9 Kasım 2007 Cuma

Merck 5 milyar dolara yakýn tazminat ödeyecek

ABD'li ilaç üreticisi Merck, yan etkileri yüzünden piyasadan çektiği ağrı kesici hapı Vioxx ile ilgili açılan davalardan vazgeçmeleri karşılığında, binlerce davacıya toplam 4.85 milyar dolar ödemeyi kabul etti.

Şirkete karşı, özellikle romatizma vakalarında ağrı kesici olarak kullanılan Vioxx'ın bazı kullanıcılarda 'kalp krizi ve inmelere' yolaçtığı gerekçesiyle, 47 bin şikayetçiyi temsil eden 26 bin civarında tazminat davası açılmış bulunuyor.
 
Merck avukatları ile açılan davalara bakan dört hakimden üçü arasında varılan uzlaşmanın bağlayıcı olabilmesi için, davacılardan yüzde 85'inin rızasını alması gerekiyor.
 
Merck, yan etkilerinin ortaya çıkması üzerine Vioxx'ı 2004 yılında piyasadan çekmişti.

Yoðurt besin deðerini öldürüyor mu?

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde görevli Prof. Dr. Günhan Erdem, yoğurdun, bazı yemeklerin besin değerini öldürdüğünü, bu nedenle de gece yatmadan önce tek başına tüketilmesinin daha sağlıklı olacağını söyledi.

Prof. Dr. Erdem, bazı yemeklerin yanında yoğurt yemenin Türk mutfağının vazgeçilmez özelliği olduğunu; bioteknolojik bir ürün olan yoğurdun, vücuda çok faydalı antibiyotikler, vitaminler ve kimyasal maddeler içerdiğini söyledi.
 
Yoğurdun sindirim sistemini düzenleyici bazı mikroorganizmaları da barındırdığına değinen Prof. Dr. Erdem, "Yoğurdun içindeki bazı kimyasallar, bazı organizmaların üreyebilmesine engel vermeyen kimyasallardır. Yani yoğurdu mayalayan organizma, aslında başka organizmaların üremesini engellemek adına bazı maddeler salar. Biz yoğurdu yediğimiz zaman o maddelerden yararlanabiliyoruz" dedi.
 
Prof. Dr. Erdem, bazı yemeklerin vazgeçilmezleri arasında bulunan yoğurdun, bu yemeklerdeki besin değerlerinin bağırsaktan emilimini engellediğine dikkati çekti:
 
"Alışkanlık olarak yemekle birlikte yenen yoğurt, bazı yemeklerin besin değerini olumsuz etkileyebiliyor. Yoğurt, etrafında bazı organizmaların büyümesini engelleyebilmek için onların büyümesini sağlayan gerekli birtakım maddeleri ortadan kaldırabilir. Mesela demiri bağlaması gibi..."  

Prof. Dr. Erdem, yoğurdun içindeki vitamin ve minerallerin faydasının görülebilmesi için ana yemeği yedikten bir iki saat sonra tüketimesi gerektiğini kaydetti.

'Etkin kontrol' yok

Türkiye'nin de dahil olduğu uluslararası diyabet araştırmasına göre diyabet hastaları tedavi süresince etkin biçimde kontrol edilmiyor. Hastalar için güvenli ve kaliteli yaşam hedefi tutturulamıyor.

Sonuçlar, 5 yıl boyunca Türkiye, Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan 28 ülkede yapılan çalışmaya dayanıyor.
 
Dünyada yaklaşık 180 milyon diyabet hastası bulunuyor ve tahminler, hasta sayısının, 2025 yılı itibariyle 300 milyona ulaşacağını öngörüyor.
 
Türkiye'de ise şeker hastalarının sayısı yaklaşık 5 milyon.  Her 100 kişiden 7'si şeker hastası.

Bin 200 hasta izlendi, yaklaşık yüzde 80'inde kan şekeri ortalama değerlerin üzerinde çıktı.

Oysa tedavideki hastalarda kandaki şeker düzeyinin en fazla yüzde 7 olması gerekiyor.
 
İnsülin başlama zamanı gecikiyor

Tedavide insülin çok etkili ve erken insülin tedavisi son derece önemli ancak Türkiye'de insülin başlama zamanı gecikiyor.
 
Cerrahpaşa Tıp Endokrinoloji Öğretim Üyesi Prof. Hasan İlkova, "Diyabetli bir hastayı iyi tedavi etmekse amacınız, fazla zaman ayırmak zorundasınız. Sağlık Bakanlığı mantığıyla diyabetli bir hastaya 5 dakikada birşey yapamazsınız.
Türkiye'de hastaların yaşam biçimi ve beslenme alışkanlıkları da diabetin kontrolünü güçleştiriyor" dedi.

8 Kasım 2007 Perşembe

'Sýrt sýrta' bilgisayardan yüksek radyasyon

Monitörlerin arka kısmındaki radyasyon ön kısmından çok daha fazla olduğu için 'sırt sırta' konulan bilgisayarlarda çalışanlar yüksek radyasyona maruz kalıyor.

Gazi Üniversitesi'nde görev yapan Prof.Dr. Nesrin Seyhan, 'Elektronik Manyetik Alan' olarak da adlandırılan radyasyonun doğada çok az miktarda bulunduğunu ve insan vücudunun bundan etkilenmediğini söyledi.
 
Prof. Dr. Seyhan, ancak teknolojinin gelişmesi ve radyasyon yayan cihazların kullanımının artmasıyla buna maruz kalan kişilerde vücut dengesinin bozulduğunu ve rahatsızlıkların ortaya çıkmaya başladığını bildirdi.
 
Özellikle günde 8-10 saat geçirilen işyerlerindeki radyasyondan olumsuz etkilenildiğini belirten Prof. Dr. Seyhan, "İşyerlerindeki radyasyon, hassas kişilerde boğazda kuruluk hissi, gözde problemler, başağrısı, alerji, yüzde kızarıklık, uykusuzluk, seslere karşı hassasiyet, işitme zorluğu ve yorgunluk gibi rahatsızlıklara yol açıyor" dedi.
 
Prof. Dr. Seyhan, alınabilecek basit önlemlerle bu olumsuzlukların azaltılabileceğini belirtti:
 
"İşyerlerindeki en önemli radyasyon kaynaklarından birisi, bilgisayar monitörleri. Her monitör bir miktar radyasyon yayar, ancak üreticiler monitörleri geliştirirken, karşısında çalışan kişiye radyasyonu en az düzeyde verecek şekilde dizayn ederler. Bu nedenle arka kısımlarındaki radyasyon oranı, ön kısımlarındakinden çok daha fazladır.
 
İşyerlerinde çalışma düzeni nedeniyle monitörler sırt sırta konulduğunda, iki taraftaki çalışan da yüksek radyasyona maruz kalmaktadır. Ofislerde bilgisayar masaları, mümkün olduğunca yan yana yada birbirine bakacak şekilde yerleştirilmeli. Eğer bu mümkün değilse monitör olarak radyasyon yaymayan LCD monitörler tercih edilmeli.
 
Ayrıca dizüstü bilgisayarlar, şarjlı olarak kullanıldığında daha düşük radyasyon oranına sahiptir, bu göz önüne alınmalı. Bilgisayar başında uzun saatler kalınmamalı, 2 saatte bir yarım saat ara verilmeli."
 
Prof. Dr. Seyhan, iş yerlerinde radyasyon oranını azaltmak için alınabilecek diğer önlemleri ise şöyle sıraladı:
 
"Bilgisayar monitörleri gibi radyasyon yayan TV'lerden de en az 2 metre uzakta durulmalı. Kullanılmayan tüm elektrikli cihazları ya kapalı tutulmalı, ya da fişten çıkartılmalı.
 
'Dect' olarak da adlandırılan telsiz telefonlar da radyasyon yayar. Mümkün olduğunca kablolu telefonlar kullanılmalı. Fotokopi makinelerinden en az 50 santimetre uzakta durulmalı."

Biraz kilo kötü olmayabilir

ABD'de yapılan bir araştırmada, kilolu olanların kanser ve kalp rahatsızlığından ölme riskinin obez ve zayıf olanlara göre daha düşük olduğu, biraz fazla kilonun bazı hastalıklara karşı koruyucu olabileceği ortaya çıktı.

Binlerce ABD'li hakkındaki hükümet verilerinin analizini yapan Atlanta'daki Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi'nin elde ettiği bulgulara göre, kilolu olmak bazı riskleri de beraberinde getirirken, tehlikeleri, uzmanların düşündüğünden daha az olabilir.
 
2004'ten bu yana ölen 2.3 milyon ABD'linin ölüm nedenleriyle ilgili verileri de inceleyen araştırmacılar, aşırı şişman olmayan ancak kilolu olanların sadece diyabet ve böbrek rahatsızlığından ölüm riskinin yüksek olduğunu, kanser ve kalp rahatsızlığından yüksek ölüm oranına bu grupta rastlanmadığını tespit etti.
 
Obezlerin, kalp, diyabet ve böbrek hastalıkları ile aşırı kiloya bağlı göğüs, bağırsak ve pankreas kanseri gibi bazı rahatsızlıklardan ölüm riskinin epeyce yüksek olduğunu ortaya çıkaran araştırmacılar, biraz kilolu olmanın, tüberküloz, amfizem, zatürre, Alzheimer ve yaralanmalar gibi diğer ölüm nedenlerine karşı da açıkça koruyucu bir etkisinin bulunduğunu belirledi.
 
Araştırmanın başında yer alan Katherine Flegal, başka araştırmaların gösterdiğine göre, fazla kilonun vücudun hastalıklarla savaşması ve iyileşmesi için yaşamsal depo vazifesi gibi bir görevi bulunabileceğini belirterek, "Fazla kilolu olabilirsiniz, ama daha yağsız bir vücut hacminiz, daha kemikli ve kaslı bir yapınız olabilir. Bu da sizin için iyi olabilir" dedi.
 
Araştırma sonuçlarına bazı çevreler karşı çıkarken, Kuzey Carolina Üniversitesi'nden Barry Popkin, araştırmanın, sağlık ve hastalıkla ilgili değil, ölüm hakkında olduğunu, sonuçların ciddiye alınmaması gerektiğini savundu.
 
ABD'de iki yıl önce federal araştırmacılar ilk kez fazla kilodan ölümün abartıldığı sonucuna varmışlardı.
 
ABD'de araştırmacılar, 'fazla kilolu' ile 'obez' arasındaki farkı vücut kütlesi (BMI) endeksine göre belirliyorlar. Buna göre, 25 ila 29.9 BMI fazla kilolu, 30 ve üzeri BMI obez olarak değerlendiriliyor.

Þiddet içeren çocuk programý izlettirmeyin

</td></tr></table>

Þiddet içeren çocuk programý izlettirmeyin

</td></tr></table><br> Kaynak:CnnTurk