26 Mayıs 2007 Cumartesi

Güncel ve ciddi sorun: Aflatoksin

Karaciğer kanseri başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden olan aflatoksin konusunda üretici ve tüketicilerin bilgilendirilmesinin yaşamsal önem taşıdığı kaydedildi.

Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bayram, aflatoksinin insanlara, tüketilen gıda maddeleri aracılığıyla bulaştığını belirtti.


Gıda yoluyla insanlara geçen aflatoksinin en çok karaciğer kanserine neden olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mustafa Bayram, aflatoksinin karaciğer kanserine neden olma yanında hepatit (B) ve (C) virüslerinin vücuttaki etkisini artırdığına, bağışıklık sistemini bozduğuna dikkati çekti.

Bayram, çocukların sağlıklı gelişimini engelleyen aflatoksinin vücutta ödeme, akut kangrene ve diğer bazı sağlık sorunlarına yol açtığını ifade ederek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Halkımızın ihraç edilen bazı tarımsal ürünlerin alıcı ülkeler tarafından reddedilmesine ilişkin haberler sayesinde adını duyduğu aflatoksin, insan vücudunda belirli bir seviyenin üzerine ulaştığında ölüme yol açmaktadır. Vücuda alınan aflatoksin süt, idrar ve karaciğere geçerken, DNA’yı mutasyona uğratarak kanser yapmaktadır. Aflatoksin, gıdaların tüketimi yanında buğday, yem, un gibi ürünlerin tozuyla da insanlara bulaşabilmektedir.

Danimarka ve Georgiagibi yerlerde bu yolla bulaşmış aflatoksinin neden olduğu kanser vakalarına rastlanmıştır. Ayrıca, yüksek konsantrasyonlarda göz ve deri yoluyla da aflatoksin insanlara bulaşabilmektedir.”

45 YILDIR BİLİNİYOR

Bayram, aflatoksinin ilk kez 1960 yılında tanımlandığını bildirdi. 1960 yılında İngiltere’ye hayvan yemi olarak ithal edilen Brezilya yerfıstığının 100 bin hindi ve 20 bin keklik, sülün ve ördeğin ölümüne neden olduğuna dikkati çeken Bayram, dünyada ilk defa meydana gelen bu olaya (Hindi-X) adı verildiğini ve sonrasında aflatoksinin ilk defa tanımlandığını belirtti.

Bayram, 1974 yılında Hindistan’da hasat zamanına yakın yağan yağmur sonrasında mısırların küflendiğini, küflü mısırlardan yiyen 108insan ve 400 köpeğin öldüğünü bildirdi.

Dünyada aflatoksin nedeniyle ikinci ölümlü vakanın 1982 yılında Kenya’da yaşandığını ifade eden Bayram, şunları kaydetti:
“20 ayrı hastanede yatan hastaların yüzde 60’ı öldü. 1977-1980 yılları arasında Güneydoğu Amerika’da yetişen mısırın yüzde 60’ında limitlerin üzerinde aflatoksin belirlendi.

Verilere göre Çin’in Guangxi bölgesinde her yıl 250 bin kişi aflatoksine bağlı kansere yakalanmakta. Filipinler, Endonezya ve Vietnam’da ise yılda 20 bin kişinin aflatoksine bağlı kanserden öldüğü bildiriliyor. Bilinen bu vakalar, aflatoksin konusunda duyarlı olunması gerektiğini gösteriyor. Karaciğer kanseri başta olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına neden olan aflatoksin konusunda üreticiler ve tüketicilerin bilgilendirilmesi yaşamsal önem taşıyor”

NASIL OLUŞUYOR VE NERELERDE BULUNUYOR?


Bayram, aflatoksinin birtakım mikroorganizmalar tarafından üretilen zehirleyici ve kanserojen madde olduğunu bildirdi. Bu organizmaların yüzde 85 bağıl nemde 1-5 günde aflatoksin üretebildiklerini vurgulayan Bayram, üretim koşulları, nem, sıcaklık, depolama koşulları, rutubet, fiziksel deformasyon gibi etkenlerin gıdalarda aflatoksin oluşmasını hızlandırdığını belirtti.

Belirlenmiş 13 tür aflatoksin bulunduğunu ifade eden Bayram, gıda ürünlerinde bu türlerden en fazla 5 tanesine rastlandığını vurguladı. Bu türlerin (B1), (B2), (G1), (G2) ve (M1) türü aflatoksin olduğunu belirten Bayram, şunları kaydetti:
“Aflatoksine sahip olan mikroorganizmalar doğada her yerde bulunabilmektedir. Topraktan tozuma yoluyla her yere dağılabilir.

Ancak, uygun ortam bulur ise aflatoksin üretebilir. Uygun ortam olmadığı sürece bir zararı bulunmamaktadır. Daha çok uygun şartlarda hazırlanmamış gıdalarda bulunur. Özellikle, mısır, hububat, un, ekmek,kötü şartlarda kurutulmuş baharat, incir, üzüm, kuruyemiş, pamuk, ay çekirdeği, et, süt, yumurta gibi ürünlerde bulunabilmektedir. Özellikle temel tüketim mamullerinde oluşan aflatoksin, günlük tüketimlerinin yüksek olmasından dolayı çok daha fazla tehlikelidir.”

Hiç yorum yok: