim, kimseye yedirtmem" diye tutturur bunlar. Sanki analarindan boyle gorduler. Hayat kolaylasip hizlandikca her seyin ayni kolaylikla yapilacagini saniyor bu zamane anneleri. Cocuklarini da cabuk buyutmeye ugrasiyorlar. Onlari hizli yaslandirdiklarinin farkinda bile degiller.

- Yani?

- Cocuk bu, yetistigi ortamdaki insanlara, anne babasina benzeyecek elbet. Cocuk onlara benzemeye basladikca anneler kendi begenmedigi yonlerini cocuklarinda gorup kiziyor, nerede hata yaptiklarini bulmaya cabaliyorlar. Ikinci cocukta ise o ilk heves kalmiyor da oyle kurtariyor onlar kendilerini.

Bogazi kurumustu. Bir yudum su icip eskiden ailelerin ilk cocuklarinin agabey ve abla agirligi ile yetistirildigini ilk cocuklarin aileyi iyi yansitma gorevi oldugu icin daha degerli oldugunu ama artik devrin degistigini ailelerin kendilerini degil de hayallerini cocuklarina yukledigini ilk cocuktan sonra gelenlerin ise daha ozgur olgunlasip aileye daha cok benzedigini anlatti.

Birkac gun sonra hastamizin bas ucunda suluboya bir resim vardi. Mavi gokyuzunde sapsari gunes ve bir de ucurtma ucuran kiz cocugu vardi, resimde. Hastamiz resim ile ilgilendigimi gorunce okumakta oldugu gazetesinden kafasini kaldirip;

- Torunum benim icin yapmis bu resmi, doktor bey. Resimdeki kiz kendisiymis. Karar vermis, ben olunce resimdeki gokyuzunun mavisi olacakmisim, onun icin. Gokyuzune her baktiginda benim yaninda oldugumu bilecekmis, boylelikle. Bu simsicak gunes ise dedesiymis.

Gozleri dolmustu. Birkac damla yas suzuldu gozlerinden. "Torunumun gozunde gokyuzunun mavisi olacakmisim, dedesi de hepimizi isitan gunes. Daha ne olsun?" dedi. Ogle arasinda bahceye ciktim. Yagan yagmurun ardindan masmavi gokyuzunde acan gunes, sicakligini iyice hissettiriyor, agaclar sonbahara hazirlaniyordu.

Mehmet Uhri

Hiç yorum yok: